nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 Gün doğmuş şimdi Güneş tırmalıyor çehremi Şimdi korna sesleri, şimdi o derinden atılan kahkahalar Şimdi seni bana hatırlatan her iz, her yol çırılçıplak Camı aralıyorum, kokun yayılıyor dört duvar odama Perdeyi aralıyorum, gülüşünün aldığı gibi alıyor gözlerimi şehrimin teni… Sen, sen kim bilir şimdi hangi yolun, hangi sokağında atıyorsun adımlarını… Senin bastığın her adım, kalbimde bırakıyor ayak izlerini… Senin gülüşünü bıraktığın her çehre; Öldürüyor benim gamzelerimi… http://www.youtube.com/watch?v=9rJeYZkjmAk&NR=1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Tutsak olduğun her yarım kalmışlığında bir damla ateş olsan, düştüğün her yerde bir kıvılcım bırakacaksın . Bu da seni duygusal anlamda yüz binlerce parçaya bölmeye yetecek . Sonraları bir gün gelecek ve sen bir meşale yakmaya çalışacaksın ; ancak elinde kalan bir tortu ateş parçası o meşaleyi yakmaya yetmeyecek . Önemsiz diye geride bırakıp gittiğin o minik kıvılcımların önemini sezeceksin ve ömrünün kalan yüzünü onları toplamaya adayacaksın . Bir gün toplamış olup , elinde kocaman alevler ile gelmiş olsan da yakabileceğin bir meşalen olmayacak; çünkü sen ateşin derdine düşüp onu yıllar öncesinde bıraktın . Oraya hiç gidemeyeceksin ki zaten … Şimdi söyle bana : Ey Sen ! Sana kalan , tamamen senin olan bir duygun kaldı mı ? Özlemin hangi söğüt ağacı altında kaldı, öfken hangi şehit cenazesin de ? Sevgin hangi soğuk otel odasın da, inancını yaktığın kaç tütsüde bıraktın ve cesaretin ve gücün ve hasretin ve sen, Dünya’nın neresindesin ? Haritanın hangi köşesinde yaşamışlığın , canını yakan acıların hangi kaldırım taşında saklı ? Umutların hangi limandan çıkmış okyanuslara ? Sen ! Kanatlan ve uç . En yükseklere, ta erişilmezlere kadar süzül gökyüzünde . Bak yeryüzüne . Sonra anlat bana ; Her insanın kendi derdine düştüğünü, boş bir çemberin içine dalıp gittiğini. Sabır kelimesini defterden nasıl sildiklerini . Anlat bana. Ey sen ! Susma . Bazen susmak hiçbir şeyden öte, her şeydir bilirim . Ancak . Zaman , susmak zamanı değil . Çek al benliğini bu girdaptan . Karanlıktan korkma , gündoğumu gelecek ışığı düşün . Yalnızlığa isyan etme , dost ol onunla , onu da yalnızlığa terk etme . Matemler tutma içinde , çığlık at; tüm öfkeni saç örenlere . Acımasın ciğerin her yutkunuşunda , dingin ol . Acıyı tat, acının ne olduğunu bil, anla . Unutma sakın neden atıyor kalbin ve ne için sana bir beden bahşedildi. Şimdi sen. Aslında ben ! Sen üstüne alma dost. Yazdıklarım içimdeki öteki ben’edir . Peki sen hiç içindeki diğer senle konuşabildin mi ya da senden başka bir başka daha sen olduğunun farkında oldun mu hiç ?. Hey sen , aslında ben ! Hadi koy artık noktayı ve oku , neler yazmış sadece yazmayı becerebilen ancak hiç uygulayamayan öteki ben . Oku ki : Karanlığı , ışığın , Işığı , yalnızlığın , Yalnızlığı , dostun , Dostunu da bir tek içindeki sen belleyesin . Ötesi yok … Sana söylediğim her söz , ettiğim her öğüt , gösterdiğim her yol ve koyduğum her soru işareti aslında kendimedir . Sen bahanesin ! http://www.youtube.com/watch?v=2frjwvDQg5I&feature=player_embedded#at=20 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2011 ayıp bir şehrin avuçlarında Şah damarım pervazlarını süsleyen Keskin bir bıçak gibisin Dudaklarından dökülen hazları toplamaktayken nefesim Yüzsüzlüğümü mazur gör Ruhumu kamçılayan her mevsimin sığınağı Gözlerinin yalancısıyım ben Penceremden içeri sarı sarı sükunetler dökülmekte Besmeleme buğular Paslı hicivler türetmekte coğrafyamda Çığrından çıkmış daha kaç susma anlatırki beni Kaç alfabe canından bezmeli Kaç cümle tedavülden kalkmadan nakarata dönüşmeli Kaç fikir rahme düşmeden yenilenmeli Her sabah tenimde uyanan ruhumun diş izleri Aşıkımın damağını kurutarak sabota etmekte Oysa Ruhumun bir yanı göbek deliğinde Bir yanı göğüs ucundayken kutsanmalıyım Sait faik gibi alev alev yanmalıyım Bacaklarını olduğunca açıp Dokuma bir düş gibi rüzgarın saçlarına yaslanıp İçine içine sızıp Çin işkencesine çarmıhlanmalıyım Sonrasında dökülecek hüzünlere yasaklanmalıyım Sisli bir kasabanın bakışlarında gezinen Yağmurun adımları gibi gözlerin heybemde Toprak kokan dudaklarımın rutubetinde Bir gölge gibi beslenir yüreğimdeki her cümle Bakma öyle Bakışlarımdaki virgülleri Sokak sokak gezip ayıklamalısın Uykusuz bütün kıvılcımları tutuşturmalısın Bir nihavent gibi özlemlerimde açmalısın Oysa ben her seferinde ne kadar çok ölüyorum sana [video=youtube;-V-pt1P-29k]http://www.youtube.com/watch?v=-V-pt1P-29k 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Summertime Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2011 Öğrettiklerini tekrar öğreniyorum şimdi,her şey geçmişten kopup gelmiş bir parçanın yansıması gibi tekrar ediyor. http://www.youtube.com/watch?v=i7ts-n87f0Y&feature=player_embedded#at=27 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2011 bir zamanların hüzünlü bekçisi idi pikabından dinlediğim tınıların sonrasında resimli gökyüzünün pişmanlık kokan rengini çoğalttı gözlerinden akan damlalar bir acının boynuna geçirdiği bir ilmik te denebilir saçlarının yüzümde dağılması ve şimdi önlenemez pişmanlıkların veda busesi pencerenden görünen dalgalı deniz unutkan rüzgar yine bir öğlen sonrası ve ayakların yine çıplak hatırladığım bir esinti sıyırıyor bacaklarımı sabah güneşi ısırıyor masum dudaklarını ben yine yalınayak dolaşırken sırtında bir öğlen sonrası unutkan rüzgar ve çıplak ayaklarım haytt Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2011 Sabah olacak sevgilim Ve sen beni en utandığım yerden öpeceksin biliyorum Yine öylesine geleceksin Gittiğin gibi Düşürdüğün seni toplayıp getirir gibi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Summertime Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Söze gerek yok bence... Camel Stationary Traveller http://www.youtube.com/watch?v=3PxSvLA5kJU Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Söze gerek yok bence... Camel Stationary Traveller http://www.youtube.com/watch?v=3PxSvLA5kJU teşekkürler süper bişey bu ya bayıldım:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Zamanın en piç anı aslında bu... Her şey tersine işliyor. Fahişeler deniz gibi bugün, dalgalı, huysuz... Üzerinden geçen her şeyi savuruyorlar. Kusuyorlar gözlerinde ki intiharları, kıyıya atıyorlar. Ben ise o intiharlarda yürüyorum, kumda iki ayak izi ve acıyan yanımın bıraktığı o derin iz var. İnsan hep kendini aramalı, bulamayacağını bile bile... Kıyıya vuruyor gözyaşları, siliyor ayak izlerimi, acıyan yanımın bıraktığı izin içine doluyor ardından. Bir kaç damla gözyaşı, kırmızı oluyor, ölüyorum. İntiharlar da yıkıyorum çehremi, maskemi uzatıyorum fahişelere.... "iyi bakın Ona" diye fısıldıyorum... Kıyıya vurmuş intiharlarda okuyorum çaresizliği, seni yürüyorum yalın ayak! Seni seviyorum intiharlara yüz tutmuş bir gün batımı... Kumların üstüne yazıyorum adını, En fazla bir kıyıda ölüyorsun. En fazla bir yerlerde siliniyor adın, en fazla ellerimde bitiyorsun... Ben yüz dönüp bir bitişe, Denizlere fırlatırken kırıntılarını, Bir fahişeye emanet ederken seni... Sen benim intiharımıı görmüyorsun, başka intiharlara basa basa koşuyorsun... Güneş batıyor, sen durmuyorsun, ayakların gözyaşı içinde, ellerin de cam kırıkları... Ardında kırmızılar bırakıyorsun... İşte orada bak, kırmızıma damlıyor elinde ki yalnızlık, bıraktığım derin ize takılıp düşüyorsun... Sağa bakıyorsun, maskemi görüyorsun çıkarıp attığım... Sola bakıyorsun, fahişeleri görüyorsun denizde, intiharlarıyla ıslanıyorsun... Sen bir aylak zamanda, piç bir umutla bırakmışken ben kendimi dalgara, intiharlara, gözyaşlarına... O zaman anlıyorsun, bir intiharı öldürdüğünü... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2011 ben, mavi gözlü bir doğum sancısı, sen, çarmıhtaki kanlı ihanet. ben, karanlığın yankılı uğultusu. sen, aydınlıktaki dondurucu soğuk. ben, ütopyaların vatandaşı, sen, sarhoş bir proleterya. ben, paramparça bir aşk, sen, adi bir köpek. ben, günah sayılan intihar mavisi, sen, şehvet tanrıçası. ben, türlü sancılara gebe belki de ölü bir doğum, sen, köhnemiş küf kokan bir mezar. ben, yalnız bir kumarbazın cebindeki son metelik, sen, bir katilin nefret saçan gözlerindeki umursamazlık. ben, sana mahkum bir günahkar, sen, günaha mahkum bir suçlunun idam sehpası. ben, ibadet edercesine küfreden bir derviş, sen, tanrıların küfür dolu kahkası. ben, ihanet bahçesinde yalın ayak koşan bir ceset, sen, ihanetin ta kendisi. ben, sana mecburum, sen, bana kayıtsız... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arn Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 28, 2011 [video=youtube;Qd4q0Xx-u1Y] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 iş çıkışıydı. akın akın insan çıkıyordu metrolardan. karıncalar gibiydiler, yüzleri yoktu, çıldırmışlardı, üstüme geliyorlardı, gergindiler. / Factotum http://www.youtube.com/watch?v=2iTxSl70fJU Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Rüzgarla serbestce yürümek istiyorum!! Aşıkların konuştuğu gibi konuşmak istiyorum.. Okyanusunun dibine dalmak istiyorum, o yağarken seninle?.. [video=youtube;5-juDiDTYfw] Rüzgarda serbestce nefes almak istiyorum..Aşıkların öpüştüğü gibi öpüşmek istiyorum.. Okyanusun dibine dalmak istiyorum, o yağarken seninle 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Summertime Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Rüzgarla serbestce yürümek istiyorum!! Aşıkların konuştuğu gibi konuşmak istiyorum.. Okyanusunun dibine dalmak istiyorum, o yağarken seninle?.. [video=youtube;5-juDiDTYfw] Rüzgarda serbestce nefes almak istiyorum..Aşıkların öpüştüğü gibi öpüşmek istiyorum.. Okyanusun dibine dalmak istiyorum, o yağarken seninle Aslında şöyle,daha estetik duruyor "Rüzgarda yürümek,sevgililerin konuştuğu gibi konuşmak,senin okyanusuna dalmak istiyorum. Yağmur seninle mi yağıyor?" I want to walk in the open wind I want to talk like the lovers do I want to dive into "your" ocean Is it raining "with you?" Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Mayıs 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 5, 2011 Enrico Macias- Asturias http://www.youtube.com/watch?v=M6-8nOwrR_c&feature=share Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2011 Istıklal Caddesinin bir arka sokağı Yağmurlu, kasvetli bir günde "Seni hiç sevmedim aslında" diyorsun. "Unuttum yaşanmışlıkları" Susuyorum, Öylece dinliyorum kendinle çelişmeni "İntikamla ayrılma buradan sakın!" "İntikam mı?" diyorum içimden Ne intikamı? sevdiğim, ben seni seviyorum. "Peki" diyorum. Susuyoruz. "Geçireyim seni son kez"diyorsun. "Senden öncede, sonrada, seninleyken de, ben bu yolu hep ben olarak yürüdüm, sana ihtiyacım yok." "Arkanı dön ve git" Gidiyorsun. İzliyorum gidişini Tramvay geçiyor tam aramızdan Yavaşça ve sessizce yok oluyorsun, o kuru kalabalığın içinde Hani bir film dönerken sahnede Kalabalığın içinde, başrol oyuncusu yürürken Parlak bir ışık gibi, ilk dikkat çeken o olur. Lakin ben seni göremiyorum sevdiğim. Artık sende o kuru kalabalığın bir bütünü oluyorsun. Sende herkes gibi; sıradan ve basit. Gidiyorsun Senden önce nasıl yürüdüysem bu yolu Yine bir başıma gidiyorum. "Aşk yok, Sevgi yok" "Umut yok, beklenti yok" Sen gittin, ben izledim. Kaybeden, Kazanan yok "Gitmek isteyen her zaman terk edilendir." "Uzatmayayım, bir manası yok" http://www.youtube.com/watch?v=BAvLpWf2J9k&feature=fvst Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2011 Johnny Cash - The Mercy Seat Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2011 Henüz öpülmemiş harfler var Sana aşkı anlatacak sonsuzlukta Sevişen bedenlerin koordinatları Aşkın düzleminde nokta nokta Aşkı besteler birleşince nota nota Aşkın çöl ikliminde ilk öpüş: ilk damla Kızgın bedenlere vurulan ıslak damga Yasak bir elma sunar bakışların O ayıp günah eylemi: Nokta nokta nokta Kanayan iç çekişlerinle tutuşur tenim Yanan bir et kokusu çaresizliğim Uyluğunda bir çizgi var ki belirsiz Uykumda yılan gibi oynaşıp duruyor Henüz dillenmemiş harfler var biçimsiz kahve fincanında Falcının dilinin altına saklanıyor Ergen bir oğlanı baştan çıkarır sonra Edepsiz falcı durmadan O ayıp şiiri fısıldıyor: Nokta... nokta... nokta... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2011 Yine eyledin yazımı efkár Ey feryat ki Ferhat etmez sana kár Ellerden olmaz ki böyle sana yár Cananım gel etme,olma sitemkár Müstakil aşkta ettin beni yalnız Ben tattım bade-i aşkı apansız Yalnız sana müptelayım ey güzel Ecelim,evvelim,ebedim sensin yalnız paganlaw'dan ruheşine kendi sözü ve ruhundan.. Biliyorum uzaksın ama bana en yakından da yakınsın... Sevgiyi ruhundan taşırıp evrene bonkörce verebilen tek insansın.. Sen sevgisin,bunu unutma Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2011 Firavunlar secde ediyor bak Yoksun diye bed kaldı dualar.. Durma ! Daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara Ve iç su pıhtısı paslı kanları.. Ameller uyudu Ödenmiş tüm bedeller hacizde Acizde var bu işin içinde tabirine caiz de.. Gülme ! Aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne Öksür ! Öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda.. Avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme Bak kaçırma gözlerini Sudaki renk tenini çalmış Ayaz düşmüş içime çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken Secdede firavunlar ! Seccade gibi dönmediğin yollar Bakma eğil ! Eğik başım naaşına bile hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır.. Dokun beş vakit sustuğun çığlık bozması Aşk'a Dallarını budaklarını ayır hayırsız selamlarından Her düğüm bir ben kör eder Her kör duruş ağzımdaki lokmayı almak için bir ense vuruşu hak verir sana.. Bak yine Bak.. Aynalara süs ederken gözlerini erinmeden Eğil dedim diye değil Bak Firavunlar secdede ! Gör ! Bil,duy,hisset.. Bendeki nefret dilde yatalak Tenimin fahişeliği bir yalnızlığa bir yokluğuna bir bir karanlığınadır anla.. Ama bak yine Bak.. Kör cinnet ummalarındayım her gece Yüzünden men Nem varsa saçlarına doladın Nem çoksa yollarına kül edip savurdun bak ! Bak ve Gel İdamı kesin bir suçun iki bulanık çamuruyuz Öleceğini bilen basar üzerimize Gel ! Diz çök önünde yangının Düz dök gözyaşını oynama dudaklarının abdest bozan ıslak dokunuşlarıyla da Gel ! Bir el silah sesi sesin Bir intiharlık har düşürdüğün kimsesizliğim.. Gel ! Koy ver ömründen birkaç dakikayı bir kenara uy bana Gay banalığıma rakı masallarından kalk gel Bak ! Olmuş mu sahiden ölmek? Ödlek iniltiler inceltir sesini cesur gel ! İnim inim titrerken gözyaşları Gel dibime basarak yaşa Bastığın gibi ihanetinin kuru çorak kir yuvalı toprağına.. Dön yüzünü gözüme Gel ! Bak sesini çağırır bendeki zar Gel onu del ! İnlet kan göllerinin içinde yıkamaya bile kıyamadığım rüzgârlarımı Bana ya da sol yanıma at adımını Seç adamının yok oluş maksadını Seçtir ikimize bizi hangi felç tutmaz eder Hangi duvar altında göçük kalırız seninle Gel ! Hüznü cüzam olmuş yüreğimin kan davalı can pazarına gözlerini ban, Yabancılardan bile utanmayan,o Aşk darlığından nefes alamayan soluğuma tırnaklarını at Noktalarken ömrü ömründe Gel ! Çel aklımı Tel tel ayıklayıp boya gözündeki yaşınla kurban olduğum saçlarının renk bilmez uçlarını.. Kına ellerine yaktığın sebepsiz kınaları Atlası kaybet İhanetsizliğime ihanet et yine Gel ! Erken davran davranmamalarıma Savur savurganlığınla savrulmuş sav bilmez sol kötürüm yanımı.. Ama gel ! Ama şaşı ama kör baksanda Gel ! Seni doğuranın hakkı için Yaradanın sabrı için Bak ! Bak tövbende de heybetli yalanların var Zikrine sus dök Gel mahsus ölümler can yakartırken içime Kulağım sesinin gölgesini kökünden çıkartırken Gel ! Senin yüzünden düşen bin parçalar parçaladı benim yüzümü Bak Yırtınır öğlesi günün sabahın bıçağından Öylesi gece Böylesi kara kadavra Söylemesi bedavaysa eğer 'sevdim' de Ve ver Aşkı ! Sıkıştır ellerini ellerime Batır kirpiklerini yatır yüzümü yere de Anlat bana secdeden kalkmadan firavunlar Işık karanlığın varlığını anlamadan, Duman ateşten uzaklaşmadan Ateş sudan korkmadan Gel ! Gel bak alnımın ortasındaki lehçe neyce? Dilimdeki öfkenin dilini kaç memleket bilir sence? Sesimin suya sus diye düşmüş halini aldır masallarının düşperest rahminden Gel ! Gel bak ! Sabahladığın geceliğinin ilmeliğinde sabahlığın kılığı uykularım var.. Dön yüzünü buruşmuş zaman eskisi zindan odalı şehre Çehrendeki deli gömlek yazgısı adımı başkalarına adım attıkça karala Yarala yine çürümüş dudaklarımla dokuduğum bardakları Kır bir bir Birik parmaklarınla oyduğun göz mazgalımın sancılarına Gel ! Gel dibimi de kazı benden Yok etmeye her şeyimi ,herşeyinle gayret et, As sırtıma ölüp duran yılan ısırığı özledim'lerini Benden ben doğur Yeni ölümler dene üzerinde biz ’in üzerinde susarak.. Ciğerlerime kaç! Nefes borumu tıkayacak yalanlarını kursağımda sakla yine Gel ! Kıvransın rüyalar Duvarları tırmalasın kokundan sinmeyi öğrenmiş fotoğraflar İlaç raflarını arşa sat Arafları cehennemin dibindeki tövbe laflarının azabına at Dön yüzünü düze çıkmaz yüzüme Ertele bütün dünlerini Saati kıskandır yine zamanla oyunlar oynaş Doyurmadığın hamuruna mayalar ara Takvimlerini çaldığın günahsızların ömründeki törpüleri parçala Hicri aldat yatalak odalarında sadıklığını Miladi sadakat besle her sesle uyanan aldatmalarını Ve gel ! Ayanda alenen üreyen kokulara suçüstü olsun yıkılışım Ayağında türeyen gez göz gitmelerine yol üstünde rastlasın avunuşlarım .. Bak firavunlar secdede daha ! Dışarımdan vurulmuşluğumun leşi eşmeden çukurunu Uçkurunu çözmeden ayrılık Gel ! Gel dön yüzünü vurup gittiğin ölü kapının ardındaki yarı ölüleri dirilmeyecek hüznün koynuna.. ‘Git’ diyerek beni yanındaki cennetten kovdun Havva' nın suçu bir ısırıklık o elmaysa Ben zaten çoktan beri her elmadaki kurtmuşum ! http://www.youtube.com/watch?v=TjwwfI_dyMw&feature=related Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2011 Sürüyorum ellerimi ,ayaklarımı.. Ejderin gözünden parlayan ışıkla yok olup,içinde buluyorum kendimi.. olmadığını düşündüğüm bir mide ve ışık saçan onlarca meşale bezenmiş iç duvarlarına.. sapkınlıkla nitelendirdiğin ruhumu gezdiriyorum karanlık odalarında.. sesinin yankıları kovalıyo çıplaklığımı.. soyun diye buyuruyo.. soyun.. Daha ne kadar soyunabilirim diye düşünürken etim yırtılıyo.. Önce yamaladıklarını geri alıyo benden, sonra kalanı yamalanmaya muhtaç bırakıyor.. Kasıklarıma geldiğinde duruyor.. sese kulak veriyorum.. "al beni".Yüzüm yok.. ellerim yok.. ayaklarım yok.. sadece bedenim var senin ihtiyacın olan.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sting Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2011 http://www.youtube.com/watch?v=KynpC1e9I9E&feature=fvwrel Im a loser And Im not what I appear to be. Of all the love I have won or have lost there is one love I should never have crossed She was a girl in a million, my friend I should have known she would win in the end. Im a loser And I lost someone whos near to me Im a loser And Im not what I appear to be. Although I laughI act a clown Beneath this mask I am wearing a frown My tears are falling rain from the sky Is it for her or myself that I cry. Im a loser And I lost someone whos near to me Im a loser And Im not what I appear to be. What have I done to deserve such a fate I realize I have left it too late And so its true, pride comes before a fall Im telling you so that you wont lose all. Im a loser And I lost someone whos near to me Im a loser And Im not what I appear to be. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2011 Bazen geriye bakarak atılır adımlar..Düşe kalka yol alınır! Keskin cam kırıkları ve çakıl taşları arasında yollar millerce uzanır boylu boyunca önüne ve ardına... Yalınayaksındır! Bazen bir yağmur boyu sırılsıklam kesilir,bazen bir söğüt gölgesinde düş başı hayeller kurulur. Eskiler yad edilir,yeniler düşlenmez olur,kör topal ardına koyduklarına dayanır yorgun sancıların Bazen öyle ki nefes almak unutulur?! Bir düş kırıntıısıyla karın doyurulur ya da çöl ortası bir hayalde susuzluk kavrurur.. Dedimm ya bazen işte! Arkasıını dönmeye görsün bir ruh,ufak bir sürgünde göçebe olur..Barınaksız,savunmasız Düşüp kanattığı dizlerini çektikçe karnına,elinde avucunda sadece kanamalı yaralar buulur.. Anılar sakat,anılar yaralı,anılar acımasız olur.. Bazen öyle olur ki,barındığın dört duvar bile kabuslarının bekçisi olur… Dedim ya bazen işte! En savunmasız an’larını bulur,en can alıcı noktadan ,tam ordan, tamda canının ortasından vurur… Senin anı dediğin acımasız bir kabus olur… Ne zaman boş bulunup arkanı dönsen,keskin br bıçak olur sırtından vurur.. Dedim ya bazen işte!!! [video=youtube;--NjewHTlcI] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2011 hadım edilmiş bir zihin saplanmış, vitrindeki sapkın vücutlara görüyorum, beğenmiyorum kabullenmesi güç evet kafasına tek el ateş edilmesi gereken yaşam formu bu sepeti boş, alışveriş faturaları gibi geçen zaman dilekleri ve ihtiyaçları taksitlere bağlanmış tüm aşklarda terkedilmenin daha hoş durduğu yaşam dilimleri "git" demekle "gidiyorum" demenin arasındaki farkı bilmeyen tüm birliktelikler maddeleri bekleyen medet uman yalvaran bir topluluk kapattığı köşeden mağlup olan ait olmanın dayanılmaz gücüne karşı koyamayan zayıflıkların tümünün ait olduğu bizler... ve düşünürken bizleri vurmayı düşündüm kendimi mendil satan ve etimi tartmaya çalışan çocukları ki; sonra vazgeçtim yüzümü bile yıkamaya vakit bulamazken nasıl arıtabilirdim ki tüm düşüncelerime zerk eden zehirleri..! onu da düşündüm yaratanı ona sığnanları en sapkın ırkın bindörtyüz yıl önceki dinini inananları,yalvaranları din adamları misalen; acizlik fabrikasının şefleri? umut satıp minnetle yaşarlar, ve sonra toprağa gübre olmanın kader olduğuna inanırlar... artık hiçbir varlık yarın öleceğini bilemeyecek kadar tutsak yaşamaya değer olan kısım sarhoş olmaktan ibaret şu an için alışkanlıklar; sabahları uyandığınızda yanında olmaktan iğrendiğiniz bir fahişe kadar değerli kendi düzenini kurmuş mahallenin piçi kadar ve bunca sorunun peşi sıra sınavlara konu olmuş yaşamların hiçbilinmeyenli denkleriyiz hayal kurup, dua ederek uyuyan dünyanın değişmesini bekleyen, yokluğun müridleriyiz, aciziz... ve ben hayatımdan her gidenin tecavüzüne uğramış tüm cinsel uzuvları hadım edilmiş zihnimin ; "özleri" bağlanmış bedenimle kazınmış paslı sevişmelerin son adresiyim http://www.youtube.com/watch?v=0T31qXmeupA Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2011 Gözlerin ölüm sebebim! Öyle güzeller ki... 1 yıl 2 ay 25 gün oldu ama hala ölmedim... Halbuki ölmek istedim! Gözlerin öyle güzel ki... İçime işledin.. Yalvardım,biliyor musun bunu.. Al canımı,öleyim artık!!! Gözlerin öyle güzel ki... Onları görünce anladım,dünyada daha güzel bir şey yok! Daha mükemmel bir yaratılmış yok! Tamam artık,görebileceğim en mükemmel şeyi,gözlerini gördüm artık,AL CANIMI!!! Gözlerinden ötesi yok! Huzurla ölebilirim artık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.