Jump to content

Musevilik (Yahudilik)


pithc

Önerilen Mesajlar

Musevilik (Yahudilik)

 

Musevi felsefesi

 

İnanç esasları • Seçilmişlik • Alaha

Tanrı • Kabala • Mesih • Kader

Kaşerut • Tevazu • Minyan • Tsedaka

 

Dini metinler

 

Tevrat/Tora • Tanah • Talmud • Zohar

Humaş • Sidur • Mişna Tora • Arba Turim

Şulhan Aruh • Tosefta • Mişna Berurah

Tanya • Midraş • Piyutim

 

Kutsal Şehirler

 

Kudüs • Safed • Hebron • Tiberia

Musevi bayramları

Şabat • Roşaşana • Yom Kippur • Sukot

Simhat Tora • Hanuka • Asara BaTevet

Tu Bişvat • Purim • Pesah

Şavuot • 9 Av • Şaloş Regalim

 

Dini binalar

 

Tapınak • Sinagog • Mikve

 

Musevi dilleri

 

İbranice · Ladino · Yidiş

Aramice · Yahudi Arapçası

 

Dağılım :

 

1948'de Filistin adı verilen bölgede İsrail Devleti'nin kurulmasıyla dünyanın her yerinden Yahudiler buraya göç edip yerleşmişlerdir.

Günümüzde en büyük Yahudi nüfusunun yaşadığı ülke İsrail’dir Ülke nüfusunun %80’i yahudidir. İsrail’i ikinci sırada ABD izlemektedir (% 3,4). Yahudiler bu iki ülkenin dışında Fransa, İngiltere, Arjantin, Ukrayna, Rusya ve Kanada başta olmak üzere içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu dünyanın birçok ülkesine dağılmış olarak yaşamaktadırlar.

 

Tarihçe :

 

Dinler Tarihi'nde önemli bir yeri bulunan Yahudilik, kutsal kitaplarında Ahd'e geniş yer ayırmasından dolayı bir Ahit dini olarak da anılır. Musevi geleneğine göre tanrı Yahudi halkıyla bir ahit (antlaşma) yapmış, emirlerini ve yasalarını Tevrat şeklinde Yahudilere vermiştir. Başta İsrail olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde yaklaşık 14 milyon Musevi vardır. Bu yönüyle dünyanın 11. büyük dinidir.

Ortodoks Musevilere ve dindar Musevilerin çoğuna göre İbrahim Peygamber ilk İbrani'dir. Nuh'tan sonra putperestliği reddeden ve tektanrıcılığı savunan ilk kişi olduğuna inanırlar. Tanrı İbrahim'e oğulları olacağını müjdeler (Yaradılış 15:5). İsmail ve İshak isimli iki oğlu olur. İshak, tanrının bildirdiği şekilde babasının misyonuna devam eder. Kenan Ülkesi İshak Peygamber'e tanrı tarafından vaadedilmiştir. İshak'ın oğlu Yakup Mısır'a göç eder ve zaman içerisinde halkı Mısırlıların kölesi olur. Yakup'un oniki oğlundan biri olan Levi'nin soyundan gelen Musa İsrailoğulları'nı Mısır'dan kaçırarak Sina Dağı'na getirir. Burada tanrı tarafından kendisine verilmiş olan Tevrat'ı halkına verir (M.Ö. 1313 veya Yahudi takvimine göre 2448) ve onları Kenan Ülkesi'ne götürür. Musa'nın kardeşi Harun ve onun soyundan gelen erkekler, tanrı tarafından "yüksek din adamları sınıfı" olarak atanırlar (Çıkış 28:1, 2–4).

İsrailoğulları Kenan Ülkesi'ne yerleşirler ve Şiloh (İbranice: Siloh) tapınağını inşa ederler. Bu tapınağın dikili kaldığı 300 yıl boyunca İsrailoğulları tanrı tarafından çeşitli musibetlerle ve işgallerle test edilirler. Sapkınlıkları doruğa ulaştığında tanrı Kenan Ülkesi'nin güneydoğu sahillerinde yaşayan Filistinliler'in Şiloh Tapınağını ele geçirmelerine izin verir. İsrailoğulları diğer milletler gibi süreklilik arz eden, sabit bir krallık kurmak isterler.

Bölgede zaman içinde güçlenen İbraniler hakimler döneminden sonra bir Yahudi krallığı kurarlar ve başına Yahudilerin kralı olarak Şaul geçer. Şaul'un ölümünden sonra, Yahudi Krallığı'nın başına Davud (David HaMeleh) geçer. Davud'un ölmesiyle Yahudi Krallığı'nın başına Davud'un oğlu Süleyman (İbranice: Şlomo HaMeleh) geçer. Süleyman döneminde Yahudi Krallığı altın çağlarını yaşar. Kudüs şehri Yahudilerin en önemli şehri haline gelir. Süleyman Küdüs'e (Yeruşalayim) Beth Hamikdaş denilen büyük bir mabed inşa ettirir. Beth Hamikdaş'ın bugün sadece Batı Duvarı sağlam kalmıştır. Bu duvara Türkçe'de Ağlama Duvarı denmektedir.

 

"Yahudi" sözcüğünün kullanılmaya başlanması :

 

Süleyman'ın ölmesi ile Musevi Krallığı; İsrail Krallığı ve Yehuda Krallığı olmak üzere ikiye ayrılır. İsrail Oğulları'nın 12 kabilesinden 10'u İsrail Krallığını, Yehuda oğulları ve Bünyamin kabilesinin yarısı da başkenti Kudüs olan Yehuda Krallığı'nı kurarlar.

İsrail Krallığı'nın Asurlular tarafından işgal edilmesi sonucu Yehuda kökünden gelen Yahudi kelimesi her iki krallığın insanları için kullanılmaya başlanmıştır. Yahudi sözcüğü, sonradan Türkçe'de Musa kökünden gelen Musevî sözcüğüyle karşılanmıştır. Türkçe dışındaki dillerin birçoğunda sadece Yehuda kelimesinin türevleri kullanılır. Musa kökünden gelen Musevi gibi bir sözcük kullanılmaz. Örneğin İngilizce'deki Jew ve Judaea kelimeleri İbranice Yehudi kökünden gelmektedir.)

Dinbilimciler ve tarihçiler Yahudiliğin bir millet, bir ırk veya bir din olup olmadığı konusunda görüş birliğine varabilmiş değillerdir. Tevrat'a dayanarak kendilerini dünya milletleri arasından seçilmiş halk olarak gören Yahudiler, Yehova'nın (Musevilikte Tanrı) Sina'da bu kavmi kendine seçtiğini, Tevrat'ı Musa'nın şahsında onlara gönderdiğine inanırlar. Hristiyanlık'taki Musa bahsi Yahudilikteki ile aynı, İslamiyet'teki Musa bahsi de Yahudilik ile oldukça paraleldir.

 

Yahudilik'teki önemli semboller :

 

Yıkılmadan önce Ahit Sandığı'nın da içinde bulunduğu Kudüs'teki Mabed (Beth Hamikdaş), Yahudiliğin odak noktasını teşkil etmektedir. Yahudiliğin sembolleri arasında en önemli yeri Yedi Kollu Şamdan (Menora) ile Altı Köşeli Yıldız (Davud'un Yıldızı) tutar.

İnanç ve ibadet sistemi : Yahudilik'te en önemli iman esasını, Tanrı'nın varlığına ve birliğine olan inanç oluşturur. (Bakınız emunot) O'nun birliği, yaratılmamışlığı, evvelinin ve sonunun bulunmayışı, her şeyi bilişi, bütün varlıkların Yaratan'ı oluşu şeklinde bir tanrı inancı vardır.

Daha çok günlük hayat ve ibadetlerde belirginleşen Yahudiliği detaylı olarak Tanah'da bulmak mümkün değildir. Onlar için önemli olan Tevrat'ta bildirilen şeriatın yaşamasıdır. İnançlarına göre Tanrı'nın en sevgili milleti Yahudilerdir. Bunun en büyük delili, Tanrı'nın İsrâiloğulları ile Moşe Rabenu'nun (Musa) şahsında Sina'daki antlaşmasıdır. Yahudi inancına göre Tanrı, insanlığı aydınlatmak ve mutlu kılmak için İsrailoğulları'nı seçmiş, peygamberlerini görevlendirmiştir. Bu konuda Musa'nın önemli bir yeri vardır. Çünkü Tevrat O'na verilmiştir. Tanrı, evreni devamlı olarak idare etmektedir. O'nun gücünün yetmeyeceği hiçbir iş yoktur. Mesih'le (İbr. Maşiah) kurulacak Tanrı'nın Evrensel Devleti'nde bütün haksızlıklar ve zulümler ortadan kalkacaktır. Bu inanç Yahudilerin ümit kaynağı olmuştur.

 

İbranî takvimi :

 

Miladi takviminin 2006 yılı İbranî takviminde 5766 yılıdır. Çünkü İbrani takvimi Ay ve Güneş esasına göre çalışır ve Ay takvimleri Güneş takvimlerine göre yılda 11 gün daha kısa olduğundan, Bayramların aynı zaman gelmesi için 3 yılda bir bir 13. ay eklenir. (Ve adar veya Adar Şeni)

Musevilikte Bayram ve matem günlerinin tarihleri Musevi Takvimine göre hesaplanır. En önemli bayram Yılbaşı Bayramı'dır (Roşaşana), ardından on gün sonra 26 saat sürecek olan oruç günü gelir, ki buna Kefaret Günü anlamına gelen (Yom Kipur) adı verilir. Kipur'dan sonra 7 gün süren Çardak Bayramı (Sukot) ve Bir yıl içinde Tevrat'ın tüm bölümlerin okunmasının tamamlandığı ve yeniden başlandığı (Simhat Torah) Aralık ayında Hanuka, Mart-Nisan arası Babil'de zamanın Musevi Düşmanı (Antisemit) Haman tarafından Yahudilerin kıyıma uğratılması olayının son anda Ester tarafından engellenmesinin anısına 2 gün (Purim), Mısır'dan Musa'nın (Moşe Rabenu) önderliğinde ayrılıp kölelikten kurtulmasının kutlandığı Pesah. Bundan 49 gün sonra gelen 10 Emirin alınmasının kutlandığı Şavuot ve Yaz aylarına denk gelen Tapınağın yıkılması ve çeşitli talihsiz olayların anıldığı ve bir matem günü olan Tişa Beav önemli günlerdendir.

 

Haram davranış ve yiyecekler :

 

Domuz eti ve pulsuz balıkların eti, Çift Tırnaklı ve geviş getirmeyen hayvanlar ve Tevrat'ta adı geçen 20 kuş'u ve bunlardan çıkan ürünleri yemek yasaktır. Yılın bir döneminde Mısır'dan çıkışın anısına 8 gün boyunca Mayasız ekmek (Matsa) yenir.

Şabat ilkesi Talmud'ta da geçer: madem ki Tanrı dünyayı yarattıktan sonraki yedinci günü iş bırakmıştır, o halde Museviler, yanlarında çalışan Musevi olmayan insanlar da cumartesi günü hiçbir iş yapmamalıdır.

Bunun gibi, bazı beslenme kurallarına uymaları da gerekir: et, kaşer olmalı, yani dinsel törelere göre hazırlanmalıdır (hayvanlar Haham'lık tarafından yetiştirilmiş ve hayvan anatomisini çok iyi bilen özel bir din görevlisi olan Şohet tarafından Tanrı'nın adı anılarak kesilir). Kesilen hayvanın acı çekmemesi için şahdamarı ve nefes borusu tek darbede kesilmelidir bir anlık duraksama ya da bıçağın üzerindeki bir kertik dahi eti mundar 'Trefa' etmeye yeter.

Museviler'de kan yemek büyük günah sayıldığından, hayvan kesildikten sonra eti alan kişi bu eti önce yıkar ve tuzlayarak 1 saat kadar delikli bir kapta tüm kanının akmasını sağlar daha sonra tekrar yıkayarak yenilecek hale getirir. Bu eti tuzlama işlemi etin kesilmesinden 72 Saat içinde tamamlanması gereken bir işlemdir bu süre geçerse et mundar olur. (Bakınız. Kaşer Kuralları)

Yahudi mezhepleri : Yahudiler'de önemli mezhep ayrılıkları olmasa da yine de dinin farklı yorumları bulunmaktadır bu sebeple tarih boyunca farklı Yahudi mezhepleri olmuştur. Yahudi mezheplerini üç ana-grupta incelemek mümkündür:

Makkabiler devrinde (M.Ö. II. yüzyıl) mevcut olan Hıristiyanlık öncesi mezhepler,

İslâm'dan sonraki Yahudi Mezhepleri,

Günümüz Yahudi mezhepleri.

Hristiyanlık öncesi dönemde başlıca üç mezhep vardır:

Ferisiler,

Sadukiler,

Esseniler.

İslâm'dan sonraki Yahudi mezhepleri de üçtür:

İshakiyye,

Yudganiyye,

Karaim.

Günümüz Yahudi mezhepleri hakkında kısa bilgiler verilmesi gerekirse. Halen yaşamakta olan Yahudi mezhepleri şunlardır:

Muhafazakâr Yahudiler,

Ortadoks Yahudiler,

Reformist Yahudiler.

Yeniden Yapılanmacılar

 

Ortodoks Musevilik :

 

Kudüs'teki Mabed'in yıkılışından günümüze kadar gelen resmi Yahudi inanç ve geleneklerini temsilcisi olan Ortodoks Yahudilik, halen mensubu en fazla olan mezheptir. Bugün İsrail Devleti'nde de bu mezhep taraftarları çoğunluktadır. Musa Kanunları'na sıkı bir şekilde bağlı olan Ortodoks Yahudiler, Şabat (cumartesi) günü hiçbir iş yapmamak konusunda diğer yahudi mezheplerinden daha katı bir tutum sergilemektedirler.

 

Reformist Yahudilik :

 

Daha çok Avrupa'daki Yahudilerce tanınmış bir filozof olan Moses Mendelssohn (1727-1786)'un başlattığı Reformist Yahudilik hareketi, Musevilik'le çağdaş modern anlayışı birleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece bu mezhebe bağlı Yahudiler, hem geleneklerine uygun yaşayabilecek, hem de modern çağa ayak uydurabileceklerdir. Bu hareketin başlamasının bir başka sebebi de Almanya'daki Yahudilerin dinî uygulamayı, genel kültür için bir engel olarak görmeleridir. Böylece onlardan bir kısmı Hıristiyanlaşmış, bir kısmı da geleneklerini değiştirmiştir.

Din ile dünya işlerini birbirinden ayırma düşünce ve gayreti de ilk defa bu mezhep mensuplarından gelmiştir. Reformist Yahudiler dinde modernleşmeden yanadırlar. Bunu sağlamak için, ibadetin bazı şekillerini değiştirerek, kadın-erkek ayırımına son vermişler, cumartesi çalışma yasağını kaldırarak sinagog törenlerini azaltıp, sadeleştirmişler, müziğe çok az yer vererek kadınlarla erkekleri bir arada oturmaya teşvik etmişler ve katı perhiz kurallarını kaldırmışlar, sözlü aktarılan Talmud geleneğini inkar etmişlerdir.

 

Yeniden Yapılanmacılar (Reconstructionists) :

 

Bu sayılan üç mezhep dışında, Mordehay Kaplan'ın kurduğu Reconstructionist (Yeniden Yapılanmacı) adında bir başka mezhep daha vardır. Bunlar daha önceleri muhafazakâr Yahudilik içinde yer almışlardır. Zamanla Kaplan'ın düşünceleri diğer Yahudi mezheplerini etkilemiştir.

Hareketin kurucusuna göre Yahudiler de diğer milletler gibi hiçbir farkı olmayan bir millettir. "Seçilmişlik" gibi bir özellikleri yoktur. Tanrı Yahudiler'i değil, Yahudiler Tanrı'yı seçmişlerdir. Yeniden yapılanmacılığa inanan bu mezhepteki Yahudiler yeniden dirilmeyi ve ahireti reddederler.

Onlara göre Tevrat, Tanrı vahyi değildir. İsrailoğulları'nın tarih boyunca meydana getirdikleri bir eserdir. Mesihcilik diye bir kavram yoktur. Sinagoglarda kadın-erkek yanyana ve birlikte ibadet edebilir. Yeniden Yapılanmacılara göre kadınlar da haham olabilir..

 

Yahudilerin kutsal kitapları :

 

Yahudilerin mukaddes kitapları iki ana başlık altında incelenebilir:

1- “Tanah,

2- Talmud.

Tora Hristiyanlar'ın Eski Antlaşma adını verdikleri Tanah üç bölümden oluşur:

1- Tora, (Tevrat)

2- Neviim,

4- Ketuvim.

 

Tevrat :

 

Tevrat Tanah'ın ilk beş bölümüne verilen isimdir. Çoğu zaman Yahudilerin kutsal kitabının tamamı "Tora" kelimesiyle açıklanır. İbranice bir kelime olan Tora, Arapça'dan Türkçe'ye geçmiş olan Tevrat'ın karşılığıdır.

Tevrat kelimesi "Kanun, Töre, şeriat, emir, ders" vb. anlamlara gelir. Beş bölümden oluşan Tevrat, Tanrı'nın 7704 kelimeyle Musa'ya verdiği dini esasları içeren kitap olarak görülür. Tevrat metninin orijinal dili Kutsal Kitap İbranicesidir. Bir bakıma "Şeriat" diye de tanımlanabilen Eski Antlaşma'yı oluşturan kitapların sayısı, Yahudilerce 24, Hıristiyanlarca 39'dur. Kitapların sıralanışı ve gruplanışı konusunda da her iki din de farklı görüşlere sahiptir.

Tora, Tanah'ın ilk beş kitabını (Pentatök) ve Sina Dağı'nda Musa'ya açıklanan «On Emir»i (Dekalogos) içerir; bunların tamamı, Tanrı'nın kullarıyla antlaşmasını içeren ve kutlayan bir dinsel yasayı oluşturur. Her sinagogda, yani Musevi tapınağında, Tora'nın makara şeklinde iki çubuğa (Ets Hayim) sarılmış bir deri üzerine el ile kopya edilmiş bir nüshası (Sefer Tora) bulunur. Haftada 3 gün, törende Hazan (İslam'daki Müezzin'in karşılığı) sinagogdaki cemaat ile beraber Tora'nın her hafta okunmak üzere 54 bölüme ayrılmış bölümlerinden birini (Peraşa) okur.

 

Tanah :

 

Tanah yaklaşık olarak bin yıl içerisinde meydana gelmiştir. Ancak kitabın sınırlandırması M.S. 90 yılında toplanmış olan Yemnia Konsili'nde yapılmış ve bugünkü yazılar seçilerek tesbit edilmiştir. Tanah ile birlikte hahamların nesilden nesile sözlü olarak aktardıkları sözlü kanunların bütününe Talmud adı verilir. M.S. 150 yıllarında Yehuda HaNasi adında bir haham, kendilerine kadar aktarılan sözlü kanunların kaybolmasından endişelenerek onları Mişna'da toplamıştır. "Tekrar edilmek suretiyle belletilen şeriat" anlamına gelen Mişna, Tevrat'ın tekrarı, kanunların açıklaması ve tefsiri sayılır. Ancak belli bir seviyedeki bilgiye sahip olanların anlayabileceği dilde yazılmış olan Mişna'nın anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla O'na Yahudi alimlerince şerhler yazılmıştır bu şerhlere ve açıklamalara Gemara adı verilir. Talmud, Mişna ve Gemara adı verilen eserlerin toplamına verilen isimdir.

 

Kabala :

 

Kutsal Kitap kitap dışında Musevi Tasavvuf'una ve gizemciliğine Kabala adı verilir. Kabala, İbranice "gelenek görenek" anlamına gelir. Yahudilerin harfçilik ve sayıcılıkla karışık tasavvufî evren öğretisidir. Daha açık bir tanımla Kabala, Kutsal Kitap metinleri ile sözlü gelenekler üzerine yapılan her tür yorumların ve uygulamaların genel adıdır. Yanlış anlaşıldığı gibi Kabala bir kitap veya kitaplar toplamı değil "Evren'in görünür kargaşasını açıklamaya ve zıtlıklarını kolay anlaşılabilir bir kalıp haline getirmeğe amaçlayan bir doktrin" dir.

İkinci Tapınak Dönemi'nin sonuna doğru (I. yüzyıl) kadar uzanan Kabala, Tam olarak Yahudi gizemciliğinin (esoterism) ortaya çıktığı tarih olan XIII. yüzyıldan başlayarak özel bir öğreti biçiminde gelişmiştir.

Bazı Dinler Tarihçilerine göre Kabala'nın kökenleri eski gelenekte (Talmud dönemi) aranmalıdır. Kabala'nın öğreti ve uygulamaları ancak bir kılavuzun denetim ve önderliğinde mümkündür. Kabala temelde her zaman sözlü geleneğe dayanmıştır. Tanrı'nın Musa ve Âdem'e indirdiği yazılı olmayan Sözlü Tora vahyin gizli bilgisini taşımaktadır. Kabalanın en önemli kitabı 23 ciltten oluşan Zohar'dır.

Kabala XV. yüzyıl Avrupa’sında da son derece yaygınlaşmıştır. Kabala'nın genel doktrinini, Evrenin bir bütün olduğu, belli bir düzene göre hareket ettiği, evrende görülen her şeyin Tanrı'nın bir parçası ve yer yüzündeki yansıması olduğu, insanın da, evrenin ve dolayısıyla Tanrı'nın bir parçası olma sebebiyle adeta küçük evren sayılması gerektiği şeklinde özetlemek mümkündür.

 

T.C. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programında Musevilik :

 

Yahudilik'te ahiret inancı tarihi bir gelişme izlemiştir. Tevrat'ın bazı bölümlerinde ahiret inancına dair ipuçları

bulunmaktadır. Bazı din tarihçilerine göre, yeniden dirilme ile ilgili metinler günümüze kadar ulaşmadığı için Yahudiler bu tür inançları Babil Sürgünü sırasında İran'dan almışlardır.

Babil Sürgünü öncesi Yahudilik'te iyi, kötü, ölen bütün insanlar "Şeol" adı verilen bir yere gidecekler, orada üzüntülü bir şekilde varlıklarını sürdürecekler, ruhları da mezarda kalacaktır. Yahudilik'te ahiret inancı konusunda, daha sonraki dönemlerde birtakım gelişmeler olmuş, yeniden dirilme, yargılanma, sonsuz yaşam, cennet, cehennem gibi inançlar ortaya çıkmıştır. Yahudilik'teki cennet (Gan Eden), cehennem (Geinam), hüküm günü vb. ilgili emirleri Talmud açıklamıştır. Yahudilerin, Müslümanlık ve Hristiyanlık'ta olduğu gibi belli başlı iman esaslarına kavuşmaları filozof Rabbi Moşe ben Maymon (Maymonides, 1135-1204)'le mümkün olabilmiştir. O'nun meydana getirdiği günümüze ulaşan 13 Maddelik İnanç Esasları şudur;

Tanrı var olan her şeyi yaratıcısıdır.

Tanrı birdir.

Tanrının bedeni yoktur, hiçbir şekilde tasvir edilemez.

Tanrının başlangıcı ve sonu yoktur.

Yalnız Tanrı'ya dua edilmelidir.

Peygamberlerin bütün sözleri doğrudur.

Musa, bütün peygamberlerin en büyüğüdür.

Elimizdeki Tora, Tanrı tarafından Musa'ya verilen ve günümüze kadar değiştirilmeden gelen kitabın aynıdır.

Dinimiz ilahî bir dindir.

Tanrı, insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir.

Tanrı, emirlerine uyanları mükafatlandırır, uymayanları eğer tövbe etmezlerse cezalandırır.

Tanrı gecikmiş olsa da Mesih'i gönderecektir.

Ruhumuz ölümsüzdür. Tanrı dilediğinde ölüleri diriltecektir.

Yahudiler ibadetlerini sinagoglarda (Bet ha Kneset) yaparlar. Sinagoglar'da rulo halinde el yazması Tevrat tomarlarının konulduğu, Ehal HaKodeş adı verilen, Doğu'ya Mizrah yönelik kutsal bir bölme vardır. Sinagoglarda Yedi Kollu Şamdan (Menora) da bulunur. Bundan ayrı olarak Kral Davud'un mührü kabul edilen iki üçgenden meydana gelmiş Magen David denilen altı köşeli bir yıldız da vardır.

Yahudiler sinagoglarda Tevrat'tan bazı parçaları sesli bir şeklide okurken bazı bölümler ise sessiz okunur. Tevrat rulolarının kılıfından çıkarılarak hazan tarafından okunması, ibadetin en önemli anıdır. Yahudilikte sinagog dışında evlerde de ibadet edilebilir ancak cemaat ile ibadet daha makbul sayılır.

Musevi evlerinin giriş kapılarının ve tuvalet banyo hariç her kapısının sağ pervazında "Mezuza" denilen, rulo haline getirilmiş Tevrat'tan cümlelerinin yazılı olduğu kutucuklar çakılıdır. Eve giriş çıkışta Yahudiler bu kutucuğa dokunarak parmaklarını öperler. İbadet, Doğu yönüne yönelerek yapılır. Başa Kipa, adı verilen takke takılır, erkekler her sabah sırtlarına beyaz renkte ve mavi çizgileri olan dua şalı Talet giyerler. Kadınların ibadete katılma mecburiyeti yoktur, ancak başları örtülü olarak ibadete katılabilirler.

Yahudi dininde ibadet esasını ilâhiler oluşturur. İbadet sırasında okunan bazı kalıplaşmış dua ve ilâhiler vardır. Dua, dindar Yahudi’nin yaşamında önemli bir yer işgal eder. Yahudilikte ibadet günlük ve haftalık olmak üzere ikiye ayrılır. Günlük ibadet sabah, öğle ve akşam yapılır. Haftalık ibadet ise Cumartesi (Şabat, Yom HaŞabat) günü havra (sinagog)'da yapılır.

Yahudiler sabah ayininde bir dua şalı (Talet) kuşanırlar. Bayram ve Cumartesi günleri dışında sabah ayininde, sol pazu (Solaklar sağ pazuya) ile alına içinde Tora'dan bölümlerin bulunduğu küçük kutucukların takılı olduğu birer dua kayışı Tefilin bağlanır. Dualar ayakta, oturarak vücudu sallayarak ve bazen öne hafifçe eğilerek okunur. Toplu dualar 13 yaşına girmiş en az 10 erkeğin Minyan iştirakiyle yapılır.

Cumartesi ibadeti, cuma akşamı güneşin batmasıyla başlar, cumartesi akşamı güneşim batışından sonra sona erer. Bu ibadet sinagogta yapılır. Bu maksatla cumartesi günü ateş yakmak, çalışmak, taşıt kullanmak vb. yasaktır.

Musevîlik'te Tanrının adını telaffuz etmek günah sayıldığından YHWH ismi yerine Elohim, Şaday, Adonay gibi isimler kullanılır hatta bunların da yerine Haşem yani "İsim" kullanılır. Yehova Musevîlerin millî ve hâkim bir Tanrısı'dır. İnsan da O'nun kulu durumundadır. İnançlarına göre Yehova sadece İsrâiloğulları'na şefaat eden, kıskanç bir Tanrı'dır. İsrâiloğulları yabancı bir ülkede de O'nun tarafından korunacaktır. O, İbrahim, İshak ve Yakub'un Tanrısı'dır.

 

Notlar :

 

Yahudiler göçebe iken "Habiri" diye anılırlardı.

İsrailoğulları en parlak devirlerini Kralları Süleyman zamanında yaşamışlardır. Süleyman İslam'a göre peygamberdir.

 

Alıntıdır...:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Filistinde katliam yapan İsrailli askerlerin ellerinde tevratla gezinmeleri ne kadar kötü... Tevratı katil durumuna düşürdüler. Kendilerini üstün ırk olarak görmeleri ise tam bir komedi. Ahmedinejad boşuna ırkçı demiyor bunlara.

 

“Ve Allahın Rabbin sana teslim edeceği bütün halkları bitireceksin ve gözlerin onlara acımayacak…. O şehrin ahalisini mutlaka kılıçtan geçireceksin, onu ve onda olan her şeyi, ve hayvanlarını tamamen yok edeceksin.” (Tesniye 7/16; 13/15)

 

“Bu kadınlar Balam’ın verdiği öğüde uyarak Peor olayında İsrailliler’in RAB’be ihanet etmesine neden oldular. Bu yüzden RAB’bin topluluğu arasında ölümcül hastalık başgösterdi. Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün.

Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın.” (Sayılar 31:7-18)

 

katliam yapan yahudi askerlerinin ellerindeki kitaptan bazı sözler:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Yahudi" sözcüğünün kullanılmaya başlanması :

 

Süleyman'ın ölmesi ile Musevi Krallığı; İsrail Krallığı ve Yehuda Krallığı olmak üzere ikiye ayrılır. İsrail Oğulları'nın 12 kabilesinden 10'u İsrail Krallığını, Yehuda oğulları ve Bünyamin kabilesinin yarısı da başkenti Kudüs olan Yehuda Krallığı'nı kurarlar.

İsrail Krallığı'nın Asurlular tarafından işgal edilmesi sonucu Yehuda kökünden gelen Yahudi kelimesi her iki krallığın insanları için kullanılmaya başlanmıştır. Yahudi sözcüğü, sonradan Türkçe'de Musa kökünden gelen Musevî sözcüğüyle karşılanmıştır. Türkçe dışındaki dillerin birçoğunda sadece Yehuda kelimesinin türevleri kullanılır. Musa kökünden gelen Musevi gibi bir sözcük kullanılmaz. Örneğin İngilizce'deki Jew ve Judaea kelimeleri İbranice Yehudi kökünden gelmektedir.)

Dinbilimciler ve tarihçiler Yahudiliğin bir millet, bir ırk veya bir din olup olmadığı konusunda görüş birliğine varabilmiş değillerdir. Tevrat'a dayanarak kendilerini dünya milletleri arasından seçilmiş halk olarak gören Yahudiler, Yehova'nın (Musevilikte Tanrı) Sina'da bu kavmi kendine seçtiğini, Tevrat'ı Musa'nın şahsında onlara gönderdiğine inanırlar. Hristiyanlık'taki Musa bahsi Yahudilikteki ile aynı, İslamiyet'teki Musa bahsi de Yahudilik ile oldukça paraleldir...

 

Denmiş ama açıklama da bi eksiklik olduğunu düşünüyorum...Yahudi soydur...Musevilik ise Musevi dinine mensup olanlardır...İkisi karışmaması gerekir...Din bilimcilerin buna karar veremediği söylenmiş ama örneğin bu soyu karımını yapmak için Ruslar Lenin,Stalin,Kalinin,Arshavin,Itkin...gibi -in ekleri vermiştir...Bayanlara da -ina Lenina,Stalina,Kalinina,Arshavina,Itkina...Yani bu ayırt edilmektedir...Kararsız kalınmış olduğu söylenmesi inginç...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“Bu kadınlar Balam’ın verdiği öğüde uyarak Peor olayında İsrailliler’in RAB’be ihanet etmesine neden oldular. Bu yüzden RAB’bin topluluğu arasında ölümcül hastalık başgösterdi. Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün.

Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın.” (Sayılar 31:7-18)

 

 

çooook çakal bunlar :D böyle kitap mı olur yahu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...