Dünya Che’yi İzliyor / Soderbergh's Che

Oscar’lı yönetmen Steven Soderbergh, bu sefer Che’nin hayatını ve mücadelesini anlatan epik bir filmle yönetmen koltuğunda oturuyor ve tabii hâlâ antikomünist Hollywood’un tepkisini çekiyor. 2001de Afganistan’a yönelik operasyonlardan sorumlu askerlere moral vermek üzere yapımcı şirketin (Warner Bross) yoğun ısrarları sonucu İncirlik üssüne film ekibiyle (Ocean’s Eleven) gelen Soderbergh nasıl olduysa bu sefer Hollywood’un büyük yapımcılarını hezimete uğratacak bir konu seçiyor. Bu nedenle Soderbergh bu filmi “şahsi projem” diyerek farklı bir yere koyuyor ve Che’nin hayatının bir dönemini dört buçuk saate sığdırmaya çalışarak, 2 bölümde anlatıyor. Argentina ve Guerilla olarak adlandırılan filmler toplamda 257 dakika sürüyor. Guerilla ve Argentina’nın yapımcılığını Laura Bickford Productions üstlenirken Argentina’nın ikinci yapımcı şirketi olarak karşımıza “Pan’ın Labirenti” gibi farklı yapımlara imza atan ispanyol şirket, Estudios Picasso çıkıyor. Benicio Del Toro ufukta Cannes ödülünü görmüş olacak ki, Che’nin filmini yapma fikri başta ondan ve yapımcı Laura Bickford tarafından ortaya atılıyor; sonradan Soderberg’in de bu projeye dahil olmasıyla Argentina ve Guerilla filmleri zuhur ediyor.

Filmin senaryosunu, daha önce Jurassic Park III ve Eragon gibi fantastik türlere imza atan (ve ayrıca tarihsel figürleri iyi analiz ettiği düşünülen) Peter Buchman gerçekleştirdi. İkinci filmin (Guerilla) senaryolaştırılması aşamasında Peter Buchman’ın yanı sıra Benjamin A. van der Veen de yer aldı. Che’nin günlüklerine dayanılarak yazılan senaryo, Che’nin doğduğu toprakların diline sadık kalınarak ispanyolca çekildi.

Argentina, 1964te Havana’da Che Guevera’nın (Benicio Del Toro) amerikalı gazeteci Lisa Howard’la (Julia Ormond) yaptığı röportajla başlıyor ve 1955 yılına Mexico City’de Fidel Castro’yla (Demian Bichir) Doktor CheChe Guevara ve Fidel Castro’nun Küba’da Batista hükümetine karşı giriştikleri gerilla mücadelesine odaklanıyor. Guerilla ise Che’nin Bolivya’daki mücadelesine yer veriyor. Uruguaylı orta yaşlı bir iş adamı kılığına girerek Bolivya dağlarında verdiği mücadelenin gün be gün ayrıntılı olarak anlatıldığı bu bölümde, ilerleyen astım hastalığına da değiniliyor. Che’nin kübalı CIA ajanı Félix Rodríguez tarafından yakalanması ve öldürülmesi de yine bu bölümde yer alıyor. Guevera’nın ilk karşılaştıkları yıla dönüyor. Buradan hareketle devam eden film 1956 kasımında

Soderberg röportajlarında, süregiden düzeni değiştirmek için mücadele veren bir adama inanmış bir başka adam portresi çiziyor. Kendisine “sanat da dünyayı değiştirmez mi” diye soran gazeteciye çok rahat “Shakespeare dünyayı değiştiremedi; Che’yi değiştiren okudukları değil gördükleri, yaşadıklarıydı; birebir hayat tecrübesiydi” diyebiliyor. Soderbergh, röportajlarda Che’nin komünist ideolojisinden etkilenmediğini; sadece onun bu ideolojye bağlılığından etkilendiğini söylese de amerikalı film eleştirmenleri Soderberg’i Che ve Castro taraftarı olmakla ve komünist ideolojiye eleştirel bakmamakla suçluyor.

Bütün dünyada esmekte olan değişim rüzgarının ABD’ye de sirayet etmesiyle son seçimlerde değişimin yüzü olarak Obama ileri sürüldü. Bu değişim her ne kadar vitrin değiştirme boyutunda kalmış olsa da ABD’nin 11 Eylül’den sonra artan ırkçı havasına ket vurduğu söylenebilir. Tabii ABD’deki bu değişim sadece siyaseten tezahür etmedi; aynı zamanda Hollywood da bu değişime kapısını açtı. ‘’Che” her ne kadar oscarlardan nasibini alamamış olsa da Baader Meinof Komplex’in aday olması, belki de bunun yansımalarından biriydi. Bush’tan ve 11 Eylül’le birlikte ortaya çıkan her an bombalanabiliriz paranoyasından sıkılan ABD toplumuna, yeni bir amaç ve bunu geliştirecek araçlar sunmak gerekiyordu. Artık Che, ABD için korkulacak bir figür değildi… Hollywood’un seyirci sayısı odaklı mekanizması, bu sefer de gün geçtikçe devrimci kimliğinden soyutlayarak popüler bir figür haline getirilmeye çalışılan Che’yi anlatarak farklı bir kitleyi hedefledi. Hareketlenmeye başlayan genç kitlelerin yerkürenin muhtelif bölgelerinde isyan bayrağını çekmesi, belki de bu filmin yapılmasının etkenlerinden biriydi ya da gerçekten sadece Soderberg’in ‘şahsi projesi’ydi. Tabii bunların hepsi şimdilik birer tahminden öteye gidemiyor. Belki de şu ana kadar çok fazla sermaye kokan filmlerin ardından amerikalı yönetmen farklı bir film yapmayı başarmıştır.

Bir yanda Madonna’nın kendini devrimci ilan ettiği bir çağda, gerçek devrimcilerin diriltilmesine ihtiyaç olduğunu düşünsem de, film endüstrisinin devrimci figürleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış olması beni rahatsız ediyor. Yine de bir filmle bile olsa insanlığın içindeki devrimci ruhun canlı tutulması gerektiğini düşünüyorum ve bu nedenle Soderberg’in nasıl bir iş çıkardığını görmek istiyorum. Filmler 24 ocak itibariyle ABD’de vizyona girdi Türkiye’de ise ne zaman gösterileceğini hala bilmiyoruz. ABD’de büyük tartışmalara sebep olan filmin Türkiye’de uyandıracağı etkiyi ise merakla bekliyoruz.

bakınız sinema sitesi

İzlenmeye değecek bir film gibime geliyor

gerçekten izlenmesi gereken bir film bence.eğer gerçekten günlüğünden yararlanılarak çekilmişse che nin çektiği acıları anlıcaz.kesinlikle izlicem:Dsaol paşlaşım için...

benicio del toro doğru karar ikizi gibi

inş. iyi yaparlar filmi de izleriz kendi istedikleri doğrultu da çekerlerse konusu ne olursa olsun izlenmiyo tarafsız olamıyo bu insanlar heleki amerika:)

inş. iyi yaparlar filmi de izleriz kendi istedikleri doğrultu da çekerlerse konusu ne olursa olsun izlenmiyo tarafsız olamıyo bu insanlar heleki amerika:)

Aslında "CHE" konusunda 10 yıl önceye kadar çok katıydım...Oda komünizm düşmanlığımdan geliyordu. Bilgisiz olduğun zaman çok hata yapıyorsun .

Okumaya çekilmez olacağını düşündüğüm kitapları okumaya başladığımda sadece Che değil bir çok konuda fikirlerim değişti...

abi ben türkeşi severim düşün yani sırf neden ikiyüzlü bir insan olmadığını biliyorum şu an piyasadakilerden çok daha şerefli olduğunu biliyorum o adamın siyasi görüşüne katılmak zorunda değilim. Sapına kadar Denizlerin izindeyiz derim siyasi görüşümle ne dinin ne sevdiğim insanların alakası ver bence. insan sadece siyasetten ibaret değil ki:)

abi ben türkeşi severim düşün yani sırf neden ikiyüzlü bir insan olmadığını biliyorum şu an piyasadakilerden çok daha şerefli olduğunu biliyorum o adamın siyasi görüşüne katılmak zorunda değilim. Sapına kadar Denizlerin izindeyiz derim siyasi görüşümle ne dinin ne sevdiğim insanların alakası ver bence. insan sadece siyasetten ibaret değil ki:)

Valla şeref ve Türkeş konusu çok tartışılır kardeşim ama konuyu saptırmamak lazım...Seçimine saygı duyarım ama her iki tarafıda araştırmalısın . Araştırma yaparken tuttuğun tarafın kaynaklarını değil karşı tarafın kaynaklarını kullanırsan en sonunda yapacağın Etütle daha iyi bir karar verebilirsin

komunizme yada faşizm bunlar çok uç görüşler... En iyisi sosyalizm... History de Che nin belgeselini izlemiştim yada nat geo da olabilir... Başka ülkelere gitmesine bir anlam veremedim... Ztn bolivyada öldürüldü hatırladığım kadarıyla... O kadar şeyi yapan insan nasıl böyle bir yanılgıya düşer anlamadım... Küba ile bolivya toplumları birbirine benziyormuş ?!? bu türkiye ile iran benziyor diye şeriat getirmeye çalışmakla eşdeğer... galiba kübadan kendi çıkmamıştı gönderilmişti... Dünyadaki sol düşünceye indirilmiş en büyük darbe SSCB dir. Che nin elinden bu kadarı gelmiştir. Çünkü görüşlerine gerçeklik sınırlarını aşacak kadar bağlı birisidir...İdealist insanları severim

türkeşi bildiğim yönleri kadar sevebiliyorum sevemeyeceğim bilmediğim yönleri çıkarsa çarşı karışır tabi her ne kadar abilerimiz tarafından sevilmeyen bi adam olsa da nefret etmiyorum diye bana kızılsa da okmeydanı civarında adam ne işkenceler görmüş yazıktır bir insana yakışırmı?

türkeşi bildiğim yönleri kadar sevebiliyorum sevemeyeceğim bilmediğim yönleri çıkarsa çarşı karışır tabi her ne kadar abilerimiz tarafından sevilmeyen bi adam olsa da nefret etmiyorum diye bana kızılsa da okmeydanı civarında adam ne işkenceler görmüş yazıktır bir insana yakışırmı?

Kızsakta,kızmasakta değişen bir şey olmuyor Tatar kardeşim, Önemli olan önder olarak kendine Atatürk ve ilkelerini benimsemendir. Diğer kişiler ve yaptıkları sonradan gelir...

Arkadaşlar filmle ilgili olmayan, siyasi görüşlerimizi burda tartışmasak. Başlık amacından sapmasın.

Arkadaşlar filmle ilgili olmayan, siyasi görüşlerimizi burda tartışmasak. Başlık amacından sapmasın.

Haklısın Serena bazen dalgınlık oluyor konu uzuyor...

haklısın abi doğru diyosun atamızın kişiselliğiyle uğraşırken ilkelerini öğütlerini unuttuk neyse konu sapmasın:)

filmin ilk bölümü olan CHE- ARJANTİN'i izledim. Del Toro'a kendinden beklenenden daha iyi bri performan sunduğu ortada ve filmin çok ciddi bir döküman taraması sonrası yapıldığı da ortada...

Che ile ilgili, günlükler, kitaplar, anılarına sadık kalarak yapılan, biraz belgesel tadı olan bir film olmuş ama benim çekincem, filmin ikinci bölümü - ki film iki saatlik iki bölümden oluşuyor- olacak çünkü bu bölümde Che'nin gerilla savaşı ve devrim için düşüncelerine ne kadar sadık kalınacak merak ediyorum...

umarım ilk bölüm gibi olur...

http://images.tribe.net/tribe/upload/photo/41a/222/41a22267-2dd9-462c-b309-5998adfd6f8c

http://machetera.files.wordpress.com/2008/05/23cannesxlarge1.jpg

http://media.filmschoolrejects.com/images/che-01.jpg

--------------------

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/4/43/CheFilm7.jpg

--------------------

http://sisterrose.files.wordpress.com/2009/01/che-sm1.jpg

--------------------

frağman

http://www.yasaktube.com/izle.php?tag=che+film&type=tag&video_id=_a7Al6Y6pVQ

--------------------

http://www.yasaktube.com/izle.php?tag=che+film&type=tag&video_id=SaqvCn7h1ic

ikinci bölümü de birinci bölüm gibi güzel bir anlatımla ve etkileyici bir şekildeydi.

che'nin bütün yaşamını, yalın bir şekilde anlatan en iyi yapımlardan biri olarak gösterileceğine eminim...

izlemeyenler mutlaka izlesin..

http://3critical.files.wordpress.com/2008/10/che-guerilla-french-poster-full.jpg

İzlemeyi düşünüyorumm ..