En Korktuğunuz Burç Hangisidir

Hollywood etkisi bence. Hep iyiler tarafından olaylar didaktik bir şekilde duyulduğu için samimi olan kötüler tarafı daha samimi olduğu için insanlara daha karizmatik geliyor. Son zamanlarda bunun ekmeğini kendileri de yemeye başladı. Tabii Mars Yengeç olan en ufak olayda saçma sapan reaksiyon veren bir tip için seri katil olmak bir çeşit arzudur.

Ay aklı temsil ettiği için Ay'ın konumuna bakmak lazım. Yani olaylara karşı verilen duygusal tepkiler ve kişinin olayları algılayış şekli. Mesela birisi küfrettiği zaman bazı insanlar önemsemez, işine bakar ama bazılarının buna karşı tepkisi çok aşırı olur. Ay Rahu'yla açı yapması kişiye halüsinasyonlar gösterir. Bu tür katiller Şeytan'ın kendisiyle konuştuğunu, insanları öldürmesini emrettiğini falan iddia ederler. Saturn'le Ay da depresif, sadistçe düşünceleri akla getirir. Bu katiller kurbanlarının vücutlarını parçalara ayırmak gibi sapıkça şeyler yaparlar. Ketu'yla Ay konumu katilleri soğukkanlı katillerdir, merhamet duyguları yoktur ve kurbanlarını obje gibi görürler. Mars'la Ay da kişiyi agresif yapar. Tabi Ay'ın bulunduğu ev de önemli.

İkizler'dir .

Ay aklı temsil ettiği için Ay'ın konumuna bakmak lazım. Yani olaylara karşı verilen duygusal tepkiler ve kişinin olayları algılayış şekli. Mesela birisi küfrettiği zaman bazı insanlar önemsemez, işine bakar ama bazılarının buna karşı tepkisi çok aşırı olur. Ay Rahu'yla açı yapması kişiye halüsinasyonlar gösterir. Bu tür katiller Şeytan'ın kendisiyle konuştuğunu, insanları öldürmesini emrettiğini falan iddia ederler. Saturn'le Ay da depresif, sadistçe düşünceleri akla getirir. Bu katiller kurbanlarının vücutlarını parçalara ayırmak gibi sapıkça şeyler yaparlar. Ketu'yla Ay konumu katilleri soğukkanlı katillerdir, merhamet duyguları yoktur ve kurbanlarını obje gibi görürler. Mars'la Ay da kişiyi agresif yapar. Tabi Ay'ın bulunduğu ev de önemli.

Mars üzerine odaklanmak bence daha önemlidir. Birinci olarak genel olarak gözlemlediğim haritalarda Mars'ın zorlu ev konumları aldığını görüyorum. Mars'ın disipline ve güçlü olduğu fakat buna karşın kısıtlanmış olması genellikle seri katillerde sıkça karşılaşılan bir nokta. Bunun yanısıra psikolojide insanları seri katilliğe iten tiplerin çoğunlukla cinsellikle ilgili çeşitli sorunları olduğu da bilinir. Mesela ben hiç Mars'ı kötü konum almış bir seri katil de görmedim, fakat 12. ev, 6. ev veya 4. ev'de olduğunu gördüm. Bunun yanı sıra Mars'ın zihinle alakalı olduğuna da inanıyorum, güçlü bir konum alması aynı zamanda entelektüellik göstergesidir.

Mars üzerine odaklanmak bence daha önemlidir. Birinci olarak genel olarak gözlemlediğim haritalarda Mars'ın zorlu ev konumları aldığını görüyorum. Mars'ın disipline ve güçlü olduğu fakat buna karşın kısıtlanmış olması genellikle seri katillerde sıkça karşılaşılan bir nokta. Bunun yanısıra psikolojide insanları seri katilliğe iten tiplerin çoğunlukla cinsellikle ilgili çeşitli sorunları olduğu da bilinir. Mesela ben hiç Mars'ı kötü konum almış bir seri katil de görmedim, fakat 12. ev, 6. ev veya 4. ev'de olduğunu gördüm. Bunun yanı sıra Mars'ın zihinle alakalı olduğuna da inanıyorum, güçlü bir konum alması aynı zamanda entelektüellik göstergesidir.

Bir insanın seri katil olabilmesi için aklında bir sorun olması lazım. Hangi seri katilin haritasına baksak Ay'ın bu bahsettiğim gezegenlerle birlikte olduğunu veya açı aldığını görürüz. Merkür'ün zayıf konumda olması da kişiyi daha sorunlu bir tip haline getiriyor. Çünkü Merkür de zekayı, entelektüel becerileri, mantığı temsil ediyor. Ama en başta Ay'a bakmak lazım. Mars, Yengeç burcunda belirli bir derecedeyse ve 12. evde 1. evde 2. evde 4. evde 7. evde veya 8. evdeyse bu kişinin çocukken istismara uğradığını gösterir. Evlere göre istismarın şekli değişiyor. Böyle bir kişi de şiddete eğilimli olabilir tabi. Ama seri katilin doğduğu gün binlerce başka çocuk da doğuyor. Onlar neden seri katil olmuyor diye düşünülebilir. Hint Astrolojisi bu yüzden önemli işte. Çünkü hangi saniye doğduğuna bile bakıyor. Mesela Ay'la Rahu 12. evdeyse bu kişi kesin seri katil olacak demek doğru değil. Bu kişi spiritüel veya çok yaratıcı biri de olabilir. Tabi hem katil olup hem spiritüel hem de yaratıcı bir kişilik de olabilir. Ama Rahu dasha döneminde bu kişinin özellikle sorun yaşayacağı ortada.

Bir insanın seri katil olabilmesi için aklında bir sorun olması lazım. Hangi seri katilin haritasına baksak Ay'ın bu bahsettiğim gezegenlerle birlikte olduğunu veya açı aldığını görürüz. Merkür'ün zayıf konumda olması da kişiyi daha sorunlu bir tip haline getiriyor. Çünkü Merkür de zekayı, entelektüel becerileri, mantığı temsil ediyor. Ama en başta Ay'a bakmak lazım. Mars, Yengeç burcunda belirli bir derecedeyse ve 12. evde 1. evde 2. evde 4. evde 7. evde veya 8. evdeyse bu kişinin çocukken istismara uğradığını gösterir. Evlere göre istismarın şekli değişiyor. Böyle bir kişi de şiddete eğilimli olabilir tabi. Ama seri katilin doğduğu gün binlerce başka çocuk da doğuyor. Onlar neden seri katil olmuyor diye düşünülebilir. Hint Astrolojisi bu yüzden önemli işte. Çünkü hangi saniye doğduğuna bile bakıyor. Mesela Ay'la Rahu 12. evdeyse bu kişi kesin seri katil olacak demek doğru değil. Bu kişi spiritüel veya çok yaratıcı biri de olabilir. Tabi hem katil olup hem spiritüel hem de yaratıcı bir kişilik de olabilir. Ama Rahu dasha döneminde bu kişinin özellikle sorun yaşayacağı ortada.

Bahsettiğin şeylerden kafama yatmayan ilk şey Ay'ın bu kadar etkin olacağını düşünmen üzerine. Birinci olarak Ay genellikle konu neyse onun iç yüzünü, temelde yatan motivasyonunu ve pasifize olan yönünü gösterir. İnsan psikolojisi üzerinden eğer yorumlayacak isek Ay bilincin edilgen yönü olan bilinçaltı ile alakalıdır ve temsil ettiği korkular ve güvenlik hissi kişinin bu yönüyle ortaya çıkar. Akıl ise tam olarak bir tanımlama bulundurmamasına rağmen insanlar genelinde çoğunlukla bilgelikle, farkındalıkla ve bakış açısı ile alakalıdır. Akıl zihnin etken bir yönü olarak Ay ile bağdaştırılamaz, Güneş ile bağdaştırılabilir zira bilincin en açık ve en gelişmeye müsait kısmını Güneş temsil eder. Ayrıca akıl zamanla ortaya çıkan bir şeydir. Küçük bir çocuğun aklından bahsedebilir miyiz? Fakat ki bence akıl ve zihin, Mars ile oldukça yakından alakalıdır. Vücudun canlılığı ile zihnin açıklığını birbirinden o kadar ayıramayız. Mesela bir Mars semboliği olan oksijen, beynin daha aktif çalışmasını sağlar. Üstelik Mars kafayı temsil eden 1. evin temsilcisi ve Koç burcunun yöneticisidir. Kırmızı renkte olan ve büyük bir kısmı kastan ibaret olan beyinin Mars ile yakından alakalı olmadığını nasıl düşünebiliriz? Buna ek olarak konuyla alakasız olarak soracağım soru, Mars'ın Oğlak'ta konum alması sadece basit bir şekilde disipline olmakla mı alakalıdır yoksa entelektüel bir yönelim de gösterir mi?

İkincisi, genellikle seri katillerdeki sorunların çoğu cinsel anlamda reddedilme veya öfkeyi doğru şekilde kanalize edememektir. Mesela her ne kadar popüler olsa da şizofren olduğu için seri katilliğe soyunan pek fazla kişi görmeyiz. Genellikle psikopatça ve kriminal yönelimleri olan insanların yaşadıkları sorun çoğunlukla öfkesini ifade edememek veyahut cinsel olarak yetersiz olmak olur. Bir başka Marsyen sembolik olan silaha sarılmak, Mars'ın temsil ettiği saldırganlığı bu şekilde ifade etmek olağan bir sembol değil midir? Mesela ki ben Mars Yengeç'te olan, kontrolsüzce oraya enerjisini her yere bir seri katilin haritası ile karşılaşmadım fakat Mars'ı Satürnyen etkiler altında kalmış, bu konuda kendisini ispatlamaktan alıkoyan faktörlerle boğuşmuş pek fazla seri katil veya kriminal gördüm. Bulunduğu ev kişinin ne yönde bu enerji hayatında nerede gösterdiği ile epey yakından alakalıdır ve Mars'ı pek de hoş olmayan evlerde sıkışmış pek çok psikopat gördüm diyebilirim.

Ve şu her dakika binlerce çocuk doğuyor muhabbeti... 2016'da toplamda 140 milyon bebek doğmuş ama eğer her dakika bin bebek doğuyor olsaydı 540 milyon bebeğin doğması lazımdı. Bunu şu yüzden bahsediyorum, insanlar arasındaki farkları sürekli dibine kadar farklı ilan etmeye çalışarak yorumlamak açıkçası bana pek bir şey ifade etmiyor. Einstein görecelilik kanununu ön plana atmışken neden aynı nedenlerin aynı sonucu vermeyeceğini kabullenmek yerine neden illa ki her noktada tutarlı veya tutarsız bir yorum getirmeye çalışıyoruz?

Bahsettiğin şeylerden kafama yatmayan ilk şey Ay'ın bu kadar etkin olacağını düşünmen üzerine. Birinci olarak Ay genellikle konu neyse onun iç yüzünü, temelde yatan motivasyonunu ve pasifize olan yönünü gösterir. İnsan psikolojisi üzerinden eğer yorumlayacak isek Ay bilincin edilgen yönü olan bilinçaltı ile alakalıdır ve temsil ettiği korkular ve güvenlik hissi kişinin bu yönüyle ortaya çıkar. Akıl ise tam olarak bir tanımlama bulundurmamasına rağmen insanlar genelinde çoğunlukla bilgelikle, farkındalıkla ve bakış açısı ile alakalıdır. Akıl zihnin etken bir yönü olarak Ay ile bağdaştırılamaz, Güneş ile bağdaştırılabilir zira bilincin en açık ve en gelişmeye müsait kısmını Güneş temsil eder. Ayrıca akıl zamanla ortaya çıkan bir şeydir. Küçük bir çocuğun aklından bahsedebilir miyiz? Fakat ki bence akıl ve zihin, Mars ile oldukça yakından alakalıdır. Vücudun canlılığı ile zihnin açıklığını birbirinden o kadar ayıramayız. Mesela bir Mars semboliği olan oksijen, beynin daha aktif çalışmasını sağlar. Üstelik Mars kafayı temsil eden 1. evin temsilcisi ve Koç burcunun yöneticisidir. Kırmızı renkte olan ve büyük bir kısmı kastan ibaret olan beyinin Mars ile yakından alakalı olmadığını nasıl düşünebiliriz? Buna ek olarak konuyla alakasız olarak soracağım soru, Mars'ın Oğlak'ta konum alması sadece basit bir şekilde disipline olmakla mı alakalıdır yoksa entelektüel bir yönelim de gösterir mi?

 

İkincisi, genellikle seri katillerdeki sorunların çoğu cinsel anlamda reddedilme veya öfkeyi doğru şekilde kanalize edememektir. Mesela her ne kadar popüler olsa da şizofren olduğu için seri katilliğe soyunan pek fazla kişi görmeyiz. Genellikle psikopatça ve kriminal yönelimleri olan insanların yaşadıkları sorun çoğunlukla öfkesini ifade edememek veyahut cinsel olarak yetersiz olmak olur. Bir başka Marsyen sembolik olan silaha sarılmak, Mars'ın temsil ettiği saldırganlığı bu şekilde ifade etmek olağan bir sembol değil midir? Mesela ki ben Mars Yengeç'te olan, kontrolsüzce oraya enerjisini her yere bir seri katilin haritası ile karşılaşmadım fakat Mars'ı Satürnyen etkiler altında kalmış, bu konuda kendisini ispatlamaktan alıkoyan faktörlerle boğuşmuş pek fazla seri katil veya kriminal gördüm. Bulunduğu ev kişinin ne yönde bu enerji hayatında nerede gösterdiği ile epey yakından alakalıdır ve Mars'ı pek de hoş olmayan evlerde sıkışmış pek çok psikopat gördüm diyebilirim.

 

Ve şu her dakika binlerce çocuk doğuyor muhabbeti... 2016'da toplamda 140 milyon bebek doğmuş ama eğer her dakika bin bebek doğuyor olsaydı 540 milyon bebeğin doğması lazımdı. Bunu şu yüzden bahsediyorum, insanlar arasındaki farkları sürekli dibine kadar farklı ilan etmeye çalışarak yorumlamak açıkçası bana pek bir şey ifade etmiyor. Einstein görecelilik kanununu ön plana atmışken neden aynı nedenlerin aynı sonucu vermeyeceğini kabullenmek yerine neden illa ki her noktada tutarlı veya tutarsız bir yorum getirmeye çalışıyoruz?

Hint Astrolojisi'nde Ay'a Güneş'ten daha çok önem verilir. Çünkü Ay, insanın mental kapasitesini, düşünme şeklini, daha önce de dediğim gibi çevreye verdiği duygusal tepkileri ve olayları algılayış şeklini temsil ediyor. Yani kısaca akıl denebilir. Temsil ettiği birçok başka şey de var ama konu dışı olduğu için onlara girmeyeceğim. Zaten Ay'ı düşündüğümüz zaman denizleri, okyanusları etkilediği gibi vücudunun çoğunluğu su olan insanları da etkiliyor. Mesela yeni ay zamanında kasvetli düşüncelere kapılırız, dolunay zamanında olumlu ya da olumsuz duyguları çok abartılı bir şekilde yaşarız. Bu yüzden aklı, ruh halini ve duygusal durumu temsil etmesi bana mantıklı geliyor.

Mars, mental ve fiziksel savaşma gücünü temsil eder. İnsan öfkelendiğinde nasıl tepki vereceğini Mars'ın konumuna bakarak kestirebiliriz. Mars'ı zayıf konumda olan biri öfkelendiğinde dürtüsel tepkiler verecektir veya kontrolünü tamamen kaybedecektir. Eline geçen her şeyi etrafa fırlatacaktır veya belki anlık bir öfkeyle birini bıçaklayacaktır. Ancak anlık öfkeyle işlenen cinayetle seri katillerin işlediği cinayetler arasında çok büyük bir fark var. Seri katil dediğimiz kişinin aklında bir sorun var. Yani basit bir öfkesini kontrol edememe veya kendini düzgün bir şekilde ifade edememe sorunundan çok daha büyük bir sorunu var. Belki aylarca planlayıp soğukkanlı bir şekilde insan öldüren, bedenine sapıkça şeyler yapan insanlardan bahsediyoruz. Cinsel ihtiyaçlarını karşılayamayan herkes de tecavüzcü veya sapık olamaz. Çünkü aklında bir sorun olması lazım. Kadınlarla iletişimi olmayan, arkadaşlık kuramayan bir erkeğin kadınlarla empati kuramadığı için, onlara yabancılaştığı için onlara karşı saldırgan olması normaldir. Bu da yine akılda bir sorun olduğunu gösteriyor.

Çocukların arasında da şizofrenler, yaşıtlarına işkence etmekten zevk alanlar veya annesini babasını öldürmeye çalışanlar var. Bunlar tabi çok uç örnekler ama akıl derken bahsettiğim şey bu yani. Sizin bahsettiğiniz akıl, yani mantık, entelektüel beceriyi Merkür temsil ediyor. Yani hangi kariyer kişiye uygun diye haritasına bakarken kişinin aklı, yani Ay'ın nereye olduğuna bakılır ama daha çok Merkür'e, yani zihinsel becerilerine, entelektüel kapasitesine bakılır. İkisi farklı şeyler.

Mars'ın Oğlak'ta olması disipline olmayı gösterir. Çünkü Mars için güçlü bir konum. Başarılı sporcuların Mars'ları hep güçlü konumdadır. Michael Jordan'ın Mars'ı 10. evde mesela. Adamın defansı eleştirilse defansını sabırla geliştiriyor, pası kötüyse de pasını geliştiriyor.

Mars bulunduğu eve göre kişinin hayatını zorlaştırır ama kişiyi seri katil yapmaz. Mesela Mars'ın 4. evde olması sıkıntılı. Mars'ı yani savaşçıyı mutfağa soktuğunuz zaman savaşçı orada ne yapacağını bilemez. Kişi ev yaşamında zorluklar, tartışmalar, anneyle sorunlar yaşar. 7. evde olursa da evlilikte sorunlar, kavgalar olur. Yani daha çok insanın hayatının hangi alanlarında sorun yaşayacağını gösteriyor ya da babası dışında hayatındaki erkeklerle yaşacağı sorunları da gösterebilir.

Bu arada ben insanların çok farklı olduklarını da iddia etmedim. Aynı hastanede doğup da birbirine inanılmaz derecede benzer hayatlar yaşayan insanlarla ilgili birçok haber okudum. Bence de insanlar o kadar farklı değil.

akrep ve boğa

Ben kova burcuyum ve digerlerinden de korkmam.

İkizler ..

Yengeç. Çok yalancı oluyorlar

İkizler aslında özel bir burc

Yengeç burcuyum, sessizce oturup hiç tepki vermeden yüzlerine bakarak benimle tartışmaya çalışan insanları sinirden çatlatma yeteneğine sahibim burçlar benden korksun hocam, ben böyle iyiyim

Doğum haritası yorumlayacak kimse yok mu acaba?

buna burc demiyelim de, insan türü diyelim

Hiç birinden korkmuyorum ama hepsinden nefret ediyorum.

yengeç burcuyum korkun benden , böö

Bütün yengeçler "benden korkun" demiş. Oyunuz az. Biraz daha korkunç olmaya çalışın.

Hiç birinden korkmuyorum ama hepsinden nefret ediyorum.

Sana yaylar olarak günahımız neydi :/

Çözmesi en kolay arketip aslında akrep arketipidir. Çünkü öyle bir kafa yaşarlar ki ''akrep kalıpsızlığı'' kalıbını anladığınız anda akrep dünyanın en komik arketipi olur. İkizlerden bile...

Astroloji üzerine çalışmadım hiç ama insanları uzun uzun gözlemlemek gibi bir alışkanlığım var çocukluktan beri sürüp gelen.Ve diyorum ki,korkulacak bir burç varsa o da kesinlikle akrep.Onlar adeta başka dünyadan gelmişler.Ne zaman ne yapacaklarını anlamak zor.Bir de sert çıkışları var ki...Bir de olmayan bir şeyi oldurma gücü var akreplerde kesinlikle.Hayranlık besliyor ve korkuyla karışık bir saygı duyuyorum.İnsanların iç dünyasını gözlemleyerek,ya da çeşitli yöntemlerle çözebileceğimi iddia eden biriyim-ta ki akrep burcu biriyle karşılaşıncaya kadar.İnsanı ava giderken avlayan burç bu.Aman tanrım.Çok tehlikeli

Akrep sabit bir burç. Birine kızdığı zaman kafası ona çok uzun süre takılı kalır. O yüzden korkulacak bir burç ama anlaşılması zor burç denildiğinde aklıma Akrep gelmez. Değişken burçların -yani ikizler, yay, başak, balık burçlarının- anlaşılması zordur.

Felsefe ve psikolojiyle alâkadar olmanın, insan davranışlarının iç yüzünü saptayabilmeye çok fazla katkısı vardır. Aslında insan kendine ne kadar dışarıdan bakabilmeyi becerebilirse, bir o kadar karşısındakini anlayabilir. Empatinin hakkı verilirse, karşınızdaki insanı kendisinden çok daha iyi tanıyabilmek mümkün olur.

Bir toplulukta çevresindekilerle en az göz teması kuran kişi, ortamı en iyi analiz edebilen kişidir genelde.

Felsefe ve psikolojiyle alâkadar olmanın, insan davranışlarının iç yüzünü saptayabilmeye çok fazla katkısı vardır. Aslında insan kendine ne kadar dışarıdan bakabilmeyi becerebilirse, bir o kadar karşısındakini anlayabilir. Empatinin hakkı verilirse, karşınızdaki insanı kendisinden çok daha iyi tanıyabilmek mümkün olur.

Bir toplulukta çevresindekilerle en az göz teması kuran kişi, ortamı en iyi analiz edebilen kişidir genelde.

guzel bir cevap tesekkurler.

Aslında bir güneş burcundan bahsettiğimiz zaman bahsettiğimiz kişinin öz ilkeleri, motivasyonu ve kendi benliğine kattığı anlamdır. Akrep'ten korkmam, zira kendisini sürekli baskılanmış hisseden ve zayıf olduğunu hisseden bir burçtur. Mars'ın dişi yönünde kaldığı için Marsyen yönelimden fazlasıyla etkilenir, hatta hayran olur. Geride durup ezilmeyi beklemektense ileri çıkıp kendi gücümü göstermeyi severim Akreplere karşı. Asıl endişe ettiğim Yengeç ve Aslandır, sanırım derinliği hiç anlamadan oldukça güçlü olan bu iki bencil burç insana en büyük zararı verecek burçlardır.

ikizleri iki yüzlülüğü kaypaklığı kalleşliği akrebin içten pazarlığı , kinciliği ile yarışır