nevermore Oluşturma zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 9, 2009 13. Havari Da Vinci Şifresi’nin gizemli kadını Mecdelli Meryem'in yaşam öyküsü Gordon Thomas’ın bu değerli araştırma ve derleme eseri, bize On Üçüncü Havari’den söz ediyor. Hz. İsa’ya gönülden bağlı gizemli kadının, Mecdelli Meryem’in detaylı bir biyografisi. Hz İsa’nın en sadık takipçisi olan Mecdelli Meryem ya da diğer adıyla Maria Magdalena; sadık ve tutkulu, günahkar ve azize bir kadının inanç dolu yaşamının en güzel örneği. Aynı zıt kutupları tek bir bünyede toplayan bir dişilik sembolü… Kutsal Kase figürü, Tapınak Şövalyeleri alegorisi, aslında çok derinlerde saklı kadın doğasının gizemli yanını, gizemdeki dengeyi ve ahengi işaret ediyor gibi… Her zaman olduğu gibi derin sembolleri çözmek zor olduğundan yüzeydeki olgularla ilgilenmek hatta bunlar adına bayrak taşımak nedense daha kolay geliyor bizlere… Evlendi-evlenmedi, çocuğu oldu-olmadı, dirilişten sonra yaşadı-yaşamadı… Bu tartışmalar bile inanın ki, asıl sembolü çözmeye çalışmaktan daha kolay bazen. Mecdelli Meryem sembolünü iyi anlamak için daha ziyade onun tarih içindeki rolüne ve temsil ettiği değerlere bakmak gerekebilir. Örneğin Mecdelli, Yeni Ahit’te, iki kez önemli bir pozisyonda gösterilmiştir. Bunlardan birincisi İsa ile ilk karşılaşması, ikincisi ise Dirilmiş Mesih’i görmesidir. İki olay da, kişiliğinin sembolize ettiği gerçekle ilgili ipuçları sunmaktadır. Kadınların aşağı ve bayağı olarak değerlendirildiği bir çağda ve ortamda, güçlü iradeli, kararlı ve sağduyulu bir kadın olarak kendini ifade ettiği açıktır. Ama bütün bunların ötesinde de güçlü ve sarsılmaz bir inancı da temsil etmiştir. Ataerkil dönemde yaşanan bin yıllar kadının ezilmesi ve aşağılanması ile geçti; oysa yeniyi oluşturmak için iki kutup arasındaki dengenin iyi bilinmesi, yaşanması, hakkının teslim edilmesi gerekmiyor mu? Hep bir yana ağırlık yapmış bir terazi ile yeni bir denge kurabilir miyiz? “Güçlü yaşam dolu karakteriyle, yaşadığı dönemin kadınlara koyduğu yasaklara ve kısıtlayıcı adetlerin önüne kendisini korkusuzca koyabilen bir kadının canlı portresi. Bu tarihi doküman doğru olduğu kadar insancıl ve inanılır.” Gordon Thomas 13. Havari adlı kitabında düşüncelerini şöyle ifade ediyor: Hubert Richards, The First Easter (İlk Paskalya; Fontana Boks, 1976) adlı hayranlık uyandırıcı kitabında, bu konuya şöyle yaklaşmaktadır: Bir şeyi mit olarak adlandırmak, onu efsane sayarak bir kenara atmak demek değildir. Bir mitten daha gerçek bir şey daha yoktur. Mitler aslında birlikte yaşadığımız şeylerdir. Onlar, kendimizi ve evrenimizi ifade etmemizi sağlayan sembollerdir. Ne olduğumuzu ve bizim için değerli olan şeyleri anlatmamızı sağlayan şiirlerdir. Birlikte yaşadığımız gerçekler, bizim için anlamı olan mitlerle ifade edilmelidirler. Sembollerin Doğru Yorumu Ve devam ediyor Gordon: “Asıl soru, ne tür bir gerçeklikle karşı karşıya olduğumuzdur. Örneğin; İsa’nın üçüncü gün ölümden geri geldiğini, dirildiğini ve Mecdelli Meryem’in bunun ilk tanığı olduğunu söylerken, ne tür bir gerçekliğe yöneliyoruz? Bize bu gerçekliği aktaranlara ihanet etmemek konusunda daha dikkatli olmamız gerekmez mi? Astrologlar da hayal gücünün bir ürünü olarak kenara atılamazlar. Tarihi geçmişleri, Medes’in kutsal sınıfına kadar izlenebilir. Cyris tarafından Media ve Persia birleştirildikten sonra, yeni krallıkta bütün dini fonksiyonları bu astrologlar yönetiyordu. Ama dini inançları büyücülüğü yasakladığından, bu kişiler büyücü değillerdi. Yaşadıkları dünyanın değerleri göz önüne alındığında, "Bilge Adamlar" olarak adlandırılabilirler. En önemlisi, bu astrologlar bir yıldızın görünmesinin, bütün dünyadaki insanlar için adalet ve barış getirecek yeni bir çağın başlangıcını haber veren yeni bir kralı doğuracak bir bakireyi haber vereceğine inanıyorlardı. Astrologlar, herhangi bir yeni yıldıza ya da başka sıra dışı göksel fenomenlere anlam yükleyecek şekilde eğitim almışlardı. Yolculuk yaptıkları mesafe düşünülürse, muhtemelen Beytlehem’deki doğum gerçekleşmeden bir iki yıl önce yola çıkmış olmalıydılar. Rehber ışıkları bir kuyrukluyıldız ya da bir nova, yeni bir yıldız veya Jüpiter ile Satürn’ün her sekiz yılda bir bir hizaya gelmesiyle oluşan bir göksel olay olabilirdi. Ama sonuçta bunların hiçbirinin önemi yoktur. Astrologlar, yıldızı tarihin içinde izlemişlerdir. Bu olayın gerçekten olduğuna inanabiliriz ya da bu astrologların antik dünyadaki üç temel ırkın-beyaz, sarı ve siyahi ırklar- temsilcileri olduğu gerçeğini görmezden geliriz. Daha da kesin olanı, aralarında aydınlanmayı tanıyan bir teolojiyi masumiyet karşısında alçakgönüllü olma bilgisini, kendisini yoksulluğun ayaklarının dibine atacak zenginliğin kehanetini yani İsa gerçeğini paylaştıklarıdır. Hayatlarını, Kilise’nin kabul ettiği İncil’e inanırken, bu dört müjdenin dışında kalan diğerlerinin de doğru olabileceğini kabul edenleri haksız çıkarmaya adamış olanlar hep var olacaklardır.” caldım 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
abaddon Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Örneğin; İsa’nın üçüncü gün ölümden geri geldiğini, dirildiğini ve Mecdelli Meryem’in bunun ilk tanığı olduğunu söylerken, ne tür bir gerçekliğe yöneliyoruz? Bize bu gerçekliği aktaranlara ihanet etmemek konusunda daha dikkatli olmamız gerekmez mi? mantıklı.. güzel olmuş.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
x12tr Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 özür dilyerek başlamak istiyorum magdalalı yani merovingian soyu kralların soyudur ve sionistlerin halka yutturduğu gibi bi fahişe değil krallık soyundandır, ayrıca hz.isa nın ömrünün son yıllarında fransada çok özel koruma altında korunduğunu bilmeyen bir bizim forum kalmış sanırım. ayrıca 13,havari yüzü hz.isa ya benzetilerek ızdırab içinde öldürülen kefereden başkası değildir,Allah sevgisi adına bu bilgileri iyi araştırın.çok büyük günaha giriyoruz.templar knights bile merovingian dan gelir nasıl o yüce soyu bu kadar aşşağılamışlar? yeniçeriler-devşirmeler kimlerin çocuklarıydı? bugün ortadoğu coğrafyası tamamıyle o mübarek kanı taşıyan insanlarla doludur. saygıdeğer kardeşim Nevermore size saygım büyük lütfen şahsi anlamda kabul etmeyin bu yazdıklarımı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 özür dilyerek başlamak istiyorum magdalalı yani merovingian soyu kralların soyudur ve sionistlerin halka yutturduğu gibi bi fahişe değil krallık soyundandır, ayrıca hz.isa nın ömrünün son yıllarında fransada çok özel koruma altında korunduğunu bilmeyen bir bizim forum kalmış sanırım. ayrıca 13,havari yüzü hz.isa ya benzetilerek ızdırab içinde öldürülen kefereden başkası değildir,Allah sevgisi adına bu bilgileri iyi araştırın.çok büyük günaha giriyoruz.templar knights bile merovingian dan gelir nasıl o yüce soyu bu kadar aşşağılamışlar? yeniçeriler-devşirmeler kimlerin çocuklarıydı? bugün ortadoğu coğrafyası tamamıyle o mübarek kanı taşıyan insanlarla doludur. saygıdeğer kardeşim Nevermore size saygım büyük lütfen şahsi anlamda kabul etmeyin bu yazdıklarımı. altta alıntı oldugu yazıyor dostum.. inanca saygım var her turlusune... lutfen dogrusunu duzelt oyleyse... tabi kaynak da onemli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 özür dilyerek başlamak istiyorum magdalalı yani merovingian soyu kralların soyudur ve sionistlerin halka yutturduğu gibi bi fahişe değil krallık soyundandır siyonistler mi fahişe olduğunu yutturmuştur?? Benim bildiğim kadarıyla Vatikan Maria Magdelena'nın fahişe olduğunu öne sürmüştür. Çünkü Hz.İsa'nın Magdelena ile olan yakınlığı kiliseyi rahatsız etmiştir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 siyonistler mi fahişe olduğunu yutturmuştur?? Benim bildiğim kadarıyla Vatikan Maria Magdelena'nın fahişe olduğunu öne sürmüştür. Çünkü Hz.İsa'nın Magdelena ile olan yakınlığı kiliseyi rahatsız etmiştir. zaten kilise, hz.isa'dan farklı bir hz.isa imajı ile, 496'daki konseyden sonra farklı bir hiristiyanlık inancı oluşturmuşlardır. yukarıda bahsettikleriniz de bunun bir devamıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 konuyu tam bilmiyorum ama yanlı bir yazı sanırım .... peki bu işin dogrusu nedir?? baska tezler nedir ???? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Çok karışık işler yaa işin doğrusunu bilemicem ama kimisine göre Maria Magdelena Hz.İsa nın soyunu devam ettiren kadın kimine göre de fahişelikten sonra kendisini kiliseye adamış bir kadın.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alternate_aya Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 İsanın bir karısı yada bir çocuğu olabileceği fikrine neden bukadar karşıki hıristiyanlar tanrının oğlu yargısının düşeceğindenmi korkuyorlar onunda bir insan olması bir ailesinin olması bukadarmı anormal yani Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Tanrının oğlu ya. evlenemez çocuğu olamaz görüşündeler. oysa ölü deniz parşomenlerinde mi neydi Hz.İsa nın maria magdelenayı dudağından öptüğü yazıyodu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alternate_aya Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Tanrının oğlu ya. evlenemez çocuğu olamaz görüşündeler. oysa ölü deniz parşomenlerinde mi neydi Hz.İsa nın maria magdelenayı dudağından öptüğü yazıyodu. aslında tam olarak dudağından demiyor isa onu ..bozuk yazı.. öptü şeklinde geçiyor orada ne yazdığı tam bilinmiyor ama şu var diğer havariler birgün isaya soruyor neden onu dudağından öpüyorsunda bizi öpmüyorsun oda yanlızca gülümsüyor neyin ne olduğu belli aslında sorun bunu kabul etmekte Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 ben valla onu hep dudak olarak kabul ettim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alternate_aya Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 ben valla onu hep dudak olarak kabul ettim. bende öyle tahmin ediyorum sadece kesin konuşmak istemedim havariler gidip sorduğuna göre elinden öpücek değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 havarilerde nie bizi öpmüyosun diyolarmış ya.. Töbe töbee xD Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.