Jump to content

Melanko_Linkler


nevermore

Önerilen Mesajlar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok masum duruyor bu kent

Sessizliğe gömülüyor sokakları ben çıkınca

İnsanlar!

İnsanlar neredesiniz?

Özledim bir birine karışan seslerinizi

Şimdi haykırsam

Kaç cinayetten yargılanır feryadım?

Bir camın üzerine

Nefes buğusuyla yazıyorum geçmişi

Bütün yalanların kuşatılmışlığı altındayım

Yazdığım bütün şiirler

Rus ruleti oynuyor kelimelerimin anlam bütünlüğünde

Hiçbir cümlemde aşkı yücelten bir anlam kalmamış

Yazıp yırttığım bütün sayfalarda

Üstünü çizdiğim bütün mısralar

Yaşadığım hayata tükürüyor fütursuzca

Ve boğuluyorum bir anda

Dudaklarını kanatırcasına ısırıyorum günleri

İçimde bir yerlerde zapt edemediğim bir ölüm

Yaşanılan bütün aşklarda kayıp yüzüm

Sokaklarda aranıyorum

Belli belirsiz sesler var ardımdan yankılanan

Yinede hiç bir şey ile kendime geri dönüyorum

Sonbahar bir konfeti gibi yağdırıyor yapraklarını üzerime

Mevsimini arayan rüzgar gibi oluyorum birden

Benim iklimim nerede

Hangi mucize anlatır şimdi beni

Hiçbir kadın göğsüne yakıştırmıyor beni

Pahalı bir otelde horlayan göbekli bir adam kadar bile olamıyorum

Tepeden tırnağa yalnızlık kokuyorum

Bütün lokantaların masalarında açlığım

Kahvehanelerin bardaklarında susamışlığım eksilmiyor

Saçmalayan şairler

Tanımlanamayan sevdalarla baş başayım

Kaldırımların üzerinde sere serpe bir yosma dolaşıyor

Ve kendimi kirletiyorum ayaklarıma dolayarak aşkı

Kana bulanıyorum bir anda

Çok sıkıldım artık inan hayattan

Yurtsuzluğumu yüzüme vurup duruyor rüzgar

Dudaklarımda fazlasıyla günaha giriyor ardından

Korkarım ki yanacak harflerim!

Kimlik yaşım acı çekmeye müsait değil oysa

Zamansız kükreyişlerle kadavraya döndü sevdamın yüreği

İlkin bütün genç hücrelerim yok oldu

Sonra saçlarım ;

Uzunca bir süredir kar kokuyor beyazlığıyla

Ayaklarımda yoruldu mutsuzluğun maraton koşusunda

İpi ilk göğüsleyen sonuncu gibiyim

Hep ardımdakileri bekliyor alkış kalabalıklar

Sıkıldım anlayacağın Dünya ile dönerken hep aynı yerde durmaktan

Bir ağıt bu aslında

Ülkemin her hangi bir köyünde

Ölüm acısı ile yanan bir evden yükselircesine

Buruk bir düğün gibi sensizken hayat

Gelini ve damadı olmayan

Zılgıt boşluğunda

Varsın gelmesin bu yolun sonu

Varsında bilmesin ten yar kokusu

Güneşi bekleyen karanlık!

Al artık şu canı

Hibe ettim senin olsun

Nasılsa Ay'sız gök karanlık

İşte bundan ötesi dağların hükmünde

Eşkıya mermisinde

Soğuk ve yalnızlığın içerisinde

Ölüm hükmünde bir kararname gibi

Ki;

Yaşam ve ölüm dediğin o dar geçit

Kirpiklerinin inceliğinde

Gözlerinin rüyasında gizlidir

Genede bakma sen bana

Fazlada düşünme açtığın yarayı

Ben karanlığın sevda yolcusuyum

Yıldızlar tutmuş bir kez ellerimden

Olmayacağını bile bile tutacağım seni içimde

Bir dileğin kanıyla kirlense bile gece

Dedim ya ;

Bunun ötesi dönülmez bir sonun bitmeyen yolu

Yol

O..

http://video.google.com/videoplay?docid=-7163238916920838497&ei=WF0JSsitL4XN-Qbc1cjiBQ&q=Alan+Parsons+Project

 

http://video.google.com/videoplay?docid=-5045621052663215723&ei=oF4JSr6YKtPs-AbNzoDvBA&q=Alan+Parsons+Project

 

milano konseri size hediyemiz olsun sayın serenadaschizophrana

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kayıp gitme artık düşlerimden.

Uzaklaşan her bir görüntüyü

Kavşaklarda izliyorum.

Her dönemeçte koşuyorum,

Yok, kayboluyorsun...

Kum fırtınası günler

Uçuşup kayboluyor ard arda

Ve solgun, sarı.

Beni yetim bırakıyorsun

Bir hevesin elinde piç oluyorum.

Şehirlerin köprülerinden geçiyorum

Hepsi tanıdık

Bir rüya seyyahıyım,

Derken kirpiklerini eğiyor ince bir acı

Bildikçe sızım oluyorsun.

Aklımın odalarına tüneller kazıyorum

Kolaçan ediyorum dört bir yanı

Kirli ve utangaç oluyorum.

Issız bir şehrin insafına kaldım

Bilmiyorsun.

Kuru ve çatlak her köşe

Gündüz değil azap gibi bir kış

Ayazı içimde buza kesiyor

Ve aynı kavşakta izlerini buluyorum.

Gene mi gidiyorsun?

Sözcüksüz tanımlamalar zinciri

İzahı yok işte

Aynı köşede bildiğim kavşakta

Kaybolmadan az evvel

Beni kurşuna diziyorsun

Celladıma hiç kinim yok

Çok önce bağışladım diyorum

Ellerinin insafına kalıyorum.

Sustuğum acılar konuşuyor şimdilerde

Bilmediğim bir dil oluyor

Beyhude bir çevirme telaşı

Belki de öldüm çoktan

Avuçlarımdaki soğuk toprak

Delilidir, belki.

Koyup gittiğin her köşe başında

Her şehre, köprüye kırılıyorum

Bir şehir çocukluğum oluyor

Büyümeye kalıyorum.

Geçmişi kundaklıyorum

Eşgalleri yakıyorum

Hafızamda bir bir.

Şimdilerde kaldım ya burada

İçimde geç kalmış bir mezarcı telaşı

Kıstırıldım diyorum

Dört yanım duvar

Döndükçe kanıyorum.

Bir kavşakta izlerini arıyorum

Dikiş tutmuyor tenim.

Beni öylece bırakıyorsun ya

Dönemeçlerin bir yerinde

Kayboluyorsun ya, kendimden düşüyorum ya,

Dönüşüyorum ya bilmediğim herşeye karışırken;

Anladım.

İzi kalır herşeyin

Bi'kaç geçmiş, yerine oturmayan söküklerin

Kayan her yıldızın boşluğu ordadır

Bazen bir rüya sebebi olur

Ne diyeyim, herşey yolundadır belki de.

Böyle iyidir...

3

2

1

Tekrar ve tekrar

Bilindik dönemeç

Bu sefer kapalı gözlerim

Ben görmeden...

Öylece git

Usulca.

rollingstones ANGİE

http://video.google.com/videoplay?docid=-1691318662962468305&ei=UIwKSsPyNYb2-AbZs_zeCA&q=rolling+stones+angie

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hangi haftaya ait ulan bugün!

Hangi mevsimdeyiz ne güneş var ne kar,

Nerede cenazeler, nerede düğün!

Hangi zamandayız ne olur biri söylesin bana!

-Özgür sevgilin geldi olum sakin ol.

Yarın gelin olmazsa?

Yanında mıyım sevgilim?!

Yarında mıyım?!

Nerede cenazeler, nerede düğün!

Yoksa yine mi başladı sancılar doktor.

Nereden geldi lan bu dün?!

REM - Loosing my religion - live

http://video.google.com/videoplay?docid=-4797941280032626006&ei=RQEMSrC4OcGN-Aaa_Kj6Dw&q=rem+

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dişiliğin yaktığı bu dünya'yı

Şarap şişesiyle oyalıyorum.

Kafamda düşsel bir delilik...

Elim de,derinliğine

Biriktirdiğim

İnsanüstü cevaplar...

Ve yakıyorum.

Ateşinin gölge boyuyla,

Zamana uzanıyorum.

Nefesimle boğulan

Tekil yalnızlığın,

Çoğul istekleri için...

Sizi, bir kez daha aklıyorum.!

Hem de en bilindik yerinizden...

 

Vangelis 1492

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu gece seni terk ettim…

emekleye emekleye,

sürüne sürüne…

sabırdan taştım, senden taştım ve ruhunun katlarında kekremsi tadımı bıraktım…

gözlerimden dökülen yaşlarla vurdum seni ve yüzünü defnediyorum şimdi…

sesimin sana gelişini hiç fark etmemiştin, aklımı körelttin, avuntularının içinde taşındım, parmak kadın gibi kaldım senin ekseninde…

artık durdu sana tutulan tüm dakikalar, kefene sarıyorum tüm zamanlarımızı, son kaçak akımları da kesiyor kirli tırnaklarım, karanlıkta intihar ediyor geride kalan bir avuç sessizliğim de…

içli bir yokluk, yoksunluk hali şimdi,

şehvetini uzak tut etimden, edepsiz sesin yankılanmasın yaralarımın üstünde, sahte yansımanı kaldır kaçış yolumdan…

umursamaz bir ruhum artık…

gözbebeklerime sinen öfkeden korkuyorum bakamıyorum aynalara, yüzümün renk değiştiren bakışlarına şarkılar eşlik ediyor, günaha buluyorum geceleri…

sende kaybettiğim günleri çalıyorum takvimlerden, sen sus koca yalanlarına, ucu sivri sessizliği sapla avuç içlerine…

yenik gölgeni itina ile sana iade ediyorum…

 

Tesla - Love Song

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsan bir bakıma eylemleriyle ölçülmez. Eylemi realize edenin tutkuları itaatsizliği; onun aslında kazanmış olduğu bir erdemdir. Ve kendisi olabilmesidir. Tabi kendisi olabilmesi tarih boyunca bütün toplumlarda hoşnut karşılanmamıştır. Ya bir lanet ya da bir ihanet. hatta ,günah olarak algılanmıştır. Algı bu kadar insana uzaktır. İnsan ideolojilerle,dinle,otoriter rejimlerle örgütlü bir biçimde kendi iradesinden uzaklaştırılmıştır. Bana göre, kendisine yapmış olduğu en büyük ihanettir bu.

Bizlere miras bırakılanda budur!

Çünkü, eylem, insan özgü bir olgu. Duygular, düşüncelerden daha önce pratiğe döküldüğünden ötürü,

eylemlerimi hep duyguyla,tutkulu bir ahenkle yaptım.Zira, can yanınca,ilk duygular koşar yardımına… Sonra peşinden “düşünce” gelir. Eylem içseldir birazda...

Bu eylemselliğin içinde hayat, kalıplar bütünlüğü. Bütün uğraş bir kalıba girmektir. Kalıpsa,bir statü. kalıbın o dar hücresinde

Umutsuzluk ve yok oluş yatmakta halbuki…

Bu döngü içersinde kendisine koşabilmesinden daha doğal daha insani ne olabilir?

Ben hayata değil. Onun içindeki Ben’e koşuyorum!

Ben ölçüsüz değilim.

Ben, hep bendim. Sadece, bana biçtiğiniz ölçünün,ölçülerin dışında biriydim hep. Ve bu yüzden kendi yanılgılarınız ben suçlu ilan etti.

Şimdi sorarlar bana " Sen ne yaptın? Kaç para kazandın?!"

"Anne" Ben insan oldum.( Sevebilmenin onurlu bir uğraş olduğunu öğrendim.)

"Baba" Ben adam oldum.(Ruhumu güneş’e çıkarttım. Onu Ego’nu karanlığından, kaoslarından kurtardım. Ona bir isim verdim. ) Ama henüz bir ünvanım yok. Kimliğim var. İnsanım işte!

Bunlar geçerlilik kazanmayacaktır. Ta ki,insan kendi devrimini yapıncaya denk.

Kapitalist sistemin insanı,insani olan duyguları nesnelleştirdiği ve gerisin geriye metalaştırdığı yerde; dar alanda kısa paslaştım.

Zira hiçbir pasım tam anlamıyla yerini bul(a)madı.

Bir nesne olmayı beceremedim. Varlığıma süslü kelimelerle , melodram kokulu isteklerle

Ben’i standartlaştırma çabaları boşa gitti. Onlar üzüldü. Ben onlara ağladım. Göz yaşlarım onların çaresizliği ve bulundukları yerin korkunçluğunu görememesine aktı. Aktığıyla da kaldı. Hala günah işliyorum soluk benizli suretlerin, gölgesinde...

Günah,kusursuzluğa erişmektir. Diyerek...

BBKing,Eric Clapton,Buddy Guy,Albert Collins,Jeff Beck, ...

--------------------

Türlü sevdim, tek tür seviştim.

Duy(g)u organlarım ikinci el.

İkinci olmanın hoyratlığı ve ezikliği.

Üzerim de asılı levha gibi duruyor.

Bakışlarım törpülüyor ruhlarınızı.

Bilirim,bilmem kaçıncı seans beynimde..

Daha bir uzak duruyorum sizden.

Kendimi ele vermemek için.

He babam,

Sevmişim varlığımı kanıksamak ve

hissetmek adına…

Bu suç değil elbet...

Ama uzağım işte...

Halbuki; acı ve uzaklıktır.

Yaşadığının tehcilli belgesi.

Ahh..! Benim küçük sandalım..

Sılam, düş odam.

Aforoz edilip çocukluğumuzdan erişkin olduk.

Ve acıyla kutsandık..

Şimdi

Sevişmelerden sonra,

Yakılan ilk sigaranın

doygunluğunda, yalnız düşmek

Başka türlü bir şey…

Queen - Show Must Go On

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir sabah uyandığında

yabancıydı tüm dünyaya

Sert bir kabuğun içine

hapsolmuştu bedeni

Kımıldayamadı

Bir sabah uyandı

Her şeye yabancılaştı

Sessiz, çirkin böcek

Kendi kabuğunda

İzledi hayatı

 

 

Kafka'ya selam olsun....

Skunk Anansie- Charlie Big Potato

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biliyor musun hangi düşte olduğumu? Hangi yıldızdan çekmeli

yerimi saptayacak ışık çizgisini?

Yeryüzünü karıştıranım ben; yeri bulunmaz artık

andığım eşyanın.

Yazdığım deniz nerde? Hangi bellekte köpürür böylesine?

Bir top kar olduğum dağlarda soluk gibi alıp verdiğim çığlık

içimi kürüyor, anıların karı geçiyor dışavurabildiğim

dağ silsilesinden

Yıllar sonra... sade yalnızlığım ben; hem gece hem müzik

insandaki zamanı şarkılayan. Sen öbür kulbu çınıltılı ağzıyla

suları ıslıklayan yalnızlık testisinin; hayatın (belki de benim

hayatımın) öbür ucu. Yuvarları dur yüksek çocukluğunun

sekssiz küresiyle

Seni kıracak sözleri kovmak için belki de bu cin kovma duası,

müslümanların Allahülayisi bu karaladıklarım.

Üstünler ve öterelerin

uyumunda rahatlar saçlarında sıçrayan sarışın maymunların

mistik uykusu. Sevgilim, yalnızlığımın bitip tükenmez çeyreğinde

en büyük zinam, ruhuma meraklı bir ruh, yüksekten

düşme korkusu,

gittikçe hızlanan hız, gözalabildiğince kız... Dinle bak,

kavuşuyor bir fırtına içinde iki kışkırtılmış ateş.

Siste kül olup dökülen bu sonsuzluk tutkusu kimlerin?

Deep Purple Mistreated live! (with R,J. Dio)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nasıl oluyorda beni canlandırabiliyorlar?

Aklıma geldiğinde ellerimtitriyor..

yoksunluğun....

Sensiz,senle ve düşündüğümde seni ; üç farklı insan yaratmayı basardın.Zayıflıklarını gorebilmek için!!! hayatımın akışını bile çoktan degiştrmeye hazırım.

Öyle bişey ki......

kişisel cazibemin doruk noktaları yada eksik insan.

bunu sadece sen belirliyebilirsin

Aklımda senaryolar,bazı dip notlar...Güvensiliğimin sebebi oldun

bu açlığın içinde. boynundan akan su damlaları...tutkulu bakışların...........gerçekten kötü durumdayım

Jail House Rock: Blues Brothers

http://video.google.com/videoplay?docid=2451940502002925669&ei=SHsSStTvHoSE-QbS0YGPBg&q=blues+brothers+jailhouse+rock

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bulaşıcı bir yalnızlık akıyordu üzerinden adamın….

Ölü balık gözleriyle seyrediyordu koşturup duran hayatı…umarsızlıkla…puslanmıştı zihni tekrar edip duran anılar ve düşünceler geçidinde……..

 

 

-‘’rastladım bir gün herkese diyordu kendi kendine…Herkes nasıl yalnız…ve ne de çok yalnız….kadınlar da yalnızdı….Evet ama asıl yalnız olan erkeklerdi….

 

 

Dönenip duran bir yalnızlık vardı erkeklerin içinde; çıkışını kaybetmiş….

 

 

.gözlerinin kuytusuna gizlenmiş bilinmeyen bir kuyuya akıp duran ve hep kendini besleyen bir yalnızlık……..

 

 

 

‘’Erkekler nasıl da yalnız….niye bu kadar yalnız? Niye bu kadar çok ?....niye? niye?’’...

 

 

 

Zihninin mağarasında yüzyıllık uykusundan uyanmış tümceler günışığına koşuyordu,sahibini daha da bedbin kılarak…… ….

 

 

üşüdü birden…..kendine sarıldı…..bedeni değildi üşüten onu…….,ruhunun histerik çıplaklığıydı belki...

 

Hair - Let the sunshine in

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

durma demiştim sana..

yürürken..

konuşurken..

sevişirken..

sakın arkana bakma..

dokunmaya ramak kala parmaklarına..

sert bir düşüş gibi..

zamanı düzer gibi..

kaybolursun her an..

...

ben mi??

bilmiyorum aslında..

nerede diye sormak anlamsız..

nedenler peşi sıra hep..

sonuçlarsa kabusa çok yakın..

...

sakın durma..

uçkura çözülmüş..

haram zamanlar bunlar..

...

sakın bakma arkana..

ölüme yakın ol..

kendinden uzak..

ERKİN KORAY

YANLIZLAR RIHTIMI

http://video.google.com/videoplay?docid=7649222859712899953&ei=YJ4USsHBMdXf-Qaf5rnhCQ&q=yanl%C4%B1zlar+r%C4%B1ht%C4%B1m%C4%B1

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yankılandı sesim gölgenin içinde

Sus oldum kendimi bıraktığım yerde

Söz oldum kendime kendimle

Dinleyenin duyamadığı duyanın dinleyemediğince

Açtım gözlerimi bir karanlığın içine

Sözümün etkisini yitirdiği yerde

Işık oldum kendime kendimle

Görenin bakamadığı bakanın göremediğince

Salladım neşterleri bir bir kendime

Gücümün yok etmeye yetmediği yerde

Ten oldum kendime kendimle

Değenin dokunamadığı dokunanın değemediğince

Kokladım hayatı bir nefeste

Ölüp ölüp dirildiğim bu yerde

Soluk oldum kendime kendimle

Çekenin koklayamadığı koklayanın içine çekemediğince

Tattım yokluğu her hücremle

Yok olup kendimi yarattığım bu yerde

Hayat oldum kendime kendimle

Bilenin tadamadığı tadanın bilemediğince

.

.

.

.

.

Yok ettim duyuları da sanırım kendimle birlikte

Chris Rea - Blue Cafe

http://video.google.com/videoplay?docid=627704693677845936&ei=angWSu6gD4bt-AbV0-XnBg&q=chris+rea

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Özgürlüktür bakışlardaki gülümseyiş

Denizin üzerinde koşarken..

En mavi elbisesini giymişti gökyüzü

En güzel tonu seçmişti ressam

Kaydı yıldız, tutuldu dilekler; ki

O yıldızlar gecenin değildir.

İşlenen tüm suçları üstleniyordu aşk

Kumlara uzanmıştı kömür gözlü kız

Ellerini havaya kaldırmıştı

Düşüyormuş hissine kapıldı

Bağırdı boşluğu hissederek

Killing Me Softly

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben siyah bir düzlemin

İçinde sarı bir lekeyim.

Gittikçe büyüyen büyüdükçe

Duygu körlüğüne yol açan...

Ben açılan pencere koluyum.

Ön ayak olurum sevişmelere.

Ölümlere sebebiyet veren

Doğallığım ve kayıplarım

Ahmaklığımı hiç'e saymazsak!

Şimdi,

Islık çalan rüzgarın peşine

tasviri basit iki kelime

İliştirdim/İlişkilendirdim.

O artık yenilginin kazanımıdır.

Ey…!

Bileklerinde hayatın dikişlerini

Örtbas eden, dili lal yolcu

Biz,iz bırakmadık peşimizden

Gelenlere yol olamadık.

Çünkü,

ikimizde içinde ayrı bir "biz" taşıyordu.

Felsefe, var oluşumuzu sorguladı

şiirler ise,

yok oluşumuzu..

Rakkas eden ayrılıklar var şimdi

Yol oluyorr dünya...

Yol oluyor kadınlığın...

Her yeni gün umarsız başlar artık.

Ve sen, gittiğin yer olursun.

Kaybolan isimlerdi uzaklığın kahredici ağıtların da...

Topla yüzünü çocuk..

Tabiat ana, bir uzaklık daha alır sana...

Geri de kalan,dilimin ucunda bir replik

Bir de yüzünün ısmarladığı

Soluk benizli umutlar.

Sesinin ardına düştüm...

Nazareth/Love Hurts

http://video.google.com/videoplay?docid=8894088270657968920&ei=YxMbSvOmJITs-Aafr8yOAQ&q=nazareth

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Düşlerle bir tanrıça

Düş-tü ansızın

Bir ayraç gibi ruh’a

Ruh ayrıldı o vakit.

İki’ye

Dört’e

Beş’e..

Bu eşeysiz bölünme

Düş odaklı bir simülasyon

Sonucu gözlerimin

Önüne serdi,yoksunluğumu.

Hangi ben'i mutlak suretle

Tanımlar ve tüme ulaştır ki

Bu tanrıça?

Kırgın bedeninin suistimali

açıkça belirginken yüzünde..

Yine de

Apar, topar canlanan

Yüzümdeki ifadeleri

izledim..

ivmesi sıfır'ı gösteren

Hissiyatın matarasını

Umutla, doldurdum.

Hep yasak kitaplarda

Aradığım,bulduğum doğrularla

Yasak arzuların beşiğin de

Uyuttuğum ve asla

Uyandırmaya kıyamadığım

Bakir bir ruhun,nihai suskunluğunda

Ve öğrendiğim bir gerçekle, "özlem"

Gittim yanına...

İki'ye

Dört'e

Beş'e

Ayrılan gelişlerimin

Tek dönüşü olurdu.

Takdir-i şayan

Bir sınanmanın elzemiyle

Hiç'liğe münhasır

üç noktaların eşlik ettiği

Ağır adımlı susuşlardı...

Ve ölüm'ü kurtajla

Alırdım hayatımın

Bu dönüşlerinde...

İki'ye..

Dört'e..

Beş'e..

Bakmadan...

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yürümeme izin ver ellerimi bırak..

Uzun zamandır bırkmanı istemediğim elleri

Bırak..

Yürümeme izin ver ..

Bacaklarımdan tutmayı bırak..

Soğuk , sisli bir havayı andıran ellerini cek ellerimden

Dudakların .. Dudaklarında sonu olmayan sisli bir yol

Daha fazla yakın tutma bana kaybolmak istemiyorum..

Dokunma.. Güneşten kopmuş parçalarının soğuduğunu görmeye dayanamıyorum

Ellerimi bırak .İzin ver yürümek istiyorum

Kendi bildğim yoldan..

Koruma beni daha fazla

Hatırlamak istemiyorum yokluğunu

Merak etme ruhum kanamıyor

iyiym böyle düşünme beni

Dokunma göz yaşlarıma

Buzlarının erimesini istemiyorum

Yanaklarımı yakıyor

Her bir damla ruhuma damlayarak daha cok yakıyor

Soğuk ellerine ihtiaycım var aslında..

Ama olmaz cek sisli ellerini dudaklarımdan

Daha fazla teselliye ihtiyacım yok ..

Kendi bildiğim yoldayım..

Merak etme iyiyim

Ruhum kanamıyor gerçekten tek basıma yürüyebiliyorum bak..

Adımlarım yeni yürümeye baslayan bir çocuk gibi tutma kendime güvenmek istiyorum

Nedir ki özgürlük duvarlarını yıkamadıktan sonra bak..

İkimizde bir hayata kelepçelenmiş gibiyiz

İstediğimiz gibi özgürüz yani..

Aynı kadere zincirlendik

Bak nasıl da özgürüz sevgilim

Özürlük hapishanesindeyiz

Aynı yerde farklı zamanlarda farklı sabahlara farklı aşklarla..

melonkoli_awa:thumbsup:

http://video.google.com/videoplay?docid=-1347622781002833992&ei=TzYqSoOPEoXt-Aav-JHACQ&q=metallica+nothing+else+matters

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karşımdan bir ceset geçiyor

Diş sızlaması gibi

sızlıyor karşımdaki duvar

Yok bahçe, yok meydan, yok sokak

Ben bir vampirim, etin ellerinde

Gözlerimi kaçırıyor Ay

Buz gibi

İçimdeki buz gibi

Çıldırıyor gece!

Musallatsın sen bana, yarını yok

Yarını yok, vazgeçtiğimiz dişlerimizin

kızgın, derin, kumarbaz

çürümüş dil

derimizi soyan sinirli güneş

ölüm üzerine

Gençliğimi kelimelere asıyorum ben

Öldüremeyecek gerçek beni

Benden kan akarken göremeyecek kimse

Ve kelimeler,

Pıhtılaşmış daktilo izi yüzyıllar geçse de!

Hey, kör karanlık

Şatosu saltanatın

Her şey bir şeyde isimsiz olur

İsimsiz olur

Saç, koku, im

Yankısında bitiyorum vazgeçmenin

Yarımda bir erkek

Yarında bir kadın

Her gün çizer izimi!

Fısıldayan intihara çırılçıplak

Çırılçıplak bir bedenle kavga etmek

Sanki derisi yırtılan bir kurşun

Yırtacakmış gibi göğüsleri

Sızlanarak ölüm akıtmak ruhun termosuna

İsimsizlerdir tuzak gibi

gittiği her yere bir isim taşıyanlar...

Kocaman gövdende büyür yalnızlık

Evren oyuncak bir veridir

Tüm sevdiklerin öldürmüşse seni!

Ağlamışsan haritalar seçerek gövdende

her nehir tuzluysa coğrafyanda

Herkes bayraklara bakarken

Tüy gibi namazlara bırakırken inançsızlığını

Ellerinin çizgileriyle besliyorsan kendini

Her şey bir şeyde toplanır

Ve isimsiz olur!

Çağırırlar seni

Tüm sevdiklerin

Haritalarda kan damlası

Görünmez duvar damlar damarlarına

Haritalar,

Bedenin mumyasıdır!

Uyurgezer bir kadavradır tüm sevdiklerin

Sadece kaygan duman kaydırır seni

Dişlerin bir vampirin dişleri kadar

İnsan istiyorsa,

Ruhun akan kanı

Sanat olmalıdır sevgili Jozef!

Tüm trenler titretse de şiirleri

Tüm raylar öldürecek bir gün

Duygusuzları!

Hürehni Fırat Öncü

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uzaklık, dilin evcilleşmesine... Ruhun çıplak kalmasına sebebiyet veriyorsa..

Yüreğin vahşice kan soluması kaçınılmazdır.

Bu, bir varsayım.

Bu biraz da çaresizliğin en çıplak hali...

sensizliğin sessiz hali...hersabah gibi bu akşamüstü sabahında yokluğunun varsayımı..

işte bu teori boğuyor beni DENİZ'in en sığ yerinde..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yürümeme izin ver ellerimi bırak..

Uzun zamandır bırkmanı istemediğim elleri

Bırak..

 

Yürümeme izin ver ..

Bacaklarımdan tutmayı bırak..

Soğuk , sisli bir havayı andıran ellerini cek ellerimden

Dudakların .. Dudaklarında sonu olmayan sisli bir yol

Daha fazla yakın tutma bana kaybolmak istemiyorum..

 

Dokunma.. Güneşten kopmuş parçalarının soğuduğunu görmeye dayanamıyorum

Ellerimi bırak .İzin ver yürümek istiyorum

Kendi bildğim yoldan..

Koruma beni daha fazla

Hatırlamak istemiyorum yokluğunu

Merak etme ruhum kanamıyor

iyiym böyle düşünme beni

 

Dokunma göz yaşlarıma

Buzlarının erimesini istemiyorum

Yanaklarımı yakıyor

Her bir damla ruhuma damlayarak daha cok yakıyor

Soğuk ellerine ihtiaycım var aslında..

Ama olmaz cek sisli ellerini dudaklarımdan

Daha fazla teselliye ihtiyacım yok ..

 

Kendi bildiğim yoldayım..

Merak etme iyiyim

Ruhum kanamıyor gerçekten tek basıma yürüyebiliyorum bak..

Adımlarım yeni yürümeye baslayan bir çocuk gibi tutma kendime güvenmek istiyorum

 

Nedir ki özgürlük duvarlarını yıkamadıktan sonra bak..

İkimizde bir hayata kelepçelenmiş gibiyiz

İstediğimiz gibi özgürüz yani..

Aynı kadere zincirlendik

Bak nasıl da özgürüz sevgilim

Özürlük hapishanesindeyiz

Aynı yerde farklı zamanlarda farklı sabahlara farklı aşklarla..

 

melonkoli_awa:thumbsup:

 

http://video.google.com/videoplay?docid=-1347622781002833992&ei=TzYqSoOPEoXt-Aav-JHACQ&q=metallica+nothing+else+matters

 

bu şiiri yazdığım günü hatırlıyorum hemde çok iyi . teşekkür ederim canım

--------------------

Uzaklık, dilin evcilleşmesine... Ruhun çıplak kalmasına sebebiyet veriyorsa..

Yüreğin vahşice kan soluması kaçınılmazdır.

Bu, bir varsayım.

Bu biraz da çaresizliğin en çıplak hali...

sensizliğin sessiz hali...hersabah gibi bu akşamüstü sabahında yokluğunun varsayımı..

işte bu teori boğuyor beni DENİZ'in en sığ yerinde..

 

Bi yere gittiğim filan yok (:

Gecene misafir olmak istiyorum

Elimde sevgilerden yaptığım bir çanta ile

Kapılarını aralamak istiyorum

Bir rüzgar gibi usulca kapının altından belkide

Uyandırmak istiyorum seni

Elinden tutarak geceye olan yolculuğumda seni de sürüklemek istiyorum

Gözlerimizi kapatıp ait olduğumuz yeri arzularsak

Belki orada oluruz

Orası belki çok uzaklardadır çok ama çok uzaklarda

Haritada olmayan yerlerde

Belkide normal bir insanın sadece rüyasında görebildiği

Ya da kimsenin hayal bile edemediği dünyamızdan çok ama çok uzak bir yerde

Belkide bir kumsalda

Evet bir gece vakti bi' kumsalda ayak izlerimizi bile göremediğimiz bir kumsalda

Senin ayak izlerini izleyerek yanına gelmem ne kadar değişik olurdu değil mi

Belkide rüzgarlı bir gecedir bizi cömertce konuk eden

Bir kaçış çok uzaklardayız

Geride bıraktıklarımızı düşünmeden tenini hissedebiliyorum

Dalgaların sesi ve dokunuşu gibi olan dudaklarının

Vücutlarımızın kumlarda dans etmesi gibi boynumda dolanıyor

Çok ama çok uzaktayız

Hayal bile edilemeyecek bir yerde

Hayallerin bile sığamayacağı

En güzel şarkıların çalındığı bir yerde...

En güzeli de seninle ..

Sadece güzel bir düştü gecene konuk olmak.. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sen yalanı şiir gibi okurdun,ben seyrederdim.

Şiir diline tercüman ederdim yalanlarını.

Bütün doğruları hapse atar,şarabı konuk ederdim,

Gecenin tinsel yoklama saatlerinde...Hakikatli bir suikatçiydin sen...

Öldürmek için,için de aşk besleyen...Ve asla! Gerisin geriye hiçbir yaralı bırakmayan...

 

ÖLMEDİM GAYET İYİYİM

:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...