Jump to content

Márquez Yazmayı Bırakırsa Ne Eksilir?


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Kırmızı Pazartesi, Aşk ve Öbür Cinler, Kolera Günlerinde Aşk ve Yüzyıllık Yalnızlık gibi klasik mertebesine ulaşmış eserlerin Nobel ödüllü yazarı Gabriel García Márquez'in yazmayı bırakacağı haberleri üzerine yazarlara sorduk: "Márquez'in yazmayı bırakması edebiyattan neleri eksiltir?"

 

Dünya edebiyatının usta isimlerinden 81 yaşındaki Kolombiyalı yazar Márquez'in yayıncı temsilcisi Carmen Balcells, Şili'de yayınlanan La Tercera gazetesine verdiği demeçte "Garcia Márquez'in bundan sonra hiçbir şey yazacağını düşünmüyorum" diye konuştu. Márquez''in biyografisini kaleme alan Gerald Martin'in açıklamaları da Balcell'in sözlerini destekler yönde olunca, Márquez okurları kaygıya kapıldı.Márquez, geçen yıl katıldığı bir kitap fuarında, "Benim için kitap yazmak çok zor" ifadesini kullanmıştı.

Pınar Kür, Buket Uzuner, Mario Levi ve Ahmet Ümit'e, Márquez'in yazmayı bırakmasının edebiyatta yaratacağı boşluğu, yaşlanmanın yazmayı eksiltip eksiltmeyeceğini ve yazıyı bırakan yazarın yazının yerine neyi koyabileceğini sorduk:

Pınar Kür:

BEN DE YAZMAYI BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYORUM

Ben de bu yakınlarda, bir süredir, yazmayı bırakmayı düşünüyorum. Dünyanın halinden dolayı... Márquez hangi sebebi göstermiş bilmiyorum ama insanın yazmaktan bıkacağını; birdenbire yaptığı işlerin pek bir anlamı olmadığını, dünyayı değiştirmek açısından hiçbir işe yaramadığını fark ettiği anlar oluyor. Bir yazar olarak ben bunu çok iyi anlıyorum. Yeterince takdir edilmemekten öte bir şey bu. Yaptığınız işin yararsızlığını görmek gibi bir şey.

MARQUEZ’E HAK VERİYORUM

Dünyayı tamamıyla değiştirmek değilse de farklılık yaratacağını düşünerek yazmaya başlıyor insan. Yoksa niye yazmaya başlasın... Edebiyatçı, dünyaya itirazı olduğu için yazar. İtirazların kaale alınmadığını gördüğü zaman... Ben bunu yaşamış biri olarak Márquez'e hak veriyorum.

Öte yandan sevdiğim yazarların kitaplarını her zaman tekrar tekrar okumuş biriyim. İlla yeni kitap beklemiyorum, eski kitaplarını okuyarak yeterince zevk alabildiğimi düşünüyorum. Hatta bazen –bunu Márquez' için söylemiyorum ama- çok sevdiğim yazarların eski kitapları yanında yeni kitaplarını beğenmiyorum. Belli bir zirveye vardıktan sonra daha az değerli esereler yazabiliyorlar. Bence belli bir yerde bırakmayı bilmek de bir erdemdir.

 

YAZARLAR ARASINDA İNTİHAR ORANI ÇOK YÜKSEK

Bir yazar, yazmanın yerine ne koyabilir? Bu her yazara göre değişir. Hiçbir şey koyamasa da pek çok yazarın yaptığı gibi yapabilir. Yazarlar arasında intihar oranı çok yüksek. Belki de yerine bir şey koyamadıkları için oluyor. Bilmiyorum ki.

 

Buket Uzuner:

BİR SÜRE SONRA BİR ŞEYLER CANINA TAK EDECEKTİR

Ben haberi dehşetle okudum. Okur olarak çok üzüldüğümü söylemeliyim. Bir yazar olarak da anlayabiliyorum. Çünkü Márquez ölseydi, zaten son romanlarını yazamayacaktı. Yaşadığı ve bu kadar çok yazdığı için şanslıyız. Ama kendisiyle ilgili karar verme hakkı da var. İnsan ister istemez kendi yaşlılığını, o kadar yaşarsa nereye varacağını düşünüyor ama sonuç olarak Márquez zaten dünya edebiyatına o kadar büyük damga vurmuş bir yazar ki, bir kitap daha yazsa ancak bizim gibi onu çok sevenler için büyük bir mutluluk duyar.

Sıkılmış olabilir, sonra tekrar başlayabilir. Şu anda gerçekten öyle yapmayı istemiş olabilir ama bir süre sonra bir şeyler canına tak edecektir. Çünkü yazmak edebiyatçıların biraz da mecburen yaptıkları bir şey. Yani kendilerini sağaltmak, iyileştirmek için yaptıkları bir şey. Edebiyat için yapanlar için bu böyle, tabii ün ve para için yapanları bilmiyorum.

Doris Lessing örneğini verebilirim. Benim, “Ne yazsa okuyacağım” dediğim bir yazar. En son yazdığı “Büyükanneler” kitabı Çitlembik’ten çıktı. Olağanüstü bir kitap. 80 küsur yaşında bu kitabı yazabiliyor ve çok cesur bir konu. Ensestle dans eden bir konu. Ve 80 yaşında bir kadın yazar cinselliği bu kadar cesur anlatabiliyorsa korkulacak hiçbir şey yok.

 

YAZARIN TÜKENMESİYLE İLGİSİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

Benzer yaşlarda Nobelli iki yazardan söz ediyoruz. Bunun yazarın tükenmesiyle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Hele Márquez için... Bu geçici bir istek de olabilir, bıkmış da olabilir. Ama yaşadığı sürece tekrar dönüp yeniden yazabileceğini düşünüyorum. Böyle bir şey olursa hiç şaşırmam.

Benim söylediklerim okur olarak görüşümü belirtir ama bir yazar olarak hakkı olduğunu düşünüyorum. Çok da takdir ediyorum. Kendini tekrarlamak istemiyor demek ki. Öyle bir kaygısı olabilir.

 

Mario Levi:

SANKİ DOKUZ CANLI BİR ADAM GİBİ

Marquez’in son kitabı Anlatmak İçin Yaşamak. O sanki bir jubile kitabı gibiydi zaten. Bir vasiyet kitap gibiydi. Márquez’le ilgili böyle haberler çıkıyor. Bir ara da ölmek üzereydi, bir hastalığa yakalanmıştı, mektuplar yazmıştı; sanki dokuz canlı bir adam gibi. Fakat büyük bir sempatim var tabii Marquez'e.

Açıkçası ben o kadar çok kitap yazan bir yazarın böyle bir karar almasına üzülmem. Ama yazar neler hissediyor, o gerçekten aklımı kurcalıyor.

Marquez’in yazmayı bırakmasıyla ilgili konuda açıkçası kararsızım. Tabii ki Márquez'in yeni yazabileceği kitapları her zaman için heyecanla okumak isterim de, o kadar çok yazdı ki Marquez, bundan sonra artık yazmasa da olur.

Eğer ben bir okur veya yazar olarak bakarsam buna, ikisi açısından da diyorum: Márquez çok yazdı, çok güzel şeyler yazdı. Bundan sonra bir kitap, iki kitap, üç kitap daha yazsa ne olur yazmasa ne olur? Márquez benim gözümde gereğinden çok yazanlardan biri. Yani o kadar yazmaya gerek var mıydı?

 

52 YAŞINDA KENDİME BÖYLE SORU SORMAK İSTEMEM

Hakikaten Márquez' çok verimli bir yazar olmuştur ve ben örneğin kendim için Márquez'’in yaşına gelmeyi ve Márquez'’in yaşına gelene kadar yazmayı temenni ederim. Ama bir yazar için çok başka, çok daha derin bir mesele var. “Bir yazar için acaba böyle bir nokta da var mıdır?” sorusu, acaba yaşarken son noktayı koymayı tercih etmek gibi bir durum var mıdır? Onu bilemiyorum. Meselenin bu tarafı beni biraz ürkütür. Yazar olarak, acaba günün birinde yaşarken, “'Ben artık yazmayacağım' der miyim?" sorusunu şu aşamada, 52 yaşında kendime sormak istemem doğrusu.

 

Ahmet Ümit:

KAFKA, “BENİM KİTAPLARIMI YAKIN” DİYORDU AMA...

Kafka, “Benim kitaplarımı yakın” diyordu ama hiçbir zaman kendi kitaplarını yakmamıştır. Ustanın ruh hali nedir; hangi koşullarda bunu söyledi? “Boşver, böyle söyledim ama yine yazacağım” derse çok sevinirim tabii. Bu yalanın kimseye zararı olmaz.

 

KORKUNÇ OLAN YAZMAK İSTEYİP YAZAMAMAK

İki şey var: Bir kere insanın yaşadıkça daha iyi şeyler yazma potansiyeli, verimliliği artıyor, hayatı daha iyi yorumlama şansına sahip oluyor. Ama bir de fiziksel koşullar var. Beyin de beden de bir makina. Yaşlanınca bizi engellerse, o kötü. Yazma isteği olduğu halde yazamamak: Bence korkunç olan bu. İsteğinizi kaybetmişseniz zaten sorun yok.

 

YAZARIN YAZMAMA HAKKI DA VARDIR

Hem bir okur hem de yazar olarak Marquez gibi bir yazarın yazmayı bırakmasından üzüntü duyarım. Benim sevdiğim bir yazar. Kişisel olarak mahrum kalacağım için üzüntü duyarım. Márquez, edebiyatta önemli yazarlardan biri, edebiyata büyülü gerçekçiliği katan yazarların başında gelir. Edebiyatın da bir tür yoksunluk yaşayacağı kaygısını taşırım. Sonuçta bu kararına da saygı duymak gerekir. Yazarın yazmama hakkı da vardır tabii.

 

ntv/msnbc

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...