nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2011 Tırmanılması imkansız bir dağın, Eteklerini boyuyorum aklımca. Bir adım atıyorsun mavilere ''duruyorum'' Bir nefes veriyorsun son'a ''sayıyorum'' Tıkandığım yerde, Son kozumu oynuyorum. 1-2-3... TIP Kocaman kulaklarım var artık duymayan. Kıpkırmızı bir dilim var konuşmayan. Bembeyaz bir atletim var benimle uyuyan. Ve silahların gölgesine sahibim, Attığı her kurşunla kendisini vuran. Daha ne istemeliyim? ''Belam'' zaten zihnime zehir. Nutkumu tuttum, Sıra sende. 1-2-3... TIP [video=youtube;MY4YJxn-9Og] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2011 siyah beyaza bulaşır da griye yakınlaşır, ay güneşten kaçarken kendinden uzaklaşır öylece geziniriz karşılaşır mıyız? ve öylece bakınırız tanır mıyız? çiçek suyu arar da toprağı unutur, dünya dönerken neyi aradığını bulur ya biz öylece yaşarız hatırlar mıyız? peki ya biz hiç mi özlemeyiz? hiç mi özlemeyiz? http://www.youtube.com/watch?v=zIJIBo9bJk0 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Seni sana rağmen yaşadım ben, hep kaçışlarla dolu, hep eksik... Bir yanını tamamlasam, mutlaka başka bir yanından açık veriyordum. Tamamlamaya uğraştıkça senin gözlerinde kaybolup gidiyordum. Bedenine değil, ruhuna taliptim ben. Bu yüzden bu kadar zorlanıyordum. Ben bir adanın değil, bir kıtanın kaşifiydim, yola çıkmıştım bir kere, dönüşüm yoktu. Ama öyle çok duraklıyordum ki; geriye dönüp baktığımda başladığım yerden birkaç metre bile uzaklaşmadığımı farkediyordum. Üstelik menzilin ucundaki sen, benden daha hızlı kaçıyordun. Ufukta bile görünmeyen seraptın artık. Kaç kez ''Vazgeç!'' dedim kendime, kaç kez o yolun kenarındaki ormanda kaybolmayı düşündüm. Yaşadığım da bu değil miydi? Seninle birlikte varlık bulduğumu düşünürken, senin olmaman yokluk hissinden başka ne verebilirdi ki bana? Oysa nasıl coşku doluydum başlarken... Gecelerimi de gündüzlerimi de sana adamaya hazırdım. Hergün yeni bir yönünü öğrenip şaşıracaktım. Seninle yaşadığım hiçbir şeyin tadını unutmayacaktım. Sen sonbahar rüzgarından kopmuş, serseri dolaşan bir defne yaprağı, ben sana dal olacaktım. Hangimiz yaprak, hangimiz dal karıştırıyorum artık. Ben bu uykuları uyuyalı çok olmuştu. Şimdi aynı uykuları yeniden uyuyorum. Acı uykusu, hüzün uykusu, korku uykusu... Bir gece birinin, bir gece diğerinin sonsuzluğunda kayboluyorum. Ne garip, kendimi kuşatma altındaki bir ordunun komutanı gibi görüyorum. Ne çok askerim var bana ihanet eden... Ben düşmanı alt edemediğimden değil, bu arkadan vuruşlar yüzünden yeniliyorum. Bir beyaz bayrak gerekiyor artık bana. Bütün mevzilerini kaybetmiş bir komutanın, onurunu daha fazla zedelemeden teslim olmayı bilmesi gerek. Uzun sürmez esaretim. İçimde bu yenilginin acısını yıllarca taşıyacak olsam bile bir yolunu bulup kavuşurum özgürlüğüme. Gidiyorum. Geride yaşanmamış zamanları bırakarak. Sen de ürkekliğinle başbaşasın şimdi. Hep tamamlanacak değil ya, bu da böyle yarım kalsın! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrColt Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 James Blunt - Goodbye My Lover Did I disappoint you or let you down? Seni hayal kırıklığına mı uğrattım? Should I be feeling guilty or let the judges frown? Kendimi suçlu mu hissedeyim yoksa kaşlarını çatmana izin mi vereyim? 'Cause I saw the end before we'd begun, Çünkü daha biz başlamadan sonunu gördüm Yes I saw you were blinded and I knew I had won. Evet gördüm sarhoş olmuştun , biliyordum kazanacaktım So I took what's mine by eternal right. Sonsuz hakkımı aldım Took your soul out into the night. Ruhunu geceden dışarı çıkardım It may be over but it won't stop there, Bitmiş olabilir ama öyle kalmayacak I am here for you if you'd only care. Umursarsan sadece senin için burdayım You touched my heart you touched my soul. Kalbime dokundun , ruhuma dokundun You changed my life and all my goals. Hayatımı değiştirdin ve bütün hedeflerimi And love is blind and that I knew when, Ve aşk sarhoştu ne zaman olduğunu biliyorum My heart was blinded by you. Kalbim seninle sarhoştu I've kissed your lips and held your head. Dudaklarından öptüm ve ellerini tuttum Shared your dreams and shared your bed. Yatağını ve rüyalarını paylaştım I know you well, I know your smell. Seni iyi biliyorum,kokunu iyi biliyorum I've been addicted to you. Sana düşkün oldum Goodbye my lover. Güle güle aşığım Goodbye my friend. Güle güle arkadaşım You have been the one. Sen tektin You have been the one for me.(x2) Sen benim için tektin I am a dreamer but when I wake, Ben bi rüyadayım ama uyandığımda You can't break my spirit - it's my dreams you take. Ruhumu alamazsın , aldığın hayallerimdi And as you move on, remember me, Ve hareket ettiğinde beni hatırla Remember us and all we used to be Bizi hatırla , yaptıklarımızı I've seen you cry, I've seen you smile. Seni ağlarken gördüm , seni gülerken gördüm I've watched you sleeping for a while. Seni kısa bir süre uyurken gördüm I'd be the father of your child. Çocuğunun babası olabilirdim I'd spend a lifetime with you. Seninle bi ömür geçirdim I know your fears and you know mine. Bütün korkularını biliyorum ve sen de benimkileri We've had our doubts but now we're fine, Şüphelerimiz vardı ama şimdi iyiyiz And I love you, I swear that's true. Ve seni seviyorum ,yemin ederim doğru I cannot live without you. Sensiz yaşayamam Goodbye my lover. Güle güle aşığım Goodbye my friend. Güle güle arkadaşım You have been the one. Sen tektin You have been the one for me.(x2) Sen benim için tektin And I still hold your hand in mine. Ve ellerini hala bende tutuyorum In mine when I'm asleep. Uyuduğum zaman bende And I will wear my soul in time, Ve zamanında ruhumu alacağım When I'm kneeling at your feet. Ayaklarına kapandığımda Goodbye my lover. Güle güle aşığım Goodbye my friend. Güle güle arkadaşım You have been the one. Sen tektin You have been the one for me.(x2) Sen benim için tektin I'm so hollow, baby, I'm so hollow. Çok kötüyüm bebeğim,çok kötü I'm so, I'm so, I'm so hollow.(x2) Ben,ben,ben çok kötüyüm Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2011 Ben aslında tüketmedim kelimelerimi; onlar kaçtı benden... Çok konuştum,çok yazdım... Ama yoklar şimdi... ... Şimdiyse,konuşamıyorum;konuşmuyorum. Arkamdan ağlıyor kelimelerim... Oysa ki , kelimelerimi çığlıklarımla birleştirirdim uzun uzun haykırırdım...Kısalttım hepsini... ... Soğuk hava,üflüyorum isyanımı nefes nefes...İzliyorum sessizce kayboluşunu karanlıkta... ... İçim buz,dilim sus pus... Dışım paslı... ... Dışarda hüzünlü yağmur var...Topluyorum hepsini avuçlarıma,çığ oluyor - sel oluyor hepsi... ... Düşüyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Düş gönlüme dayanılmaz bir aşk bu alamıyorum senden kendimi çek tetiği hadi vur vurdun ya birkez, binkez daha vur yanmaz canım artık ne gelirse gelmeli senden ben hepsine göğüs gerebilmeliyim göze aldıysam. sakla beni sen.. omuzlarında uyandığım ve uyanacağım günler için sakla beni Dokunma yine ya da dokun hep aklıma dokun ruhuma dokun belki tenime.. As beni ayak bileklerimden o omuzlarından düşürmediğin.. Al canımı ama o gün gibi ağlatma.. bidaha yapma kucağına alıp sevme sonra.. aktı birkez. Bana yalancı yağmurlar yağdırma sen.. ıslanıcaksak bırak gerçek yağmurlarda ıslanalım.. kimsenin kayığına binip gidemedim ben bilmem ki kürek çekmeyi kaybolurum bırakıp gidersen.. Sarıp sarmalayıp yatağına al beni Kokuma gözyaşını dök.. http://www.youtube.com/watch?v=Aht9hcDFyVw Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 adın yok senin ....hayata ait herşeyi dolduruyorsun .... bir nefes alımı kadar yakın olsanda .....hayat kadar yabancı oluyorsun ........ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2011 kurumuş bir kalp taşıyorum göğsümde bedenimde dolaşan kan akımını yitirmiş sözcüklerin anlamsızlaştığı bir yerdeyim ve acı çekmiyorum sürekli kaybettiğim için içimdeki sahrada dolaşıyorum belki küçük bir vaha belki bir çöl şehri... demiyorum... hiç umudum yok... olmasını da beklemiyorum... kurumuş bir kalp hiçbir şey beklemez ağlıyorum gözyaşlarım akmıyor şuursuz güller açıyor onlara dokunuyorum ben dokunduğumda soluyorlar bir bir hepsine dokunuyorum yatıyorum çölün ortasına köklerimi salıyorum bu kurak topraklara bir gül olup açıyorum sonra kendime dokunuyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Summertime Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2011 Perdeyi aralayıp gizlece odama giren rüzgar,tenime bütün sırlarımı biliyormuşçasına çarpıyordu. Bir de ay ışığı akıyordu camlardan,saklamaya ve kapamaya çalıştığım her şeyi acımasızca aydınlatıyor ve bana gösteriyordu.Karşımda ise bir ayna,giderek solan rengim bütün anılarım içinde kayboluyordu ve geçmişimi görüyordum aynanın çatlamaya başladığı yerlerde.Çatlaklara dokunarak hayatımın farklı sahnelerinde buluyordum kendimi,yine hafif bir rüzgar tenimi okşarcasına esiyordu bu sefer. Büyümemi izliyordum,birden büyük bir savaşı,bir yıkımı izlerken buldum kendimi. Yavaşça gözlerim kapanıyordu sonra,gittiğim yer korkularımın beslenmeye başladığı zamandı. Her şey parlak gözüküyor,umutların renkleriyle süslenmiş bir gökyüzü ve rüya tozlarından oluşmuş sıcak kumlar,serin bir rüzgar esiyor ve sen karşıdan geliyorsun. Kumdan bir kale yapıyorduk gülümseyerek,sonra sen yürümeye başlıyordun uzağa çok uzağa,görüntün gittikçe soluyor ve kayboluyordun.Deniz ise kaleyi yıkıp,içine çekiyordu.Tekrar tekrar yapıyorduk ve her seferinde tekrar gülümsüyor ve sonra kayboluyordun,görüntün kumlara karışıyor daha sonra ise dalgalarla gidiyordun. Hep merak etmişimdir nereye gittiğini. Umutlarımız ve hayallerimiz de soluyordu. Daha doğrusu bir kişinin iki kişilik umutları.Tekrar odamdayım,rüzgar gitmek üzere,son bir kez dokunuyor bana.Soğuk bir esinti. Gözlerimi kapatıyor ve aklımı işgal etmek için hazırlanıyor.Artık tanımadığım,tanıyamadığım bir insanın kelimelerinin ve hatıralarının çok uzaktan gelen tozları kalmıştı tenimde. Summertime Jethro Tull- Living In The Past http://www.youtube.com/watch?v=EsCyC1dZiN8 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2011 şahitsiz bir cinayetin ayazından düşüyorum zihnime bır takım şeyler fısıldanıyor kısa devre oluyor hislerim bir parantezin içinde ucuz fahişelerin koynunda sevişmeme kaldığım yerden devam ettim herşey ayyuka çıktı ağız kenarlarında kurumuş spermlerle bedene bürünmüş ince kıyafetini giyince üstüne gece tombul bir bebek suretiyle emeklerken seni kendi tarihine gömüyorum bu gece dumanlı bir göğün ortasında radyoda kendini öldüren katillerden bahsediyorlar intiharım beni sana terketti Turuncu Doritos. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Summertime Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2011 "Before I sink into the big sleep I want to hear, I want to hear,the scream of the butterfly..." The Doors- When The Music's Over Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 23, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 23, 2011 geceler tehlikeli, geceler beni sorgular hep, soğuk rutubetli bir odada, başımın üzerinde parlak bir lamba sallanır, nefes almakta zorlanırım. yalanlamak we kabullenmek arasında gider gelir kararlarım. we yine yarım ben, biraz hırpalanmış, bir dişimi daha sökmüşler, midemde bir ağrı, vücudumda morluklar, sendeleyerek çıkarım o odadan kapının altından ince bir ışık süzülünce... lanet ederim güneş gözlerimi kamaştırınca, ellerim arkadan bağlı, o sandalyede yaşadığımdan daha kötüsü; asıl işkence başlamıştır artık. ruhumun acısıyla alay edenlerin ayini başlamıştır... güneş sandığım bir kaç mumdan ibaretmiş meğer yine kendimi kandırmışım... haydi inandırın beni yalanlarınıza... AmanitaVirosa http://www.youtube.com/watch?v=j29IgV4Ot1g Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2011 Gittin . Sensizken doğmamış çocuklar tacizde . Yoksun . Mana maddeden bin ton daha ağır beynimde . Yokluğun ; sağ tarafımda bıraktığın ihanet kadar acı, tok bir yalvarış , sessizliğimin felaketinde boğulmamın düz açıklaması ve sonra fanusa kapatması kokunu,ruhunu . Bu yalnızlık,bu yokluk hep parçalı bulutlu . Boşluklarımı anılarla dolduruyorum. Denizde yürümeye çalışan sarhoş bir kadın gibi dolaşırdı parmakların saçlarımda . Yazdın,sıcaktın,güzeldin ve kırmızı severdin . Ateşli,şuh,sıcak . Bazıları için '' aşk '' aksesuardır derdin ,blogerler aşktan mı ,yalnızlıktanmı ,korkudanmı yazıyor bilmezdin . Sol göğsüm düşlerini emzirir karanlıkta , sağ göğsüm çoktan alınmış düşleri olmayan cımbızla. Ve kanser ne kadar yapışkan ve taciz yanlısı sertleşmiş ur'la . Gittin . Kirpiklerine tutunan damladan farkım kalmadı . Düştüm-düşeceğim uçlarından. İroniler vahşet yaratmıyor kulağıma dayadığın sessiz bir çığlık varken ve hümanist kelebekler sıkıştırılmış bir çerçeveden şuh kahkahalar atmıyor karşımda durup bakarken. Yokluğumda ruhuna binlerce tecavüz işlenmiş bilemedim . Giden sendin , seçim senindi ve sana aitken bu ilişkinin tüm kararları ruhundaki boktan tecavüzlere binlerce küfür sallamayacağım affet . Oh iyi olmuşta demiyeceğim ve her zamanki gibi beni hep tuttuğun yerde ,herşeyin tam oratsında duracağım . Onlarca izmarite inat ,kayısı kokan odana girmeyeceğim . Dolap ,masa,koltuk örgütlemeyeceğim senin olan,sana ait hiç birşeyi . Ve son şey ! Başkalarından bir şeyler ummayı öğreten senden hiç bir şey ummayacağım ! ZyN http://www.youtube.com/watch?v=ekhvwzPcD64&feature=related Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2011 Annem, beni iyi eğitti Gençken bana anlattı: "Oğlum,hayatın açık bir kitap Bitene kadar kapatma" "En parlak alev en erken yanar" Bu onun söylediklerinden duyduklarım Bir oğulun kalbi anneye bağlıdır Fakat yolumu bulmalıyım Kalbimin gitmesine izin ver Oğlunun büyümesine izin ver Anne, kalbimin gitmesine izin ver Bu kalbin sakinleşmesini sağla Evet, sakinleşmesini ...http://www.youtube.com/watch?v=0T31qXmeupA Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2011 siyah beyaz şehirlerin en siyah arka sokaklarından birinde ağlaşıp duran küçük kız çocuklarına inat ard arda kırıyorum şarab şişelerini kör bir çingenenin çaldığı akordeon eşliğinde dans ediyorum kırık camlar üzerinde ay ışığı sarıya boyuyor adımlarımı her adımladığımda yalnızlığımı daha keskin bir yara açılıyor ruhumda kan kaybediyorum avuçlarının uçurumlarında Asset Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mart 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 28, 2011 çok zamanlar bir yolcu oldum yeni bir şeyler aradım eskinin günlerinde soğuk gecelerde sensiz dolandım durdum ama o günlerde gözlerimin seni yanımda dururken gördüğünü düşündüm körlük kafa karıştırsa da senin orada olmadığını gösteriyor.. [video=youtube;3JW-OU3LkM8] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 28, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 28, 2011 Her siktir cekisin yüregimdeki kizlik zarini delik desik ediyor Tecavüze ugrar gibi sehirler geciyor üzerimden Sokak lambalari kaldirim taslari ucube gece yarilari irzima geciyor… Ve bir zamanlar dibine kadar gömüldügüm sen.. tanimi yapilmamis sehvetin öznesi olmustun tenimde yerine…Sarhos bir adam, melankolik bir kadin sureti geceye yansiyor artik… Gögsümün serha serha parcalanmis oyuklarindan siziyor simdi bana biraktigin intihar… Duymayan kulaklarinla , cigliklar at bosluga, inle utanmazliginla Tüm otellerinde sevis bu sehrin Tükür sonra içine, o girdiğin etten deliğin. 8etelgeu5e Bu deli yazıya bu şarkı yakışır sanırım.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2011 bir yolun ortasında öylece durmuş boşluğa bakıyorum. nereden geldim nereye gideceğim bilmiyorum. elimi tutsan da yürüyemez halde dizlerim sen ki kucaklayıp da götürmezsin bir müddet daha boşluklarımın anlam kazanmasını bekleyerek öldüreceğim gençliğimi .. gün gelecek bütün anlamlar yerini bulduğunda zaman kayacak ellerimden.. ve ben yine boşluklara bakıyor olacağım .. kötü bir düşün her gün yeniden başlaması gibi .. içimde miyim, değil miyim bilmiyorum bazen hissettiğimi hissedip, çoğu zaman ağırlıksız bir cisim gibi yığılıyorum neden diye soruyorum hiçbirşeyin bir nedeni yok gibi geliyor, bazense nedenlerin içinden çıkamıyorum .. saplanıp kalıyorum olduğum yere, yarın sabah ayağa kalkacağım diyip diyip, yeniden düşüyorum dizlerimin üzerine avuntularımı çalmışlar ellerimden, yüzüme gözüme bulaşmış mutsuzluk çaresiz bir hastalığın virüsü gibi hayatım .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2011 Boyun sonra zincir Kafa utançla asılmış Boyun ,sonra zincir Kafa utançla asılmış Büyüdüğünü düşünmüştüm Bunları taşıyabileceğini Ama şimdi ben yokum Daha başka ne geriye alınmış olabilir İkizim gibiydin Ve hepsi buydu Hiçbirşey için..hepsi bumuydu Onunlayken güçlümüsün Ki o kişi seni bizim üstümüzde ayrı bir yere koydu Sanırım aşkımız, Hadi onu geçelim Ateş gibi hissediyor Ama bitmeyecek Gelen bu şey ne.. [video=youtube;an-nknHiaiU]http://www.youtube.com/watch?v=an-nknHiaiU Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hyoma Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2011 Boyun sonra zincir Kafa utançla asılmış Boyun ,sonra zincir Kafa utançla asılmış Büyüdüğünü düşünmüştüm Bunları taşıyabileceğini Ama şimdi ben yokum Daha başka ne geriye alınmış olabilir İkizim gibiydin Ve hepsi buydu Hiçbirşey için..hepsi bumuydu Onunlayken güçlümüsün Ki o kişi seni bizim üstümüzde ayrı bir yere koydu Sanırım aşkımız, Hadi onu geçelim Ateş gibi hissediyor Ama bitmeyecek Gelen bu şey ne.. [video=youtube;an-nknHiaiU]http://www.youtube.com/watch?v=an-nknHiaiU Bu şarkının bende kötü anıları var . Dinlediğimde o günlere geri dönüyorum . Ama artık bu beni etkilemiyor .Ne güzel değil mi . . . . 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2011 Kurudum, ama daha fazlası için sızlanıyorum. Ve içerideki şeytan, Mezar taşıma yazılması için, En üzücü şiirin kelimelerini okuyor. Senin acını paylaşmak için, öldürürdüm! Ve senin için ruhumu satardım, sadece şunu demen için: “senin gördüğün rüyayı görürüm, Ve hissettiğini hissederim. Aşk, Duvardaki, tanrının yüzü’ne benzeyen gölgemizdir.” Hiçbirşey yeterli olmayacaktır. “solan güven” in bahçesinde, Terketmeye cesareti olmaksızın, Sürekli tökezleyenler için. Senin öpücüğün için, canımı alırdım! Ve seni cehennem’den alabilmek için, herşeyimi kaybederdim. jasumena Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2011 gitmiş ol,sen,çürümenin kirli selamlamaları.. Düşüncelerim ve kelimelerim doğru çıkacak karmaşanın taşındığı benim bölmemde her resim bir hikaye barındırır.. her gölge binlerce kelimeyi anlatır isteklerimin karşısında diz çök!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Who Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2011 Bir sabah yanima geldi Yalniz gecen bir Pazar sabahi Uzun saclari ucusuyordu Kis ortasi rüzgarinda Beni nasil buldugunu bilmiyorum Karanlikta yürüyordum Etrafimda harabe Kazanamadigim bir savasin Ah……. Bana düsmanimin adini sordu Sonra bir kac dövüscu ve kardesini öldurebilecek Adamlarin ihtiyacindan bahsettim Allaha veya aska inancsiz Ona bana atlar vermesi icin yalvardim Düsmanlarimi cignemek icin Istegim o kadar güclüydü ki Bu hayatin pisligini ortadan kaldirmaya Ah…… Ama o öyle bir savasi düsünmüyordu Böyle insanlari hayvana dönüstüren bir savasi Baslatmasi bukadar kolay Ve bitirmesi artik imkansiz olan Ona göre o insanlarin annesiydi Bana aklillica tavsiyelerde bulunan Ve sonra tekrar yalniz yürümeye korktum Ve kalabilirmiyim diye sordum Ah……… Ah lady bana sinirsiz yardim elini uzat Ve senin yaninda dinlenmeme izin ver Iman ve dürüstlük göster Bariscil bir sekilde söyledi Ve kalbimi hayat ile doldurdu Sayilarda bir kuvvet yok Böyle yanlis anlama olmadi Ama bana ihtiyacin oldugunda Emin ol uzaklarda olmiyacagim Ah……. Bunulari söyledikten sonra arkasini dönüp gitti Ve ben söyleyecek kelime bulamadim Durdum ve siyah paltosu kaybolana dek baktim Isim kolaylasmadi Ama simdi biliyorumki yalniz degilim Herzaman kendime yeni bir kalb buldum O rüzgarli günü düsünüyorum Eger birgün sana gelecek olursa Akilli sözlerinden kana kana ic Ondan cesaret al Ödül olarak Ve benden selam söyle Ah….. Uriah Heep - Lady In Black Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2011 Benim olmayan bir bedene hükmediyorsun kadın! Şimdi yeniden sevebilecek kadar. Soğuk, ıssız ve üç işareti olan Bir merdivenin tahta bacaklarına tutunuyorum şimdilerde Günahsız bir bebeği ırzına girer gibi Dilim tükürüğünden boğulurken, bir okyanus inşa ediyorsun ''Evet! Yalnızlık bir kadın gibi girdi koynuma'' Etten dünyalarımı vejeteryan duyguların sardı Şimdi en çok kırmızı ağlıyor sana, boyalı dudaklarıyla Havai fişekler, buğulu cam ve sen'sizlikten kaynaklı ağlayışım. Kuruyan dudaklarıma bir çare ıslık kadar sessizce -Ben en çok çocukluğumu özledim, özlenen ama geri gelmeyen- Bırak beni olduğum yerde, kırmızı ışıkta bekleyeyim seni Engelli dünyanın engelsiz hayallerine bir yelkende ben açayım Ağladığım kadar sevildin bu tende ve şimdi Tanrı yalnızlığın akoruyla oynuyor Çıkmıyor doğru dürüst insanlık! plaqton Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2011 Bugün susmak istiyorum. Konuşmak gelmiyor içimden… Susmak çok güzel çok hoş. Cümlelerim var ama konuşmuyorum. Sesim var duyurmuyorum. En güzel cümleleri kurmuş bekliyorum. Bugün yürümek gelmiyor içimden. Saatlerce, saatlerce oturmak istiyorum. Ayaklarım da benimle otursa iyi olacak. Ama olmuyor. En güzel sokakları düşünüp duruyorum Biri sana açılıyor bu sokağın. Hiçbir şeye bakmak istemiyorum bugün. Televizyona bakmak istemiyorum. Kahkalarla gülen insanlara, en az yirmi tane çiçek adı sayamayan büyüklere, parmaklarına hiç kelebek konmamış kimselere bakmak istemiyorum, zil yutmuş bir kaplumbağa gibi çalan telefona da… Telefonun diğer ucundaki sen olabilirsin. Ama sen olmazsın; çünkü bilirsin benim telefonumun olmadığını. Gülmek istemiyorum bugün. Sende gülme. Bakma bize ait olmayan hiçbir şeye. Yürüme bugün. Sus mümkünse. Yıllardır eksik olan bir şey var biliyorsun. Benim gibi söyleyemiyorsun sen de dilinin ucuna geleni. Kurumuş yapraklar gibi dolanıyor cümleler içinde. Hüzünlü şeyler bunlar. Güzel şeyler… Güzel cümleler, güzel şehirler, güzel şiirler, güzel masallar, güzel insanlar, güzel şarkılar, güzel kuşlar, güzel yağmurlar kadar hüzünlü. Kesinlikle bana ait değil.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.