nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2010 Şimdi her şeyi bir kenara bırakıyorum kıyılarıma vuran dalgaların köpüklerinden sıyrılıp Dalıyorum daha derine gözlerim ışık Dönüyorsun Dönüyorsun aklımın her yerinde Henüz birkaç gün oluyor daha ellerin gelip gözlerimin etrafında uçuşalı Ben şaşkın Saçaklanmış saçların enfes bir filmin balkonundan uzanır gibi taşırıyor beni benden Ve buralarda sıkıldığımdan bahsediyorum ki beni uçuran senin nefesinden gelen senin rüzgarın Dönüyorsun her yerinde aklımın Dönüyorsun susarken perdelerini kapamış pencerende dudakların aralık Sevdiğin bir şarkıyı söylerken eşlik etmemi bekler gibi Tavan yapmış başını sallarken ellerini açıp gelip sana katılmamı ister gibi Gökyüzünden uzanıyor yanan bir halat tutunup yukarıya tırmanabilmemiz için Ama yine de istersen kendimi yakıp sana huzur verebilirim Ya da kardeşin gibi giyinir ve bütün kokularını soluyabilirim İşte dönüyor bütün değirmenler ve taşlarının arasında kalbimi eziyorum sana bir öz sunabilmek için Aşağılık ruhumu alnına sür ve kurban et beni Bütün kelimeler yan yana dizilip uzansın sonsuza doğru unutulmak için Ben senin devrik sekizin Dönüyor başımda acayip bir dalgınlık Sense Kapının pervazına tutunmuş gülüyorsun yanında küçük ayakkabıların Gözlerin ışık Oradan bana bahçe hortumunu uzat lütfen Çiçekleri sulamalıyım Ve daha bir kaktüs bulup içimdeki akrepten sana bir tekila hazırlamalıyım Korkuyor musun seni uykunda alıp götürmemden? Oysa sen çoktan alıp götürdün beni Ben cin gibi ayıkken http://www.youtube.com/watch?v=OPospvRqP_s Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 15, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 15, 2010 Şeytanminarelerini topla da gidelim artık. Bu yıkık iskele batmak üzere. Yatağının altından çıkar tüm mülteci cinleri Ve yeniden değiştirelim pulların yerini Serüvenlerime dişlerini geçirmişsin yine Uyurken tüm kâbusların akmış yastığa ıpıslaksın. Tanrıça’nın sesi yankılanırken eklemlerinde Umut vaat edici gelmiyor başucumdaki maviler. Lafını bile etme! Karanlık inmek üzere merdivenlerinden göğüslerine. Evet. Bugün? Ben sana gelebilirim. Madonna gibi yürüyebilir Plastik üzümlerin şarabını içebilirim. Tüm ihanetlerimi zarflayıp sana gönderebilirim Evet, bunların hepsini yapabilirim. Küfrümsü dokunuşlarına felç oldum kimi zaman Ve seni iyi hissettiğim tüm anları saçaklardan serptim. Tüm şehri kapladı yanık izmarit kokan dudakların. Hala parlak, ama çamura bulandı bir kere kadın kalan yerlerim. Topla şu sefilliği Ve park et kuytu bir kara kedinin yanına. Gidelim buralardan hadi Dalga kıran bile kırıldı gibi. Sen nasıl dayanacaksın ki? Kahkaha atarak yaklaşacaklar, Adımları titretecek cılız bacaklarını Sokak lambaları, hepsi sana dönecek Tartaklayacaklar seni. Tüm fay hatlarını sana bağlayacaklar. Bütün volkanlar ayağının altından patlayacak. Terleyeceksin Susadıkça beni isteyeceksin. Hadi siktir et onu da bana gel. Bu şehrin damarına basıp gidelim. Şeytanları da onların olsun Zehrini akıttıkları avuçları da. Biz en iyisi içelim, Zavallı gibi, Son kez gibi, Sevişir gibi, Hala birbirimizi ister gibi, Kaçan trenleri yakalar gibi. Küflü bir revolveri öldürmüş Mezar taşını kaybetmiş Cinayetini ilan edip dans edermiş gibi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2010 Love me two times babe; love me twice today.. Love me two times girl; I'm goin' away.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2010 herşeyden daha var oysa hala. ama ruhun yine bir tatminsizlik krizinde herşey istediğin gibi olmaz boşa bom boşa inat etme desem de ne fayda şimdi sen diyorsun ki gece olmasın uyku vakti gelmesin uykuya hasret gözlerine inat de anlayamadın gitti hiçbir şey senle alakalı değil ki.. sen yok gibi birşey hatta bir sen biliyorsun varlığını belki güneş sana sorup da doğmuyor yağmur haberdar edip boşalmıyor şimdi sen zamana tüm uykusuzluğuna inat yeni uyanmış gibi yapacaksın düşünmemek için vuracaksın kendini kadehe dumana oysa durmak bu sadece.. hareket vakti falan umrunda mı ki senin molalar da ihtiyaç belki be kadın diye avun sadece.. sana ne demeli ki. hic. bırakmalı kendi halinde ne halin varsa göresin diye.. görmek demişken bakmayı da unutuyor insan bazen.. şimdi son bir sigara yakmalı belki... duvardan ne farkın var ki senin o da dinliyor sen de.. duvardan ne farkın var senin kadın.. ahı kalmışların canları çıksın umrunda bile olmasın madem yap boz bile olamıyor sendeki hayat yığınlar var sadece bir zamanlar.. şimdi uzak kalmış bir zamanlar yapıp da yığınıyla yaşadığın hayatları insanların kötü bir karaktersin belki özünde iyi maskeler takan dedim ya yazmaya korkuyorum bugün diye.. http://www.youtube.com/watch?v=9ZmqbcBsTAw Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 buz gibi esiyor balkonun korkuluklarından yalnızlık kentin karşı kıyısındaki ışıkları düşlüyor üşüyen bedenim yalnızlık ve soğuk öyle birleşip bütünleşmişler ki düşlerimde bile izin vermiyorlar birleşmemize... her üşüdüğümde biraz daha sokuluyorum yıldızlara aisoposun masallarına daha bir saklanıyorum üstüme yalnızlığını örttükçe daha da ölüyorum. ve sen hala yoksun şimdi zifiri karanlığa gömüldü ortalık gölgenin sıcaklığını hissedebiliyorum yalnızca ölümün soğukluğunun yerini gölgenle birleşen dudaklarımın sıcaklığı almaya başladı ama sen hala.... gittiğinden beri dudaklarıma kanları akacak üzümler değdi. dişlerimi her geçirdiğim de sen sızdın usul usul beyaz ellerimin tersiyle sildim ağzımı paslı demir tadına döndü üzümler yoksun... tenime işledi bembeyaz ellerinden dökülen kan damlaları ve şimdi kalabalığın ortasında buldum kendimi çıplak... kanlı... milyonlarca surata dokunmaya çalışıyorum sen diye sana benzesin diye ama dokunduğum her ten ufalanıp kayboluyor ellerimin arasından usulca kayıp gidiyor ya da buhar olup yükseliyor göyüzüne doğru ve... Sen.... onlar etten kemiktendiler atan bir kalplari ve ölümlü gözleri vardı sen tanrıydın dokundukça onların ruhlarını aldın oysa benim ne suya yansıyan bedenim var ne de dokunduğunda yok olabilecek kadar cesaretim bekliyorum, hala yoksun... bitmek tükenmek bilmeyen bir arzuyla ölümlüler ülkesine uzandı ruhların hepsi tıpkı Hades'in Persephone'ye ulaşma çabası gibi ve şimdi... son eksik ruh da yerini aldı kutsal bedeninde.. ve artık.. sen.... madem hepsini gönderdik gidenlerin madem geriye sadece biz kaldık hadi gel bizde ölelim dökülelim bir sarhoşun ağzından hadi gel son sandala yetişelim ve sen artık.. septimus severus http://www.youtube.com/watch?v=Iijklrtljnw Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 Herşey sakin Ölü Güzel ve boş... http://www.youtube.com/watch?v=w1evzhSast8 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackdeath Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2010 yok olmak isterdim sessizce yaşmak isterdim dilediğimce ikisinide yapamıyoum mutluluğu aradım yalnız gündüz ve gecelerimde bulamıyacağımı farkettiğimde geç olmuştu saat geceni bi yarısı belki dedim belki biraz bilgi mutluluk olmsada bu boşluğu doldurur sormaya başladım cevapsız sorularımı neden dedim önce neden -........ kimsinsen -........... - gece mi gündüz mü?, toprak mı su mu? vs vs ..... -........... ben bıkmadan cevap dahi almadan sorular sorarken sen neden sormadın fikrimi belki büyük bi külfetten kurtarıcaktı ? seni -............ yok yok yok al sana koca bi boşluk daha sadece mutluluğu kaybettim sanıyodum anlaşılan tanrıyı da kaybetmişim sevdiğim bildiğim ve iyiliğine inandığım tanrımı yalnızlık uzun yalnızlık mutsuz yalnızlık sensiz ve o da yok şimdi 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 sus ve dinle şimdi yankısında boğulan hırıltıyı. huzursuz ve yalnız bir ok isabet etti bir meleğe. sus ve dinle şimdi, kutsal olanı..lanetlendik biz biliyorum. yapış yapış bir zamanın heybesinde kusursuzluğumuza bağırırken yasak olanı sustuk... huzur şimdi vurulmuş bir meleğin iç kanaması.. sus ve kus şimdi konuşamadıklarını.. bir elma bıçakla tanışıp, küstü şimdi diğer yarısına, oysa çeyrek zamanlı çocuklarıydık çölün ki çöl, suyu basamadı bağrına ondandır şimdi elmasız kalması.. ruhum şimdi korkumun tavan arası... ve düşer melek yere, tüylerinde hüznüyle..altın sarısı bir saç ve cinsiyetsiz yüz oluverir. şimdi bir büyük ormanda acısından bir dal kırılır, gökyüzü kırmızıya keser, yuvalarında kuşlar ölürler, sen ben ve diğerleri anlayamayız asla bunu; düşen bir melek, ne demek? rengin şimdi zihnimde, şarap kırmızısı.. ve gözlerimize bakar melek, bilerek sonunu, ölümsüzlüğüne inanmıştı oysa, ve elinin altında düşle sarmalanmış bir paket içinde tutkumuzun cam kırıkları... kaybettik biz ve lanetlendik diyorum boşluk şimdi tüm meleklerin tanımı.. yenibiri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Kabuslar matinesine kapalı gişe.. http://www.youtube.com/watch?v=_c3_BvmDCRU Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KaJmEraN Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Hepsi mükemmel , Herkese tşk.Ler 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Ted Nugent'dan Land of a Thousand Dances. (Bu parçaya bir zamanlar Erkin Koray'da türkçe söz yazıp yorumlamıştı; dinleyince eminim tanıyacaksınızdır) http://www.yasaktube.net/GAVj20GNRGo-video-Ted-Nugent-Land-of-a-Thousand-Dances.html# Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xero Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 anathema-lost control http://www.youtube.com/watch?v=yPNIaksZ8lc Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 What I got to do to make you love me? Beni sevmeni sağlamak için ne yapmalıyım? What I got to do to make you care? Umursamanı sağlamak için ne yapmalıyım? What do I do when lightning strikes me? Şimşek beni çarptığı zaman ne yapayım? And I wake to find that you're not there? Ve uyanıp yanımda olmadığını gördüğüm zaman What I got to do to make you want me? Beni istemeni sağlamak için ne yapmalıyım? What I got to do to be heard? İşitilmek için ne yapmalıyım? What do I say when it's all over? Her şey bittiği zaman ne diyeyim? Sorry seems to be the hardest word. "Üzgünüm" en zor kelime gibi duruyor It's sad, so sad Bu üzücü, çok üzücü It's a sad, sad situation Bu üzücü, üzücü bir durum And it's getting more and more absurd Ve gitgide daha da acayipleşiyor It's sad, so sad Bu üzücü, çok üzücü Why can't we talk it over Neden bunu konuşarak halledemiyoruz Oh it seems to me that Oh bana öyle görünüyor ki Sorry seems to be the hardest word "Üzgünüm" en zor kelime gibi duruyor What do I do to make you want me? Beni istemeni sağlamak için ne yapayım? What I got to do to be heard? İşitilmek için ne yapmalıyım? What do I say when it's all over? Her şey bittiğinde ne diyeyim? Sorry seems to be the hardest word. "Üzgünüm" en zor kelime gibi duruyor It's sad, so sad Bu üzücü, çok üzücü It's a sad, sad situation Bu üzücü, üzücü bir durum And it's getting more and more absurd Ve gitgide daha da acayipleşiyor It's sad, so sad Bu üzücü, çok üzücü Why can't we talk it over Neden bunu konuşarak halledemiyoruz Oh it seems to me that Oh bana öyle görünüyor ki Sorry seems to be the hardest word "Üzgünüm" en zor kelime gibi duruyor Yeah. Sorry Evet. Üzgünüm What I got to do to make you love me? Beni sevmeni sağlamak için ne yapmalıyım? What I got to do to be heard? İşitilmek için ne yapmalıyım? Şimşek beni çarptığı zaman ne yapayım? What have I got to do? Yapacak neyim var What have I got to do? Yapacak neyim var When sorry seems to be the hardest word "Üzgünüm" en zor kelime gibi durduğu zaman 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2010 Deniz de sakinleşmiş şimdi. Ne zaman inildi yine deniz kıyısına? Gerçekten pek uzakta değilmiş deniz. Doğduğu yerden koşmaya başlasa şimdi çoktan buralara gelmiş ve tasarladığı eylemi gerçekleştirmiş olurdu. Ama yapamadı işte! Olsun. Ölmek için hiç bir zaman geç değildir. Ölmeye daima zamanı vardır insanın. http://www.youtube.com/watch?v=wJMyPKty47g Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 ..............ve gece yarısı uyandırıp derin uykularından şimdi uyku sersemisin doğruyu söylersin söyle bakalım benden daha iyi sevişen eski sevgilin var mıydı? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aisha Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 emeğine sağlık dostum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 13, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 13, 2010 Derin tatlı ve sonsuz gözlerinle sen, hep gönüllü girilesi bir komasın. http://video.google.com/videoplay?docid=5781477309979392078&ei=V4mbS-f_Eqje2wLX9PDmDA&q=+My+Immortal&view=3# Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2010 Geçmiş zamanlardan kalma dipdiri bir hüzün Ben burdayım diyordu Başı önünde gülümsemeye çalışan utangaç umutlarıma Herkes gibi değildin Öyle görünsen de Bir gece vakti içinde yıkandığım serin suların buğusuydun Susuyordun Fakat sessizlik neler söylemişti bilmiyordun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2010 Kalem kâğıda değdiğin de tüm heceler bir isyanın izinde, sana soyunuyorsa bir bulut, esmerliğiyle içime yürüyorsa yağmur sızı, kar duman oluyorsa bir şehir, martı çığlıklarını çölünde büyütüyorsa ağlamak gözlerine düşmek oluyorsa sesin, yokluğun ortasında zamanı kanatıyorsa dilimin avlusunda, adın eylül oluyorsa uzaklar, süretinin taşra yalnızlığı oluyorsa kıyısız sevdalar, boyumun ölçüsü oluyorsa hayatın dudaklarımıza bıraktığı, yarım hece oluyorsa aşk ''Kalem kâğıda değdiğinde'' arsız bir öykü oluyorsa ''yaşamak''..... Yaşamak , masmavi bir Deniz oluyorsa ................. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
roxelane Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2010 Gözlerinde yüzen acemi balıkçı birazdan dudaklarında intihar edecek.. ve sen mışıl mışıl uyurken, düşlerini sulu boyayla boyayacağım.. Her fırça darbesinde anlayacaksın nedensiz bir savaşın ortasında - neden(!) olduğunu.. Tuvalde aşkının anksiyetesi vurulacak göğsünden, mutlu mesut öleceksin.. ve sen ölürken ben üç yüz bin santigrafik fırında seni bekleyeceğim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
roxelane Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 18, 2010 Sonra buralardan sürüklenir bir deniz şiirin ellerine mevsimlerin üstünden. günü gecenin kuşkusundan geceyi denizin tutkusundan ayırırlar. geriye vazgeçen kalır, geriye tanrılar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2010 Suskunluk yörüngesine çoğalıyor adımlarım.. Gece yolumu kesinceye kadar adımlıyorum,susuşumu Yer kürenin altından kanatları var,karanlığın dibinde Oysa, sadece uçabilirdim ben Sağa sola çarparak,parçalanarak uçardım Yenilgiye uğradığım her kötürüm düşte sarsılan hücrelerim gibi Yer kürenin elmastan hançerleri var,kanlarını gömleğinde temizlediği Çığlık atabilirdim,kesiklerime İtebilirdim acımadan Yer kürenin yitik aklı var, notalara her dokunuşunda ortalığı kirleten Burayı darmadağın edebilirdim, susuşumla Cümleleri yuta yuta,eritebilirdim burayı Bir vakit sustum,döküldü yüzüm parça parça Çığlıksız,kanatsız ve ateşsiz... İtiyorum tüm sesleri uçurumdan,acımadan Kapat şimdi kapıları ve pencereleri,içeride rüzgar var. Dalgaların çarpsın gözlerime , mavi bir Deniz üstünde ki düşlerim, İçinde barındırdığın korkuların arasında kayboluyor şimdi....... [video=google;-5420256671834711473]http://video.google.com/videoplay?docid=-5420256671834711473&ei=UKGkS5ygOIez-AbVsKWGDQ&q=is+this+love+whitesnake# Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2010 Bir avuç toz gibiyim. Hadi ne duruyorsun, beni üflesene... http://www.youtube.com/watch?v=uFGU7_ZhzPY Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2010 Bugün daha ölüydü kadın için zaman... daha fazla ölüydü herşey... savaştan zaferle çıkmak için, tüm uzuvlarını feda etmişti aşka... oysa neyi adarsan ada... yenik düşünce bitiyor işte.. ölüyor ruhlar.... Ruhu ölmüştü kadının... kendi elleriyle teslim etmişti ruhunu ölüme... öldürdüğü ruhu, en ufak bir kapı sesinde , ve telefon çalışında tekrar can bulmaya yelteniyordu... Olmuyordu... Ölü bir ruhla uyunmuyordu... Ölü bir ruhla silinmiyordu hiçbirşey... ve ölü bir ruh yetmiyordu aşkı yoketmeye... içten içe mucize bekliyodu kadın... Varsın beklesin... köreltsin önce herşeyi... varsın beklesin.. acı çeksin ölü ruhuyla... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackdeath Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2010 yorgunum aşka yenilgilerimi izlediğim bir yıl dinlendirmemiş beni yorgunum hala ama istiyorum onu yaşamayı aslında canlandırıyor sesi özlemişim nefesini affettim dedim ama içimdeki mutluluğa attığı tekmenin izi hala geçmedi yorgunum ama deniyorum yeniden yeniden yaşamaya çalışıyorum belki de sevmiyorum belkide içimdeki nefret köreltti aşkımı belki sadece intikam için benim hırslarım yoktu ondan önce içime karanlık tohumları o attı ve sarmaşıklarının zehriyle ölücek ... benim zaferim umursamazlık ve esneklik olucak Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.