nevermore Oluşturma zamanı: Nisan 22, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 22, 2009 ben o kocaman yakınlaşan ellerimi hatırlamıyorum. ve kadın hep bir uçurum gibi yaklaşınca durmadan ayrılığa eğilmiş gözlerime çivilenen acının karbon kimyası gibi kentin kollarında aynaların çığlığını dindiriyorum taşımaya müsait olmayan bir yüzle kanamalı bir öpüş gibi kırdığım vitrin camlarında büyümüş sonra buna kocaman umut diyorum! uzunca bir bilet kuyruğunda kaybetmek gibi hep bir insanla bir insan arasında hırpalanan ellerimi boş ver yüzüne açtığım pek de müstesna olmayan yaraları şimdi insanları gömlek cebinden tanımak daha kolay bazen omuzlarımı saklamak istediğim yerlerde avuçlarımın arasında hep bir hiç yerine söktüğünüz kalbimi taşır gibi devrim: cebinde nereye gittiği belli olmayan yan yana iki plastik gül ve iki paket prozak hapının dramını oynuyorken güneş görmeyen gömleğiniz ve ne zaman yaklaşsam bir kalabalığa kalbimi çıkartıyordum pek de geniş olmayan cebimden sonra buna sonra kocaman bir unut!,diyorum çünkü çok kolay bir yenilgi gibi her şeyin ilki ne zaman yakınlaşsam bir kalabalığa bırak adamlığını kuytularına yağmur ol!,diyorum insanlaşmayı deneyelim bazen kuru sıkı bir tabanca da işimize yarayabilir içimizdeki hırçın yerçekimini alt üst edebilir belki de uzak umutlara hep içine eğimli kalbiyle direnen bir çocuk belki de bu yüzden ölümün en güzel yeri elleridir üçgeni en güzel anlatabilendir kırmızı ışıkta elini bir anda bıraktığım annem ve şimdi kocaman kalbinin kirişlerinde soyunduğum zamanı taşıyabilir miydim her gün doğarken içinde bir serçenin terk ediyorum düşlerimi şimdi şiddetli bir çatışma sonrası kırık omuzlarımın yalnızlığına ve çıkıyorum sıradan hep bir terk etme arzusuyla çıkıyorum ne zaman yaklaşsam bir kalabalığa adımlarımdaki en küçük kara parçası aşk olan hayata! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.