Jump to content

animizm


demonium

Önerilen Mesajlar

Animizm, doğada insan ruhuna az çok benzer ruhlar bulunduğunu kabul eden dindir. Ruh, sadece insanda yoktur. Canlı cansız her şeyin ruhu vardır.

İnsan, teolojik hale fetişizm ile başlamış, buna iyi ve kötü ruhları sokmuştur. Sonra çoktanrıcılığa geçmiş daha az ama daha kudretli ruhları işin içine katmıştır. Ardından bu tanrıları tek bir tanrıda birleştirerek tektanrıcılığa geçmiştir.

İlkel insana göre ruh, bedene veya bedenin belli parçalarına bağlıdır. Can,insanın dışına çıkabilir ama bu halde bile bedeni yönetir. Can (dış can) çalınabilir, yenebilir, geri getirilebilir, bazen yamanabilir, onarılabilir ya da yerine başkası konabilir.

Kişiliküstülük, sadece bedende değil onun attığı salgılar, saç, tırnak, sperm, idrar gibi bütün atıklarında da bulunur. Onun için bu atıkların kötü niyetli bir başkasının eline geçmemesi için herkes bunları saklar. Hatta bazen buna ayak izi bile eklenir.

Kişinin gölgesi, sudaki aksi ve resmi, kişiliğine dahil nesnelerdir. Bu nedenle hemen tüm ilkel toplumlarda insanlar, resimlerinin yapılmasına karşı çıkarlar. Hatta insanın ismi bile bu listeye dahil olabilir. Bazen giysi de kişiliğe ait sayılır.

Hayatın özü olan can, bedeni terkedince, insan ölür. Bununla beraber ruhun bedende kaldığına ve yaşayanlardan öç alabileceğine inanıldığından, cesede büyük saygı ve özen gösterilir. Ölüler, bu alemin tam tersi bir alemde yaşamaktadırlar. Buradaki her şeyin tersi, ölüler aleminde geçerlidir.

Ölülerin öbür alemde yaşadığına inanılır. Bu düşünce, hemen hemen evrenseldir. Yine bunun gibi evrensel olan bir başka düşünce ise ölülerin de öldüğüdür. Onlar için geçerli bir sonsuz hayat yoktur.

Animizmin başlangıcı, ruhun öldükten sonra varolduğu düşüncesidir. Böylece ruh, insanların etrafında dolaşan, onlara müdahale eden doğaüstü bir hal alır. O zaman bu ruha adaklar adamak, dualar etmek, kurbanlar kesmek eylemleri başlar ki bunlar dinin temel öğelerindendir.

Zamanla sadece insanın değil, hayvanların ve bitkilerin de ruhları olduğuna, bunların da insanları iyi-kötü yolda etkilediğine inanılarak, bunlara da tapılmaya başlanmıştır. Böylece, önce atalarının ruhlarına tapan insanlar, daha sonra doğaya tapmaya başlamışlardır. Her nesnede ruh olduğuna inanılmasıyla, insanlarda canlı-cansız ayrımı kalkar.

Bu dinin mistik yanını Levy-Bruhl şöyle anlatıyor: "İlkel zihniyetin müşterek tezahürlerinde nesneler, varlıklar, olaylar, bizim için anlaşılmaz bir şekilde hem kendileri, hem kendilerinden başka şey olabilirler. Yine aynı anlaşılmaz şekilde bir takım kuvvetler, meziyetler, mistik hareketler neşreder veya alırlar ki bunlar oldukları yerde kalmaya devam etmekle beraber, kendilerini yine de bulundukları yerin dışında hissettirirler."

Maddi alemin dışında, manâ alemi düşüncesini geliştirmişlerdir ki mistik yan budur. Bu insanların ibadetlerinin amacı; manâ ile temasa hazırlıksız oldukları zaman, kendilerini ondan korumak ya da hazır oldukları zaman manânın daha fazlasını benliklerinde tutmaktır.

Rahip, manâya tamamen sahip olan kişidir ve bunu istediği gibi kullanabilir. Tapınak ise manânın büyük miktarda toplandığı yerdir.

Mistik kuvvetler, doğada da vardır ve insan bunlara hakim olabilir: Bir takım sözler söyleyip, danslar edip, değişik karışımlar oluşturarak ya da bazı ufak heykelcikler yaparak. İşte büyü buradan doğmuştur.

Salomon Reinach'a göre büyü, Animizm'in tekniği ve stratejisidir. Bazı nesnelerde büyülü bir kuvvet vardır; felaketi kovar ve mutluluk getirirler. Büyünün iyi tarafı (rahipler yapar) ve kötü tarafı vardır (büyücüler yapar).

Bu inanışşa göre, resmin, heykelin, dansın, müziğin, bütün güzel sanatların ana kaynağı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Animizm'dir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

- fetişizm kelimesini neye karşı olan fetişistlik anlamında kullandığını çözemedim

 

 

Vikipedi deki animizm in açıklaması şöyle

 

Psikolojik olaylarda olduğu gibi hayatla ilgili olayları da düşünen bir ruhun yönettiğine inanan sistem (Stahl doktrini).Stahl'ın animizmi hem mekanizme hem de vitalizme karşıdır;mekanizm,hayat olaylarını yalnız fizik-kimya olgularından ibaret sayar;vitalizm ise hayat olaylarını yarı maddi yarı manevi olan,hem fizik-kimya olaylarından hem de düşünen ruhtan ayrı bir hayat ilkesiyle açıklar.Şuur ve bitkisel hayat gibi iki ayrı ilkeyi varsayan vitalistlerin çifte dinamizminin (düodinamizm) aksine animistler hem hayatla ilgili olayları hem de psikolojik olayları tek bir sebebe,düşünen veya “akıllı” bir ruha bağlarlar.(Canlıcılık) insan öldükten sonra vücudu 18 gr. hafifler bu 18 gramın ruh olduğu düşünülüyor.

 

Temel olarak ruhun üstünlüğünü kabul eder. Hemen hemen tüm dinlerin ortak olgusudur ruh. Buna göre her din biraz animist kabul edilmelidir. Ayrıca 18. gr konusunu yeni duydum. Biraz şaşırmadım desem yalan olur

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

1900'lerin basinda yapilan bilimsel bir arastirmaya dayaniyor. ABD'li bilimadami Duncan MacDougalI, 1907 yilinda yaptigi deneylerin sonucunda, ölüm aninda insanlarin vücut agirliklarinin tam 21 gram azaldigini ortaya koyarak, "Ruhun varligini" kanitladigini açiklamisti. Kayitlara göre, ABD'li uzman ölüm dösegindeki hastalari, vücut agirliklarini hassas bir sekilde ölçebilen özel bir yataga yerlestirdi. Deneyinde agir tüberküloz hastalarini kullandi. Çünkü bu denekler ölürken fazla hareket etmeyerek, tarti sisteminin dogru ölçümler yapmasina olanak sagliyordu. Ancak Dr. MacDougall sadece 6 hasta üzerinde bu deneyi gerçeklestirdi. Üstelik hastalardan ikisi son nefeslerini verirken, teknik ariza yasandi ve agirliklari ölçülemedi. Diger üç denek ölüm aninda yaklasik 21 gram "hafifledi". Ama birkaç dakika içinde kilolari ayni düzeye çikti. Son denek ise gerçekten kalbi durdugunda 21 gram "hafifledi". Yani MacDougall, sadece 1 denegin, ölüm aninda "21 gram" verdigini kesfetti.

 

Köpekler ruhsuz mu?

15 köpek üzerinde yaptigi deneylerde de hayvanlarin ölüm aninda agirlik kaybetmedigini gören MacDougall, bu bulguyu da ilk arastirmasina destek olarak gördü. Çünkü o dönemde köpeklerin ruhunun olmadigina inaniliyordu. New York Times gazetesi bu tezi "Ruhun agirligi bulundu" mansetiyle duyurdu.

 

Çikan ruh degil gaz

Macdougall, tezini açikladiginda diger bilimadamlari tarafindan tepkiyle karsilandi. Uzmanlar, ölüm aninda hafiflemeyi saglayanin ruh degil, bedenden çikan gazlar oldugunu iddia etti. Günümüzde de California Üniversitesi'nin uzmanlarindan Dr. Robert Stern, "Insan vücudunda 'lysosome' adli hücre benzeri yapilar bulunur. Ölümden sonra bunlarin salgiladigi enzimler, dokulari parçalayarak gaz ve siviya dönüstürür. Yasanan hafifleme de bu yüzden gerçeklesir" diyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...