50 milyon yıl sonra Avrupalı olacağız

50 milyon yıl sonra Türkiye Avrupalı olacak

Kıtaların santim santim birbirine yaklaşmasıyla 50 milyon yıl sonra Avrupa ile Türkiye birleşecek, 250 milyon yıl sonra dünyanın bütün kıtaları bütünleşecek

http://www.gazetevatan.com/pics/clear_pixel.gif

Bundan 200 milyon yıl önce “Pangea” (Latince Ana Kara) adlı tek kara parçasından ibaret olan, ancak tektonik faaliyetler ve yeraltındaki kızgın mağmanın hareketleriyle 100 milyon yıl önce parçalanıp 6 kıtaya ayrılan Dünya, 250 milyon yıl sonra yeniden bir bütün olacak. Her yıl santim santim hareket edip birbirine doğru yaklaşan kıtaların birleşmesi 25 milyon ila 75 milyon yıl içinde başlayacak. Günümüzden 50 milyon yıl sonra, Avrupa, Asya ve Afrika’nın birbirine yaklaşıp bütünleşmesi sonucunda Akdeniz ortadan kalkacak, dolayısıyla Türkiye, Avrupa’nın bir parçası haline gelecek. Kıbrıs da anakaraya birleşecek. 50 milyon yıl insana çok uzun gelse de, dünyanın 4 milyar 53 milyon yaşında olduğu gözönüne alındığında bu sürenin yerküre için sadece 4 güne eşit olduğu ortaya çıkıyor.

TEKNOLOJİ İMDADA YETİŞTİ

Bütün bu öngörüler, yıllarını dünyanın milyonlarca yıllık geçmiş ve geleceğine ilişkin projeksiyonlara adamış olan Teksas Üniversitesi’nin ödüllü jeoloğu Christopher R. Scotese tarafından yapıldı. Habere bilim sayfalarında geniş yer veren New York Times gazetesi, kıtaların santim santim hareketlerini izlemeyi mümkün kılan küresel yer belirleme sistemlerinin, dünyanın en ücra köşelerine yerleştiren hareket ölçüm istasyonlarının, sağlam tektonik verilerin ve tabi ki son derece karmaşık işlemleri yerine getiren bilgisayar sistemlerinin, Scotese’nin öngörülerinde etkin rol oynadığını vurguladı.

Scotese’nin dünyanın geleceğine ilişkin öngörüleri şöyle:

“AMASYA” OLUŞACAK

* 50 milyon yıl sonra Akdeniz yok oluyor ve Asya, Avrupa ve Afrika birleşip “Afrasya” yı oluşturuyor

* 75 milyon yıl sonra Avustralya kuzeye kayıp, çarpıştığı Asya ile birleşiyor.

* 150 milyon yıl sonra Amerika kıtası da “Afrasya” ile birleşiyor

* Buzları eriyen Güney Kutbu da kuzeye yönelip Madagaskar ve Endonezya arasına yerleşiyor ve Hint Okyanusu artık bir iç deniz oluyor

* 250 milyon yıl sonra sadece Pasifik Okyanusu ile çevrili “Pangea Ultima”(Son Ana Kara) adı verilen tek kara parçası ortaya çıkmış oluyor.

* Bir teoriye göre de Pasifik’in çekilmesiyle Kuzey ve Güney Amerika birleşip Asya’ya eklenecek. Ortaya çıkan kıtaya ise “Amasya” adı verilecek.

***

Türkiye 100 yıl sonra Afrika gibi çölleşecek

Türkiye’de sıcaklık her 10 yıl 0.3 derece artıyor. Doğal Hayatı Koruma Derneği’ne göre önlem alınmazsa

100 yılda tarım alanlarının yüzde 40’ı kuruyacak

Küresel ısınmanın etkisinden tüm dünya gibi Türkiye de nasibini alacak. Ankara Ticaret Odası’nın geçen yıl hazırladığı “Küresel Isınma Kıskacında Türkiye” raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından “risk grubundaki ülkeler” arasında yer alıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklıkları özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde her 10 yılda 0.3 derece artıyor. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin (WWF) raporuna göre önlem alınmazsa Akdeniz havzasında bulunan Türkiye’de 100 yıl içinde 40 dereceye yakın sıcaklıklar mevsim normali olacak.

YANGINLAR ARTACAK

* Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ile tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görülecek.

* Çevre Bakanlığı ve Bölgesel Çevre Merkezi REC’in araştırmasına göre 2080’li yıllara kadar Türkiye’nin ortalama sıcaklığı 3-4 derece artacak

* Yıllık ortalama yağışlarda azalma görülecek. Türkiye akarsularının yıllık akımlarında yaklaşık yüzde 20 ile 50 arasında azalma, tarımsal ürün üretiminde yüzde 2.5 arasında bir azalma görülecek

Kyoto Protokolü de umut vermiyor

Gelişmiş ülkelerin küresel ısınmada büyük etkisi bulunan karbon, °°°°n gibi sera gazlarının salınımını sınırlamasını hedefleyen uluslararası Kyoto Protokolü, adını 1997’de Japonya’nın Kyoto kentinde düzenlenen zirveden alıyor. Protokol ancak Şubat 2005’te, atmosfere salınan gazların yüzde 55’inden sorumlu 55 gelişmiş ülkenin onay vermesiyle yürürlüğe girebildi. Anlaşmaya göre bu ülkeler 2012 yılına kadar, atmosfere yayılan gazlarda 1990 yılındaki düzeyinden yüzde 5,2 oranında bir azalma sağlamayı taahhüt ediyor. Sera gazlarının yaklaşık yüzde 36’sından sorumlu olarak dünyayı en çok kirleten ülke olan ABD, sanayisi zarar görür endişesiyle kendini protokolün dışında tutuyor. Türkiye gelişmekte olan ülke statüsünde olduğu için Kyoto’yu imzalaması gerekmiyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmak için Kyoto Protokolü değişik yöntemler öngörüyor. Temiz enerji kaynaklarına yönelmenin yanı sıra yeni ormanlık alanlar yaratmak bunların başında geliyor. Ancak uzmanlara göre Kyoto Protokolü, dünyaya en fazla 10 yıl zaman kazandıracak. Küresel ısınmayı durdurabilmek için, emisyonlarda yüzde 60’lara varan kesinti yapılması gibi daha radikal önlemlere ihtiyaç var.

Konya zehir soluyor

Konya’da hava kirliliği değerlerinin insan yaşamını tehdit eder boyuta ulaşması üzerine İl Sağlık Müdürlüğü, akciğer ve solunum rahatsızlığı olan hastalara “Dışarı çıkmayın” uyarısı yaptı. Kent merkezine yakın bölgelerde hava kirliliği nedeniyle göz gözü görmüyor. Valilik, Belediye ve Çevre İl Müdürlüğü’nün sessizliğini koruması karşısında halk “Birilerinin ölmesi mi lazım” diye tepki gösteriyor. Kentin havasındaki partikül madde ve kükürtdioksit miktarı oranları da kirliliğin geldiği ürkütücü noktayı gözler önüne serdi. Konya’da 30 Aralık’ta yapılan ölçümlerde kükürtdioksit miktarının metreküpte bin 408 mikrograma çıktığı tespit edildi. Kabul edilen tehlike sınırı ise metreküptü 400 mikrogram. Havadaki partikül madde miktarı metreküpte 154 mikrogram olması gerekirken Konya’da 600’e ulaşmış durumda.

İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, “Üst solunum yolları rahatsızlığı bulunanlar çok dikkatli olmalı. Kronik akciğer hastalığı ve nefes darlığı olanlar bu havalarda zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalı. Hava kirliliği kalp krizi, astım ve nefes darlığı hastalıklarını da tetikleyebilir. Maske kullanılmasını öneriyoruz” dedi.