Jump to content

Demon sigilleri


nevermore

Önerilen Mesajlar

Diğer arkadaşlar için;

 

Bana epey bir nasihat vermişsiniz maşallah. Nasihatler için teşekkürler.

Şimdi yazdığınız konulardan ciddi olanlara dönelim:

 

@SilverCavalry

Çağıracağın varlığa enerji gönderiyormuşsun. Hemde anladığım kadarı ile boyutlar arası gönderiyormuşsun.

Bak otur, en kral meditasyonunu yap. Vücudunda ne kadar enerji varsa topla. Karşındaki duvarın ardına gönderemezsin arkadaşım o enerjiyi. Ayrıca vücudundan yayılan enerji, senin vücudunun ürettiği entropidir. Entropi iş yapamaz enerji demektir. O enerjiyi yönlendiremezsin, kontrol edemezsin. Yönlendirebilsen iş yapabilen enerji olur. İş yapabilen enerjiyi ise insan vücudu yaşam fonksiyonlarını yerine getirebilmek için sağa sola dağıtmaz. Biyolojiye aykırı, evrim kuramına aykırı.

 

Bir başka değineceğim nokta ise; düşünce yolu ile iletişim kurulması olayı. Düşünce ile iletişim kuruyorsan, bu varlıkta sana belli bir enerji yollamalıdır (yolladı farz edelim). Senin beyninde 5 duyuyu algılama haricinde başka bir algılama reseptörü yok. Ortamdaki enerjiyi algılayıcı hiç bir reseptör yok senin beyninde. Birşey sana enerji yollasa bile farkına varmanın imkanı yok. O yüzden bu işi de unut. Senin düşünce ile iletişim dediğim şey (eğer gerçekten yapıyorsan), meditasyon anında (yarı uykulu diyebiliriz) kendi düşüncelerini yönlendirmendir. Aynı astral seyehatte olduğu gibi. İnsanlar sanıyor ki, ruhları bedeninden çıkıp geziniyorlar. Yok öyle birşey. Yaptıkları tekşey, yarı uykulu halde iken düşünce yolu ile rüyasını yönlendirmektir. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır ve buna Lucid Dreaming denmektedir.

 

@vitrioltool

 

Baya uçuk kaçık yazmışın. Ama özellikle şura çok hoşuma gitti. Demişsin ki, ritüel alanına yakın yerdeki elektronik cihazlar çalışmaz :D Neyse, fazla yazasım yok bu cümlenin üzerine :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@breamseces

 

Enerji enerjidir. Sadece farklı formlarda bulunur. Aynen dediğin gibi traktör motorundaki enerji ne ise, her yerdeki enerji de odur!.. Metafizik falan diye birşey yok. O sizin uydurduğunuz bir kavram.

 

Farklı evrenler arasında açılacak bir geçit, faz farklılığı nedeni ile homojen evrenin yapısını bozacaktır ve belli bölgelerde büyük enerji kümelenmeleri yaratacaktır. Çok yoğun enerji kümeleri karadeliğe dönüşecektir. Faz farklılığından dolayı, 2 evrende de bulunan tüm hassas ayarlar değişecek, evrende hiç birşey var olamayacak. Madde oluşamayacak, yaşam da yok olucaktır. Arada geçit açılan evren antimaddeden oluşan bir evren ise herşey aniden infilak edecektir. Yok anam olmaz bu işler. Boyut kapısı falan unut o işleri. Yok öyle birşey.

 

Evet okul konusunda bende binlerce yıl öncesinden bahsediyorum zaten. Kendi aptallığının farkına varmış olacaksın ki; aptallığını bana yüklemeye kalkmışsın. Bu adamlar binlerce yıl öncesi hangi toplum, hangi kültürde yaşıyorsa, o kültürün eğitimini almışlar. O devirde aradan 2-3 tane deha çıkıyorsa ve bugün üniversitelerden binlerce deha çıkıyorsa, aradaki fark bellidir. Sen millete bugün mistisizm ve simya öğreterek bilimin sınırlarını mı zorlayacağını sanıyorsun :D

 

Birde geçmişini araştırmıyor demişsin :D Arkadaşım geçmiş başarı ve başarısızlıklarla doludur. Geçmişteki başarıları örnek alır, başarısızlıklardan da ders alırsın.

 

 

Geçit diyorsun boyut kapısı diyorsun , faz farkı ile neden evrenin yapısı bozulur ?

Enerji kümeleri nedir ?

Kümeler neden karadeliğe dönüşüyor neden akdeliğe dönüşmüyor bunların sebebi nedir?

Karadelik kötü bir şey midir ?

Antimadde nedir ? Nasıl bir şeydir elle tutulur bir şey midir ?

Kendimiz antimadde oluşturabilir miyiz ?

Antimadde olduğuna dair kanıtların nelerdir ? Bilimsel kanıtlar istiyorum

 

Bir de , binlerce yıl öncesinde bizim bilimden açıkçası çok daha ileri seviyede olduğu gerçeği var:) Daha bilimin açıklayamadığı onca şey var ki bu da bazı şeyleri sorgulatıyor.

 

 

Son kısımda açıkçası saçmalamışsın , ben ne anlatıyorum sen anlatıyorsun arkadaşım.Anlaşılan senin idrak yolların tıkalı , git bir temizlettir , q ve w den beyin devrelerin kısa devre yapmış. Ha bu arada ters carnot çevrimi ödevini de yapmayı ihmal etme . Uslu ol , git tezini hazırla.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

 

@vitrioltool

 

Baya uçuk kaçık yazmışın. Ama özellikle şura çok hoşuma gitti. Demişsin ki, ritüel alanına yakın yerdeki elektronik cihazlar çalışmaz :D Neyse, fazla yazasım yok bu cümlenin üzerine :D

 

"uçuk kaçık" öznel bir tabir, oysa ben gerçek deneyimlerden yola çıkarak bunları yazdım. Bu deneyimlerin bir kısmı bana bir kısmı da yakınlarıma ait. Ciddi anlamda demon çağırnayı başaran herkes ritüel esnasında elektronik aletlerin bozulduğunu, su borularının-tanklarının patladığını, yangınlar çıkabileceğini bilir ve acemilik zamanlarında bunlardan en az birini deneyimler. Bunlar tek bir kişiye ait değil, herkesçe paylaşılan ortak deneyimlerdir. Ancak sizin bu yazdıklarım üzerine benimle neden dalga geçtiğinizi anlamış değilim. Oysa ki sizi ciddiye alıp demonların bilimsel metotlarla nasıl gözlem altına alınabileceği hakkında yorumda bulunan tek kişi benim bence. İstediğinizin de bu olduğunu düşünüyordum, ancak yanılmışım sanırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@breamseces

 

Geçit ve boyut kapısı kelimelerini kullanarak birkaç mesaj önce bir arkadaş bir şeyler yazmıştı. Ona cevaben bu kelimeleri kullandım ve bir şekilde bu kelimeler son mesaja dek geldi. Bu kelimeler bilimsel olarak zaten komik ve olması mümkün değildir.

 

Binlerce yıl önce teknoloji bizden ileride falan değildi. Teknolojinin gelişmişliği ile ilgili 2 kriter vardır. Bunlar;

1) Üretilen teknolojinin insanlığa ne kadar yararı olduğu,

2) İnsanlığın faydasına olan bu teknolojinin enerjiyi ne kadar verimli kullanabildiği.

 

Bu bağlamda teknoloji hiç bir zaman günümüz seviyesine ulaşmamıştır. Binlerce yıl önce parçacık hızlandırıcıları yoktu, binlerce yıl önce Mars'a keşif araçları gönderilmiyordu. Eskiden sadece Firavun mezarlıkları olacak, görkemli piramitler vardı ki; bunlar insanlığa hizmetten çok, adından da anlaşılacağı üzere firavunların görkemli mezarlarıdır. Bu piramitlerin ne şekilde inşaa edildiğine dair belgesellere youtubedan ulaşabilirsin.

 

Ayrıca yine mısır zamanında kullanılan ve bunların elektrik enerjisi depolayan piller olduğu iddia edilen cisimler var. Bunlar gerçekten iddia edildiği gibi pil ise, bunlar o dönemin insanları adına gerçekten büyük başarı fakat bu pillerin "bizimkinden ileri teknoloji" olduğunu iddia etmek komik olacaktır. Çünkü gidip bakkaldan 2TL ye alacağın bir pil verimlilik açısından çok daha üstün olacaktır.

 

Bunlar haricinde yukarıda bilimsel bazı terimler ile ilgili sorular sormuşsun. Fakat burası demonlar ile ilgili bir başlık ve dikkat ettiysen sürekli olarak insanlara demonlar ile ilgili soru sorup, edinebildiğim bilgiler doğrultusunda belli yorumlar yapmaya çalışmaktayım. Dolayısı ile sorduğun soruların tartışma yeri burası değil ve ayrıca başka insanlar da buraya demonlar ile ilgili bilgi edinmeye gelip karadelikler ile ilgili uzun uzun yazılar görünce, eminim ki hiç hoşlarına gitmeyecektir.

 

Bu nedenle eski medeniyetlerin teknolojileri veya bilimsel terimler hakkında uygun yerlerde uygun başlıkları açar, ve bu başlıkların linklerini bana özel mesaj yolu ile iletirsen, bu konular üzerinde de seve seve dilim döndüğünce yardımcı olurum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"uçuk kaçık" öznel bir tabir, oysa ben gerçek deneyimlerden yola çıkarak bunları yazdım. Bu deneyimlerin bir kısmı bana bir kısmı da yakınlarıma ait. Ciddi anlamda demon çağırnayı başaran herkes ritüel esnasında elektronik aletlerin bozulduğunu, su borularının-tanklarının patladığını, yangınlar çıkabileceğini bilir ve acemilik zamanlarında bunlardan en az birini deneyimler. Bunlar tek bir kişiye ait değil, herkesçe paylaşılan ortak deneyimlerdir. Ancak sizin bu yazdıklarım üzerine benimle neden dalga geçtiğinizi anlamış değilim. Oysa ki sizi ciddiye alıp demonların bilimsel metotlarla nasıl gözlem altına alınabileceği hakkında yorumda bulunan tek kişi benim bence. İstediğinizin de bu olduğunu düşünüyordum, ancak yanılmışım sanırım.

 

Öncelikle, yukarıdaki mesajını okuduktan sonra sana gerçekten hak verdim. Bu nedenle sadece senden çok büyük özür diliyorum. Sabah uyandıktan sonra 1001 tane nasihat mesajı ile karşılaştıktan sonra, arada tek ciddi olarak yazılmış senin mesajını ciddiye almayıp, dalgaya almam gerçekten çok hatalı olmuş. Benim ayıbım. Çok özür dilerim tekrardan.

 

Bu anlattığın olayların doğru olduğunu var sayarsak, bu olayları şu an için bilimsel olarak tanımlayamıyorum.

Peki herkesçe paylaşılan bu ortak deneyimlerden herhangi birisinde, herhangi bir bilim adamının görgü tanıklığı var mı?

Ayrıca maddesel olmayan varlıklar ile temas kurduğunu iddia eden kişiler bildiğim kadarı ile psikologların bilimsel olarak ilgi alanları. Bir psikologdan randevu alıp, bu deneyimlerini psikolog şahitliğinde gerçekleştirmeyi neden denemiyorsun (veya herhangi biri denemiyor)?

Çünkü dünya dışı yaşam ile iletişim kurduğunu ıspatlayabilen kişilere çok önemli bilim kuruluşları tarafından çok yüksek miktarlarda para ödeniyor.

Bu deneyimler uzman kişilerce bilimsel bir anlama kavuşturulabilir ve insanlık adına gerçekten çok büyük katkılarda bulunmuş olursunuz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çünkü ezoterik, ökültik öğretiler, ustalar ve order kuralları gibi birçok faktör bizim kişisel deneyimlerimizi paylaşmamızı, majikal öğretiler ile ün kazanmamızı, majikal yoldaki misyonerlik çalışmalarını ve deneyimleri ispat yoluna gitmemizi engelliyor. Bazı orderlar da bu tür konuları kişilerin özgür iradelerine bırakıyor, ancak bu yola başvurmayı seçen kişilerin neredeyse tamamı majikal tekamüllerini duraklatmış, ilerlemelerini durdurmuş oluyor. Bu yüzden bu yolda belli bir ilerleme katetmiş kişiler bu tür eylemlerden kaçınıyor. Ancak ben bu konuya daha farklı yaklaşan biriyim.

 

Psikolog öneriniz için teşekkür ederim lakin ben yıllarca süren bir uğraşın neticesinde, tamamen kedi isteğimle iletişime girmeyi başardığım varlıkların benim ruhsal sağlığıma zarar verdiğini düşünmüyorum, aksine bu tür pratikler yapmaya başlamadan önce psikolojik problemlere sahip olsam da artık zihnen sağlıklı olduğumu düşünüyorum ve çevremdekiler de bu düşüncemi onaylıyor. Bu haldeyken psikiyatriste gitmeyi istemem için bir sebep yok.

 

Araştırmalarım neticesinde birçok majisyenin deneyimlerini üstünkörü aktardıkları günlüklerinde ve kitaplarında bu saydığım fiziki olayları deneyimlediğini gördüm. Bu saydığım kişiler arasına Aleister Crowley ve Bülent Kısa da dahil, araştırırsanız siz de bulabilirsiniz. Ancak yanlış hatırlamıyorsam bir bilimadamının bu deneyimlere şahit olduğunu yazan bir metinle karşılaşmadım. Ancak buna yakın bir örnek vermek gerekirse John Dee'nin günlüklerini okumanızı öneririm.

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

 

Bir insan farklı tanrılara, demonlara, cinlere inanıyorsa bu onları şizofren yapmaz. Fakat iş bu varlıklarla iletişim kurduğunu söylemeye gelirse işin rengi değişir. Yani dediğin gibi psikologlar dini kavramlara bakmaz ama bu varlıklar ile iletişime geçmek dini kavramdan çıkıyor. Çünkü bu kişinin iletişime geçmesi, ortada test edilebilecek verilerin olması anlamına gelmektedir. İletişime geçtiğini iddia eden kişiler hiç bir zaman bu verileri sunamazlar.

 

Sevgili burcu hanım . Güzelim demon siğilleri başlığını ne hale getirmişsiniz yahu ? . Burası veriler üzerinden bir tartışma platformu değil tam aksine veriler üzerinden istenilen enerjisel sonuçları elde etmeye yönelik bir paylaşım platformudur . Majikal ekolde bu tarz spirit denilen varlıklar evrensel aklın tezahürleridirler , ve biz her ne kadar kısıtlı olarak kullanabilsek de şuanlık için evrensel bir akla sahibiz . Ve bu varlıklarla evokasyon denilen irtibat kurma metodu ile iletişime geçebiliriz . Ama bu iletişim sandığınız gibi değildir , bizden ayrı bir yaratılışa sahiptirler . Araya bazı vasıtalar sokularak irtibat kurulur . Bu vasıtalar , belirli bir program içerisinde art arda kullanılan mantralar , uyarıcı kokular , renkler , geometrik şekiller , majikal cübbe ve kıyafetler gibi araçlardır .

 

Kendinizi bir afrika kabilesinde , o kabilenin konuştuğu piraha dilini öğrenmek üzere görevlendirildiğinizi düşünün . İilk görüşte ve sadece not tutarak veyahut salt manada dil biliminin kurallarına göre dillerini öğrenemezsiniz . Onların kültür ve yaşayış tarzlarını benimsemeli , onlarla beraber ava çıkmalı ve şarkı söylemelisiniz . Ancak bu şekilde onlarla tam anlamıyla bir iletişim kurabilirsiniz ..

 

Bahsettiğim iletişim tarzında güzel bir örnek verdiğimi düşünüyorum . Zihnin kendisi daima alışkın olduğu konularda haklı çıkmak ister ve bu yüzden dogmatik eğilim gösterir tabi ona yeteri kadar esnek olabilme fırsatını bahşetmiyorsanız eğer . Siz daha bu forumda iletişim kuramamışsınız . Bu üstünlük kompleksi ile demonların size ne tepki vereceği tam bir muamma ve oldukça tehlikeli şuan benim açımdan . :D

 

Hadi bu varlıklar ile ola iletişimlere inanmıyorsunuz ? . Bilimsel açıdan kanıtlanan ve kaydı tutulan ruhsal planlara ait celselerede mi inanmıyorsunuz ? . Açıkcası inanmayın banane . Beni ilgilendirmez . Lakin bilim oldukça ampirik\deneysel bir çalışma alanıdır . Ve elinizde tam tersi olduğuna dair bir kanıt da yok ..

 

Bu transeksüel ve eşcinselleri hasta olarak tanımlayan zavallı materyalit bilimin mentalitesi . Hiçbir fark yok ...

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@vitrioltool

 

Anladığım kadarı ile sizin bu spiritüalizm (yada benzeri inançlar) dediğiniz inancın kuralları, edindiğiniz deneyimleri ıspatlamanızı yasaklıyor. Bu durumda idda ettiğiniz şey, tam olarak bir kapalı kutu haline geliyor.

Oysa ki; bu konularda sürüsü ile kitap basılıyor, televizyon programlarında konusunda uzman olduğu iddia edilen kişiler çıkartılıyor, çeşitli kurslar açılıyor.. Yani işin cep dolduracak kısmı açık ama kanıt kısmı kapalı. İşte bu iş beni kıllandırıyor. Bilmem anlatabildim mi?

 

Ayrıca psikolog tavsiyesini tedavi amaçlı değil, sadece bu deneyimlerinizi psikoloğa kanıtlama amaçlı söylemiştim. Oysaki öğretileriniz izin verseydi de bunu kanıtlayabilseydiniz, belki de pek çok kişiyi yanlış tadaviden kurtarabilirdiniz belki.

 

Sözünü ettiğiniz kaynaklar için de ayrıca teşekkür ederim. İlk fırsatta bunları mümkün olduğunca inceleyeceğim :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@sidar

 

Şimdi bak arkadaşım. İşin kültürü ıvırı zıvırı tamam, haklısın ama birde bu işin oluru var, olmazı var.

Sen şeytan, in, cin gibi bir varlıktan herhangi bir mesaj alıyorsan, beyninde bu mesajı algılayabilecek reseptörlerin, yani bu işe uygun nöronların olması şart. Alıcı-verici olayı yani. Bulunduğun ortamda istediğin kadar radyo dalgası olsun. Radyon yoksa dinleyemezsin. Tamam?? Anlaştık mı??

Senin beyninde böyle bir alıcı yok arkadaşım. Eyvallah; in, cin hepsi gerçekten var diyelim.. Sen bunları algılayamazsın. Olay kültür farklı falan değil yani.

 

Eğer böyle birşeyler yaptığını iddia ediyorsan; bu iş tamamen Lucid Dreaming'e giriyor. Yarı-uyanık haldeyken kendi rüyanı yönlendiriyorsun. Böyle birşey yapıyorsan, gördüğün rüyadan başka birşey değil. Bu işin bilimsel açıklaması budur. İddia ettiğin gibi de bu olaylar hakkında (başarılı olmuşlardan bahsediyorum) tutulmuş bilimsel veriler yoktur. Eldeki tüm bilimsel veriler, bu tür parapsikolojik olayların başarısızlıkla sonuçlandığına dairdir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@sidar

 

Bu arada transeksüel ve eşcinsellerin hasta olarak tanımlandığına dair herhangi bir bilimsel kaynakta bir şeye rastlamadım. Şayet materyalizmin böyle bir iddiası var mı yok mu bilmiyorum. Ama materyalizm bir ideolojidir.

Bilim ideolojilerden bağımsız hareket eder. Dolayısı ile ben burada herhangi bir ideolojiyi savunmuyorum.

Savunduğum tek şey, herşeyin bilimsel bir açıklaması olabileceğidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@vitrioltool

 

Anladığım kadarı ile sizin bu spiritüalizm (yada benzeri inançlar) dediğiniz inancın kuralları, edindiğiniz deneyimleri ıspatlamanızı yasaklıyor. Bu durumda idda ettiğiniz şey, tam olarak bir kapalı kutu haline geliyor.

Oysa ki; bu konularda sürüsü ile kitap basılıyor, televizyon programlarında konusunda uzman olduğu iddia edilen kişiler çıkartılıyor, çeşitli kurslar açılıyor.. Yani işin cep dolduracak kısmı açık ama kanıt kısmı kapalı. İşte bu iş beni kıllandırıyor. Bilmem anlatabildim mi?

Burcu hanım, anladığım kadarıyla bilgi alışverişı için değil de, kendi fikrinizi dayatmak için gelmişsiniz ama ben yine de anlamadığınız noktalarda yardımcı olmak isterim.

Paylaşılması doğru olmayan ( sizin görebildiğiniz gibi söylersem; yasaklanan) şey "kişisel deneyimdir" , teorik bilgi değil.

Bu kitaplarda vs. paylaşılan da teorik bilgidir. Bu alana yeteri kadar emek veren, asıl olayı kavrayan, pratiği olan kişi de paylaşmaması gerektiğini bilir. Eğer paylaşan var ise, 'asıl olanı' alamamış demektir. Bunu anlayabilmeniz için bu işin felsefesini anlamanız gerekmektedir. Eğer gereken azmi gösterirseniz ve kapalı kutunun kapağını aralamaya çalışırsanız kendiniz için kanıt bulabilirsiniz. Kutunun kapağı kendi kendine açılmayacak çünkü, Kimse size bir şey kanıtlama zorunluluğunda değil defalarca söylendiği gibi.

 

Ayrıca "ispatlamamız" da (yine sizin anladığınız kelimeyi kullanırsam) yasaklanmıyor. "Paylaşmamız" yasaklanıyor. Yani böyle bir öğreti de usta, ögrencisiyle de kişisel deneyimini paylaşmaz.

Sadece öğrencisinin eline ipi verir. İpten örgü örmeyi ögrenci kendi emeğiyle öğrenir. Bunu da anlayabilmeniz için bu işin felsefesini anlamanız gerekmektedir.

 

Tabi bu konuda atıp tutanlar, ticari amaçla yazılan kitaplar vs. yok değil.

Ama bu sahte bilgilerin varlığı spiritüalizmin veya başka inançların gerçek olma ihtimalini ortadan kaldıramaz. Elinize bi avuç ceviz alsanız ve ilk kırdığınız ceviz çürük çıksa diğer cevizlerin de çürük olduğunu kesin bir şekilde dile getirmeniz mantıklı olur mu?

 

Yapıcı bir eleştiri olarak algılayın.

Bu tavrınızla daha çok geliştiremezsiniz kendinizi. Gerçek bir bilim insanı her türlü ihtimalin var olduğunu bilir...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@adEda

 

Yazına en sondan cevap vererek başlamak istiyorum ki; gerçek bir bilim insanı her türlü ihtimalin var olduğunu bilmez. Bilim adamı her türlü ihtimali test etmeye hazırdır. Aradaki fark ince ama büyük.

 

Şimdi yazının başına dönersek; gerçekleri söylemek, kendi fikrimi dayatmak değildir. Öyle ki; tarih boyunca pek çok değerli bilim insanı doğruyu savunduğu için idam ettirilmiş veya vatanından sürülmüştür. Sizin bilimsel gerçeklere bu kadar tepki göstermeniz, geçmişin günümüzdeki yansımasıdır. Bilim, tarih boyunca mistisizm ile mücadele etmiştir ve mistik olduğu iddia edilen fenomenlere insan aklına yatacak açıklamalar getirmiştir.

 

Şimdi bu bağlamda aynı bu forumda "Astral Seyehat" konusu altında yapılan bir tartışmadan aklımda kalanları yazacağım:

 

Çok uzun bir süredir Astral Seyehat yaptığını iddia eden bir arkadaş, astral seyehat yapa yapa hayatın anlamını, var olmasının anlamını bulmuş. Sonra başka birisi soruyor: "Peki nedir bu anlam?". Bizim astral seyehatçi arkadaş diyor, "Valla kardeş kusura bakma ama bunları kendin bulmalısın. Benim anlamım beni bağlar."

 

Bu diyalog tamda yukarıda tartıştığımız "deneyimleri paylaşmama" durumuna giriyor. Ortada mistik birşey yaptığını iddia eden biri var. Ama yaptığı şeyden hiç sır vermiyor.

 

Peki şimdi bu Astral Seyehat denilen olayın bilimsel açıklaması yok mu sanıyorsun sen?? Lucid Dream arkadaşım bunun bilimsel adı. Bildiğin rüya görüyorsun. Ruhunla gidip orayı burayı dolaştığın yok. Hiç birşeyin anlamını bulmadın sen. Gelmiş birde bu saçmalığınla bu konudaki bilgisiz insanları yönlendiriyorsun. Bende yaptım bu astral seyehat denilen şeyi. Hemde en az 5-6 kere yaptım. Deneyimlediğim şeyler tam olarak bu forumda anlatılanlar gibi oldu. Ama yok kardeşim işte astral seyehat falan değil bunun adı. Lucid Dreaming. Beyninin sana oynadığı bir oyun. Tüm bunların bilimsel kanıtı da var.

 

Şimdi ben bunları söyleyip insanları bilgilendirmeye çalışıyorum, ama yok kendi fikrimi dayatıyorum öyle mi?

Kanıtlayamıyorsan o iş yoktur, senin kendi beynindeki bir yanılgıdır kardeşim. Yapıyorsan kanıtla, kanıtlayamıyorsan milletin zihnini bulandırmayın böyle boş işlerle.

 

Psi ball, telepati, astral seyehat, in-cin çağırma.. Geçin kardeşim yok böyle şeyler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@vitrioltool

 

Anladığım kadarı ile sizin bu spiritüalizm (yada benzeri inançlar) dediğiniz inancın kuralları, edindiğiniz deneyimleri ıspatlamanızı yasaklıyor. Bu durumda idda ettiğiniz şey, tam olarak bir kapalı kutu haline geliyor.

Oysa ki; bu konularda sürüsü ile kitap basılıyor, televizyon programlarında konusunda uzman olduğu iddia edilen kişiler çıkartılıyor, çeşitli kurslar açılıyor.. Yani işin cep dolduracak kısmı açık ama kanıt kısmı kapalı. İşte bu iş beni kıllandırıyor. Bilmem anlatabildim mi?

 

Ayrıca psikolog tavsiyesini tedavi amaçlı değil, sadece bu deneyimlerinizi psikoloğa kanıtlama amaçlı söylemiştim. Oysaki öğretileriniz izin verseydi de bunu kanıtlayabilseydiniz, belki de pek çok kişiyi yanlış tadaviden kurtarabilirdiniz belki.

 

Sözünü ettiğiniz kaynaklar için de ayrıca teşekkür ederim. İlk fırsatta bunları mümkün olduğunca inceleyeceğim :)

 

Sayın adEda'nın yorumuna katılmakla birlikte eklemek istediklerim de var:

 

Kapalı kutu betimlemenizi uygun buluyorum, şayet ezoterizm kelimesinin anlamı da bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir.

 

Elbet ki para ve şöhret için basılan kitaplar vardır lakin işinin ehli bu kitaplarda internetten dahi bulunabilecek türde bilgilerin yazılı olduğunu ve kendi işine yarayacak türde kitapların nasıl temin edileceğini bilir. Hiçbir majisyen televizyona çıkıp ben konumda uzmanım demez, para karşılığı kurslar düzenlemez. Sizin de anlayabildiğiniz üzere kurslar para tuzağıdır ve internet üzerinden temin edemeyeceğiniz hiçbir bilgiyi size sunmaz. Öte yandan majisyen olmak o kadar kolay değildir, bir kimse istisnalar hariç bir orderdan içeri girip ben maji öğrenmek istiyorum diyerek öğrenciliğe kabul edilemez, bu eğitimler, bu yol halka kapalıdır. Ancak bahse konu bilgiler onu alma yeterliliğine sahip bir şahısa devredilebilir. Tabi cadılık öğretilerini majiden ayrı tutmak gerektiğini de hatırlatalım ki bir yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim.

 

Deneyimlerimi psikolağa nasıl kanıtlayabilirim, psikoterapi kanıtlarla ilgilenmez, kişinin yaşamını ve kişisel gelişimini olumsuz yönde etkileyen durumlarla ilgilenir. Ortada bir olumsuzluk yoksa psikoterapi de olmaz. Aramızda psikolog olan varsa açıklasın lakin düşünceme göre hiçbir psikolog bu konuda bir kanıt görmek istemez, kanıt sunulsa dahi bu psikolog için bir şey değiştirnez. Bunun kanıtıyla ilgilenebilecek psikoloji alanında yalnızca akademisyen psikiyatristler olabilir. Meslek yaşamında işler öyle yürümüyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@vitrioltool

 

Peki bu işlere en basitinden nereden başlanılıyor? Beni yönlendirebilir misin?

Herşeyin bir ilk basamağı vardır değil mi? Tutupta daha sıfırıncı seviyedeyken Demon çağıramam tabiki.

Ama bu işlere ilk adımı nasıl atacağım? Düşünce gücüm ile birşeyler yapabileceğim ve "harbiden bu iş oluyormuş" diyeceğim ilk adım nedir? Bana bu konuda gerek forum içi, gerekse forum dışı yazılı bir kaynak gösterebilir misin?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne demek istediğimi anladığınızı düşünmüyorum. Söylediklerimden beklediğim dışında sonuçlar çıkarmışsınız.

Neyse ki siz gerçeği bildiğinize eminsiniz, bu yüzden daha fazla polemik içinde bulunmayacağım. Başkalarının da bulunacağını sanmam bu tavrınıza karşın.

Başarılar dilerim. İyi forumlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Burccu hanım siteden psişik yetenekler ve paranormal olaylar adlı başlıklardaki yazıları okuyun(daha eskileri daha faydalı olacaktır) siz bu işleri araştırıp uygularsanız dizinde bu işlere inanacağınızı ve bilim dışı şeyler olduğunu görüceğinizi ve perspektifinizin genişleyeceğini düşünüyorum. Forumu iyice araştırıp vakit ayırırsanız sizinde bu işleri daha net anlayabileceğinizi düşünüyorum. İyi forumlar:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Diğer arkadaşlar için;

 

Bana epey bir nasihat vermişsiniz maşallah. Nasihatler için teşekkürler.

Şimdi yazdığınız konulardan ciddi olanlara dönelim:

 

@SilverCavalry

Çağıracağın varlığa enerji gönderiyormuşsun. Hemde anladığım kadarı ile boyutlar arası gönderiyormuşsun.

Bak otur, en kral meditasyonunu yap. Vücudunda ne kadar enerji varsa topla. Karşındaki duvarın ardına gönderemezsin arkadaşım o enerjiyi. Ayrıca vücudundan yayılan enerji, senin vücudunun ürettiği entropidir. Entropi iş yapamaz enerji demektir. O enerjiyi yönlendiremezsin, kontrol edemezsin. Yönlendirebilsen iş yapabilen enerji olur. İş yapabilen enerjiyi ise insan vücudu yaşam fonksiyonlarını yerine getirebilmek için sağa sola dağıtmaz. Biyolojiye aykırı, evrim kuramına aykırı.

 

Bir başka değineceğim nokta ise; düşünce yolu ile iletişim kurulması olayı. Düşünce ile iletişim kuruyorsan, bu varlıkta sana belli bir enerji yollamalıdır (yolladı farz edelim). Senin beyninde 5 duyuyu algılama haricinde başka bir algılama reseptörü yok. Ortamdaki enerjiyi algılayıcı hiç bir reseptör yok senin beyninde. Birşey sana enerji yollasa bile farkına varmanın imkanı yok. O yüzden bu işi de unut. Senin düşünce ile iletişim dediğim şey (eğer gerçekten yapıyorsan), meditasyon anında (yarı uykulu diyebiliriz) kendi düşüncelerini yönlendirmendir. Aynı astral seyehatte olduğu gibi. İnsanlar sanıyor ki, ruhları bedeninden çıkıp geziniyorlar. Yok öyle birşey. Yaptıkları tekşey, yarı uykulu halde iken düşünce yolu ile rüyasını yönlendirmektir. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır ve buna Lucid Dreaming denmektedir.

 

@vitrioltool

 

Baya uçuk kaçık yazmışın. Ama özellikle şura çok hoşuma gitti. Demişsin ki, ritüel alanına yakın yerdeki elektronik cihazlar çalışmaz :D Neyse, fazla yazasım yok bu cümlenin üzerine :D

 

Birşey bana enerji gönderse bile neden farkına varmıyım??????????? Vücut gereksiz ve kullanılmayan bir enerjiyi neden üretsin (atık da değil?)???? Meditasyon yaparken uyku olmaz zira uyku odağı bozar??????????

 

Bunlar ne lan böyle?????????????????????? Gerizekalı mıdır nedir,tam bir salak ya :D sinirimi bozdun da forum gereği birşey demicem çok fazla. Tam bir gerizekalı.. tam anlamıyla hemde...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@vitrioltool

 

Peki bu işlere en basitinden nereden başlanılıyor? Beni yönlendirebilir misin?

Herşeyin bir ilk basamağı vardır değil mi? Tutupta daha sıfırıncı seviyedeyken Demon çağıramam tabiki.

Ama bu işlere ilk adımı nasıl atacağım? Düşünce gücüm ile birşeyler yapabileceğim ve "harbiden bu iş oluyormuş" diyeceğim ilk adım nedir? Bana bu konuda gerek forum içi, gerekse forum dışı yazılı bir kaynak gösterebilir misin?

 

Majinin başlangıcı bilme arzusunda yatar. İnsan meraklı bir varlıktır ancak her insanın merak ettiği şeyler birbirinden farklıdır. Yeterli merakınız ve yeterli azminiz varsa araştırma aşamasına geçersiniz ki bu evre ömürboyu devam eder. Daha sonra her majikal uygulamanın kapısını aralayan faktörün meditasyondan geçtiğini anlayıp meditasyona başlarsınız. Uzun bir süre hem meditasyon yapıp hem de bilgi edinmeye devam edersiniz. Bu süre içinde kuşkularınız yok olur, kişiliğinizin farklılaştığını hisseder ve dünyayı daha farklı bir gözle görmeye başlarsınız. Ve hazır olduğunuzda bir şekilde üstadınız ile tanışıp inisiyasyona başlarsınız. Ya da kendi başınıza witchcraft pratikleri yapmaya başlar, bir süre sonra da coven ararsınız. Süreç genelde bu şekilde işler. Yazımda bahsi geçen araştırma çok önemli ve kutsal bir öğe olduğundan ve ayrıca bir bedel türü olduğundan ötürü kaynak gösteremem. Lakin asıl konumuz olan demon ritüelleriyle ilgili sorular sormaya devam edecek olursanız söylediklerime referans gösterebilirim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Birşey bana enerji gönderse bile neden farkına varmıyım??????????? Vücut gereksiz ve kullanılmayan bir enerjiyi neden üretsin (atık da değil?)???? Meditasyon yaparken uyku olmaz zira uyku odağı bozar??????????

 

Bunlar ne lan böyle?????????????????????? Gerizekalı mıdır nedir,tam bir salak ya :D sinirimi bozdun da forum gereği birşey demicem çok fazla. Tam bir gerizekalı.. tam anlamıyla hemde...

 

 

Nerede bulunursan bulun ortalık radyo dalgası kaynıyor mesela. Bu radyo dalgalarını fark ediyor musun? Etmiyorsun. Neden? Çünkü beyninde bu enerji türünü algılayacak alıcı hücreler yok. İşte bu nedenden dolayı bir varlık sana enerji gönderse fark edemezsin.

 

Meditasyon bir bakıma uyku haline geçiş. Astral seyehat hazırlığı da bir bakıma meditasyondur. Burada maksat zihnine odaklanmaya çalışmak. Zaten yarı uyku hali dedim. Uyku hali demedim. Uyku olsa zaten uyursun. Meditasyonu mu kalmış işin uyuduktan sonra.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@SilverCavalry

 

Birde vücut neden kullanılamayan enerji üretsin demişsin. Onun cevabını atlamışım. Pardon..

 

Bu termodinamiğin 2. yasasıdır ve entropi denilen bir özellik sayesinde tüm enerji türleri zaman ile kullanılamaz, artık enerji olmaya meyillidir. Yani bu vücudun özellikle ürettiği bir enerjiden ziyade, maddenin bir özelliğidir.

Belli bir sistemdeki toplam entropi sürekli artış gösterir ve bu bir doğa kanunudur. Bunun önüne geçecek herhangi birşey mümkün değil.

 

İşte bu entropi yüzünden vücut sürekli olarak kullanılamayan bir enerji yayar çevresine. Yaşlanmamıza neden olan özellikte budur zaten.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bazen özellikle evrim teorisiyle ilgili okuduğum araştırdığım zaman ateist olacak gibi oluyorum.Gerçekten bu siteye girince çok şaşırıyorum en inananın bile inanamayacağı derecede doğaüstünü inanmayı bırakın gördüğünü yaşadığını söyleyenler var.O mesajları dışında da gayet normal insanlar.Aslında bu sitedekiler insanları ateizmden daha doğrusu sadece materyalizmden sadece madde varcılıktan kurtarmak istiyorlarsa en kolay yoldan nasıl doğaüstünün var olduğunu gözlemleyebileceğimiz bir yöntem sunmalılar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kimse kimseyi materyalizmden kurtarmaya çalışmıyor sevgili jallaq . Eğer sen kendini bundan kurtarmaya çalışıyorsan kimse de sana çıkıp aa bak bu cin bu demon gördün mu melek geçti bak büyü yaptım nasıl oldu ama yapmayacak. Kendin deneyimlemedikce doğaüstü herhangi birşeye inanman cok zor. O yüzden basit bi yerden başla denemeye bence . Çok zor olmaz cok zamanını da almaz .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@sidar

 

Şimdi bak arkadaşım. İşin kültürü ıvırı zıvırı tamam, haklısın ama birde bu işin oluru var, olmazı var.

Sen şeytan, in, cin gibi bir varlıktan herhangi bir mesaj alıyorsan, beyninde bu mesajı algılayabilecek reseptörlerin, yani bu işe uygun nöronların olması şart. Alıcı-verici olayı yani. Bulunduğun ortamda istediğin kadar radyo dalgası olsun. Radyon yoksa dinleyemezsin. Tamam?? Anlaştık mı??

Senin beyninde böyle bir alıcı yok arkadaşım. Eyvallah; in, cin hepsi gerçekten var diyelim.. Sen bunları algılayamazsın. Olay kültür farklı falan değil yani.

 

 

Radyo dalgası güzel bir örnek. Bu konuda söylenecek çok şey var ama özet geçmek istiyorum. Metafizik varlıkları algılayabilmek için epifiz bezi denen organımızın aktif olması gerektiğini okumuştum. Epifiz bezinin spiritüel karşılığı da 'üçüncü göz' diye tanımlanıyor. Tabi her doğaüstü olay deneyimleyen insanın üçüncü gözü aktiftir gibi bir sonuca varamıyoruz çünkü metafizik o kadar basit bir kavram değil. Epifiz bezi hakkında zaten bilginiz olduğunu tahmin ediyorum ama bunun metafizik boyutunu da araştırmanızı tavsiye ederim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendin deneyimlemedikce doğaüstü herhangi birşeye inanman cok zor.

 

Bu cümle konuyu özetlemiş gibi.

 

Metafiziksel deneyimler yaşayan insanlar bile birbirine bu deneyimlerden bahsederken diğerini inandırmakta zorluk çekebiliyor. Çünkü metafizik çok geniş, çok boyutlu bir kavram olduğu için her deneyim kendine özgü.

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Misafir
Bu konu artık başka yanıtlara kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...