woodoo Oluşturma zamanı: Mart 29, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 29, 2009 Projeksiyon Eğitimi Tamamen bilinçli olarak astral beden projeksiyonunu tetiklemek için dört ana gereksinim bulunmaktadır. 1. Uyanık halde kalarak bedeni %100 rahatlatmak 2. Yapıyor olduğunuz işe %100 konsantre olmak 3. Yeterli miktarda enerjiye sahip olmak 4. Astral bedene ayrılması için yeterli baskıyı uygulamak Bu dört şey hep birlikte BDD'yi tetikler. Aşağıda size vücudunuzu rahatlatmayı, konsantre olmayı, zihninizi dinginleştirmeyi, enerji arttırmayı, çakraları canlandırmayı ve trans haline geçmeyi öğreten egzersizler bulunmaktadır. ZİHNİ RAHATLATMAK Rahatlama Tüm vücudu rahatlatan bir egzersiz öğrenmeli ve onda ustalaşmalısınız. Eğer bir tane biliyorsanız onu adapte edebilirsiniz. İşte çok basit bir tanesi: Oturun veya yatın ve rahatlayın. Ayaklardan başlayın, onları gerin ve rahatlatın. Alt bacak kasları, butlar, kalçalar, mide, göğüs, kollar, boyun ve yüzünüzle devam ederek tüm vücudunuzu iyice rahatlatın. Bunu birkaç defa üste tekrarlayarak tüm kaslarınızın rahat kalmasını sağlayın. Not: Derin fiziksel rahatlama trans haline geçmenin anahtarıdır. Aslında derin rahatlama trans haline sebebiyet verir. Bir kere trans haline geçtiğinizde astral beden projeksiyonu oldukça kolay olacaktır. Kontemplasyon (Derin düşünme) Meditasyona başladığınızda, yüzeysel zihinden gelip geniş bir zihin örtüsü gibi çalışan düşüncelerin istilasına uğrarsınız. Bunlar mesajlar, hatırlatmalar, bastırılmış düşünceler, çözülmesi gereken problemler, çözüme varmamış durumlar vs.. taşır. Bunlar sürekli meşguldür, Hiçbir zaman dinlenmezler, düşünceler, düşünceler, düşünceler, ardarda, hepsi zihninizde yaygara yapar. Zihninizi temizlemeye girişmeden önce aşağıda verilen nefes farkındalığı egzersizini kullanarak yüzeydeki düşüncelerle onlar üzerinde derin düşünerek ilgilenmek akıllıcadır. Rahatça oturun, rahatlama egzersizini yapın ve düşünün, başka bir şey yok, sadece düşünün. Zihninizdeki en kuvvetli düşünceleri bulun ve onları inceleyin, onları çözümlemeye ve anlamaya çalışın. Şu kelimeye dikkat: Düşünmek. Kontemplasyonun zihnin temizlenmesi veya imgelemeyle alakası yoktur. Bir konu hakkında, o konunun doğası, sizinle ilgisi üzerine daha derin bir anlayış ve içgörü kazanmak için sizden derin ve etraflıca düşünmeniz talep edilir. Nefes Farkındalığı Meditasyonu Burada basit bir meditasyon şekli anlatılmaktadır. Bu, zihninizi temizleyecek ve dikkatinizi odaklayacaktır. Yatın veya oturun, gözlerinizi kapayın, rahatlama egzersizini yapın ve zihninizi temizleyin. Derin ve sakince nefes alın ve bedeninize giren ve çıkan havaya dikkatinizi verin. İçeri girdiğini ve dışarı çıktığını hissedin.Tüm dikkatinizi ciğerlerinize ve nefes alma sürecine odaklayın. Bu basit eylem yüzeysel zihninizi kaplamak için yeterlidir. Zihni istila eden düşünceleri daha başlamadan ve güç kazanıp sizi meşgul etmeden önce kararlılıkla itin. Nefes farkındalığı yüzeysel zihni kaplar ve sizin daha derin bir seviyede düşünebilmenizi sağlar. Yüzeysel Düşünceler Sesler çok rahatsızlık vericidir ve yüzeydeki düşünceleri üretirler. Araba kornası ´´Kim o? Ne oluyor?´´ düşüncesini, kapı açılma sesi ´´Kim geldi? kim çıkıyor?´´ düşüncesini oluşturur. Yüzeysel zihin etrafınızda neler olup bittiğini sürekli merak eder. Her şeyi bilmek ister, etrafınızda olan en küçük şeyde sizi bilgilendirmek ister, size gözlerinizi açmanız, kalkıp etrafta neler olup bittiğine bakmanız için baskı uygular. Bunun olmasına izin vermeyin. bu rahatsızlık verici, dikkat çeken düşünceleri bir eğitim aracı gibi kullanın. Onları dizginlemek ve kaile almamakla konsantrasyon gücünüz artacaktır. Bu rahatsız edici küçük düşünceleri daha başlarken, köklenip daha kuvvetli birşeye dönüşmeden evvel durdurun. Örneğin: ´´Kim o? Ne oluyor?´´ Şu hale gelir: ´´Kim o? Ne .......´´ ´´Kim geldi? kim çıkıyor?´´ Şu hale gelir: ´´Kim geldi? ki.......´´ Pratik yaparak bu düşüncelerin başlangıçlarını gittikçe daha da kısaltırsınız. En sonunda şu hale gelirler. ´´Ki....?......?............´´ ve ´´N.......?................´´ Ve en sonunda: ´´.........?..........?....................?.................´´ Pek çok kişi, normal günlük aktivite içinde etraflarındaki küçük gürültüler yüzünden rahatsız olduklarından dolayı zihinlerini temizleyemediklerini söylüyorlar. Bunların üstünü örtmek için müzik veya başka sesler kullanmayın, onları eğitim için kullanın. Bu, ağırlık kaldırmak gibidir, eğer bulaşık süngeriyle çalışırsanız gücünüz artmaz. Eğer zihninize gerçek kas gücü vermek istiyorsanız bu işi zor yoldan halletmelisiniz. Yavaşça ama kesinlikle zihninizi temizlemeyi öğreneceksiniz. Bir kere becerildiğinde, çok değerli bir zihinsel araca sahip olmuş olacaksınız. Diğer her şeyi tamamen dışarıda bırakarak dikkatinizin %100'üyle konsantre olabileceksiniz. Bazen gürültülü, kalabalık bir odada küçük çocuklar tepeme tırmanırlarken trans halinde meditasyon yaparım. Hiçbir şey konsantrasyonumu bozmaz. Konsantrasyon Yapıyor olduğunuz işe tamamen konsantre olabilmelisiniz. Konsantrasyon eksikliği başarısız projeksiyonun en büyük ve tek nedenidir. Rahatlama egzersizinden trans haline ve tam projeksiyona kadar projeksiyonun her safhasını etkiler. Konsantrasyon yeteneğinizi test etmek için: Oturun ve rahatlayın. Gözlerinizi kapatın ve zihninizi tüm düşüncelerden ayırın. Yavaş ve derin nefes alın ve her nefes vermenin sonunda nefesinizi sayın. Saymanın dışında yapabildiğiniz kadar zihninizi boş tutun. Bunu ne kadar sürdürebildiğinizi görün. Kendinize karşı dürüst olun, ne zaman bir düşünce gelse saymaya baştan başlayın. Eğer on nefes boyunca bunu sürdürebiliyorsanız iyi gidiyorsunuzdur. Yine de on nefes yeterince uzun değildir. Endişeye etmeyin, bu yeti aşağıdaki egzersizlerle daha fazla geliştirilebilir. Konsantrasyon egzersizi (1) Görüntüyü tutma: Rahatlayın, zihninizi sakinleştirin ve muma veya ampule bakın. Bu ışığı önünüze, yaklaşık 1 metre uzağa koyun ve birkaç dakika buna sabit bir şekilde gözünüzü dikin. Gözlerinizi kapatın ve zihninizde kalan görüntüye konsantre olun. Bu görüntü kapalı göz kapaklarınızın ardında oluşacaktır. Mümkün olduğu kadar bu görüntüyü tutmaya çalışın. Bunu yaparken zihni sakin tutmak için nefes farkındalığını kullanın. Görüntü kaybolacağı zaman daha fazla büyümesi için çabalayın. Konsantrasyon egzersizi (2) Bir noktaya bakmak: Duvarda bir nokta belirleyin ve ona bakın. Ona odaklanmayın sadece nazikçe bakışınızı üzerinde tutun. Zihninizi tüm düşüncelerden uzaklaştırın ve güç kullanarak zihninizi boş tutun. Bunu yaparken yoğun bir şekilde nefes farkındalığına konsantre olun. Bir düşüncenin başlayacağını hissettiğiniz zaman onu uzaklaştırın. bitmesine izin vermeyin! Bunu sürdürebildiğiniz kadar sürdürün. Bunu gün içinde birkaç defa veya eğer yapabiliyorsanız daha fazla yapın. Konsantrasyon egzersizi (3) Enerji teneffüsü: Oturun ve rahatlayın. Gözlerinizi kapayın ve zihninizi sakinleştirin. Nefes farkındalığı egzersizini yapın ve nefes alırken içinize çektiğiniz havanın en sevdiğiniz rengin parlak renkli bir hali olduğunu hayal edin. Nefes verirkenki havanın ise çamurlu, gri bir renkte zehirli atıkla dolu olduğunu düşünün. Bu bir temizlenme egzersizidir. Nefes alırken enerji alıp nefes verirken negatif enerjiyi dışarı atarak çakraları canlandırır. Not: Bu konsantrasyon egzersizlerini yaparken gerilmemek için elinizden geleni yapın. Bunların hepsi zihinseldir. Başlangıçta, zihninizi durdurmak için onu sert bir topa çevirene kadar sıkmak gerektiğini düşüneceksiniz. Ama zaman içinde bunun tam tersinin doğru olduğunu göreceksiniz. buna alıştığınız zaman zihni sakinleştirmek çok rahatlatıcı olacaktır. Trans hali Derin bir rahatlama seviyesi ve zihinsel sakinlik elde ettiğiniz zaman bedeninizin gittikçe ağırlaştığını hissedeceksiniz. Bu ağırlık, siz trans haline girerken beyin dalgalarınızın beta seviyesinden alfa seviyesine dönüştüğünün başlıca belirtisidir. Trans hali derin fiziksel ve zihinsel rahatlama tarafından oluşturulur ve bunda tuhaf veya doğaüstü bir şey yoktur. Bu basitçe şu anlama gelir: Bilinçli zihniniz uyanıkken vücudunuz uyku durumuna geçmiştir. Nasıl transa geçilir? Rahatlama egzersizlerini yapın ve nefes farkındalığıyla zihninizi dinginleştirin. Karanlıkta bir merdivenden indiğinizi hayal edin. Merdiveni gözünüzde canlandırmayın, sadece kendinizi bunu yaparken hissedin. Nefes alırken hayali ellerinizle (aşağıda açıklanacaktır) bir yada iki basamak indiğinizi, nefes alırken ise basamakta durduğunuzu hayal edin. İstenilen şey zihinsel bir düşme hissidir. Bunu yapmak, beyin dalgası seviyesini uyanık halden (beta), uyku haline (alfa) ve sonra derin uyku haline (teta) dönüştürecektir. Beyin dalgaları alfa seviyesine ulaştığında trans haline girersiniz. Bunu sürdüğü kadar yapın. Trans haline geçme süresi sizin derin rahatlama ve zihinsel sakinlik deneyiminize göre değişecektir. Not: Ağırlaşma hissine ulaştığınızda zihinsel düşme egzersizini durdurunuz. Eğer merdiven hoşunuza gitmediyse, bir asansörde olduğunuzu ve nefes verirken inip nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Veya bir tüy olduğunuzu ve nefes verirken düşüp nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Yukarıda belirttiğim gibi, beyin dalgası seviyesini indirmek istiyorsanız zihinsel bir düşme etkisine ihtiyacınız vardır. Derin rahatlama ve zihinsel sakinlikle birleştirilmiş zihinsel düşme etkisi trans haline girmenize neden olacaktır. Bu derine gömülme hissini oluşturmak için yakın hissettiğiniz herhangi bir senaryoyu kullanabilirsiniz. Trans şöyle bir şeydir: Her şey sessizleşir ve daha büyük bir yerde olduğunuz hissini alırsınız. Bedeninizde hafif bir titreşim hissedersiniz. Her şey farklı hissedilir. Sanki karton bir kutuyu karanlıkta başınıza geçirmişsiniz gibi, atmosferin değiştiğini hissedersiniz. Sanki her şey biraz belirsiz ve hafifçe bulanık gibidir. Trans halinde keskin sesler güneş sinirağına fiziksel darbe gibi gelir. Derin Trans Ulaştığınız trans seviyesi ağırlıklı olarak rahatlığınıza, konsantrasyon yeteneğinize ve irade gücünüze bağlıdır. Daha derin bir trans seviyesine girmek isterseniz, örneğin teta seviyesi ve ötesi.. Nefes farkındalığı destekli zihinsel düşme hissine daha yoğun ve daha uzun süreli konsantre olmalısınız. Transın ilk seviyesi yani iyice ağırlaştığınız durum projeksiyon için yeterince derindir. Trans hali üzerinde yeterli deneyim olmaksızın kendinizi hafif bir transtan daha derin bir transa sokmaya zorlamanızı kesinlikle tavsiye etmiyorum. Derin transa giriyor olduğunuzu nasıl anlarsınız? Dört önemli belirti vardır. 1. Ürpermenize neden olmayan rahatsız bir soğukluk hissi, beraberinde düzenli vücut ısısı kaybı. 2. Zihinsel olarak her şey çok tuhaf ve çoooook yavaş hissedilecektir. Düşünce süreciniz sanki güçlü bir ağrı kesici iğne vurulmuşsunuz gibi yavaşlayacaktır. 3. Tamamıyla bedeninizden ayrılmış hissedeceksiniz. Güçlü bir süzülme hissedeceksiniz ve herşey sanki çok uzakmış gibi görünecektir. 4. Komple fiziksel felç Not: Bu dört belirti, hep birlikte, derin transa girdiğinizin belirtisidir. Astral beden gevşediğinde, hafif trans halindeki yumuşak süzülme hissini veya uzun süre sabit oturmaktan kaynaklanan vücut ısısı kaybı ve ağırlaşmaya benzeyen hafif felç hissini derin transla karıştırmayın. Derin trans hissi çok rahatsız edicidir ve başka şeyle karıştırılamaz. Derin trans haline geçmek çok zordur çünkü çok yüksek derecede gelişmiş rahatlama, konsantrasyon ve trans hali seviyesine ve bunu yanısıra oldukça fazla irade gücü ve zihinsel enerjiye ihtiyacınız vardır. Kaza eseri derin transa geçimez. Eğer çok derine gitmekten endişe ediyorsanız şunu hatırlayın: Kendinizi bundan istediğiniz an çıkarabilirsiniz. Tüm iradenizle parmaklarınızı hareket ettirmeye yoğunlaştırın. Herhangi bir parmağınızı kımıldatabildikten sonra ellerinizi gerin, başınızı sallayın, yani vücudunuzu yeniden canlandırın, kalkın birkaç dakika yürüyün. Bu egzersizlerle derin transa girmek bir problem teşkil etmeyecektir. Meditasyon gruplarında hafif transa girmiş ve kendini bundan çekip çıkaramayan pek çok insan gördüm. Perilerle uçuşup duruyorlardı :-)) Genelde nazik birileri onlarla konuşarak bu halden çıkarır veya gerçekliğe dönmeleri için bileklerine masaj yapar. Bu gereksizdir ve konsantrasyon ve irade gücü eksikliği gibi eksik eğitimin sonucudur. Kişi genelde geri dönemeyeceğini düşünür, bu yüzden fazla çabalamaz. Bu, aynı zamanda grubun dikkatini çekmek için iyi bir yoldur. Not: Zihniniz olağanüstü ölçüde güçlüdür ve çok geniş açığa çıkarılmamış kaynaklara sahiptir.Eğer eğitilir, koşullanır ve doğru bir şekilde motive edilirse sınırlar olmaksızın her şeyi yapabilir. Enerji bedenin genişlemesi Trans haline girdikten bir süre sonra hafif bir felcin üzerinize geldiğini hissedeceksiniz. Biraz sonra buna tüm vücutta derinlemesine bir titreşim ve vızıltı hissi eşlik edecektir. Aynı zamanda kendinizi kocaman ve şişmiş hissedebilirsiniz. Felç, titreşimler ve genişlik hissi enerji bedenin genişlediğinin ve astral bedenin gevşediğinin belirtileridir. Bu durum normal uyku sürecinin bir parçasıdır. Enerji beden, enerji çekmek ve saklamak için genişler. Bu esnada astral beden serbest kalır, hafifçe fiziksel bedenden dışarı kayar. Transa Aşinalık Pek çok insan projeksiyonu berbat eder çünkü basitçe trans haline alışkın değillerdir. Onun astral boyuta açılan dar bir pencere olduğunu düşünürler. Bu kesinlikle doğru değildir. Eğer trans haline girdiğinizde fiziksel ve zihinsel olarak sakin kalabiliyorsanız bunu saatlerce sürdürebilirsiniz. Ben düzenli olarak, her seferinde meditasyon esnasında birkaç saatimi trans halinde geçiririm. Eğer transa girdiğinizde söyle düşünüyorsanız ´´Evet! İşte yaptım!.... Transa girdim! acele etmeli ve bitmeden önce dışarı fırlamalıyım.´´ Kesinlikle çuvallayacaksınız demektir! Trans, rahatlamayı ve zihinsel sakinliği bozma gibi aşırı heyecanlanma durumlarında sona erecektir. Projeksiyon denemesi yapmadan önce sırf alışmak için bir süre trans halinde zaman geçirmek iyi bir fikirdir. Sadece rahatlayın, sakin kalın, nefes farkındalığına odaklanın ve transı sürdürün. Siz istemediğiniz müddetçe bitmeyecektir. Bunun nasıl hissettirdiğine alışın. Bunu rahatça yapabildiğiniz zaman, trans halindeyken aşağıdaki enerji arttırma ve çakra canlandırma egzersizlerini yapın. Not: 1. Enerji ve çakra çalışmasını öğrenmek için trans halinde olmanız gerekli değildir. Sadece trans halinde daha iyi iş görmektedir. 2. Trans pratiği yatarak yapılabilir, ama en uygunu rahat bir koltuktur. Astral bedeniniz trans halinde serbest kalacaktır, her seferinde biri olmak üzere astral kol ve bacaklarınızı kaldırmaya çalışın. Bir sonraki bölümde gösterildiği üzere ellerinizi kullanın. Yoğunlaşın ve kolunuzda farkındalığınızı hissedin ve yavaşça bedeninizden dışarı kaldırın. Bun yaparken hafif bir gıdıklanma veya kolunuzda veya bacağınızda bölgesel bir tuhaflık hissedebilirsiniz. Astral kolunuzu kaldırın ve gözleriniz kapalıyken ona bakın, ama bir kasınızı bile oynatmayın. Bu haldeyken kaplı göz kapaklarınızın ardından görebilmelisiniz eğer göremiyorsanız endişe etmeyin, bu daha sonra gelecektir. Astral kolları kaldırmak prokeksiyon için çok iyi bir egzersizdir. Daha sonra astral kollarınızı astral bedeni fiziksel bedenden çekmek için kullanacaksınız. Dokunsal Görüntü Dokunsal görüntü bölgesel vücut farkındalığının hissedilmesi veya algılanmasıdır. Elleriniz vücut farkındalığıyla çok yakın bir bağa sahiptir. Özel olarak her vücut parçasının farkındadırlar. Hayali eller, aşağıda belirtileceği üzere, bu farkındalığın (elden vücuda) bir uzantısıdır. Farkındalığınızı herhangi bir vücut bölümünde hissetmeniz istendiğinde ellerinizle, gerçek ellerinizle, vücudunuzdaki o bölüme dokunacakmış gibi yapın. Sonra farkındalığı kullanın. Bunu yapmak, bu bölgede hayali ellerinizin olduğu hissini verir. Gözlerinizi kapalı tutun ve ellerinizi yüzünüzün 10 cm kadar önünde tutun. Konsantre olun ve onların bulunduğu yeri hissedin ve kapalı göz kapaklarınızın ardındaki karanlıkta onları görmeye çalışın. Bileklerinizi çaprazlayın, yavaşça hareket ettirin, ellerinizi çevirin, parmaklarınızı açıp kapayın. Karanlıkta görmeye çalışıyormuş gibi zorlayarak bakın ve konsantre olun. Zihin gözünüzde, ellerinizin ve kollarınız bulunduğu yerde silik, kımıldayan gölgeler göreceksiniz. Gözlerinizi kapayın ve sağ elinizin işaret parmağıyla burnunuza dokunun. Gözleriniz kapalıyken parmağınızı vücudunuzun istediğiniz yerine tam olarak koyabildiğinizi göreceksiniz. Deneyin; elinizi, gerçek elinizi, vücudunuz değişik yerlerine koyun. Her zaman ellerinizin nerede olduğunu bilirsiniz, nerede olduklarını hissedebilirsiniz. Eğer bunu yaparken zihninizde neler olduğunu gözlemlerseniz dokunacağınız vücut bölümüne dokunma kararını verdiğiniz anda o bölgenin farkına vardığınızı farkedeceksiniz. Bu şekilde tüm vücudunuzun üzerinden geçerek vücudunuzun farklı bölgelerinde oluşan farkındalık hissine alışın. Olmakta olan şudur: Zihninizin bir kısmı uygun noktaya elinizi yönlendirmek amacıyla dokunacağınız bölgenin altını çizmektedir. Zihniniz farkındalığının bir kısmını bu bölgeye aktarmakta ve eliniz için güdümlü bir işaret noktası gibi iş görmektedir. Farkındalığınızı vücudun değişik bölgelerine aktarmak, enerji çalışması ve ve bu projeksiyon metodu için hayati önem taşır. Not: Elleri, anki onları görüyor veya gördüğünüzü hayale edemiyormuşçasına zihninizde canlandırmak zorunda değilsiniz. bütün bunların hepsi dokunsaldır, görsel değil. Sanki zihninizde basit bir hareketin provasını yapıyormuş gibi, ellerinizin bir şeyler yapıyor olduğunu hissetmelisiniz. Aslında ben bu tekniği körler için geliştirmiştim. Eğer doğuştan körseler, kör insanlar kesinlikle imgeleme yapamazlar. Ama körlerde çok keskin vücut farkındalığı hissi vardır. Ayrıca gören insanların büyük çoğunluğu da her türlü imgelemede büyük sorunlar yaşamaktadır ve tüm projeksiyon teknikleri ağırlıklı olarak imgelemeye dayanmaktadır. Durum böyle olduğundan dolayı, astral bedene ayrılması için güç uygulayan ve imgelemeye dayanmayan bir projeksiyon tekniği geliştirdim. Diğer imgelemeye dayalı tekniklere oranla o kadar başarılı ve kolay oldu ki, bu basit metot adına diğer imgelemeye dayalı metotları bir kenara bıraktım. not: Körler astral bedendeyken kör değildirler. Astral beden organlara sahip değildir, o sadece bir bilinç noktasıdır. Projeksiyon yaparken farkında olduğunuz astral beden bilinçaltının yaratıcı yeteneğini tarafından oluşturulmaktadır Temel Enerji Çalışması Ana çakralar Ana çakralar bedenin şu bölgelerinde konuşlanmıştır: 1. Asıl çakra: Kök çakrası (Omurganın kökünde, anüs ve cinsel organlar arasında) 2. Dalak çakrası (göbek deliğinin biraz altında) 3. Güneş sinirağı çakrası (Göbek deliğinin bir el genişliği üstünde) 4. Asıl çakra:Kalp çakrası (göğüsün merkezinde) 5. Boğaz çakrası (Gırtlak kökünde, gögüsle birleştiği noktada) 6. Alın çakrası (alnın tam merkezinde) 7. Asıl çakra: Taç çakrası Başın üstünde, saç çizgisinin üzerinde) Çakralar kabaca elin ayası büyüklüğündedir, istisna olarak taç çakrası çok daha büyüktür. Çakralar nedir? Çakralar, saf kundalini enerjisini daha seyyal ve farklı türlerde kullanılabilir enerji formlarına dönüştüren, fiziksel olmayan organlardır. Çakralar kendi başlarına enerjiye sahip değillerdir. Ham enerji el ve ayaklardaki küçük çakralar tarafından gezegenden emilir ve ana çakra sistemine aktarılır. Kundalini enerjisi, özünde, evrene nüfuz etmiş olan ve onu bir arada tutan düşünce enerjisidir. Bu yaşayan enerji alanı, yaratıcı ve odaklanmış irade kullanılarak daha derin bir biçimde kullanıma açılabilir. Çakra sistemi tarafından insan vücuduna çekilebilir ve daha seyyal ve kullanılabilir enerji türlerine dönüştürülebilir. Çakralar, belli bezler ve sinir hücreleri yoluyla omuriliğe ve sinir sistemine bağlıdır. Tüm çakra sistemi oldukça karmaşıktır. İnsan bedeninde 3 asıl çakra, 4 büyük çakra ve 300'ün üzerinde küçük çakra bulunmaktadır. Aynı zamanda fiziksel olmayan, beden dışında konuşlanmış çakralar bulunmaktadır. Çakra sistemlerinin ve onların birleşen meridyenlerinin ve yollarının detaylı haritaları doğu mistisizminde ve tıbbında bin yıllardan beri kullanılmaktadır, akupunkturda olduğu gibi. Çakra sistemi istisnasız her psişik yetenekte kullanılmaktadır. Hangi psişik yetenek, gelişim metodu veya onu tarif eden terminoloji kullanılırsa kullanılsın, bunların hepsi aynı şekilde, çakra canlandırması yoluyla yapılır. Çakraları canlandırmadan bir psişik yeteneği tezahür ettirmek imkansızdır. Pek çok insan bu yukarıda söyleneni inkar edecek ve hiç çakra, enerji çalışması yapmadıkları halde psişik yeteneklerinin olduğunu iddia edeceklerdir. Kişinin kendini geliştirmesi için pek çok yol bulunmaktadır, bu kabul ama bunların tümü doğrudan veya dolaylı olarak çakra sisteminin canlandırılmasına bağlıdır. Üstelik doğal yeteneği unutmayalım. Pek çok insan doğal olarak aktif çakralarla doğar ve dolayısıyla psişik yetenekleri vardır. Medyumlar, fiziksel olmayan bir ruh varlığından destek aldıklarında psişik yetenekler sergileyen insanlardır. Bu varlık doğrudan medyumun çakralarını canlandırır, medyumla birleşir ve medyum vasıtasıyla durugörü, kanallık, iyileştirme, ektoplazma üretimi gibi psişik yeteneklere sebep olur. Bu yüzden onlara medyum veya kanal adı verilmiştir. Çünkü bir ruh varlığının fiziksel dünyayla iletişim kurması veya etkide bulunması amacıyla o varlık için pasif bir araç olabilme yetisine sahiptirler. Psişik yeteneklerinizi geliştirmek için bir ruh varlığına ihtiyacınız yoktur. Eğer kendi çakralarınızı ve enerjinizi kontrol etmeyi öğrenirseniz, bir ruh varlığını işin içine katmaksızın dolayısıyla bu metotta bulunan doğal riske maruz kalmaksızın kendi başınıza bu şeyleri yapabilirsiniz. Enerji arttırma Oturun veya yatın, rahatlama egzersizleri yapın ve nefes farkındalığıyla zihninizi sakinleştirin. Dikkatinizi ayaklarınıza verin. Ellerinizi (Önceki bölümlerde açıklanan zihinsel elleri - Ç.N) enerjiyi ayaklarınızdan yukarı doğru, bacaklarınızdan geçirerek kök çakraya çekin. Enerjiyi kavradığınızı ve içinizden geçirerek çektiğinizi hayal edin. Aynen ellerinizle nefes farkındalığı, renk teneffüsü ve ciğerlerinize hava ve enerji çekerken yaptığınız gibi. Not: Bunu yaparken ellerinizin bacaklarınızın içinde ve gövdenizin ön kısmının içinde olduğunu hayal etmeye çalışın. Enerji arttırmada destek olması için nefes farkındalığını kullanın. Nefes alışta enerjiyi içinizden geçirerek çekin ve nefes verirken enerjiyi tutun. Bunu tekrar tekrar yapın, en az birkaç dakika kök çakraya enerji çekin. Bunu yaparken bir şeyler hissedebilir veya hissedemeyebilirsiniz. Eğer hissetmeseniz dahi bu egzersizle bir miktar enerji çekmişsinizdir. Çakralar zamanla ve kullanıldıkça geliştikçe içinizden geçen enerji miktarı artacaktır. Ayaklardan yukarı bacaklardan geçip kök merkezine gelen yol, içinizden geçen enerji için doğal bir yoldur. Bu enerji çakralarınızı uyandıracak ve bu temel enerjiyi farklı türde bir enerjiye çevirecektir. Bu dönüşüme uğramış enerji seyyal bedenlere akacak ve onlara enerji yükleyecektir. Pratik yaparak bu enerjinin tam anlamıyla vücudunuzda titreştiğini ve içinizde dalgalandığını hissedebilirsiniz. Çakra Canlandırması Bir çakrayı açmak: Hayali elleriniz bu işte kullanılacaktır. Sizden bunu yapmanız istendiğinde çakra bölgesinde bir somun ekmeği kırıyor olduğunuzu hayal edin. Gözünüzde canlandırmanıza gerek yok, sadece bunu yaptığınızı hissedin sanki gerçek hayatta ne yaptığınıza bakmadan yapıyormuşsunuz gibi. Çakralar fiziksel olmayan merkezlerdir, bu yüzden onları canlandırmak için fiziksel olmayan bir metoda ihtiyacınız vardır. Bu, farkındalığınızı çakra bölgesine odaklamak ve zihninizi çakrayı etkilemekle sağlanır. Çakrayı canlandırmak için bölgesel bir zihinsel açılma etkisine ihtiyacınız vardır. Hayali ellerinizle yaptığınız koparıp açma hareketi bunu sağlar. Farkındalık odağınızı çakra bölgesine yoğunlaştırmak ve ellerinizle zihinsel bir açma etkisi yaratmakla çakrayı doğrudan canlandırırsınız. Not: Çakraları canlandırmadan önce yukarıdaki gibi enerji arttırma egzersizleri yapın. Her bir çakraya enerji çekerken ellerinize yardımcı olmak amacıyla nefes farkındalığını kullanın. Aşağıdaki tüm çakra canlandırma egzersizlerinde nefes alırken enerji çekin ve nefes verirken tutun. 1. Kök çakrası: Kök çakra enerjisini arttırın. Çakrayı açmak için ellerinizi kullanın. Kök çakranıza enerji çekin. Bu ilk adımı yedi kere tekrarlayın. 2. Dalak çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök çakra üzerinden yukarı dalak çakrasına çekin. Dalak çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin. 3. Güneş sinirağı çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök ve dalak çakrası üzerinden güneş sinirağı çakrasına çekin. Güneş sinirağı çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin. 4. Kalp çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak ve güneş sinirağı çakrası üzerinden kalp çakrasına çekin. Kalp çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin. 5. Boğaz çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak, güneş sinirağı ve kalp çakrası üzerinden boğaz çakrasına çekin. Boğaz çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin. 6. Alın çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak, güneş sinirağı, kalp ve boğaz çakrası üzerinden alın çakrasına çekin. Alın çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin. 7. Taç çakrası: Önceki aşamada olduğu gibi taç çakrasına enerji çekin. Taç çakrasını açın. Bu çakra diğerlerine göre çok daha büyüktür (Başın üst kısmının tamamı, saç çizgisinin üstü). Başınızın içinde geniş ve düz bir ekmek somunu olduğunu ve onu ellerinizle ortadan iki böldüğünüzü hayal edin. Veya kafa derinizin yırtılıp açıldığını düşünebilirsiniz. Bu süreci ayaklardan başlayarak iki kere tekrar edin. Not: Egzersiz sırasınce kaslarınızı germemek için elinizden gelenin en iyisini yapın. Yine de çakralarınızı canlandırırken kaslarla ilgili olmayan hafif bir içsel kasılma hissedebilirsiniz. Bu, canlandırmaya tepki veren çakralara bağlı bezler ve sinir hücreleridir. Bu içsel kasılma normaldir. Kök çakrası bir asıl çakradır, aynı zamanda aktif hale getirilmesi en önemli olan çakradır. Bu çakra kundalini enerjisinin giriş kapısıdır. Bu çakra yeterli açılmadığı sürece enerji diğer çakralara akamaz. En azından çakra çalışmasının ilk aşamalarında zamanınızın ve enerjinizin çoğunu kök çakranızı canlandırmaya çalışın. Not: Yıllan önce ilk defa enerji yükseltme ve çakra geliştirme çalışmalarına başladığımda birkaç ay boyunca hiçbirşey hissetmemiştim. Yine de birçok insan bana bunu ilk uyguladıklarında kuvvetli enerji ve çakra hisleri aldıklarını söylediler. Bazı insanlar diğerlerine nazaran daha fazla çakra faaliyetine sahiptir. Yine de hissetme eksikliği, benim hikayemde olduğu gibi ilk başta hiçbir şey hissetmeseniz de sizi çakralarınızı canlandırmaktan ve geliştirmekten alıkoymayacaktır. İlk enerji çalışmalarına hiçbir doğal çakra faaliyetine veya doğal psişik yeteneğe sahip değildim. Durun ve Kontrol Edin Enerji yükseltme ve çakra canlandırması sırasınca kaslarınızı gerginliğe karşı kontrol edin ve gerektiğinde yeniden gevşeyin. Kaslarınız otomatikman kendinize enerji çekme hareketine uyum sağlamaya çalışacaktır. Hatırlayın, bunların hepsi zihinseldir. bedeniniz bütün süreç boyunca sakin ve rahat vaziyette kalmalıdır. Çakra Hisleri Çakralarınızda hissedecekleriniz, onlarda bulunan aktivite derecesine göre değişir. Fiziksel yapınız, doğal yeteneğiniz, konsantrasyon ve rahatlama yetenekleriniz bunu etkiler. Hissettikleriniz hafif bir sıcaklık, lokal bir baskı, fokurdama ( mide gazı gibi), bölgesel bir baş dönmesi, titreme veya hafif atımlardan daha ağır zonklama veya yukarıdakilerden birkaçı veya hepsinin bir karışımına kadar çeşitlilik gösterebilir. Titreme ne kadar fazlaysa çakra o kadar aktif demektir. Eğer çakra aktif haldeyken elinizi üstüne koyarsanız etinizin tam anlamıyla atımlarda bulunduğunu hissedersiniz. Bazı çakralar aktif haldeyken tuhaf ve bölgesel hislere yol açabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
woodoo Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2009 Kök Çakrası: Sanki çok fazla bisiklete binmişsiniz gibi hafif yanma veya titreme veya kramp hissedebilirsiniz. Bir kere düzenli çalışmaya başladığında bacaklarınızın arasında, çakra bölgesinde hafif bir atım veya zonklama hissedebilirsiniz. Güneş Sinirağı çakrası: Bazen aşırı nefes almanıza yok açan nefes darlığına eden olabilir. Çakra düzene girererken, zaman ve kullanımla bu geçecektir. Kalp Çakrası: Kalp çakrası, neden olabileceği kuvvetli ve bazen korkutucu hisler nedeniyle hakkında daha fazla konuşulmayı hak eder. Güçlü bir biçimde çalıştığında kalbiniz yerinden fırlayacakmış şekilde atıyormuş gibi hissedilir. Bu çok kuvvetli bir histir. Bu olduğunda ciddiye almayın, size zarar vermeyecektir. Olmakta olan kalbinizin çok atması değil kalp çakrasının çalışmasıdır. Söylemesinin yapmaktan daha kolay olduğunu biliyorum, ama pratik ve aşinalıkla bunu yapabilirsiniz. Bu aşırı kalp atışı gelişimin ilk safhalarında çok belirgindir. Bunun sebebinin alt merkezlerde akan enerji azlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Bir şekilde bu, pompalayacak yeterli sıvı yokken çalışan pompaya benzer. Kalp çakrası tamamen kullanılabilir haldeyken şu şekilde hissedilir: Parmak uçlarınız kalbinizin üzerine gelecek şekilde elinizi göğsünüzün üzerine koyun. Kalbinizle eşzamanlı olarak parmaklarınızı göğsünüze vurun. Bu vuruş hızını parmaklarınızla yapabileceğiniz en hızlı ve en sert şekilde vurana kadar arttırın. Not: Asıl kalp atış hızı bu kalp atışı hissiyle birlikte artmaz. Eğer kendinizi bir kalp monitörüne bağlarsanız kalp atış hızınızın değişmediğini görürsünüz Boğaz Çakrası: Buradaki zonklama içinde bulunduğu hassas alan nedeniyle hafif bir öksürme hissine sebep olabilir. Bu boğazınızın kökünde duygu yüklü bir birikim gibi hissedilir. Taç Çakrası: Tamamen aktif olduğunda bu çakra, saç çizgisinin üzerinde, başınızın üst kısmının içine bin tane yumuşak, sıcak parmağın masaj yapması gibi hissedilir. Bu his alın çakrasını kapsayacak şekilde alnın merkezine doğru uzanır. Budistlerin onu ''Bin yapraklı lotus'' olarak adlandırmalarının nedeni bu histir. Not: Bazı çakralarda kuvvetli hisler diğerlerinde hafif hisler hissedebilirsiniz. Bazılarında ise hiçbir şey hissetmezsiniz. En az his aldığınız çakraya yoğunlaşın. Bu, çakra sistemindeki enerji akışının dengelenmesinde yardımcı olacaktır. Eğer dengesizseniz projeksiyon sırasında aktif olmayan çakralar yetersizlik gösterebilir. Örneğin bedeninizi kısmen gevşetebilir ama atıl çakranın olduğu noktada bedeninize takılı kaldığınızı hissedebilirsiniz. Eğer bu olursa projeksiyon öncesi atıl çakrayı canlandırmaya çalışın. Çakraları kapatmak Herhangi bir enerji çalışması sonrası eğer çakralarınızı kullanmayacaksanız, projeksiyonda olduğu gibi, onları kapamanız çok önemlidir. Bu kapatma özellikle çakralardan kuvvetli hisler alıyorsanız önemlidir. Eğer çakralarınızı normal günlük faaliyetlerinizde açık bırakırsanız enerji akıtırsınız. Bu, halsizliğe ve hatta sağlık problemlerine neden olabilir. Aynı zamanda hoş olmayan astral varlıkların istemeyen dikkatlerini cezbedebilir. Onları kapamak için herhangi bir aktivite hissedilmeyene kadar süreci tersine döndürmektir. Zihinsel ellerinizin çakraları kapadığını ve enerjiyi geri ittirdiğini hissedin. Ne kadar çok aktivite hissederseniz onları kapamayı öğrenmek için o kadar çok zaman harcamalısınız. Eğer bunu yaptıktan sonra hala aktivite hissediyorsanız, yemek yeme ve fiziksel egzersiz kapanmalarına yardımcı olur. Psişik Yetenekler Çakra çalışmasına başladıktan sonra psişik özelliklerinizin geliştiğini hissedebilirsiniz. Bu, çakraları canlandırmanın doğal bir sonucudur. Daha ileri enerji çalışmaları üzerine olan bir sonraki serilerde size bu özelliklerden bazılarının nasıl geliştirilip kullanıldığını ve kundalininin nasıl uyandırıldığını anlatacağım. Pratik: Rahatlama, nefes farkındalığı, konsantrasyon ve zihinsel eller egzersizleri , ideal olarak, günlük yapılmalıdır. Ayırabildiğiniz birkaç dakikalık zamanda, her yerde ve her zaman yapılabilir. Bunların hepsi ne kadar sürer? Pek çok kişi bana şunu sordu '' Projeksiyon yapmayı öğrenmek için ne kadar zaman alır?'' Yanıtım şudur: Herkes farklı seviyede doğal yeteneğe ve beceriye sahip olduğundan dolayı, gerektiği kadar zaman alır. Birkaç senedir çeşitli diğer metotlarla denemeler yapan ve sonuç alamayan insanlardan mektuplar alıyorum. Bu tekniği ilk denemelerinde çıktıklarını söylüyorlar. Herhangi bir rahatlama ve konsantrasyon yeteneğine sahip olmayan diğerleri için ise çıkış öncesi birkaç aylık bir eğitim süreci gerekir. Kaynak:http://www.facebook.com/topic.php?uid=57930122427&topic=7603 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
b_e_k Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2009 okuduğum en güzel yazı sanırım.. paylaşım için teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GunduzGezen Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2009 eline sağlık güzel paylaşım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.