Ferhan Şensoy - Viyana'da Bir Çöpçü...

YENİÇERİ - Hüseyin oğlu Hasan. Ya senin?

ÇÖPÇÜ - Hasan oğlu Hüseyin. Ula bu ne acayip gılıktır, nedir bu böyle yahu?

YENİÇERİ - Kanuni Sultan Süleyman efendimizin serdengeçtileri böyle giyinirler.

ÇÖPÇÜ - Ha anladım, sen faşinge geldin Viyana'ya...

YENİÇERİ - Sen ne saçmalarsın bre zevzek, biz fütuhata geldik buraya.

ÇÖPÇÜ - Kim getirdi sizi?

YENİÇERİ - Serdar-ı Ekrem Kara Mustafa Paşa.

ÇÖPÇÜ - Bu yeni bir turizm acentası olacak. Biz Germain Air'le geliriz. Dolmuş uçağı, 100 euroya.

YENİÇERİ - Sen hiç tarih kitabı okumadın galiba. Piyade gülbağ çekip, kuvveti bozu edüp yürüdüğünde, asakir-i sipahiyan kanatlanıp kâfiri mahkûru dört bir yandan ihata eylediğinde, sen nerede idin?

ÇÖPÇÜ - Ben Tophane'de İş Bulma Kurumunda kuyruktaydım. Ya sen neredeydin?

YENİÇERİ - Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

ÇÖPÇÜ - Biz atı da tarlayı da sattık, buraya geldik.

YENİÇERİ - Ne işin var? Niye geldin buraya?

ÇÖPÇÜ - Çalışıp para kazanmaya.

YENİÇERİ - Ne iş görürsün?

ÇÖPÇÜ - Çöpçülük ederim. Aha bu gâvurun pisliğini temizlerim beş yüz euroya

YENİÇERİ - Hay senin sülalene, ceddine...

ÇÖPÇÜ - Ula oğlum ne küfür ediysin? Beni ben mi getirdim bu hale? Hem çalışmak ayıp mı?

YENİÇERİ - Çalışmanı anladık da hiç değilse Viyana'ya gelmeseydin, benim bayrak diktiğim yerde, sen çöpçülük etmese idin.

Güzelmiş, teşekkürler.

her zaman efendim...konu Tiyatro olunca akan sular degil okyanuslar bile durmak zorunda kalır....:D