Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Psikolog konusunda haklısın. Hızlıca yazarken dikkatsiz davranmışım. Başka biri ile de tartışırken bir keresinde astronom diyeceğime astrolog demiştim. Büyük bir talihsizlikti malesef. Bu konudaki uyarın için teşekkürler. Ayrıca yazım yanlışlarım ile konuyu epey bir şişirmişsin. Hızlı yazarken bazen bilmeden böyle hatalar yapabilirim. Herkes yapar. Tutup forumda yazım yanlışlıkları üzerinden bir konunun doğruluğu ve yanlışlığına karar vereceksek; emin ol hatalar konusunda listenin en sonlarında yer alırım. Bu nedenle bu basit edebiyatlarınla vakit kaybetmek istemiyorum. Makale konusunda ise... Gazetede bile makale yazarsın. Bu yüzden benim yazdıklarım da makaledir. Makalelerimin içeriğine dair bir antitezin varsa sunarsın, konuşuruz. Ama senin ucuz edebiyatların benim makalelerimin içeriğindeki gerçekleri değiştirmez. Ayrıca makalelerimi burada söz konusu etmen de komik. Ben o linki imzamda gösterdim. İsteyen açar, okur. İstemiyorsan okuma. Ben tutup milletin imza kısmında yazdıkları üzerinden edebiyat yapıyor muyum? Burası demonlarla ilgili bir konu ve dikkat ettiysen demonlarla ilgili "kanıt" elde edebilmek amacıyla buradayım. Konuyu gereksiz yerlere çekerek konuyu dağıtmak tamda iddia ettiğim türden üç kağıtçıların göstereceği bir davranış. Çünkü asıl sorduğum konuyu (demonları) palavra üzerine inşaa ettiğinizi sen de biliyorsun. Ucuz edebiyat ile konuyu dağıtma çabasından başka birşey değil bu yaptıkların. Akıllarda soru kalmasın diye ben yine de sana cevabını vereceğim. Akıllı olduğunu sandığın bir hamle ile belli dinlere mensup kişileri kendi tarafında çekmeye çalışmışsın ama ben daha önceki mesajımda açıkça belirttim ki; belli dine inanan kişiler genelde melek, cin, tanrı gibi varlıklarla iletişime geçtiğini söylemezler. Dolayısı ile bu kişilerin beyin faaliyetlerinde bir kusur olduğunu iddia edemem. Ayrıca, tanrı istemediği sürece onun varlığına dair bir işaret bulmak imkansızdır. Dolayısı ile burada bilimsel açıdan mutlak olarak bir "test edilemezlik" söz konusudur. Ve burası dini bir platform olmadığı için; sorularımı dini insanları hedef alarak değil, parapsikolojik olayları "bizzat deneyimlemiş" kişilere yönelik soruyorum. Umarım burada anlaştık. Ayrıca burada demonların var olduğu ile ilgili iddiada bulunan ben değilim. Ortada bir iddia var ise; kanıt sunması gereken iddia sahibidir. Çoklu evrenlerin var olduğunu kanıtlamazsam şizofren olmam çünkü kesin olduğu iddiasında hiç bulunmadım fakat anlamakta güçlük çektiğin konu şu ki; bu forumda deneyimlenen olaylar kesin bir dil ile anlatılıyor. Kesinlik var ise kanıt isterim. Kanıt sunabiliyorsan sunarsın. Bu bu kadar net!.. Doktor örneği de gereğinden çok uzadı. Eğer birşeyi örneklemek istiyorsan, verdiğin örneğin konu ile benzer olması lazım. Burada demoncular hasta konumunda mı, yoksa doktor konumunda mı senin örneğinde? Demoncular hasta konumunda ise; zaten kendi sorunlarının ne olduğunu anlayamadığı için doktora gitmişlerdir. Onlardan herhangi bir kanıt beklemek mantık hatasıdır. Eğer demoncular doktor konumunda ise, demoncuların kanıt sunabilen nitelikte kişiler olması gerekir. (Burada "demoncular" ifademe takılmayacağını umuyorum. Neden bahsettiğim açık sanırım) Bilimsel çalışma yapılmamış konu demonoloji olsun tamam. Ama bana önceden demonlar ile telepati yolu ile iletişim kurulduğu söylendi ve bende bunun mümkün olamayacağını belirttim yazımda. Başka türlü bir iletişim yolu biliyorsan lütfen söyle, bilimsel bir açıklama getirmeye çalışayım duruma. Elinde benim açıklamalarımı çürütecek tezin varsa sunarsın sende ve konuyu bu şekilde tartışmaya devam ederiz. Soruna cevap olarak ise; beyin dalgaları ve nöroloji ile ilgili bir çalışmam yok fakat mevcut çalışmaların çoğundan haberdarım. Telepati ile ilgili bir tutarsızlığımı yakaladığını sanmışsın. Orada yazdığım şey açık ama ben kısaca değineyim tekrardan. Mutlak başarısızlık olarak nitelendirdiğim şey; telepati kurabildiğini iddia eden insanların mutlak başarısızlığıdır. Bu insanlar üzerinde istatistiki veriler tutulmuş ve bu insanların telepati kuramadığı kanıtlanmıştır. Bilimsel olarak çalışmaların sürdüğü konu ise; telepatiyi mümkün kılacak cihazların üretilmesi konusudur. Bu konuda (cihazların üretilmesi konusunda) çalışmalar sürüyor fakat elle tutulur bir başarı söz konusu değil henüz. Umarım bu konu da tamamdır. Kişisel bilgiler ile ilgili de son noktayı koymak istiyorum. Daha önceden dediğim gibi ben imzama sadece makalelerimin mevcut olduğu facebook sayfasını verdim. Buradaki amaç; imzamdan da okuyabildiğin gibi, arzu eden kişilerin makalelerime ulaşabilmesidir. Çünkü makalelerimin bir arada olduğu tek yer orası. Ben kimseye demedim ki; profilimi didik didik edip, forumda benim üzerimden spekülasyon yapın. Ayrıca imza her iletimin altında gözüken birşey. Benim imzamın demonlar ile hiç bir ilgisi yok. Benim demonlar ile ilgili sorduğum sorular da açık ve net!.. Bunlara cevap veriyorsan ver. Vermiyorsan ortamı bulandırma. Eksik soru kalmasın diye şunu da cevaplayım: Evet fizikçiyim ve hayır akademisyen değilim. Fizik bölümünü bitirdim ve şu an yüksek lisans yapıyorum. Üniversitede sadece bir derse asistan olarak giriyorum sene başından beri. Dersin profesörü bu asistanı 2-3 senede bir değiştiriyor. Asistan olmam beni akademisyen yapmaz. Hala yüksek lisans öğrencisiyim. Kendi şahsi bilgilerim ile forumda gereksiz konu dışı tartışma yaratılmasını istemiyorum. Şu andan itibaren kendi şahsım ile ilgili konuşmak istemiyorum. Bana güvenilmesini ve lafıma itimat edilmesini de istemiyorum. Öyle ki yazdıklarımın bu forumdaki kişilerce sorgulanmasını özellikle istiyorum ki; bilimsel referans verebileyim onlara. Hatırlatmakta fayda var; bilimsel veriler şahsi kanaatlerden arınmış bilgilerdir. Şimdi bu kadar tantanadan sonra sonunda demonlara dönebilirsek sevinirim. Bu demonlar çağırıldıktan sonra, varlıklarının fiziki belirtileri nelerdir?? Gözle görülebilen birşey var mı? Kulakla duyulan birşey var mı? Fiziki temas var mı? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 (düzenlendi) Psikolog konusunda haklısın. Hızlıca yazarken dikkatsiz davranmışım. Başka biri ile de tartışırken bir keresinde astronom diyeceğime astrolog demiştim. Büyük bir talihsizlikti malesef. Bu konudaki uyarın için teşekkürler. Ayrıca yazım yanlışlarım ile konuyu epey bir şişirmişsin. Hızlı yazarken bazen bilmeden böyle hatalar yapabilirim. Herkes yapar. Tutup forumda yazım yanlışlıkları üzerinden bir konunun doğruluğu ve yanlışlığına karar vereceksek; emin ol hatalar konusunda listenin en sonlarında yer alırım. Bu nedenle bu basit edebiyatlarınla vakit kaybetmek istemiyorum. Makale konusunda ise... Gazetede bile makale yazarsın. Bu yüzden benim yazdıklarım da makaledir. Makalelerimin içeriğine dair bir antitezin varsa sunarsın, konuşuruz. Ama senin ucuz edebiyatların benim makalelerimin içeriğindeki gerçekleri değiştirmez. Ayrıca makalelerimi burada söz konusu etmen de komik. Ben o linki imzamda gösterdim. İsteyen açar, okur. İstemiyorsan okuma. Ben tutup milletin imza kısmında yazdıkları üzerinden edebiyat yapıyor muyum? Burası demonlarla ilgili bir konu ve dikkat ettiysen demonlarla ilgili "kanıt" elde edebilmek amacıyla buradayım. Konuyu gereksiz yerlere çekerek konuyu dağıtmak tamda iddia ettiğim türden üç kağıtçıların göstereceği bir davranış. Çünkü asıl sorduğum konuyu (demonları) palavra üzerine inşaa ettiğinizi sen de biliyorsun. Ucuz edebiyat ile konuyu dağıtma çabasından başka birşey değil bu yaptıkların. Akıllarda soru kalmasın diye ben yine de sana cevabını vereceğim. Akıllı olduğunu sandığın bir hamle ile belli dinlere mensup kişileri kendi tarafında çekmeye çalışmışsın ama ben daha önceki mesajımda açıkça belirttim ki; belli dine inanan kişiler genelde melek, cin, tanrı gibi varlıklarla iletişime geçtiğini söylemezler. Dolayısı ile bu kişilerin beyin faaliyetlerinde bir kusur olduğunu iddia edemem. Ayrıca, tanrı istemediği sürece onun varlığına dair bir işaret bulmak imkansızdır. Dolayısı ile burada bilimsel açıdan mutlak olarak bir "test edilemezlik" söz konusudur. Ve burası dini bir platform olmadığı için; sorularımı dini insanları hedef alarak değil, parapsikolojik olayları "bizzat deneyimlemiş" kişilere yönelik soruyorum. Umarım burada anlaştık. Ayrıca burada demonların var olduğu ile ilgili iddiada bulunan ben değilim. Ortada bir iddia var ise; kanıt sunması gereken iddia sahibidir. Çoklu evrenlerin var olduğunu kanıtlamazsam şizofren olmam çünkü kesin olduğu iddiasında hiç bulunmadım fakat anlamakta güçlük çektiğin konu şu ki; bu forumda deneyimlenen olaylar kesin bir dil ile anlatılıyor. Kesinlik var ise kanıt isterim. Kanıt sunabiliyorsan sunarsın. Bu bu kadar net!.. Doktor örneği de gereğinden çok uzadı. Eğer birşeyi örneklemek istiyorsan, verdiğin örneğin konu ile benzer olması lazım. Burada demoncular hasta konumunda mı, yoksa doktor konumunda mı senin örneğinde? Demoncular hasta konumunda ise; zaten kendi sorunlarının ne olduğunu anlayamadığı için doktora gitmişlerdir. Onlardan herhangi bir kanıt beklemek mantık hatasıdır. Eğer demoncular doktor konumunda ise, demoncuların kanıt sunabilen nitelikte kişiler olması gerekir. (Burada "demoncular" ifademe takılmayacağını umuyorum. Neden bahsettiğim açık sanırım) Bilimsel çalışma yapılmamış konu demonoloji olsun tamam. Ama bana önceden demonlar ile telepati yolu ile iletişim kurulduğu söylendi ve bende bunun mümkün olamayacağını belirttim yazımda. Başka türlü bir iletişim yolu biliyorsan lütfen söyle, bilimsel bir açıklama getirmeye çalışayım duruma. Elinde benim açıklamalarımı çürütecek tezin varsa sunarsın sende ve konuyu bu şekilde tartışmaya devam ederiz. Soruna cevap olarak ise; beyin dalgaları ve nöroloji ile ilgili bir çalışmam yok fakat mevcut çalışmaların çoğundan haberdarım. Telepati ile ilgili bir tutarsızlığımı yakaladığını sanmışsın. Orada yazdığım şey açık ama ben kısaca değineyim tekrardan. Mutlak başarısızlık olarak nitelendirdiğim şey; telepati kurabildiğini iddia eden insanların mutlak başarısızlığıdır. Bu insanlar üzerinde istatistiki veriler tutulmuş ve bu insanların telepati kuramadığı kanıtlanmıştır. Bilimsel olarak çalışmaların sürdüğü konu ise; telepatiyi mümkün kılacak cihazların üretilmesi konusudur. Bu konuda (cihazların üretilmesi konusunda) çalışmalar sürüyor fakat elle tutulur bir başarı söz konusu değil henüz. Umarım bu konu da tamamdır. Kişisel bilgiler ile ilgili de son noktayı koymak istiyorum. Daha önceden dediğim gibi ben imzama sadece makalelerimin mevcut olduğu facebook sayfasını verdim. Buradaki amaç; imzamdan da okuyabildiğin gibi, arzu eden kişilerin makalelerime ulaşabilmesidir. Çünkü makalelerimin bir arada olduğu tek yer orası. Ben kimseye demedim ki; profilimi didik didik edip, forumda benim üzerimden spekülasyon yapın. Ayrıca imza her iletimin altında gözüken birşey. Benim imzamın demonlar ile hiç bir ilgisi yok. Benim demonlar ile ilgili sorduğum sorular da açık ve net!.. Bunlara cevap veriyorsan ver. Vermiyorsan ortamı bulandırma. Eksik soru kalmasın diye şunu da cevaplayım: Evet fizikçiyim ve hayır akademisyen değilim. Fizik bölümünü bitirdim ve şu an yüksek lisans yapıyorum. Üniversitede sadece bir derse asistan olarak giriyorum sene başından beri. Dersin profesörü bu asistanı 2-3 senede bir değiştiriyor. Asistan olmam beni akademisyen yapmaz. Hala yüksek lisans öğrencisiyim. Kendi şahsi bilgilerim ile forumda gereksiz konu dışı tartışma yaratılmasını istemiyorum. Şu andan itibaren kendi şahsım ile ilgili konuşmak istemiyorum. Bana güvenilmesini ve lafıma itimat edilmesini de istemiyorum. Öyle ki yazdıklarımın bu forumdaki kişilerce sorgulanmasını özellikle istiyorum ki; bilimsel referans verebileyim onlara. Hatırlatmakta fayda var; bilimsel veriler şahsi kanaatlerden arınmış bilgilerdir. Şimdi bu kadar tantanadan sonra sonunda demonlara dönebilirsek sevinirim. Bu demonlar çağırıldıktan sonra, varlıklarının fiziki belirtileri nelerdir?? Gözle görülebilen birşey var mı? Kulakla duyulan birşey var mı? Fiziki temas var mı? Son kez kısa ve öz yazıyorum: 1. Yazım yanlışlarından konuyu bilip bilmemen sonucuna varmadım. Senin bilim insanıyım diyerek aslında olamayacağını, burada bile hata yaptığını söylemek için belirttim. 2. Gazetede makale dediğin şey bir makale midir? Bilim insanı olduğunu söyleyip makalelerime göz atın diyerek bilimsel eser koyduğunu düşündüğüm için bilimsel makaleden bahsediyorum ben. Makalenin nasıl yazılacağını kendi üniversitenin makale ve tez yazım kılavuzundan öğrenmeni dilerim. Tekrar bana üçkağıtçı dedin. Artık terbiyeli olursun diye düşünmüştüm.Konuyu dağıtmak benim amacım değil, senin tutarsızlık, sahteliklerini ve bilim insanı olmadığını belirtmek için yazmıştım yazımı ama hala kabul edemiyorsun çelişkilerini. 3. Dinlere mensup kişileri kendi tarafıma çekmeye çalışmıyorum. Senin varsayımın üzerine çıkarım yapıyorum. İslam dinini veya başka bir dini kullanmaya ihtiyacım yok benim. Belli dine inanan kişiler cinlerle vs iletişime geçtiğini söyleyemez demişsin. Peygamberin melek vasıtasıyla vahiy alması olayını dine inanan herkes kabul eder. (Bunu benim kabul edip etmemem önemsiz, burada dikkat çekilen nokta senin çelişkin.) O yüzden söylediklerin yine tutarsız ve mantıksız. 4. Daemonlar ile ilgili sana ne söylendi bilemiyorum. Ama burada kanıtlayın, kanıtlamazsanız üç kağıtçısınız diyeceğine biraz forumda konu okumayı seçseydin böyle düşünmezdin. İlk mesajımda da dediğim gibi, amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca olay bilgi paylaşımı değil suçlama ve hakaret oluyor. 5. Doktor örneğindeki benzerlik kişinin yaşadığı deneyimi anlatmasıdır. Teşbihte birebir karakteri eşleştiremezsin. Aslan gibi adam deyince o adam aslan olmuyor. Hasta gibi deneyimini anlatmak deyince o kişiler de hasta olmuyor. Teşbihte hata olmaz deyimi boşuna yok dilimizde. 6. Cihaz beyin dalgalarını güçledirici ve algılayıcı özellik gösterdiğine göre, telepati beyin dalgalarıyla gerçekleştiğine göre, olmayan şey güçlendirilemeyeceğine göre, beyin dalgaları ve bu dalgalarla (düşük seviyede de olsa kabul edilebilir) telepati var ki bu güçlendirme ile bilimsel olarak da ölçülebilir hale gelebilecek. Sonuç olarak telepati yoktur dedikten sonra telepatinin ister cihazla ister başka bir yolla mümkün olabileceğini söylemek tutarsızlıktır. Astral seyahatle ilgili bilimsel kaynağı da hala merak ediyorum. 7. Ben de arzu edip bilim insanı bir kişinin kim olduğuna baktım. Daemonlarla alakası elbette yok. Yine söylemek gerekirse bu sizin tutarsızlıklarınızı ve sahteliğinizi söylemek içindi. Ben gizli olan bir şeyi ortaya koymuş değilim. 8. Akademik hayatında başarılar. Fazlaca uzattım, yazdıklarımın aynısını sana söylemekten öteye bir şey olmuyor. Ne kadar söylesem de kabullenebilen bir insan yok karşımda. 9. Sorularının cevaplarının hepsi forumda var. Akademik kariyer yapan bir insan olarak okumayı ve araştırmayı sana öneririm. Bu tartışmayla ilgili son mesajımdır. Şahsen danışmak veya itirazlarını sunmak istersen mesaj yoluyla ulaşabilirsin. Okuma ve araştırmaya şuradan başlayabilirsin: http://www.gnoxis.com/daemon-daveti-goetia-41222.html http://www.gnoxis.com/evokasyon-invokasyon-ve-posesyon-cok-doyurucu-bir-yazi-6414.html Edit dipnot: Mesleğinin başındaki genç birisine fazla tepki gösterdim vicdanen rahatsız oldum. Fazla tepkimin sebebi aslında yine yukarıda açıkladığım sebeplerdir. Hakaret içerikli kelimelerin buna bilhassa dahildir. Yine de akademik kariyer yapmaya çalışan emek veren bir insanı yolun başındayken üzmek istemem. Kendi kusurumdan kaynaklı kırıcı içerikten dolayı alenen özür dilerim. Umuyorum ki sen de söz ve tavırlarında daha dikkatli davranırsın. 30.04.2016 Edit 2: konuya yeni mesaj yazarak konu dışı mesajların sayısını artımamak için burada düzenliyorum. Vicdanen rahatsız olup alenen özür dilememe rağmen bir gün geçti ancak hala kendisinden bir özür gelmediği gibi "ben buyum, sert konuşurum" minvalinde açıklamalarla beraber, benim sert konuştuğumu düşünüp özür dilediğim "sertliğime" rağmen hala aynı şekilde tavırlarına devam etmektedir. Bu kişinin bırakınız bilim insanı olmasını, lisans eğitimi gördüğünden dahi şüphe oluşturacak davranışlar sergiliyor. Siz hangi okullardan, hangi hocalardan nasıl bir eğitim aldınız, gerçekten anlamak zor. Barajı geçen fizik okuyunca kendini de "bilim adamı" sanmasını mazur mu görmek lazım, bilemedim. Trollüyorsan hiç olmadı, gerçekse daha da üzücü bir durum bu, gerek sahte facebook hesabın, gerek lisans düzeyinde bile olmayan medyatik "makaleler"in, gerekse de şu konuşma üslubun ve hakaretlerin öyle rahatsız edici ve göze batıcı ki. Sahteliğini yüzüne vurmamla fotoğrafları gizledin, şimdi de imzanı kaldırdın. Ne oldu o çok güvendiğin bilimsel makalelerine? Hangi eski bir filmde zengin çocuk "fıstık benim olacak, vurucam kırbacı" diyordu da biz bunu izlerken o çocuktan konuşmalarından rahatsız oluyorduk. Ona benzettim senin durumunu da. Bir insan, hele de bilim insanını falan geçtim, lisans okudun diyelim, yani okumuş bir insan nasıl mukayese yeteneğinden bu kadar mahrum kalmış olabilir? Öyle sanıyorum ki yaşınız küçük bir bireysiniz. Ben bilim insanı değilsiniz demiştim, hatta bu konudan dolayı özür dilemiştim. Ama hal ve tavırlarınızı gözlemledim, ben sizin lisans bitirdiğinize bile inanamaz hale geldim. Ben size hakaret etmemişken, düzgün bir üslubla yaptığım şey sadece sizin söylediklerinizin tutarsızlığını ortaya koymak ve sahteliğinizi belirtmek olmasına rağmen özür dilemişken, siz hala nasıl hem suçlu hem güçlü olabiliyorsunuz gerçekten anlamıyorum. Ergen misiniz, buna mı bağlamalıyım bu saygısız tavırlarınızı? Yoksa yüksek lisans yapan bir bireyseniz bu haliniz gerçekten içler acısı. Size üzülmekten bile imtina ediyorum artık. Nisan 30, 2016 paganlaw tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Antik Olan Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Arkadaşlar ben kesinlikle taraf tutmak adına birşey söylemiyorum fakat demon çağırdım diyenlere şizofren ya da hasta denilemez.Size şunu sormak isterim ki siz herşeyde bir mantık ararsanız bir Tanrı'ya veya sizden daha güçlü bir varlığın olduğuna inanamazsınız.Ayrıca Burccu Hanım lütfen saygısızlık olarak algılamayın ama 6.his ve telepati çoğu bilimci tarafından kabul edilmiştir ve kanıtlanmaya çalışılmaktadır(internetten bakabilirsiniz) ve Burccu ve paganlaw isimli üyelere görüşleri için teşekkür ederim , herkese iyi forumlar dilerim. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 1) Burası altı üstü bir forum. Mümkün olduğunca gramer kurallarına dikkat ederek yazmaya çalışıyorum. Fakat 1-2 ufak hata yapmışsam da bunların benim bilim kariyerimi etkilemeyeceğimi de biliyorum. Bilim adamı olup olamayacağımı ise ancak benim aldığım diplomalar belirler. Ayrıca Türk Dili uzmanlık alanım da değil. Her bilim adamı olanın forumlarda kusursuz Türkçe ile mi yazması lazım?? Bulunduğumuz ortamın bir forum olduğunu ve yazılarımın genel olarak belli bir nizama sahip olduğunu dikkate alırsanız bu konudaki ısrarınız çok gereksiz. 2) Gazetede, dergide, internette sürüsü ile makale yazılır. Fakat burada komik olan, senin bir Facebook sayfasındaki yazıdan akademik değeri olan bir bilimsel bir makale beklentin. Bilimsel makalenin şekli, şemali, formatı bellidir. Her ay onlarca makale okuyorum ve bilimsel makalenin nasıl yazılacağını gayet iyi biliyorum. Şu ana kadar da hayatımda Facebook'ta hiç bir akademik makaleye rastlamadım. Fizikçiyim ve bilimsel konularda Facebook'ta makale yazıyorum. Bu demek değildir ki, bu makalelerin akademik bir değeri var. Buradaki asıl komik olan şey, benim imzamın Demonlar başlığı altında tartışılması. 3) Din konusu inanç konusudur. Ölmüş peygamberi ben nasıl sorgulayım? Eğer ölmeseydi ve bu konuda tartışabilseydik belki adamın mantıklı bir açıklaması olacak. Ben sorumu hayatta olan ve belli bir iddiada bulunan kişilere yönelik soruyorum. Sorugulama ihtimalim olmayan ölmüş kişiler benim test edebilme ihtimalimin dışındadır. Bu nedenle olayı dine bağlaman da ayrı bir komik. 4) Sen gerçekten hiç araştırma yapmadığımı ve demonlar ile ne söyleyebileceğinizi bilmediğimi mi sanıyorsun? Zaten önceki mesajlarımdan birinde foruma üye olmadan pek çok konuyu incelediğimi belirtmiştim. Burada bir kişinin bana adım adım, soru-cevap şeklinde olayı anlatmasını istiyorum. Çünkü iddiaların her birini adım adım çürüteceğim. Ayrıca özellikle üç kağıtçı, palavracı gibi kelimeler kullanıyorum çünkü foruma üye oldum ve insan gibi belli sorular sordum ve başlık kapandı. Daha sonra kendim konu açmaya çalıştım. Bir kişinin adım adım bu olayları bana anlatmasını istedim ve konu yöneticiler tarafından açılmadı. Demek ki burada bazı şeylerin üzeri bilinçli olarak örtülmeye çalışılıyor. Bu durumda üç kağıtçı yerine hangi kelime daha uygun düşer bilemedim. Fakat üç kağıtçı diye bu forumdaki belli bir kişiyi hedef almadığımı, belli bir insan grubunu (genelde moderatörler) hedef aldığımı belirtmek istiyorum. Özellikle bu başlığın altında sorularımı ısrarla sormamın nedeni ise; bu başlığı bir moderatörün açmış olması ve epey popüler bir başlık olması. Bu nedenle bu başlığın kilitleneceğini sanmıyorum. 5) Doktor olayı çok gereksiz bir şekilde uzadı. 6) Yine daha önceki mesajlarımdan birinde cihazlarla telepaninin sizin sandığınız şekilde mümkün olamayacağını belirtmiştim. Beyinden çıkan dalgaları algılayıcı reseptörler yoktur beyinde. Sadece beyin dalgalarının cihaz ile güçlendirilmesi yetmez. Çünkü ne kadar güçlendirirsen güçlendir beyin bu dalgaları algılayamaz. Bunun için bu cihazlar beyinden çıkan dalgaları güçlendirmenin yanında, bir de beynin algılayabileceği bir formata dönüştürecek. Yani telepati insanlığın doğal bir yeteneği olmaktan ziyade, teknolojik bir özellik olacak. Çünkü insanların telepati özelliği yoktur. Bu konu önemli. Anlatamadığım bir yer varsa, lütfen sor çünkü konuştuklarımız arasında en bilimsel mesele bu madde. 7) Benim hakkımda konuştuklarımız da yeter. 8) Yazdıklarının aynısını söylüyorsun çünkü mesela telepati örneğini ele alırsak, anlattıklarımı yanlış yere çekiyor ve aynı şeyleri tekrar tekrar söylüyorsun. 9) Zaten önceden araştırma yaptığımı belirttim. 4. madde de belirttim. Aynı cevabı tekrar vermeye gerek yok. Dip notuna karşılık: Önceden belirttiğim üzere, yazdığım mesajların ve açtığım konuların bilinçli şekilde paspas altına sürülmesiyle yazım tarzımı sertleştirdim. Tabi bu arada benim yazıma en büyük muhattap sen çıktın. Bende zaten muhattap arıyordum kendime. İddia ettiğim şey ise; boyut dışı varlıklarla görüşenlerin ya üç kağıtçı ya da şizofren olması idi. Ve bu kesinlikle öyledir. İsteyen psikiyatriste gitsin, isteyen psikoloğa. Demonlarla iletişim kurduğunu iddia eden kişilere konacak bilimsel teşhis bellidir. Gidin deneyin. Şizofren olmadığınızı kanıtlamanın tek yolu, ortaya bilimsel bazı kanıtlar koymanızdır. Ben bu nedenle hal ve tavırlarımda her hangi bir aşırılık göremiyorum şahsen. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Arkadaşlar ben kesinlikle taraf tutmak adına birşey söylemiyorum fakat demon çağırdım diyenlere şizofren ya da hasta denilemez.Size şunu sormak isterim ki siz herşeyde bir mantık ararsanız bir Tanrı'ya veya sizden daha güçlü bir varlığın olduğuna inanamazsınız.Ayrıca Burccu Hanım lütfen saygısızlık olarak algılamayın ama 6.his ve telepati çoğu bilimci tarafından kabul edilmiştir ve kanıtlanmaya çalışılmaktadır(internetten bakabilirsiniz) ve Burccu ve paganlaw isimli üyelere görüşleri için teşekkür ederim , herkese iyi forumlar dilerim. Merhabalar. Öncelikle ilk cümlenin cevabı bilimsel yöntem ile anlaşılacak bir cevaptır. Demonlar ile iletişim kurduğunu zanneden bir kişinin bilimsel olarak beyin fonksiyonlarında arıza vardır. İkinci olarak; mantık ararsan tanrıya veya güçlü bir varlığa inanamazsın demişsin. Kendi cevabını kendin vermişsin Altıncı his ve telepati olarak bilimsel olduğunu düşündüğün kaynağı lütfen burada paylaş ve onun aslında bilimsel bir kaynak olmadığını ıspat edeyim. Bilimsel olarak bu konular safsatadan öte birşey değildir. Ayrıca yazım tarzım çok sert ve çok keskin oluyor ne yaparsam yapayım. Lanet olsun ki yumuşatamıyorum fakat burada dönen olayların cevapları bu kadar kesin ve net!.. Bende çok teşekkür ettim Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Zulbaljin Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Merhabalar. Öncelikle ilk cümlenin cevabı bilimsel yöntem ile anlaşılacak bir cevaptır. Demonlar ile iletişim kurduğunu zanneden bir kişinin bilimsel olarak beyin fonksiyonlarında arıza vardır. İkinci olarak; mantık ararsan tanrıya veya güçlü bir varlığa inanamazsın demişsin. Kendi cevabını kendin vermişsin Altıncı his ve telepati olarak bilimsel olduğunu düşündüğün kaynağı lütfen burada paylaş ve onun aslında bilimsel bir kaynak olmadığını ıspat edeyim. Bilimsel olarak bu konular safsatadan öte birşey değildir. Ayrıca yazım tarzım çok sert ve çok keskin oluyor ne yaparsam yapayım. Lanet olsun ki yumuşatamıyorum fakat burada dönen olayların cevapları bu kadar kesin ve net!.. Bende çok teşekkür ettim Buradaki üyelere üçkağıtcı ve palavracı diyorsunuz, fakat bu insanlar bize silah zoruyla ritüelleri yaptırtmıyor. Ya da bize para karşılığında bir şey vermiyorlar. Bence sizin amacımız kafanızdaki o ufak inanma isteğini arttıracak cevaplar bulmak bu konularla ilgili. Ama üzgünüm ki bu üslupla ve bu egoyla hiçbir zaman istediğiniz cevapları bulamayacaksınız, bu benim bu konu hakkındaki son mesajım ve size cevap verebilecek kapasitede olan üyelerin de artık aradığınız cevapları vereceğini zannetmiyorum. Ek olarak: Madem biz şizofreniz veya beyin fonksiyonlarımızda arıza var (!), bundan size ne? Bunları yazarak tedavi mi etmiş oluyorsunuz bizi? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Bu işin iki yüzü var. Ya üçkağıtçıdır ya da şizofren. İkisi birden olduğunu hiç iddia etmedim. Fakat iletilerinizde hem üçkağıtçı hem şizofren dediğimi iddia ediyorsunuz. Ortalık bilinçsiz insanların duygularını ve paralarını sömüren insanlarla dolu. Bu insanların silah zoruyla ritüel yaptırmaması demek, bilinçsiz insanların zamanlarını veya paralarını sömürmediği anlamına gelmiyor. Melekçiler var. Melekler onlara yardım ediyormuş. Astrologlar var. İnsanların kaderini görüyormuş. Tarotçular var. Geleceği söylüyormuş. Medyumlar var. Cinlerden haber alıyormuş. Bunlar ne beleşe mi iş yapıyor? Ben burada diyorum ki bu olayların hepsinin akla mantığa uygun bir açıklaması var. Gelin bunları tartışalım. Fakat insanlar burada bunları tartışmaktan ziyade, benim üslubumdan iğne iplikle laf seçip çekip çekiştiriyor. Yapacak başka birşeyleri yok çünkü. Söylediklerinin palavra olduğunu kendileri de biliyor. Ben burada bu bilimsel aslı olmayan olaylara bir tepki koyuyorum. Ve insanları bunlara inanmak yerine, bilim öğrenmeye davet ediyorum. Bu işi de sadece bu forumda yapmıyorum. Sadece internette de yapmıyorum. Bu saçmalıklar tarihe gömülecek, mistisizm yok olacak. Ben bunun için çabalıyorum. Ben birilerine şizofren dedim diye kimse şizofren olmayacak. Şizofren olan varsa da tedavi olmuş olmayacak. Çok basit bir soru soracağım ve çok basit bir cevap istiyorum.. Doktora gittiniz ve dediniz ki ben demonlarla görüşüyorum. Doktor size ne teşhis koyacak? Bunun cevabını eveleyip gevelemeden biri buraya yazsın. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Demon çağırdığını iddia edenlere bir şey diyemem. Ama bu üslup ve bu kadar çırpınış (lütfen hakaret olarak algılamayın) büyük bir iç çatışma meslesi. Kendini ispatlamaya adadığın şeyin sendeki yansıması yazılarından çok net belli oluyor. Bu bizim çözebileceğimiz bir sorun değil. Bilimsel bir tutum da sergilemiyorsun. Eğer bu konuda gerçekten araştırma yapıyor olsaydın "Forum da olsa" nasıl yaklaşman gerektiğini gayet iyi bilirdin. Yoksa artık bilimsel yöntemler de mi öğretilmiyor üniversitelerde? Eğer ki forum kurallarını okuyup mesaj atsaydın belki daha doğru düzgün mesajlar atabilirdin. Herhangi bir yönetici konuyu okuduğunda mesajlarını silecektir. Kanıtlama çırpınışın da boşa gidecek yani. Bağnazlık sadece din ile olmaz. İnsanın zayıf egosu, arkasını yasladığı bir şey bulduğu zaman onu körü körüne savunan bir savaşçıya dönüşür. Buna da bağnazlık diyoruz zaten Bence biraz daha sakin olup gerçek anlamda kendi ilgi alanınla ilgilenmen seni daha huzurlu yapacaktır. Başkalarından beslenmek seni sadece mutsuz yapar. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 .............. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Evet. Birşeyler yapabilmek, bir kişiyi bile bilimsel düşünmeye sevk edebilmek için çırpınıyorum. Kendimi ıspatlamaya adadığım şeyin de benim kişisel düşüncelerim olmadığını tekrar, özellikle belirtmek istiyorum. İstemiyorum kardeşim ben insanlar saçma sapan şeylerle vaktini harcasın. Tartışırken de kavgacı bir üslubum var. Bu da benim üslubum. Beğenmeyen muhattap olmasın. Eğer savunduğum şeyi körü körüne savunduğumu kanıtlayabilirsen, o zaman bağnaz olduğumu kabul ederim. Çünkü birşeyi körü körüne savununlar gerçekten de bağnazdır. Forumdaki bazı kişiler demonların enerji olarak bu dünyada var olduğunu söylediler. Enerji ve Termodinamik. Aha tam da benim yüksek lisansta uzmanlaşma alanım. Ben bu işin eğitimini alıyorum. Ve bu işe bilimsel bir bakış sunabileceğimi biliyorum. Git o zaman şizofren teşhisi koymuş doktora da bağnaz de. O da o işin eğitimini almış. Yöneticiler ise mesajlarımı silerse silsin ama çok net birşey varki; ben konuya demonlar ile ilgili soru sorarak başladım. Sağdan soldan millet geldi konuyu başka yerlere çekiştirip, dağıttı. Mesajı silinecek biri varsa bu ben değilim. Konuyu dağıtanların mesajı silinmeli. Ve size hala konu dışı yaptığınız eleştirilere cevap veriyorum. Sorduğum soruya cevabınız varsa gelin, yoksa gelmeyin kardeşim bu kadar basit!.. Verdiğin linki ise bu gece inceleyeceğim. Teşekkürler. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Antik Olan Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Burccu hanım yine kavga etmeyi amaçlamadan birkaç şey demek istiyorum.Öncelikle psikologlar dini kavramlara bakmaz demonlar gibi çünkü bunlar kişiden kişiye değişen özgün şeylerdir. İkinci olarak müslüman,hiristiyan,pagan,wiccan,musevi,budist ... gibi inançlara mensup olan herkese deli teşhisi koymanız lazım.Ayrıca bu demon çağırmayı toplanıp yapan insanlar var bu insanlar toplanıp ve bir sonuç alıyorlarsa diyelim ki beyinleri oyun oynuyor bu insanlara beyinlerinin tıpatıp aynı görüntüyü gösterme ihtimali milyarda bir bile değil.Yani şunu demek istiyorum ki siz hangi kanıtı sunarsanız sunun bir insanın demonlara inanması(ya da herhangi birşeye) inanması onu şizofren yapmaz.Ayrıca şizofreni Bir kişinin iki farklı gerçekliğe inanmasıdır ve kendi dünyasını yaratmasıdır fakat milyonlarca kişinin inandığı birşeye onların gerçeklerine inanırsanız size şizofreni denemez ve şizofren olanlar kendilerini gerçek dünyadan koparırlar,aileleri ve arkadaşlarından kendilerini soyutlar yani anlayıcağınız bir insanın melek gördüm,cin gördüm ya da demonlarla iletişim kurdum demesi onu şizofreni hastası yapmaz ve ilginizi çekerse şizofreni ile ilgili makaleler okuyabilirsiniz.Ayrıca Dünyanın en zeki insanı ve en büyük profesörlerinden Albert Einstein da 6. Hisse inanıyordu. Einstein ve X-files. Öteki bilim insanlarının aksine, X-files adı verilen normal üstü konulara çok meraklıydı. 1920'li yıllarda, fizik üzerine amatör araştırmalar yapan Amerikalı yazar Upton Sinclair'ın, telepatiyi konu alan "Zihinsel Radyo" (Mental Radio) adlı kitabına önsöz yazmıştı. Einstein, Sinclair'ın "altıncı his" ile ilgili kanıtlarının göz ardı edilemeyeceğine inanıyordu. Hatta, insanların telepatik yollarla iletişim kurabileceklerini de açıklamıştı. Bu savlarını, zihinsel yeteneklerini geliştirmek için katıldığı seanslara, yani kişisel deneyimlerine dayandırıyordu. Einstein'ın 6. Hisse inandığını çeşitli kaynaklarda bulabilirsiniz. İyi forumlar Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 @Antik Olan Bir insan farklı tanrılara, demonlara, cinlere inanıyorsa bu onları şizofren yapmaz. Fakat iş bu varlıklarla iletişim kurduğunu söylemeye gelirse işin rengi değişir. Yani dediğin gibi psikologlar dini kavramlara bakmaz ama bu varlıklar ile iletişime geçmek dini kavramdan çıkıyor. Çünkü bu kişinin iletişime geçmesi, ortada test edilebilecek verilerin olması anlamına gelmektedir. İletişime geçtiğini iddia eden kişiler hiç bir zaman bu verileri sunamazlar. Bu nedenle inançlı kişilerde değil, sadece bu varlıklarla iletişime geçtiğini iddia edenlerde bir hastalık olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Eğer bu kişi hem inançlı, hem de hayali varlık görüyorsa; bu kişinin yine beyin fonksiyonlarında bir arıza var demektir. Bu tür durumlarda tıbbi müdahaleler gayet olumlu sonuçlar vermekte ve insanların bu tür hastalıkları düzelmektedir. Belli bir ayine katılmış veya aynı varlığı gördüğünü iddia eden insanlar üzerinde yapılan araştırmaların istatistiki verileri ise hiç bir zaman bu insanların aynı varlığı gördüğünü kanıtlamamıştır. Birde çok önemli bir düzeltme yapmak istiyorum ki; bilim adamlarının inançları, o inançları gerçek yapmaz. Einstein'ın izafiyet teorileri kabul gördü ama 6. his ile ilgili olan inançlarının bilimsel bir kabul görmüşlüğü yoktur. Burada bilim adamlarının kişisel fikirleri ile bilim adamlarının bilimsel teorilerini kesin bir çizgi ile ayırmak lazım. Einstein'in 6. his ile ilgili bir inancı var ise, bu onun kendi kişisel kanaatidir. Her insanın olduğu gibi, bilim adamlarının da kişisel düşünceleri ve inançları olabilir. Bu, sadece onları ilgilendirir. Ayrıca mesajlarda kavga etmek istemediğini belirtmene gerek yok. Ben şahsen şu an konuştuğumuz konulardan çok keyif alıyorum. Dilim döndüğünce bu konuları açıklamak bana büyük zevk veriyor Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Antik Olan Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Peki şu konuya gelecek olursak bu siteye üye oluş nedeninizi merak ettim.Birde bilim teoriler ve varsayımların 100 yıllarca sonra kanıtlanıp su yüzüne çıkması değil midir? Ayrıca size şunu da sormak isterim diyelim sizin başınıza bilimin açıklayamayacağı birşey geldi tepkiniz nasıl olur?Son olarak şu deneyi araştırmanızı öneririm bir atomun parçalarının birinin bir ülkeye diğerinin diğer ülkeye gönderildikten sonra birine titreşim dalgası gönderildiğinde diğerinin de aynı anda ve aynı şiddette titreştiği bir deney var bu deneyden yola çıkarak size şöyle bir tez sunabilirim ki insanların birbirini sezebilmesi yani telepatik bir bağ olası bir durumdur ve bu bahsettiğim deney Dünya'da büyük şoklara neden olmuştur.Size bilimsel olarak bir sebep sonuç ilişkisi kurdum ve bu tezi insanın bütün sırlarını çözmüş olmadan çürütemezsiniz çünkü şuan bilimin imkanlarına göre bu mantıklı bir tezdir. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 @Antik Olan Soruların gerçekten çok güzel Siteye üye oluş nedenim, mümkün olduğunca insanları bu safsatalardan uzaklaştırmaktır. Çünkü insanların gerçek bilimden bu kadar uzak olup, safsatalara bu kadar yakın olması beni gerçekten üzüyor. Bu nedenle bir bilim insanı olarak, insanlara bilimi tanıtmayı kendime ilke edindim. Bu nedenle bu forumda da zaman buldukça vakit geçireceğim. Fazla kitlelere ulaşmanın en kolay yolu internet sanırsam. Teoriler yüzyıllar sonra kanıtlanan olgular değildir. Mesela Einstein'in genel görelilik teorisinin ön gördüğü kütle-çekim dalgaları 100 yıl sonra direkt olarak tespit edildi. Fakat bu demek değildir ki, Einstein'in teorisi önceden hiç test edilmedi. Daha Einstein hayatta iken bu teorinin dolaylı yoldan deneyleri yapıldı. Dolaylı yol ne demek? Mesela çok basit bir örnek vereyim; kapkaranlık bir arazide topa dümdüz vurdun ve top bir süre sonra sana geri döndü. Dolayısı ile şu çıkarımı yapacaksın: "İleride bir yerde bir engel veya duvar var ki top bana geri dönüyor". İşte bu dolaylı yoldan, o duvarı görmeden bir çıkarım yapmaktır. Şimdi Einstein olayına dönersek; Einstein'in yaptığı matematiksel hesaplamalar, uzay-zamanın kütleli cisimler etrafında büküldüğü sonucunu çıkarıyordu. Eğer bu çıkarım doğru ise, ışık uzay-zamanın bu bükülmüş yolunu izlemelidir. Dolayısı ile gökyüzündeki cisimler aslında olması gereken yerlerde gözükmeyecektir bu cisimlerden yayılan ışığın uzay-zamanda dolambaçlı bir yol izlemesi sebebi ile. Tüm bunları kanıtlamak amacı ile bir Güneş tutulması esnasında, belirli bir yıldızın fotoğrafları çekiliyor ve yıldızın bulunduğu konum tam olarak Einstein'in hesaplamalarına uyuyordu. İşte bu müthiş bir dolaylı kanıttır. Einstein'in teorisi zaman içerisinde pek çok kez test edildi ve her seferinde testi geçti. En son bir kaç ay önce kütle-çekim dalgaları direkt olarak tespit edildi ve teori bu testi de geçti. Dolayısı ile; teoriler uzun zamanlar sonra gerçekliği kanıtlanan olgular değildirler. Bu teoriler var oldukları andan itibaren tabi tutuldukları her testi başarı ile geçen, belli bir olayın açıklanmasına yönelik bilimsel çözümlerdir. Bir teori isterse 100 tane test geçsin, 101. testi geçemezse o teori çürür. Yani teoriler bu nedenle bu kadar güçlü bilimsel çıkarımlardır. Bu atomlar ile söylediğin şeyin adı kuantum dolaşıklığıdır. Bilimde nasıl olduğu tanımlanamayan fakat sonuçlarının neler olduğu iyi bilinen bir olaydır. Aynı senin dediğin gibi bir parçacığın spinine etki ettiğin zaman, diğer parçacığın da spininde aniden değişim meydana geliyor. Ve bu muhteşem bir olay. Bu işin ardındaki doğa kanunlarını henüz tanımlayamıyoruz fakat yukarıda yazdığın gibi telepatik bir durum olması mümkün değil. Çünkü telepati demek anlamı olan bir mesajın iletilmesi demektir. Bu kuantum dolaşıklığını kullanarak anlamlı herhangi bir mesaj yada kod yollamak mümkün değildir. Yani iki kişi kuantum dolaşıklığı yolu ile birbirlerine mesaj yollayamazlar. Ayrıca daha önceki mesajlarımdan bir tanesinde telepati olayına değinmiştim. Kısaca tekrarlamakta fayda var. Her cismin yaydığı gibi beyin de çevresine belli dalgalar yaymaktadır. Bu beynin bir özelliğinden ziyade, maddenin bir özelliğidir. Telepatiyi mümkün kılmak için beyinden çıkan dalgaları algılayıcı reseptörlerin de olması lazım beynimizde. Nasıl beynimizde görme ve dokunmaya ait farklı reseptörlerimiz varsa; telepatiyi mümkün kılacak reseptörlerin de bulunması lazım. Fakat beynin böyle bir özelliği yok. Dolayısı ile insanların telepati kurması mümkün değildir. Birde başıma bilimin açıklayamadığı bir olay geldiğinde ne yapacağımı sormuşsun. Başıma bu tür olaylar çok az da olsa geldi ve olayı tanımlayamadığım kanaatine vardım. Yaşadığım olaya kendimce herhangi bir mistik anlam yüklemedim. Sadece veri yetersizliğinden dolayı olayı tanımlayamadığıma kanaat getirdim. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Dr. Karl Nikokayev ve Telepati Kanıtı Deneyi , Popov Grubu ve Telepati – E.E.G. Deneyi Moskova – Sibirya Büyük Telepati Denemesi Mors Kodlarının Telepatik Alınış-Verilişi, Dr. Kajinski ve Dr. Durov Arasındaki Telepati Deneyi, Nautilius Telepati Denemesi, Burada geçmeyen deneylerde var , birde bir deney vardı , büyük bir maç sırasında sahaya yakın bulunan izole bir labarotuvardaki insanların , gol vb. olaylar sırasında yüz ifadelerinin değiştiği deneyin ismini hatırlayamıyorum Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Antik Olan Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Fakat DNA sarmalının çözülemeyen binlerce kodu var yani binlerce daha fazla işlev demek peki telepatinin bu işlevlerden biri olmadığı ne mağlum ve başınıza ilginç olaylar geldiğine göre bizden daha büyük bir güç olabileceği hiç aklınıza takılmadı mı? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 @BayParadoks Burada sıraladığın deneyleri araştırdım ve adı geçen kişilerin adam akıllı biyografilerine dahi ulaşamadım. Kimdir bu Karl Nikokayev? Ne doktoru bu? Ayrıca şimdiye kadar hiç bir bilimsel kaynakta büyük başarı kaydedilmiş bir telepati deneyi görmedim, bilmedim. Bu bahsettiğin deneyleri gölgelerkitabı.com adlı bir sitede gördüm. Ve adından belli olacağı üzere bir parapsikoloji sitesi bu. Oysaki ben bilimsel kaynaklardan bahsediyorum burada. Parapsikolojik kaynaklardan değil. Bana bir bilim adamının kitabında veya makalesinde yer almış telepatik bir deneye ait bilgi verebilirsen sevinirim. Çünkü yukarıda bahsettiğin deneylerin hiçbirinin aslı astarı yok. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Fakat DNA sarmalının çözülemeyen binlerce kodu var yani binlerce daha fazla işlev demek peki telepatinin bu işlevlerden biri olmadığı ne mağlum ve başınıza ilginç olaylar geldiğine göre bizden daha büyük bir güç olabileceği hiç aklınıza takılmadı mı? DNA sarmalının çözülemeyen binlerce kodu var doğrudur fakat insanın bilgiyi analiz ettiği yeri beynidir. DNA'nın böyle bir işlevi yoktur. Dolayısı ile sorunun cevabını yanlış yerde arıyorsun. Herkes gibi, "bizden daha büyük güçler var mıdır, başka boyutlarda yaşayan varlıklar var mıdır ve varlar ise bunlar ne şekilde var oluyorlar" gibi soruları düşünmekteyim. Hatta bunların gerçek olması bilimsel ihtimaller dahilindedir. Fakat yine bilimsel ihtimaller üzerinden konuşursak, başka evrenlerdeki varlıkların bizim evrenimize geçiş yapabilme ihtimalleri yoktur. Çünkü biz nasıl kendi evrenimizle eş fazlı halde isek, onlar da kendi evrenleri ile eş fazlıdır. Eş fazlılık olayına fazla girmek istemiyorum çünkü konu çok uzar. Kısacası, bu eş fazlılık yüzünden bu varlıklar eş fazlı olmadığı bir evrende varlıklarını sürdüremezler. Eş fazlılık olayını göz ardı etsek bile iş hala çıkmazda. Öyle ki, farklı evrenden bir varlık, bizim dünyamıza gelebildi diyelim. Bu varlığın kendi çabaları ile açacağı bir boyutsal geçit, bizim dünyamızı aniden bir karadeliğin ortasına sokacaktır. Yani olaya neresinden bakarsan bak, olur bir tarafı yok. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
breamseces Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Evet. Birşeyler yapabilmek, bir kişiyi bile bilimsel düşünmeye sevk edebilmek için çırpınıyorum. Kendimi ıspatlamaya adadığım şeyin de benim kişisel düşüncelerim olmadığını tekrar, özellikle belirtmek istiyorum. İstemiyorum kardeşim ben insanlar saçma sapan şeylerle vaktini harcasın. Tartışırken de kavgacı bir üslubum var. Bu da benim üslubum. Beğenmeyen muhattap olmasın. Eğer savunduğum şeyi körü körüne savunduğumu kanıtlayabilirsen, o zaman bağnaz olduğumu kabul ederim. Çünkü birşeyi körü körüne savununlar gerçekten de bağnazdır. Forumdaki bazı kişiler demonların enerji olarak bu dünyada var olduğunu söylediler. Enerji ve Termodinamik. Aha tam da benim yüksek lisansta uzmanlaşma alanım. Ben bu işin eğitimini alıyorum. Ve bu işe bilimsel bir bakış sunabileceğimi biliyorum. Git o zaman şizofren teşhisi koymuş doktora da bağnaz de. O da o işin eğitimini almış. Yöneticiler ise mesajlarımı silerse silsin ama çok net birşey varki; ben konuya demonlar ile ilgili soru sorarak başladım. Sağdan soldan millet geldi konuyu başka yerlere çekiştirip, dağıttı. Mesajı silinecek biri varsa bu ben değilim. Konuyu dağıtanların mesajı silinmeli. Ve size hala konu dışı yaptığınız eleştirilere cevap veriyorum. Sorduğum soruya cevabınız varsa gelin, yoksa gelmeyin kardeşim bu kadar basit!.. Verdiğin linki ise bu gece inceleyeceğim. Teşekkürler. Evet. Birşeyler yapabilmek, bir kişiyi bile bilimsel düşünmeye sevk edebilmek için çırpınıyorum. Kendimi ıspatlamaya adadığım şeyin de benim kişisel düşüncelerim olmadığını tekrar, özellikle belirtmek istiyorum. İstemiyorum kardeşim ben insanlar saçma sapan şeylerle vaktini harcasın. Tartışırken de kavgacı bir üslubum var. Bu da benim üslubum. Beğenmeyen muhattap olmasın. Eğer savunduğum şeyi körü körüne savunduğumu kanıtlayabilirsen, o zaman bağnaz olduğumu kabul ederim. Çünkü birşeyi körü körüne savununlar gerçekten de bağnazdır. Forumdaki bazı kişiler demonların enerji olarak bu dünyada var olduğunu söylediler. Enerji ve Termodinamik. Aha tam da benim yüksek lisansta uzmanlaşma alanım. Ben bu işin eğitimini alıyorum. Ve bu işe bilimsel bir bakış sunabileceğimi biliyorum. Git o zaman şizofren teşhisi koymuş doktora da bağnaz de. O da o işin eğitimini almış. Yöneticiler ise mesajlarımı silerse silsin ama çok net birşey varki; ben konuya demonlar ile ilgili soru sorarak başladım. Sağdan soldan millet geldi konuyu başka yerlere çekiştirip, dağıttı. Mesajı silinecek biri varsa bu ben değilim. Konuyu dağıtanların mesajı silinmeli. Ve size hala konu dışı yaptığınız eleştirilere cevap veriyorum. Sorduğum soruya cevabınız varsa gelin, yoksa gelmeyin kardeşim bu kadar basit!.. Verdiğin linki ise bu gece inceleyeceğim. Teşekkürler. Termodinamik en nefret ettiğim alanlardan biridir , ama lakin o kadar yazmışsın , biraz da ben laflayayım. Enerjiden kasıt ısı enerjisi değil . Herhangi bir çevrim değil , otto çevrimidir, dizel çevrimidir bunlarla karıştırman beni derin bir üzüntüye soktu.. Sen bilim adamısın ya , ne işin var senin metafizikle ? Sen deneylerinle , tezlerinle uğraş.. ) Şaka bir yana da , bugün ki bilimin temellerini oluşturanlar hepsi mistik okullardan çıkan öğrencilerdi.. Bilgi çağındayız, google elinin altında , kaptırma kendini q ile w harfine. Biraz da bu yönden araştır , bilmem anlatabildim mi . Tek bir açıdan bakma olaylara. Yani termodinamik ile spiritüel öğretileri kendi daha uzmanlık alanı yaptığım diye övündüğün şeyin spiritüel dünyada bir çerez bile değeri yok. Kendini ne diye yırtıyorsun , bilgi sahibi olmadığın konularda .. Bizim halil ibrahim saraç hocamız da otto çevrimi ile metafiziğe kafa tutmaya çalışıyor "Bir veya çok bileşenli akışkanların (özellikle soğutucu akışkanların) çeşitli yüzeyler üzerinde tek veya iki fazlı (kaynama ve yoğuşma) ısı geçişi olaylarındaki davranışlarını, ısı değiştiricilerin kapasite ve etkenliklerini ve nemli maddelerin (özellikle gıda maddelerinin) kurutulması için akışkan yataklı sistemde ısı ve kütle geçişini incelemek amacı" mız yok spiritüel dünyada. DNA sarmalının çözülemeyen binlerce kodu var doğrudur fakat insanın bilgiyi analiz ettiği yeri beynidir. DNA'nın böyle bir işlevi yoktur. Dolayısı ile sorunun cevabını yanlış yerde arıyorsun. Herkes gibi, "bizden daha büyük güçler var mıdır, başka boyutlarda yaşayan varlıklar var mıdır ve varlar ise bunlar ne şekilde var oluyorlar" gibi soruları düşünmekteyim. Hatta bunların gerçek olması bilimsel ihtimaller dahilindedir. Fakat yine bilimsel ihtimaller üzerinden konuşursak, başka evrenlerdeki varlıkların bizim evrenimize geçiş yapabilme ihtimalleri yoktur. Çünkü biz nasıl kendi evrenimizle eş fazlı halde isek, onlar da kendi evrenleri ile eş fazlıdır. Eş fazlılık olayına fazla girmek istemiyorum çünkü konu çok uzar. Kısacası, bu eş fazlılık yüzünden bu varlıklar eş fazlı olmadığı bir evrende varlıklarını sürdüremezler. Eş fazlılık olayını göz ardı etsek bile iş hala çıkmazda. Öyle ki, farklı evrenden bir varlık, bizim dünyamıza gelebildi diyelim. Bu varlığın kendi çabaları ile açacağı bir boyutsal geçit, bizim dünyamızı aniden bir karadeliğin ortasına sokacaktır. Yani olaya neresinden bakarsan bak, olur bir tarafı yok. Karadeliğin ortasına soktuğuna dair elinde kanıtlı bir şey var mı ? Nereden biliyorsun ? Böyle bir olay yaşandı mı ? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 @breamseces Termodinamik ve Enerji ile ilgili yazdıkların gerçekten çok komik. Termodinamik çevrimleri, termodinamik yasalarının mühendislik uygulamalarıdır. Bu yasaların kendisi değildir. Ve çevrende gördüğün herşey ve her etkileşim enerjidir. Isı enerjisi ile olaya gayet dar bir açıdan bakmışsın ama, gravitasyon da bir enerjidir. Elektro-manyetizma da bir enerjidir. Şimdi bunlara kuvvet diyeceksin. Ama yok anam bunlar bildiğin iş yapabilen enerji oğlu enerji. Bilmem anlatabildin mi. Termodinamik, evrenin neresine gidersen git gördüğün herşeydir. Termodinamik, abiyogenez teorisidir, evrim teorisidir, radyoaktivitedir. Yoksa bu yasalar senin sandığının aksine yalnızca traktör motorunda işlemez Bak şimdi spiratüalizme gelelim.. Bu işe sadece inanç olarak bakıyorsan, işin o kısmı beni ilgilendirmiyor. Ama gelipte başka varlıklarla temas kurduğunu söylüyorsan bunu kanıtlayacaksın kardeşim. Göz görüyorsa foton vardır. Kulak duyuyorsa ses dalgası vardır. Tenine değiyorsa maddesel temas vardır. Bu yaratıkları dilinle dillemeyip, burnunla koklamadığını var sayıyorum tabi. Ama yapıyorsan söyle. Onu da açıklarız gerekirse. Karadelik olayını boşver sen. Sabahtan beri ben birşey kanıtlamaya çalışıyorum. Birkez de demon çağıran birisi gelsin birşey kanıtlasın. Ayrıca o mistik okuldan çıkan Pisagor, Öklid falan akıl edememiş dimi Oxford'a gitmeyi?? Öyle bir konuşuyorsun ki sanki Oxford, Cambridge hepsi dizili, bilim doruğa ulaşmış ama onlar mistik okula gitmeyi tercih etmiş Bırakın kardeşim bilim adamları üzerinden edebiyat yapmayı. Bu adamların bilime yaptıkları katkılara saygım sonsuz. Ama bilim ile bilim olmayanı idrak edebilmeniz lazım artık. Günümüz bilim adamlarının da kendi düşünceleri, felsefeleri var. Ama biz bu şahsi düşünceleri bilimden arındırmak için bilimsel metod kullanıyoruz. Bilmem anlatabildim mi. Birde senin bildiklerinin spiritüel dünyada çerez değeri yok diyorsun. Madem bu spiritüalizm bilmden üstün birşey; git o zaman cep telefonu kullanma telepati kur. Toplantıya katılmak için uçağa binme astral seyehat ile buluşun yapın toplantınızı. Hasta olunca doktora gitme, git bi enerji yollayan adama dokun iyileştirsin seni. Manyak manyak şeyler yaa. Cübbeliye bağlattınız lan beni!.. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SilverCavalry Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 @breamseces Termodinamik ve Enerji ile ilgili yazdıkların gerçekten çok komik. Termodinamik çevrimleri, termodinamik yasalarının mühendislik uygulamalarıdır. Bu yasaların kendisi değildir. Ve çevrende gördüğün herşey ve her etkileşim enerjidir. Isı enerjisi ile olaya gayet dar bir açıdan bakmışsın ama, gravitasyon da bir enerjidir. Elektro-manyetizma da bir enerjidir. Şimdi bunlara kuvvet diyeceksin. Ama yok anam bunlar bildiğin iş yapabilen enerji oğlu enerji. Bilmem anlatabildin mi. Termodinamik, evrenin neresine gidersen git gördüğün herşeydir. Termodinamik, abiyogenez teorisidir, evrim teorisidir, radyoaktivitedir. Yoksa bu yasalar senin sandığının aksine yalnızca traktör motorunda işlemez Bak şimdi spiratüalizme gelelim.. Bu işe sadece inanç olarak bakıyorsan, işin o kısmı beni ilgilendirmiyor. Ama gelipte başka varlıklarla temas kurduğunu söylüyorsan bunu kanıtlayacaksın kardeşim. Göz görüyorsa foton vardır. Kulak duyuyorsa ses dalgası vardır. Tenine değiyorsa maddesel temas vardır. Bu yaratıkları dilinle dillemeyip, burnunla koklamadığını var sayıyorum tabi. Ama yapıyorsan söyle. Onu da açıklarız gerekirse. Karadelik olayını boşver sen. Sabahtan beri ben birşey kanıtlamaya çalışıyorum. Birkez de demon çağıran birisi gelsin birşey kanıtlasın. Ayrıca o mistik okuldan çıkan Pisagor, Öklid falan akıl edememiş dimi Oxford'a gitmeyi?? Öyle bir konuşuyorsun ki sanki Oxford, Cambridge hepsi dizili, bilim doruğa ulaşmış ama onlar mistik okula gitmeyi tercih etmiş Bırakın kardeşim bilim adamları üzerinden edebiyat yapmayı. Bu adamların bilime yaptıkları katkılara saygım sonsuz. Ama bilim ile bilim olmayanı idrak edebilmeniz lazım artık. Günümüz bilim adamlarının da kendi düşünceleri, felsefeleri var. Ama biz bu şahsi düşünceleri bilimden arındırmak için bilimsel metod kullanıyoruz. Bilmem anlatabildim mi. Birde senin bildiklerinin spiritüel dünyada çerez değeri yok diyorsun. Madem bu spiritüalizm bilmden üstün birşey; git o zaman cep telefonu kullanma telepati kur. Toplantıya katılmak için uçağa binme astral seyehat ile buluşun yapın toplantınızı. Hasta olunca doktora gitme, git bi enerji yollayan adama dokun iyileştirsin seni. Manyak manyak şeyler yaa. Cübbeliye bağlattınız lan beni!.. Öncelikle düzgün konuş hâddini bil. Ama buraya kadar düzgün konuşmamışsın haddini bildireyim o zaman. Bir bilim insanı birşeyi kanıtlamaya çalışırken kanıt alıcağı insanları aşşağılamaz ve arenaya çağırır gibi "gelsin kanıtlasın,hadi nerde? Hadi lan!!!" gibi salakça,aptalca cümlelerde bulunmaz zira bilginin getirdiği bir olgunluk vardır. Sende de olgunluk olmadığına göre bir sığır olduğunu anlayabiliriz. Sorunu cevaplandırmadan önce ne kadar eksik olduğunu,ve ne kadar saçmaladığını suratına tokat atar gibi vurmak ve "sen busun" demek istiyorum. Birinci olarak buranın bir tartışma platformu olmadığını söyleyen arkadaşa demişsin ki "öyle bir yerde olsak böyle yaklaşmam çünkü onlar iletişim kurduğunu söylemiyor." Hayır efendim esas onlar iletişim kurduğunu söylüyor. İletişim illa karşılıklı iki kişinin sözlü konuşması değildir."Oğlum bir ekmek al" diyen annenin oğlunun gidip ekmek alması,konuşmamasına rağmen bir iletişimdir. Eskiden müslüman olan biri olarak cuma namazlarında "Allahım sen bizi koru,sen elbet sesimizi duyarsın bizi koruduklarından eyle rabbim" denirdi sonlarda. Burda da korunmak ve kötü olayların uzaklaştırılması isteniyor. Yani birine birşey söyleniyor.Bu örnekler para,refah,sınavdan yüksek not isteyip "dua ettim param oldu,sınavı geçtim" diyen insanlarla arttırılır.E burda da iletişim var?Hatta burada karşılıklı konuşma olarak da değil,tek bir kişinin konuşmasıyla olan iletişim var?Onları da sorgulasana?Yüce İsa/Allah herşeyi duyar,onlar da o duysun ve yardım etsin diye ediyor iletişim kurmaya çalışıyor?Ama hayır,neden herşeyi sorgulayıp düşünce yapını geliştiresin ki? Bir sığırsın sen (Tüm dinlere saygım vardır yukarıdakiler sadece örnek amaçlı verdiğim cümlelerdir) Toplantıya gitme astral "seyehet"le buluş da nedir? Burdaki insanlar bilimi red mi ediyor? Siz yalnış biz doğruyuz mu diyor? Teknoloji saçmalık mı diyor? Bunu nerenden uydurdun? Kafandansa sorun büyük demektir. Simyagerlerin karışımlarla elementleri bulan ve bunları altın ve gümüş yapmaya çalışırken pek çok farklı şey elde ettikleri için kimyanın temellerini atan,toplumda da saygı gören kişiler olmaları,uzun yıllar simyagerliğin devam etmesine rağmen "gereksiz,boş bir iş" gibi göstermen de. Senin cahil,boş,saçma,gereksiz,saldırgan,aptal bir insan olduğuna kanıttır.Sadece aptallar bilmedikleri bir konuyu yobaz gibi körü körüne eleştirip bu zaten böyle diyip hiçbirşey bilmemesine rağmen birşey biliyormuş gibi konuşur.Sende bir aptalsın. Çünkü olmasan bu hal ve hareketlerinden eser kalmazdı.Sığır dicem,sığır da senden tatlı bir hayvan. Bunun dışında paganlaw'a büyük bir özür borçlusun zira sürekli hakaret etmişsin.Ayağına kapanıp özür dilemelisin zira bu kadar hakaret ederken bile gelip sana cevap vermiş.Eğer amacın kendini kanıtlamak değil bilgi almaksa gidip bununla ilgili güvenilir kitaplar oku,yazılar bul ve üstüne düşün hatta dene. Bilim insanı korkusuzdue ve bilimi geliştirmek için pek çok tehlikeye atılabilir.Dener,dener bir daha dener.Başarana kadar,bulana kadar sener. Edison veya tesla gibi.. Ayrıca üstüne felsefe de yapabilirsin. Ama felsefe yap derken üstünde felsefe yazan bir pasta yapma.Çünkü felsefe de düşüncedir ve düşünce soyut birşeydir,soyut ve somutu ortak kullanmadığın,birinin biriyle bağlantılı olduğunu bilmediğin için bir türlü bulamıyorsun ve sana bunu anlatmaya çalışan kişilerden tek taraflı cevap istiyorsun.Herşey somut değildir.Bunu anlayamıyacak kadar sala ve boşsun. Ümitsiz vâka... Gel gelelim demonların iletişim şekli ve çağrımına. Genel varlık invokelarında görebileceğin üzere (tabi okumuşsan) çağrıyı gerçekleştirmek için somut şeylerin kullanıldığını görürsün ve bu hep beraber toplanıp dua etmekten farklıdır. Bir mantık ve işleyiş vardır. Bu işleyişi sağlayanlarsa malzemeler,çağrı ritüeli (yapılacak olanlar),ve kişidir. Bunu normal hayatta arkadaşını eve çağırmak için gerekenlerin malzeme (cep telefonu),çağrı şekli (telefonu açıp rehbere girip aramak) ve kişi (sen) olması gibi uyarlayabiliriz. Gördün mü? Somut ve soyut arasındaki bağ bazen benzerdir. Yani somutta olduğu gibi soyutta da işleyiş benzerdir.Benzerdir ama benzerlikler azdır.Ritüellerde de sözler söylenir arkadaşını çağırmak için de bir çağı yapmak istediğinde.Özetle başka bir boyuttaki varlığı çağırmak istiyorsan,o boyuttaki varlığın gelmesini sağlıyacak şeyler yapmalısın,yani o boyutla iletişimini kurabilecek şeyler.Burda cep telefonu,orda farklı birşey. Başka boyuttan bir varlık çağırdığında filmlerdeki gibi masa havaya kalkıp küçük bir kız çığlık atmaz,bu yüzden soyutu anlamak için soyutu bulmaya çalış.Soyut adı üstünde soyuttur somut değil. Bu boyuttan olmayan bir varlığı çağırdığın zaman bu boyuttan olmadığı için elbette düşünce olarak duyucaksındır sesini.Bu boyuttan olmayan bir varlığın yanına gelip "naber?" demesini bekleyemezsin. Çağıran kişi gelen varlığın enerjisinden de etkileneceği için birtakım duygusal değişinler yaşayabilir.Geldiğini bu şekilde anlayabilirsin.Yani insandaki soyut şeyler (duygu,düşünce)o boyutla iletişimini sağlar.Tıpkı dua ederken amacın net,duyguların da destekleyici nitelikte (istek duygusu) olması gibi.Gelen varlığın enerjisinin insanda duygusal bir değişim yaratabilceğinden bahsettik peki neden ve nasıl? Başka bir varlık geldiği anda sizin zihniniz onu duymaya hazırdır çünkü başka boyuttaki varlıkları ancak düşünce yoluyla duyabiliriz.Duygular da düşünceleri tamamlar nitelikte olduğu kadar bağlantılıdıe ve onlar da etkilenir. Bu normal hayatta da geçerlidir. Birine sinirlendiğinde zihşn ve duygu aynı anda değişir.Çünkü insan bir bütündür,tıpkı doğa gibi.Peki neden duygu ve düşünceler çağrıda değişir ve zihin önemlidir?Çünkü nasıl zihninizle farklı bir boyuta mesaj yollayıp çağrı yaptıysanız,yine zihninizle duyabilirsiniz.Ve farklı bir boyuttan mesaj aldığınız an,bunu farkedeceksinizdir ve duygularınız da değişicektir (ciddileşmek,mutlu olmak gibi).Odak hali sizin o boyutta olan şeyleri duymanızı sağlar ama duymak kulakla değil zihinle olduğu için bir düşünce olarak zihnimize akar.Yani telepati denilen şey,orada iki zihnin bağlanması değil,iki varlığın birbirlerini farkedip karşılıklı olarak az önce anlattığım gibi konuşmasıyla olur.Düşüncenin önemi kadar duygu ve miyet de önemlidir.Kendini hazır hissetmeyen ve yapabileceğine/yapacağına inanmayan biri bunu yapamaz.Neden?Çünkü inanç ve kendine güven zihni destekler.Düşüncelerinizi duygularınızla yönlendirebilirsiniz ama çağrı yapıcak kişi bu çağrıyı yaparken duygusal ve zihinsel olarak bir bütündür.Kendiyle bütün olan insan,zihnini bu amaca (çağrı ve konuşmaya) yönelterek hem ilkel,hemde gelişmiş kısmını kullanır ve bu ikisi birbirini destekleyerek çağrılacak varlığa bir enerji gönderir.Gönderilen enerjinize amacınız,duygularınız,isteğiniz çoktan sinmiştir ve gönderilen enerji sizin enerjiniz olduğu için enerji kaynağının farkına varmak hiç de zor değildir.Çünkü onun boyutuna düşüncenizi enerjinizle göndermiş ve adını söyleyebilmişsinizdir.Tıpkı biri "burcuuuu" dediğinde çağıranın ses tonunu,sesin nerden geldiğini,tanıyorsan kim olduğunu bilmek gibi. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vitrioltool Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 (düzenlendi) Bir demon ritüel sürecinin bilimsel metotlar ile incelenmesi ihtimali imkansıza yakındır. Ritüelin gerekleri ve işleyiş mekanizması bu sürecin günümüz bilimsel yöntemleriyle incelenmesini mümkün kılmamaktadır. Günümüzde ancak sol el yolu çalışmaları incelenmeye daha uygundur, lakin sol el yolunda öncelikle demonun buna izin vermesi gerekir. Ancak uygulanabildiği taktirde sağ el yolu uygulamalarında istatistik tablosu oluşturabilmek için birden çok fiziki veri kaydedilebilmesi olasıdır. Ön hazırlık süreci de dahil olmak üzere demon çağırma uygulamalarının son derece yoğun çalışmalar gerektiren uzun ve zor bir yol olduğunu düşünürsek bir kişinin sırf bilim aşkı için uygulamayı ve kendini riske atacak durumları kabul etmesi ise çok zordur, öncelikle bu yüzden bu tür bir deney için denek bulunması çok zordur. Ayrıca demonlarla ilgili ritüeller düzenleyen kişilerin deneyimlerini çevresine aktarmasını engelleyecek daha fazla etken de mevcuttur. Denek bulunduğunu farz edersek; bu sefer de ritüel yapısı itibariyle incelemeye izin vermeyecek ve ritüel umulduğu şekilde ilerlemeyecektir. En basitinden çemberin dışından içine doğru fiziki bir müdahale çemberi dengesizleştirecektir. Tüm kayıt cihazlarının çemberin içinde bulunması durumunda ritüel alanının ve çemberin arındırılması imkansızlaşacak ve yine ritüel umulduğu şekilde ilerlemeyecektir, zaten ritüel alanında bulunan tüm teknolojik aletler ve insan yapımı maddeler (plastik gibi) ritüeli olumsuz etkiler. Ayrıca ritüele katkıda bulunmayan izleyicilerin önünde ritüel gerçekleştirmek daha da zordur, imkansız değil yapılabilir ancak ritüeli gerçekleştiren kişinin odada bulunan herkesi korumaya alması için ritüel üzerindeki kontrolünün epey gelişmiş olması gerekir, buna izleyicilerin ritüele uygun şekilde hazırlanması da dahildir. Ayrıca ritüel esnasında ritüel uygun şekilde gerçekleşirse, ritüel alanına yakın olan teknolojik aletler bir daha çalışmaz. Bu durumun EMP'ye dayanıklı olan, ya da faraday kafesiyle korunan teknolojik cihazlar üzerinde de etkisini sürdürdüğü birçok kez majisyenler tarafından deneyimlenmiştir. Bu faktör de deneyi imkansızlığa itiyor. Ritüel esnasında çember ile veya daha başka yöntemler ile korunmayan gözlemci eğer ritüel uygun şekilde ilerlerse büyük ihtimalle bayılacaktır ve/veya fiziki ve psikolojik patolojiler göstermeye başlayacaktır. Bu durumda ancak patoloji gösteren kişi üzerinden bilimsel verilere ulaşılabilinir. Nisan 30, 2016 vitrioltool tarafından düzenlendi İmla Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Baya kutsal bir görev gerçekten, safsatalardan uzaklaştırmayı ilke edinmiş kendine, bak sen Burcu hanım farkındaysanız burası parapsikoloji ile ilgili konuları ele alan bir forum sitesi. Demonlar gerçek mi değil mi? Onlarla iletişim kurulur mu? gibi sorular ve ayrıca din-inanç konusu için uygun bir tartışma alanı değil burası. Forum sitesi diye herkes kafasına göre yazmak ve konuları içeriğinden uzaklaştırıp bulandırmak serbestliğine sahip değil. Ve kimse de burada başkalarına ritüellerini, ibadetlerini, fikirlerini dayatmıyor. Gerçekten bunların farkında olarak mı üye oldunuz buraya merak ettim? Siteyi biraz objektif bir gözle incelerseniz üyelerin kendi halinde, sessizce, kimseye kendini kanıtlama çabaları olmadan ve sadece ilgilendikleri konulara yazarak fikir alışverişi yaparak inançlarını yerine getirdiklerini görebilirsiniz. Hatta burada bir çok inançta ve ilerlenilen yolda sessizliğin ne denli önemli olduğu defalarca kez dile getirilmiştir. Yani kişiye sır olanlar dışında burada konuşulanlar da dışarıya taşmaz, müslüman veya ateist sitelere(ki burada bulundum içeriği hakkında fikrim var) gidip dayatılmaz, kimse facebook veya diğer forum hesaplarında bağıra çağıra yaşadığı deneyimleri dayatarak paylaşmaz. Yaşanan deneyimler yaşayan kişide kalır paylaşılabilecek kısımları uygun ortamlarda ele alınır. Yani sizin burada okuduklarınız buzdağının görünen kısmı. Kimse burada yaşadığı deneyimleri, hislerini, inançlarını size kanıtlamak mecburiyetinde değildir. Lütfen haddinizi bilin ve ilginiz olmayan konulara "bilimi tanıtma" adı altında burnunuzu sokmayın. Herkes cahil bir siz akıllı, böyle bir dünya yok. Arkadaşlar usanmadan yazmış, emek vermişler, umarım yöneticiler silmez yazılanları, bu tartışma da gnoxiste bir örnek olarak kalır. Çünkü bu şekilde "ben bilirim, herkes cahil, bunlar batıl inanç, safsata" zihniyetinde olan ateist arkadaşlar çoğunlukta. Maalesef her şeyi olduğu gibi ateizmi de yanlış anlıyor insanımız. Ateizmi din olarak görüp kendi fikirlerini dayatmaya çabalıyorlar. Ama kusura bakmayın Burcu hanım burada dayatmalarınız ile boşa çırpınmaktan öteye gidemezsiniz. Çünkü buradaki insanlar sizin tahayyül edemeyeceğiniz şeyleri deneyimliyorlar. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
breamseces Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 @breamseces Termodinamik ve Enerji ile ilgili yazdıkların gerçekten çok komik. Termodinamik çevrimleri, termodinamik yasalarının mühendislik uygulamalarıdır. Bu yasaların kendisi değildir. Ve çevrende gördüğün herşey ve her etkileşim enerjidir. Isı enerjisi ile olaya gayet dar bir açıdan bakmışsın ama, gravitasyon da bir enerjidir. Elektro-manyetizma da bir enerjidir. Şimdi bunlara kuvvet diyeceksin. Ama yok anam bunlar bildiğin iş yapabilen enerji oğlu enerji. Bilmem anlatabildin mi. Termodinamik, evrenin neresine gidersen git gördüğün herşeydir. Termodinamik, abiyogenez teorisidir, evrim teorisidir, radyoaktivitedir. Yoksa bu yasalar senin sandığının aksine yalnızca traktör motorunda işlemez Bak şimdi spiratüalizme gelelim.. Bu işe sadece inanç olarak bakıyorsan, işin o kısmı beni ilgilendirmiyor. Ama gelipte başka varlıklarla temas kurduğunu söylüyorsan bunu kanıtlayacaksın kardeşim. Göz görüyorsa foton vardır. Kulak duyuyorsa ses dalgası vardır. Tenine değiyorsa maddesel temas vardır. Bu yaratıkları dilinle dillemeyip, burnunla koklamadığını var sayıyorum tabi. Ama yapıyorsan söyle. Onu da açıklarız gerekirse. Karadelik olayını boşver sen. Sabahtan beri ben birşey kanıtlamaya çalışıyorum. Birkez de demon çağıran birisi gelsin birşey kanıtlasın. Ayrıca o mistik okuldan çıkan Pisagor, Öklid falan akıl edememiş dimi Oxford'a gitmeyi?? Öyle bir konuşuyorsun ki sanki Oxford, Cambridge hepsi dizili, bilim doruğa ulaşmış ama onlar mistik okula gitmeyi tercih etmiş Bırakın kardeşim bilim adamları üzerinden edebiyat yapmayı. Bu adamların bilime yaptıkları katkılara saygım sonsuz. Ama bilim ile bilim olmayanı idrak edebilmeniz lazım artık. Günümüz bilim adamlarının da kendi düşünceleri, felsefeleri var. Ama biz bu şahsi düşünceleri bilimden arındırmak için bilimsel metod kullanıyoruz. Bilmem anlatabildim mi. Birde senin bildiklerinin spiritüel dünyada çerez değeri yok diyorsun. Madem bu spiritüalizm bilmden üstün birşey; git o zaman cep telefonu kullanma telepati kur. Toplantıya katılmak için uçağa binme astral seyehat ile buluşun yapın toplantınızı. Hasta olunca doktora gitme, git bi enerji yollayan adama dokun iyileştirsin seni. Manyak manyak şeyler yaa. Cübbeliye bağlattınız lan beni!.. Uzmanlık alanım diye övünen sensin . Şimdi sen diyorsun ki traktördeki çevrimde kullanılan enerji demon ritüelindeki enerji ile aynı şeydir , hatta demonun ta kendisidir, ahah. Metafizikteki enerji kavramında farklı bir anlayış var , termodinamikteki enerji anlayışı ile aynı değil. Bunu önce aklına sokuver bir zahmet , bilim adamı ayaklarına giriyorsun. Deneyimler kişiseldir , özeldir subjektiftir , sadece ona gözükür . Sen enerji diye çağırdığın şeyde traktör görmüşsündür , başkası cin görmüştür bilmem anlatabildim mi ? Kara delikte öyle kesin cümleler kurdun , şimdi kıvırıyorsun , buyur anlat. Kara delik açılıyormuş da bilmem ne oluyormuş , hayatında kaç kere kara deliğin yanından geçtin ? Kaç kere varlık geldi de kara deliğe girdi dünya ? Bilimin temellerinden bahsettim , matematik geometri bu okullarda öğretilmiş ve bilimin temelini oluşturmuştur . Simya, şifacı gibi kavramlardan da kimya , biyoloji gibi alanların temeli atılmıştır. Sen kalkmış pisagor akıl mı edememiş oxforda gitmemiş diyorsun , yok diğerleri niye mistik okula gitmemiş diyorsun . Bre cahil , binlerce yıl öncesinden bahsediyoruz. Sana temelden bahsediyorum , sen neyden bahsediyorsun. İşte asıl sorun da burada başlıyor , geçmişini araştırmayan büyük bir cahil kesimin varlığından dolayı maalesef ki kadim uygarlıkların unutulması , birer efsaneden ibaret olmasını sağlamaya çalışılması sizin gibilerin zihniyetleri yüzündendir. . Deneyim yaşamak istiyorsan , ıslak ellerini sokarsın prize, astral projeksiyonun doruklarını yaşarsın. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Burccu Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2016 @breamseces Enerji enerjidir. Sadece farklı formlarda bulunur. Aynen dediğin gibi traktör motorundaki enerji ne ise, her yerdeki enerji de odur!.. Metafizik falan diye birşey yok. O sizin uydurduğunuz bir kavram. Farklı evrenler arasında açılacak bir geçit, faz farklılığı nedeni ile homojen evrenin yapısını bozacaktır ve belli bölgelerde büyük enerji kümelenmeleri yaratacaktır. Çok yoğun enerji kümeleri karadeliğe dönüşecektir. Faz farklılığından dolayı, 2 evrende de bulunan tüm hassas ayarlar değişecek, evrende hiç birşey var olamayacak. Madde oluşamayacak, yaşam da yok olucaktır. Arada geçit açılan evren antimaddeden oluşan bir evren ise herşey aniden infilak edecektir. Yok anam olmaz bu işler. Boyut kapısı falan unut o işleri. Yok öyle birşey. Evet okul konusunda bende binlerce yıl öncesinden bahsediyorum zaten. Kendi aptallığının farkına varmış olacaksın ki; aptallığını bana yüklemeye kalkmışsın. Bu adamlar binlerce yıl öncesi hangi toplum, hangi kültürde yaşıyorsa, o kültürün eğitimini almışlar. O devirde aradan 2-3 tane deha çıkıyorsa ve bugün üniversitelerden binlerce deha çıkıyorsa, aradaki fark bellidir. Sen millete bugün mistisizm ve simya öğreterek bilimin sınırlarını mı zorlayacağını sanıyorsun Birde geçmişini araştırmıyor demişsin Arkadaşım geçmiş başarı ve başarısızlıklarla doludur. Geçmişteki başarıları örnek alır, başarısızlıklardan da ders alırsın. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar