Jump to content

Melanko_Linkler


nevermore

Önerilen Mesajlar

[h=4]Ertesi gününü yaşadığı günle kavga ettirmek için gözlerini bilemişti..

Çünkü o ertesi gün gitmişti..

Odama dolduğunda ertesi gündü,gaipten gelen seslerin çıkardığı gibiydi aynı sesi ve rap rap yürümüştü üstüme tüm sokağı yerle bir eden ahengi..

Ertesi günün cinnet dolu hicazkar makamlarıydı masaya oturuş şekli,ve ertesi günün geçmişliğindeki bakışlarını taklit etti..

Tüm fıtratı ertesi gündü..Yaşamışlığı,bakışları ertesi gün bir maden ocağının altında kalmıştı ve güneşe düşmandı ertesi gün,o yıkıntıdan içeri ışığını sokmamıştı..

Şimdi her ertesi gün başlayan masallar artık evvel zaman içinde başlamıyor,pantolonumun kafası esrar kokan ellerimin cebimde gezmesinden güzel olmuş ve karşımdaki kanepenin üstünden bana sırıtıyor..

Yüreğim ertesi günün hiyerarşik düzeninde sıralanan moda iskelesi martılarının, ayrılığıma kahkaha atıyorlar hissiyle galiba irkiliyor..

İşte geliyor,masama ha oturdu oturucak..

Yaklaştıkça masa buz kesiyor,viskim bardaktan ok gibi fırlayıp ciğerime saplanmak istiyor..

Yer yarılsın istiyor sanki tanrı,çevremde oturanlar masama kör baksın istiyor içimdeki başka bir delikanlı..

Ertesi gündü işte gittiğinde,geldiğindede fark yoktu..

Yine ertesi günün ihaneti okunuyordu o yaşadığımız haber değeri olmayan anlamsız günde..

-"Bak kızım,gidiceksen tüm izini kendinle beraber götür"

dedi, dirseğini dizine yaslayıp elindeki sigarasının mavi dumanıyla kavisler çizen genç.

-"Unutmak erkek işidir"

dedi sonra,yalandan dudakları sararmış saçları yağlı kadın..

Yıllara meydan okuyan bu ayrılık "zaman herşeyin ilacıdır" diyen tüm şakşakçıları yeniden dirilerek utandırdı..

Daha sonra o kız o çocuğun gözlerinde hipermetrop olarak yaşadı..

Başka kadınlara baktığında gözleri çabuk yorulmaya ve onları birbirinden ayırt edememeye başladı..

Ve ne tanrı şahitti,ne peygamberler,ne bilgeler,nede melekleri..

Onun benden gidenlerin en güzeli olduğuna sadece bahşiş istemek için masama gelen esmer çingene kız şahitti..

 

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karanlığımdasın hayat... Karanlığıma hapsettim seni...

Sabıkalı gecelerin; en ıssız sessizliğinin, en dibine kadar hapsettim seni... Sevgilerini...

Dışardan bakıldığında ürküten bir çehreye hapsettim güzelliğini...

Kimsenin görmek istemeyeceği bir yapıya bürüdüm bendeki seni...

 

Hem de öyle böyle değil...

Hem de öyle “tek” parça halinde de değil...

 

Dağıtarak seni,

Keserek nefesini... ...

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

I'm gonna take you

Seni götüreceğim

To a place far from here

Buradan uzak bir yere

No one will see us

Kimse bizi görmeyecek

Watch the pain as it disappears

Acı yitip gidecek gör

No time for anger

Kızgınlığa zaman yok

No time for despair

Çaresizliğe zaman yok

Won't you come with me

Benimle gelmez misin

There's a room for us there

Orada bizim için bir oda var

This innocent beauty

Bu masum güzellik

My words can't describe

Kelimelerimin tasvir edemeyeceği

This rebirth purity

Bu yeniden doğuş saflığı

Brings a sullen tear right to your eyes

Gözlerine kasvetli bir gözyaşı getirir

No time for anger

Kızgınlığa zaman yok

No time for despair

Çaresizliğe zaman yok

Please let me take you

Lütfen seni oraya götürmeme izin ver

'cause I'm already there

çünkü ben zaten oradayım

I'm so alone

O kadar yalnızım ki

My head's my home

Evim kafamın içinde

I'll return to serenity

Dinginliğe döneceğim

Rhyme without reason is why children cry

Sebepsiz uyaklar yüzünden ağlar çocuklar

They see through the system

Sistemin aslını görürler

That's breeding them just so they die

Onları sadece ölsünler diye üretiyor

So please let me take you

Lütfen seni götürmeme izin ver

And I'll show you the truth

Ve sana gerçeği göstereceğim

Inside my reality

Kendi gerçekliğimin aslını

We shared in youth

Gençken paylaştığımız

 

(Koro)

I'm so alone

O kadar yalnızım ki

My head's my home

Evim kafamın içinde

And I feel

Ve ben

So alone

O kadar yalnız hissediyorum ki

You know

Biliyorsun

At last

Sonunda

I'll return to serenity

Dinginliğe yeniden kavuşacağım

Now that I've taken you

Seni götürdüğüme göre

To a place far from here

Buradan uzak bir yere

I really must go back

Gerçekten dönmem gerek

Close your eyes and we'll disappear

Kapat gözlerini ve biz ortadan kaybolacağız

Won't you come with me

Benimle gelmeyecek misin?

Salvation we'll share

Paylaşacağımız kurtuluş

Inside of my head now

Kafamın içinde şimdi

There's a room for us there

Orada bizim için bir yer var

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Süsle şimdi güzel acımı Annenin bayramlarda süslediği şen kız gibi Kırmızı ruganların kadar yakıştı kan yaşım alnıma Yoksa sen

Yastık altı acımı

Anı mı yaptın kendine sonra çıkarıp bakılası Dilini düğüm yapıp astığın gece Geçme ihtimalsiz yollarında pencere aralığı kaldığım geceler arası Sonlu nefretim oysa

Sessiz bir orkestranın sonatında Yalnızlığımın ayağına basıp kaçacaktı

sevdam

Ayalarının ağaç kabuklarına sarılıp

Uykulu göz tasviriydi basitçe Şiirin haylaz atına binişini izler Sade heveslenirdim Bin bir gürültüyle yitirdiğin saflığını özler Yanağıma küçük bir çukur emanet ederdim Çocuk olurdun

Şekerini alıp oyuna dalacak bir çocuk Sonra çıkarıp cebinden bir ip verdin elime

“Hadi gel oynayalım” İnzivanı as boynundan İnanılmaya geldim düşle bir yarattığın kimsesizliğinin yarım adımını

Gel

Beraber atalım!!! Yosunlu bir akşama inanç ettiğim Kara gözlü bir ada ve bir gölge

omzunda

Saçlarını tanır ellerim Yani ben yalın ayak sevgilere uçup Şimdi koynumda bir ağrı Dünyanın öte yarısı sen olsan da Gidip dönmemişliğin ,gelip gelmemişliğin değil

Acımın orta yeri Bir otobüs camına sıkışıp kalmışlığımın annesi

Biriktirmişim meğer sustuğum harfleri Çok zaman oldu gitmediğim bir yer şimdi ordayım Sen düş' ün di’li seçmiş zamanına dokunmuş parmak !! Deniz ol gemi ol ya da bir çınar Maviye yakın hatırlayayım...

 

http://www.youtube.com/watch?NR=1&v=G5uamDMoW4o&feature=endscre en

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karanlığımdasın hayat... Karanlığıma hapsettim seni...

Sabıkalı gecelerin; en ıssız sessizliğinin, en dibine kadar hapsettim seni... Sevgilerini...

Dışardan bakıldığında ürküten bir çehreye hapsettim güzelliğini...

Kimsenin görmek istemeyeceği bir yapıya bürüdüm bendeki seni...

Hem de öyle böyle değil...

Hem de öyle “tek” parça halinde de değil...

Dağıtarak seni,

Keserek nefesini...

Parçalayarak seni,

Kopararak renklerini...

Zehir katıp vücuduma eritircesine içimdeki seni..!

Tek tek...

Damla damla...

Nokta nokta...

Gözlerimin arkasına hapsettim...

Ciğerimin içine hapsettim...

Alnımda ki yazımın gerisine...

Ruhumun gerisine...

Ardımda ki ayak izlerime, kalemime

Hatta dertlerin cümlesine hapsettim...

Hapsettim seni..!

Benimle beraber toprak olasın diye...

Bedenimin toprak olacağı günün ertesine kadar hapsettim seni içime ..!

Gönül evimde tahribat yarattım

Kapılarımı menteşelerinden çıkardım. Betona gömdüm dört bir yeri...

Pencerelerimi kırdım, kanattım parçaladım ellerimi...

Kanlı izler bıraktım menzilde...

Güneşimi çamurla sıvadım... Ufkumu körelttim..!

Sen benim hapsimdesin..!

Şimdi

Acılarımı, kederlerimi...

Seni işkenceye maruz kılacak tüm hislerimi öyle bir bırakıyorum ki üzerine...

Unutma sen kazandırdın bana onları... Eserinle baş başasın...

Canımı yakan onca derin yara içinde; kan kaybımdan..! Boğulacaksın...

Baktığım hiçbir yere,

Ve

Aldığım hiçbir nefese yansıtmıyorum seni hayat...

Verdiğim her nefeste tükürüyorum seni..!

Ve şükür ki; ölen her canlı son nefesini vererek ölür.... Seni tükürerek ölmektir beklediğim; acıma sevinç katarcasına ....

Hapsimdesin... ve seni yaşatmıyorum kendime..!

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Unut diyorsun…

 

Şehir gülümsüyor bu isteğine.

Oltasıyla balık tutan emekliler

Final telaşıyla test çözen öğrenciler

Simitçi,garson,yan masamda

Göğüslerinin iriliğiyle güveni yerinde

Bir kadın dönüp bakıyorlar.

 

Unutmak,cinayettir diyorum.

Hangimiz işleyebilir ki bunu?!

 

Herkes önüne dönüyor

Rutin bir seramoniyle...

Bir sigara daha yakıyorum

Çay’ın hatırına..

 

Ve sen,inatla

Unut diyorsun hiçbir alfabe kullanmadan..

Zerafetin,güzelliğinde budur ya!

 

Ses çıkartmamalı ölmesi gerekenler…

Bir köşe seçmeliler hayatlarında..

Her şeyin biraz köşesinde ölmeliler.

Ancak o zaman cesetlerini zaman kaldırır.

Unutulur gider…

 

Bunu yapamam.

Yokluğunun yeminli tercümanıyım ben

Bu,bana yaptığın son kıyaktı..

Son terfi ettiğim makamdı gittiğinde..

Ne rivayetler ne hikayeler

Uydurdum yüreğin mistik bahçesine..

 

Dolduruşa getirdim tüm çocukları

Dinleri inkar edip,tanrıya çıplak

Bir ruhla sığındım. Ki;işte o vakit

Sevmek, başlı başına ibadet!

 

Unut diyorsun şimdi.

Olacak iş mi?

 

en
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hiç aldırmam bu şiirde

canınız sıkılırsa eğer.

benim sözlerim fısıltıhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

sizin sağırlığınız bir çığlık.

hissetmemenizi sağlayabilirim ama düşünmenize karışamam.

spermleriniz lağımdahttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif aşkınız bulaşık sularınıza karışıyor.

bunun içindir ki dağ tepe aşıyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

tüm hayvanca numaraları yapıyorsunuz ama

akıl küpü insanlarınız bir türlü olamıyorlar

kalın bir tuğla kadar.

ve kumdan yapılmış kalelerdeki erdemleriniz

gelgitlerin yıkıcılığındahttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

ahlâk savaşlarında yok olup gidiyor.

son dalga yeni yolu ortaya çıkardığında

dönek geri çekilmeleriniz oyunun sonunu muştuluyor.

ama yeni ayakkabılarınız ökçelerinden eskiyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

güneş yanığı deriniz hemen soyuluyor ve

akıl küpü insanlarınızhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif bir türlü olamıyorlar

kalın bir tuğla kadar.

 

ve duyduğum aşk çok uzaklarda:

ben bugün gördüğüm kötü düşüm- ve

sen kafanı sallıyor

çok ayıp! diyorsun.

 

beni gençliğimin günlerinehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yıllarına döndür.

ipi çekhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif kara perdeleri kapat

gerçeği olduğu gibi sakla.

beni çağlar ötesine döndür:

bırak şarkılarımızı söylesinler.

 

bak! bir çocuk doğar ve biz

onun savaşa hazır olduğunu bildiririz.

omuzlarında sivilceler vardırhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

geceleri altına kaçırır.

biz onu adam ederiz.

ticarete bulaştırıphttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif vurgunculuğu ve

yağmurda nasıl şarkı söyleyebileceğini öğretiriz.

 

güneş denizden dönen piyadeleri kışkırtırken

şairin ve ressamın suya gölgeleri vurmaktadır.

eylemci ve düşünürhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif kararan hava

paragözlerin yeminlerini ısıtırken başkasına yer yoktur.

evin ateşi yanar:

çaydanlık neredeyse kaynamak üzere

ama evin efendisi uzaklardadır.

atlar ayaklarını yere vururlar

ılık solukları bıçak gibi kesen ayaz günün sabahında

bulut halinde yükselirken.

ve asker kılıcını kınına sokarken

şair kalemini kaldırır.

 

ve ailenin en genci

kendinden emin adımlarla yürür.

geciken gelgitin yerle bir etmesini

göze alacak kaleler yapar.

 

koyunlarhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif dağdan gelen suyun denize kavuştuğu

nehrin kenarındaki otlakta huzur içinde otlarlar.

kalelerin yapımcısı asırlık niyeti yeniler ve

teklifi kendi için bir gereksinim olan

süt sağan kızı düşünür.

ev ahalisinin tüm gençleri askere alınmışlardır

ve bir yıldan önce dönmeleri beklenmemektedir.

 

evin masum geçnç efendisi

düşünceler hızla değişir görüntüsünü

taşıdığı adamı değiştirme planını hazırlar

ve asker kılıcını kaldırırken

şair kalemini kınına koyar.

 

ve evin en yaşlısı azametle harekete geçer.

denizden gelerekhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif evden uzaklaşmasına

yol açan oğluna meydan okur.

 

yaşlı adam evden uzaklaştığı zaman

siz olsaydınız ne yapardınız?

özünüz şarkı söylerken

yaşlı adamın yerinde olmak ister miydiniz?

ya da onun kişiliğini yok mu ederdiniz?

size bu iş için yürek veren kimse yoksa

girdaplar sizi yanlış yola sürükler.

 

daha sonra

 

kokuşmuş değerlerinizi tamir için

yüksek bir sınıftan aranıza geldim.

babam herkesin boyun eğdiği otoriter bir admdı.

suçlularhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif hepiniz ortaya çıkın!

yirmi yıl gibi ibir gecikmeyle yaşlı adamı nasıl

hizaya getirdimsehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif sizi de düzelteceğim

suyunuz ve ekmeğiniz bayatlıyor.

saçlarınız kısacık ve düzenli.

sizi yargılayacağım ve

beni kimsenin yargılamadığına inandıracağım.

 

herkese neşeyle gülümserken

ayak parmaklarını kıvırıyor

bakışlarınla milleti kesiyorsun

hareketlerinin yerini bulmadığını bilmiyorsun.

ve bize neyin olmaması gerektiğini söylerken

acımasızca gülüyorsun.

ama nereye koşmamız gerektiğini nasıl göreceğiz?

ellerinde yüzüklerinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif tüylü süslerin

ve gümüş tokalı papuçlarınla

mahkemede seni sürüne sürüne yürürken görüyorum.

ciddi davalarda dalga geçecek kuralları

eğip bakmana izin veren

o tapınılası komik kitabı izliyorsun.

 

eeee!

haydihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif çocukluk dönemi kahramanları!

çizgi romanların sayfalarından

kalkıp gelmeyecek misiniz?

ya sihirli değnekleriniz?

bize yol göstermeyecek misiniz?

haydi! istek ve niyetlerinizi bildirin.

mahalli idarelere katılın.

başkanınız süperman olacak!

robin sizi kurtaracak.

 

hep bir numaraya oynarsın.

her zaman da kazanırsın.

öbür çocukların tümü vazgeçtiler.

 

sonunda ne kadar büyük olduğunu

kendi kendine sorarsın

ve büyük arabaların

daha akıllı dünyasında yerini alırsın.

kimden ne isteyebilirim diye meraklanıp durursun.

 

peki! geçen cumartesi ona ihtiyacın varken

biggies hangi cehennemdeydi?

seni her zaman destekleyen sporcular neredeler?

hepsi cornwall'da dinlemiyorlar-

erkek izciler el kitabınını paper-back

basımınd çıkacak anılarını yazarak.

 

daha sonra

bakın! bakın bir adam doğar- ve biz

onun barış hazır olduğunu bildiririz.

hastalığının farkına varması ile

omuzlarından kalkan bir yük vardır.

içindeki çocuğu çekip alırızhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

sınava çeker

nasıl akıllı bir adam olacağınıhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

öbürlerini nasıl aldatacağını öğretiriz.

 

tirnak içinde

istisna değilhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

tam tersine ortalama insan yapılıyoruz.

tanrı karşı konulmaz bir sorumluluk.

yeni doğan bebekler koğuşunu gezip

218 bebek gördük naylonlar içinde

kediler iyileşme yolundaydılar. iyileşme!

 

daha sonra

sabah güzelliğinin berrak beyaz halkalarında

dağların efendisiyle birlikte yerimi aldım.

(küçük düzenli sıralarda) çadır bezlerinin kenarlarıyla

oynaşan sarı-gözlü askerler renksizleşmiş duruyorlardı.

kantinde sıralarını beklerken

oraları buraları ağrıdığında dikkatsizce hazırola geçmişlerdi.

-''ninen nasıl yaşlı kurt? ernie nasıl? tahvil işinde 10 teklik kazandı.''

diye konuşarak.

 

(eski kabile ilahilerinde yazılmış)

efsaneler martının çığlığında korunuyor.

ve yaptıkları tüm vaatler kötünün düşüşünde öğütülüyor.

şair ve akıllı adam silahın gerisinde duruyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

gündoğuşunun gelişiini haber veriyorlar.

güneşi yakıyorlar.

 

güne inanıyor musun? güne?

inanıyor musun?

kralların gündoğumu yaratıları başladı.

tatlı venüs (yalnız kadın) günün en ölümsüzünü getiriyor.

güne inanıyor musun?

silikleşen kahraman geceye döndü ve

güne gebe akıllı adam şairin görüşünü onayladı.

 

güne inanıyor musun? güne?

inanıyor musun?

 

dur sana yaşamının masallarını anlatayım.

bıçağın kesiş ve saplamalarının

bitmek tükenmek bilmez zulmünü

akılhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif ölme ve öldürme arzusunu damla damla öğretirken.

dur sana son otobüs de giderken

sokakta boydan boya yatan

kayıp adamın şarkısını söyleyeyim.

kaldırımlar bomboşhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif su yolları kıpkırmızı akıyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif

aptal gökteki tanrısının şerefine içerken.

 

öyleysehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif siz kaleler kuran genç adamlar

biraraya gelinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yılın hangi zamanı olduğunu söyleyin

ve sesleriniz cehennem korosuna katılsın.

korkunuzun kesin doğasını belirleyin.

dedelerin günahları; aptalların kanı

ve akıllıların düşünceleri

ve yatağın altındaki kafatası ile beslenirken

ölüyü kaldırmak için dur sana yardım edeyim.

 

öyleysehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif siz kaleler kuran genç adamlar

biraraya gelinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yılın hangi zamanı olduğunu söyleyin

ve sesleriniz cehennem korosuna katılsın.

görüyor musunuz?

yaz şimşekleri ışıklarını üzerine saçıyorlar ve yargı günü yaklaşıyor.

zırhlı elbiseyle duran aptal mı?

yoksa kendini temize çıkaran akıllı mı olacaksın?

görüyor musunuz?

haydihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif çocukluk dönemi kahramanları

çizgi romanların sayfalarından kalkıp gelmeyecek misiniz?

ya sihirli değnekleriniz?

bize yol göstermeyecek misiniz? haydi.

istek ve dileklerinizi bildirin tamam mı?

mahalli idarelere katılın.

başkanımız süperman olacak.

robin bizi kurtarack.

pekihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif geçen cumartesi ihtiyacın varken

biggies hangi cehennemdeydi?

ya seni her zaman destekleyen sporcular neredeler?

hepsi cornwall'da dinleniyorlar.

erkek izciler el kitabının

paper-back basımında çıkacak anılarını yazarak

 

ve tabii

bunun içindir ki dağ tepe aşıyor

tüm hayvanca numaraları yapıyorsunuz

ama akıl küpü insanlarınız

bir türlü olamıyorlar

kalın bir tuğla kadar.

 

Söz: Ian Anderson

Çeviri : Orhan Kahyaoğlu

 

 

[video=youtube;BV-ASc0qkrM]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dişlerimi kır, yüzüme tükür ve bana beni sevdiğini söyle.

asaletimden kalan parçaları da derin dondurucuda saklayabilirsin.

sahi derin dondurucun yoktu senin.

neyse paçalarımdan aşağı erisin gitsin.

gururumu bir barda

birkaç şat tekilaya kiralamış

 

olabilirim.

 

 

merak etme

bi sarımlık kubara geri aldım.

kararımdan dönemem çünkü polisler peşimdeler. neyse ki benim değil içimdeki sefaletin peşindeler. dudaklarımın kenarında hala kırıntılar var rezaletlerimden. öpüşmeden geçmez dediler.

not: öpüşmedik.

hatta sevişmedik bile.

 

[video=youtube;eGz2ayRG-no]http://www.youtube.com/watch?v=eGz2ayRG-no

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ah aşkın ilk zamanları rüya gibi! hiç öpüşmemişken bile sonsuz bir beraberliğe adım atınca ne kadar değişti herşey uzaktayken ne güzeldi oysa beraber olunca mutsuz olacaktık meğerse hemde nedensiz bir mutluluk dün 80 lerden bir parçayla deli gibi dans ediyorken beraber bugün boşanma danışmanının kapısındayım avukat neden diye soruyor nedensiz diyorum başlarkende nedensizdi ama hala nefes alan bir aşk vardı o anlamıyor. Sende aşk adamısın senin varlığın bende ölümsüz ve biz ölümlüyüz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Seni özlemenin Ne demek olduğunu sor bana,

Yetmiş iki dilde anlatabilirim ,Kitabını yazabilirim sayfalarca.

Yalnızlığın rezilliğini Kokuşmuşluğunu Ve çıplaklığını da.

Ama hiç kimse Kavuşmanın güzelliğini Sormasın bana / anlatamam.

Ben sana hiç kavuşmadım ki!

Bilmiyorum Dudakların nasıldır.

Sıcak mı ateş topu kadar, Yoksa soğuk mu Buza kesmiş bir bardak su gibi?

Kıvrımlarına, Kırmızı karanfiller mi tutunmuş, Küle gizlenmiş kor mu var?

Tenime değdiğinde dudakların Cemre mi düşer bedenime,

Mızrap değen bir saz teli gibi Titrer mi yüreğim bilmiyorum.

Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!

Bir kadını sardığında kolların, Ürkek ceylânlar Nasıl kurtulur tuzağından?

Dolu yemiş yaprak gibi Nasıl titrer bir yürek?

Ellerin nasıl okşar bir bedeni,

Goncalar Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.

Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

Kısacası: Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.

Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.

Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim

Yokluğuna katlanmayı Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa Ustası oldum beklemenin Tükenmek pahasına.

Ama hiç kimse / kavuşmayı, İki derenin birbirine karışıp Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu Sormasın bana ,anlatamam.

Çünkü seninle ben, Ayrı kaynaktan doğmuş Sularında hasretleri taşıyan Başka denizlere koşan iki ırmağız.

Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.

İşte onun için İki dere nasıl karışır birbirine Nasıl sığar iki nehir bir yatağa / bilmiyorum.

Seninle Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

Sen bana /yalnızca Ve sadece Kahpe sensizliği sor

Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.

Tanrı şahidimdir Kurda kuşa Dağa taşa bile anlatabilirim.

Demem o ki uzaktaki yakınım: Vuslatlara yabancıyım, Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim.

 

http://www.youtube.com/watch?v=ICJs1CxCRt0

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir sözcükle çıkıyorum yola.

bir tek sözcükle......

dinamit diyorum sessizliğe

Ve K.A.O.S. hani yok oluştan çıkan sonsuz süregeliş....

nerede patlarsa kan gölüne döner yaşadığım dünya.

Kimin umurunda , Kanla besleniyorken dünya?

En dibe doğru iniyorum tanrıçanın göbek kordonundan sallanarak.Sallnamayı ihmal etmiyor yüreğimdeki çocuksu katil ; )merak etme

bir lokum gibi dinamit alıyorum ve tam deliğine takıyorum kalbimin.

 

''savaş bitti sevgilim. barutla kurut şimdi kalbinden akan irini''

o , çok sevdiğin sanata ada şimdi kendini .. ölümsüzlüğe yol alan fani ..

Kaosun tam ortasın , dinginlikle yürümek istiyorsun..

Biliyorum..

 

 

Kimbilir daha çarpıcı bir bitiş çok daha anlamlı olabilir ?

Ne dersin ..

Noctural depression ?

 

ama gülüyorum sevgili.masada bıçakla gülüyorum.

ya da bir türlü zihnimden çıkmayan Ölümcül gözlerin geliyor aklıma .

Ter basıyor çürümekte olan bedenimi..

 

 

Ne oldu beğenmedinmi ??

 

boşver o halde herkesin kendi cehennemini ötekinde bulduğu dünyada

en zor ölüm yaşamak değilmi..

 

aslında hayata bir balkondan aşağı işeyen çocuklar gibiyiz hala..bütün manalarını yitirmiş çocuklar gibiyiz hayatta!

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=4]Bir şehrin tarih sayıldığı

Yosun tutmuş surlarında,

Yakamozla gelir unutulan acı…

Yıllarca alkoliklerin

Bol keseden amonyak dağıttığı rıhtımın

Kedilere verebildiği tek şey özgürlük olsa gerek..

Vebalı çocuk

Frengili kadının sahip olup olabileceği tek şey,

Ve yüsük takmaz keşişler yanlızlıklarına…

ölenin kaldığı kaldırımda

dilenci varmıydı bilmem ama

inanılan tek şey

devulüasyon denilen şey

tanrının laneti…

patatesi kutsal kıldılar sonunda

incir rakısı bulundu mertlik bozuldu…

kalbimin atar damarında tıkanmış hayallerle geldim

çarmıha gerdim yazdıklarımı

taptım ellerinin nasır tutmuş yanına

beş yüz yıl önce

tam burada söyledim o şarkıyı

zaman durmaz….

 

[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben gözlerimi bir ikindi zamanının güzelliğini kıskandığım için onu vurmaya kalkarken kaybettim mesela,gömdüm gözlerimi en güzel yalvarışlarda,med-cezirlere kıyamadığım için vurdurdum gözlerimi çift silah taşıyan başka bir adaletsiz bakışa..

Koruyamadım ben gözlerimi ve her oyun kurulan bir tezgaha şahit olsunlar diye bıraktım onları bir başına..

Gözlerimizin pervazlarındaki o keskin saksılarda kim bilir ne çiçekleri büyüttük küfürsüz ve naif bakışlarla..

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

En delikanlı zamanlarında gömülen bir gencin,

tabutunun karanlığındaki gibi zavallı bir akşamdı..

Tan yeri denize vurgun düşürüyor

çok sevdiğim sigaram silah zoruyla dişlerime saplanıyordu..

Sahil kenarı bankları sevgilileri kabul etmiyordu.

Nefes nefese kalmış yalnızlıklar gözlerime saldırıyor,

Dilenciler çiftlere kur yapıyordu..

Zavallı bir akşamdı

Tanrılar başıma ödül koyuyor,

Deniz abimler asılıyordu..

Senatoryum imdatları kaşlarını çatmışken manzaraya,

ellerime bakıyordum,

Tırnaklarımın arasından kelepçeli bir geçmiş şaha kalkarken,

yol boyunca takip ettiğim kız kandırılmış bir masaldan tebessüm ediyordu..

Allahsız bir akşamdı ciğerlerime yazılmış kitabeler yıkılırken,

Yasaklanmış tüm organlarım eylem hazırlığındaydı

Ve ayağından vurulmuş topal karanlığın hatırına,

Tüm dostlarım o akşam toplanırken

Ahlak masası sokağımızda sabahlıyor,

sezeryanla içimden bir kadın düşüyordu..

Ben de giriştim sonra o akşama

Hoyrattım!

Eski rum pazarlarında üç kuruşa giden yumruklarım,

ve oyuna gelmeden giyotine boyun eğdirilmiş yazılarımla,

bende vardım o soğuk akşamda sırtımdan vurulduğumda..

Ayaklarımın altı verimsiz topraklarla yıkanırken

henüz melekler sorgulamamıştı..

Başım o akşam düşmüştü işte toprağa

Tıpkı annemin dizleri rahatlığındaydı..

 

http://www.youtube.com/watch?v=dvNXF7aGP2s

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eski rum pazarlarında üç kuruşa giden yumruklarım,

ve oyuna gelmeden giyotine boyun eğdirilmiş yazılarımla,

bende vardım o soğuk akşamda sırtımdan vurulduğumda..

Ayaklarımın altı verimsiz topraklarla yıkanırken

henüz melekler sorgulamamıştı..

Başım o akşam düşmüştü işte toprağa

Tıpkı annemin dizleri rahatlığındaydı..

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Akşam üstü aşkları demlenirdi cihangir'de

 

Simetri düşmanı merdivenlerindeki öpüşmeler

 

O'günlere hasret bir dolunay evinin balkonun'da

 

Sıradan dı belki okulu astıgımız günler Hep yoklardı ögretmenlerimiz bizi

 

Biz aşk yaşarken cihangirin arka sokaklarında

 

Birileri seslendirdi bizi yoklugumuzda sınıflarda

 

Ogünden sonra hiçbirsey ogünki gibi olmadı

 

Bizi hep yokladılar kımse bizi seslendirmedi

 

Dolunay cıkmadı balkona Ben hiç bir kadını öpmedim merdiven baslarında senden sonra ........................................

 

Kısacası biz ogünde kaldık

 

Hayata hep geç kaldık

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cehennemde yanacak tek şey

Seni yaşamında yaşamaktan alıkoyan

Hatıraların, eklentilerin

Bunların tamamını yakıp, yok edecekler, fakat ceza olarak değil

Ruhunu serbestleştirecekler

Eğer korkarsan ölümden ve sarılırsan yaşama

Şeytanlar görürsün hep, yaşamını çalan

Ama huzurunu bulursan

Şeytanlar dönüşür meleklere, kurtaran seni dünyandan

 

ECHART

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

travmatik anlarıma denk geliyor ayrılıkla.. tüm zihnim çocukluğa geri götürüyor beni..

zor zanaat

kişi bağımlılığı..

fena illet..

karabasan

tende keskin bıçak..

 

kopamamak gidene güle güle diyememek. bile bile susup geçecek 10 günü bile artı sayıp,

yalandan da olsa seviliyor oyunları oynamak..

travmatik anlarım denk geliyor aslında ayrılıklara..

ve bilinç altımda kalanın canı çıkmıyor..

acısı ne mi.. cidden biliyorsun aslında doğru bir kapıda doğu bir melodi ile dans etmediğini..

ve daha da korkuncu.. aslında sevdiğimi düşünürken; almak için verdiğini bilmek..

sevilmek için

sevmek..

çok sıkı

elbet acı..

 

[video=youtube;-55ZYpTwu1g]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşte ben o bana hikayeler anlattığın sabahlar gibi seviyorum bu sabahları

Senin bitmeyen Taksimin arka sokakları beyoğlu ışıltılı anıların

Benim özgür olmadığımı bilerek karşımda dem vurman

2 tutsaktık duvarların içinde

Oysa sen çılgınlığın dibine vurabilmiştin

İçimde yanan bir cehennem darağaçları yitrilmiş herşey..

Kredi kartım vardı evde yalnızdım aylarca

Neden sana gelmediğimi çözemiyorum

Anlattığın hikayelerden olsa gerek ya korktum

Ya da inanmadım

Sende istemezdin zaten

Senin için İstiklal kaybedilmişlikti

Boku çıkmış cihangirin

Mekanlar demek eski anılar

En kötüsüde köşeden birinin çıkabilme ihtimali.

https://www.youtube.com/watch?v=n4RjJKxsamQ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bilmemişliğime ver aşk'ı ve yazılan tüm uydurmaları..

Kiraladığımız akşamlar da evinin önünden alınan kiralık katil olmuş dudakları ve arabaların lastiklerine yapıştırdığımız o çocukça mektupları..

Sağ gözün sol göze faydası yok dedirten bu imitasyon bakışları üst dudağında"seviyorum"alt dudağında"sevmiyorum"yazan ağızlardan zehirlenmişliğimize ver..

Cesaretimiz yerin dibine batsın,hatta batsın da bir daha çıkmasın..

Fiyakalı duruşlarımızın hatırına bile üzülmekteyim verilen emekleri çeyiz sandıklarından çıkarıp kefenlerken..

Ve farkındalığımı ölüm'le kolkola sokup siyanür havuzlarına en düşük pahada ihale ederken..

 

Dostum kızma bana..

Masalarınızdan özür diliyorum kahkalarınızı uzun bir yola dalmışlığımla bozup keyfinizi kaçırırken..

İstek yaptığım şarkıyı bilmeyen kemancıya küfür ederken onun bir çocuğu olduğunu unutturan bu aşk mezaliminin suçudur sırtımı duvara verdiren..

Ben kırışık bakışlardan bahsederim ve ütülenmemiş cümlelerden..

Zıvanasına sırtını dönmüş esrarkeşlere yıkılmış kitabelerin adresini gösteririm,bir gün peydahlarım

sadece tek bir gün,anası babası dehlizlere saklanmış herhangi bir gün, ciğerlerine dolan bir kadının dumandan silüetini devirten..Dostum artık kızabilirsin bana..

Beş parmağımda beş marifet bundan sonra ve bizler kendimize ihanet ettik severken..

[video=youtube;nVYFOlVB-Uo]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...