handsome112 Yanıtlama zamanı: Aralık 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 17, 2012 peki hangi demon ne işe yarıyor bliyrmsusnz? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Aralık 17, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 17, 2012 peki hangi demon ne işe yarıyor bliyrmsusnz? Sitede araştırısanız bulursunuz Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
egeklan Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2013 2 sorum olacak yanıtlayanlara şimdiden teşekkür ederim. 1-Aşağıdaki demon sigillerini: http://www.gnoxis.com/demon-sigilleri-29584.html Bir kağıda yazsak veya bir metale kazısak,daha sonra kağıda/metale lunarkinezi veya başka bir teknikle negatif enerji yüklesek, bu taşıyana zarar verebilecek bir tılsım olurmu?Olursa etkisi ne kadar olur?Aynı şey melek sigillerinde de olurmu? Yani melek sigili çizdiğimiz Kağıdı/metali pozitif enerji ile doldursak, tılsım olurmu?Olursa etkisi ne kadar olur? 2-Melek/demon sigillerini bir kağıda çizsek yada taşa kazısak,bunu evde bulundursak iyi/kötü etkisi olurmu.Bir dolapta,sepette vb... Saolun şimdiden.... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
moonlight08 Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2013 güzel paylaşım Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ZaBuZa Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2013 hemen hemen hepsinde haç işareti var niye acaba ya da ona benzer bi şekil Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tzinatzan Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2014 Voodoo siğillerine benziyor hepsi. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GeceGelGiti Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2014 umarım iyi huylusu çıkar Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Acaba burdaki sigilin hangisine ait olduğunu bilen var mı? Çok teşekkürler şimdiden Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reincarnated Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Dostum o bir vegvisir yani sigil değil, koruma için muska olarak kullanılır. Vikingler de bir varyasyonunu kullanıyorlardı. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Vegvisir mi ilk defa duyuyorum. O halde yukarıdaki Vegvisir'in korunma amaçlı bir muska olması dışında başka bir bilginiz var mı? O runik alfabe çemberinin içindeki sembol hakkında bilgi edinmek istiyorum aslında. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reincarnated Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Buyrunuz : Vegvisir nedir?, bunun dışında semboller ve işleyişi hakkında detaylı bilgiye sahip değilim. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
rebelgoth Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2014 bu sembollerin tam çıkış kaynağı neresidir avrupa mı ? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
uranos Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2015 sıgılı kagıda cızmeyın hata yaparsınız hayatınız kayar cıktı yapın aman dıyı 1. 2. sevıyen demonlarımız ıle gorusmeyınız gucunuz yetmez. 3 4 5 sızın ıcın ıdealdır bence.. sevgılı yuce baal demonumuzu sakın ha cagırmayın tavsıye etmem ebenızı tersten gorursunuz paimon tanrımız süper cok ınsancıl tatlı bır demondur ancak gucunuz yetermı onada bılmem. ki zaten tanrılarımız gelmeyecektır sevgılı lejyonunu gonderıcektır. lejyon sıze gelecektır bakıp tanrımıza hesap verecektır ve sonra gene kontrole gelecektır tanrımız onayladıgı zaman lejyonu ıle ıletısımı gecersınız veya gucnuz bılgınız yuksekte tanrımız sızınle bırebır gorusecektır cok tatlı ıyılerdır ama saygıda kusur etmeyın oyalamayın sakın ha ! emır vererek konusmayın ! rica edin onlar tanrı ve tanrılarımızla kımse emır vererek konusamaz onlar allah gıbı sahte tanrı degıl okey ! onlar birtanecik tanrılarımızdır... sınırlendırmeyın sonra bızede kızıyorlar sıze sınırlenıyorlar bıze gelıyorlar sınırlı sınırlı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jasgues Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 İkidir çok ciddiyetsiz mesajlarını görüyorum. Tamaaam anladık Demonlara tapınıyorsun ancak bu mesajında islamı aşağılayan bir şeylerde gördüm ve dayanamadım tabi. Geyik muhabbetini Gnoxis cafede yapıyoruz cnm, yanlış yere gelmişsin. Senin tabirinle "insanların inançlarına biraz saygılı ol okey!" Forum kurallarına bakmanda yarar var Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BloodwitcH Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 Evet inançları bu şekilde aşağılaman hiç doğru değil, ayrıca nedir bu "Onlar bizim tanrılarımız, saygıda kusur etmeyin, size sinirlenip bize kızıyorlar..." vs lafları? Asıl sen saygısızlık ediyorsun. Popülerite açısından kendini kanıtlamak uğruna "Satanist'im ve bu havalı." gibi saçma düşüncelere bürünerek kendi kendine bir hayran kitlesi mi oluşturacağını düşünüyorsun? Veya sana imrenip "Yaa keşke biz de onun gibi olabilsek." mi diyeceğimizi zannediyorsun? Şuan insanların zihninde iki üç demonik terim ezberleyip kendi hayal gücünle harmanlamış bir ergen konumundasın. "Sahte Allah" gibi artık saygısızlığın dozajını artırdığın cümlelerin ise tam olarak iğrenç. Empati kurman için söylüyorum sağ el invokasyonlarında demonlar zorla çağırılıp tanrı isimleriyle işkence görüyorlar. Onlardan bilgi almak için bazen bu zorlamalar daha da ileri gidiyor hatta bazı uygulamalarda pirinç kapların içine hapsediliyorlar. Nasıl bir duygu? Ha bu arada geri göndermesi de bir ritüele bakar sorun değil yani. 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Meastro Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2015 Çağıracak bir şey bulamanızda şeytanmı çağırıyorsunuz,şöyle hoş sohbet karşı cinsten bir arkadaş çağırın bir bira açın......geri göndermesi o kadar zor olmaz. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Başka yerde sordum, konu kilitlendi. Konu açıp sordum, muhtemelen yönetici konuyu sildi. Bir daha soruyorum: Demon geldiğini nasıl anlıyorsunuz ve nasıl iletişim kuruyorsunuz?? Birisi bana bu işin gerçek olduğunu ıspatlayabilmeli. Eğer ıspatlayamıyorsanız ya üçkağıtçısınız yada şizofren!.. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Başka yerde sordum, konu kilitlendi. Konu açıp sordum, muhtemelen yönetici konuyu sildi. Bir daha soruyorum: Demon geldiğini nasıl anlıyorsunuz ve nasıl iletişim kuruyorsunuz?? Birisi bana bu işin gerçek olduğunu ıspatlayabilmeli. Eğer ıspatlayamıyorsanız ya üçkağıtçısınız yada şizofren!.. Yazım tarzını düzeltmen gerek kimse sana bir şey ispatlamak zorunda değil Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Yazım tarzını düzeltmen gerek kimse sana bir şey ispatlamak zorunda değil Ortada bir iddia var ise; bu iddiayı ortaya atan kişi bunu herkese kanıtlamak zorunda!.. Yoksa ortalık hurafeden geçilmez ve karanlık çağlara geri döneriz insanlar böyle palavralara inanırsa. Ben bir bilim insanıyım. Böyle saçmalıkları ortaya çıkartıp, insanlara mantıklı bir açıklama sunmak benim görevim. Yazım tarzım ise gayet düzgün ve her kelime gayet yerinde. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Ortada bir iddia var ise; bu iddiayı ortaya atan kişi bunu herkese kanıtlamak zorunda!.. Yoksa ortalık hurafeden geçilmez ve karanlık çağlara geri döneriz insanlar böyle palavralara inanırsa. Ben bir bilim insanıyım. Böyle saçmalıkları ortaya çıkartıp, insanlara mantıklı bir açıklama sunmak benim görevim. Yazım tarzım ise gayet düzgün ve her kelime gayet yerinde. Burası ateist-müslüman tartışma forumu değil bu şekilde davranmanın herhangi bir lüzümu yok , pisagor ,galileo ve ısaac newtonda bilim insanıydı aynı zamanda simya içerisindeydiler akılcı olmak spritüalizme aykırı değildir , açıklama sunmayı kendinize görev edinmişsiniz başkalarına bu görevi veremezsiniz , karanlık veya aydınlığın , saçmalığın ve gerçeğin ne olduğuna karar vermişsiniz diyaloğa girmeye gerek yok, demonoloji ile uğraşmıyorum lakin konuyla alakalı olarak telepati yoluyla iletişime geçtiklerini söyleyebilrim Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Zulbaljin Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Ortada bir iddia var ise; bu iddiayı ortaya atan kişi bunu herkese kanıtlamak zorunda!.. Yoksa ortalık hurafeden geçilmez ve karanlık çağlara geri döneriz insanlar böyle palavralara inanırsa. Ben bir bilim insanıyım. Böyle saçmalıkları ortaya çıkartıp, insanlara mantıklı bir açıklama sunmak benim görevim. Yazım tarzım ise gayet düzgün ve her kelime gayet yerinde. Bu işle uğraşan kişiler sizi yaptıkları şeyi kanıtlamak zorunda değil. Kaldı ki zaten demon çağıran bir kişi kalkıpta ben demon çağırdım diye şov yapmaz. Asıl bunu yapanlar şizofrendir. Ayrıca bu konulara palavra demeniz çok yanlış. Şuan bilimin bile açıklayamadığı bu kadar çok şey varken üslubunuzu düzeltmenizi tavsiye ederim. Dünya tek bir boyuttan oluşmuyor, içerisinde katman katman başka boyutlar ve her boyutta farklı varlık türleri var. Demonlarda başka boyutlardan varlıklardır ve saf enerji formundadırlar. Dünyamıza kapı açan (tabiri caizse boyutlar arası tünel gibi bir şey) ve onları çağıran insanlar da telepatik yolla iletişim kurar bu varlıklarla. Herhangi fiziki bir bedene bürünmezler bizim Dünya'mızda ama enerjileri çok yüksek olduğu için buna dayanamayan enerjisi düşük varlıklar radyasyon zehirlenmesi yaşarlar. 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2016 Ateist-Müslüman tartışma platformunda olsam farklı şekilde yaklaşırdım zaten. Çünkü inançlı bir kişiden kanıt isteyemezsin. İnançlı kişiler tanrıyla iletişim kurduklarını iddia etmezler (genelde). Fakat burada olay farklı. Burada insanlar başka boyuttan varlıklar ile iletişime geçiyor. Dolayısı ile ortada kanıtlanabilecek bazı olgular mevcut eğer bu anlatılanlar doğru ise. Pisagor, Galileo ve Newton'un hangi devirlerde yaşamış insanlar olduklarını tartışmaya gerek yok. Fakat şu an biz 2016 yılında yaşıyoruz. Bunu hatırlatmakta fayda var. Bu kişilerin mistik inançlarının yersiz olduğu ve simya gibi uğraşların hiç bir bilimselliğinin olmadığı günümüzde çok net bilinmektedir. Bu nedenle eski devirlerde yaşamış insanların bazı yönlerini örnek göstermek, insanlığı hiç bir noktaya taşımayacaktır. Bu bilim insanlarının bilime yaptıkları katkılar için minnettar olmak onları onore etmeye yeterlidir. Bu forumda dönen konular dahilinde saçmalık ve gerçeğin ne olduğu konusunda belli kanaatlere tabiki vardım. Fakat bu kanaatlerin hiç birinin benim şahsi kanaatlerim olmadığını belirtmem gerekli. Bilimsel metodoloji şahsi kanaatlerden arınmış bir sistemdir. Ve burada iddia edeceğim herşeyin bilimsel kaynağını göstermeye hazırım. Zulbaljin isimli arkadaşımıza demonlarla ilgili yaptığı açıklamalardan dolayı teşekkür ediyorum. Fakat yanıldığı bir nokta var ki; bu tür olaylar bilimin açıklayamadığı olaylardan ziyade, insanların bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Arkadaşımız farklı dünyaların varlığından bahsetmiş. Çoklu evrenler, günümüz fiziğinde varlığını kanıtlamaya can attığımız teorilerden birisidir. Ve bir demonun boyutlar arası yolculuk yaparak dünyamızda enerji ile var olabilmesi çoklu evrenler teorimizi kesinlikle kanıtlar. Demonlar ile iletişim kurduğunu iddia eden kişiler iddialarını kanıtlayabilirler ise nobel ödülünü kayıtsız şartsız alırlar. Ne tür kanıtlar olabilir bunlar: 1) Demonlar herhangi bir enerji formunda bu dünyada var olabiliyorlarsa, demonun bulunduğu ortamda bir enerji artışı meydana gelmelidir. Bu enerji artışı çeşitli cihazlarla ölçülebilir. 2) Ortamda hiç yoktan aniden bir radyasyon kaynağının belirmesi müthiş bir kanıt olur. 3) Demonlarla telepati kuran kişilerin beyin fonksiyonları ölçülebilir. Bu kişilerin telepati sırasında beyin fonksiyonlarında ciddi bir değişiklik meydana gelirse, telepatinin gerçek olduğuna karşın da bir delil olur. Bu gibi kanıt olabilecek olguları çoğaltmak mümkün. Tabi bu iddiaları ortaya atan kişiler bu iddialarını hiç bir zaman kanıtlayamazlar. Çünkü iddia ettikleri şey hiç bir zaman olmamıştır. Forumda yeniyim fakat üye olmadan önce zaman zaman gelip bazı konulara göz gezdiriyordum. Burada anlatılan safsataların doğruluğu konusunda arada kalmış iyi niyetli bazı kişiler, bazı üyeler tarafından sistematik olarak ve bilinçli şekilde tereddütte bırakılıyor. Tereddütte bırakılan bu kişiler ortaokul ve lise çağındaki genç kardeşlerimiz bile olabilir. Ben bu siteye üye oldum ve vakit buldukça her konuya musallat olacağım. Hiç kusura bakmayın. Aklın yolu birdir ve bu da bilimden geçer. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Ateist-Müslüman tartışma platformunda olsam farklı şekilde yaklaşırdım zaten. Çünkü inançlı bir kişiden kanıt isteyemezsin. İnançlı kişiler tanrıyla iletişim kurduklarını iddia etmezler (genelde). Fakat burada olay farklı. Burada insanlar başka boyuttan varlıklar ile iletişime geçiyor. Dolayısı ile ortada kanıtlanabilecek bazı olgular mevcut eğer bu anlatılanlar doğru ise. Pisagor, Galileo ve Newton'un hangi devirlerde yaşamış insanlar olduklarını tartışmaya gerek yok. Fakat şu an biz 2016 yılında yaşıyoruz. Bunu hatırlatmakta fayda var. Bu kişilerin mistik inançlarının yersiz olduğu ve simya gibi uğraşların hiç bir bilimselliğinin olmadığı günümüzde çok net bilinmektedir. Bu nedenle eski devirlerde yaşamış insanların bazı yönlerini örnek göstermek, insanlığı hiç bir noktaya taşımayacaktır. Bu bilim insanlarının bilime yaptıkları katkılar için minnettar olmak onları onore etmeye yeterlidir. Bu forumda dönen konular dahilinde saçmalık ve gerçeğin ne olduğu konusunda belli kanaatlere tabiki vardım. Fakat bu kanaatlerin hiç birinin benim şahsi kanaatlerim olmadığını belirtmem gerekli. Bilimsel metodoloji şahsi kanaatlerden arınmış bir sistemdir. Ve burada iddia edeceğim herşeyin bilimsel kaynağını göstermeye hazırım. Zulbaljin isimli arkadaşımıza demonlarla ilgili yaptığı açıklamalardan dolayı teşekkür ediyorum. Fakat yanıldığı bir nokta var ki; bu tür olaylar bilimin açıklayamadığı olaylardan ziyade, insanların bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Arkadaşımız farklı dünyaların varlığından bahsetmiş. Çoklu evrenler, günümüz fiziğinde varlığını kanıtlamaya can attığımız teorilerden birisidir. Ve bir demonun boyutlar arası yolculuk yaparak dünyamızda enerji ile var olabilmesi çoklu evrenler teorimizi kesinlikle kanıtlar. Demonlar ile iletişim kurduğunu iddia eden kişiler iddialarını kanıtlayabilirler ise nobel ödülünü kayıtsız şartsız alırlar. Ne tür kanıtlar olabilir bunlar: 1) Demonlar herhangi bir enerji formunda bu dünyada var olabiliyorlarsa, demonun bulunduğu ortamda bir enerji artışı meydana gelmelidir. Bu enerji artışı çeşitli cihazlarla ölçülebilir. 2) Ortamda hiç yoktan aniden bir radyasyon kaynağının belirmesi müthiş bir kanıt olur. 3) Demonlarla telepati kuran kişilerin beyin fonksiyonları ölçülebilir. Bu kişilerin telepati sırasında beyin fonksiyonlarında ciddi bir değişiklik meydana gelirse, telepatinin gerçek olduğuna karşın da bir delil olur. Bu gibi kanıt olabilecek olguları çoğaltmak mümkün. Tabi bu iddiaları ortaya atan kişiler bu iddialarını hiç bir zaman kanıtlayamazlar. Çünkü iddia ettikleri şey hiç bir zaman olmamıştır. Forumda yeniyim fakat üye olmadan önce zaman zaman gelip bazı konulara göz gezdiriyordum. Burada anlatılan safsataların doğruluğu konusunda arada kalmış iyi niyetli bazı kişiler, bazı üyeler tarafından sistematik olarak ve bilinçli şekilde tereddütte bırakılıyor. Tereddütte bırakılan bu kişiler ortaokul ve lise çağındaki genç kardeşlerimiz bile olabilir. Ben bu siteye üye oldum ve vakit buldukça her konuya musallat olacağım. Hiç kusura bakmayın. Aklın yolu birdir ve bu da bilimden geçer. İmza: Makalelerime Facebook profilimden ulaşabilirsiniz https://www.facebook.com/profile.php?id=100009983580033 Siz forumdaki "her konuya musallat olma"dan önce birkaç konuya değinmek istiyorum: Buradaki konuyu açıklığa kavuşturamazsanız ya üçkağıtçı ya da şizofrensiniz diyorsunuz. Çoklu evren kanıtlanması gereken çok önemli bir teori diye de belirtmişsiniz. Çoklu evrenin var olduğunu kanıtlayamazsan ya üç kağıtçısın ya da şizofrensin desem nasıl bir bilimsel üslup kullanmış olurum sayın bilim insanı? Bilim insanı olduğunu iddia eden kişi böyle bir üslup mu kullanmalı? Peki bilimsel araştırma yapılmamış bir konuda ön yargılı davranıp saçmalık demek nasıl bir bilimsel yaklaşımdır? Hangi yetkinliğe hangi bilimsel çalışmaya dayanarak bu olgu ve olayların saçmalık olduğunu iddia ediyorsunuz? Beyin dalgalarıyla ve nörolojiyle ilgili hangi çalışmalarınız var fizikçi(!) bilim insanımız? Bu yetkinliği imzanızda yer alan sahte facebook hesabınızdaki makale diye adlandırdığınız bilimsel makalenin m'si bile olmayan yazılarınıza mı dayandırıyorsunuz yoksa Vanessa Jade'e mi dayandırıyorsunuz? Ben de akademisyenim. Böyle bir üslup olmaz. Böyle bir bilimsel yaklaşım olmaz. Böyle önyargılarla bilim adamı da olunmaz. Eğer bu konularda bilimsel çalışmaların yapılmasını istiyorsanız bu herkes tarafından desteklenmesi gereken bir durumdur. Ama sizin amacınız üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? Bir hasta doktora başının ağrıdığını söylediğinde, doktor hastaya inanmıyorum bilimsel olarak kanıtla, kanıtlayamazsan ya üç kağıtçısın ya da şizofrensin! diyebilir mi? Burada insanlar bu hasta örneğinde olduğu gibi deneyimlerini aktarıyor. Bilimsel metodoloji gibi kelimeleri kullanmak sizin yazılarınızı bilimsel metodolojiyle yazdığınız anlamına gelmiyor. Bilimsel ahlak ve yaklaşımdan uzak forum mesajlarınızdan ben utanç duydum. Sizin bilim insanı olduğunuz iddianıza inanmıyorum. Olsanız bile bir şeyleri çok yanlış idrak ettiğinizi görüyorum. Bilim insanı olmak; ön yargılı davranmak, karşındakini aşağılamak, terimsel ifadeler kullanarak havalı görünmeye çalışırken aslında sokak ağzı konuşmak, belki en fazla bir deneme yazısı değerinde olabilecek yazıları makale diye insanların gözüne sokmak değildir. Siz aldığınız nosyonu bir gözden geçirin. Ayrıca sahte facebook hesabı, sahte fotoğraflar, sahte makaleler, buradaki aşağılayıcı tavırlarınız ve bilimum ön yargılarınızdan dolayı size güven beslenmesini ve yazılarınızın ciddiye alınmasını da beklemeyin. Üyenin facebook profili(imzasında zaten yer aldığından paylaşmakta beis görmüyorum): https://www.facebook.com/profile.php?id=100009983580033&fref=ts Fotoğrafları kullanılan model Vanessa Jade: https://www.instagram.com/vanessajadesa/?hl=tr Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Benim zaten buradaki işim buradaki bir takım hokkabazlara birşey öğretmek değil. Onlar hokkabazlıklarına bir şekilde devam edecekler zaten. Onların işi bu çünkü. Benim burada ki işim, tereddütte kalmış insanlara gerçeği gösterebilmek. Eğer burada iddia ettiğim şeylerin bilimselliğinden şüphe ediyorsan, benden bunun bilimsel kanıtını isteme hakkına sahipsin. Burada sunamayacağım bilimsel hiç bir kanıt yok benim. Çoklu evrenler teorisini kesin kanıtladık diye bir iddiam mı oldu ki, birden bire böyle celallendin anlayamadım? Çoklu evrenler teorisinin ortaya atılışı direkt gözlem ve deneylere dayalı verilere bağlı olarak gerçekleşmemiştir. Matematiksel bir takım hesaplamalar sonucunda çoklu evrenlerin varlığına dair ilk düşüncelerimiz şekillenmeye başladı ve daha sonra yaptığımız bir takım deney ve gözlemler bu matematiksel hesaplamaların doğruluğunu kanıtlar nitelikte idi. Ve şu ana kadar yaptığımız tüm bilimsel çalışmalar tek bir evrenin varlığından ziyade çoklu evrenleri doğrular nitelikte fakat henüz bu alandaki veriler bize direkt neticelerden ziyade endirekt neticeler vermektedir. Bu nedenle çoklu evrenlerin varlığına kesin gözü ile bakamıyoruz. Fakat kesinliğini kanıtlamak için can attığımız bir teoriden bahsetmem neden beni şizofren yapıyor bunu anlayamadım!.. Burada kesin yargılara ulaşıp, demonların kesin varlığını iddia eden kişiler sizlersiniz. Ve de bilimde bu tür hayali varlıklarla iletişim kurulmasının karşılığı şizofrenidir. Şizofren olup olmadığını merak ediyorsan, gidip bir psikoloğa danışabilirsin. Sonuçta o işin bilimsel eğitimini almış bir kişidir psikolog. Ayrıca verdiğin doktor örneği o kadar aptalca ki; sırf seni destekleyen 3-5 aptal daha varsa, onları ikna edebilmek için bir kaç cümle yazacağım. Bir kişinin hasta numarası yaparak doktora gitmesi için tam bir manyak olması lazım. Sonuçta gerekmediği sürece ilaç kullanmak o kişiye zarar verecektir. Ama işin bilimsel yöntemini açıklamak için biraz daha yazayım. Başım ağıyor diyen bir hastaya iş ahlakı olan bir doktor hemen ağrı kesici vermez. Baş ağrısının nedenlerini öğrenmek için çeşitli sorular sorar ve testler yapar. Soğuk algınlığı olabilir, beyin tümörü olabilir, sinüzit olabilir, stres olabilir veya psikolojik olabilir. Doktor bu sorun ile ilgili yeterli verileri topladıktan sonra kişiye uygun müdahaleyi yapar veya hastanenin ilgili bölümüne sevk eder hastayı. (Mesela psikolojik bir durum var ise, hasta psikoloğa yönlendirilir) Şimdi gelelim beyin dalgaları ve nörolojiye. Çervende gördüğün her cisim çevresine belli enerji ve frekansta belli dalgalar yayar. Bu beyine has bir özellik değildir. Beyinde bir çok biyolojik ve kimyasal aktivite gerçekleştiği için (belki de vücudumuzun en aktif bölgesi) beynimizden yayılan dalgalar biraz daha fazladır. Telepatinin mümkün olabilmesi için bu beyin dalgalarını algılayabilecek belli reseptörler bulunmalıdır beyinde. Nasıl görme, duyma, işitme reseptörlerimiz var ise; telepatiyi mümkün kılacak reseptörlere de ihtiyaç vardır. Fakat böyle bir reseptör türü beyinde malesef bulunmamaktadır. Ayrıca telepati kurduğunu iddia eden bir çok insan ile telepati üzerine istatistiki çalışmalar yapılmıştır ve sonuçları tahmin etmek hiç te zor değil. Telepati yeteneği olduğunu iddia eden insanlara sorulan sorularda, bu insanların mutlak bir başarısızlığı söz konusu. Bilimsel araştırma yapılmamış dediğin konularda ise sandığının aksine pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Özellikle telepati konusu şu an bilimin mümkün kılmaya uğraştığı mucizelerden birisi. Fakat bu sizin yaptığınızı iddia ettiğiniz gibi bir şey değil bu. Beyin dalgalarını güçlendiren ve bu güçlendirilmiş beyin dalgalarını algılayabilen cihazlar üretiliyor. Bu konuda şu ana kadar sağlanmış mutlak bir başarı yok fakat çalışmalar sürüyor. Ve burada iddiası geçen pek çok konu üzerinde de bilimsel araştırmalar yapılmış (mesela astroloji) ve tamamen safsata olduğu gün yüzüne çıkarılmıştır. Bazı konuların ise (astral seyehat gibi) bilimsel açıklaması mümkün kılınmış ve bunların insanların yanılgısı olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. Benim kişisel bilgilerim ile yaptığın eleştirilere cevap vermiyorum bile çünkü burada bulunma amacım herhangi kişisel bir amaç gütmemektedir. Burada kendimi kanıtlamak için değil, sizi gibi üç kağıtçıları meydana çıkarmak için varım. Dolayısı ile bunlara cevap vermek zorunda değilim fakat makalelerim ile ilgili herhangi bir sıkıntın var ise; yazdığım her cümlenin bilimsel kaynağını sunmaya hazırım. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Teker teker gidelim: Benim zaten buradaki işim buradaki bir takım hokkabazlara birşey öğretmek değil. Onlar hokkabazlıklarına bir şekilde devam edecekler zaten. Onların işi bu çünkü. Benim burada ki işim, tereddütte kalmış insanlara gerçeği gösterebilmek. Eğer burada iddia ettiğim şeylerin bilimselliğinden şüphe ediyorsan, benden bunun bilimsel kanıtını isteme hakkına sahipsin. Burada sunamayacağım bilimsel hiç bir kanıt yok benim. Öncelikle, yaptığın yazım yanlışların da benim düşüncelerimi destekler nitelikte. Bu yazım şekliyle mi bilimsel makale yazıyorsunuz? Diğer konuya gelirsek, sizin buradaki işiniz tereddütte kalmış insanlara gerçeği gösterebilmekse söyleyin kendi düşüncenizi, yapın açıklamanızı. Neden insanlara üç kağıtçı diyorsunuz ortaya kanıt sunamadan? Kendinizle çelişmiyor musunuz böyle yaparak? Yazdıklarınızın bilimselliğinden şüphe etmem ya da etmemem değil mevzu. Sorun sizin yaftalamanız ve bilim insanı olduğunuzu iddia ederek bir bilim insanına yakışmayan tutumlar sergilemenizdir. Çoklu evrenler teorisini kesin kanıtladık diye bir iddiam mı oldu ki, birden bire böyle celallendin anlayamadım? Çoklu evrenler teorisinin ortaya atılışı direkt gözlem ve deneylere dayalı verilere bağlı olarak gerçekleşmemiştir. Matematiksel bir takım hesaplamalar sonucunda çoklu evrenlerin varlığına dair ilk düşüncelerimiz şekillenmeye başladı ve daha sonra yaptığımız bir takım deney ve gözlemler bu matematiksel hesaplamaların doğruluğunu kanıtlar nitelikte idi. Ve şu ana kadar yaptığımız tüm bilimsel çalışmalar tek bir evrenin varlığından ziyade çoklu evrenleri doğrular nitelikte fakat henüz bu alandaki veriler bize direkt neticelerden ziyade endirekt neticeler vermektedir. Bu nedenle çoklu evrenlerin varlığına kesin gözü ile bakamıyoruz. Fakat kesinliğini kanıtlamak için can attığımız bir teoriden bahsetmem neden beni şizofren yapıyor bunu anlayamadım!.. Burada kesin yargılara ulaşıp, demonların kesin varlığını iddia eden kişiler sizlersiniz. Ve de bilimde bu tür hayali varlıklarla iletişim kurulmasının karşılığı şizofrenidir. Şizofren olup olmadığını merak ediyorsan, gidip bir psikoloğa danışabilirsin. Sonuçta o işin bilimsel eğitimini almış bir kişidir psikolog. Çoklu evren teorisine yalan da demedim kesin kanıtlanmış da demedim. Kesin kanıtlandığını söylediğinizi de iddia etmedim. Daha okuduğunuzu anlamakta sorun çekiyorsunuz. Benim oradaki sorum şu idi: "Çoklu evrenin var olduğunu kanıtlayamazsan ya üç kağıtçısın ya da şizofrensin desem nasıl bir bilimsel üslup kullanmış olurum sayın bilim insanı? Bilim insanı olduğunu iddia eden kişi böyle bir üslup mu kullanmalı?" Yani sorum çoklu evren teorisinin önemli olup olmaması veya dayanakları değil. Sizin kullandığınız yanlış üslubu sordum. Ama ya okuduğunuzu anlamadınız ya da sorunun etrafını dolanmak istediniz. İnsanlar deneyimlerini paylaşıyor. Deneyime dayalı olarak böyle bir şeyin var olduğunu düşünüyor. Eğer ruhsal olayların hepsini şizofreniye bağlayacaksak dini konuların hepsi de şizofrenidir. Allah, melek, cin, vs. kavramları tamamen temelsiz psikiyatrik rahatsızlıklardır dememiz lazım. Bizatihi peygamberler şizofrendi çünkü ruhsal varlık olan meleklerle iletişim kuruyordu diyebiliriz. Deneyle gözlenemeden varlığı iddia edilen durumlar yok mudur? En basitinden Einstein'ın kuramlardan bazıları daha yeni yeni kanıtlanmıyor mu? Kim Eisntein'a bunu kanıtlayamazsan ya üç kağıtçısın ya şizofrensin diyebilirdi? Aynı şey Hawking için de geçerli. Zamanında bilim adamlarına da böyle ön yargılı yakıştırmalar yapıldı. Ama bilim geliştikçe bazı teorilerin gerçekliği kanıtlandı. Gerçekliği veya aksi kanıtlanmadan bu şey yoktur diye nasıl bir kanıya varabilirsin? Kesinliğini kanıtlamak için can attığınız bir teoriyi kanıtlamayı istemeniz sizi şizofren yapmaz. Ben de size zaten şizofrensiniz demedim. Paragrafın başında da belirttiğim gibi sorumu anlamakta sorun çektiğinizi düşünüyorum. Açıklamayı paragrafın başında yaptım. Buradaki iddialarla ilgili son olarak söylemek istediğimse, daha psikolog ile psikiyatrist ayrımını bilemeyecek düzeydesiniz. Sizin adınıza üzülüp utanç duymaya devam ediyorum. Ayrıca verdiğin doktor örneği o kadar aptalca ki; sırf seni destekleyen 3-5 aptal daha varsa, onları ikna edebilmek için bir kaç cümle yazacağım. Bir kişinin hasta numarası yaparak doktora gitmesi için tam bir manyak olması lazım. Sonuçta gerekmediği sürece ilaç kullanmak o kişiye zarar verecektir. Ama işin bilimsel yöntemini açıklamak için biraz daha yazayım. Başım ağıyor diyen bir hastaya iş ahlakı olan bir doktor hemen ağrı kesici vermez. Baş ağrısının nedenlerini öğrenmek için çeşitli sorular sorar ve testler yapar. Soğuk algınlığı olabilir, beyin tümörü olabilir, sinüzit olabilir, stres olabilir veya psikolojik olabilir. Doktor bu sorun ile ilgili yeterli verileri topladıktan sonra kişiye uygun müdahaleyi yapar veya hastanenin ilgili bölümüne sevk eder hastayı. (Mesela psikolojik bir durum var ise, hasta psikoloğa yönlendirilir) Öncelikle söylediğime aptalca diyerek bana dolaylı yoldan aptal demenizi, sonra da dolaysız olarak başka insanlara aptal demenizi kınıyorum. Bir kez daha adınıza üzülüp utanç duyuyorum. Doktrinsel tartışmalarda da karşınızdaki akademisyene ne kadar aptalca ve buna inanıp destekleyen aptallar varsa gibi cümlelerle mi görüşünüzü savunuyorsunuz? Bir kez daha söyleyeyim, siz bir akademisyen olamazsınız. Zira bu akademisyenlere bir hakaret olur. Bir kişi doktora gidip hasta numarası yapabilir. Dünya ve insan gerçeğinden oldukça uzaksınız. Başkası için ilaç almak istiyor olamaz mı mesela? Kaldı ki ben hasta numarası yapılmasından bahsetmedim. Kişinin gerçekten başının ağrıdığını düşünmenizi istedim. Sorum şu idi: "Bir hasta doktora başının ağrıdığını söylediğinde, doktor hastaya inanmıyorum bilimsel olarak kanıtla, kanıtlayamazsan ya üç kağıtçısın ya da şizofrensin! diyebilir mi? " Bu sorumu da idrak edemediğinizden sorunun etrafını dolanmışsınız. Bir hastadan bilimsel kanıt sunmasını istemekten bahsediyorum ben. Sizin anlattığınız olayın ortaya çıkarılabilmesi için yapılan tetkiklerdir. Bu tetkikler doktor tarafından yaptırılır. Yani hastaya sen kanıtla, ben tetkik istemiyorum sen bana bilimsel kanıt sun, inanmıyorum sana diyemez. Re'sen yapılan işlemleri önüme taraflarca getirilmesi gereken işlemler gibi sunuyorsun. Yaptığın kıyaslamanın niteliği farklı bir kere. Sorumu anlamadığın gibi bu açıklamalarımı da anlamadıysan daha da açıklayabilirim. Psikoloji ve psikolog ile ilgili açıklamamı önceki açıklamada yapmıştım. Şimdi gelelim beyin dalgaları ve nörolojiye. Çervende gördüğün her cisim çevresine belli enerji ve frekansta belli dalgalar yayar. Bu beyine has bir özellik değildir. Beyinde bir çok biyolojik ve kimyasal aktivite gerçekleştiği için (belki de vücudumuzun en aktif bölgesi) beynimizden yayılan dalgalar biraz daha fazladır. Telepatinin mümkün olabilmesi için bu beyin dalgalarını algılayabilecek belli reseptörler bulunmalıdır beyinde. Nasıl görme, duyma, işitme reseptörlerimiz var ise; telepatiyi mümkün kılacak reseptörlere de ihtiyaç vardır. Fakat böyle bir reseptör türü beyinde malesef bulunmamaktadır. Ayrıca telepati kurduğunu iddia eden bir çok insan ile telepati üzerine istatistiki çalışmalar yapılmıştır ve sonuçları tahmin etmek hiç te zor değil. Telepati yeteneği olduğunu iddia eden insanlara sorulan sorularda, bu insanların mutlak bir başarısızlığı söz konusu. Telepatiyle ilgili karşıt bir yazı yazdığımı veya soru sorduğumu hatırlamıyorum. Yazım yanlışlarını belirterek yetineyim. Sanırım şu soruma cevabi olarak yazdınız ama yine soruya cevap olmaktan öte dolambaçlı cümleler kurmuşsunuz. Sorum şu idi: "Beyin dalgalarıyla ve nörolojiyle ilgili hangi çalışmalarınız var fizikçi(!) bilim insanımız? " Bilimsel araştırma yapılmamış dediğin konularda ise sandığının aksine pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Özellikle telepati konusu şu an bilimin mümkün kılmaya uğraştığı mucizelerden birisi. Fakat bu sizin yaptığınızı iddia ettiğiniz gibi bir şey değil bu. Beyin dalgalarını güçlendiren ve bu güçlendirilmiş beyin dalgalarını algılayabilen cihazlar üretiliyor. Bu konuda şu ana kadar sağlanmış mutlak bir başarı yok fakat çalışmalar sürüyor. Ve burada iddiası geçen pek çok konu üzerinde de bilimsel araştırmalar yapılmış (mesela astroloji) ve tamamen safsata olduğu gün yüzüne çıkarılmıştır. Bazı konuların ise (astral seyehat gibi) bilimsel açıklaması mümkün kılınmış ve bunların insanların yanılgısı olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. Bilimsel çalışma yapılmamış dediğim konu demonlar ve demonoloji idi. Parapsikoloji alanında bilimsel çalışmalar yapıldığını biliyorum. Bir önceki paragrafta telepati için yapılan araştırmalardan ve bu araştırmalar sonucu telepatinin mutlak başarısızlığından söz eden siz değil miydiniz? Şimdi de bu paragrafta bu konuda şu ana kadar sağlanmış mutlak bir başarı yok fakat çalışmalar sürüyor diyorsunuz. Yukarıda neden kesin konuşarak kesin olarak reddettiniz o zaman? Tutarsızlığınız var. İşin kötü tarafı bu paragrafta telepati konusunda çalışmalar sürüyor (yani aksi de kanıtlanabilir) derken, yine üst paragraftakini yapıp astroloji ve astral seyahat için kesin yargıya varmışsınız. Astral seyahatin insanların kesin yanılgısı olduğunu hangi bilim adamı hangi çalışmasıyla kanıtlamış merak ettim. Madem buradaki işiniz "tereddütte kalmış insanlara gerçeği göstermek", bilimsel dediğiniz bu çalışmanın kaynağını da görmek isterim. Benim kişisel bilgilerim ile yaptığın eleştirilere cevap vermiyorum bile çünkü burada bulunma amacım herhangi kişisel bir amaç gütmemektedir. Burada kendimi kanıtlamak için değil, sizi gibi üç kağıtçıları meydana çıkarmak için varım. Dolayısı ile bunlara cevap vermek zorunda değilim fakat makalelerim ile ilgili herhangi bir sıkıntın var ise; yazdığım her cümlenin bilimsel kaynağını sunmaya hazırım. Kişisel bilgilerinizi paylaşan sizsiniz. Siz paylaşmışsanız sizin hakkınızda yorum yapılmasına da katlanmalısınız. Üstelik sahte içerikle dolu bir facebook profili sahibinin lafının güvenilir olmadığı ile ilgili bir çıkarım yaptım. Yoksa istediğiniz insanın fotoğrafını koyun beni alakadar etmez. Kimsenin de umrunda olmaz. Sorun şu ki, siz kendinize güvenilmesini, lafınıza itimat edilmesini istiyorsunuz. Ama verdiğiniz görüntü güven vermiyor. "Sizin gibi üçkağıtçılar" sözüyle bana ikinci kez hakaret etmiş oldunuz. Sizi tekrar kınıyorum ve sizin adınıza üzülüp utanç duyuyorum. "Makale"leriniz ile sıkıntım yazdıklarınızın bir makale olmamasıdır. Kendinize ait birkaç paragraf bir şey yazmak o yazıya makale vasfını kazandırmaz. Daha bunun ayırtımını yapamıyorsunuz. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar