AYATA Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 23, 2009 RAHMAN 14 İnsanı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı. 15 Cini de ateşin dumansızından yarattı. neden insanı yarattın? bu din işlerini cinler yapamıyor muydu? iblis çok namaz kıldı, oruç tuttu, çok kuran okudu..... : yükseldi. tamam işte ! neden insan? HAKİKATI ANLAYANLAR iNSAN, ANLAMAYNLAR CİN'DİR...buda bir çıkarım dır belkide.... esma: adem demektir, yani bu adem'in açılımında. bir kerede adem diyenler anlayamıyor. örnek: siz cinlerin yaptığı şu: bir nefes(tanrı) içinize çekersiniz, sonra bu nefesi bir seferde dışarı verirsiniz. önce doğru nefes alıp vermeyi öğrenmek gerekir: bu bir bilene gidip öğrenilir. sonra fenafillah mertebeleri okunur, anlaşıldımı: adem ortaya çıkar. adem olmak demek: üç ders okuyup tanrı'da yok olmak demektir: adem;hiç. ledün'de üç ifna bir ispat olarak şifrelenmiş. diğerleri: üçbirlik... filan derler. islamda, hz peygamber, namazın içine atmış. kıyam-rüku-secde ya da namaz vakitleriyle gizlemiş. sabah-öğle-ikindi: fena mertebeleri akşam-yatsı-selati vitir: beka mertebeleri bazı yolcu ve yasacılar fena'yı insanda yapmaya çalışırlar: çok yanlıştır. bağlılık-rabıta- hep doğrudan doğruya tanrı'yadır. bu nedenle bizde tanrı'ya ulaşmak çok kolaydır(bakınız: hz musa: gemi delinmesi, çocuğun başının koparılması, duvar tamiri. hz muhammet: üç kez sıkılıması, örtülmesi, kalk uyar emri..) hep aynı dersleri anlatır farklı sözlerle. hepsinin amacı önce adem olmak. Luk.22: 31 "Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. kalburdan geçenler ne, geçmeyenler ne, hangileri şeytani? kim bilir.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 iki koyu kısım arası beni yeterince bilgilendiremedi. ledün nedir? nefes olayı nedir ? Fena ve beka mertebelerinin özellikleri nelerdir ? Ayata daha açıklayıcı lütfen... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 bu bilimler bu zamanda bile bir yılı aşkın sürelerde öğretilebiliyor, basitleştirdikçe anlaşılması zorlaşıyor....direk alt yapsız verilincede yanlış anlaşılıyor.nasıl olacak bilemiyorum.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 bu bilimler bu zamanda bile bir yılı aşkın sürelerde öğretilebiliyor, basitleştirdikçe anlaşılması zorlaşıyor....direk alt yapsız verilincede yanlış anlaşılıyor.nasıl olacak bilemiyorum.... efendim, bu yazdıklarınız bilim değil, lütfen... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 anlamları versen yeter hatim indirmeye gerek yok Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 İlm'i ledun İslami bir ilimdir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Anlaşıldı kendim ararım... -------------------- ayata sen şimdi bu ilmi bildiğini mi söylüyorsun ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 İlm'i ledun İslami bir ilimdir... Sevgili Ayata, bir alim demiş ki: "Ledünnî ilim, çalışmak ve gayretle ele geçmez. İhsân edilen kimselere mahsûstur. Umûma şâmil değildir. Peygamberlere verilen ilimler ve vahyedilen şeyler ise, umûma şâmildir ve herkesi ilgilendirir. Yâni peygamberler, bunları, gönderildikleri kavimlere tebliğ etmekle, bildirmekle vazîfelidirler. Bu bakımdan peygamberlerin ilmi, ledünnî ilminden üstündür." ben de derim ki size: hem diyalektik tasavvufu islamdan ve kurandan üstün tutar bir durumdasınız, hem de ilm-i ledun'u islami bir ilim deyip ona sarılırsınız. ilm-i ledun'un bir okulu ve kitabı yok ki, evliyaullah kesiminin ilmidir ki bu, bu kişiler kendi medreselerinde dahi öğrencilerine bu ilmi anlatmamışlar, öğrencilerinin bu kıvama gelmelerini sağlamışlar. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
elfstitan Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 ilm-i ledün islamdan da önce varolan bir öğretidir.kabala,tasavvuf vs. hepsinin özünü oluşturur.sessiz ve sözsüz ilim olarakta bilinir.yani her birey kendisi anlar.sese veya söze dökemez.bi nevi farklı bilinç halidir.yalnızca yaşayan kişi bilir.bu nedenle sınırları yoktur diye bir yorumda getirebiliriz.tıpkı allah gibi. adem olmak ayata'nın da dediği gibi fena (ölüm) haline ulaşmaktır."mutu kable ente mutu" sözü bunu anlatır.anlamı ölmeden önce ölünüz demektir.yani fiziki ölümü yaşamadan önce siz kendi rızanızla ölünüz anlamına gelmektedir.teslim olunuz demektir.ki "islam" da kelime olarak teslim olmak demektir.bu söylediklerimin hepsinden bir takım önermeler üretebilirsiniz.mesela şu durumda fena mertebesine ulaşmamış kimse teslim olmamıştır.yani müslüman değildir gibi.ki mantık çerçevesinde üreteceğiniz her önerme doğru olacaktır.aklın yolu birdir çünkü fena mertebesinden sonrası ise bekadır.yani dirilmek.bu diriliş allah ile olur.sonrasında ağzınızdan çıkan söz allah sözüdür.bir çok mutasavvıfın açık veya kapalı şekilde belirttiği tanrıyla varolma -tanrı olma- durumu budur. nefes olayını bende anlamadım ayata.biraz kopuk bir yazı olmuş sanki. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 kopuk mu bence yazı bile olmamış. Google a yazıldığında sorduklarımın kelime anlamları çıkmasına rağmen AYATA nın yok yazamam gibilerinden birşey demesi hiç birşey bilmediğine işaret midir ? Şimdi bile bir yılda öğretiliyormuş ?!?! AYATA kaç tane evliya tanıyor ( ki çoğu evliya bu ilmi bilmiyormuş okuduğuma göre ) da bu ilmi öğretmek için zaman verebiliyor ? Yoksa AYATA aslında hiçbirşey bilmiyor mu ? Yine yazılanlara göre bu ilim sadece Allah tarafından istediği kullarına verilirmiş... Bu ilim öğrenilmez hatta öğretilmezmiş. AYATA alt yapısız verilmemesi gerektiğini söylemiş. AYATA alt yapıyı kimden aldığını öğrenebilir miyim ? Yoksa hiçbirşey bilmiyor musun ? Ayrıca konunun başlığı "insan ve cin" nereden kopyaladığını hiç bilemiyorum ama başlıkla konunun pek bir alakası yok. Ve şu burnundan kıl aldırmayan tavırların hiç hoş değil. Konunun içindeki bir kelimenin anlamını yazamayacaksan ne diye konu açarsın be adam. Balonların içi bile havayla dolu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
elfstitan Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 sen güzel araştırmışsın ama monkeybusiness ledün ilmi hakkında:) bu ilme sahip kişi bile ilm-i ledüne sahip olduğunun farkında olmayabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 ben de senin gibi düşünüyorum dostum monkeybusiness. ilm-i ledun ayrı, tasavvuf ayrı. diyalektik tasasvvuf hepten ayrı. bunları aynı platformda birleştirmeye çalışan kişi AYATA. kuran ve islam üstü bir allah düşüncesi ortaya koymaya çalışıyor kanımca ama gerektiğinde de ilmi ledun için islam ilmi demesini de biliyor. ayrıca, bu yazıların tümünden anladığım bişe daha, hristiyan tasavvufunu, yahudi tasavvufunu, budanın tasavvufi bilgilerini ve islam tasavvufunu yine aynı zeminde birleştirme gayesi taşıyor ki, bunların hepsinin tasavvuf merkezinde farklı realiteler taşıyor. kanımca, fahrenhait ile ölçülen sıcaklık derecini, celcius ile rakamsal okuma gayesi içeriyor tüm bu yazıları. tabiki sonuç: bir paradokslar üçgeni, karışmışlıklar ilkesi... saygılar... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 10 dakikalık bir araştırma sonucunda 5 - 6 siteyi okudum. Ama konuyu açan arkadaş bana dünyadan bir haber izlenimi veriyor. Ve şu an kendisine acayip sinirlendim. Bu ilme isim verilmesi bile yanlış bence çünkü ortak birşey yok. Sadece Hızır ın Musa ya bu ilmi öğrettiği söyleniyor. Hatta o bile bilinmiyor. Hızır saçma saçma şeyler yapıyor gemileri batırıyor ufak bir çocuğu öldürüyor. Musa niye yaptığını sorunca ilerde günahkar olcktı o çocuk, o gemi işte ucuza satılacaktı falan filan gibi birşeyler söylüyor zaten akıl mantık dışı bir ilim olduğunu okudum. Yani bilmeyen anlam veremez deniliyor. -------------------- Thalese bence AYATA yanlış ile doğruyu ayırt edemiyor. Mutasavvıf olmaya çalışmakla mutasavvıf gibi görünmeye çalışmanın arasındaki farkı daha iyi görebildiniz sanırım... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2009 Kısaca cevap vermek gerekirse şeytan tanrının seleksiyon makinesidir,yeterince iyi olmayanları "cehenneme" diğerlerini "cennete" göndermeye yarayan "alet"tir.Kalburun üstü mü cehennem altı mı cehennem bu kadar önemli mi?Bence söz gayet açık... Diğer taraftan ne insan ne de cin yaratmaya,senin deyiminle "din işleri"ni yaptırmaya ihtiyacı yoktu tanrının.Yaradılışı bu kadar basite indirgeyemezsin bu bütün halinde bir sistemdir,tanrı insanı tanınmak istediği için yarattı,tanrı insana kendinden bir parça verdi... Sanırım kafkanın bir sözü bu konuyu gayet iyi açıklıyor. Gerçek(tanrı diyebiliriz bu konu için gerçek yerine) bölünemez,bu yüzden de kendini tanıyamaz,her kim onu tanımak isterse yalan olmak zorundadır. Yani islami tabirle batîne bakmak için zahiri yaratmış ve bütün insanların geldikleri eşsiz gerçekliği tanıyabilmeleri için yaratmıştır... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 (düzenlendi) Kısaca cevap vermek gerekirse şeytan tanrının seleksiyon makinesidir,yeterince iyi olmayanları "cehenneme" diğerlerini "cennete" göndermeye yarayan "alet"tir.Kalburun üstü mü cehennem altı mı cehennem bu kadar önemli mi?Bence söz gayet açık... Diğer taraftan ne insan ne de cin yaratmaya,senin deyiminle "din işleri"ni yaptırmaya ihtiyacı yoktu tanrının.Yaradılışı bu kadar basite indirgeyemezsin bu bütün halinde bir sistemdir,tanrı insanı tanınmak istediği için yarattı,tanrı insana kendinden bir parça verdi... Sanırım kafkanın bir sözü bu konuyu gayet iyi açıklıyor. Gerçek(tanrı diyebiliriz bu konu için gerçek yerine) bölünemez,bu yüzden de kendini tanıyamaz,her kim onu tanımak isterse yalan olmak zorundadır. Yani islami tabirle batîne bakmak için zahiri yaratmış ve bütün insanların geldikleri eşsiz gerçekliği tanıyabilmeleri için yaratmıştır... yanılgı var...Tanrı İnsanı yaratmadı..İnsan Tanrının varlığının zaten bir parçasıydı sadece açığa çıktı.....yukarıda ilk başta anlatılan geleneksel yorumdur ...geleneksel yorumdan yola çıkarak gerçek açıklamaya ulaşmaya çalışıyoruz... -------------------- Nisan 24, 2009 AYATA tarafından düzenlendi Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 yanılgı var...Tanrı İnsanı yaratmadı..İnsan Tanrının varlığının zaten bir parçasıydı sadece açığa çıktı.....yukarıda ilk başta anlatılan geleneksel yorumdur ...geleneksel yorumdan yola çıkarak gerçek açıklamaya ulaşmaya çalışıyoruz... -------------------- madem insan, yaratılan değil de açığa çıkan bir parça. neden kul olmak? neden ölmeden ölmek? neden benliğinden vazgeçmek? ve neden bedensel ölüm?? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
elfstitan Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 madem insan, yaratılan değil de açığa çıkan bir parça. neden kul olmak? neden ölmeden ölmek? neden benliğinden vazgeçmek? ve neden bedensel ölüm?? aslında insan kul değil kendini arayan allah'tır.ewt hiç yaratılmamıştır.varolmamış bir şeyin fiziksel ölümü de mümkün değildir haklısın.ölüm ve yaşam yanılgıdır.aslında bize yaşıyoruz izlenimini veren "zaman" komple bir yanılgıdır zaten.bu konuyla ilgili güzel bir örnek var.anlatırsam belki daha açıklayıcı olabilir. insan denizdeki dalgaya benzer.durgun deniz yüzeyinden yükselmeye başladığı an varolur (!) ve dalga adını alır;bir süre daha yükseldikten sonra alçalarak yokolur(!).aslında baştan beri dalga ismini alan bu şey denizin ta kendisidir.buradaki hikaye ise dalganın kendisinin deniz olduğunu farkedip farketmeyeceğidir.çok klasikleştirmek istemiyorum olayı ama hepimiz kendimizi var sanırız.ben varım,yaşıyorum,yapıyorum,değiştiriyorum deriz.aslında biz denizin kendisiyiz.yaşayan ve diğiştiren de denizdir zaten. bazı yerlere (!) işareti koydum.ilki "varolur" kısmı.aslında dalga varolmaz.gördüğünüz gibi zaten vardır ve adı "deniz"dir.bu durum "yokolur" kısmını da açıklıyor sanırım.kendi başına varolmamış olan dalga yokolamaz.zaten o denizin ta kendisidir ve yine deniz olmaya devam eder. işte bu gibi sebeplerden insan kul değil allah'tır.bunun farkında olmadığı için ve -bu inanç sistemine göre- hakikate ulaşması gerektiği için benliğinden vazgeçmeldir.yani "ben dalgayım" demeyi bırakmalıdır.dalga olmadığını idrak ettiği an -hemen o an- "deniz" olduğunu anlayacaktır zaten.bundan sonra "ben denizim" diyebilir.hallac-ı mansurun "ben allah'ım" demesi de bu duruma örnektir. umarım yardımcı olabilmişimdir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 teşekkürler bilgi için ancak denize tanrı, dalgaya da insan dersen senin yorumun ortaya çıkar, bana kalırsa, tanrı ile insan arasındak ilişki hiç de deniz ve dalgası arasındaki ilişkiye benzemiyor. neden? insan; fikrinde hür, inancında hür, kuran da bunu destekliyor. o nedenle yüce allah peygamberler gonderiyor ki, insana doğru inancı sunuyor, ama zorlamıyor. sadece sunuyor. ve diyor ki tercih senin. 2 yol var önünde ama bu 2 yolun da kendince olayları var. ancak bir yol hepsinden daha gerçek daha iyi diyor. ben bu yolu seçmeni istiyorum diyor ama seçim senin.... şimdi dostum, o deniz ve dalga, insanın kendi saçı, kendi sesi, kendi parmağı arasındaki ilişki olabilir gibi görünüyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
elfstitan Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 tabi bu senin yorumun.bana kalırsa allah'ın peygamberler gönderdiği falan yok.bu inancı keşfeden veya öğrenen,yani bi şekilde bu gerçeğe sahip olan kişiler çıkıp peygamberliklerini ilan ediyorlar.toplum düzenini sağlamak için de bir takım yasalar koyuyorlar ve beraberinde tasavvuf vs. -sen her ne dersen- ilmini öğretmeye çalışıyorlar.bu ikisini beraber sağlamak içinde -yani toplum düzeni için kurallar ve tanrıyı tanımak için ilim- birer kitap yazıyorlar.bu kitaplar açık anlamlarıyla toplumun geneline,kapalı anlamlarıyla düşünmeyi ve eşelemeyi seven insanlara hitap ediyor. sonra peygamber dediğimiz bu kişiler yazdıkları için "bu allah sözüdür" diyorlar.yalan da söylemiyorlar aslında.tasavvufun bahsettiği seviyelere gelmiş bir insanın sözleri allah sözüdür demiştik zaten. dedim ya senin kendi yorumun diye.bana pek mantıklı gelmeyen bi yorum o.çünkü yukarıda bir tanrı bize adam gönderip "doğru yolu tercih edin.bunu yaparsanız iyi edersiniz.ama sizi mecbur tutmuyorum.bana ibadet edin ve sizi cennetime koyayım.inkar edenlerden olursanız diri diri yanarsınız.ama yine de mecbur tutmuyorum.siz bilirsiniz."demesi çok anlamsız.böyle demiyor olsaydı bile çok basit ve anlamsız,keyifsiz bir sistem olurdu bence bu.ne bileyim işte öle bana mantığı ve inancı beraber sunan başka birşeyle karşılaşmadım ben daha Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
river Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Kuran-ı Kerim de; Hz İbrahim olsun, Hz Muhammed olsun, misaller verirken, Arayıştan bahseder hep. Hz İbrahimin Benim yaradıcım ay mı?güneş mi?yıldız mı? v.b. düşüncelerle yaşadığı düzeni kuran sistemin gerçek sahibini arayışı, Hz Muhammedin bazı zamanlarda Hıra mağrasına çekilip burada vakit geçirmesi gibi... Herşey düşüncede başlayıp sorgulamalarla devam eden sonunda özüne dönen bir süreç... Diğer peygamberlerde de benzer şeyler görürüz... ----- "Zerre Küllün Aynasıdır" Hz Muhammed Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Elfstitan arkadaş gerçeği yakalamış....:clapping:river da... damla denize dönmek ister diyor Mevlana.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Elfstitan arkadaş gerçeği yakalamış....:clapping:river da... damla denize dönmek ister diyor Mevlana.. gerçek o kadar göreceli ki AYATA bey. keşke "gerçek ölçer" diye bir alet olsaydı maalesef yok. gerçek, hissettiğin ve doğru bulduğun gibi yaşamak desem o da olmaz! doğru diye çok yanlışlar yapılmış. belki de gerçek ölçer " ölüm"dür. -------------------- doğru yolu tercih edin.bunu yaparsanız iyi edersiniz.ama sizi mecbur tutmuyorum.bana ibadet edin ve sizi cennetime koyayım.inkar edenlerden olursanız diri diri yanarsınız.ama yine de mecbur tutmuyorum.siz bilirsiniz."demesi çok anlamsız.böyle demiyor olsaydı bile çok basit ve anlamsız,keyifsiz bir sistem olurdu bence bu.ne bileyim işte öle uzağa gitmeye gerek yok. o anlamsız dediğin genel sistemden heryerde var. aracınla çık dışarı, her köşede bir kırmızı bir de yeşil ışık var. ama seni engelleyen genelde yok. ister kurallara uy, ister uyma ama her halükarda sorumlusun demektir. ben hatırlamadığım bir yerde park cezası yemişim. uzağa gitme yine; spor yapar düzenli beslenirsen sağlıklı bir bedenin olur, tersini yaparsan sağlıksız. ama her ikisinden de sorumlusun. yani allah zaten sistemini böyle kurmuş, buna ister doğa yasası de, ister palavra.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AYATA Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 yine aynı şeyler....sistem kuran bir Tanrı yok.....sistemin temeli bu zaten...Tanrı sistemi ile vardı...O vardı...Sistemi de vardı... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 ..... AYATA bey, Karl R. Popper'ın epistomolojisindeki, Yanlışlanabilirlik İlkesi'ni hatırlatıyorsunuz bana... hangi karşıt fikir yazılsa "yine aynı şeyler" gibi cümlelerle yanlışlanamıyor. ve bu dediğinize de "bilim" diyorsunuz.....ama yalnız siz.... kalın sağlıcakla...meydanı sizlere bırakıyorum.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
elfstitan Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2009 thalese senin dediğin sitemi inkar etmiyorum.doğayı açıklamak için kullanıldığı takdir de. başından beri tartıştığımız düşüncenin dış görünüşle hiç bir alakası yoktur.oysa bahsettiğin sistem fiziksel dünyayı yürütmek için vardır.(olmayan bir fiziksel dünyayı yönetmek için olmayan bir sistem diye not düşeyim.) dışarıdaki olaylar,yani fiziksel dünyadakiler bu konuya yalnızca örnekler oluşturmak için kullanılır.(zaten bu örneklerden faydalanmadan da anlatılamıyor.) yoksa tanrı bizim trafik ışıklarımızla,bedeni sağlığımızla,park cezalarımızla,hatta açlıktan veya sefaletten ölmemizle bile ilgilenmez.çünkü senin yalnızca bir yüzünü gördüğün sistem, aslında "anlam"a yönelmek için sürekli yinelenen,değişen,öldüren ve doğuran bir sistemdir.tanrı için elbise sınırsızdır.şimdi onu benim anlamam veya bir başkasının anlaması hiç farketmez.o bir şekilde açığa çıkar.kendinde bulunan zenginliği fiziksel dünyada da göstermekten geri durmaz tabi. fikirlerin ve eleştirel tutumun hoşuma gitmiş olsa da thalese, bu kez verdiğin örneklerin basit olduğunu söylemek zorundayım. ayrıca doğrular görecelidir.ama gerçekler değil.yine de ben burada,bu konuyu tartışabilecek seviyede insanlar olmasaydınız size "mutlu olmak için yaşayın" der daha da fazlasından söz etmezdim.kimse birbirine dayatmada bulunmuyor olması gerektiği gibi.ama yinede diretmek tercih meselesi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.