hexagram Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 31, 2007 Çocuklarda Beslenme **Genel Bilgi Bedensel ve ruhsal gelişme aşamasinda beslenmenin çok önemli etkileri vardir. Örneğin, küçük yaşlarda uzun süreli yetersiz albümin ağirlikli bir beslenme, önemli bedensel ve ruhsal yeteneklerin gelişimini aksatir. Gereğinden fazla beslenme ise bedensel ve ruhsal verimliliği arttirmaz, yalnizca yağdokunun aşin gelişmesini sağlar. Tombul bir çocuk ince yapili bir çocuktan daha sağlikli değildir. Bir hastalik sirasinda, yağdokulari gelişmiş tombul bir çocuğun daha fazla yedek güce sahip olacaği kanisi doğru değildir. İnce yapili çocuklar daha dayaniklidir ve genelde pek çok hastaliği daha kolay atlatabilirler. Çocukluktaki aşiribesi alişkanliği çoğunlukla yetişkinlikte de sürdürülür. Yetişkinlikte aşiribesi ise hastaliklara yatkinlik ve kisa bir ömür anlamina gelir. Çocuğun gelişimindeki, bebekliği(l. yaşin sonuna kadar), küçük çocukluğu (6. yaşin sonuna kadar) ve okul çocukluğu (7-15 yaş arasi) aşamalarinin dikkatle izlenmesi gerekir. Bu gelişme aşamalarinin her birinin beslenmede ayri bir özelliği vardir. Önemli: Küçük çocuklarin ve okul çocuklarinin beslenmeleriyle ilgili ayrintilari aşağidaki bölümde bulabilirsiniz. **Öğünler Bir çocuğa değişik ve iştah açici biçimde hazirlanmiş çok yönlü yemekler yedirilmelidir. Önemli olan, öğün saatlerinin belirli bir düzene oturtulmasidir. Arada bir şeyler atiştirmak diye de bilinen zamansiz beslenmek, çocuklarda iştahin oluşumunu önler. Yemekler sakin ve huzurlu bir ortamda yenilmelidir. Sağlikli bir iştahin oluşmasi için başlica şart, çocuğun dişarida gönlünce koşup oynamasi ve yeterince uyumasidir. **Enerji İhtiyaci İnsan, tam bir bedensel ve zihinsel dinlenme sirasinda bile, temel tüketim olarak adlandirilabilecek bir enerji harcar. Her tür hareketlilik ve gelişme için de ayrica enerjiye ihtiyaç vardir. Bu enerjiyi, albümin, yağ ve karbonhidrat içerikli besinler sağlar. Bedenin her kilosunun günlük enerji ihtiyaci çocukluk yillari boyunca belirli bir azalma gösterir. Bunun nedeni, temel tüketim ve gelişme için gerekli olan enerji ihtiyacinin azalmakta oluşudur. Buna karşin, günlük enerji tüketimi yaşin ilerlemesiyle paralel olarak artiş gösterir. 14-15 yaşindaki kizlar enerji tüketiminde günlük 2400-2700 kaloriye ulaşirlar. Oğlanlarda ise, enerji ihtiyaci ancak gençlik yillarinda, yani 15-18 yaşlarinda artiş göstererek, günlük 3000-3500 kaloriye kadar çikar. **Sivi İhtiyaci Bedende pek çok önemli işlevi olan su vazgeçilemez bir besin maddesidir. Dokularin gelişimi için suya ihtiyaç vardir. Metabolizma atiklarini ve tuzlari dişkilamada görev yapan idrar, su olmadan oluşamaz. Bedenin her gün aldiği sivi miktarinin yarisi, solunum yollari ve deri üzerinden dişkilanir. Bağirsak yoluyla dişkilanan kati dişki nin oluşabilmesi için de suya ihtiyaç vardir. Çocuklarin yaşlarinin küçüklüğü oraninda, beden ağirliğinin her bir kilosu daha fazla siviya ihtiyaç duyar. Günlük sivi ihtiyacinin yariya yakini su ve benzeri içeceklerle karşilanir. İhtiyaç duyulan toplam sivi ihtiyacinin öteki yarisi ise, tükettiğimiz besin maddelerinde mevcuttur. Kati yiyecekler olarak adlandirilan ekmek, et, peynir ve yumurtadaki sivi miktari %40-70 civarindadir. Patates, meyve ve sebze ise neredeyse %90 oraninda su içerir. **Albümin Albümin, yaşamsal önemi olan bir besin ve yapitaşidir, 1 gram albüminde 4,1 kalori vardir. Alinan günlük kalori miktarinin %10-12 kadarlik bölümü albüminden oluşmalidir. Dengeli bir besinin içindeki albüminin ise en azindan yarisinin hayvansal kökenli(süt, et, balik, peynir, yumurta), öteki yarisinin da bitkisel kökenli (ekmek, tahil ürünleri, patates, baklagiller, sebze) olmasina özen gösterilmelidir. 2-3 yaşindaki bir çocuğun günlük hayvansal albümin ihtiyaci, 0,3 litre tam yağli süt, 50g yağsiz et ve bir yumurtanin 1/3'i ile karşilanabilir. 8-9 yaşindaki bir çocuğun hayvansal albümin ihtiyaci ise, 0,4 litre tam yağli süt, 80g yağsiz et ve 20g peynirle, 12-14 yaşindaki bir çocuğun hayvansal albümin ihtiyaci ise, 0,5 litre tam yağli süt, l00g et, 40g peynir ve yarim yumurtayla karşilanabilir. ***Kati Yağlar Çocuğun beslenmesinde kati yağlar çok önemli görevler üstlenir. Biyolojik açidan en değerli yağlar, yaşamsal öneme sahip doymamiş yağ asitleri (öncelikle linoleik asit), A, D, E, K vitaminlerini içeren ve sindirilmesi kolay olan yağlardir. Tereyaği, margarin, tohum yağlari ve hayvansal yağlar (deri ile et arasindaki yağ tabakasi) biyolojik açidan en değerli yağlarin başlicalaridir. Küçük çocuklarin ve okul çocuklarinin beslenmesinde bu tür yağlara, ekmek üstüne sürülerek ve yemek pişirmede öncelik verilmelidir. Hindistancevizi türü yağlar, sizdirilmiş yağlar (donyaği) ve içyaği, küçük çocuklarin ve okul çocuklarinin beslenmesinde daha az yer almalidir. Tüm besin maddelerinin içinde en çok enerjiye sahip olani kati yağlardir, l g kati yağda 9,3 kalori vardir. Büyük bir beslenme ihtiyaci, küçük miktarlardaki besinlere kati yağ eklenerek giderilebilir. Albümine ve karbonhidrata göre daha yavaş sindirilebildikleri için yağlar, beslenmede doyurma değerini arttirir. İçine biraz yağ eklenen yemeklerin lezzeti de artar. Çocuklar için hazirlanacak lezzetli, değişik ve besleyici bir yemeğin toplam kalorisinin %35-40’lik bölümünü kati yağlar oluşturmalidir. Çocuklar yemekte fazla yağdan hoşlanmazlar. Günümüzün beslenme alişkanliklarina göre, çocuklarin beslenmesinde yağ oraninin çok yüksek olma tehlikesi vardir. Besinlerle birlikte fazla miktarda tüketilen yağ, bedende yağdoku gelişimini destekler. Yağli sandviçlerle ve tereyağli ekmeklerle günlük ideal yağ tüketimi kolayca aşilabilir. Sandviç hazirlarken ve yemek pişirirken, kati yağlarin ve yağ içerikli besin maddelerinin tüketiminde savurganca davranilmamalidir. Karbonhidratlar Yeterince karbonhidrat içermeyen besinlerle çocuklarin beslenebilmesi mümkün değildir. Karbonhidratlar en kolay sindirilebilen besinlerdir ve tüm besinlerin içinde en kisa sürede enerjiye dönüştürülebilenlerdir. Çocuklar, ihtiyaç duyduklari enerjinin en azindan yarisini karbonhidrat içerikli besinlerle almalidir, 1 g karbonhidrat 4,1 kalori içerir. Tam tahil ekmek türleri, yulaf ezmesi, irmik, patates, baklagiller ve meyveler karbonhidrat açisindan zengin, çok değerli besin maddeleridir. Bu besin maddeleriyle öncelikle B l, B grubu ve C vitaminleri ihtiyaci karşilanmaktadir. Yine bu besin maddeleri, albümin, kalsiyum, fosfor, demir gibi önemli maddelerin yani sira, normal bir bağirsak işlevinin sürdürülebilmesi için gerekli olan posalari içerirler. Çocuklarin beslenmesi bu nedenle karbonhidrat ağirlikli olmalidir. Hamur işleri, beyaz ekmek, pasta, şeker, bal, marmelat, şekerlemeler, çikolata, dondurma ve öteki tatlilar biyolojik açidan daha az değerli besin maddeleri olarak tanimlanirlar. Meyve sulari da bu gruba dahildir. Sayilan bu besin maddeleri, vitaminler ve önemli besin maddeleri açisindan pek değer taşimazlar, ayrica bağirsaklar için çok önemli olan posalari da içermezler. Bu nedenle, bu besin maddeleri küçük çocuklarin ve okul çocuklarinin karbonhidrat ihtiyacinin ancak küçük bir bölümünü karşilamalidir. Tatlilar, pastalar ve tatli meşrubatlar öğün aralarinda tüketilmemelidir. Bunlar iştahi kapatir ve dişlerin çürümesini hizlandirirlar. Özellikle bonbon, karamel ve çubuklu şekerlemelerin emilmesi dişlen çok olumsuz etliler. En doğrusu, şekerli maddelerin çocuklara yemeklerin ardindan az miktarda verilmesidir. Ama sonra dişler mutlaka firçalanmalidir! Çocuklarin düzenli biçimde diş firçalamaya mutlaka aliştirilmalari gerekir. ***Mineraller ve Mikro Besin Maddeleri Bir çocuğun normal gelişimi ancak, tükettiği besinlerde yeterince mineral ve mikro besin maddelerinin bulunmasina bağlidir. Dengeli bir karma beslenme, yeterli miktarda mineralleri ve mikro besin maddelerini zaten içerir. Sağlikli çocuklar için, minerallerin ve mikro besin maddelerinin ayrica alinmasina gerek yoktur. *Sodyum: Sodyum, ağirlikli olarak tuzdan alinir. Tuz ise, ekmek, salam ve öteki et ürünleri, balik konserveleri ve hemen hemen tüm hazir yemeklerde vardir. Yemeklere ayrica tuz serpilmesine ise gerek yoktur. Ama ev yemeklerinde genellikle gereğinden fazla tuz kullanilir. Lezzeti arttirmak için mutfak baharatlarinin kullanilmasi ise çok daha sağliklidir. *Kalsiyum: Beslenmede kalsiyum miktari öncelikle süt tüketimine göre oluşur. Küçük çocuklarin ve okul çocuklarinin günlük kalsiyum ihtiyaçlarinin karşilanabilmesi için, yarim litre süt (tam yağli veya yağsiz süt veya yoğurt) yeterlidir. *Fosfor: Yeterince albümün ve kalsiyum içerikli besinler ayni zamanda yeterli fosforu da içerirler. *Demir: Kana kirmizi rengini veren maddenin oluşumu için demir mutlaka gereklidir. Bu nedenle, beslenmede kesinlikle ihmal edilmemelidir. Şu besin maddeleri yüksek oranda demir içerirler: Sakatat türleri, et, et ürünleri, balik, kümes hayvanlari, yulaf ezmesi, tam tahil ekmekleri, baklagiller ve isirganotu. Demir eksikliğine ve kansizliğa karşi en etkili önlem, çeşitlilik ve değişiklik temeline oturtulmuş bir beslenme biçimidir. ***Vitaminler Çeşitlilik ve değişiklik temeline oturtulmuş bir beslenme, gerekli tüm vitaminleri yeterli miktarlarda içerir. *A vitamini (retinol ve karotin): A vitamini besin maddelerinde iki değişik biçimde yer alir. Hayvansal besin maddeleri büyük miktarda doğrudan yararlanilabilecek A vitaminini (retinol) içerir. Bitkisel besin maddeleri ise A vitamininin ilk basamağini (karotin) içerir. Karotin beslenme açisindan daha az değerlidir ve organizma tarafindan, retinole göre daha kötü kullanilir. Retinol miktari yüksek olan besin maddeleri, karaciğer, tereyaği, margarin ve yumurtadir. Önemli karotin taşiyanlar ise, havuç, lahana türleri, ispanak, yeşil fasulye, kirmizibiber, yeşil salata, maydanoz, kayisi, mandalina ve şeftalidir. *B1 vitamini (tiyamin): Bolca karbonhidrat ve az yağ içeren bir beslenme biçiminde bedenimiz bol yağli bir beslenmeye kiyasla daha çok B1 vitaminine ihtiyaç duyar. Bolca B l vitamini içeren besinler, domuz eti, jambon, karaciğer, böbrek, tam tahil ekmekleri ve baklagillerdir. *B2 vitamini (riboflavin): Bu ihtiyaç öncelikle süt, ekşimik(çökelek), peynir ve ikincil olarak da et ve ekmekten elde edilir. *C vitamini (askorbik asit): Meyve ve sebze önemli C vitamini taşiyicilaridir. Önemli ölçüde C vitamini içeren bitkisel besinler ise, patates, kirmizibiber, lahana türleri, karnabahar, ispanak ve meyve türlerinden de siyah frenküzümü, çilek, limon, portakal vb. Edinilmiş tecrübelere göre, çiğ meyve yiyenler, C vitaminini genellikle patates ve öteki sebzelerden alanlara kiyasla, C vitamini ihtiyaçlarini daha kolaylikla ve bollukla karşilayabilirler. Patatesten ve öteki sebzelerden kazanilan C vitamininin niceliği ve niteliği ise bu sebzelerin bekletilme koşullarina ve pişirilme biçimlerine göre değişiklikler gösterir. Sebzelerin alişilmişin dişinda uzun süre yikanmalari ve patatesin suda bekletilmesi durumlarinda da C vitamininin önemli bölümü yitirilebilir. Bu sebzelerin uzun süre pişirilmeleri ve uzun süre sicak tutulmalari da C vitamini kaybina yol açar. *D vitamini (kalsiferol): Büyüme çağinda organizmanin, özellikle kemik gelişimi için D vitaminine ihtiyaci vardir. D vitamini deri tarafindan üretilir. Balik yağlan, ringa baliği, yumurta sarisi, krema, karaciğer, tereyaği ve margarin önde gelen D vitamini taşiyicilaridir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.