AYATA Oluşturma zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 17, 2009 Rivayet olunur ki; hallac idam edilecegi zaman yanina seytan gelir: -ben de seninle ayni seyi soyledim, ancak sen allah'in rahmetine mazhar oldun, ben ise lanetine. bu nasil oluyor? hallac'in cevabi, butun dusuncesini ozetler: -sen ene'l hak dediginde kendini düşündün, kendini söyledin; ben ise bunu kendimden çıkarak söyledim. Acaba kaç kişi kavrayacak..... Ömer Hayyam a teşekkür. -------------------- HALLACI MANSUR ENEL HAK DEDİ HAKTIR SÖZÜ , SÖZÜ HAK SÖYLEDİ NADAN OLAN MUKAYYET ANLADI HALBUKİ MUTLAK SÖYLEDİ ___________________________________ ENEL HAK TASAVVUFTA BİR MERTEBEDİR ; ben kulumu sevince onun canını alırım , sonra onun gören gözü ,tutan eli olurum,.. hadisi şerif. İLM-İ LEDÜN DE MAKAM-I CEM VARDIR .. BU MAKAMIN RABITASI LA İLAHE İLLA ENEDİR ! ben size enfuz ve afakta ayetlerimi gösterecegim .. ayet ayette bahsedildigi gibi ALLAH kuluna enfuzda ;(kendinde) ayetini gösterir , o makama gelen salikten BEN ALLAH IM der ! salik kendinde rabbini görmüştür ! daha sonra bir üst makamda (hz.cem ) aynı şekilde bu görüntü afakta görünür ! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 (kendinde) ayetini gösterir... burada kullanılan ayet işaret anlamında kullanılır ayet kelimesinin 7 - 8 tane anlamı vardır. Ama burada kullanılan işaret alamet anlamıdır. Ufak bir bilgi... Ene kelimesininde arapça kişilik zamirlerinden ben anlamında olduğunu çoğu kişi bilir yine de ufaktan açıklayayım dedim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 iyiydi gerçekten....aslında zor değil kavramak..yeterki akıl korku ile çepeçevre sarılmış olmasın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 iyiydi gerçekten....aslında zor değil kavramak..yeterki akıl korku ile çepeçevre sarılmış olmasın. belki; hallacı mansur'u bu noktaya getiren aklı değildi! sevgiyle atan kalbiydi, allaha olan aşkıydı, saygısıydı, ona ulaşma arzusuydu, onu en iyi anlama yaşama isteğiydi, belki O'unu kendinde görme, kendini de O'nda görme arzusuydu, iştiyakıydı.... yoksa aklı, düşünmesi, okuması değildi kanımca... üniv. yıllarında birine aşık olmuştum ki, onu nerde görsem, ayak seslerini duysam, kalbim onun için atıyor sanırdım. sanki bana zehirli bir şarap verse, şerbet diye içerdim! (walla:)) o kızı kendimin, ruhumun bir parçası gibi görüyordum, sanki ruh ve beden ve ben ikizimdir, yada onunla ben tek başıma "ben" olabiliyordum.... şimdi sevgili AYATA, bu olayımı okuyan, düşünen kimse beni anlamaz. kimse bu yazdıklarımı okuyarak da benim o zamanki halim gibi olmaz, olamaz. bu benim halimin mantıkla ve zeka ile hiç bi alakası da yok şimdi sizin anlatmak istediklerinizin önünde engel olarak akıl yok, korku da yok... aşk var. eğer bu aşkı duymamışsanız, duyamamışsanız zaten anlattıklarınızın bir klavye yazısından ötesi yok. eğer duymuşsanız da burda bunları savunmanızın bir anlamı yok. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Buyrun size kendi ağzından Hallac-ı Mansur'un kendi ağzından şeytana bakışı... 'İblis'in bu adı, onun ilk adı olan Azazil'den gelir; 'Ayn', onun çabalarının büyüklüğünü simgeler, 'ze', ziyaretlerinin gittikçe artmasını simgeler; 'elif', aldığı yolu, ikinci 'ze' ise onun ulaştığı yücelikteki yalnızlığı simgeler; 'ye', sonsuz acıya doğru yürüyüşünü ve 'lam', acı çekmekte direnişini simgeler.' TAVASİN .SYF.44 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 islamiyet içerisinde doğmuş felsefeci ve edebiyatçılar tasavvufun oluşmasında rol oynamışlardır. Düşünceleriyle yoğurulan edebi eserlerin yazarları, sadece kendilerinden yola çıkarak Allah düşüncelerini ve bilinçaltlarındakileri yaratıcıya olan aşklarını dile getirmişlerdir. Tüm tasavvufcular ve o yolda gidenler filozoftur, edebiyatçıdır. Görmek istediklerini gönül gözlerini açarak söylemişlerdir. Katı kurallara sahip değillerdir. Ama şu varki hiç biri peygamber değildir. Bu nedenledir ki dine sahip olmak isteyen biri çok düşünmeyi seçmez.Çok düşünenlerse belki Allah'ın daha çok sevdikleridir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 islamiyet içerisinde doğmuş felsefeci ve edebiyatçılar tasavvufun oluşmasında rol oynamışlardır. Düşünceleriyle yoğurulan edebi eserlerin yazarları, sadece kendilerinden yola çıkarak Allah düşüncelerini ve bilinçaltlarındakileri yaratıcıya olan aşklarını dile getirmişlerdir. Tüm tasavvufcular ve o yolda gidenler filozoftur, edebiyatçıdır. Görmek istediklerini gönül gözlerini açarak söylemişlerdir. Katı kurallara sahip değillerdir. Ama şu varki hiç biri peygamber değildir. Bu nedenledir ki dine sahip olmak isteyen biri çok düşünmeyi seçmez.Çok düşünenlerse belki Allah'ın daha çok sevdikleridir. Locked e dine sahip olmak isteyen birini neye kasıt söylediğini çıkartamadım. Mutasavvıflara mı yoksa normal dindarlara mı ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 islamiyet içerisinde doğmuş felsefeci ve edebiyatçılar tasavvufun oluşmasında rol oynamışlardır. Düşünceleriyle yoğurulan edebi eserlerin yazarları, sadece kendilerinden yola çıkarak Allah düşüncelerini ve bilinçaltlarındakileri yaratıcıya olan aşklarını dile getirmişlerdir. Tüm tasavvufcular ve o yolda gidenler filozoftur, edebiyatçıdır. Görmek istediklerini gönül gözlerini açarak söylemişlerdir. Katı kurallara sahip değillerdir. Ama şu varki hiç biri peygamber değildir. Bu nedenledir ki dine sahip olmak isteyen biri çok düşünmeyi seçmez.Çok düşünenlerse belki Allah'ın daha çok sevdikleridir. çok güzel bir değerlendirme..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
duad Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 thalese:thumbsup: tek engel aşk dediğin gibi korku deil veya akıl değil. ama bunu karıştırıyor tabi insanlar, korkmamalıyız diye düşünüyorlar, Yaradandan korkmakmı oda neymiş diyorlar, bu sadece sevgiyle olucak iş diyorlar. Araplara olan öfkelerindenmidir, biz farklıyız düşüncesindenmidir bilmiyorum, Korkuyla Aşkın birlikte olabileceğini hiç düşünmüyorlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 çok haklısın..."Korku akılı yok eder" demiş Einstein....Aşk varsa korku yoktur... en azından olmaması gerek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
duad Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 einsteinin dediği gibi korku akılı yok eder, aşkı deil, einsteinde cok haklı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.