schizophrana Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2009 1938 yılında Balıkesir'de doğdu. Savaştepe İlköğretmen Okulu'nu, Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü'nü bitirdi. İlkokul, lise, eğitim enstitüsü öğretmeni olarak çalıştı. İlköğretim müfettişliğinden emekli oldu. Edebiyat dünyasına şiirle giren Uysal, ilk ürünlerini Şairler Yaprağı, Demet, İmece, Çaltı, Türk Sanatı, Varlık gibi dergilerde yayımlattı. Daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde eğitim, edebiyat ve çocuk kitapları üzerine yazılar yazdı (Cumhuriyet, Politika, Akşam, Yeni Halkçı adlı gazetelerde; Yeni Toplum, Yeni Dönem, Dönemeç, Türk Dili, Sesimiz, Oluşum, Türkiye Yazıları gibi dergilerde). 1975 yılından sonra çocuk edebiyatına yöneldi. Çocuklara Öykü (Bursa 1975, 4 sayı) adlı bir dergi çıkardı. Çocuklar için pek çok masal, öykü şiir ve roman yazdı. Kitaplarından bazılarının adları şöyledir : Alaca Baykuş (öykü), Çöpçü Martı (öykü), Keloğlan'ın Diliyle (masal), Yaban Kedisi (öykü), Çöp Toplama Yarışı (öykü), Anası Bulut Babası Yağmur (roman), Mağara Gölünde Serüven (öykü), Ayda Yaz Uykusu (bilimkurgu roman), Keloğlan'ın Düşü (masal)... Yaban Kedisi adlı kitap, Almanya'da Türkçe/Almanca olarak iki dilde basıldı (1989). GECE SÖZLERİ Geceyle dinlemeli genişleyen Bir ağacın gövdesini Üzerine yıldız sekerken Su vermeli gülün toprağına Şiir geceyi sever çünkü Aşk geceyle açıklar kimliğini Eski bir ırmak yatağında Yeni bir serüvendir gece Ve bir kadın sevilmeyi bekler Gecenin en ince yerinde Ahmet Uysal ŞEHİRLERDİR ACITAN KALBİMİ Şehrini arayan bir nehirdim Arar gibi eski bir sevgiliyi Her yanım toprak, tuz ve kum Köpüğü dağılmış bozkırda Çoktan unutmuş çıktığı vadiyi Kadınlar da görmüş yalnızlıkta Gözleri kırık bir söğüt dalı Kan mıydı sızan gözyaşı mı Uzak bir yıldız gibi kaymış Elinden, nehrimin suları Nasıl akar giderdim oradan Sürüklenen bir nehirsem de Savrulan birkaç su damlası Kalsın isterdim kirpiklerinde İşte öyle bir sevgi anısı Suya değen ince otlara Uzanırdım, ah bir tutunsam Ama, bir nehirdim ben Akıp giden kırgın göçebe Bin yıldır batık şehrini arayan Şehrini arayan bir nehirdim Gözü tutmayan hiçbir şehri Ayaklarına dolanan köprülerin Birinden ötekine geçip gitsem de Şehirlerdir acıtan kalbini Ahmet Uysal DÖRTLÜKLER Geceyi aldattım suç ortağı arıyorum kendime Geçen ömrümü aldattım aşklar kapatmadı yaramı Bir çocuk ağlıyordu içimde yaz yağmuru sandım Ah, yaşlanarak mı silsem onun ıslak yanağını Uzun koşu bitti yarısını bile geçemedim çölümün Deli dikenli kaktüsün tutamadım yasak yemişini Yenildim bu kuşatmada da uzun mızrağım kırıldı Yere düşürdüm aşk burcundan Ahmet Uysal İNCE BİR HANÇER Issız bozkırda usul esen yaz yelidir hançer Bütün eski kalıtların yanılmaz belleğidir hançer Ayrı kalınca kınından yitik gümüş kabzasıyla Zaman içinde çürüyüp gidecek eğri demirdir hançer Yıkım günlerinde odur öfkeli imgesi şairlerin Pul pul döker pasını birden umutla devinir hançer Ay ışığını sever ne de olsa gecenin dostudur En çok bir kadın koynundaysa sevinir hançer Islak bir parıltı ya da kan izi bırakır ardında Yasak sevişmelerin ölümcül bedelidir hançer Ne zaman kaygan bir kın içinde düşünsem onu Şiirin ipeksi dokusuyla kendine bilenir hançer Ahmet Uysal SİSLİ ŞEHİRLERDE KALAN Sisli şehirler bıraktın bana Erken ölümünü kuşların Ay ışığı da görünmez oldu Çiçeksiz, yarım balkonumda Uçuşan eteğini bulamadım Kalbimi acıtıyor tenimin yarası Her gece amansız bir sorgulama Elimde kalan kırık dal ucu Yırtıyor dokunduğu yeri Kanlı bir hançer yatağımda O kırgın yağmur sokağı da İşte kaybetti ince yağmurunu Silindi penceremdeki ıslak gölge Yakıcı öpüşlerin sıcaklığı Tuzun eski tadı unutuldu Sivri bir hançer bıraktın bana Ahmet Uysal SONSUZ VE BÜYÜLÜ Yarım ve kırgın bir umudu ekliyor günlere Güzle ürperen ince su gömleği sevgilinin Onun o çocuk sokuluşu arıtıyor şimdi Kentlerin kalın örtüsüne takılan ömrümü Kar sularını geçiyoruz onunla yeniden Yeni imgelere ulaşıyor aşk ve umut Otların ve kuşların anladığı sözler üretiyoruz Yalnız yüzler, eski gizler taşıyor yağmur bulutu Yanan kentlerin üzerine düşüyor hüznümüz Uzak yazlardan gelip geçen yüzlerin parıltısı Karla çoğalan sular ağartıyor ovamızı Sonsuz ve büyülü bir iklim oluyoruz onunla Ahmet Uysal Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.