Sally Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2009 http://elitemusical.webcindario.com/thewallmovie.jpg Yönetmen :Alan Parker Görüntü yönetmeni : Peter Biziou Yapımcı :Alan Marshall Senaryo yazarı: Roger Waters Oyuncular :Bob Geldof (Pink) Christine Hargreaves (Pink'in Annesi) James Laurenson (Pink'in Babası) Eleanor David (Pink'in Karısı) Film müzikleri: Pink Floyd Yapım yılı, ülkesi: 1982, İngiltere The Wall, İngiliz rock müzik topluluğu Pink Floyd'un 1979 yılında yayınladığı aynı adlı albüme 1982 yılında Alan Parker tarafından çekilen, animasyonları da olan, pek fazla diyalog olmayan, albümün müziklerinin Hey You ve The Show Must Go On dışında tamamının bulunduğu bir film. Başoyuncu Bob Geldof'dur. Film, Pink Floyd'un konserinden bir görüntü ile başlar (In The Flesh). Sonraki iki şarkı The Thin Ice ve Another Brick In The Wall, Part I'da Pink'in küçüklüğü ve babasının 2. Dünya savaşı'ndaki ölümünü anlatır ve duvara ilk tuğlalar da burada koyulur. The Happiest Days of Our Lives, Another Brick in the Wall, Part II şarkılarında ki konu Pink'in izolasyonunda bir sonraki aşama olan okuldur. Mother'da korumacı anneye, Empty Spaces'de (albümde olmayan What Shall We Do Now'ı da işin içine katarsak) giderek yalnızlaşan Pink'in kendini tüketime verişine tanık oluruz. Young Lust'la birlikte artık Pink bir rock yıldızıdır. One Of My Turns, Don't Leave Me Now, Another Brick in the Wall, Part III Pink'in hayatının ve ilişkilerinin giderek daha da beter hale geldiğini görürüz. Goodbye Cruel World ile de artık duvar örülmüş, Pink Floyd izolasyon süreci tamamlanmıştır. Hey You, Is There Anybody Out There? ve Nobody Home şarkılarında ile yalnız kalan Pink'in yardım çığlıklarını dinleriz. Durumu iyice umutsuz hale gelen Pink'in dünyadan kopmuş, konserlere devam edemeyecek hale gelmiştir. Comfortably Numb, The Show Must Go On ile konserlere devam edebilmesi için Pink'e uyuşturucu verilmesi anlatılır. İyice deliren ve kurt (worms) sembolüyle çürüyüşü anlatılan Pink artık bir faşist olmuştur ve duvarların arkasında olmaktan memnun gibidir (In The Flesh, Run Like Hell, Waiting For The Worms). Stop ise Pink'in tükendiği noktadır. Sonrasında ise The Trial ayni yargılama gelir. Yargılama Pink'in kendisiyle hesaplaşmasını konu eder. Sonuç olarak duvarlar yıkılır, tüm karanlığına rağmen albüm aydınlık bir sonla biter. http://pagodametal.com/image/2008/03/the-wall-dvd.jpg 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Şarkı Listesi Side 1 (CD: Disc 1) "In the Flesh?" 3:16 "The Thin Ice" 2:27 "Another Brick in the Wall (Part I)" 3:21 "The Happiest Days of Our Lives" 1:46 "Another Brick in the Wall (Part II)" 4:00 "Mother" 5:32 Side 2 "Goodbye Blue Sky" 2:45 "Empty Spaces" 2:10 "Young Lust" 3:25 (Waters/Gilmour) "One of My Turns" 3:35 "Don't Leave Me Now" 4:16 "Another Brick in the Wall (Part III) İ 1:48 "Goodbye Cruel World" 0:48 Side 3 (CD: Disc 2) "Hey You" 4:40 "Is There Anybody Out There?" 2:44 "Nobody Home" 3:26 "Vera" 1:35 "Bring the Boys Back Home" 1:21 "Comfortably Numb" 6:24 (Gilmour/Waters) Side 4 "The Show Must Go On" 1:36 "In the Flesh" 4:13 "Run Like Hell" 4:19 (Gilmour/Waters) "Waiting For the Worms" 4:04 "Stop" 0:30 "The Trial" 5:13 (Waters/Ezrin) "Outside the Wall" 1:41 Albüm Çevirisi İn the flesh demek sen hoşlanabileceğini düşündün gösteriye katılmaktan hissetmek için karmaşanın ılık heyecanın o uzay çocuğunun parladığı söyle bana senden kaçan bir şey mi var güneş ışığı bu değil miydi görmeyi umduğun eğer öğrenmek istersen ne var bu soğuk gözlerin ardında tek yapman gereken tırnaklarınla açmaktır kendi yolunu the thin ice annen bebeğini seviyor ve baban da ve deniz sana ılık gelebilir bebek ve gökyüzü masmavi ooh, ooh,ooh ,ooh,bebek ooh, ooh, ooh bebek mavi ooh, ooh, ooh ooh, ooh, bebeğim eğer paten kaymaya gitmen gerekirse modern yaşamın ince buzu üstünde sürüklenirsin ardından sessiz kızgınlığı gözyaşlarıyla kirletmiş milyonlarca gözün sakın şaşma ayaklarının altındaki buz kırıldığında ! ardından uğuldayarak gelen korkuyla buzu tırmalarken aklını kaybedersin , derinliklerinden haykırıp uyandığında another brick in the wall part 1 babam, okyanus ötesine geçtiğinde yalnızca bir anı bırakıp geride şipşak bir fotoğraf, aile albümünde ! baba, başka ne bıraktın geride benim için ? baba, ardında benim için ne bıraktın !!! hepsi sadece duvardaki bir tuğlaydı ! tüm hepsi , hepsi sadece duvardaki tuğlalardı ! goodbye blue sky uuuuuuuu uuuuuuuuuu korkmuş insanları gördün mü hiç ? düşen bombaları duydun mu hiç ? cesur yeni dünyanın verdiği sözleri ? yelken açmışken, hiç merak ettin mi neden kaçıyoruz sığınaklara, açık mavi gökyüzünün altında ? korkmuş insanları gördün mü ? düşen bombaları hiç duydun mu? alevler çoktan söndü ama acı hala orada ! elveda... mavi gökyüzü! elveda, mavi gökyüzü! elveda! elveda! the happiest days of our lives büyüyüp, okula gittiğimizde , bazı öğretmenler vardı , çocukları her fırsatta kıran , yaptığımız her şeyle dalga geçen! özenle gizlediğimiz her zayıflığımızı açığa çıkarıp , alay eden! ama şehirde herkes bilirdi ki akşam eve gittiklerinde , şişman ve psikopat karıları yaşamlarının her anını karartırlardı mother anne, ne düşünüyorsun bomba atacaklar mı ? anne, ne düşünüyorsun şarkıyı sevecekler mi ? anne, ne düşünüyorsun hayalarıma vurmayı deneyecekler mi ? uuuoooaahhhh anne, duvarı örmeli miyim ? anne, başkanlık için yarışmalı mıyım ? anne, devlete güvenmeli miyim ? anne, beni cepheye gönderirler mi? uuuoooaahhhh anne, ben gerçekten ölüyor muyum ? şimdi sus bebeğim! sakın ağlama! annen , bütün korkularının gerçek olmasına neden olacak annen , tüm korkularını sana da aktaracak . annen , seni tam burada , kanatlarının altında tutacak uçmana izin vermeyecek ama ötmene laf etmeyecek annen , bebeğini rahat ve sıcak tutacak ooooh , bebeğim ooooh , bebeğim ooh, bebeğim! elbette ki annen , duvarı örmene yardım edecek anne, sence yeterince iyi mi , benim için ? anne, sence tehlikeli mi bana ? anne, küçük oğlunu parçalar mı ? ooooh, anne ! anne, sence kalbimi kırar mı ? sus bebeğim, bebeğim ! sakın ağlama! annen, senin ,için bütün kız arkadaşlarını kontrol edecek. annen , kimsenin seni kirletmesine izin vermeyecek. sen bekleyecek , sen içeri girene kadar annen her zaman bilecek , nerede olduğunu annen, bebesini sağlıklı ve temiz tutacak . uuooh, bebeğim uuooh, bebeğim uoh, bebeğim her zaman bebek kalacaksın benim için anne, ihtiyacım kadar yüksek miydi bu duvar . empty spaces ne kullanalım boşlukları doldurmak için ? açlık dalgalarının haykırdığı bu yüzlerin denizinde yelken açarak daha da fazla alkış mı arayalım ? yeni bir gitar mı alalım ? daha güçlü bir araba mı sürelim ? bütün gece boyu mu çalışalım ? dövüşlere mi katılalım ? işıkları mı açık bırakalım bombalar mı ataşım doğuya mı gidelim , hastalıklara mı yakalanalım kemikleri mi gömelim , yuvaları mı dağıtalım telefonla çiçek gönderelim numara yapalım, psikologlara gidelim et yemeyi bırakalım nadiren uyuyalım evde insan besleyelim köpekleri eğitime gönderelim sıçanları yarıştıralım çatı katını nakitle dolduralım hazine gömelim, tembellik yapalım ama yine de hiç rahatlamayalım sırtımız duvara yaslayalım young lust ben yeniyim buralarda yabancıyım bu şehirde nerde iyi vakit geçirilir kim gösterecek bu yabancıya etrafı ooooooooh kirli bir kadına ihtiyacım var ooooooooh kötü bir kıza ihtiyacım var çöle dönmüş bu yerde kendimi gerçek bir erkek gibi hissetmemi sağlıyacak bu rock'n roll ucubesini oooh , bebek özgürleştir beni ooooooooh kötü bir kadına ihtiyacım var ooooooooh kirli bir kıza ihtiyacım var one of my turns günden güne aşk küle dönüşüyor ölmekte olan bir adamın teni gibi geceden geceye davranıyoruz sanki her şey yolundaymış gibi ama ben gittikçe yaşlandım ve sen de gitgide soğuklaştın ve artık hiçbir şey çok eğlenceli değil ve hissedebiliyorum krizleriminden birinin geldiğini kendimi bir jilet kadar soğuk hissediyorum ve de bir sargı bezi kadar sıkı bir cenaze davulu kadar kuru olduğumu hissediyorum yatak odama gel soldaki bavulun içinde en sevdiğim baltamı bulacaksın o kadar korkmuş görünme bu sadece geçici bir dönem kötü günlerimden biri yalnızca tv izlemek ister misin ? ya da çarşafların arasına mı girmeyi ? yoksa otoyolu izlemeyi mi ? bir şeyler yemek ister misin ? ya uçmayı öğrenmeyi ? ister misin , ister misin denemeye çalıştığımı görmeyi ? polisleri çağırmak ister misin ? ne düşünüyorsun durmanın vakti geldi mi ? neden kaçıyorsun ? dont leave me now ooooh bebeğim şimdi terk etme beni nasıl gidebilirsin sana nasıl ihtiyacım olduğunu bildiğin zaman da bile ? ihtiyacım var sana , ihtiyacım var sana , ihtiyacım var sana , ihtiyacım var sana böylesine iğrenç bir cumartesi gecesinde ooooh bebeğim şimdi terk etme beni beni nasıl böyle kandırabilirsin , kaçarak ? oooh bebeğim , neden benden kaçıyorsun ? oooooooh bebek , oooooooooooooh bebek ooooooooooooooohhhh ,ooooohh another brick in the wall part iii ihtiyacım yok, beni saracak kollara ! ihtiyacım yok, beni sersemletecek uyuşturuculara ! duvardaki yazıları görmüştüm ben bütün bu şeylere ihtiyacım olduğunu düşünme ! hayır ! bütün bu şeylere ihtiyacım olacağını düşünme ! hepsi , hepsi sadece duvardaki tuğlaydı hepsi , hepsi duvardaki tuğlaydınız siz ! good bye cruel world elveda zalim dünya bugün seni terk ediyorum elveda elveda elveda elveda , hepinize kalmadı söyleyecek bir şeyiniz fikrimi değiştirecek elveda hey you hey sen! soğuk havada dışarıda bekleyen yalnız başına ve yıkılmış olan hissedebiliyor musun beni ? hey sen! geçittin ayakta duran kaşınan ayakların ve solmuş gülümsemenle beni hissedebiliyor musun? hey sen! yardım etme onlara ışığı yakmaları için savaşmadan bırakma hey sen yalnız başına bekleyen telefon yanında çıplak olan bana dokunabilir misin? hey sen kulağını duvara dayamış olan çağıracak birini bekleyen bana dokunabilir misin? hey sen taşı, taşımama yardım eder misin yüreğini aç , eve geliyorum. ama bu sadece bir hayaldi gördüğün gibi duvar çok yüksekti . nasıl denediğin önemli değil , o da kurtulamadı ve solucanlar beynini yemiş hey sen yolda duran , hep söyleneni yapan bana yardım edebilir misin? hey sen duvarın yanındaki holde şişeleri kırıyorken bana yardım edebilir misin? hey sen bana , umudun olmadığını asla söyleme birlikte dururuz bölündüğümüzde yıkılırız … is there anybody out there ? dışarıda birisi var mı ? dışarıda birisi var mı ? dışarıda birisi var mı ? nobody home küçük siyah bir defterim var , içinde şiirlerimin olduğu bir çantam var , içinde diş fırçam ve tarağımın olduğu bazen önüme kemik atarlar , iyi bir köpek olduğumda lastik bantlarım var , ayakkabılarımı bağladığımda blues yapmış nasırlı ellerimde seçebileceğim onüç tane boktan tv kanalı var . elektrik ışığım var , ve altıncı hissim ... inanılmaz gözlem güçlerim var , ve bu sayede biliyorum telefonla seni aradığımda kimsenin evde olmayacağını. hendrixvari permam oldu (zorunluluktan) yanık küçük delikler , ve sevdiğim saten gömleğimin üstünde . nikotin lekeleri parmaklarımda . gümüş bir kaşık var zincirimde cenaze marşımı çalacak büyük piyanom var vahşi bakışlı gözlerim var güçlü bir uçma isteğim var ama yok uçabilecek bir yerim oooh bebek , telefonu aldığımda hala evde kimse yok ve benim adi gohill marka botlarım , çürüyen köklerim var vera vera lynn 'ni hatırlayan biri var mı buralarda , onun nasıl söylediğini hatırlayan ? " yeniden karşılaşacağız belki de, güneşli bir günde " . vera , vera ne oldu sana ? başka biri daha var mı , benim gibi hisseden ? bring the boys back home çocukları evlerine geri getirin çocukları evlerine geri getirin tek başlarına bırakmayın çocukları çocukları evlerine geri getirin çocukları evlerine geri getirin tek başlarına bırakmayın çocukları çocukları evlerine geri getirin comfortably numb kendini kötü hissettiğini duydum acını hafifletebilirim ve seni tekrar ayağa kaldırabilirim . gevşe gevşe sadece bilgiye ihtiyacım var sadece temel şeyler neren ağrıyor , göster bana ? azalttığın hiçbir acı yok uzak bir geminin dumanı yükseliyor ufukta sen sadece dalgaları yararak geliyorsun bana dudakların kıpırdıyor ama ne dediğini duyamıyorum ateşlenmiştim çocukken ellerim iki balon gibiydiler aynı hisse yeniden kapıldım şimdi açıklayamam , anlayamazsın da bu ben değilim rahat bir uyuşukluktayım rahat bir uyuşukluktayım tamam tamam sadece ufak bir iğne daha fazla olmayacak "ahhhhh ! " ama sen kendini biraz hasta hissedebilirsin ayağa kalkabilecek misin ? inanıyorum ki işe yaradı , iyi bu seni gösteriye gidene dek tutar hadi , gitme vakti azalttığın hiçbir acı yok uzak bir geminin dumanı yükseliyor ufukta sen sadece dalgaları yararak geliyorsun bana dudakların kıpırdıyor ama ne dediğini duyamıyorum çocukken birşey geçmişti , gözlerimin önünden....., dönüp bakmıştım ama gitmişti. şimdi betimleyemiyorum onu çocuk büyüdü hayal gitti ve rahat bir uyuşukluğa başladım ... the show must go on oooh anne oooh baba gösteri devam etmeli mi ? oooh baba beni eve götür . ooooh anne hadi gidelim bir hata olmalı izin vermek istememiştim onlara ruhumu alıp götürmeleri için çok mu yaşlıyım, çok mu geç artık oooh anne oooh baba nereye gitti duygularım ? oooh anne oooh baba hatırlayacak mıyım şarkıları ? gösteri devam etmeli in the flesh demek sen gösteriye katılmaktan hoşlanabileceğini düşündün hissetmek için karmaşanın ılık heyecanını ve o uzay çocuğunun parladığı günışığım , sana kötü haberlerim var pink iyi değil otelinde kaldı onlarda kendilerini temsil etmemiz için bizi gönderdiler ve siz hayranlarının yüzünü ortaya çıkaracağız eşcinsel var mı , bu gece bu tiyatroda ? onları dizin duvarlara ! şu spot ışıkları altındaki de iyi görünmedi gözüme ! onu da dizin duvarlara ! şuradaki yahudiye benziyor , ve şu da zenciye , kim izin verdi , bu ayak takımının içeri girmesine ? orda sigara içen biri var , ve oradaki de sivilceli . eğer yolunu bulsaydım , hepinizi kurşuna dizerdim ! run like hell koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş, iyi olur , maskelediğin yüzünle ve perdelenmiş gözlerinle ve kapattığın dudaklarınla boş gülümsemenle ve aç kalbinle boş gülüşün ve aç yüreğin ile suçlu geçmişinden gelip ağzına varan safrayı tat deniz kabuğu kırıldığında sinirlerin yıpransın ve çekiçler kapını parçaladığında , en iyisi kaç ! koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş, en iyisini yaparsın, bütün gün kaçmakla . en iyisini yaparsın, tüm gece kaçmakla . ve kirli duygularını , içinin derinliklerinde sakla eğer dışarı çıkarırsan kız arkadaşını bu gece . iyiye işarettir , arabanı uzağa park etmen . çünkü kızın saçlarına yapışmışken yakalanırsan , arka koltukta . seni annene geri postalarlar , koli paketinin içinde . en iyisi koş . waiting for the worms ooooh şimdi ulaşamazsın bana ooooh önemli değil nasıl denediğin elveda zalim dünya , bitti , geçti . bekliyoruz , ölü ağaçları kesmeyi bekliyoruz , zayıfları zararlı otlar gibi temizlemeyi bekliyoruz , camlarını kırıp , kapılarını tekmeleyi bekliyoruz , zinciri güçlendirmek için son çareyi bekliyoruz , solucanları izlemeyi görmek ister miydin dostum , britanya'nın yeniden hüküm sürdüğünü ? tek ihtiyacın olan şey , solucanları izlemektir . çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! çekiç!çekiç! stop dur eve gitmek istiyorum bu üniformayı çıkarmak ve şovdan ayrılmayı ve bu hücrede bekliyorum çünkü bilmeliyim bunca zamandır suçluydum ? the trial günaydın saygıdeğer solucan, dosya ortaya çıkaracaktır ki ; karşınızda duran tutuklu , duygularını açığa vururken , suçüstü yakalanmıştır , kanlı elleriyle . insan doğasının duygularını . kendisinden utanmalı ! böyle olmayacak , okul müdürünü çağırın ! her zaman demişimdir , asla iyi yetişmeyecek diye . sonlandırırken saygıdeğer efendim ; eğer kendi yöntemime izin verseydiler , onu adam ederdim ben lakin elim kolum bağlıydı. kanayan yürekler ve artistler cinayet işlemesini sağladılar bırakın çekiçle vurayım ona bugün çılgın, tavan arası oyuncakları ,çılgın gerçekten balığa çıkmıştım misketlerimi almış olmalılar , çılgın, tavan arası oyuncakları ,çılgın seni küçük pislik , şimdi boka battın umarım oraya kitler ve anahtarı atarlar daha sık konuşmalıydın , benimle ama hayır ! kendi bildiğini yapman gerekiyordu . son zamanlarda yuva yıktın mı hiç ? sadece beş dakika saygıdeğer solucan , o ve ben yalnız ..., bebeğim , annene gel bebeğim bırak kollarıma alayım başının belaya girmesini hiç istemedim neden benden neden ayrıldı ki ? saygıdeğer efendim , bırakın onu eve götüreyim . çılgınlık gökkuşağının üzerinde , çılgınım ! pencerelerde parmaklıklar , duvarda kapı olmalıydı , ben geldiğimde ... çılgınlık gökkuşağının üzerinde , çılgın ! mahkemenin elindeki deliller , tartışılamaz gerek yok jürinin ayrılmasına karar vermek için . yargılama yaptığım yıllar içinde , bundan daha fazla hak edeni duymamıştım hukukun tüm cezalarını . kibar karına ve annene acı çektirme yolun kusturuyor beni , midemi bulandırıyor ancak dostum, en derin korkunu gösterdin seni gönderiyorum . benzerlerinin önüne . duvarı yıkman için ... yık duvarı ,yık duvarı , yık duvarı ,yık duvarı , yık duvarı ,yık duvarı , yık duvarı ,yık duvarı ... outside the wall yapayalnız veya ikişer ikişer seni gerçekten sevenler duvarın dışına ya da yukarsına ve aşağısına bazıları elele bazıları grupça birlikte kanayan yürekler ve artistler boy gösteriyorlar ve herşeyleri verdiklerinde hepsinden sonra bazıları sendeler ve düşer kolay değil tabii yüreğinin çarpması çılgın heriflerin duvarları dibinde eveet.bu ölümsüz eserrin film haline dönüştürülmesi.sanırım parçalardan yap bozu birleştiremeyenler için üstüne bir de filmini yapmıslar.film de de albümdeki parcaları konu alarak ilerliyor.her parçanın ayrı bir konusu ve anlamı var.ve hepsi birbirini tamamlıyor. şarkı sözlerini sırasıyla incelerseniz çok rahat anlayabılırsınız. güzel konu oldu eline saglık. çeviriler alıntıdır. pink floyd bu insanüstü eserle aynı zamanda insanlığa çağrıda bulunuyor.duvarlarınızı yıkın.kalıplarınızı kırın.ama duvarlarınızı yıkarken yeni bir duvar örmeyin.amaç yıkılmasıdır zaten. çünkü kaybetmek özgürlüktür. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sally Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Harika bi paylaşım bu,çok teşekkürler ensiferum:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 the wall...izledigim en guzel muzikallerden biriydi...:D...ensi zaten söylenecek sözleri söylemiş...ensi'ye katılıyorum...:D 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Typhon Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Albüm arşivimde yer aldığı için ensiferum13'un yaptığı yorumu çok daha iyi anlayabiliyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2009 düşünüyorum da...adamlar 25 yıl onceden bu çağrıyı yapmışlar.popülerizmin peşini bırakın diye.o zaman bunları diyorsalar şimdi ne demeli acaba? ilginç. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Typhon Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2009 Hayır şöylede bir durum söz konusu ki bana göre önemli sayılabilecek bu mesajlar uzun yıllar önce şarkılarda verilmiş ve bu olgular uğruna insanlar harekete geçmiş ki sırf diğer insanlarda sistemlere,kurallara,dayatmalara bağlı kalmasınlar diye yapılmış.Ama günümüzde bu yapılanların hiçbir işe yaramadığını,insanların garip şeylerin peşinden koşup,saçma sapan olaylar uğruna alçabildiğini görüyoruz ve "yazık" demekten başka bir çaremde yok gibi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serpentine Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2013 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.