schizophrana Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2010 Artık katiller bile dönmüyor cinayet mahaline dedi. Beni boşa beklemişsin! [video=youtube;S-7vMQyr_LI] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2010 Gözlerimizde sürgün zamanı inci avcıları mavi bir sese verirdi bulduklarını Yenişehir’de Akşamüstü sokağı bürüyünce menekşe tanıdık bir yüzü hatırlatırdı kuş cıvıltıları İmgenin arka bahçesinde oturup gece düş ormanından getirdiklerimizi paylaşırdık Herbirimizin bir kardeşi vardı kayıp sonsuzluğa resmedilmiş bir yıldızda Ceplerimizdeki kristal bilyeleri kırıp küçük yangınlar çıkarırdık arka sokaklara dalıp gizlice Serin diplere çekilirdi karanlık Sevinçli dudaklarımızı öperken keder öykümüzü ısırarak kapkara gölgemizin izini sürerdi köpekler Düşünde gördüğü celladını arardı gül kaldırımları laciverde boyardı ihanetçisi Gece gelen ayak sesleriyle sevişirdi hüzün Sevgilisini ellerinden tutup bütün gün delicesine öperdi zamana yenilmiş serüvenci ve sanıldığı kadar uzak değildi eylül Gerçeğin kıyısına oturup beklerdik romanı Hayaları sıkılarak iğdiş edilirken imge bahara adak giysileri atardık ateşe Düşerdik soluk soluğa gelen güne yeni hayatlar zamanı Sokak kapısına ak mendil düşmüş ateşi çalan Prometeus’un armağanı Getirip gök mavisini kente bıraktı düş yine yolculuklar zamanı... [video=youtube;287kBg-qEVU] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2010 Mükemellerin isimleri gözümüzün önünde tekrar tekrar yazılırken kitaplarda Biz de göz yaşlarımızla günden güne eriyor yok oluyorduk inadına... Mutluluklarımız bizlerdenn yoksun kaybolup uçarken gökyüzünde. Mükemmlerse mutluluktan uçuyorlardı maviliklerde... Yalnızlık diye adlandırdığımız dostlarımız uyurken başucumuzda... Onların ise mükkemmel diye adlandırdıkları dostları uyuyorlardı baş uçlarında.... http://www.youtube.com/watch?v=MG6ACSMihO4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2010 bir rüya görür insan bazen. açık seçik bir rüyadır bu seferki. öyle örtülü anlamlara bürünüp de gelmiş değildir. freud'a hiç ihtiyaç yoktur. bir anıdır gördüğün rüyanda. bir ağustos akşamıdır rüyanın zamanı. kızıldır rüyanın rengi. şaraptır rüyanın tadı. ama bilinçli anlarının üzerine üfleyip örttüğü her tür tozdan titiz rüya perilerinin becerikli elleriyle arındırılmış pırıl pırıl bir sıcaklık duyumsatır insana. tam da yaşandığı andaki gibidir içi insanın. sıcacıktır, pıtırtılıdır. rüya olduğunu da bilirsin bir yandan. için ezilir o sıcaklığın arasında. birazdan uyanacağım dersin, birazdan bu yaşanılanın yaşanmış, geçmiş olduğunu hatırlayacağım. birazdan o sıcacık anının o pıtırtılı duyguların geçmişte kaldığını hatırlayacağım. gözkapaklarının ardında gözlerini daha da ilerisini görmek için uzatırsın çizgi film insanı gibi. göz görebilirmiş sanki daha da ötesini gibi. sonra uyanıyor olduğunu anlar,öylece bakakalırsın son karesine geçmişin,gitmişin. gitmişsin. gitmiş. geçmiş. elin yanıbaşına uzanır. rüyanda soğuyanı yanında sıcacık bulmanın o garip uykuya bulanmış sevinciyle bu sefer rüyasız bir uykuya dalıverirsin. dalarken ,şimdi bir rüyadan uyanıp yanıbaşına el atan ve sadece soğuğu bulanlara için yanar http://www.youtube.com/watch?v=jQc9o60XWrY Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2010 Bir öMrün küllerine ağlıyorsun sevgili.. İçinde hep bir umut bana tecrübesizlikler biriktiriyosun.. Ben yaşadığım kadarını tüketmişken sen bana doğuyosun. Hiç gizlemedimki kadınlığımın satır aralarında saklanan pis dilini bedenimin.. Sense bana kana susamış yeminler ediyosun.. Bu Kent beni böyle yaptı sevgili.. Soluduğum havası kadar isli, bir kuzgun kadar siyah artık yüreğim.. Mayınlı bedenimin üzerinde gezindirdiğim seN duyduğum tek endişe kırıntısı. Kokun yakalar beni hiç sebepsiz.. Sana duyduğum endişe kadar keskin kokun, ekarte edilememiş bir benlikle kalakalırım gece de. Tütün kokan parmaklarında gezdirdiğim öpücüklerimi anımsar terli yüzümü rüzgara sürterim. Beynimi oyan sesinle şarkılar söylerim acıtıyorsa, acı istediğim.. Ovduğum şakaklarına kasisler çizdim peşim sıra gelenler için.. Ben sana muhtaç oldum sevgili.. İstanbul kadar kalabalık ve derinken içim Şehirler geçen gözlerin, muhtaç olduğum. Atlayıp bir bakışına kendimi bir başka kentte buldum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 Şimdi bu saatte yoldan bir rüzgar geçiyor… peşine takılmış serçe sürüleri, şimdi bu saatte yoldan bir adam geçiyor, birazdan peşine takılacak arsız gölgesi, şimdi bu saatte yoldan ben geçiyorum, peşimde rüzgar, peşimde arsız bir gölge ve kuş sürüleri... sessiz sedasız geçip gideceğim yine bu yoldan senden gider gibi ama açık bulduğum ilk şiirdeki yerimi almaya … Sonra; Bir bakacaksın yine aynı şiirde seyahat ediyoruz ….dikkatli olmalıyız diyeceğim... bütün sözcükler kaygan... şiirimiz devrilebilir... mazallah ikimiz de mürekkep gibi dağılabiliriz...korkma başını yasla bana,uzakları hayal et ve iyi şeyler düşün diyeceksin..Aynı şiirde daha çok sözcük var yol almamız gereken … İnanmayacağım… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2010 Ask cizgiseldir. Her ne kadar inisli cikisli dususlu kalkisli savrulmali ölup ölup dirilmeli bir kavram olsa da. Sonunda sular durulur ve incecik birer cizgi kalir asktan geriye. Bulutlarin uzerine savrulmaninda.Hizla yere cakilmaninda etkisi cabuk gecer.Hafiza acinin fazlasini siler. Zevkin fazlasini ise birkac kat arttirarak isler kayit defterine.O yuzden yalancidir hafiza yanilticdir.Kesinlikle durust degildir.Iyi ki degildir. Hersey gecer ve yasanan asklar incecik birer cizgiye donusup gozaltlarimza dudaklarmizin kenarina yerlesir. Dikkatli bakinca yaslilign cizgileriyle askn cizgileri ayirt edilebilir.Tecrubeli bir goz sip diye anlar aradaki farki. Sen yasli misn? Elbette degilsin.Ama yuzundeki incecik cizgileri gormemek imkansiz. O cizgilern asktan kaynaklandigini da ruhu soguga maruz kalan her ölumlu anlar.Hemen anlar. Belki ben bir cizgiym. Sen her gulumsediginde ust dudaginin kenarnda baslayip sag yanagina dogru uzanan o incecik belli belirsiz cizgi benim belkide. Bu ihtimal sayesnde hayata baglaniyorum.Yoksa yasli dunya zerre kadar ilgilendirmiyor beni. Her sabah ayni gunesin ayni yarmkureden dogmasi hicbir sey ifade etmiyor.Bir cicegin acarken neden sapina sirtini dondugu kuslarin ucarken aralarinda kac kanatlik mesafe biraktigi umrumda degil. Ruhumu kiskirtan kucuk melodilere ve incecik cizgilere acim ben o kadar. Simdi butun ciplakligimla yani ruhumun harita metot defterndeki kenar susuymusum gbi soyunup ciktim iste senin karsina. Peki ne var defterdeki kenar cizgisinin diger tarafinda.Ne olablr ki? Kucuk bir paptya.Bacasi tuten carpik cizilms bir ev hadi bilemedin kirlarda kosturan doru atlar.Gulumserken dudaginin kenarnda beliren cizgi harita metot defterindeki kenar susu kadar $iklastiriyor beni. Aniden cocuk oluyorum.Renkli kalemlerle susler yapiyorum defter misali kendime. Odama kapanip resmlerine bile bakmadan sadece seni dusunmenin etkisiyle kivraniyorum aciyla ve zevkle. Birden gotik zamanlardan geri gelen asimetrik bir kral gibi giriyorsun hayatima. Guzel m; asla degil. Cirkin m; kesinlikle degil. Ikisininde disnda. Ikisininde otesnde. Nedense kabzasnda kartal basi olan uzun we keskin kiliclari yakistiryorum eline.Nedense atlamayi hic dusunemeyecegim bir ucurumun onunde uzun beyaz elbisem ruzgarda savrulurken goruyorum sni. Oradasn iste. Kosuyorum. Tirmaniyorum. Öluyorum belki hatta. ölurmus gbi birseyler oluyr icimde. Ama guzel olan bu.Attigm her adimda biraz yaklastigimi aramzdaki buzlarin biraz daha eridigini buzullarin kopup ustume geldigini hissediyorum.Seviniyorum. Seni, bi insani sever gibi degil kuzey ruzgarlarina asik olan ve ruzgarlariyla sevisen ruzgardan kucuk sevimli hircin cocuklari olan bir masal kahramani gibi hissediyorum kendimi. Sular cekiliyor kiyilarimdan. Sular gurultuyle degil usulca cekiliyor ve yeryuzune iniveren bir tanrinin eline birakiyorum kendimi. Seni dinlerken dudagim agir agir uzaniyor o buyulu sesine. Uzanmakla kalmiyor dokunuyor da. Yuzumdeki butun cizgiler usuyor su anda.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 ruhumun sağanaklarında ıslandım serpilip geliştim her gün durum vahim ki yanımda içkim. daha hızlı mı dönüyor dünya -seni makyajlayıp piyasaya sürdüm- tüm terimler sevişmelerden sonra sessiz ve sakin akşamın alacakaranlığına loş ışıkların gölgesinde güçlü bir kibrit yardımıyla acı ve hüzün dolu geceler -süslü kelimeyle birbirilerini satıyorlar- her yanım uyuşmuş gibi çıplak bedenli istasyonlarda hafif tuzlu bir kan tadı dilimde kadın 'dokunmadan bilemezsin' dedi http://www.youtube.com/watch?v=YAZyjARWKzM&feature=related Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Varoluşun Mücizesi düşüyor aklıma Yaşadığım her saniye için şükrediyorum tanrıya Bir mücizeyi tutuyorum sol yanımda kollarımda ışık saçarak büyüyen öyle bi yerdeyim ki zaman mekan anlamsız sol yanımda büyüyen ışığım sen benim mücizem tavaf etsem kabeyi yüz sürsem yüzlerce kez yoktur imanı sana baktığımda sol yanımda gördüğüm mücizem [video=youtube;IXdNnw99-Ic] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2010 seni ışıkla boyayacağım kadın..seni anlamını kendi içinde taşıyan karanlığın ışığıyla saracağım. sana vadedemediğim bir cennetin anahtarıyla gelip ölü dudaklarından harf çalacağım kadın.çaldığım harfleri katran kazanında kaynatıp yüzünü afrika'ya boyayacağım. sesin asya'lı kalacak. sana ayak numarandan habersiz basamaklar inşa ederken en düz tarafımı en detay boşluğunda nur'la kazıyacağım... kemirdiğim meme uçlarından zemzem içip,gözlerimi huzura kapatacağım. sana içimdeki kutsal boşluğun en güzide köşesinde loş bir anlam ayarladım adam. öyle loş ki bakmak gözlerimi acıtmıyor ilk defa. nem... hadi içime bir tanrı yerleştir ve en batıl aşkın en alçak müridleri olalım. kes şunu elimdeki şarabın rengini değiştiremezsin. kes... hala kırmızı aklımı ördüğüm gergefin ve seni astığım duvarların çerçevesi de. Ama içime tanrı yerleştir. kesmeden... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2010 Sana bakmak için , tüm ayrıntılarına .. sol gözümü kıstım az,biraz, dudağımın sol ucu hafifçe havaya kalktı; alnımda henüz derinleşmemiş, belli belirsiz çizgilerim kısa bi an için farkedilirken.. Telli defterime özenle kondurduğum o dizeler çokta biçimli sayılamayacak bir biçimde hayat buluyordu sessizce ,okurken içimden.. ardından mırıltı halinde cıkan sesim ,duymayı hakettiğin kelimeleri secerek tahta mandallarla asılı bırakıyordu öylece havaya.. Seni izleyip ,yazarken basparmağımla işaret parmağım arasndaki oyuk; acımış,aşnmış.. Keyfini çıkarmışım seni izlemenin,farketmemişim ,karalamışım sayfayı,aydınlıksız bırakmışım.. Tarlatanlarla şişirilmiş yalnızlıklarım geride kaldığı için de gülümsedim şimdi sana bakarken.. sorsan ne derdim acaba.. 'ustaca makyajlanmış sahte kahkalardan uzağım ,huzunlu bakışlarımın ilmeklerini sen çözdün , karmaşık ilerleyen hayatım senin cabalarınla cakıltaşlı yollara döndü ve tum tırnaklarım kırılıcak kadar gecirdim ellerimi senin hucrelerinin duvarlarına ; tutundum..' duydugun için mutlu olurdun, belli etmeden hemde .. Ellerimi alırdın ellerinin arasına..parmak uçlarımda gezinirdi parmak uçların.. nasıl geldiğim önemli değildi sana, gelmiştm ya ,o yeterdi.. biliyorum , artık hersey benim içindi.. mutluydun sende, adım ağzında; sözcüklerin dilimde.. yarım kalmış olan hersey geride , gözyaşım ,hayalkırıklığım hepsi eski'de.. ama hayat şimdi'de..gelecek sende..sen az ötemde.. yaklaştın ve ufak bir öpücük ki,avucumun içinde.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 kafanı kaldırınca gördüğün şey zifiri karanlıkta aniden bir ışık,bi kıvılcım.. savrulan her kıvılcımı bir yıldız sanacaksın.. ben, bambaşka bir yerde.. her gece bir başka düşümüzü yakıyor olucam, bizim için dilek tutarken sen.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Ekim 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 4, 2010 'Yalvartma ,nolur' çelişkisinin can evinde soluk alıyorum.İçinde bulunduğun kabuslara bile kıyamadım.Her gece aynı sarsıntıyla uyanıyorum.Nefes nefese. Adresini bilmediğin evime geliyorsun.Kucağında binlerce 'rağmen'. Çocuk ellerimle sana uzanıyorum.Büyün bozuluyor. Yok oluyorsun. Kapı eşiğinde rağmenlerle kalakalıyorum. Bel kemiğimi dik tutan ne varsa ihanet ediyor. Dizlerimin üzerine çöküyorum. Boğazımdaki acıyı kovmak için yutkunuyorum.Tırnaklarımı dibinden kesmiş gibi,nereye dokunsam parmak uçlarım yanıyor.Yavaşça gözlerim kapanıyor.Daha fazla değil. Uyanıyorum.Bir rüya daha diliyorum ama gözlerim acıyor. Kalkıyorum. Katılırcasına gülmeye başlıyorum.Geceyi beraber geçirmişiz diyorum.Tüm 'yine de ' lerimi cebime koyup güne başlıyorum. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 8, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 8, 2010 Dilimde hep o yanık ezgi... Elimde sönmüş sigaram Denizine küsmüş bir martı edasında Yaralı yorgun düşleri taşıyorum omuzlarımda Eflatun bir yanlızlık kuşatırken bedenimi Üşüyorum... ..esaretim geliyor aklıma... Hatırlayamadığım özgürlüğümü düşlüyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2010 Beyaz düşlerimle geldim Yalnayak Ve sessiz Dokunmak ister misin yüreğime Parmak uçlarınla yürü düşlerimde Sessiz ve narin olmalı Benim kadınım Sonra yanmalı ayaz gecelerde Berduş seherler Tanyeli susmalı Ruzgar sûkun bulmalı Ben yanarken nisan olmalı Ve muhakkak yağmur yağmalı Belki küfrümde susar günahlarım Ve muhakkak beden yanmalı Gece nâr olmalı Rüzgar pespaye Umutlar düşlere sıkışmalı Gölgeme bakarak; yanmalı Ateşten girdap olmalı Benim kadınım sonra bir kepez olmalı dalgaların durmadan acımadan dövdüğü yakamozlar yanmalı deniz fenerine ışık tutmalı ama muhakkak ruhum karanlık olmalı belki boğulur lanet suskunluğum gecede yanmalı kül olup yeniden doğmalı ve muhakkak beden yanmalı sonra hayyam olmalı aşk şarabın tatmalı kalem yürek olmalı suskunluğunda hayal varlığında yokluk olmalı aşık olmalı, delice sevmeli benim kadınım benim kadınım narin olmalı adını her katresinde hissetmeliyim gece olmalı örtmeli bedenimi sonra ateş olmalı beni yakmalı ve sonra yeniden doğrumalı emzirmeli düşlerimi düşlerime basarak susmalı aslında sadece susmalı ve suskunluğuna gömmeli bedenimi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2010 tuhaf.... salt bir tuhaflığın izdüşümü... sanki tüm bedenim, tuzunu yitirmiş bir güneş gibi aç ve açıkta.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 25, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 25, 2010 Seni bana düşündüren.. Herşeyi... Kağıda çizmek istedim.. Elimi kağıda dahi sürmedim.. Kağıdı...sadece üfledim. Sen nefesimdin. http://www.youtube.com/watch?v=d2FT4FprxDg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 29, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 29, 2010 "..eksikliğini duyduğum ve asla bana ait olmayacak yanın için..mümkün değil dediğin her sefer için, aynı zamanda yine geleceğim dediğin her sefer için. Sürekli bekliyorum, sabrımın adına aşk diyebilir miyim......'' ay sarkarken geceden içeri ..... davetsiz izlerini sürüyorum .... kum saatini dolduralı cok oldu ... düşlerimm kavurucu çöl .... kelimelerim cesetler gibi atılı.... her kacısında tensel sıyrıklarımda ruhum ... ilikliyorum ruhumu .... her kösesinden firar ediyor ... kanadı kırmızıya boyalı sevgim ..... aynadan yansıyan çocuk senin eserin sen içime kaçan tanrı .....her yerde seni yokluyor gözlerim .... kasıklarındaki carpışmaların mahsulunde ..... hayat .........ölü elden saçılıyor aşk .... şimdi vedalarımdan kaçıyorsun biliyorum .... yalancı göğün içinde esen sessizliğimde .......al şu beni nereye istersen oraya koy Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2010 Bazen konuşmamak gerekiyormuş, Çabalamamak gerekiyormuş önemsenmek için, Dinlenebilmek için, İnsanlar birbirlerini dinlemeden yaşamaya alışmışlar çoktan..! Bazen denememek gerekiyormuş, Umut etmemek gerekiyormuş, Anlaşılabilmek için.. İnsanlar kulaklarını kapatmışlar çoktan..! Bazen umursamamak gerekiyormuş, Duymamak gerekiyormuş boş lafları, İnsanlar her şeyin basit yanını görmüşler çoktan..! İnsanlar "Seni Seviyorum'u" bile önemsizleştirmeyi başarmışlar çoktan..! http://www.youtube.com/watch?v=sVnKcVOBz0c&ob=av2n Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2010 izole edilmiş bir aşk'ın toksıt etkısınde bedenım gelısme bölümünden yoksun denemelerim..... hayatıma bedeller biçiyorsun merak etme. tüm bedellerini ödedim üşüyorum ! uykum geliyor farkındayım öldüm ben ! şimdi cesetime zaman tanı izole et ask ını gelısme yaz denemelerıme şimdi sen bedeller öde..... üşüdüm yoklugunda ve uyudum ........... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2010 Sırların dışında Sahip olunan bir şey kalmadı Ve kemiriyorlar şimdi beynimi Büyümek dedikleri saatin tik takları Bizi hayallerimizden uzaklaştırırken Biliyorum ki daha sıkı tutunmalıydım Zaman aktı; Hades yıkıldı ve kurudu Lethe Anılar sokuldu tüm kıvrımlara Güneşten kopan damlalar Gözyaşlarım oldu Belki de dinlemeliydim Haz’ın eşsiz melodilerini Soğumuş et yemeğindeki keyifsiz yağ tadı gibi Damağımdasın şimdi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2010 Silahını eline aldı adam, öldürecekti kadını Mürekkebini doldurdu namlunun ağzına. Soldan sağa doğru cinayet mahalini eli ile şöyle bir sildi Tek yaprağın kağıt hışıltısında, bembeyazdı sayfa.. İlk kurşunu ‘sen’ yazarak sıktı. Ardından bir tümleç ve bir de yüklem. Hayallerimi çaldın deyip nokta koydu, göz gezdirdi etrafa sonra Etrafa sıçramamıştı düşünceleri. gereksiz bir mürekkep lekesi yoktu planında.. Kadının göğsüne isabet etti kelimeler. Durmayacaktı adam, cinayete dair raporlarda, bir kütüphane dolusu cümle olmalıydı. Her cümlesi bir film her film bir kadın her kadın o olmalıydı raflara dizilmiş, paketlenmiş mısralarda. Senaryonun kadim oyuncusu o güzel gülen adam bu akşam ciddiydi. Kaşlarını çattı, yüzünü ikiye ayıran zayıf ışığın altında.. Hunharca ikinci paragrafa girişti adam. Kadınını kitap dolusu kurşunla öldürüyor Hayatına dair merak edilen her şeyi Onunla ölümsüzleştirerek öldürüyordu. Ve her cümle de öldürüyordu. Hatırlanacak her cümlesinde öldürüyordu.. Kendisinden alıntı yapılacak her cümlede bir cinayet, bir kadın, bir de katil olacaktı Bir özne, bir tümleç, bir de yüklem içinde vücut bularak.. Kelimeleri cinayet olacak tutanaklarda. Hiçbir ölüm bu kadar kanıt bırakmayacak üzerinde hiçbir dedektif bu kadar mesai yapamayacak. Cinayeti çözen genç ve heyecanlı polis Yılın edebiyat ödülünü alacak ve Terfi edecek daha vahim aşklara tanık olarak.. http://www.youtube.com/watch?v=HmsClQ1H0ME&feature=related Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2010 Muhteşem.. Ellerine sağlık nevermore... Okuduğum en güzel şiirlerden biriydi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2010 Usulca sokuldu rüzgar Seyretmek istiyorum gözlerini Sana tutunmak,dokunmak istiyorum dedi Seni takip eden kara bulutlar ne diye sordum rüzgara Bu dehşet-i gürültü,bu parlaklık Taşıdığım yaşamın resmi onlar Hayat saklı her birinde dedi Tekrar sokuldu rüzgar artırarak şiddetini Tenimi kavurarak düşüncesizleştirdi beni Sesler,renkler,zaman rüzgar olmuştu her şey Giderek rüzgara dönüşüyordum Bedenim savruldu Yere düşürken attığım çığlığı bastırdı gök gürültüsü Şimşek moleküllere ayırdı yere düşen bedenimi Ne acı vardı olması gerektiği gibi Ne de mutluluk Gülümsedim rüzgara Tutundum kalbinin en yakın yerine Tüm aşıkların yapması gerektiği gibi.. [video=youtube;yt-ybUuZjLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2010 ]Firavunlar secde ediyor bak Yoksun diye bed kaldı dualar.. Durma ! Daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara Ve iç su pıhtısı paslı kanları.. Ameller uyudu Ödenmiş tüm bedeller hacizde Acizde var bu işin içinde tabirine caiz de.. Gülme ! Aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne Öksür ! Öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda.. Avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme Bak kaçırma gözlerini Sudaki renk tenini çalmış Ayaz düşmüş içime çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken Secdede firavunlar ! Seccade gibi dönmediğin yollar Bakma eğil ! Eğik başım naaşına bile hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır.. Dokun beş vakit sustuğun çığlık bozması Aşk'a Dallarını budaklarını ayır hayırsız selamlarından Her düğüm bir ben kör eder Her kör duruş ağzımdaki lokmayı almak için bir ense vuruşu hak verir sana.. Bak yine Bak.. Aynalara süs ederken gözlerini erinmeden Eğil dedim diye değil Bak Firavunlar secdede ! Gör ! Bil,duy,hisset.. Bendeki nefret dilde yatalak Tenimin fahişeliği bir yalnızlığa bir yokluğuna bir bir karanlığınadır anla.. Ama bak yine Bak.. Kör cinnet ummalarındayım her gece Yüzünden men Nem varsa saçlarına doladın Nem çoksa yollarına kül edip savurdun bak ! Bak ve Gel İdamı kesin bir suçun iki bulanık çamuruyuz Öleceğini bilen basar üzerimize Gel ! Diz çök önünde yangının Düz dök gözyaşını oynama dudaklarının abdest bozan ıslak dokunuşlarıyla da Gel ! Bir el silah sesi sesin Bir intiharlık har düşürdüğün kimsesizliğim.. Gel ! Koy ver ömründen birkaç dakikayı bir kenara uy bana Gay banalığıma rakı masallarından kalk gel Bak ! Olmuş mu sahiden ölmek? Ödlek iniltiler inceltir sesini cesur gel ! İnim inim titrerken gözyaşları Gel dibime basarak yaşa Bastığın gibi ihanetinin kuru çorak kir yuvalı toprağına.. Dön yüzünü gözüme Gel ! Bak sesini çağırır bendeki zar Gel onu del ! İnlet kan göllerinin içinde yıkamaya bile kıyamadığım rüzgârlarımı Bana ya da sol yanıma at adımını Seç adamının yok oluş maksadını Seçtir ikimize bizi hangi felç tutmaz eder Hangi duvar altında göçük kalırız seninle Gel ! Hüznü cüzam olmuş yüreğimin kan davalı can pazarına gözlerini ban, Yabancılardan bile utanmayan,o Aşk darlığından nefes alamayan soluğuma tırnaklarını at Noktalarken ömrü ömründe Gel ! Çel aklımı Tel tel ayıklayıp boya gözündeki yaşınla kurban olduğum saçlarının renk bilmez uçlarını.. Kına ellerine yaktığın sebepsiz kınaları Atlası kaybet İhanetsizliğime ihanet et yine Gel ! Erken davran davranmamalarıma Savur savurganlığınla savrulmuş sav bilmez sol kötürüm yanımı.. Ama gel ! Ama şaşı ama kör baksanda Gel ! Seni doğuranın hakkı için Yaradanın sabrı için Bak ! Bak tövbende de heybetli yalanların var Zikrine sus dök Gel mahsus ölümler can yakartırken içime Kulağım sesinin gölgesini kökünden çıkartırken Gel ! Senin yüzünden düşen bin parçalar parçaladı benim yüzümü Bak Yırtınır öğlesi günün sabahın bıçağından Öylesi gece Böylesi kara kadavra Söylemesi bedavaysa eğer 'sevdim' de Ve ver Aşkı ! Sıkıştır ellerini ellerime Batır kirpiklerini yatır yüzümü yere de Anlat bana secdeden kalkmadan firavunlar Işık karanlığın varlığını anlamadan, Duman ateşten uzaklaşmadan Ateş sudan korkmadan Gel ! Gel bak alnımın ortasındaki lehçe neyce? Dilimdeki öfkenin dilini kaç memleket bilir sence? Sesimin suya sus diye düşmüş halini aldır masallarının düşperest rahminden Gel ! Gel bak ! Sabahladığın geceliğinin ilmeliğinde sabahlığın kılığı uykularım var.. Dön yüzünü buruşmuş zaman eskisi zindan odalı şehre Çehrendeki deli gömlek yazgısı adımı başkalarına adım attıkça karala Yarala yine çürümüş dudaklarımla dokuduğum bardakları Kır bir bir Birik parmaklarınla oyduğun göz mazgalımın sancılarına Gel ! Gel dibimi de kazı benden Yok etmeye her şeyimi ,herşeyinle gayret et, As sırtıma ölüp duran yılan ısırığı özledim'lerini Benden ben doğur Yeni ölümler dene üzerinde biz ’in üzerinde susarak.. Ciğerlerime kaç! Nefes borumu tıkayacak yalanlarını kursağımda sakla yine Gel ! Kıvransın rüyalar Duvarları tırmalasın kokundan sinmeyi öğrenmiş fotoğraflar İlaç raflarını arşa sat Arafları cehennemin dibindeki tövbe laflarının azabına at Dön yüzünü düze çıkmaz yüzüme Ertele bütün dünlerini Saati kıskandır yine zamanla oyunlar oynaş Doyurmadığın hamuruna mayalar ara Takvimlerini çaldığın günahsızların ömründeki törpüleri parçala Hicri aldat yatalak odalarında sadıklığını Miladi sadakat besle her sesle uyanan aldatmalarını Ve gel ! Ayanda alenen üreyen kokulara suçüstü olsun yıkılışım Ayağında türeyen gez göz gitmelerine yol üstünde rastlasın avunuşlarım .. Bak firavunlar secdede daha ! Dışarımdan vurulmuşluğumun leşi eşmeden çukurunu Uçkurunu çözmeden ayrılık Gel ! Gel dön yüzünü vurup gittiğin ölü kapının ardındaki yarı ölüleri dirilmeyecek hüznün koynuna.. ‘Git’ diyerek beni yanındaki cennetten kovdun Havva' nın suçu bir ısırıklık o elmaysa Ben zaten çoktan beri her elmadaki kurtmuşum ! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.