Jump to content

Goethe - Tekrar buluşma


KATA

Önerilen Mesajlar

Wolfgang von Goethe - Tekrar Buluşma

 

Acaba bu gerçek mi, yıldızların yıldızı

Seni tekrar kalbimin üstünde sıkıyorum!

Ah, şu ayrılık denen gece nasıl bir acı

Nasıl derin uçurum

Evet neşelerimin

Sevgili, hoş rakibi sen;

Düşününce geçmiş acıları

Ürperirim halden.

Düha ezeliyetin, Tanrının sinesinin

Uyurken bir yerinde en kuytu ve düzgün derin

Hazırladı ilk anı

Çok yüce bir yaratma isteğiyle Tanrı

"Ol!" emrini verdi,

Bütün alem kudretle ve büyük ihtişamla

Hemen gerçekleşerek bir varlık kazanınca

Her taraftan çok derin bir ah koptu yükseldi

Etraf nura boyandı

Birbirinden ayrılıp bir yana kaçıştılar,

Vahşeh ve korku dolu rüyaları içinde

Her şey can attı

İsteyerek sessiz ve ihtirassız

Uzaklara, o derin sonsuzlukta.

Her şey susmuş, sessiz ve ıssızdı etraf,

Tanrı yalnız kalmıştı ilk olarak,

Yarattığı şafağı o anda

Şafak merhamet etti çekilen ıstıraba,

Ve acı duyanlara,

Ahenkli renk oyunları gösterdi,

Daha önce birbirinden her ayrılan böylece

İmkan buldu tekrardan birbirini sevmeye.

Telaşla, acele ile birbirinin olanlar

arayıp birbirini yeni baştan buldular

Döndüler ölçüsüz hayata tekrar

His ve duygular

İster el ele tutup, ister yakalansınlar

Yeter ki birbirinden onlar ayrılmasınlar.

Bundan sonra Tanrının yaratması lüzumsuz

Onun dünyasını artık bizler de yaratırız.

Bu suretle o şafak al al kanadlariyle

Beni sana uçurdu geldik dudak dudağa,

Ve gece gökyüzünde parlak yıldızlarıyle

Binlerce mühür vurdu, kuvvet verdi bu bağa,

Artık şu yeryüzünde böylece her ikimiz

Sevinç ve acılarda biriz ve herkese örnek olabiliriz.

Ve ikinci bir "Ol!" emri

Bir daha ayıramaz bizi.

 

(Türkçesi: Mibin Eren)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sevgilinin Yakınlığı

Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince

Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca.

Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,

Karanlık bir gecede, dar bir tahta köPage Rankingüde bir yolcu ürperirken.

Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar.

Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.

Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın.

Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burda

Yanımda olsaydın

 

 

Marienbad Ağıdı

 

Artık ne bekleyebilirim, yeniden

Buluşsam da o gonca çiçekten

Cennet ve cehennem seni bekliyor

Duygular kararsızlık dalgalarında sarsılırken,

Bitsin bu kuşkular artık! İşte gök kapında

Kaldırıyor yerden seni kollarıyla

 

 

İşte cennete kabul edildin, keşke

Değer olsaydın sonsuz güzel hayata

Artık ne istek, ne umut, ne tutku kaldı

Burasıydı yöneldiğin içten çabalarla

Karşında görünce eşsiz güzelliği

Yanık gözyaşlarının kaynağı tükendi

 

Gün nasıl da hızla çarptı kanatlarını

Zamanı önüne katıp sürer gibi

Akşamki öpücük bir mühür dudaklarda

Yarınki güneşin de aynen göreceği

Sakin bir yürüyüşteydi zaman,

Kız kardeşler gibi, benzer ve benzemeyen

 

Son öpücüğün nasıl da tatlı kıyıcılığı

Kesiveriyor aşkın kusursuz örgüsünü

Şimdi acele, tedirgin koşan, sakınıp eşiğinden

Ardından alevler içinde bir melek geliyor gibi

Göz, karanlık yola yorgun bakıyor

Dönüp baktı: Kapı kilitli duruyor

 

Şimdi kendine bile kilitli olan bu gönül

Sanki hiç açılmamış, mutluluk saatlerini

Gökteki bütün yıldızlarla yarışarak

Onun yanında hiç yaşamamış gibi

Usanmış, utanmış, bungun, hüzünlü

Karanlıklar içinde soluksuz gönlü

 

Bu dünyadan geride ne kaldı? Sarp kayalar

Kutsal gölgelerle taçlandırılmadı mı?

Ürünler olgunlaşmadı mı? Yeşillikler canlı,

Irmak ve otlaklar boyunca uzanmıyor mu?

Ve yeryüzü ötesinin büyüklüğü

Biçimli ve biçimsiz kubbelenmiyor mu?

 

Nasıl da aydınlık ve kırılgan, hafif ve ince

Ciddi bulutlar korosundan altı kanatlı melek

Tıpkı o, yukarıdaki mavi gök

Buhar gibi karışıveren maviliğe

Böylece gördün danslar içinde sevinçli

O, sevgililer sevgilisini.

 

Yalnızca birkaç dakika izin sana

Onun yerine bir hayli tutup bırakmaya

Yüreğine geri dön, daha kolay bulabilirsin orda

Değişen biçimlere oynarken onu.

Pek çok resim giderek oluşturuyor birini

Böyle binlerce kez ve hep hep sevgili

 

Kapılarda bekliyordu, karşılar gibi

Adım adım mutlu etti beni

Bir daha koştu son öpücükten sonra

Bir son daha kondurmaya dudaklarıma

Nasılda canlı şimdi anısı

İçimde alevden harflerle yazılı.

 

O gönül ki, yüksek surlar yaptırmış

İçinde korumak için kendini ve sevdiğini

Onun yerine de sevinç duyuyor bu aşktan

Yalnızca ona açınca kapılarını tanıyor kendini

Böylece kendi sınırları içinde daha özgür

Ve yalnızca ona teşekkür için atıyor yüreği

 

Sevme gücü ve gereksinim

Karşılıklı sevgiyle yok edildi

Sevinçli tasarılar için umudun neşesi

Karar ve eylem için hemen bulundu

Aşk bir heyecansa seven için,

Ben en hoş örneğiyim bunun.

 

Beni böyle kılan onun varlığı! Nasıl bunaltıcı

Bir korku akıl ve beden üstünde, istenmeyen ağırlık:

Tüyler ürpertici hayaller dolu

Yürek boşluğunun ıssızlığında.

Şimdi eşikte umudun bilinen şafağı

Işıyor güneşin yumuşak aydınlığında.

 

Tanrı'nın verdiği huzuru bu evrende

Akıldan çok mutluluk veren - okuduğumuza göre -

Karşılaştırıyorum aşkın huzuruyla,

Sonsuzca sevdiğin yanındaysa bu dünyada

Gönül rahatlar, bozamaz hiçbir şey o derinde

Duran anlamı, o anlam ait olmaktır sevdiğine...

 

 

Huzur

 

Dağlara sinmiş huzur,

En küçük kıpırdanış yok yapraklarda,

Kuşlar ormanda suskun,

Sabret yakın birgun sende huzur bulursun.

 

Mülkiyet Üzerine

 

Mülkiyet:

Biliyorum ki ben,

Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler

dışında,

Hiçbir şeye sahip değilim.

Biliyorum ki ben,

Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım

anlar dışında,

Hiçbir şeye sahip değilim.

 

Neşe Ve Izdırapla

 

Neşe ile ızdırapla,

Düşünce ile dolu iken,

Tükenmez ezalar içinde,

Ümitler, tereddütler geçirirken

Kederler içinde yoğurulurken

Mesut olan,

Ancak seven ruhtur.

 

Ormanda Yürüyordum

 

Ormanda yürüyordum

Öylesine ve kendimce

Ve hiçbir şey aramamak

İşte buydu niyetim.

 

Sonra gölgeler arasında

Bir çiçekçik gördüm,

Yıldız gibi parıldayan,

Bir göz gibi gülümseyen.

 

Yerinden koparmak isterken onu,

İncecikten bana:

Solup ölmemi istiyorsun.

Tutup kopararak beni? deyiverdi.

 

Onu kökleriyle birlikte,

Hiç incitmeden çıkarıp,

Güzel evin başındaki,

Büyük bahçeye taşıdım.

 

Büyük sakin bahçede,

Ektim onu yeniden.

Şimdi o küçük, güzel çiçek

Büyüyor durmadan, çiçek açıp, gülerek.

 

 

Prometheus

 

Karart göklerini Zeus,

Duman duman bulutlarla;

Diken baslarini yolan çocuk gibi de

Oyna meselerin, daglarin doruklariyla.

Ama benim dünyama dokunamazsin,

Ne senin yapmadigin kulübeme

Ne de atesini kiskandigin ocagima.

 

Su evrende siz tanrilardan

Daha zavallisi var mi bilmem:

Kurban vergileri

Dua üfürükleriyle beslenir

Hasmetli varliginiz zar zor.

Size umut baglayan budalalar,

Çocuklar, dilenciler olmasa

Yok olur giderdiniz çoktan.

 

Ben de bir çocukken

Ne yapacagimi bilmez olunca

Çevirirdim günese dogru

Görmedigini gören gözlerimi;

Yakarisimi dinleyecek

Bir kulak varmis gibi yukarda;

Varmis gibi derdimle dertlenecek

Benimkine benzer bir yürek yukarda.

 

Azgin devlere karsi

Kim yardim etti bana?

Kim kurtardi beni ölümden,

Kim kurtardi kölelikten?

Su benim yüregim degil mi,

Kutsal bir atesle yanan yüregim,

Her isi basarmis olan?

O degil mi cosup tasarak,

Yukarda uyuyani aldatarak

Basimi beladan kurtaran?

 

Benim seni kutlamam mi gerek? Niçin?

Hiç derdine derman oldun mu sen

Derdine derman bulamayanin?

Gözyasini sildin mi hiç

Basi darda olanlarin?

Kim adam etti beni?

Güçlüler güçlüsü Zaman

Ve önü sonu gelmeyen Kader, degil mi?

Onlar degil mi

Senin de benim de efendilerimiz?

 

Sen yoksa beni

yasamaktan bikar mi sandin?

Kaçar çöllere giderim mi sandin

Açmiyor diye

Tüm düs tohumcuklari?

 

Bak iste, yerli yerindeyim;

Insanlar yetistiriyorum bana benzer;

Bütün bir kusak benim gibi,

Acilara katlanacak, aglayacak,

Gülecek, sevinecek,

Ve aldiris etmeyecek sana

Benim gibi!

 

 

Yaban Gülü..

 

Bir çocuk, küçük, küçücük bir gül

Bir nazli gül gördü kirda;

Dogan gün kadar güzeldi,

Yaklasti kosup yanina

Bakti gülen gözleriyle.

Küçük, küçücük, pembecik gül

Bir küçük gül kirlarda.

 

Çocuk, dererim seni, dedi

Kirlardaki nazli güle;

Gül de ona cevap verdi;

Batiririm dikenimi

Kalir sizisi elinde,

Katlanamam bu aciya,

Küçük, küçücük, pembecik gül

Bir küçük gül kirlarda.

 

Ama çocuk derdi yine

Kirlardaki küçük gülü;

Gül batirdi dikenini

Ah'larina hiç bakmadan

O katlandi acisina.

Küçük, küçücük, pembecik gül

Bir küçük gül kirlarda.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...