efemera Oluşturma zamanı: Ocak 29, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 29, 2009 Gençadam, evinin alt katinda marangozluk yapiyordu. Kapi ve pencere konusunda uzmandi. Fakat plâstik pencereler yayginlasinca, ahsap olanlara ragbet azaldi. Bu yüzden isler iyi gitmiyordu. Üstelik de çocuklari büyümüs, biri hariç okula baslamisti. Masraflari artinca, yanindaki kalfasina yol verdi. Ise biraz daha erken koyulur, yardimciya ayirdigi parayi, çocuklarin harçligina katardi. Adam, bir gün çalisirken, elektrik kesildi. Ve uzun süre bekledigi halde gelmedi. Aksi gibi, o aksam üzeri teslim etmesi gereken birkaç pencere vardi. Bos kalmayi sevmezdi. Planyayi yagladi, talaslari süpürdü. Biraz dinlenmek için eve çikarken, sigortaya göz atti. Eger yanilmiyorsa, bu is normal degildi. Biri gelip sigortayi kapatmis olmaliydi. Salteri kaldirinca, atölye aydinlandi. Tahminleri dogru çikmisti ama, bu ise bir anlam veremiyordu. Saka dese, böyle bir saka yapilmazdi. Kendisini kiskanacak bir düsmani da yoktu. Ise koyuldugunda, yine ayni sey oldu. Ama bu sefer suçluyu görmüstü. Oglu, evden atölyeye baglanan merdiveni sessizce inmis ve sigortayi kapattigi sirada, babasini karsisinda bulmustu. Adam, on yasina gelmis bir çocugun böyle bir haylazligini affedemezdi. Bütün günü, onun yüzünden mahvolmustu. Bir kere yapmis olsa, ses çikartmazdi. Ama tekrarlamasi, hangi yönden bakilirsa bakilsin, büyük hataydi. Saçlarindan yakalayip siki bir tokat atti. Her sey onun iyiligi içindi. Belki vurdugu tokat, serseri olmasini engellerdi. Adam, oglunun gözyaslarini görmezden geldi ve eve çiktiktan sonra, esine dert yanarak: - Bu çocugun, okulda kimlerle düsüp kalktigini bilmemiz lazim!.. dedi. Eger serbest birakirsak, basimiza büyük dertler açacak!.. Adam, bir süre düsündü. Sonunda da en kolay yolu buldu. Oglunun hiç aksatmadan tuttugu günlügünde, arkadaslarina ait ip ucu olmaliydi. Esi istemese de, ona kulak asmadi ve çocugunun günlügünü okumaya basladi. Oglu, en son sayfada: "Bu gece kötü bir rüya gördüm!.." yazmisti. "Atölyede çalisirken, babami elektrik çarpiyordu. Allah'im onu koru!.. Ben elimden geleni yapacagim!.." o_o İngiltere'de 2 yaşındaki bir kız çocuğu, kan şekerinin düşmesi nedeniyle bilincini kaybeden şeker hastası babasını, komaya girmekten kurtardı. Şeker hastası Daniel Lambell'in (20), salı günü bilincini kaybederek yere yığıldığı, 2 yaşındaki kızı Charlie'nin de mutfaktan şeker kavanozunu alıp babasına kaşık kaşık şeker verdiği belirtildi. Lambell'in, hastalığı nedeniyle yanından ayrılmayan ancak salı günü evde bulunmayan eşi Karen, 2 yaşındaki bir çocuğun böyle davranmasının beklenmedik bir şey olduğunu belirterek, ''Kızım, eve geldiğimde bana 'babam hastaydı ama tedavi ettim' dedi'' diye konuştu. Bilinci yerine geldikten sonra kızının kendisini kurtardığının farkına varan Lambell da Charlie'yi ''küçük kahraman'' olarak nitelendirdi. o_o Adamın biri, ilk defa gittiği şehrin tarihi çarşısına uğradığında, bir dükkana girerek; - Hatıra eşya almak istiyorum, demiş.Ne tavsiye edersiniz? Dükkan sahibi yaşlı zat,adamı tepeden tırnağa süzüp: - Buranın en meşhur malı, aynalardır evladım, demiş. Ama onları almaya güç ister. Adam, hiç düşünmeden: - Ben, yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil. İhtiyar, dudak büküp: - İnşaallah gücün yeter, demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları. Adam, ses tonunu iyice yükselterek: - Benim elde edemeyeceğim şey yoktur!..diye direnmiş. Fiyatları ne kadar? İhtiyar adam: - Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normal fiyata alabilirsin. Fakat eski aynalar pahalıdır.Hele hele antikalara gücün yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, fakat onu görsen pek beğenmezsin. Adam, bu sözleri pek anlamamış. Ama merakından çatlayacak gibiymiş. Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlı adamın koluna girip,dükkanın arka bölümüne geçmiş. Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek: - Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim, demiş.Çerçevesi gümüştendir. Fiyatıysa sadece üç altındır. Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş. Ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra: - Bunun bir özelliğini görmedim, demiş. Evimde de bundan üç dört tane var. Yaşlı adam, seke seke ilerleyerek: - O halde bu aynaya bak!.. demiş. Çeyrek asır öncesine aittir. Çerçevesi bakırdandır. Fiyatı ise yüz kese altındır. Adam: - Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş.Böyle basit bir ayna,on altın bile etmez. İhtiyar adam: - Ben sana söylemiştim!.. diye kızmış. İsterseniz vazgeçin. Adam, iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamakiçin kendini zor zaptetmiş. Gözlerini ovuşturarak baktığı aynadaki görüntü, onun yirmibeş yıl önceki haline aitmiş. Ne başının büyük bölümünü saran beyaz saçlar varmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler. Adamın aynaya takılan gözleri, biraz sonra fal tşı gibi açılmış. Çünkü aynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından,sevdikleri geçiyormuş birer birer. Büyük bir dehşet içinde: - Aman Allah'ım!.. diye bağırmış.Bu geçen,kız kardeşim değil miydi? Hem de henüz kanser olmadan önce. Daha sonra, en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler, adamın görüntüsü ardından. Her ikisi de, çeyrekasır önceki halleriyle. Adam, dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar, ona sokulup: - Bu işten vazgeç!. demiş.Zaten bir çok insan da öyle yaptı. - Hayır!. diye itiraz etmiş adam. Kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de. - Peki!. demiş ihtiyar. Şu gördüğün bir antika aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeriyse bin kese altın eder. Adam,oraya doğru ilerlerken,korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynaya baktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi sekiz yaşlarında bir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük ve saçları dağınık bir çocuk. - Aman Allah'ım!.. diye bağırmış. Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor. Adam, biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer, 30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Daha sonra da, nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi, öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, er zamanki şakacılığıyla, ensesine bir şaplak atmış yavrusunun. Adam, kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak. Yaşlı adam: - Gerçek aynalar böyledir evladım!.. demiş. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara. Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkandan atmak istemiş kendini. Fakat tam çıkacakken: - Bedava aynalardan söz etmiştiniz, demiş. Onu da merak ettim. İhtiyar adam: - Ona hiçbakma evlat!. diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz. - Mutlaka bakmalıyım!. diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım. Yaşlı adam, çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak, dükkanın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip: - İşte bu da geleceğin aynası!. demiş. Çerçevesi altından olup bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı. Adam: - Geleceğin aynası ha!.demiş.Üstelik de altından ve bedava... İhtiyar, hiç sesini çıkartmamış. Adam ise, emin adımlarla aynaya doğru ilerlemiş ve bakmak için yere eğildiğindei oracığa yığılıp kalıvermiş. Yaşlı adam: Geleceğin aynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazırlıklı olman gerekirdi evladım, demiş. Senin de gücün yetmedi demek ki... İhtiyar adam, müşterisinin cansız vücudunu kucaklarken, onun ayndaki görüntüsüne bakmış. Kuru bir iskelet görünüyormuş... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dogon Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2009 hah! tüh adam akıl edeymiş aynaya bakmasaymış camını kırıp sadece çerçevesini satar, ondan gelen parayıda bozdurur - bozdurur harcarmış Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.