Jump to content

Imagine All The People Sharing All The World


nevermore

Önerilen Mesajlar

http://tbn3.google.com/images?q=tbn:r02DgWghuvj_FM:http://www.ueltzhoeffer.com/LOGO%2520PICTURE/John-Lennon.jpg

Yazılı tarihinin son 3500 yılında sadece 270 yıl savaş yok!

Bunun anlamı ne peki?.. Var olan en savaşçı türsün desem,Naimarnın deyimiyle ;Mübalağa Cenkri olmaz fikrimce.

 

Şiddete doyamadığın haylice âşikâr. Bir toplumun en erdemli ve şefkatli yolu olan dinde bile bundan vazgeçmediğini görüyorum.

 

Bakıyorum; İsa çarmıhta işkence görüyor

Bakıyorum; Kâbil,Hâbilri öldürüyor

Bakıyorum; Alinin simgesi kılıç

Bakıyorum; Muhammedrin Hirardan sonra en fazla vakit ayırdığı şey cihad.

 

Boylu boyunca kana yattığını görüyorum, ve görüyorum şiddetle köpürüyor ciğerlerin. Farkında mısın biyolojik olarak 4/3;ün su iken, psikolojik olarak 4/3;ün şiddet!

Aslında ideallerin yok çoğu zaman, çoğu zaman içindeki kara deliği doyurmak için didiniyorsun. Vicdanını rahatlatmak için de buna yüce anlamlar yüklüyorsun. Sorsan iki tarafın ölüleri de şehit anlamıyor musun? Madem vampirlere inanmıyorsun, niye kan emiyorsun? Haklı gerekçelerle mi savaşıyorsun?

 

Evet, toprak için savaştın

Evet, altın için savaştın

Evet, yemek için savaştın

Ve kadın için, ve din için, ve onur ve hürriyet için

Ve çoğu zaman bir HİÇ için

Savaştın!

 

Sonuç itibarı ile her hâlükârda savaşmak için bir neden buldun.

Merak ettiğim şey şu; ne zaman bu kadar kirlendin?

Ki sen fetus iken, ki sen embriyo iken, ki sen doğduğunda savaş tamtamları çalıyor muydu kulağında?

 

Sen bu lekeyi D.N.A sarmalından mı devraldın, yoksa toplum mu korteksine kazıdı?

Nietsche geliyor hatrıma nedense tam da bu anda:

 

 

cehennemin içine uzun süre bakarsan

sonunda o da senin içine bakar...

 

 

Acaba sen su damlası gibi berrak doğdun da, bu cehennem çağı mı seni korozyona uğrattı. Yoksa binlerce yıldır genlerinde ve sosyal hafızanda birikenlerin ardından kozmik puzzlerın başka bir noktasına uyman zaten imkansız mıydı?

 

 

 

270.... Sadece 270 yıl..

3500 yıllık yazılı tarihin içinde....

Ondan binlerce yıl daha geriye giden yazısız tarihimde şiddet yoktu demeyeceksin umarım.

Çünkü arkeologlar en yaşlı atalarının bıraktığı savaş baltalarını gün ışığına çıkarıyor hâlâ.

Gerisi ütopia biliyorsun.

 

 

İnkalarrın kafatası piramitlerini görünce şaşırıyorsun, oysa tırmandığın tarihin basamakları ölü insan kemiklerinden oluşuyor görmüyor musun?

 

Kim bilir, en güzel sözü bir zeytin ağacının altında söylemiştir belki ihtiyar Herakleitos:

 

POLEMOS PATER PANTON

 

Savaş her şeyin babasıdır..

Belki icatların, hatta fikirlerin,hatta toplumların,muhakkak ki devletlerin, güç kaynağı ve sıçrama noktasıdır.

Gerisi ütopia biliyorsun.

 

söylermisiniz biz neden öldürüyoruz????????[/

şiddet ve irade konu baslıklı ödev konusundan kısa bir bölüm.. grup arkadsım zehraya da bikez daha tesekkür etmiş olayım:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şimdi burada, "biz savaşçı bir halkız arkadaş" diyenler çıkacaktır, "savaşa hayır" diyenler çıkacaktır, "abi ne savaşı yeeaaa" gibi söyleyenin cümle sandığı birşeyde çıkacaktır ama düşünmek gerek; sonunda ki soru güzel. biz neden öldürüyoruz... bakın savaşıyoruz demiyor yazar, neden savaşıyoruz'u sormuyor.

neden öldürüyoruz?

neden bütün yazılı tarihimizin çoğunu kahramanlık destanları kaplıyor?

neden illa da ölümlü sözleri seviyoruz?

neden,

neden,

neden...

 

sorular çoğaltılır, sorular büyütülür, radikalleştirilir... ama ya cevaplar!... bu sorulara, sorulacak olanlara, aklımızda olanlara verilecek cevaplar!...

 

sahi; cevaplar çoğaltılabilir mi?...

her soruya, o sorunu ortadan kaldıracak bir cevap verilebilir mi?...

 

bakın, ben savaş karşıtı biri değilim, "savaşma seviş" gibi manyak düşünceleri sevmiyorum ama insanları ikna edebilecek bir cevabı olmadığı sürece bir savaşında gereksiz olduğuna inanıyorum. insan, uzun yıllardır ki daha önce başka bir konu da belirtmiştim, sümer rahip devletinden yani erkek-egemen topluma geçtikten sonra bir korunma, bir saldırıya karşı kendini koruma güdüsüne kapılarak ordu denilen birlikleri oluşturdu ve mülkiyet insan hayatına girdikten sonra da savaşlar ve ölümler başladı. adı sanı ne olursa olsun, insan temelli olmayan, merkezine insanı almayan büün düşünceler bu korunma güdüsü ile her daim ölümü yüceltmiş, yaşamı yok etmeyi göze almışlardır.

 

bakın bir daha söylüyorum, sistem değişmedikten, insan temelli bir düşünce oluşmadıktan sonra savaşlar ve ölümler hep olacaktır ve hep bir yerlerde bri düşman bulunacaktır. engels, "devletler var olmak için düşman yaratmak zorundadır çünkü düşman bir devleti ayakta tutmanın en önemli bahanesidir" demişti bir yapıtında. bireyler, toplumu yarattıklarını anlamadığı sürece, kendileri olmasa devletinde olmayacağını anlamadıkları sürece ölümler olacaktır ve bunlara bir neden bulmak gereksiz duruma düşecektir çünkü devletin bekaası için ölmek ve öldürmek gerekir diyeceklerdir...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet asıl merak uyandıran bu.. savasmak degil .. öldürmek.?? yoketmek , kıymak.. vs. tamam;bakın bir daha söylüyorum, sistem değişmedikten, insan temelli bir düşünce oluşmadıktan sonra savaşlar ve ölümler hep olacaktır ve hep bir yerlerde bri düşman bulunacaktır. demişsin haklısında.. amma : sistemin taaa ilk basına baktıgımızda da o mutlu magrur alkıslanasıca kanlı elleri görmüyormuyuz??

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bugün yaşadığımız sistem, uzun yılların bir oluşumudur. ilk insan dönemine ana-erkil döneme baktığımızda ise erkek-egemen toplumun ilk dönemlerinde olan bir düşman mantığının bile olmadığını görüyoruz. zaten ilginç olan bir durum var ortada, erkek egemenliğine geçişle beraber bir fiziksel güç ile kendini koruma mantığı gelişiyor. zaten mitolojik hikayeler bile incelendiğinde ana tanrıçanın yenildiği dönem tarih sayfalarına sümerlerin çıktığı dönemdir. ana-tanrıçanın tanrıya yenilip, geri plana itilmesi ile yukarıda dediğim mülkiyetin oluşturulup, onu birilerinden korumak için birliklerin oluşturulması gündeme gelmişir.

ilk insan dönemi bir paylaşım dönemi olarakta bilinir çünkü herkes toplum içerisinde yaması gereken işleri yapmaktadır ama erke-egemen topluma geçişle kaba kuvvet devreye girmiştir ve bu kabil habil kavgası bile erkek-egemen toplumun mitolojik ürünüdür. kendi savaşlarına bir kılıftır birazda...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

aklıma bi soru düstü yorumunla .. konunun kaymasını da istemiyorum ama şöyleki.. erkek-egemen toplumda madem savasların olması kacınılmaz.. peki kadın bu kadar acizmi duzeni degiştiremiyor yoksa kadının da işine geliyor damı bu durum degişmiyor?? benim erkeğim daha güclü den baslayarak bu gune getirebiliriz sorumu???

--------------------

olmaz :) ceviz yemege gidiyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kadın aciz değil ama erkek-egemen toplumun ilk dönemlerinden başlayarak ki buna dinler, inanışlar da dahil, kadın her seferinde geri plana itilerek kendi başkaldırı gücünün farkına varması engellendi ki aslında bu bütün insanlar içinde yapılmıştı.

İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İRA) kurucularından Michael Collins'in İRA kuruluşu sırasında söylediği bir söz var; " insanlara tanklarla, silahlara saldırabilir ki yapıyorlar da çünkü insanlarda ki en büyük gücü yok etmek istiyorlar. Red etme gücü! karşı çıkma iradesi!..."

sistemin yaptığı da doğumundan beri budur. insanların doğasında var olan karşı çıkma, soru sorma, red etme gücünü yok etmek ki bunu çokta iyi bir şekilde yapıyor. kadınlara ise baskıyı daha fazla uyguluyor, onları evinden dışarı çıkartmamak, çıkarsa da erkek hegomanyasında çıkmasını sağlamak için çabalıyor. dediğim gibi, erkek-egemen toplumun ilk dönemlerinden itibaren bunu uyguladığından şu anda kadın toplumun en geri planında kalan ve en çok ezilen üyesi durumuna gelmiştir.

--------------------

bu sefer iyi geceler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu insanın doğasında olan birşey ölmek doğal .olanı öldürmek anormal gelen...öldürmek sadece saklandı.. her yerde bir mahalle köşesinde savaşta ya da nefretin elindeki bıçakta sadece bekliyor anormal olan ölüme alışmamamız ,bile bile beklenmeyenler bizi kemiren oluyor sadece bir an için ensende bitiveriyor ve sen bunu görüyorsun..TOPRAK YA DA VS. SADECE BİR ÖRTÜ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanın tüm hareketleri temel iç güdülerinin denklemlere dönüşmüş halleri değil midir zaten? If diye bir film izlemiştim yakın zamanda. Hoşuma giden bir replik vardı; War and love are the only pure acts of the human kind. Şimdi asıl soruya gelelim. Günümüz hiyerarşisi her ne kadar modern görünse de güç istemi doruklara ulaşmış durumda. Fikirler ne kadar çeşitlenirse insanlar da o kadar çeşitleniyor. Savaş insanların mükemmeliyetçiliğinin ilginç bir ürünü belki ama saçma ya da gereksiz olmadığı kesin. İnsanın bu tarz davranışları ancak her insan tek tek düzeltildiğinde olabilir ki o da zaten hayal. Nietzsche'nin bir sözü vardı şöyle; İnsanlığı düzeltmek verebileceğim son söz olurdu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...