Jump to content

The Wall | Pink Floyd |


Sally

Önerilen Mesajlar

http://elitemusical.webcindario.com/thewallmovie.jpg

 

Yönetmen :Alan Parker

 

Görüntü yönetmeni : Peter Biziou

 

Yapımcı :Alan Marshall

 

Senaryo yazarı: Roger Waters

 

Oyuncular :Bob Geldof (Pink)

Christine Hargreaves (Pink'in Annesi)

James Laurenson (Pink'in Babası)

Eleanor David (Pink'in Karısı)

 

Film müzikleri: Pink Floyd

 

Yapım yılı, ülkesi: 1982, İngiltere

 

 

The Wall, İngiliz rock müzik topluluğu Pink Floyd'un 1979 yılında yayınladığı aynı adlı albüme 1982 yılında Alan Parker tarafından çekilen, animasyonları da olan, pek fazla diyalog olmayan, albümün müziklerinin Hey You ve The Show Must Go On dışında tamamının bulunduğu bir film. Başoyuncu Bob Geldof'dur.

 

Film, Pink Floyd'un konserinden bir görüntü ile başlar (In The Flesh). Sonraki iki şarkı The Thin Ice ve Another Brick In The Wall, Part I'da Pink'in küçüklüğü ve babasının 2. Dünya savaşı'ndaki ölümünü anlatır ve duvara ilk tuğlalar da burada koyulur. The Happiest Days of Our Lives, Another Brick in the Wall, Part II şarkılarında ki konu Pink'in izolasyonunda bir sonraki aşama olan okuldur. Mother'da korumacı anneye, Empty Spaces'de (albümde olmayan What Shall We Do Now'ı da işin içine katarsak) giderek yalnızlaşan Pink'in kendini tüketime verişine tanık oluruz. Young Lust'la birlikte artık Pink bir rock yıldızıdır. One Of My Turns, Don't Leave Me Now, Another Brick in the Wall, Part III Pink'in hayatının ve ilişkilerinin giderek daha da beter hale geldiğini görürüz. Goodbye Cruel World ile de artık duvar örülmüş, Pink Floyd izolasyon süreci tamamlanmıştır. Hey You, Is There Anybody Out There? ve Nobody Home şarkılarında ile yalnız kalan Pink'in yardım çığlıklarını dinleriz. Durumu iyice umutsuz hale gelen Pink'in dünyadan kopmuş, konserlere devam edemeyecek hale gelmiştir. Comfortably Numb, The Show Must Go On ile konserlere devam edebilmesi için Pink'e uyuşturucu verilmesi anlatılır. İyice deliren ve kurt (worms) sembolüyle çürüyüşü anlatılan Pink artık bir faşist olmuştur ve duvarların arkasında olmaktan memnun gibidir (In The Flesh, Run Like Hell, Waiting For The Worms). Stop ise Pink'in tükendiği noktadır. Sonrasında ise The Trial ayni yargılama gelir. Yargılama Pink'in kendisiyle hesaplaşmasını konu eder. Sonuç olarak duvarlar yıkılır, tüm karanlığına rağmen albüm aydınlık bir sonla biter.

 

http://pagodametal.com/image/2008/03/the-wall-dvd.jpg

 

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şarkı Listesi

 

Side 1 (CD: Disc 1)

 

"In the Flesh?" 3:16

"The Thin Ice" 2:27

"Another Brick in the Wall (Part I)" 3:21

"The Happiest Days of Our Lives" 1:46

"Another Brick in the Wall (Part II)" 4:00

"Mother" 5:32

 

Side 2

 

"Goodbye Blue Sky" 2:45

"Empty Spaces" 2:10

"Young Lust" 3:25 (Waters/Gilmour)

"One of My Turns" 3:35

"Don't Leave Me Now" 4:16

"Another Brick in the Wall (Part III) İ 1:48

"Goodbye Cruel World" 0:48

 

Side 3 (CD: Disc 2)

 

"Hey You" 4:40

"Is There Anybody Out There?" 2:44

"Nobody Home" 3:26

"Vera" 1:35

"Bring the Boys Back Home" 1:21

"Comfortably Numb" 6:24 (Gilmour/Waters)

 

Side 4

 

"The Show Must Go On" 1:36

"In the Flesh" 4:13

"Run Like Hell" 4:19 (Gilmour/Waters)

"Waiting For the Worms" 4:04

"Stop" 0:30

"The Trial" 5:13 (Waters/Ezrin)

"Outside the Wall" 1:41

 

 

Albüm Çevirisi

 

İn the flesh

 

demek sen

hoşlanabileceğini düşündün

gösteriye katılmaktan

hissetmek için karmaşanın

ılık heyecanın

o uzay çocuğunun parladığı

söyle bana

senden kaçan

bir şey mi var güneş ışığı

bu değil miydi

görmeyi umduğun

eğer öğrenmek istersen

ne var bu soğuk gözlerin ardında

tek yapman gereken

tırnaklarınla açmaktır

kendi yolunu

 

the thin ice

 

annen bebeğini seviyor

ve baban da

ve deniz sana

ılık gelebilir bebek

ve gökyüzü masmavi

ooh, ooh,ooh ,ooh,bebek

ooh, ooh, ooh

bebek mavi

ooh, ooh, ooh

ooh, ooh, bebeğim

eğer paten kaymaya gitmen gerekirse

modern yaşamın ince buzu üstünde

sürüklenirsin ardından

sessiz kızgınlığı

gözyaşlarıyla kirletmiş

milyonlarca gözün

sakın şaşma

ayaklarının altındaki

buz kırıldığında !

ardından uğuldayarak gelen korkuyla

buzu tırmalarken

aklını kaybedersin ,

derinliklerinden haykırıp uyandığında

 

another brick in the wall part 1

 

babam, okyanus ötesine geçtiğinde

yalnızca bir anı bırakıp geride

şipşak bir fotoğraf, aile albümünde !

baba, başka ne bıraktın geride benim için ?

baba, ardında benim için ne bıraktın !!!

hepsi sadece

duvardaki bir tuğlaydı !

tüm hepsi , hepsi sadece

duvardaki tuğlalardı !

 

goodbye blue sky

 

uuuuuuuu uuuuuuuuuu

korkmuş insanları gördün mü hiç ?

düşen bombaları duydun mu hiç ?

cesur yeni dünyanın verdiği sözleri ?

yelken açmışken, hiç merak ettin mi

neden kaçıyoruz sığınaklara,

açık mavi gökyüzünün altında ?

korkmuş insanları gördün mü ?

düşen bombaları hiç duydun mu?

alevler çoktan söndü

ama acı hala orada !

elveda...

mavi gökyüzü!

elveda, mavi gökyüzü!

elveda!

elveda!

 

the happiest days of our lives

 

büyüyüp, okula gittiğimizde ,

bazı öğretmenler vardı ,

çocukları her fırsatta kıran ,

yaptığımız her şeyle dalga geçen!

özenle gizlediğimiz her zayıflığımızı

açığa çıkarıp , alay eden!

ama şehirde herkes bilirdi ki

akşam eve gittiklerinde ,

şişman ve psikopat karıları

yaşamlarının her anını karartırlardı

 

 

 

mother

 

anne, ne düşünüyorsun bomba atacaklar mı ?

anne, ne düşünüyorsun şarkıyı sevecekler mi ?

anne, ne düşünüyorsun hayalarıma vurmayı deneyecekler mi ?

uuuoooaahhhh

anne, duvarı örmeli miyim ?

anne, başkanlık için yarışmalı mıyım ?

anne, devlete güvenmeli miyim ?

anne, beni cepheye gönderirler mi?

uuuoooaahhhh

anne, ben gerçekten ölüyor muyum ?

 

şimdi sus bebeğim!

sakın ağlama!

 

annen , bütün korkularının gerçek olmasına neden olacak

annen , tüm korkularını sana da aktaracak .

annen , seni tam burada , kanatlarının altında tutacak

uçmana izin vermeyecek ama ötmene laf etmeyecek

annen , bebeğini rahat ve sıcak tutacak

ooooh , bebeğim

ooooh , bebeğim

ooh, bebeğim!

elbette ki annen , duvarı örmene yardım edecek

 

anne, sence yeterince iyi mi , benim için ?

anne, sence tehlikeli mi bana ?

anne, küçük oğlunu parçalar mı ?

ooooh, anne !

anne, sence kalbimi kırar mı ?

 

sus bebeğim, bebeğim !

sakın ağlama!

 

annen, senin ,için bütün kız arkadaşlarını kontrol edecek.

annen , kimsenin seni kirletmesine izin vermeyecek.

sen bekleyecek , sen içeri girene kadar

annen her zaman bilecek , nerede olduğunu

annen, bebesini sağlıklı ve temiz tutacak .

uuooh, bebeğim

uuooh, bebeğim

uoh, bebeğim

her zaman bebek kalacaksın benim için

anne, ihtiyacım kadar yüksek miydi bu duvar .

 

empty spaces

 

ne kullanalım boşlukları doldurmak için ?

açlık dalgalarının haykırdığı

bu yüzlerin denizinde

yelken açarak daha da fazla alkış mı arayalım ?

yeni bir gitar mı alalım ?

daha güçlü bir araba mı sürelim ?

bütün gece boyu mu çalışalım ?

dövüşlere mi katılalım ?

işıkları mı açık bırakalım

bombalar mı ataşım

doğuya mı gidelim ,

hastalıklara mı yakalanalım

kemikleri mi gömelim ,

yuvaları mı dağıtalım

telefonla çiçek gönderelim

numara yapalım,

psikologlara gidelim

et yemeyi bırakalım

nadiren uyuyalım

evde insan besleyelim

köpekleri eğitime gönderelim

sıçanları yarıştıralım

çatı katını nakitle dolduralım

hazine gömelim, tembellik yapalım

ama yine de hiç rahatlamayalım

sırtımız duvara yaslayalım

 

young lust

ben yeniyim buralarda

yabancıyım bu şehirde

nerde iyi vakit geçirilir

kim gösterecek bu yabancıya etrafı

ooooooooh kirli bir kadına ihtiyacım var

ooooooooh kötü bir kıza ihtiyacım var

çöle dönmüş bu yerde

kendimi gerçek bir erkek gibi hissetmemi sağlıyacak

bu rock'n roll ucubesini

oooh , bebek özgürleştir beni

ooooooooh kötü bir kadına ihtiyacım var

ooooooooh kirli bir kıza ihtiyacım var

 

one of my turns

 

günden güne aşk küle dönüşüyor

ölmekte olan bir adamın teni gibi

geceden geceye davranıyoruz

sanki her şey yolundaymış gibi

ama ben gittikçe yaşlandım

ve sen de gitgide soğuklaştın

ve artık hiçbir şey çok eğlenceli değil

ve hissedebiliyorum krizleriminden birinin geldiğini

kendimi bir jilet kadar soğuk hissediyorum

ve de bir sargı bezi kadar sıkı

bir cenaze davulu kadar kuru

olduğumu hissediyorum

yatak odama gel

soldaki bavulun içinde

en sevdiğim baltamı bulacaksın

o kadar korkmuş görünme

bu sadece geçici bir dönem

kötü günlerimden biri yalnızca

tv izlemek ister misin ?

ya da çarşafların arasına mı girmeyi ?

yoksa otoyolu izlemeyi mi ?

bir şeyler yemek ister misin ?

ya uçmayı öğrenmeyi ?

ister misin , ister misin denemeye çalıştığımı görmeyi ?

polisleri çağırmak ister misin ?

ne düşünüyorsun durmanın vakti geldi mi ?

neden kaçıyorsun ?

 

dont leave me now

 

ooooh bebeğim

şimdi terk etme beni

nasıl gidebilirsin

sana nasıl ihtiyacım olduğunu bildiğin zaman da bile ?

ihtiyacım var sana , ihtiyacım var sana ,

ihtiyacım var sana , ihtiyacım var sana

böylesine iğrenç bir cumartesi gecesinde

ooooh bebeğim

şimdi terk etme beni

beni nasıl böyle kandırabilirsin , kaçarak ?

oooh bebeğim , neden benden kaçıyorsun ?

oooooooh bebek , oooooooooooooh bebek

ooooooooooooooohhhh ,ooooohh

 

another brick in the wall part iii

 

ihtiyacım yok, beni saracak kollara !

ihtiyacım yok, beni sersemletecek uyuşturuculara !

duvardaki yazıları görmüştüm ben

bütün bu şeylere ihtiyacım olduğunu düşünme !

hayır ! bütün bu şeylere ihtiyacım olacağını düşünme !

hepsi , hepsi sadece duvardaki tuğlaydı

hepsi , hepsi duvardaki tuğlaydınız siz !

 

good bye cruel world

 

elveda zalim dünya

bugün seni terk ediyorum

elveda

elveda

elveda

elveda , hepinize

kalmadı söyleyecek bir şeyiniz

fikrimi değiştirecek

elveda

 

hey you

 

hey sen!

soğuk havada

dışarıda bekleyen

yalnız başına ve yıkılmış olan

hissedebiliyor musun beni ?

hey sen!

geçittin ayakta duran

kaşınan ayakların ve solmuş gülümsemenle

beni hissedebiliyor musun?

hey sen!

yardım etme onlara

ışığı yakmaları için

savaşmadan bırakma

hey sen

yalnız başına bekleyen

telefon yanında çıplak olan

bana dokunabilir misin?

hey sen

kulağını duvara dayamış olan

çağıracak birini bekleyen

bana dokunabilir misin?

hey sen

taşı, taşımama yardım eder misin

yüreğini aç ,

eve geliyorum.

ama bu sadece bir hayaldi

gördüğün gibi

duvar çok yüksekti .

nasıl denediğin önemli değil ,

o da kurtulamadı

ve solucanlar beynini yemiş

hey sen

yolda duran ,

hep söyleneni yapan

bana yardım edebilir misin?

hey sen

duvarın yanındaki

holde şişeleri kırıyorken

bana yardım edebilir misin?

hey sen

bana , umudun olmadığını asla söyleme

birlikte dururuz

bölündüğümüzde yıkılırız …

 

is there anybody out there ?

dışarıda birisi var mı ?

dışarıda birisi var mı ?

dışarıda birisi var mı ?

 

nobody home

 

küçük siyah bir defterim var , içinde şiirlerimin olduğu

bir çantam var , içinde diş fırçam ve tarağımın olduğu

bazen önüme kemik atarlar , iyi bir köpek olduğumda

lastik bantlarım var , ayakkabılarımı bağladığımda

blues yapmış nasırlı ellerimde

seçebileceğim onüç tane boktan tv kanalı var .

elektrik ışığım var ,

ve altıncı hissim ...

inanılmaz gözlem güçlerim var ,

ve bu sayede biliyorum

telefonla seni aradığımda

kimsenin evde olmayacağını.

hendrixvari permam oldu (zorunluluktan)

yanık küçük delikler ,

ve sevdiğim saten gömleğimin üstünde .

nikotin lekeleri parmaklarımda .

gümüş bir kaşık var zincirimde

cenaze marşımı çalacak büyük piyanom var

vahşi bakışlı gözlerim var

güçlü bir uçma isteğim var

ama yok uçabilecek bir yerim

oooh bebek , telefonu aldığımda

hala evde kimse yok

ve benim adi gohill marka botlarım ,

çürüyen köklerim var

 

vera

 

vera lynn 'ni hatırlayan biri

var mı buralarda ,

onun nasıl söylediğini hatırlayan ?

" yeniden karşılaşacağız belki de,

güneşli bir günde " .

vera , vera

ne oldu sana ?

başka biri daha var mı ,

benim gibi hisseden ?

 

bring the boys back home

 

çocukları evlerine geri getirin

çocukları evlerine geri getirin

tek başlarına bırakmayın çocukları

çocukları evlerine geri getirin

çocukları evlerine geri getirin

tek başlarına bırakmayın çocukları

çocukları evlerine geri getirin

 

comfortably numb

 

kendini kötü hissettiğini duydum

acını hafifletebilirim

ve seni tekrar ayağa kaldırabilirim .

gevşe gevşe sadece bilgiye ihtiyacım var

sadece temel şeyler

neren ağrıyor , göster bana ?

azalttığın hiçbir acı yok

uzak bir geminin dumanı

yükseliyor ufukta

sen sadece dalgaları yararak

geliyorsun bana

dudakların kıpırdıyor

ama ne dediğini duyamıyorum

ateşlenmiştim çocukken

ellerim iki balon gibiydiler

aynı hisse yeniden kapıldım şimdi

açıklayamam , anlayamazsın da

bu ben değilim

rahat bir uyuşukluktayım

rahat bir uyuşukluktayım

tamam tamam

sadece ufak bir iğne

daha fazla olmayacak "ahhhhh ! "

ama sen kendini biraz hasta hissedebilirsin

ayağa kalkabilecek misin ?

inanıyorum ki işe yaradı , iyi

bu seni gösteriye gidene dek tutar

hadi , gitme vakti

azalttığın hiçbir acı yok

uzak bir geminin dumanı

yükseliyor ufukta

sen sadece dalgaları yararak

geliyorsun bana

dudakların kıpırdıyor

ama ne dediğini duyamıyorum

çocukken birşey geçmişti ,

gözlerimin önünden.....,

dönüp bakmıştım ama gitmişti.

şimdi betimleyemiyorum onu

çocuk büyüdü

hayal gitti

ve rahat bir uyuşukluğa başladım ...

 

the show must go on

 

oooh anne oooh baba

gösteri devam etmeli mi ?

oooh baba beni eve götür .

ooooh anne hadi gidelim

 

bir hata olmalı

izin vermek istememiştim onlara

ruhumu alıp götürmeleri için

çok mu yaşlıyım, çok mu geç artık

 

oooh anne oooh baba

nereye gitti duygularım ?

oooh anne oooh baba

hatırlayacak mıyım şarkıları ?

gösteri devam etmeli

 

in the flesh

 

demek sen

gösteriye katılmaktan

hoşlanabileceğini düşündün

hissetmek için karmaşanın

ılık heyecanını

ve o uzay çocuğunun parladığı

günışığım , sana kötü haberlerim var

pink iyi değil otelinde kaldı

onlarda kendilerini temsil etmemiz

için bizi gönderdiler

ve siz hayranlarının yüzünü

ortaya çıkaracağız

eşcinsel var mı ,

bu gece bu tiyatroda ?

onları dizin duvarlara !

şu spot ışıkları altındaki de

iyi görünmedi gözüme !

onu da dizin duvarlara !

şuradaki yahudiye benziyor ,

ve şu da zenciye ,

kim izin verdi ,

bu ayak takımının içeri girmesine ?

orda sigara içen biri var ,

ve oradaki de sivilceli .

eğer yolunu bulsaydım ,

hepinizi kurşuna dizerdim !

 

run like hell

 

koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş

koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş,

iyi olur , maskelediğin yüzünle

ve perdelenmiş gözlerinle

ve kapattığın dudaklarınla

boş gülümsemenle ve aç kalbinle

boş gülüşün ve aç yüreğin ile

suçlu geçmişinden gelip

ağzına varan safrayı tat

deniz kabuğu kırıldığında

sinirlerin yıpransın

ve çekiçler kapını parçaladığında ,

en iyisi kaç !

koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş

koş,koş,koş,koş ,koş,koş,koş,koş,

en iyisini yaparsın,

bütün gün kaçmakla .

en iyisini yaparsın,

tüm gece kaçmakla .

ve kirli duygularını ,

içinin derinliklerinde sakla

eğer dışarı çıkarırsan

kız arkadaşını bu gece .

iyiye işarettir ,

arabanı uzağa park etmen .

çünkü kızın saçlarına

yapışmışken yakalanırsan ,

arka koltukta .

seni annene geri postalarlar ,

koli paketinin içinde .

en iyisi koş .

 

waiting for the worms

 

ooooh şimdi ulaşamazsın bana

ooooh önemli değil nasıl denediğin

elveda zalim dünya ,

bitti , geçti .

bekliyoruz , ölü ağaçları kesmeyi

bekliyoruz , zayıfları zararlı otlar gibi temizlemeyi

bekliyoruz , camlarını kırıp , kapılarını tekmeleyi

bekliyoruz , zinciri güçlendirmek için son çareyi

bekliyoruz , solucanları izlemeyi

görmek ister miydin dostum ,

britanya'nın yeniden hüküm sürdüğünü ?

tek ihtiyacın olan şey ,

solucanları izlemektir .

çekiç!çekiç! çekiç!çekiç!

çekiç!çekiç! çekiç!çekiç!

çekiç!çekiç! çekiç!çekiç!

çekiç!çekiç! çekiç!çekiç!

 

stop

 

dur

eve gitmek istiyorum

bu üniformayı çıkarmak

ve şovdan ayrılmayı

ve bu hücrede bekliyorum

çünkü bilmeliyim

bunca zamandır suçluydum ?

 

the trial

 

günaydın saygıdeğer solucan,

dosya ortaya çıkaracaktır ki ;

karşınızda duran tutuklu ,

duygularını açığa vururken ,

suçüstü yakalanmıştır ,

kanlı elleriyle .

insan doğasının duygularını .

kendisinden utanmalı !

böyle olmayacak ,

okul müdürünü çağırın !

her zaman demişimdir ,

asla iyi yetişmeyecek diye .

sonlandırırken saygıdeğer efendim ;

eğer kendi yöntemime izin verseydiler ,

onu adam ederdim ben

lakin elim kolum bağlıydı.

kanayan yürekler ve artistler

cinayet işlemesini sağladılar

bırakın çekiçle vurayım ona bugün

çılgın, tavan arası oyuncakları ,çılgın

gerçekten balığa çıkmıştım

misketlerimi almış olmalılar ,

çılgın, tavan arası oyuncakları ,çılgın

seni küçük pislik , şimdi boka battın

umarım oraya kitler ve anahtarı atarlar

daha sık konuşmalıydın , benimle

ama hayır !

kendi bildiğini yapman gerekiyordu .

son zamanlarda yuva yıktın mı hiç ?

sadece beş dakika saygıdeğer solucan ,

o ve ben yalnız ...,

bebeğim , annene gel bebeğim

bırak kollarıma alayım

başının belaya girmesini hiç istemedim

neden benden neden ayrıldı ki ?

saygıdeğer efendim , bırakın onu eve götüreyim .

çılgınlık gökkuşağının üzerinde , çılgınım !

pencerelerde parmaklıklar ,

duvarda kapı olmalıydı ,

ben geldiğimde ...

çılgınlık gökkuşağının üzerinde , çılgın !

mahkemenin elindeki deliller , tartışılamaz

gerek yok jürinin ayrılmasına

karar vermek için .

yargılama yaptığım yıllar içinde ,

bundan daha fazla hak edeni duymamıştım

hukukun tüm cezalarını .

kibar karına ve annene

acı çektirme yolun

kusturuyor beni , midemi bulandırıyor

ancak dostum,

en derin korkunu gösterdin

seni gönderiyorum .

benzerlerinin önüne .

duvarı yıkman için ...

yık duvarı ,yık duvarı ,

yık duvarı ,yık duvarı ,

yık duvarı ,yık duvarı ,

yık duvarı ,yık duvarı ...

 

outside the wall

 

yapayalnız veya ikişer ikişer

seni gerçekten sevenler

duvarın dışına ya da

yukarsına ve aşağısına

bazıları elele

bazıları grupça birlikte

kanayan yürekler ve artistler

boy gösteriyorlar

ve herşeyleri verdiklerinde

hepsinden sonra

bazıları sendeler ve düşer

kolay değil tabii

yüreğinin çarpması

çılgın heriflerin duvarları dibinde

 

eveet.bu ölümsüz eserrin film haline dönüştürülmesi.sanırım parçalardan yap bozu birleştiremeyenler için üstüne bir de filmini yapmıslar.film de de albümdeki parcaları konu alarak ilerliyor.her parçanın ayrı bir konusu ve anlamı var.ve hepsi birbirini tamamlıyor.

 

şarkı sözlerini sırasıyla incelerseniz çok rahat anlayabılırsınız.

 

güzel konu oldu eline saglık.

 

çeviriler alıntıdır.

 

pink floyd bu insanüstü eserle aynı zamanda insanlığa çağrıda bulunuyor.duvarlarınızı yıkın.kalıplarınızı kırın.ama duvarlarınızı yıkarken yeni bir duvar örmeyin.amaç yıkılmasıdır zaten.

 

çünkü kaybetmek özgürlüktür.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hayır şöylede bir durum söz konusu ki bana göre önemli sayılabilecek bu mesajlar uzun yıllar önce şarkılarda verilmiş ve bu olgular uğruna insanlar harekete geçmiş ki sırf diğer insanlarda sistemlere,kurallara,dayatmalara bağlı kalmasınlar diye yapılmış.Ama günümüzde bu yapılanların hiçbir işe yaramadığını,insanların garip şeylerin peşinden koşup,saçma sapan olaylar uğruna alçabildiğini görüyoruz ve "yazık" demekten başka bir çaremde yok gibi..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...