Jump to content

Melanko_Linkler


nevermore

Önerilen Mesajlar

[h=4]herşey bir adımla başlar

sözler peşi sıra adımların

insanın yolculuğu

bir garip hikaye

nerde başlar nerde biter

bilinmez bir hikaye

bir afrika rüyasında uyanmak isterdim

yeni güne

sonra güneşin peşi sıra yürümek

ve bir dağ yamacında konaklamak

günü anlatan en güzel sözü bulmak sonra

aklımdan geçenleri anlamdırmak

çok yorulmuş insan zaman karşısında

çokca yalan çokca gerçek karşısında

kadın gülümsedi yine hayata karşı

bakınırken yoldan gelip geçenlere

dünya ne hale gelmiş bir bilen varmı

ne kadar zaman oldu hayallerini kaybedeli

hiçbir sınır kalmamış artık yaşanılanlar arasında

iyide kötüde aynı yolda yürümüyor mu

nedenler ve sonuçlara esir dünyada

başka bir düşte uyanmak isteğim

gidilen ve dönülen bütün yolculuklardan sonra

kalabalık düşünceler arasında

bulmalı kendini insan

bilinen bütün rotaların dışında

bir yol olmalı

anlatılan herşeyin dışında

 

 

[video=youtube;HJubxU-raW8]http://www.youtube.com/watch?v=HJubxU-raW8

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]

Saçlarının çıplaklığıma değdiği gün başladı ölüm. Apar topar sevişmeliyim bu gece, her şeyi ağırdan alalım; hayatı, sevgiyi, ölümü, aşkı da...Yatağın üzerinde çarmıha ger bedenini, avuçlarında bir kadının bekareti boşalsın, korkmadan, usanmadan yaratalım bedenlerimizi...Bir et parçasını çöpe atacak kadar acımasız, bir erkeği yaracak kadar kahraman olmalıyım...Ölüm bedenimden doğdu; İsa' nın acısı kadar derin, kitaplara sığmayacak kadar kutsal. Sandalyenin üzerinde öylece oturmuş, beni izliyordun. Seni en çok sandalyede seviyorum. En çok tahta bir beşikte açılıyor bacaklarım ve içime akanlar damlıyor bacaklarımdan. İçime en az aktığında, en çok kadın hissediyorum kendimi. Sen beşiğinde uykuya dal bana aldırmadan; sessizce, sinsice işlesin ninniler karmaşana...Bir çoçuğu öldürdü ruhum bu gece; bedenimden savurdu cesedini. Apar topar sevişmeliyim n' olur. Korkuyorum her geçen gün şehvetimden, geçen her gün kayboluyorum hayatımdan. Cenin kadar aciz uzanıyorum sere serpe, ellerimi göğüslerime, bacaklarını bacaklarıma bastır ve sus, kımıldayacak halim kalmadı artık...Deliriyor olmalıyım. Tanrı bir sıfır önde ilerliyor şu sıralar. Yarışacak halde değilim yine de. Beşikte seni sallıyorum durmadan. Bacaklarımdan akıyor hayat; gözlerimden yeşil, avuçlarımdan ter boşalıyor...Boynundan küçük bir et parçası koparıp aynı çöpe fırlatıyorum, kanıyorsun durmadan...En az benim kadar akmalısın bu gece...Benim kadar delirmelisin içimdeyken...Bir et parçası çöpe atacak kadar yenik, bir erkeği becerecek kadar gururlu olmalıyım...Çünkü yaşam bedenimden aktı.İkimiz de yenik düştük bu sefer. Diz çök önümde, temizle günahını. Aynı beşikte olacağım bu gece. Yavaşça ve derin hissettir dünyayı. Sabaha kadar dudakların içimde kalsın, korkmadan, usanmadan yaratalım ruhlarımızı...Deliriyor olmalıyım... Ölmüş bir bebek kadar çürüyor bedenim...Kanlarımız doldursun geceyi, şarap diye içelim cesetlerimizi, şevkle kaldır dilini tekrardan tekrardan tekrardan...

 

 

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]

bugün gece öfkesini kustu üzerime..

hem karanlıkla..

hem sensizlikle cezalandırıldım...

ve ben sensiz hergün öldüm...

cesetlerimi tenindeki mezarlara gömdüm..

seni sana.. kendimi karanlığa bıraktım...siyah bir kartalın kanatlarına yazılmıştın...

özgür olan bir aşkı...

sen.. bir gözyaşında tutsak ettin....

geceyi yüzüne örttün...

ve gözlerini gizledin benden....

ruhundaki nefreti tükürdün...

gidişine gözlerim şahit olurken...

yüzümdeki yağmurlar hiç dinmedi...

yüreğimdeki fırtınalarda kayboldum...

ve kendimi sürgün ettim....

seni ve kendimi kaybettim...

mahrem bedenlerde aradım seni..

ve kendimi....artık nefretim yumruklarımın arasında...

ismin ise dudaklarımın arasında sıkışdı...

son kez...

günahkar ruhumu bedenimden söktüm....

merhamet dilediğim ellerine bıraktım..

ve ruhumu gözyaşlarınla yıka...

ya da günahlarımla başbaşa bırak...

ya da günahlarınla başbaşa kal....bugün seni öldürdüm...

ve seni...

yüreğimin karanlık sokaklarına gömdüm...ve birşey var...

ben onu hala gerçek yapamıyorum...

ya da o gerçek değil......

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]Yağlıboya düşündüm seni dün gece

Nü resminden,

Boyadan damlıyordun

İçtim boyayı!..

Ateşim başımda tavan yaptı

Bende yangın oldun, kül olmadan

Gelsene ey ateş kesici/baş döndürücü

Komaya girmeden

Koynuna girmeliyim..

 

http://www.youtube.com/watch?v=EgvnzaGjMCs&feature=related

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tutsaklık...

Hepsi keder içinde tutsaklık!

Ah masumiyetin kaybı için gözyaşları dök,

Acı çeken unutulmuş ruhlar için... içimizdeki...

Acıya teslim olan kalpler için ağla,

Geride kalmışların yalnızlığı için!

Dünyadaki acıya ve kedere bakhttp://www.tatliaskim.org/images/smilies/virgul.gif

Bu kabustan uzak bir yer hayal et

Gecenin kalbinde bize birlik ve sevgiyi ver.

Ah ölüm yanımıza gel ve bize yaşamı ver!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]...yarım yaşayalım

gölgelerimiz kurusun işlendiğimiz kağıtlarda

alsın başını suya gitsin cenazeler

..yarım yaşayalım, g-üne dönsün bakır servisler

istersen gel çekirdek kıralım seninle,

içinden fos çıkan ağaçlara terbiyesiz diyelim

uzaylılar, yalnızlık filan gönderemezler

bu kesin

...yarım yaşayalım,

öksürerek budadığımız ciğerlerimizi

çamurlara ısmarlılyalım.

 

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çakal ayazlığı savuran bu gece,kafası güzel trafik ışıkları...Biraz ilerde,abdest almamış sarhoş sokak lambaları.Geceye şehvetli bir öpücük konduran ayaklarımVe bunlardan ziyade,az sonra bir cinayete imza atacak olan kan davalım,gözleri koskoca bir gelincik tarlası.Şimdi geçecek yanımdan,kaçak sigarasını geceye karıştıran o adam.Eskimiş kasketi,kulaklarını kapattığı pardesüsüyledestursuz giriyordu simsiyah geceye.Atmaca gibi çevik,sansar gibi kurnaz,ve tekbir getirmeyen diliyle.Bir asayiş uygulamasında;"bizde vicdan ne gezer dayıııı" diyordu.Azrail’in yaklaşmasını umursamadan.Baba yadigarı altı patlar tam yüreğinin yanındaydı.Anlamazdı ne bir kemancıyı,ne de bir sanatçıyı.Yanından geçtiği ucuz barlara bir kere dönüp bakmamıştı.Doluydu bu adam,yıllardır sabretmişti.Belki de işleyeceği cinayet,düzene biat eden gazetelerinüçüncü sayfasını süsleyecekti.Kızgındı bu adam,bana hiç söylememişti.Her sorduğumda,gözlerini kısıp bir sigara çevirmişti.Daha da kötüsü kırgındı galiba bu adam,kalbini herkese emanet etmişti.Bence en mükemmel olanıasiydi bu adam.Kimseye eyvallah etmeden,ve hiç bir kadını öpmeden,

tereddütsüz çekip gidecek gibiydi.

Benim dilimden anlamıyordu,ne yediğimi yiyor,ne de sevdiklerimden haz ediyordu.Aşk dediğim zaman lafı ağzımdan alıp,duvardan duvara vuruyordu.Ben rakıya su koyarken, o susuz içiyordu.Belli ki ciğerlerini yakmak istiyordu…Parmağında oltu taşı yüzüğü çok eskiydi.Yani ameliyatla çıkarılması gerek desem yeriydi.Sarhoş da olmuyordu ne hikmetse,sanki bu dünyadan değildi.Tv deki herhangi bir kötü karakteri görünce küfrediyordu,sanki o dizideki tüm iyi karakterleri,gözleriyle besliyordu.En çok güldüğümde gömlek cebindeki bıyık tarağıydı.Ne zaman beyazlamış saçlarına,ilerlemiş yaşına bakmadan elimi omzuna vurup;"sağlamsın dayı sağlamsın" dediğimde,yakışıklı bir tebessüm bırakırdı,pos bıyıklarının altından…ve çok güldüğüm o tarağı

mermi gibi geçirirken bıyıklarından.

Bir gün, bana bir kadını anlattı bu adam.O gür ve davudi sesi,kısılıp titremeye başladı.Gözlerinden korku akıyordu.Yüzünde hıçkırmamak için verdiği savaşı…Ben o gün şahit olmuştumbir delikanlının gözlerinin sulanmasına,ve bin derece sıcaklık taşıyan gözyaşlarının,bir tesbih taşı misali sıralanışına.O gün, korkunun ne demek olduğunu anlamıştım.Yüzüme ne bir kadının romantik replikleri,nede ucuz bir bar rakçısının çıldırmış sesi çarpıyordu,gerçekti bu adamın feryadı,vekafasına koyduğu o imha planı…El sürülmemiş bir yanı vardı bu adamın.Kimsenin göremediği,zehir zemberek tadında sırtında gezdirdiğiacı bir ihanet çekirdeği.Dünkü adamdan eser yoktu artık…Karşımda yirmi beş yaşlarında bir genç,düzgün ve anlamakta zorluk çektiğimcümleler ateşliyordu.Kızmıştı birazda…Sigara dumanını burnundan çıkartıyordu.Bir fahişeyi yolundan döndürecek,koca bir ülkeyi tek başına seçime götürecek,ya daher celsesinde kalemini kırmış bir ağır ceza hakimini,durdurup düşündürecek cümlelerdi...Şiir gibi konuşuyordu sanki.Mükellef bir Suriye rakısı sofrasında,tüm meyveleri rengarenk dizmişti."Sevgi boşalmaya hazır ****** çocuklarının elinde kaldı." diye başlayıp,"İhaneti affeden, ihanet edenden daha da alçaktır." diye bitirmişti.Artık farkındaydım galiba,

bu adam bir ihanete kanlı gömlek dikecekti.

Adına dayı dediğim bu adam,bir kaç gün ortalıkta görünmemişti.Sanki yer yarılmış içine girmişti.Ne çayına karbonat karıştıran o boktan kahveci,ne de kapısının önündeki bücür mahalle veletleri…Hepsinin kulakları duymaz olmuş,gözlerine perde inmişti.Sınıfın en ateşli kızıyla okulu kırıp, kayalıklarda fingirdediğimiz o gün,biralarımızı sarmak için aldığımız gazetedebir haber görmüştüm;"ÜÇ ÇOCUK BABASI'NIN CİNNET FELAKETİ" Resimdeki adam dayı idi,gözleri bu sefer onurlu bakıyordu.Yapmış olduğu eyleme bir nevi imza atıyordu.Önce piyasaya düşüp, evi terk eden karısını vurmuş,sonra da içinde iki pezevengin kaldığı bir garsoniyeri,molotofla havaya uçurmuştu.Şimdi fark ediyorum bir katliamın zamansızlığını,vealışık olmadığım bir sevgi belirsizliğinin o dehşet

intikam dalgasını.

[video=youtube;CxKWTzr-k6s]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

 

The only place where you can dream,

Living here is not what it seems.

Ship of white light in the sky,

Nobody there to reason why.

Here I am, Im not really there,

Smiling faces ever so rare.

A lets walk in deepest space,

Living here just isnt the place.

 

Stalks of light come from the ground,

When I cry there isnt a sound.

All my feelings cannot be held,

Im happy in my new strange world.

Shades of green grasses twine,

Girls drinking plasma wine.

A look at love, a dream unfolds,

Living here, youll never grow old.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet, eksik olan bişeyler mevcuttu; adını koyamadığımız ..

alıp seni hapsedersem içime hallolur sandım belki de; ya da hallolacağına inandıra bilir miyim kendimi-ni kalırsak hür; gibi bişeydi içimdeki..

duygularımızdan kalın kalın parmaklıklar oluşturduığumuzda mı bittik ??

bitecek korkusuna mı o parmaklıkları oluşturduk; bilemedim şimdi ..!

sahi hala soluğu kesilmeyen umutlarımız var dimi ?! var .. dimi ??!

gittikçe arsızlaşan bi kemirgen olma yolunda ilerliyor öfkemiz; biz gelemedikçe birbirimize .. kalplerimizi tıkayıp, arka arka süründükçe .. farkında mısın ??

istediğin adam olamadığım için üzgünüm ..

olmayı beceremediğim o adam gibi asla olamayacağımı bile bile istediğin için ise kızgın.

kızgın; ve hala aşık ..!

kızgınım, ayaklarına

ayaklarının rotasını çizen aklına

aklını bulandıran herşeye

herşeyi hiçleştiren huysuzluğuma-vurdumduymazlığına

 

 

 

[video=youtube;pTYHYglem-M]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]travmatik anlarıma denk geliyor ayrılıkla.. tüm zihnim çocukluğa geri götürüyor beni..

zor zanaat

kişi bağımlılığı..

fena illet..

karabasan

tende keskin bıçak..

kopamamak gidene güle güle diyememek. bile bile susup geçecek 10 günü bile artı sayıp,

yalandan da olsa seviliyor oyunları oynamak..

travmatik anlarım denk geliyor aslında ayrılıklara..

ve bilinç altımda kalanın canı çıkmıyor..

acısı ne mi.. cidden biliyorsun aslında doğru bir kapıda doğu bir melodi ile dans etmediğini..

ve daha da korkuncu.. aslında sevdiğimi düşünürken; almak için verdiğini bilmek..

sevilmek için

sevmek..

çok sıkı

elbet acı..

[/h][h=6][/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]tam yerinde bitti yine düşler

bir sazın yarım kalan tınısı gibi

doğum esnasında ölen bir anne gibi;

yarım kaldı hayat!

zamansız öldü yine kuşlar

henüz güneşe doğru göç etmemişken

aynalar karardı ardından

daha dünyadaki son insan ölmemişken

belki fokurdar yine çaydanlık yalnızlığa

filmlerde ölen bir güzelin ruhu gelir diye

iki tanedir masada yaşlanan bardak

bir yaşam aralığında;

geçer günler, geceye döner

kurulur geceyi perçinleyen masa

yakamozun eşlik ettiği akşamlarda.

duyulur sancısı denizin

tek dostu yalnızlığı bıçaklayan

bir şair gibi....

 

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.youtube.com/watch?v=kaAZSzhwhZo

 

"-Şimdi bir şarkı açacağım onu dinleyelim.

+bakayım.. çok güzelmiş bu.

-evet öyledir.

+yalnızlığı ne güzel anlatıyor..

-evet, yalnızlığı anlatıyor. ama bunu herkes hissedemez ece, kolay bir şey değil. geçen yaz annemler memlekete gitmişti bir hafta on günlüğüne. ben evde tek kaldım. tabii gitmeden biraz para da verdiler. sigaradır, alkoldur, yemektir, harcadım hepsini ilk üç beş günde. e kalan günler? yalnızdım. bak şimdi benim ev boş kalmıyor, çünkü iyi, sigarası var, alkolü var, müziği var. o zaman hiçbir halt yoktu. bu yüzden yalnızdım. kimse gelmedi, ne yemek getirdiler ne bir şey. arada dışarı çıktım milletten sigara aldım birkaç dal. işte o günlerde ben bu şarkıyla geçirdim vaktimi. düşünsene.. basit geliyor. gerçekten kulağa basit geliyor. ama yaşayınca, farkı öyle hissediyorsun ki.. çok, çok yalnızdım..."

 

Yine aynı balkonda ve aynı masada, aynı şarkı açık. Hatta yanımda çayım var, o gün olduğu gibi... Ne sen varsın yanımda, ne de evde biri var..

Seni öyle özledim ki... Seni öyle çok, öyle içten, öyle aciz özledim ki..

Yalnızım şimdi. Belki senin kadar değil.

Ama bana yetecek kadar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]odamda anılarımla oturuyoruz

ve durmadan geçmişten konuşuyoruz

çok korkuyorum .

bir şeyler çizdim biraz önce ..

adını hatırlayamadığım ama bildiğim bir resim

aslında basit çizgiler kullanabiliyorum sadece

ama adını hatırlayamıyorum ..

resimlere bakıyorum sık sık , başımı kaldırmadan

hala sigara içiyorum, upuzun bir dal daha eriyor dudaklarımda ve hala alkol le rahatlıyorum

ucuz viski , 5 € şişesi .

erimiyor bellek ..

resimlere bakıyor ama konuşmuyor

çiziyor

adını çiziyor , resimlere bakıp yüzünü çizmeye çalışıyor .

gülümsüyor

ama yanıyor..

ama erimiyorum

gürleyen alevler arasında kalıyor , et

sözcükler kış sinekleri gibi irtifa kaybedip yere çakılıyor .. ama yaşıyorum olması gerekeni olması gerektiği gibi .

istanbulu özlüyorum . . üç bin kilometre uzaktayım halbuki . ne kadar korkunç bir haksızlık bu sanki yanlız kalmışım gibi .. hal olan şu ki;

haksızlık etmekten alıkoyamıyorum kendimi . kendime ihanet

ediyor gibi

büyük bir boşluk ardında kalan , herşeyi içine çekecekmiş gibi duran .

zaman kendi payına ,

ben kendi payıma , hakkını veriyoruz isimlerimizin .

 

>

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]Seni sevmiyorum demek benim nezdim de,senin ayak izlerini kanlı vücudumla kaldırımlarımdan silmek demek ti..Kabalığını ve umursamazlığını beste yapıp,güftelemeden yere sermekti..Kafası güzel olan ben değilim sendin o saniyenin hatırına..Bir gladyatör arenası gibiydi mahalin ve bu ayrılığı halkın ayaklarına sen sermiştin..Sırtını duvara vermiş bir adam olarak yüreğimden geçiriyorum son oturduğumuz barın sokağını,gülüşünü ise bir hasım koğuşunun ıssız avlusuna hapsediyorum..Üç beş serserinin kümelendiği bir köşede ki kağıdı yırtılmış bira şişelerine geçiriyorum silüetini,varoşa kucak açıyorum..Örtbas et bendeki bu hengameyi,seni sevişlerimi rafa kaldır yerine başkasını koyduğumu hayal et..Çekinmem bilirsin sen beni,tenini başkasına giydiririm bende ki bu vazgeçmişlikle,her seviştiğimde kulağın çınlarsa"kendine iyi bak"dediğin o saat dilimin de,bilki istanbul bana uçkur çözdürmüştür senin yüzü suyu hürmetine..

Kaybolmuş çocukları bilirmisin sen?Kulağına yaşlı bir teyzenin acımtrak nefesini geçirmesini?

Yaz bunuda tırmanılması güç olan dudaklarına..Burası B-2 sübyan koğuşunun çelik kapısını delip geçen ve mazgalını patlatan bir sesin yankısıdır sadece,ben kollarımda serumlar,aklımda sen'le revire yetiştirildiğim de..

 

http://www.youtube.com/watch?v=bwAw9ThDQmk

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

en

 

yine kendi gecemdeyim..

 

---------

 

nevermore, paylaştığın iyi oldu, çok uzun zaman olmuştu epica dinlemeyeli..

:)

 

 

Değişik yerlerde yaşıyorum

Çeşitli boşluklara sığınıyorum

Sınırlarım yıkılıyor

Yolumu kaybediyorum

Devam eden çılgınlık beni yoldan çıkarıyor

 

Son nefeslerim boğazımdan aşağıya iniyor

Şimdi tüm yapabildiğim bu gibi görünüyor

İleriye uzanarak başlangıçlara geri dönüyorum

Solan bir görüntü şimdi beni rahatsız ediyor

 

İçimde hala beni tamamlayan bir yer var

Burada eve çağırdığım ona doğru koştuğum bir kutsallık var

Kış gelmeye başladığında

Eğer denersem,güvenli bir yer bulabilecek miyim

 

Zor yolları takip ediyorum

Öyle görünüyor ki taşlara yazılmışlar

Ve yeni bir hayata açılan kapı çok çabuk kapanıyor

Köprüleri yıkmak beni geri getirmeyecek

 

Biliyorum ki içimde hala beni tamamlayan bir yer var

Burada eve çağırdığım ona doğru koştuğum bir kutsallık var

Kış gelmeye başladığında

Eğer denersem,güvenli bir yer bulabilecek miyim?

Veya zamanı boşa mı harcıyorum?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...