schizophrana Oluşturma zamanı: Mart 27, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 27, 2009 http://media3.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/K%C3%BClt%C3%BCr%20Sanat/Edebiyat/090320-biryery%C3%BCz%C3%BCtan%C4%B1%C4%9F%C4%B1.widec.jpg Şair İlhan Berk'in seçme şiirleri 'Bir Yeryüzü Tanığı' kitapıyla Yapı Kredi Yayınları'nda. Güven Turan, seçme şiirlerin nasıl hazırlandığını şöyle açıklıyor: Bu seçmede, İstanbul kitabıyla başlayarak son kitabına kadar olan şiir serüveninden olabildiğince bir bütün oluşturacak bir seçme yaptım. İki her bakımdan büyük kitabından, Galata (1985) ve Pera’dan (1990) bu kitapların bütüncüllüğünü göz önünde bulundurarak, hiç seçme yapmadım. Umarım, bu küçük seçki İlhan Berk şiirine sizi bağlar ve bu kitap dışındaki şiirleriyle, benzeri dünya yüzünde bile az görülür Galata ve Pera’yı da okumaya yönlendirir sizi. Kayıtlara göre 18 Kasım 1918’de başlayıp 28 Ağustos 2008’de biten bir hayat... Bu doksan yıllık ömrün tek bir belirleyicisi var: Şiir. Her şey şiire dönüştürülmek için vardı zaten, defalarca söylediği gibi: Taşlar, ağaçlar, sebzeler, otlar, sular, gök, kentler, aşklar, yalnızlık ve hatta kendisi... Herşey... İlhan Berk’in şiirle özdeş yaşamı, ilk şiirinin 1935 yılında Manisa Halkevi’nın Uyanış adlı dergisinde yayımlanmasıyla başlamıştır. Bir süre sonra da ilk kitabı yayımlanır: Güneşi Yakanların Selamı... Ve İlhan Berk’in şiir serüveni, bu delice tutkusu, bilinci kapanana kadar da sürmüştür. EMEK SARF ETMEK İSTEYEN BİR ŞİİRDİR BERK’İN ŞİİRİ Buraya kadar ettiğim bunca söz içinde, İlhan Berk’in şiirini 1960’tan, şiirini yaratma sürecini de ta 1965’ten beri bilen, hatta izlemiş biri olarak, anahtar kelimenin “bilinç” olduğunu söylemeliyim. İlhan Berk, her an, her yaşında dünyayı ve dünyadaki herşeyi ilk kez görüyormuş gibi şaşkın, hayran, bir çocuk saflığıyla kucaklayıp ve onu şiir yapmak üzere önüne aldığı andan sonra dikkatle ve titizlikle şiirini “kurmaya” başlardı. Ve öylesine boğuşurdu ki şiirle, üzerine şiirin yazıldığı kâğıt delinir, parçalanır, ekleme ve çıkarmalardan çılgınca yapılmış bir soyut resme dönerdi âdeta. İlhan Berk söz kadar görsele de tutkun olduğu için, bunları da saklardı. 1980’lerden sonra, kitaplarına da almıştı bu şiirle boğuşmasının örneklerini. Şiirin onun için nasıl bir çalışma (okuma, öğrenme, bilme, peşine düşme, savaşma) ürünü olduğunu, onun şiir çalışma defterlerinden, şiir üzerine yazılarından oluşturup yaptığı Kült Kitap’ı okumak, incelemek gerekir. Gene de bu kitapta İlhan Berk’in ilk okuyuşta kapalı izlenimi bırakan şiirlerini çözümleyici, hazır açıklamalar olduğu yanlışına kapılmamalı. Emek isteyen, okurken de yazarının verdiği emek kadar emek sarf etmek isteyen bir şiirdir İlhan Berk’in şiiri. Bütün “sahici” şiirler, bu emeği ister zaten okurundan. Onun şiirini kapalı bulanlar, özellikle onun İkinci Yeni döneminin kapalı olduğunu söyleyenler, şiir okumanın bir emek istediğini görmezden gelenlerdir. İlhan Berk, atak, şiirini sürekli yenileyen, her zaman yeni bir şiirin ardında koşan bir şair olarak değerlendirilmiştir. İkinci kitabı olan İstanbul’dan (1947) Galile Denizi’ne (1958) kadarki dönemini “toplumcu gerçekçi” saymıştır genellikle edebiyat tarihçileri; özellikle döneminin şair ve yazarları. Gerçekten de bu dönem şiirlerinde toplumcu gerçekçi temalar, imgeler hatta simgeler bolca bulunur ama bugünkü şiirinin doğrultusundan bakıldığında, hem bu döneminde hem Galile Denizi’nden Şenlikname’ye (1972) kadarki İkinci Yeni’ci (aslında bu şiirin kurucularındandır) olduğu dönemde, hem daha sonraki İkinci Yeni çizgisini açıp bir tür “aşkın doğacılık”a ulaştığı dönemde, özgün şiir dilini her zaman korumuştur. İlhan Berk Bir Yeryüzü Tanığı YKY Yayınları 2009 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.