nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 3, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 3, 2013 [h=4]Ertesi gününü yaşadığı günle kavga ettirmek için gözlerini bilemişti.. Çünkü o ertesi gün gitmişti.. Odama dolduğunda ertesi gündü,gaipten gelen seslerin çıkardığı gibiydi aynı sesi ve rap rap yürümüştü üstüme tüm sokağı yerle bir eden ahengi.. Ertesi günün cinnet dolu hicazkar makamlarıydı masaya oturuş şekli,ve ertesi günün geçmişliğindeki bakışlarını taklit etti.. Tüm fıtratı ertesi gündü..Yaşamışlığı,bakışları ertesi gün bir maden ocağının altında kalmıştı ve güneşe düşmandı ertesi gün,o yıkıntıdan içeri ışığını sokmamıştı.. Şimdi her ertesi gün başlayan masallar artık evvel zaman içinde başlamıyor,pantolonumun kafası esrar kokan ellerimin cebimde gezmesinden güzel olmuş ve karşımdaki kanepenin üstünden bana sırıtıyor.. Yüreğim ertesi günün hiyerarşik düzeninde sıralanan moda iskelesi martılarının, ayrılığıma kahkaha atıyorlar hissiyle galiba irkiliyor.. İşte geliyor,masama ha oturdu oturucak.. Yaklaştıkça masa buz kesiyor,viskim bardaktan ok gibi fırlayıp ciğerime saplanmak istiyor.. Yer yarılsın istiyor sanki tanrı,çevremde oturanlar masama kör baksın istiyor içimdeki başka bir delikanlı.. Ertesi gündü işte gittiğinde,geldiğindede fark yoktu.. Yine ertesi günün ihaneti okunuyordu o yaşadığımız haber değeri olmayan anlamsız günde.. -"Bak kızım,gidiceksen tüm izini kendinle beraber götür" dedi, dirseğini dizine yaslayıp elindeki sigarasının mavi dumanıyla kavisler çizen genç. -"Unutmak erkek işidir" dedi sonra,yalandan dudakları sararmış saçları yağlı kadın.. Yıllara meydan okuyan bu ayrılık "zaman herşeyin ilacıdır" diyen tüm şakşakçıları yeniden dirilerek utandırdı.. Daha sonra o kız o çocuğun gözlerinde hipermetrop olarak yaşadı.. Başka kadınlara baktığında gözleri çabuk yorulmaya ve onları birbirinden ayırt edememeye başladı.. Ve ne tanrı şahitti,ne peygamberler,ne bilgeler,nede melekleri.. Onun benden gidenlerin en güzeli olduğuna sadece bahşiş istemek için masama gelen esmer çingene kız şahitti.. [/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2013 Karanlığımdasın hayat... Karanlığıma hapsettim seni... Sabıkalı gecelerin; en ıssız sessizliğinin, en dibine kadar hapsettim seni... Sevgilerini... Dışardan bakıldığında ürküten bir çehreye hapsettim güzelliğini... Kimsenin görmek istemeyeceği bir yapıya bürüdüm bendeki seni... Hem de öyle böyle değil... Hem de öyle “tek” parça halinde de değil... Dağıtarak seni, Keserek nefesini... ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2013 I'm gonna take you Seni götüreceğim To a place far from here Buradan uzak bir yere No one will see us Kimse bizi görmeyecek Watch the pain as it disappears Acı yitip gidecek gör No time for anger Kızgınlığa zaman yok No time for despair Çaresizliğe zaman yok Won't you come with me Benimle gelmez misin There's a room for us there Orada bizim için bir oda var This innocent beauty Bu masum güzellik My words can't describe Kelimelerimin tasvir edemeyeceği This rebirth purity Bu yeniden doğuş saflığı Brings a sullen tear right to your eyes Gözlerine kasvetli bir gözyaşı getirir No time for anger Kızgınlığa zaman yok No time for despair Çaresizliğe zaman yok Please let me take you Lütfen seni oraya götürmeme izin ver 'cause I'm already there çünkü ben zaten oradayım I'm so alone O kadar yalnızım ki My head's my home Evim kafamın içinde I'll return to serenity Dinginliğe döneceğim Rhyme without reason is why children cry Sebepsiz uyaklar yüzünden ağlar çocuklar They see through the system Sistemin aslını görürler That's breeding them just so they die Onları sadece ölsünler diye üretiyor So please let me take you Lütfen seni götürmeme izin ver And I'll show you the truth Ve sana gerçeği göstereceğim Inside my reality Kendi gerçekliğimin aslını We shared in youth Gençken paylaştığımız (Koro) I'm so alone O kadar yalnızım ki My head's my home Evim kafamın içinde And I feel Ve ben So alone O kadar yalnız hissediyorum ki You know Biliyorsun At last Sonunda I'll return to serenity Dinginliğe yeniden kavuşacağım Now that I've taken you Seni götürdüğüme göre To a place far from here Buradan uzak bir yere I really must go back Gerçekten dönmem gerek Close your eyes and we'll disappear Kapat gözlerini ve biz ortadan kaybolacağız Won't you come with me Benimle gelmeyecek misin? Salvation we'll share Paylaşacağımız kurtuluş Inside of my head now Kafamın içinde şimdi There's a room for us there Orada bizim için bir yer var Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2013 Süsle şimdi güzel acımı Annenin bayramlarda süslediği şen kız gibi Kırmızı ruganların kadar yakıştı kan yaşım alnıma Yoksa sen Yastık altı acımı Anı mı yaptın kendine sonra çıkarıp bakılası Dilini düğüm yapıp astığın gece Geçme ihtimalsiz yollarında pencere aralığı kaldığım geceler arası Sonlu nefretim oysa Sessiz bir orkestranın sonatında Yalnızlığımın ayağına basıp kaçacaktı sevdam Ayalarının ağaç kabuklarına sarılıp Uykulu göz tasviriydi basitçe Şiirin haylaz atına binişini izler Sade heveslenirdim Bin bir gürültüyle yitirdiğin saflığını özler Yanağıma küçük bir çukur emanet ederdim Çocuk olurdun Şekerini alıp oyuna dalacak bir çocuk Sonra çıkarıp cebinden bir ip verdin elime “Hadi gel oynayalım” İnzivanı as boynundan İnanılmaya geldim düşle bir yarattığın kimsesizliğinin yarım adımını Gel Beraber atalım!!! Yosunlu bir akşama inanç ettiğim Kara gözlü bir ada ve bir gölge omzunda Saçlarını tanır ellerim Yani ben yalın ayak sevgilere uçup Şimdi koynumda bir ağrı Dünyanın öte yarısı sen olsan da Gidip dönmemişliğin ,gelip gelmemişliğin değil Acımın orta yeri Bir otobüs camına sıkışıp kalmışlığımın annesi Biriktirmişim meğer sustuğum harfleri Çok zaman oldu gitmediğim bir yer şimdi ordayım Sen düş' ün di’li seçmiş zamanına dokunmuş parmak !! Deniz ol gemi ol ya da bir çınar Maviye yakın hatırlayayım... http://www.youtube.com/watch?NR=1&v=G5uamDMoW4o&feature=endscre en Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2013 Karanlığımdasın hayat... Karanlığıma hapsettim seni... Sabıkalı gecelerin; en ıssız sessizliğinin, en dibine kadar hapsettim seni... Sevgilerini... Dışardan bakıldığında ürküten bir çehreye hapsettim güzelliğini... Kimsenin görmek istemeyeceği bir yapıya bürüdüm bendeki seni... Hem de öyle böyle değil... Hem de öyle “tek” parça halinde de değil... Dağıtarak seni, Keserek nefesini... Parçalayarak seni, Kopararak renklerini... Zehir katıp vücuduma eritircesine içimdeki seni..! Tek tek... Damla damla... Nokta nokta... Gözlerimin arkasına hapsettim... Ciğerimin içine hapsettim... Alnımda ki yazımın gerisine... Ruhumun gerisine... Ardımda ki ayak izlerime, kalemime Hatta dertlerin cümlesine hapsettim... Hapsettim seni..! Benimle beraber toprak olasın diye... Bedenimin toprak olacağı günün ertesine kadar hapsettim seni içime ..! Gönül evimde tahribat yarattım Kapılarımı menteşelerinden çıkardım. Betona gömdüm dört bir yeri... Pencerelerimi kırdım, kanattım parçaladım ellerimi... Kanlı izler bıraktım menzilde... Güneşimi çamurla sıvadım... Ufkumu körelttim..! Sen benim hapsimdesin..! Şimdi Acılarımı, kederlerimi... Seni işkenceye maruz kılacak tüm hislerimi öyle bir bırakıyorum ki üzerine... Unutma sen kazandırdın bana onları... Eserinle baş başasın... Canımı yakan onca derin yara içinde; kan kaybımdan..! Boğulacaksın... Baktığım hiçbir yere, Ve Aldığım hiçbir nefese yansıtmıyorum seni hayat... Verdiğim her nefeste tükürüyorum seni..! Ve şükür ki; ölen her canlı son nefesini vererek ölür.... Seni tükürerek ölmektir beklediğim; acıma sevinç katarcasına .... Hapsimdesin... ve seni yaşatmıyorum kendime..! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2013 Unut diyorsun… Şehir gülümsüyor bu isteğine. Oltasıyla balık tutan emekliler Final telaşıyla test çözen öğrenciler Simitçi,garson,yan masamda Göğüslerinin iriliğiyle güveni yerinde Bir kadın dönüp bakıyorlar. Unutmak,cinayettir diyorum. Hangimiz işleyebilir ki bunu?! Herkes önüne dönüyor Rutin bir seramoniyle... Bir sigara daha yakıyorum Çay’ın hatırına.. Ve sen,inatla Unut diyorsun hiçbir alfabe kullanmadan.. Zerafetin,güzelliğinde budur ya! Ses çıkartmamalı ölmesi gerekenler… Bir köşe seçmeliler hayatlarında.. Her şeyin biraz köşesinde ölmeliler. Ancak o zaman cesetlerini zaman kaldırır. Unutulur gider… Bunu yapamam. Yokluğunun yeminli tercümanıyım ben Bu,bana yaptığın son kıyaktı.. Son terfi ettiğim makamdı gittiğinde.. Ne rivayetler ne hikayeler Uydurdum yüreğin mistik bahçesine.. Dolduruşa getirdim tüm çocukları Dinleri inkar edip,tanrıya çıplak Bir ruhla sığındım. Ki;işte o vakit Sevmek, başlı başına ibadet! Unut diyorsun şimdi. Olacak iş mi? en Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2013 hiç aldırmam bu şiirde canınız sıkılırsa eğer. benim sözlerim fısıltıhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif sizin sağırlığınız bir çığlık. hissetmemenizi sağlayabilirim ama düşünmenize karışamam. spermleriniz lağımdahttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif aşkınız bulaşık sularınıza karışıyor. bunun içindir ki dağ tepe aşıyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif tüm hayvanca numaraları yapıyorsunuz ama akıl küpü insanlarınız bir türlü olamıyorlar kalın bir tuğla kadar. ve kumdan yapılmış kalelerdeki erdemleriniz gelgitlerin yıkıcılığındahttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif ahlâk savaşlarında yok olup gidiyor. son dalga yeni yolu ortaya çıkardığında dönek geri çekilmeleriniz oyunun sonunu muştuluyor. ama yeni ayakkabılarınız ökçelerinden eskiyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif güneş yanığı deriniz hemen soyuluyor ve akıl küpü insanlarınızhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif bir türlü olamıyorlar kalın bir tuğla kadar. ve duyduğum aşk çok uzaklarda: ben bugün gördüğüm kötü düşüm- ve sen kafanı sallıyor çok ayıp! diyorsun. beni gençliğimin günlerinehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yıllarına döndür. ipi çekhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif kara perdeleri kapat gerçeği olduğu gibi sakla. beni çağlar ötesine döndür: bırak şarkılarımızı söylesinler. bak! bir çocuk doğar ve biz onun savaşa hazır olduğunu bildiririz. omuzlarında sivilceler vardırhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif geceleri altına kaçırır. biz onu adam ederiz. ticarete bulaştırıphttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif vurgunculuğu ve yağmurda nasıl şarkı söyleyebileceğini öğretiriz. güneş denizden dönen piyadeleri kışkırtırken şairin ve ressamın suya gölgeleri vurmaktadır. eylemci ve düşünürhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif kararan hava paragözlerin yeminlerini ısıtırken başkasına yer yoktur. evin ateşi yanar: çaydanlık neredeyse kaynamak üzere ama evin efendisi uzaklardadır. atlar ayaklarını yere vururlar ılık solukları bıçak gibi kesen ayaz günün sabahında bulut halinde yükselirken. ve asker kılıcını kınına sokarken şair kalemini kaldırır. ve ailenin en genci kendinden emin adımlarla yürür. geciken gelgitin yerle bir etmesini göze alacak kaleler yapar. koyunlarhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif dağdan gelen suyun denize kavuştuğu nehrin kenarındaki otlakta huzur içinde otlarlar. kalelerin yapımcısı asırlık niyeti yeniler ve teklifi kendi için bir gereksinim olan süt sağan kızı düşünür. ev ahalisinin tüm gençleri askere alınmışlardır ve bir yıldan önce dönmeleri beklenmemektedir. evin masum geçnç efendisi düşünceler hızla değişir görüntüsünü taşıdığı adamı değiştirme planını hazırlar ve asker kılıcını kaldırırken şair kalemini kınına koyar. ve evin en yaşlısı azametle harekete geçer. denizden gelerekhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif evden uzaklaşmasına yol açan oğluna meydan okur. yaşlı adam evden uzaklaştığı zaman siz olsaydınız ne yapardınız? özünüz şarkı söylerken yaşlı adamın yerinde olmak ister miydiniz? ya da onun kişiliğini yok mu ederdiniz? size bu iş için yürek veren kimse yoksa girdaplar sizi yanlış yola sürükler. daha sonra kokuşmuş değerlerinizi tamir için yüksek bir sınıftan aranıza geldim. babam herkesin boyun eğdiği otoriter bir admdı. suçlularhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif hepiniz ortaya çıkın! yirmi yıl gibi ibir gecikmeyle yaşlı adamı nasıl hizaya getirdimsehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif sizi de düzelteceğim suyunuz ve ekmeğiniz bayatlıyor. saçlarınız kısacık ve düzenli. sizi yargılayacağım ve beni kimsenin yargılamadığına inandıracağım. herkese neşeyle gülümserken ayak parmaklarını kıvırıyor bakışlarınla milleti kesiyorsun hareketlerinin yerini bulmadığını bilmiyorsun. ve bize neyin olmaması gerektiğini söylerken acımasızca gülüyorsun. ama nereye koşmamız gerektiğini nasıl göreceğiz? ellerinde yüzüklerinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif tüylü süslerin ve gümüş tokalı papuçlarınla mahkemede seni sürüne sürüne yürürken görüyorum. ciddi davalarda dalga geçecek kuralları eğip bakmana izin veren o tapınılası komik kitabı izliyorsun. eeee! haydihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif çocukluk dönemi kahramanları! çizgi romanların sayfalarından kalkıp gelmeyecek misiniz? ya sihirli değnekleriniz? bize yol göstermeyecek misiniz? haydi! istek ve niyetlerinizi bildirin. mahalli idarelere katılın. başkanınız süperman olacak! robin sizi kurtaracak. hep bir numaraya oynarsın. her zaman da kazanırsın. öbür çocukların tümü vazgeçtiler. sonunda ne kadar büyük olduğunu kendi kendine sorarsın ve büyük arabaların daha akıllı dünyasında yerini alırsın. kimden ne isteyebilirim diye meraklanıp durursun. peki! geçen cumartesi ona ihtiyacın varken biggies hangi cehennemdeydi? seni her zaman destekleyen sporcular neredeler? hepsi cornwall'da dinlemiyorlar- erkek izciler el kitabınını paper-back basımınd çıkacak anılarını yazarak. daha sonra bakın! bakın bir adam doğar- ve biz onun barış hazır olduğunu bildiririz. hastalığının farkına varması ile omuzlarından kalkan bir yük vardır. içindeki çocuğu çekip alırızhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif sınava çeker nasıl akıllı bir adam olacağınıhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif öbürlerini nasıl aldatacağını öğretiriz. tirnak içinde istisna değilhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif tam tersine ortalama insan yapılıyoruz. tanrı karşı konulmaz bir sorumluluk. yeni doğan bebekler koğuşunu gezip 218 bebek gördük naylonlar içinde kediler iyileşme yolundaydılar. iyileşme! daha sonra sabah güzelliğinin berrak beyaz halkalarında dağların efendisiyle birlikte yerimi aldım. (küçük düzenli sıralarda) çadır bezlerinin kenarlarıyla oynaşan sarı-gözlü askerler renksizleşmiş duruyorlardı. kantinde sıralarını beklerken oraları buraları ağrıdığında dikkatsizce hazırola geçmişlerdi. -''ninen nasıl yaşlı kurt? ernie nasıl? tahvil işinde 10 teklik kazandı.'' diye konuşarak. (eski kabile ilahilerinde yazılmış) efsaneler martının çığlığında korunuyor. ve yaptıkları tüm vaatler kötünün düşüşünde öğütülüyor. şair ve akıllı adam silahın gerisinde duruyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif gündoğuşunun gelişiini haber veriyorlar. güneşi yakıyorlar. güne inanıyor musun? güne? inanıyor musun? kralların gündoğumu yaratıları başladı. tatlı venüs (yalnız kadın) günün en ölümsüzünü getiriyor. güne inanıyor musun? silikleşen kahraman geceye döndü ve güne gebe akıllı adam şairin görüşünü onayladı. güne inanıyor musun? güne? inanıyor musun? dur sana yaşamının masallarını anlatayım. bıçağın kesiş ve saplamalarının bitmek tükenmek bilmez zulmünü akılhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif ölme ve öldürme arzusunu damla damla öğretirken. dur sana son otobüs de giderken sokakta boydan boya yatan kayıp adamın şarkısını söyleyeyim. kaldırımlar bomboşhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif su yolları kıpkırmızı akıyorhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif aptal gökteki tanrısının şerefine içerken. öyleysehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif siz kaleler kuran genç adamlar biraraya gelinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yılın hangi zamanı olduğunu söyleyin ve sesleriniz cehennem korosuna katılsın. korkunuzun kesin doğasını belirleyin. dedelerin günahları; aptalların kanı ve akıllıların düşünceleri ve yatağın altındaki kafatası ile beslenirken ölüyü kaldırmak için dur sana yardım edeyim. öyleysehttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif siz kaleler kuran genç adamlar biraraya gelinhttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif yılın hangi zamanı olduğunu söyleyin ve sesleriniz cehennem korosuna katılsın. görüyor musunuz? yaz şimşekleri ışıklarını üzerine saçıyorlar ve yargı günü yaklaşıyor. zırhlı elbiseyle duran aptal mı? yoksa kendini temize çıkaran akıllı mı olacaksın? görüyor musunuz? haydihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif çocukluk dönemi kahramanları çizgi romanların sayfalarından kalkıp gelmeyecek misiniz? ya sihirli değnekleriniz? bize yol göstermeyecek misiniz? haydi. istek ve dileklerinizi bildirin tamam mı? mahalli idarelere katılın. başkanımız süperman olacak. robin bizi kurtarack. pekihttp://www.forumcenneti.com/images/smilies/virgul.gif geçen cumartesi ihtiyacın varken biggies hangi cehennemdeydi? ya seni her zaman destekleyen sporcular neredeler? hepsi cornwall'da dinleniyorlar. erkek izciler el kitabının paper-back basımında çıkacak anılarını yazarak ve tabii bunun içindir ki dağ tepe aşıyor tüm hayvanca numaraları yapıyorsunuz ama akıl küpü insanlarınız bir türlü olamıyorlar kalın bir tuğla kadar. Söz: Ian Anderson Çeviri : Orhan Kahyaoğlu [video=youtube;BV-ASc0qkrM] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2013 dişlerimi kır, yüzüme tükür ve bana beni sevdiğini söyle. asaletimden kalan parçaları da derin dondurucuda saklayabilirsin. sahi derin dondurucun yoktu senin. neyse paçalarımdan aşağı erisin gitsin. gururumu bir barda birkaç şat tekilaya kiralamış olabilirim. merak etme bi sarımlık kubara geri aldım. kararımdan dönemem çünkü polisler peşimdeler. neyse ki benim değil içimdeki sefaletin peşindeler. dudaklarımın kenarında hala kırıntılar var rezaletlerimden. öpüşmeden geçmez dediler. not: öpüşmedik. hatta sevişmedik bile. [video=youtube;eGz2ayRG-no]http://www.youtube.com/watch?v=eGz2ayRG-no Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mart 19, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 19, 2013 Ah aşkın ilk zamanları rüya gibi! hiç öpüşmemişken bile sonsuz bir beraberliğe adım atınca ne kadar değişti herşey uzaktayken ne güzeldi oysa beraber olunca mutsuz olacaktık meğerse hemde nedensiz bir mutluluk dün 80 lerden bir parçayla deli gibi dans ediyorken beraber bugün boşanma danışmanının kapısındayım avukat neden diye soruyor nedensiz diyorum başlarkende nedensizdi ama hala nefes alan bir aşk vardı o anlamıyor. Sende aşk adamısın senin varlığın bende ölümsüz ve biz ölümlüyüz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Seni özlemenin Ne demek olduğunu sor bana, Yetmiş iki dilde anlatabilirim ,Kitabını yazabilirim sayfalarca. Yalnızlığın rezilliğini Kokuşmuşluğunu Ve çıplaklığını da. Ama hiç kimse Kavuşmanın güzelliğini Sormasın bana / anlatamam. Ben sana hiç kavuşmadım ki! Bilmiyorum Dudakların nasıldır. Sıcak mı ateş topu kadar, Yoksa soğuk mu Buza kesmiş bir bardak su gibi? Kıvrımlarına, Kırmızı karanfiller mi tutunmuş, Küle gizlenmiş kor mu var? Tenime değdiğinde dudakların Cemre mi düşer bedenime, Mızrap değen bir saz teli gibi Titrer mi yüreğim bilmiyorum. Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki! Bir kadını sardığında kolların, Ürkek ceylânlar Nasıl kurtulur tuzağından? Dolu yemiş yaprak gibi Nasıl titrer bir yürek? Ellerin nasıl okşar bir bedeni, Goncalar Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum. Hiç sana sarılıp yatmadım ki! Kısacası: Tatmadım kavuşmayı / anlatamam. Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim. Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana. Yokluğunda yıllardır Özlemine dayanmayı öğrendim Yokluğuna katlanmayı Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa Ustası oldum beklemenin Tükenmek pahasına. Ama hiç kimse / kavuşmayı, İki derenin birbirine karışıp Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu Sormasın bana ,anlatamam. Çünkü seninle ben, Ayrı kaynaktan doğmuş Sularında hasretleri taşıyan Başka denizlere koşan iki ırmağız. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız. İşte onun için İki dere nasıl karışır birbirine Nasıl sığar iki nehir bir yatağa / bilmiyorum. Seninle Hiç aynı yatakta coşmadım ki! Sen bana /yalnızca Ve sadece Kahpe sensizliği sor Rezil beklemeyi , özlemeyi sor. Tanrı şahidimdir Kurda kuşa Dağa taşa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakınım: Vuslatlara yabancıyım, Ama, Seni özlemenin kitabını yazabilirim. http://www.youtube.com/watch?v=ICJs1CxCRt0 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2013 bir sözcükle çıkıyorum yola. bir tek sözcükle...... dinamit diyorum sessizliğe Ve K.A.O.S. hani yok oluştan çıkan sonsuz süregeliş.... nerede patlarsa kan gölüne döner yaşadığım dünya. Kimin umurunda , Kanla besleniyorken dünya? En dibe doğru iniyorum tanrıçanın göbek kordonundan sallanarak.Sallnamayı ihmal etmiyor yüreğimdeki çocuksu katil ; )merak etme bir lokum gibi dinamit alıyorum ve tam deliğine takıyorum kalbimin. ''savaş bitti sevgilim. barutla kurut şimdi kalbinden akan irini'' o , çok sevdiğin sanata ada şimdi kendini .. ölümsüzlüğe yol alan fani .. Kaosun tam ortasın , dinginlikle yürümek istiyorsun.. Biliyorum.. Kimbilir daha çarpıcı bir bitiş çok daha anlamlı olabilir ? Ne dersin .. Noctural depression ? ama gülüyorum sevgili.masada bıçakla gülüyorum. ya da bir türlü zihnimden çıkmayan Ölümcül gözlerin geliyor aklıma . Ter basıyor çürümekte olan bedenimi.. Ne oldu beğenmedinmi ?? boşver o halde herkesin kendi cehennemini ötekinde bulduğu dünyada en zor ölüm yaşamak değilmi.. aslında hayata bir balkondan aşağı işeyen çocuklar gibiyiz hala..bütün manalarını yitirmiş çocuklar gibiyiz hayatta! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2013 [h=4]Bir şehrin tarih sayıldığı Yosun tutmuş surlarında, Yakamozla gelir unutulan acı… Yıllarca alkoliklerin Bol keseden amonyak dağıttığı rıhtımın Kedilere verebildiği tek şey özgürlük olsa gerek.. Vebalı çocuk Frengili kadının sahip olup olabileceği tek şey, Ve yüsük takmaz keşişler yanlızlıklarına… ölenin kaldığı kaldırımda dilenci varmıydı bilmem ama inanılan tek şey devulüasyon denilen şey tanrının laneti… patatesi kutsal kıldılar sonunda incir rakısı bulundu mertlik bozuldu… kalbimin atar damarında tıkanmış hayallerle geldim çarmıha gerdim yazdıklarımı taptım ellerinin nasır tutmuş yanına beş yüz yıl önce tam burada söyledim o şarkıyı zaman durmaz…. [/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2013 Ben gözlerimi bir ikindi zamanının güzelliğini kıskandığım için onu vurmaya kalkarken kaybettim mesela,gömdüm gözlerimi en güzel yalvarışlarda,med-cezirlere kıyamadığım için vurdurdum gözlerimi çift silah taşıyan başka bir adaletsiz bakışa.. Koruyamadım ben gözlerimi ve her oyun kurulan bir tezgaha şahit olsunlar diye bıraktım onları bir başına.. Gözlerimizin pervazlarındaki o keskin saksılarda kim bilir ne çiçekleri büyüttük küfürsüz ve naif bakışlarla.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2013 En delikanlı zamanlarında gömülen bir gencin, tabutunun karanlığındaki gibi zavallı bir akşamdı.. Tan yeri denize vurgun düşürüyor çok sevdiğim sigaram silah zoruyla dişlerime saplanıyordu.. Sahil kenarı bankları sevgilileri kabul etmiyordu. Nefes nefese kalmış yalnızlıklar gözlerime saldırıyor, Dilenciler çiftlere kur yapıyordu.. Zavallı bir akşamdı Tanrılar başıma ödül koyuyor, Deniz abimler asılıyordu.. Senatoryum imdatları kaşlarını çatmışken manzaraya, ellerime bakıyordum, Tırnaklarımın arasından kelepçeli bir geçmiş şaha kalkarken, yol boyunca takip ettiğim kız kandırılmış bir masaldan tebessüm ediyordu.. Allahsız bir akşamdı ciğerlerime yazılmış kitabeler yıkılırken, Yasaklanmış tüm organlarım eylem hazırlığındaydı Ve ayağından vurulmuş topal karanlığın hatırına, Tüm dostlarım o akşam toplanırken Ahlak masası sokağımızda sabahlıyor, sezeryanla içimden bir kadın düşüyordu.. Ben de giriştim sonra o akşama Hoyrattım! Eski rum pazarlarında üç kuruşa giden yumruklarım, ve oyuna gelmeden giyotine boyun eğdirilmiş yazılarımla, bende vardım o soğuk akşamda sırtımdan vurulduğumda.. Ayaklarımın altı verimsiz topraklarla yıkanırken henüz melekler sorgulamamıştı.. Başım o akşam düşmüştü işte toprağa Tıpkı annemin dizleri rahatlığındaydı.. http://www.youtube.com/watch?v=dvNXF7aGP2s Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Ağustos 19, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 19, 2013 http://youtu.be/L9Ippzdh0Qg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2013 Eski rum pazarlarında üç kuruşa giden yumruklarım, ve oyuna gelmeden giyotine boyun eğdirilmiş yazılarımla, bende vardım o soğuk akşamda sırtımdan vurulduğumda.. Ayaklarımın altı verimsiz topraklarla yıkanırken henüz melekler sorgulamamıştı.. Başım o akşam düşmüştü işte toprağa Tıpkı annemin dizleri rahatlığındaydı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2013 Akşam üstü aşkları demlenirdi cihangir'de Simetri düşmanı merdivenlerindeki öpüşmeler O'günlere hasret bir dolunay evinin balkonun'da Sıradan dı belki okulu astıgımız günler Hep yoklardı ögretmenlerimiz bizi Biz aşk yaşarken cihangirin arka sokaklarında Birileri seslendirdi bizi yoklugumuzda sınıflarda Ogünden sonra hiçbirsey ogünki gibi olmadı Bizi hep yokladılar kımse bizi seslendirmedi Dolunay cıkmadı balkona Ben hiç bir kadını öpmedim merdiven baslarında senden sonra ........................................ Kısacası biz ogünde kaldık Hayata hep geç kaldık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2013 http://www.youtube.com/watch?v=TypuMcN1_Nw Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Ocak 14, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 14, 2014 Cehennemde yanacak tek şey Seni yaşamında yaşamaktan alıkoyan Hatıraların, eklentilerin Bunların tamamını yakıp, yok edecekler, fakat ceza olarak değil Ruhunu serbestleştirecekler Eğer korkarsan ölümden ve sarılırsan yaşama Şeytanlar görürsün hep, yaşamını çalan Ama huzurunu bulursan Şeytanlar dönüşür meleklere, kurtaran seni dünyandan ECHART Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2014 travmatik anlarıma denk geliyor ayrılıkla.. tüm zihnim çocukluğa geri götürüyor beni.. zor zanaat kişi bağımlılığı.. fena illet.. karabasan tende keskin bıçak.. kopamamak gidene güle güle diyememek. bile bile susup geçecek 10 günü bile artı sayıp, yalandan da olsa seviliyor oyunları oynamak.. travmatik anlarım denk geliyor aslında ayrılıklara.. ve bilinç altımda kalanın canı çıkmıyor.. acısı ne mi.. cidden biliyorsun aslında doğru bir kapıda doğu bir melodi ile dans etmediğini.. ve daha da korkuncu.. aslında sevdiğimi düşünürken; almak için verdiğini bilmek.. sevilmek için sevmek.. çok sıkı elbet acı.. [video=youtube;-55ZYpTwu1g] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 İşte ben o bana hikayeler anlattığın sabahlar gibi seviyorum bu sabahları Senin bitmeyen Taksimin arka sokakları beyoğlu ışıltılı anıların Benim özgür olmadığımı bilerek karşımda dem vurman 2 tutsaktık duvarların içinde Oysa sen çılgınlığın dibine vurabilmiştin İçimde yanan bir cehennem darağaçları yitrilmiş herşey.. Kredi kartım vardı evde yalnızdım aylarca Neden sana gelmediğimi çözemiyorum Anlattığın hikayelerden olsa gerek ya korktum Ya da inanmadım Sende istemezdin zaten Senin için İstiklal kaybedilmişlikti Boku çıkmış cihangirin Mekanlar demek eski anılar En kötüsüde köşeden birinin çıkabilme ihtimali. https://www.youtube.com/watch?v=n4RjJKxsamQ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 İnsan şu küçük şeylerden birine sahip olunca Bir şeyi kaybediyor; Heyecanını Ama olmadık şekilde aptalcana umutlu oluyor güçlü oluyor Sevgli Kızım Denizim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2014 Kadıköyde vardık biz Rıhtımda Modada Ara sokaklarında Yağmurunda Gün batımında Harikalar sahilinde vardık işte Biz denizle varolduk Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hayiS Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2014 Hadi tut ellerini rüzgarın Duy ezgisini kulağında ve bir kaç şarkı söyle bana Öyle yorgunum ki.. Ve uyku yine bir bıçak gibi kesiyor düşlerimizi Aydınlanıyor zifiri gecemiz Kapanıyor gözlerim Yeni bir ölüme açıyorum benliğimi Yeterince ölmedik mi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 27, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 27, 2014 Bilmemişliğime ver aşk'ı ve yazılan tüm uydurmaları.. Kiraladığımız akşamlar da evinin önünden alınan kiralık katil olmuş dudakları ve arabaların lastiklerine yapıştırdığımız o çocukça mektupları.. Sağ gözün sol göze faydası yok dedirten bu imitasyon bakışları üst dudağında"seviyorum"alt dudağında"sevmiyorum"yazan ağızlardan zehirlenmişliğimize ver.. Cesaretimiz yerin dibine batsın,hatta batsın da bir daha çıkmasın.. Fiyakalı duruşlarımızın hatırına bile üzülmekteyim verilen emekleri çeyiz sandıklarından çıkarıp kefenlerken.. Ve farkındalığımı ölüm'le kolkola sokup siyanür havuzlarına en düşük pahada ihale ederken.. Dostum kızma bana.. Masalarınızdan özür diliyorum kahkalarınızı uzun bir yola dalmışlığımla bozup keyfinizi kaçırırken.. İstek yaptığım şarkıyı bilmeyen kemancıya küfür ederken onun bir çocuğu olduğunu unutturan bu aşk mezaliminin suçudur sırtımı duvara verdiren.. Ben kırışık bakışlardan bahsederim ve ütülenmemiş cümlelerden.. Zıvanasına sırtını dönmüş esrarkeşlere yıkılmış kitabelerin adresini gösteririm,bir gün peydahlarım sadece tek bir gün,anası babası dehlizlere saklanmış herhangi bir gün, ciğerlerine dolan bir kadının dumandan silüetini devirten..Dostum artık kızabilirsin bana.. Beş parmağımda beş marifet bundan sonra ve bizler kendimize ihanet ettik severken.. [video=youtube;nVYFOlVB-Uo] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.