nevermore Oluşturma zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 20, 2009 Eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçli ve bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nefret ediyorum. Ben savaşı ve o soğuk silahları öylesine tiksindirici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir. Ne güzel demiş Albert Einstein. Milyonlarca insanın canını aldı bu, milyonlarcasını evsiz, annesiz, yurtsuz bıraktı. Çoğu zaman haksız gerekçelerle cinayetler silsilesine, bir oyuna -tabi güçlü olan için- dönüştü. Nefret duymak için daha büyük bir sebep var mı sizce? Hatırlayın 2. Dünya Savaşı'nı; "üstün" ırk olduğunu iddia eden koyunlar Das Engelleandlied'lerle gaza getirildi. Evet, müziği savaşa alet edebildiler. Buradan Herms Niel'i kutlarım. Ama benim asıl ilgilendiğim kısım savaşın tam karşısında duranlar. Notaların tanklardan güçlü olduğunu düşünenler. Hair Müzikali'ni bilir misiniz? 79'da filmi de çekilmiştir ve sinema tarihinin kalasiklerinden biridir. Orada çiçek çocukarının hikayesi anlatılır. Savaşa karşı en büyük kalemizdir Hair. Let the Sunshine In şarkısı o günden bugüne hala dinlenmektedir. Ne güzel demiş değil mi? Bırak güneş içeri girsin... Ya İki Çocuk şarkısını bilir misiniz? Teoman söyler onu da. 80'deki ihtilali lanetler. Düşmansız savaşımızdan, birbirimize düşüşümüzden ve henüz reşit bile olmamış çocukların asılmasından bahseder; bunlara nefret kusar. Düşmansız bir savaşta, düştüler kalkmayacaklar... Bir de Colonel Bagshot'tan Six Days War şarkısı var ki direkt suratımıza vurur savaşın iğrençliğini. Hatta bu şarkıya DJ Shadow remix yapmıştır. (Bir sinema filmi için.) Birden kendimizi onun içinde bulabileceğimizi, ne kadar aciz olduğumuzu anlatır. Ve der ki; çok geç olmadan, yarın asla gelmez... Peki nasıl oluyor da notaların tanklardan güçlü olduğu konusunda ısrarcıyım? Belki de çok basit. Shakespeare der ki, "Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın akışını değiştiremiyorsan, düşüncelerini değiştir." Bu savaşların olması da düşüncelerimizin çelişmesinden ibaret değil mi aslında? İşte notalar bizim canımıza değil düşüncelerimize saldırır. Eğer izin verirsek o düşüncelere savaştan nefret eder hale gelebilir ve savaşların sürmesini engellemek için bir şeyler yapabiliriz. Unutmayalım, düşünceler kurşun geçirmez... Belki de fazla iyimserim ama yazımı Six Days War'ın bir bölümüyle bitireceğim. Belki bir kez daha düşünürüz de militarizmin oyuncağı olmayı reddedebiliriz. emreayata Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 when the musics over when the musics over , yeah when the musics over turn out the lights turn out the lights turn out the lights, yeah when the musics over when the musics over when the musics over turn out the lights turn out the lights turn out the lights for the music is your special friend dance on fire as it intends music is your only friend until the end until the end until the end cancel my subscription to the resurrection send my credentials to the house of detention ı got some friends inside the face in the mirror wont stop the girl in the window wont drop a feast of friends "alive" she cried waitin for me outside before ı sink ınto the big sleep ı want to hear ı want to hear the scream of the butterfly come back, baby back into my arm were gettin tired of hangin around waitin around with our heads to the ground ı hear a very gentle sound very near yet very far very soft, yeah, very clear come today, come today what have they done to the earth? what have they done to our fair sister? ravaged and plundered and ripped her and bit her stuck her with knives in the side of the dawn and tied her with fences and dragged her down ı hear a very gentle sound with your ear down to the ground we want the world and we want it... we want the world and we want it... now now? now persian night, babe see the light, babe save us jesus save us so when the musics over when the musics over , yeah when the musics over turn out the lights turn out the lights turn out the lights well the music is your special friend dance on fire as it intends music is your only friend until the end until the end until the end ................................................................................................................... müzik sona erdiğinde, müzik burada sona erdiğinde, müzik sona erdiğinde, söndür ışıkları, söndür ışıkları, söndür ışıkları, evet, evet. müzik sona erdiğinde, müzik sona erdiğinde, müzik sona erdiğinde, söndür ışıkları, söndür ışıkları, söndür ışıkları. müzik senin can dostun olduğundan, onun istediği gibi coşkuyla dans et, müzik senin tek dostun, sonuna dek, sonuna dek, sonuna dek. yeniden diriliş anlaşmamı iptal edin, güven belgemi hapishaneye gönderin, içerde bazı dostlarım var. aynadaki yüz yok olmayacak, penceredeki kız gitmeyecek, dost muhabbeti yaşıyor, diye bağırdı, beni dışarda bekleyen. büyük uykuya dalmadan önce, duymak istiyorum, duymak istiyorum, kelebeğin çığlığını. geri dön bebek, kollarıma geri dön. boş oturmaktan yoruluyoruz, boşuna bekleyerek, boynumuz bükük. çok tatlı bir ses duyuyorum, hemen yanında, ama çok uzak, çok yumuşak, ama berrak. bugün gel, bugün gel. ne yaptılar dünyaya? ne yaptılar güzel kız kardeşimize? yaktılar ve yıktılar, ve dövdüler, ve yaraladılar onu, bıçakladılar, şafak sökerken ve parmaklıklarla çevirdiler, ve yerde sürüklediler onu. çok tatlı bir ses duyuyorum, senin yere yaslanmış kulağınla dünyayı istiyoruz ve onu istiyoruz, dünyayı istiyoruz ve onu istiyoruz, şimdi! acem gecesi! bebek, ışığı gör! bebek, esirge bizi! isa! esirge bizi! müzik senin can dostun olduğundan, onun istediği gibi coşkuyla dans et, müzik senin tek dostun, sonuna dek, sonuna dek, sonuna dek. ki müzik sona erdiğinde, müzik sona erdiğinde, evet, müzik sona erdiğinde, evet, söndür ışığı, söndür ışığı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 the doors.................... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Aynen:)... Çeviri mükemmel değil, fakat gene de bir fikir vermesi açısından idare eder. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sally Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 When the music's over'dan hemen sonra aklıma the end geliyor for the music is your special friend dance on fire as it intends music is your only friend until the end until the end until the end "Hair Müzikali'ni bilir misiniz? 79'da filmi de çekilmiştir ve sinema tarihinin klasiklerinden biridir. Orada çiçek çocukarının hikayesi anlatılır. Savaşa karşı en büyük kalemizdir Hair. Let the Sunshine In şarkısı o günden bugüne hala dinlenmektedir. Ne güzel demiş değil mi? Bırak güneş içeri girsin..." Hair müzikali'ni izlemeyen herkese tavsiye ederim,gerçekten çok güzel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 When the music's over'dan hemen sonra aklıma the end geliyor for the music is your special friend dance on fire as it intends music is your only friend until the end until the end until the end "Hair Müzikali'ni bilir misiniz? 79'da filmi de çekilmiştir ve sinema tarihinin klasiklerinden biridir. Orada çiçek çocukarının hikayesi anlatılır. Savaşa karşı en büyük kalemizdir Hair. Let the Sunshine In şarkısı o günden bugüne hala dinlenmektedir. Ne güzel demiş değil mi? Bırak güneş içeri girsin..." Hair müzikali'ni izlemeyen herkese tavsiye ederim,gerçekten çok güzel bilmez olurmuyum sally haftada bir gun seyrederim .. kent state ... seyretmediysen bul ve seyret Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Çiçek çocukları yani Hippie'ler kanımca dünya tarihinin en duyarlı en çocuk kalmış nesliydiler. Onlar aşk ve barış istediler; bizler ise son model bilgisayarlar, cep telefonları vs... Eğer günümüz de birazcık olsun özgürlükler, kadın hakları vs namına birşeyler varsa, bu onlar sayesindedir. Onların zamanında müzik ruhla yapıldı, şimdi ise bilgisayarlarla yapılıyor. Günümüz insanında onların sahip olmadığı bir yığın teknolojik imkan var fakat onlarda ki ruh yok; Bu çok acı! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sally Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 bilmez olurmuyum sally haftada bir gun seyrederim .. kent state ... seyretmediysen bul ve seyret Kent state...Bulabilirsem seyrederim tabi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 [claude:] we starve, look at one another short of breath, walking proudly in our winter coats, wearing smells from lab'ratories, facing a dying nation of moving paper fantasy, list'ning for the new told lies with supreme visions of lonely tunes. somewhere, inside something, there is a rush of greatness. who knows what stands in front of our lives; i fashion my future on films in space. silence tells me secretly everything, everything. manchester england, england manchester england, england (eyes look your last) across the atlantic sea (arms, take your last embrace) and i'm a genius, genius (and lips, owe you the 'dors) i believe in god (of breath. seal with a righteous kiss) and i believe that god believes in claude, (seal with a righteous kiss) that's me. that's me. (the rest is silence) that's me. (the rest is silence) that's me. (the rest is silence) [sheila:] we starve, look at one another short of breath, walking proudly in our winter coats, wearing smells from lab'ratories, facing a dying nation of moving paper fantasy, list'ning for the new told lies with supreme visions of lonely tunes. [tribe:] singing our space songs on a spider web sitar, "life is around you and in you." answer for timothy leary, deary. [five iterations of the following:] let the sun shine, let the sunshine in, the sun shine in... ingilizce bir forum olmadığından dolayı bi de türkçe çevirisini yazayım :) çevirisi: açlık çekiyoruz, bir diğerine bakın nefessiz kalmış gururla yürüyoruz kışlık pardesülerimizle labortuvar kokuları taşıyarak, yürüyen kağıt düşlerden yapılma ölü bir ulusla yüzleşerek, yeni söylenmiş yalanları dinliyoruz yalnız ezgilerin üstün hayalleriyle. bir yerde, içeride bir yerde, büyüklüğün bir acelesi var. kim bilir yaşamlarımızın önünde ne olduğunu? geleceğimi uzayla ilgili filmlerle benzeştiriyorum. sessizlik anlatıyor bana herşeyi gizlice, herşeyi. manchester ingiltere, ingiltere manchester ingiltere, ingiltere (sonuna bakan gözler) atlantik denizinin ötesinde (sana son kez sarılan kollar) ve ben bir dahiyim, dahi (ve dudaklar sana borçlu olan) inanıyorum tanrıya (nefesle mühürleyecek bir dürüst öpücükle) ve ben o tanrının claude'a inandığına inanıyorum, (mühürlü bir dürüst öpücükle) bu benim. bu benim. (gerisi sessizlik) bu benim. (gerisi sessizlik) bu benim. (gerisi sessizlik) açlık çekiyoruz, bir diğerine bakın nefessiz kalmış gururla yürüyoruz kışlık pardesülerimizle labortuvar kokuları taşıyarak, yürüyen kağıt düşlerden yapılma ölü bir ulusla yüzleşerek, yeni söylenmiş yalanları dinliyoruz yalnız ezgilerin üstün hayalleriyle boşluk şarkılarımızı örümcek ağlı bir sitarla söylüyoruz. "yaşam çevrende ve içinde" timothy leary için cevap ver sevgilim. bırak güneş içeri girsin, bırak güneş içeri girsin, güneş içeri girsin. bu da sally ve borderliner e hediye olsun ... duyarlılıklarından ve onları bir kez daha hatırlattıklarından dolayı.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Teşekkürler! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sally Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Çok teşekkürler Filmler bölümüne hair konusunu açmıştım bunu oraya da yazmak gerek aslında izin verirsen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Çok teşekkürler Filmler bölümüne hair konusunu açmıştım bunu oraya da yazmak gerek aslında izin verirsen ne demek heryere yaz hatta ... mumkunse bulutlara duvarlara ... kalplere bakma bu kadar karanlık olduguma cicek cocuklarının ciceklerinin son yapragıyım aslında... izin senin . 'Dünyayı istiyoruz ve hemen şimdi istiyoruz. Onların silahları var ama biz daha kalabalığız.' Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2009 Başlığı okuyunca benim de aklıma Lennon'dan Imagine geldi nedense Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.