tugcemgul Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2007 Edgar Allan Poe Korku filmlerini izlerken aldığınız o mazoşist zevki, kitap okurken de yaşamak istiyorsanız Edgar Allan Poe ile tanışmanın tam sırası. Birkaç sene öncesine kadar Türkçe çevirisi aranıp da bulunamayan gotik edebiyatın babası Edgar Allan Poe'nun hikayelerine sonunda kavuştuk. Aşkımız biraz geç ama hızlı başladı. Aynı anda hem şair, hem yazar, hem editör, hem de bir eleştirmen olmayı başaran Poe, günümüzde korku ve dedektif hikayelerinin yaratıcısı olarak kabul ediliyor. Ünlü şair Baudelaire, Poe'yu şöyle tanımlıyor: "Zekanın içine yerleştirilmiş absürdlüğün ezici bir mantıkla yönetimi. Hiç kimse insan yaşamının istisnalarını daha büyülü anlatmadı." Gotik edebiyatının diğer ismi H. P. Lovecraft ise Poe'nun hiçbir ölümlünün düşlemeye cesaret edemeyeceği hikayeler yazdığını söylüyor. Acıklı hayatı oradan oraya sürüklenmekle geçen Poe, 1809 yılında Boston, Amerika'da doğmuş. Anne ve babasını çocuk yaşta kaybedince zengin bir aile tarafından evlat edinilmiş ve eğitiminin büyük bir bölümünü İngiltere'de almış, Amerika'ya döndükten sonra da üvey anne ve babasıyla yolları ayrılmış. 18 yaşındayken kendini, edebiyat kariyerinin de bir anlamda başladığı, orduda bulmuş. Birkaç sene sonra ise kısa hikayeleri ve şiirleri basılmaya başlamış ve kısa zaman içinde edebiyat dünyasında kendine saygın bir yer edinmeyi başarmış. 14 yaşındaki kuzeniyle evlenip, kısa bir süre sonra da karısını kaybedince ölüm düşüncesini ve ölümden sonrasını sorgulamaya başlamış. Avrupa edebiyatının ünlü isimleri Mallarmé'den Rimbaud'ya kadar birçok yazarı, öncüsü olduğu 'Sanat sanat içindir' akımıyla, peşinden sürükleyen Poe, modern kısa hikayelerin mimarı olarak gösteriliyor. Her ne kadar Amerika'daki dönemin yazarları çok farklı konularda yazıyor olsa da, Poe kendine tarz olarak gotik yazını seçip Avrupa edebiyat geleneğinin yakın bir takipçisi olmuş. Hikayelerinin çoğunda da mekan olarak Avrupa'yı ve Avrupa tarihini kullanmış. Gotik edebiyata gelince... Karanlık, tehditkar ve kasvetli bir anlatıma sahip, garip, şeytani olayların yaşandığı anlatımlara gotik deniyor. Poe da bunu en iyi şekilde aktarabilen yazarlardan biri. Yetmişe yakın kısa hikayesi bulunan Poe, hikayelerine mekan olarak karanlık bir şato veya manastır seçiyor. Bunun yanında salgın hastalıklar, deliler, kimsesiz konaklarla dolu, tam bir grotesk hava içeren öykülerinde olaylar gece başlıyor ve Poe karakterlerine psikolojik işkence yaşatıyor: Bir hikaye kahramanı okuduğu kitaptaki sesleri odasının içinde duyuyor, kalp atışları saat tiktaklarına karışıyor. Tabii okuyucu için de psikolojik işkence, hikayenin başından sonuna kadar "Acaba şimdi ne olacak"larla devam ediyor. "Düşleri var olan tek gerçeklik sayanlar" için yazdığını söyleyen Poe, yaşadığı süre boyunca dehasının anlaşılmaması nedeniyle birçok insan tarafından deli diye tanımlanmış. Buna cevabı ise, söylenilenlerin tam aksini kanıtlayan keskin zekasının bir örneği: "Deliliğin zekanın en üst düzeyindeki temsilcisi olup olmadığını, görkemli olan çoğu şeyin ve derin olan her şeyin, hastalıklı düşüncelerden, sıradan aklı feda etmek pahasına yüceltilen ruh durumlarından fışkırarak çıkıp çıkmadığı sorusu hala yanıtlanabilmiş değil." Paranoyayı, korkuyu, hayali ve gizemi edebi tadıyla sonuna kadar tatmak için Poe'nun öykülerinden birini okumak yeterli. sizde gotik hikayelerinizi bizmle paylaşın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whitepower Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2007 Ewet gnosis iblislerini,vampirlerini ve bi dolu mahlukatını arıyor:)Görelim gotik hikayeleri...Ben de uuraşiim bakiim bişiler yazabilcem mi:)Güzel başlık tugcemgul eline sağlık....Ewet paylaşın kaynaşın arkadaşlar:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Luna Gorgotha Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 ilerde bunu meslek olarak yapmayı düşünen biri olarak tam da işime yarayacak tartışma... oldukça gotik bir teması olan "koleksiyoner" hikayemle özgür pencere öykü yarışmasının 2011 birincisi oldum (yarışma dolayısıyla telif hakkı konusunda sorunlar çıkabileceğinden hikâyemi burada gösteremem, ancak kısa zamanda Özgür PEncere'nin kendi sitesinde öykümü okuyabilirsiniz sanırım. bunun haricinde uzun bir şiirim var, adı LENORE. okuyabilirsiniz: http://fantastikedebiyat.com/lenore_and8211_ya_da_seytanin_karnavali-619-yazin_evreni-yazi.html içinde öykülerin ve denemeler ve de gotik stille ilgili yazıların olacağı bir blog hazırlamaktayım haziranda yayına başlayacak. http://clockyard.wordpress.com/ bakarsanız çok mtlu olurum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moonrise Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 ilerde bunu meslek olarak yapmayı düşünen biri olarak tam da işime yarayacak tartışma... oldukça gotik bir teması olan "koleksiyoner" hikayemle özgür pencere öykü yarışmasının 2011 birincisi oldum (yarışma dolayısıyla telif hakkı konusunda sorunlar çıkabileceğinden hikâyemi burada gösteremem, ancak kısa zamanda Özgür PEncere'nin kendi sitesinde öykümü okuyabilirsiniz sanırım. bunun haricinde uzun bir şiirim var, adı LENORE. okuyabilirsiniz: http://fantastikedebiyat.com/lenore_and8211_ya_da_seytanin_karnavali-619-yazin_evreni-yazi.html içinde öykülerin ve denemeler ve de gotik stille ilgili yazıların olacağı bir blog hazırlamaktayım haziranda yayına başlayacak. http://clockyard.wordpress.com/ bakarsanız çok mtlu olurum şiirin çok güzelmiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.