Jump to content

DNA Ve Kuantum Deneyleri


hexagram

Önerilen Mesajlar

'Isaiah Etkisi' ve 'Sifir Noktasina Uyanis' adli kitaplarin yazari

Gregg Braden tarafindan yazilan 'Iyilestirici Kalpler/Iyilestirici

Uluslar: Barisin ve Duanin Gücünün Bilimi'nden alinmistir. Bu

kitaplarda, eski spiritüel geleneklerden gelen dev miktarda bilgiyi

(Iskenderiye'deki kütüphane yakildiginda, en az 532,000 döküman

yitirdik) geçmiste nasil kaybettigimizi ve bilimin gizemlerinin

bazilarini anlamamiza yardimci olacak bu geleneklerdeki

bilginin mevcut olabilecegini tartismaya basliyor. Braden, üç tane

çok ilginç deneyi bildiriyor.

 

Gregg Braden bu büyük sorularin pesine düsmeden önce, bir bilim

adami ve mühendis olarak çalisiyordu.

 

DENEY 1: Onun bildirdigi ilk deney bir kuantum biologu olan

Dr.Vladimir Poponin tarafindan yapilmistir. Bu deneyde, önce bir kap

bosaltiliyor (kabin içinde vakum yaratiliyor) ve sonra kap içinde

sadece fotonlar (isik parçaciklari) birakiliyor. Fotonlarin

dagilimini (yerlerini) ölçüyorlar ve fotonlarin kap içinde tamamen

rasgele bir sekilde bulunduklarini saptiyorlar.

Bu beklenen sonuç.

 

Daha sonra kabin içine DNA yerlestiriliyor ve fotonlarin dagilimi

(yerleri) tekrar ölçülüyor. Bu kez fotonlarin DNA ile uyumlu olarak

BIR SIRA UZERINDE ve DUZENLI bir sekilde olduklari kesfediliyor.

Baska bir deyisle, fiziksel DNA, fiziksel - olmayan fotonlari

etkilemistir.

 

Bundan sonra, DNA kaptan aliniyor, ve fotonlarin dagilimi tekrar

ölçülüyor.Fotonlar, DNA nin bulunmus oldugu yerde, sirali ve DUZENLI

olarak kaliyor. Isik parçaciklari neye baglandi?

 

Gregg Braden, YENI bir enerji alaninin, bir enerji aginin mevcut

oldugunu kabul etmek zorunda oldugumuzu ve DNA nin bu fotonlarla bu

enerji araciligi ile iletisim kurdugunu söylüyor.

 

DENEY 2: Bu deney ordu tarafindan yapildi. DNA için vericilerden

lökositler (beyaz kan hücreleri) toplandi ve elektriksel

degisimlerin ölçülmesi için kutucuklara yerlestirildi. Bu deneyde,

verici bir odaya yerlestirildi ve vericide degisik duygular üreten

video klipler vasitasi ile 'duygusal stimulasyon'a maruz birakildi.

DNA ayni binada farkli bir odaya konuldu. Hem verici hem de onun

DNAsi monitör ile denetlendi ve verici duygusal inisler veya

çikislar gösterirken (elektriksel yanitlar olarak ölçüldü) , DNA TAM

AYNI ANDA TAMAMEN AYNI YANITLARI VERDI. Bir süre geçtikten sonra

yanit geldigi olmadi.

DNA nin zaman içindeki inis ve çikislari vericinin inis ve

çikislarina TAM OLARAK UYDU.

 

Ordu, DNA yi vericiden en fazla ne kadar uzaklastirirsa ayni etkiyi

elde edebilecegini görmek istedi. DNA ve vericiyi 50 mil ayirdiktan

ve HALA AYNI sonucu elde ettikten sonra, teste son verdiler. Zaman

farki yoktu, zaman kaybi yoktu. DNA ve verici zaman içinde tamamen

ayni yanitlari verdiler. Bu ne anlama gelebilir?

 

Gregg Braden bunun, canli hücrelerin önceden farkina varilmamis olan

bir enerji formu vasitasi ile iletisim kurdugu anlamina geldigini

söylüyor. Bu enerji zaman ve mesafeden etkilenmez. Bu, enerjinin

mekansiz bir seklidir, her zaman her yerde mevcut olan bir

enerjidir.

 

DENEY 3: Uçüncü deney Heart Math Enstitüsü tarafindan yapilmis ve

bununla ilgili makale su baslikla yazilmis: 'DNA nin Sekilsel

Degisimleri Uzerinde Tutarli (uygun) Kalp Frekanslarinin Yerel ve

Mekansiz Etkileri' (Basliga bakmayin! Bilgi inanilmaz) . Bu, anthrax

(sarbon) durumuyla direkt olarak ilgili bir deneydir.

 

Bu deneyde, bir kaç insan plasenta DNA si (DNA nin en eski zamana

ait/ilk sekli) içinden DNA daki degisikliklerin ölçülebilecegi bir

kabin içine yerlestirildi. 28 egitimli arastiriciya DNA nin yirmi

sekiz küçük sisesi verildi (her birine bir sise.) Her bir

arastiriciya nasil duygu üretecegi ve HISSEDECEGI ögretildi ve her

biri güçlü duygulara sahipti.

 

Bulunan sey suydu; DNA, arastiricinin duygularina göre KENDI SEKLINI

DEGISTIRDI:

 

1. Arastiricilar minnettarlik, sevgi ve takdir HISSETTIGI zaman, DNA

GEVSEYEREK yanit verdi ve iplikler yaralanmamisti. DNA nin uzunlugu

daha fazla artti.

 

2. Arastiricilar öfke, korku, hayal kirikligi veya stres

HISSETTIGINDE, DNA DARALARAK (sıkışarak) yanit verdi. DNA kisaldi ve

bizim DNA kodlarimizin çogunu KAPATTI! Eger negatif hisler

tarafindan 'kapandiginizi' hissettiyseniz, simdi bedeninizin de

neden esit olarak kapandigini biliyorsunuz. Arastiricilar

tarafindan sevgi, nese, minnettarlik ve kabul hisleri tekrar

hissedildiginde,DNA kodlarinin kapanmasi tersine döndü ve kodlar

tekrar açildi. Bu deney daha sonra HIV - pozitif hastalarla test

edilerek tekrarlandi. Sevgi,minnettarlik ve kabul hislerinin, bu

hisler olmadan ölçülen DIRENÇten 300,000 KEZ büyük DIRENÇ gösterdigi

kesfedildi. Böylece,saglikli kalmaniza yardimci olabilecek seyin

yaniti budur, hangi korkutucu virüs veya bakteri etrafinizda

yüzüyor olursa olsun. Nese, sevgi, minnettarlik ve takdir/kabul

hisleri içinde kalin!

 

Bu duygusal degisimler elektro - manyetiklerin etkisinin ötesine

geçmistir.Derin sevgi içinde olmayi ögrenmis bireyler DNA larinin

seklini degistirmeye muktedirdir. Gregg Braden, bunun yaradilisin

tümünü birbirine baglayan yeni farkina varilan bir enerji formunu

gösterdigini söylüyor. Bu enerji, her seyi birbirine baglayan SIKICA

ORULMUS bir AG gibi görünüyor. Esasen, TITRESIMIMIZ vasitasi ile

yaradilisin bu agini etkileme gücümüz var.

 

OZET: Bu deneylerin sonuçlari bizim simdiki durumumuzla nasil

uyusur? Bu, her ne oluyorsa olsun, güvende kalmak için bir zaman

hattini nasil seçebilecegimizin ötesindeki bilimdir. Gregg

Braden'in 'Isaiah Etkisi'nde açikladigi gibi, temelde zaman sadece

lineer degildir (geçmis, simdi ve gelecek) , ayrica bir derinligi

vardir. Zamanin derinligi tüm olasi dualari ve edilmis veya mevcut

dualarin zaman hatlarini içerir. Aslinda, bizim tüm dualarimiz

önceden yanitlanmistir. Biz, sadece HISLERIMIZ vasitasi ile

yasamakta oldugumuz dualari aktive ediyoruz. Bu, bizim realitemizi

nasil yarattigimizdir: onu hislerimizle seçerek. Hislerimiz

Evren'deki enerjinin ve maddenin tümünü birbirine baglayan

yaradilisin agi vasitasi ile zaman hattini aktive ediyor.

 

Evrenin yasasinin, odaklandigimiz seyi kendimize çektigimiz oldugunu

hatirlayin. Eger gelebilecek bir korkuya odaklaniyorsaniz, Evren'e

korktugunuz seyi size göndermesi için kuvvetli bir mesaj

gönderiyorsunuz. Bunun yerine, kendinizi nese, sevgi, kabul veya

sükran duygularina getirebilirseniz ve hayatiniza bunlardan daha çok

getirmeye odaklanirsaniz, negatif seylerden otomatik olarak kaçinmis

olursunuz. Hislerinizle farkli bir zaman hattini seçiyor olursunuz.

Inanilmaz derecede kuvvetli bir bagisiklik sistemini

sürdürecek bu pozitif duygularda kalarak anthraxa veya herhangi

grip, virüse vs. yi yakalanmayi önleyebilirsiniz.

 

Rev. Terri Newlon

Terri Newlon Holistic Consulting Co.

110 E. Cortez Dr. # 203

Sedona, AZ 86351 USA

 

Çeviri: Saffet Güler

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

SIFIR NOKTASI ve SCHUMANN REZONANSI

 

Gregg Braden son günlerde Amerika eyaletlerini ve medyayı0 gezerek Dünya’nın Foton Kuşağı’ndan geçtiğine ve Dünya’nın ratasyonunun yavaşladığına dair bilimsel kanıtlarını anlatıyor. Aynı zamanda Dünya’nın rezonans frekansında bir artış bulunmaktadır. (Schumann Rezonansı) Dünya dönüşünü durdurduğunda ve rezonans frekansı 13’e ulaştığında sıfır noktası manyetik alanında olacağız. Dünya durduktan sonra 2 ya da 3 gün içinde ters yöne doğru tekrar dönmeye başlayacak. Bu durum Dünya’nın etrafındaki manyetik alan içinde ters yönde ani bir değişikliğe sebep olacak.

 

Jeofiziksel Durum #1: Dünya’nın Yükselen Temel Frekansı

 

Dünya’nın zemin temel frekansı, ya da “kalp atışı” (Schumann Rezonansı, SR, olarak adlandırılır) hızla artmaktadır. Coğrafi bölgelere göre değişkenlik göstermesine rağmen, onlarca yıldır toplam ölçüm 7.8 devir / saniye’yi göstermekteydi. Bu değerin sabit olduğu düşünülüyordu ve global askeri haberleşme sistemi bu frekans üzerine geliştirilmişti. Son rapolar oranın 11 devire ulaştığını ve yükselmeye devam ettiğini söylüyor. Bilim bu oranın neden yükseldiğini ya da yükselişe neden olanın ne olduğunu bilemiyor. Gregg Braden verileri bu konu üzerinde çalışan Norveçli ve Rus araştırmacılardan aldı; Amerika’da çok geniş çapta raporlama yapılmıyor. (SR üzerine tek referans hava ile ilgili ve sadece Seattle Kütüphanesinde referans bölümünde bulunmaktadır. Bilim SR’yi sıcaklık değişkenlerinin ve dünya çapında hava durumlarının hassas göstergesi olarak kabul etmektedir. Braden değişen SR’nin son zamanlardaki şiddetli fırtınaların, sellerin ve havanın bir faktörü olduğuna inanıyor.)

 

Jeofiziksel Durum #2: Dünya’nın Azalan Manyetik Alanı

 

Bir yandan dünyanın “pulse” oranı yükselirken diğer yandan manyetik alan kuvveti azalmaktadır. New Mexico Üniversitesi Profesörü Bannerjee’ye göre, son 4000 yıl içinde manyetik alan yoğunluğunun yarısı kaybetti. Manyetik alan kuvveti, manyetik kutupların tersine dönmesinin bir habercisi olduğu için, Prof. Bannerjee, başka bir değişimin gelmekte olduğuna inanıyor. Braden, devirsel “Yer değiştirmeler” ters dönmeyle birleşik olduğu için manyetik dönüşümün belirtisi olan dünyanın jeolojik kayıtları ayrıca tarihte daha önceki “Yer değiştirmeler”i de işaret etmektedir. Zaman ölçüsünün büyüklüğü düşünüldüğünde, bunlardan sadece bir kaç tane mevcuttur.

 

Schumann Rezonansı Nedir?

 

İster inanın, ister inanmayın, Dünya dev bir elektrik devresi gibi davranmaktadır. Aslında atmosfer zayıf bir iletkendir ve eğer hiçbir şarj kaynağı olmasaydı varolan elektrik yükü yaklaşık 10 dakika içinde dağılırdı. Dünya’nın yüzeyi ve iyonosferin iç kısmı arasında 55km’lik bir boşluk bulunmaktadır. Herhangi bir anda bu boşluk içindeki toplam yük 500,000 Clombtur. Yeryüzü ile iyonosfer arasında 1-3x10-12 Amper / m2’lik bir dikey akım akışı vardır. Atmosferin rezistansı (direnci) 200 Ohm’dur. Potansiyel voltaj 200,000 Volt’tur. Dünya çapında herhangi bir anda yaklaşık 1000 şimşek çakmaktadır. Bunların her biri 0,5 ila 1 Amper üretmektedir ve Dünya’nın elektromanyetik boşluğundaki akım akışının ölçümü için hesaplanmaktadır.

 

Schumann Rezonansları bu boşlukta varolan ve aralarında az da olsa benzerlik gösteren elektromanyetik dalgalardır. Yaydaki dalgaların da olduğu gibi, her zaman mevcut değildirler, fakat incelenebilirliğin olması için reaktif olmak zorundadırlar. Dünyanın içsel faktörleri, kabuk ya da çekirdek tarafından oluşturulmamaktadır. Atmosferdeki elektriksel faaliyetlere ait gibi görünmekteler, özellikle şiddetli şimşek faliyetlerinin oluştuğu zamanlarda. 6 ila 50 devir / saniye arasındaki frekans değerlerinde meydana gelmektedir; özellikle 7.8, 14, 20, 26, 33, 39 ve 45 Hertz’de, +/-0.5 Hertz’lik varyasyon ile. Sonuç olarak Dünya’nın elektromanyetik alan özellikleri aynı kalırsa bu frekanslarda aynı kalır. Tahminen Dünya’nın iyonosferi, Güneşin 11 yıllık macula? devrinin sonucunda bu duruma cevaben değişime uğramaktadır. Çoğunlukla SR 2000 ile 2200 birim zaman aralığında daha kolay görülebilmektedir.

 

Atmosferin bir yük, bir akım ve bir voltaj taşıdığı göz önünde bulundurulursa böylesine elektromanyetik dalgaların bulunması hiç de şaşırtıcı değil. Dünyadaki bu boşluğun rezonans özellikleri ilk defa 1952 ve 1957 yılları arasında Alman fizikçi W. O. Schumann tarafından ortaya atılmış ve 1957 yılında Schumann ve König tarafından kanıtlanmıştır. Bu fenomenin ilk spiritüel tasviri 1960 yılında Balser ve Wagner tarafından hazırlanmıştır. Son 20 yıl içindeki incelemeler, denizaltılarıyla Ekstrem Düşük Frekanslı haberleşme araştırmalarını yürüten Deniz Kuvvetleri Bölümü tarafından yönetilmektedir.

 

Daha fazla bilgi için: “Handbook of Atmospheric Electrodynamics, vol. 1”, Hans Volland, 1995, CRC Press. 2. Bölüm tamamıyla Schumann Rezonansları üzerinedir ve Davis Campbell tarafından yazılmıştır. (Geophysical Institute, University of Alaska, Fairbanks AK, 99775) Ayrıca bu araştırmanın tarihçesi ve geniş bir bibliografisi de bulunmaktadır.

 

MUHTEMEL SONUÇLAR

 

 

1.

 

Sıfır noktasına yaklaştığımızda zaman hızlanmış olarak tezahür edecek. Buna göre 24 saatlik zaman dilimi, 16 ya da daha az saatte yaşanmış olacak. Binlerce yıldır SR’nın 7.8 devirde olduğunu, fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu hatırlayın. Bugün bu değer yaklaşık 12 devirdir. Ve 13 devire ulaştığında duracak.

 

 

2.

 

Sıfır noktası ya da Çağların Değişimi, kadim insanlar tarafından binlerce yıl önce bildirilmişti. Bir çok değişimler meydana gelmiştir; her 26000 yıllık Ekinoks geçişi sürecinin yarısı olan 13000 yılda bir.

 

 

3.

 

Sıfır Noktası ya da manyetik kutupların ters dönüşü muhtemelen yakında, birkaç yıl içinde, belki de her 20 yılda bir 12 Ağustos tarihinde gerçekleşen Dünyanın dört devir bioritmi ile eşzamanlı olarak gerçekleşecek.

 

 

4.

 

Sıfır Noktasından sonra Güneşin batıdan doğup, doğudan batacağı da söylenmektedir. Bunun daha önce gerçekleştiğine dair çok eski kayıtlar bulunmaktadır.

 

 

5.

 

İlginçtir ki Yeni Dünya Düzeninin 2003 yılında hayata geçeceği planlanmıştır. Bu, bir çok etkene ve gündeme bağlı olarak olabilir de olmayabilir de. Fakat merkezde kalın ve sezgilerinizi takip edin.

 

 

6.

 

Sıfır Noktası değişimi muhtemelen bizi 4. boyuta sokacak. Burada, düşündüğümüz ve istediğimiz her şey hemen tezahür edecek. Bu Sevgi’yi ve Korku’yu içermektedir. NİYETİMİZ en yüksek öneme sahip olacak.

 

7.

 

Bildiğimiz bir çok teknoloji işlemez hale gelecek. İstisnalar Sıfır Noktası ya da serbest enerjiye dayalı olan teknolojiler olabilir.

 

 

8.

 

Sıfır Noktasına yaklaştıkça fiziksel bedenlerimiz değişmektedir. DNA’larımız 12 sarmallı yapıya yükseltilmekte. Yeni bir ışık beden yaratılmakta. Daha sezgisel bir hale bürünüyoruz.

 

 

9.

 

Maya Takvimi şu anda gerçekleşmekte olan bütün değişimleri önceden bildirmiştir. Buna göre biz teknolojinin ötesine doğru ilerlemekte, Doğanın ve Evrenin natürel devirlerine dönmekteyiz. 2012’de 5. Boyuta gireceğiz. (Sıfır Noktasında 4. Boyuta geçtikten sonra)

 

 

10.

 

Bütün bu bilgiler korkutucu nitelikte değildir. Yeni Işık Çağını getirecek olan bu değişimlere hazırlanın. Paranın ve zamanın ötesine geçiş yapıyoruz; Korkuya dayalı kavramların tamamen ortadan kalkacağı...

 

 

alıntıdır.

--------------------

konu üzerinde farklı yaklaşımlar çok olmuş, yorumu yine bize kalmış....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

paylaşımlar için teşekkürler.

 

güneşin doğudan batıp, batıdan doğmasının nasıl mümkün olabileceğini merak ederdim hep. Güneşin durup ters yonde gitmeye başlamasını düşünmüştüm ama bana imkansız geliyordu bu. kutupların yer değiştirmesi ile bu kolayca mümkün olabiliyor. bu kadar kolay bir sebebi tahmin edememiştim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kutupların son bir kaç milyon yıl içinde bir kaç kez yer değiştirdiği söyleniyor..kuzey kutbunda bulunan tropikal iklima ait canlı fosilleri bulunduğunu da biliyoruz. Kutupların tekrar yer değiştirme sürecine girdiğini ciddi bilimsel yayınlarda da görebiliyoruz. Küresel ısınmanın milyonlarca yıl önce dünyada olması, şu anki ısınmanın da aslında manyetik alandaki değişimle yakından ilgili olduğunu gösteriyor gibi...

--------------------

rica ederiz:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Muhtemel sonuçlar şöyle olabilir;

Rezonans değişiminden zaman hızlanacağından baş ağrıları, yorgunluk hisleri, kollarda, bacaklarda, dizlerde ve omurgada elektriklenme hissi, kramplar bunlar kimi bünyelerde ufak tefek fiziksel rahatsızlıklar çıkarabilir. Gözler atmosfer ve ışık için değişime uğrar (yeni bir makale okudum geçenlerde, artık kışın bile güneş gözlüğü takmamızı öneriyordu bir göz doktoru, geçiş sürecinde bunlar yaşanabilir). İnsanların rüyaları daha güçlü hale gelmeye başlayabilir ve yeni titreşimlerin bir sonucu olarak insan bedeni daha hassas olur. Fiziksel beden değişir, dna mutasyona uğrar ve bunlarla birlikte önsezi ve şifa yetilerinde artış başlar. Hatta çoğu kehanete göre yeni doğan bebekler telepati yeteneği ile doğar..Kişisel fikrim, dünyanın girdiği manyetik alandan insanın manyetik alanı istese de istemese de etkilenecektir. Ancak sonucu olumlu olacak bu yeni insan modeline uyum sağlayamayacak olanlar büyük zorluk yaşayabilirler, hatta çıldıran ya da doğal seleksiyona uğrayanlar da olabilir..Ama bu olasılıkları aza indirgeyecek toplu bir uyanışın da farkındayım. İnsanlar buna hazırlanıyorlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkür ederim güzel bir açıklama olmuş.bu meyanda bizdeki ezoterik ve okült bilgilerde de bir güncelleme olması gerektiği kanaatindeyim.mikrokozmik bir kıyaslama yapacak olursak insandaki enerji merkezlerinde bir değişim yaşanacaktır sanırım.(dönüş hızları,dönüş yönleri v.s)yada dünya ya uyumlu olarak bunlarda da belirgin bir dönüşüm başlamıştır.Bu durumda bildiğimiz,uyguladığımız meditasyonlar,ritüeller,pratiklerde de bir değişim olması gerekmezmi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkür ederim güzel bir açıklama olmuş.bu meyanda bizdeki ezoterik ve okült bilgilerde de bir güncelleme olması gerektiği kanaatindeyim.mikrokozmik bir kıyaslama yapacak olursak insandaki enerji merkezlerinde bir değişim yaşanacaktır sanırım.(dönüş hızları,dönüş yönleri v.s)yada dünya ya uyumlu olarak bunlarda da belirgin bir dönüşüm başlamıştır.Bu durumda bildiğimiz,uyguladığımız meditasyonlar,ritüeller,pratiklerde de bir değişim olması gerekmezmi?

 

evet mutlaka:thumbsup: bu yüzden artık entellektüelliğe, okuyarak ya da bir guru, rehber bularak aydınlanmaya ya da inisiye olmaya öyle gerek yok, dünyanın düşüş dönemi çoktan bitti ve yükselişe çoktan geçildi, hemen herkes değişimi kendi kendine geçirebilecek düzeye gelecek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kendi adıma katılıyorum.:)

Bazıları için yerleşik,eski bilgileri terk etmek kolay olmayacak olsada.

Eminim Cosmosla bir tür arayüz oluşturabilen bilinçler bu sürece daha kolay uyumlanacaktır.

 

herkesin aslında bildikleri her şeyin tek gerçeğin uzantılarından ibaret olduğunu anlayacakları günü iple çekiyorum..o zamanı bu dünyada yaşarsak kimse inanç, uygulama vb. konusunda tartışmaz artık..ama geçiş dönemi dediğin gibi bazı fikirlere saplanıp kalmışlarda gerçekten çok zor olabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu arada kutuplar şu anda da kamçatka yarımadasına doğru hareket ediyor arkadaşlar ve yakın (tabi bu yakın göreceli bir kavram:D)Bir zaman önce o bölgedeki bir dağdaymış.Çalıştığım projedeki rus profesör bunu o dağın dünyada en çok fizyoelektrik kristali bulunduran ve yüzeye en yakın kristallerin bulunduğu yer olmasıyla açıklıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...