Demian Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 İlk dönem rock gruplarından bir kaç linkte benden olsun. Özellikle pek bilinmeyen fakat sağlam gruplardan olsun istedim. Atomic Rooster'dan Breakthrough http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=atomic+rooster&type=tag&video_id=4X5ePSNVFz4 Birth Control'dan Gamma Ray http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=birth+control+gamma+ray&type=tag&video_id=DvoWHzuHe3M Eloy'dan Walk Alone http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=eloy+walk+alone&type=tag&video_id=DTt5DGMMZ6E Golden Earing'den Radar Love http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=Golden+Earing+radar+love&type=tag&video_id=JeRa3RtBiIU# Frumpy'den How The Gipsy Was Born http://www.yasaktube.net/video+ara.php?tag=Frumpy+how+the+gipsy&type=tag Babe Ruth'dan http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=Babe+Ruth&type=tag&video_id=Hxu9wygGDjs Black Sabbath'dan Children of the Grave http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=Black+Sabbath+Children+of+the+grave&type=tag&video_id=uRhZISswW_k The Doors, John Lee Hooker düeti Roadhoseblues http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=doors+john+lee+hooker&type=tag&video_id=fw2oZifvgq0 Janis Joplin'den Kosmic Blues http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=+janis+joplin+kosmic+blues&type=tag&video_id=TwYkgBqd1uQ# Deep Purple'dan Space Trucking http://www.yasaktube.net/video+izle.php?tag=deep+purple+space+trucking&type=tag&video_id=ZoTAbOjmChY# Umarım Beğenirsiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 The Doors, John Lee Hooker düeti Roadhoseblues off of Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Çok masum duruyor bu kent Sessizliğe gömülüyor sokakları ben çıkınca İnsanlar! İnsanlar neredesiniz? Özledim bir birine karışan seslerinizi Şimdi haykırsam Kaç cinayetten yargılanır feryadım? Bir camın üzerine Nefes buğusuyla yazıyorum geçmişi Bütün yalanların kuşatılmışlığı altındayım Yazdığım bütün şiirler Rus ruleti oynuyor kelimelerimin anlam bütünlüğünde Hiçbir cümlemde aşkı yücelten bir anlam kalmamış Yazıp yırttığım bütün sayfalarda Üstünü çizdiğim bütün mısralar Yaşadığım hayata tükürüyor fütursuzca Ve boğuluyorum bir anda Dudaklarını kanatırcasına ısırıyorum günleri İçimde bir yerlerde zapt edemediğim bir ölüm Yaşanılan bütün aşklarda kayıp yüzüm Sokaklarda aranıyorum Belli belirsiz sesler var ardımdan yankılanan Yinede hiç bir şey ile kendime geri dönüyorum Sonbahar bir konfeti gibi yağdırıyor yapraklarını üzerime Mevsimini arayan rüzgar gibi oluyorum birden Benim iklimim nerede Hangi mucize anlatır şimdi beni Hiçbir kadın göğsüne yakıştırmıyor beni Pahalı bir otelde horlayan göbekli bir adam kadar bile olamıyorum Tepeden tırnağa yalnızlık kokuyorum Bütün lokantaların masalarında açlığım Kahvehanelerin bardaklarında susamışlığım eksilmiyor Saçmalayan şairler Tanımlanamayan sevdalarla baş başayım Kaldırımların üzerinde sere serpe bir yosma dolaşıyor Ve kendimi kirletiyorum ayaklarıma dolayarak aşkı Kana bulanıyorum bir anda Çok sıkıldım artık inan hayattan Yurtsuzluğumu yüzüme vurup duruyor rüzgar Dudaklarımda fazlasıyla günaha giriyor ardından Korkarım ki yanacak harflerim! Kimlik yaşım acı çekmeye müsait değil oysa Zamansız kükreyişlerle kadavraya döndü sevdamın yüreği İlkin bütün genç hücrelerim yok oldu Sonra saçlarım ; Uzunca bir süredir kar kokuyor beyazlığıyla Ayaklarımda yoruldu mutsuzluğun maraton koşusunda İpi ilk göğüsleyen sonuncu gibiyim Hep ardımdakileri bekliyor alkış kalabalıklar Sıkıldım anlayacağın Dünya ile dönerken hep aynı yerde durmaktan Bir ağıt bu aslında Ülkemin her hangi bir köyünde Ölüm acısı ile yanan bir evden yükselircesine Buruk bir düğün gibi sensizken hayat Gelini ve damadı olmayan Zılgıt boşluğunda Varsın gelmesin bu yolun sonu Varsında bilmesin ten yar kokusu Güneşi bekleyen karanlık! Al artık şu canı Hibe ettim senin olsun Nasılsa Ay'sız gök karanlık İşte bundan ötesi dağların hükmünde Eşkıya mermisinde Soğuk ve yalnızlığın içerisinde Ölüm hükmünde bir kararname gibi Ki; Yaşam ve ölüm dediğin o dar geçit Kirpiklerinin inceliğinde Gözlerinin rüyasında gizlidir Genede bakma sen bana Fazlada düşünme açtığın yarayı Ben karanlığın sevda yolcusuyum Yıldızlar tutmuş bir kez ellerimden Olmayacağını bile bile tutacağım seni içimde Bir dileğin kanıyla kirlense bile gece Dedim ya ; Bunun ötesi dönülmez bir sonun bitmeyen yolu Yol O.. http://video.google.com/videoplay?docid=-7163238916920838497&ei=WF0JSsitL4XN-Qbc1cjiBQ&q=Alan+Parsons+Project http://video.google.com/videoplay?docid=-5045621052663215723&ei=oF4JSr6YKtPs-AbNzoDvBA&q=Alan+Parsons+Project milano konseri size hediyemiz olsun sayın serenadaschizophrana 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2009 Kayıp gitme artık düşlerimden. Uzaklaşan her bir görüntüyü Kavşaklarda izliyorum. Her dönemeçte koşuyorum, Yok, kayboluyorsun... Kum fırtınası günler Uçuşup kayboluyor ard arda Ve solgun, sarı. Beni yetim bırakıyorsun Bir hevesin elinde piç oluyorum. Şehirlerin köprülerinden geçiyorum Hepsi tanıdık Bir rüya seyyahıyım, Derken kirpiklerini eğiyor ince bir acı Bildikçe sızım oluyorsun. Aklımın odalarına tüneller kazıyorum Kolaçan ediyorum dört bir yanı Kirli ve utangaç oluyorum. Issız bir şehrin insafına kaldım Bilmiyorsun. Kuru ve çatlak her köşe Gündüz değil azap gibi bir kış Ayazı içimde buza kesiyor Ve aynı kavşakta izlerini buluyorum. Gene mi gidiyorsun? Sözcüksüz tanımlamalar zinciri İzahı yok işte Aynı köşede bildiğim kavşakta Kaybolmadan az evvel Beni kurşuna diziyorsun Celladıma hiç kinim yok Çok önce bağışladım diyorum Ellerinin insafına kalıyorum. Sustuğum acılar konuşuyor şimdilerde Bilmediğim bir dil oluyor Beyhude bir çevirme telaşı Belki de öldüm çoktan Avuçlarımdaki soğuk toprak Delilidir, belki. Koyup gittiğin her köşe başında Her şehre, köprüye kırılıyorum Bir şehir çocukluğum oluyor Büyümeye kalıyorum. Geçmişi kundaklıyorum Eşgalleri yakıyorum Hafızamda bir bir. Şimdilerde kaldım ya burada İçimde geç kalmış bir mezarcı telaşı Kıstırıldım diyorum Dört yanım duvar Döndükçe kanıyorum. Bir kavşakta izlerini arıyorum Dikiş tutmuyor tenim. Beni öylece bırakıyorsun ya Dönemeçlerin bir yerinde Kayboluyorsun ya, kendimden düşüyorum ya, Dönüşüyorum ya bilmediğim herşeye karışırken; Anladım. İzi kalır herşeyin Bi'kaç geçmiş, yerine oturmayan söküklerin Kayan her yıldızın boşluğu ordadır Bazen bir rüya sebebi olur Ne diyeyim, herşey yolundadır belki de. Böyle iyidir... 3 2 1 Tekrar ve tekrar Bilindik dönemeç Bu sefer kapalı gözlerim Ben görmeden... Öylece git Usulca. rollingstones ANGİE http://video.google.com/videoplay?docid=-1691318662962468305&ei=UIwKSsPyNYb2-AbZs_zeCA&q=rolling+stones+angie Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 Hangi haftaya ait ulan bugün! Hangi mevsimdeyiz ne güneş var ne kar, Nerede cenazeler, nerede düğün! Hangi zamandayız ne olur biri söylesin bana! -Özgür sevgilin geldi olum sakin ol. Yarın gelin olmazsa? Yanında mıyım sevgilim?! Yarında mıyım?! Nerede cenazeler, nerede düğün! Yoksa yine mi başladı sancılar doktor. Nereden geldi lan bu dün?! REM - Loosing my religion - live http://video.google.com/videoplay?docid=-4797941280032626006&ei=RQEMSrC4OcGN-Aaa_Kj6Dw&q=rem+ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2009 Dişiliğin yaktığı bu dünya'yı Şarap şişesiyle oyalıyorum. Kafamda düşsel bir delilik... Elim de,derinliğine Biriktirdiğim İnsanüstü cevaplar... Ve yakıyorum. Ateşinin gölge boyuyla, Zamana uzanıyorum. Nefesimle boğulan Tekil yalnızlığın, Çoğul istekleri için... Sizi, bir kez daha aklıyorum.! Hem de en bilindik yerinizden... Vangelis 1492 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 bu gece seni terk ettim… emekleye emekleye, sürüne sürüne… sabırdan taştım, senden taştım ve ruhunun katlarında kekremsi tadımı bıraktım… gözlerimden dökülen yaşlarla vurdum seni ve yüzünü defnediyorum şimdi… sesimin sana gelişini hiç fark etmemiştin, aklımı körelttin, avuntularının içinde taşındım, parmak kadın gibi kaldım senin ekseninde… artık durdu sana tutulan tüm dakikalar, kefene sarıyorum tüm zamanlarımızı, son kaçak akımları da kesiyor kirli tırnaklarım, karanlıkta intihar ediyor geride kalan bir avuç sessizliğim de… içli bir yokluk, yoksunluk hali şimdi, şehvetini uzak tut etimden, edepsiz sesin yankılanmasın yaralarımın üstünde, sahte yansımanı kaldır kaçış yolumdan… umursamaz bir ruhum artık… gözbebeklerime sinen öfkeden korkuyorum bakamıyorum aynalara, yüzümün renk değiştiren bakışlarına şarkılar eşlik ediyor, günaha buluyorum geceleri… sende kaybettiğim günleri çalıyorum takvimlerden, sen sus koca yalanlarına, ucu sivri sessizliği sapla avuç içlerine… yenik gölgeni itina ile sana iade ediyorum… Tesla - Love Song Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 İnsan bir bakıma eylemleriyle ölçülmez. Eylemi realize edenin tutkuları itaatsizliği; onun aslında kazanmış olduğu bir erdemdir. Ve kendisi olabilmesidir. Tabi kendisi olabilmesi tarih boyunca bütün toplumlarda hoşnut karşılanmamıştır. Ya bir lanet ya da bir ihanet. hatta ,günah olarak algılanmıştır. Algı bu kadar insana uzaktır. İnsan ideolojilerle,dinle,otoriter rejimlerle örgütlü bir biçimde kendi iradesinden uzaklaştırılmıştır. Bana göre, kendisine yapmış olduğu en büyük ihanettir bu. Bizlere miras bırakılanda budur! Çünkü, eylem, insan özgü bir olgu. Duygular, düşüncelerden daha önce pratiğe döküldüğünden ötürü, eylemlerimi hep duyguyla,tutkulu bir ahenkle yaptım.Zira, can yanınca,ilk duygular koşar yardımına… Sonra peşinden “düşünce” gelir. Eylem içseldir birazda... Bu eylemselliğin içinde hayat, kalıplar bütünlüğü. Bütün uğraş bir kalıba girmektir. Kalıpsa,bir statü. kalıbın o dar hücresinde Umutsuzluk ve yok oluş yatmakta halbuki… Bu döngü içersinde kendisine koşabilmesinden daha doğal daha insani ne olabilir? Ben hayata değil. Onun içindeki Ben’e koşuyorum! Ben ölçüsüz değilim. Ben, hep bendim. Sadece, bana biçtiğiniz ölçünün,ölçülerin dışında biriydim hep. Ve bu yüzden kendi yanılgılarınız ben suçlu ilan etti. Şimdi sorarlar bana " Sen ne yaptın? Kaç para kazandın?!" "Anne" Ben insan oldum.( Sevebilmenin onurlu bir uğraş olduğunu öğrendim.) "Baba" Ben adam oldum.(Ruhumu güneş’e çıkarttım. Onu Ego’nu karanlığından, kaoslarından kurtardım. Ona bir isim verdim. ) Ama henüz bir ünvanım yok. Kimliğim var. İnsanım işte! Bunlar geçerlilik kazanmayacaktır. Ta ki,insan kendi devrimini yapıncaya denk. Kapitalist sistemin insanı,insani olan duyguları nesnelleştirdiği ve gerisin geriye metalaştırdığı yerde; dar alanda kısa paslaştım. Zira hiçbir pasım tam anlamıyla yerini bul(a)madı. Bir nesne olmayı beceremedim. Varlığıma süslü kelimelerle , melodram kokulu isteklerle Ben’i standartlaştırma çabaları boşa gitti. Onlar üzüldü. Ben onlara ağladım. Göz yaşlarım onların çaresizliği ve bulundukları yerin korkunçluğunu görememesine aktı. Aktığıyla da kaldı. Hala günah işliyorum soluk benizli suretlerin, gölgesinde... Günah,kusursuzluğa erişmektir. Diyerek... BBKing,Eric Clapton,Buddy Guy,Albert Collins,Jeff Beck, ... -------------------- Türlü sevdim, tek tür seviştim. Duy(g)u organlarım ikinci el. İkinci olmanın hoyratlığı ve ezikliği. Üzerim de asılı levha gibi duruyor. Bakışlarım törpülüyor ruhlarınızı. Bilirim,bilmem kaçıncı seans beynimde.. Daha bir uzak duruyorum sizden. Kendimi ele vermemek için. He babam, Sevmişim varlığımı kanıksamak ve hissetmek adına… Bu suç değil elbet... Ama uzağım işte... Halbuki; acı ve uzaklıktır. Yaşadığının tehcilli belgesi. Ahh..! Benim küçük sandalım.. Sılam, düş odam. Aforoz edilip çocukluğumuzdan erişkin olduk. Ve acıyla kutsandık.. Şimdi Sevişmelerden sonra, Yakılan ilk sigaranın doygunluğunda, yalnız düşmek Başka türlü bir şey… Queen - Show Must Go On Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Bir sabah uyandığında yabancıydı tüm dünyaya Sert bir kabuğun içine hapsolmuştu bedeni Kımıldayamadı Bir sabah uyandı Her şeye yabancılaştı Sessiz, çirkin böcek Kendi kabuğunda İzledi hayatı Kafka'ya selam olsun.... Skunk Anansie- Charlie Big Potato 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Biliyor musun hangi düşte olduğumu? Hangi yıldızdan çekmeli yerimi saptayacak ışık çizgisini? Yeryüzünü karıştıranım ben; yeri bulunmaz artık andığım eşyanın. Yazdığım deniz nerde? Hangi bellekte köpürür böylesine? Bir top kar olduğum dağlarda soluk gibi alıp verdiğim çığlık içimi kürüyor, anıların karı geçiyor dışavurabildiğim dağ silsilesinden Yıllar sonra... sade yalnızlığım ben; hem gece hem müzik insandaki zamanı şarkılayan. Sen öbür kulbu çınıltılı ağzıyla suları ıslıklayan yalnızlık testisinin; hayatın (belki de benim hayatımın) öbür ucu. Yuvarları dur yüksek çocukluğunun sekssiz küresiyle Seni kıracak sözleri kovmak için belki de bu cin kovma duası, müslümanların Allahülayisi bu karaladıklarım. Üstünler ve öterelerin uyumunda rahatlar saçlarında sıçrayan sarışın maymunların mistik uykusu. Sevgilim, yalnızlığımın bitip tükenmez çeyreğinde en büyük zinam, ruhuma meraklı bir ruh, yüksekten düşme korkusu, gittikçe hızlanan hız, gözalabildiğince kız... Dinle bak, kavuşuyor bir fırtına içinde iki kışkırtılmış ateş. Siste kül olup dökülen bu sonsuzluk tutkusu kimlerin? Deep Purple Mistreated live! (with R,J. Dio) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2009 Nasıl oluyorda beni canlandırabiliyorlar? Aklıma geldiğinde ellerimtitriyor.. yoksunluğun.... Sensiz,senle ve düşündüğümde seni ; üç farklı insan yaratmayı basardın.Zayıflıklarını gorebilmek için!!! hayatımın akışını bile çoktan degiştrmeye hazırım. Öyle bişey ki...... kişisel cazibemin doruk noktaları yada eksik insan. bunu sadece sen belirliyebilirsin Aklımda senaryolar,bazı dip notlar...Güvensiliğimin sebebi oldun bu açlığın içinde. boynundan akan su damlaları...tutkulu bakışların...........gerçekten kötü durumdayım Jail House Rock: Blues Brothers http://video.google.com/videoplay?docid=2451940502002925669&ei=SHsSStTvHoSE-QbS0YGPBg&q=blues+brothers+jailhouse+rock Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Bulaşıcı bir yalnızlık akıyordu üzerinden adamın…. Ölü balık gözleriyle seyrediyordu koşturup duran hayatı…umarsızlıkla…puslanmıştı zihni tekrar edip duran anılar ve düşünceler geçidinde…….. -‘’rastladım bir gün herkese diyordu kendi kendine…Herkes nasıl yalnız…ve ne de çok yalnız….kadınlar da yalnızdı….Evet ama asıl yalnız olan erkeklerdi…. Dönenip duran bir yalnızlık vardı erkeklerin içinde; çıkışını kaybetmiş…. .gözlerinin kuytusuna gizlenmiş bilinmeyen bir kuyuya akıp duran ve hep kendini besleyen bir yalnızlık…….. ‘’Erkekler nasıl da yalnız….niye bu kadar yalnız? Niye bu kadar çok ?....niye? niye?’’... Zihninin mağarasında yüzyıllık uykusundan uyanmış tümceler günışığına koşuyordu,sahibini daha da bedbin kılarak…… …. üşüdü birden…..kendine sarıldı…..bedeni değildi üşüten onu…….,ruhunun histerik çıplaklığıydı belki... Hair - Let the sunshine in Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2009 durma demiştim sana.. yürürken.. konuşurken.. sevişirken.. sakın arkana bakma.. dokunmaya ramak kala parmaklarına.. sert bir düşüş gibi.. zamanı düzer gibi.. kaybolursun her an.. ... ben mi?? bilmiyorum aslında.. nerede diye sormak anlamsız.. nedenler peşi sıra hep.. sonuçlarsa kabusa çok yakın.. ... sakın durma.. uçkura çözülmüş.. haram zamanlar bunlar.. ... sakın bakma arkana.. ölüme yakın ol.. kendinden uzak.. ERKİN KORAY YANLIZLAR RIHTIMI http://video.google.com/videoplay?docid=7649222859712899953&ei=YJ4USsHBMdXf-Qaf5rnhCQ&q=yanl%C4%B1zlar+r%C4%B1ht%C4%B1m%C4%B1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 22, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 22, 2009 Yankılandı sesim gölgenin içinde Sus oldum kendimi bıraktığım yerde Söz oldum kendime kendimle Dinleyenin duyamadığı duyanın dinleyemediğince Açtım gözlerimi bir karanlığın içine Sözümün etkisini yitirdiği yerde Işık oldum kendime kendimle Görenin bakamadığı bakanın göremediğince Salladım neşterleri bir bir kendime Gücümün yok etmeye yetmediği yerde Ten oldum kendime kendimle Değenin dokunamadığı dokunanın değemediğince Kokladım hayatı bir nefeste Ölüp ölüp dirildiğim bu yerde Soluk oldum kendime kendimle Çekenin koklayamadığı koklayanın içine çekemediğince Tattım yokluğu her hücremle Yok olup kendimi yarattığım bu yerde Hayat oldum kendime kendimle Bilenin tadamadığı tadanın bilemediğince . . . . . Yok ettim duyuları da sanırım kendimle birlikte Chris Rea - Blue Cafe http://video.google.com/videoplay?docid=627704693677845936&ei=angWSu6gD4bt-AbV0-XnBg&q=chris+rea Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 22, 2009 Gelme demiştim geldiğinde Gitme diyorum gidiyorsun Beni böyle sevme demiştim Bir gün gideceksen Gitmem demiştin ya Gitme... Doğan Canku-Sonsuza Dek http://video.google.com/videoplay?docid=-3748153214444112790&ei=wX4WSoegBZuA2wL0mvHlBg&q=do%C4%9Fan+canku Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2009 Özgürlüktür bakışlardaki gülümseyiş Denizin üzerinde koşarken.. En mavi elbisesini giymişti gökyüzü En güzel tonu seçmişti ressam Kaydı yıldız, tutuldu dilekler; ki O yıldızlar gecenin değildir. İşlenen tüm suçları üstleniyordu aşk Kumlara uzanmıştı kömür gözlü kız Ellerini havaya kaldırmıştı Düşüyormuş hissine kapıldı Bağırdı boşluğu hissederek Killing Me Softly http://video.google.com/videoplay?docid=746873495294488794&ei=R7UZSqChJczg-Qbf-bycCg&q=killing+me+softly Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Ben siyah bir düzlemin İçinde sarı bir lekeyim. Gittikçe büyüyen büyüdükçe Duygu körlüğüne yol açan... Ben açılan pencere koluyum. Ön ayak olurum sevişmelere. Ölümlere sebebiyet veren Doğallığım ve kayıplarım Ahmaklığımı hiç'e saymazsak! Şimdi, Islık çalan rüzgarın peşine tasviri basit iki kelime İliştirdim/İlişkilendirdim. O artık yenilginin kazanımıdır. Ey…! Bileklerinde hayatın dikişlerini Örtbas eden, dili lal yolcu Biz,iz bırakmadık peşimizden Gelenlere yol olamadık. Çünkü, ikimizde içinde ayrı bir "biz" taşıyordu. Felsefe, var oluşumuzu sorguladı şiirler ise, yok oluşumuzu.. Rakkas eden ayrılıklar var şimdi Yol oluyorr dünya... Yol oluyor kadınlığın... Her yeni gün umarsız başlar artık. Ve sen, gittiğin yer olursun. Kaybolan isimlerdi uzaklığın kahredici ağıtların da... Topla yüzünü çocuk.. Tabiat ana, bir uzaklık daha alır sana... Geri de kalan,dilimin ucunda bir replik Bir de yüzünün ısmarladığı Soluk benizli umutlar. Sesinin ardına düştüm... Nazareth/Love Hurts http://video.google.com/videoplay?docid=8894088270657968920&ei=YxMbSvOmJITs-Aafr8yOAQ&q=nazareth Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 26, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 26, 2009 Düşlerle bir tanrıça Düş-tü ansızın Bir ayraç gibi ruh’a Ruh ayrıldı o vakit. İki’ye Dört’e Beş’e.. Bu eşeysiz bölünme Düş odaklı bir simülasyon Sonucu gözlerimin Önüne serdi,yoksunluğumu. Hangi ben'i mutlak suretle Tanımlar ve tüme ulaştır ki Bu tanrıça? Kırgın bedeninin suistimali açıkça belirginken yüzünde.. Yine de Apar, topar canlanan Yüzümdeki ifadeleri izledim.. ivmesi sıfır'ı gösteren Hissiyatın matarasını Umutla, doldurdum. Hep yasak kitaplarda Aradığım,bulduğum doğrularla Yasak arzuların beşiğin de Uyuttuğum ve asla Uyandırmaya kıyamadığım Bakir bir ruhun,nihai suskunluğunda Ve öğrendiğim bir gerçekle, "özlem" Gittim yanına... İki'ye Dört'e Beş'e Ayrılan gelişlerimin Tek dönüşü olurdu. Takdir-i şayan Bir sınanmanın elzemiyle Hiç'liğe münhasır üç noktaların eşlik ettiği Ağır adımlı susuşlardı... Ve ölüm'ü kurtajla Alırdım hayatımın Bu dönüşlerinde... İki'ye.. Dört'e.. Beş'e.. Bakmadan... Savatage » Gutter Ballet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 6, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 6, 2009 Yürümeme izin ver ellerimi bırak.. Uzun zamandır bırkmanı istemediğim elleri Bırak.. Yürümeme izin ver .. Bacaklarımdan tutmayı bırak.. Soğuk , sisli bir havayı andıran ellerini cek ellerimden Dudakların .. Dudaklarında sonu olmayan sisli bir yol Daha fazla yakın tutma bana kaybolmak istemiyorum.. Dokunma.. Güneşten kopmuş parçalarının soğuduğunu görmeye dayanamıyorum Ellerimi bırak .İzin ver yürümek istiyorum Kendi bildğim yoldan.. Koruma beni daha fazla Hatırlamak istemiyorum yokluğunu Merak etme ruhum kanamıyor iyiym böyle düşünme beni Dokunma göz yaşlarıma Buzlarının erimesini istemiyorum Yanaklarımı yakıyor Her bir damla ruhuma damlayarak daha cok yakıyor Soğuk ellerine ihtiaycım var aslında.. Ama olmaz cek sisli ellerini dudaklarımdan Daha fazla teselliye ihtiyacım yok .. Kendi bildiğim yoldayım.. Merak etme iyiyim Ruhum kanamıyor gerçekten tek basıma yürüyebiliyorum bak.. Adımlarım yeni yürümeye baslayan bir çocuk gibi tutma kendime güvenmek istiyorum Nedir ki özgürlük duvarlarını yıkamadıktan sonra bak.. İkimizde bir hayata kelepçelenmiş gibiyiz İstediğimiz gibi özgürüz yani.. Aynı kadere zincirlendik Bak nasıl da özgürüz sevgilim Özürlük hapishanesindeyiz Aynı yerde farklı zamanlarda farklı sabahlara farklı aşklarla.. melonkoli_awa:thumbsup: http://video.google.com/videoplay?docid=-1347622781002833992&ei=TzYqSoOPEoXt-Aav-JHACQ&q=metallica+nothing+else+matters Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Karşımdan bir ceset geçiyor Diş sızlaması gibi sızlıyor karşımdaki duvar Yok bahçe, yok meydan, yok sokak Ben bir vampirim, etin ellerinde Gözlerimi kaçırıyor Ay Buz gibi İçimdeki buz gibi Çıldırıyor gece! Musallatsın sen bana, yarını yok Yarını yok, vazgeçtiğimiz dişlerimizin kızgın, derin, kumarbaz çürümüş dil derimizi soyan sinirli güneş ölüm üzerine Gençliğimi kelimelere asıyorum ben Öldüremeyecek gerçek beni Benden kan akarken göremeyecek kimse Ve kelimeler, Pıhtılaşmış daktilo izi yüzyıllar geçse de! Hey, kör karanlık Şatosu saltanatın Her şey bir şeyde isimsiz olur İsimsiz olur Saç, koku, im Yankısında bitiyorum vazgeçmenin Yarımda bir erkek Yarında bir kadın Her gün çizer izimi! Fısıldayan intihara çırılçıplak Çırılçıplak bir bedenle kavga etmek Sanki derisi yırtılan bir kurşun Yırtacakmış gibi göğüsleri Sızlanarak ölüm akıtmak ruhun termosuna İsimsizlerdir tuzak gibi gittiği her yere bir isim taşıyanlar... Kocaman gövdende büyür yalnızlık Evren oyuncak bir veridir Tüm sevdiklerin öldürmüşse seni! Ağlamışsan haritalar seçerek gövdende her nehir tuzluysa coğrafyanda Herkes bayraklara bakarken Tüy gibi namazlara bırakırken inançsızlığını Ellerinin çizgileriyle besliyorsan kendini Her şey bir şeyde toplanır Ve isimsiz olur! Çağırırlar seni Tüm sevdiklerin Haritalarda kan damlası Görünmez duvar damlar damarlarına Haritalar, Bedenin mumyasıdır! Uyurgezer bir kadavradır tüm sevdiklerin Sadece kaygan duman kaydırır seni Dişlerin bir vampirin dişleri kadar İnsan istiyorsa, Ruhun akan kanı Sanat olmalıdır sevgili Jozef! Tüm trenler titretse de şiirleri Tüm raylar öldürecek bir gün Duygusuzları! Hürehni Fırat Öncü Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kuzgunz Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 süper bişey olmuş bu yaaw:D:Delinize sağlık:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Mezarıma uzandım Üstümü toprakla örttüm Gözlerimi kapadım Kendi cenazem için dua ettim Başka hatırlayanım olmadı Joan Baez-Diamonds And Rust 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 Uzaklık, dilin evcilleşmesine... Ruhun çıplak kalmasına sebebiyet veriyorsa.. Yüreğin vahşice kan soluması kaçınılmazdır. Bu, bir varsayım. Bu biraz da çaresizliğin en çıplak hali... sensizliğin sessiz hali...hersabah gibi bu akşamüstü sabahında yokluğunun varsayımı.. işte bu teori boğuyor beni DENİZ'in en sığ yerinde.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MeLankoLi_Awa Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 Yürümeme izin ver ellerimi bırak.. Uzun zamandır bırkmanı istemediğim elleri Bırak.. Yürümeme izin ver .. Bacaklarımdan tutmayı bırak.. Soğuk , sisli bir havayı andıran ellerini cek ellerimden Dudakların .. Dudaklarında sonu olmayan sisli bir yol Daha fazla yakın tutma bana kaybolmak istemiyorum.. Dokunma.. Güneşten kopmuş parçalarının soğuduğunu görmeye dayanamıyorum Ellerimi bırak .İzin ver yürümek istiyorum Kendi bildğim yoldan.. Koruma beni daha fazla Hatırlamak istemiyorum yokluğunu Merak etme ruhum kanamıyor iyiym böyle düşünme beni Dokunma göz yaşlarıma Buzlarının erimesini istemiyorum Yanaklarımı yakıyor Her bir damla ruhuma damlayarak daha cok yakıyor Soğuk ellerine ihtiaycım var aslında.. Ama olmaz cek sisli ellerini dudaklarımdan Daha fazla teselliye ihtiyacım yok .. Kendi bildiğim yoldayım.. Merak etme iyiyim Ruhum kanamıyor gerçekten tek basıma yürüyebiliyorum bak.. Adımlarım yeni yürümeye baslayan bir çocuk gibi tutma kendime güvenmek istiyorum Nedir ki özgürlük duvarlarını yıkamadıktan sonra bak.. İkimizde bir hayata kelepçelenmiş gibiyiz İstediğimiz gibi özgürüz yani.. Aynı kadere zincirlendik Bak nasıl da özgürüz sevgilim Özürlük hapishanesindeyiz Aynı yerde farklı zamanlarda farklı sabahlara farklı aşklarla.. melonkoli_awa:thumbsup: http://video.google.com/videoplay?docid=-1347622781002833992&ei=TzYqSoOPEoXt-Aav-JHACQ&q=metallica+nothing+else+matters bu şiiri yazdığım günü hatırlıyorum hemde çok iyi . teşekkür ederim canım -------------------- Uzaklık, dilin evcilleşmesine... Ruhun çıplak kalmasına sebebiyet veriyorsa.. Yüreğin vahşice kan soluması kaçınılmazdır. Bu, bir varsayım. Bu biraz da çaresizliğin en çıplak hali... sensizliğin sessiz hali...hersabah gibi bu akşamüstü sabahında yokluğunun varsayımı.. işte bu teori boğuyor beni DENİZ'in en sığ yerinde.. Bi yere gittiğim filan yok (: Gecene misafir olmak istiyorum Elimde sevgilerden yaptığım bir çanta ile Kapılarını aralamak istiyorum Bir rüzgar gibi usulca kapının altından belkide Uyandırmak istiyorum seni Elinden tutarak geceye olan yolculuğumda seni de sürüklemek istiyorum Gözlerimizi kapatıp ait olduğumuz yeri arzularsak Belki orada oluruz Orası belki çok uzaklardadır çok ama çok uzaklarda Haritada olmayan yerlerde Belkide normal bir insanın sadece rüyasında görebildiği Ya da kimsenin hayal bile edemediği dünyamızdan çok ama çok uzak bir yerde Belkide bir kumsalda Evet bir gece vakti bi' kumsalda ayak izlerimizi bile göremediğimiz bir kumsalda Senin ayak izlerini izleyerek yanına gelmem ne kadar değişik olurdu değil mi Belkide rüzgarlı bir gecedir bizi cömertce konuk eden Bir kaçış çok uzaklardayız Geride bıraktıklarımızı düşünmeden tenini hissedebiliyorum Dalgaların sesi ve dokunuşu gibi olan dudaklarının Vücutlarımızın kumlarda dans etmesi gibi boynumda dolanıyor Çok ama çok uzaktayız Hayal bile edilemeyecek bir yerde Hayallerin bile sığamayacağı En güzel şarkıların çalındığı bir yerde... En güzeli de seninle .. Sadece güzel bir düştü gecene konuk olmak.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Sen yalanı şiir gibi okurdun,ben seyrederdim. Şiir diline tercüman ederdim yalanlarını. Bütün doğruları hapse atar,şarabı konuk ederdim, Gecenin tinsel yoklama saatlerinde...Hakikatli bir suikatçiydin sen... Öldürmek için,için de aşk besleyen...Ve asla! Gerisin geriye hiçbir yaralı bırakmayan... ÖLMEDİM GAYET İYİYİM Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.