KATA Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2007 RÜZGAR Simdi bir rüzgar geçti buradan Kostum ama yetisemedim, Nerelerde gezmis tozmus Ögrenemedim. Besbelli denizden çikip Kiyilar boyunca gitmistir, Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu Yüregini allak bullak etmistir. Sonra baslamis tirmanmaya daglara dogru Bulutlari koyun gibi gütmüstür, Oksayip otlari yaylalarda Büyütmüstür. Köylere de ugradiysa eger Islak, karanlik odalarda besik sallanmistir, Günes altinda çalisanlara Imdat eylemistir. Sonra baslayip alçalmaya ovalara dogru, Hashas tarlalarinda eflatun, pembe, beyaz, Kiraçlarda mavi dikenler.. Toz toprak gözlerine gitmistir. Sehirlere ugramis ki yanimdan geçti, Hashas çiçegine benzer kizlar görmüstür, Bir gülüs, bir tel saç, allik pudra Alip gitmistir. Simdi bir rüzgar geçti buradan Kostum ama yetisemedim, Soraydim söylerdi herhalde Soramadim. HIKÂYE Senin dudaklarin pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim dogdugum köylerde Ceviz agaçlari yoktu, Ben bu yüzden serinlige hasretim Oksa biraz! Benim dogdugum köylerde Bugday tarlalari yoktu, Dagit saçlarini bebek Savur biraz! Benim dogdugum köyleri Aksamlari eskiyalar basardi. Ben bu yüzden yalnizligi hiç sevmem Konus biraz! Benim dogdugum köylerde Simal rüzgarlari eserdi, Ve bu yüzden dudaklarim çatlaktir Öp biraz! Sen Türkiye gibi aydinlik ve güzelsin! Benim dogdugum köyler de güzeldi, Sen de anlat dogdugun yerleri, Anlat biraz! ISTANBUL Kamyonlar kavun tasir ve ben Boyuna onu düsünürdüm, Kamyonlar kavun tasir ve ben Boyuna onu düsünürdüm, Niksar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm. Sonra âlem degisiverdi Ayri su, ayri hava, ayri toprak. Sonra âlem degisiverdi Ayri su, ayri hava, ayri toprak. Mevsimler ne çabuk geçiverdi Unutmak, unutmak, unutmak. Anladim bu sehir baskadir Herkes beni aldatti gitti, Anladim bu sehir baskadir Herkes beni aldatti gitti, Yine kamyonlar kavun tasir Fakat içimde sarki bitti CAHIT KULEBI (1917-) Zile'nin Celtek koyunde dogdu. Istanbul Yuksek Ogretmen Okulu Turk Dili ve Edebiyati Bolumu'nu bitirdi. Ogretmenlik, mufettislik, kultur ateseligi, mustesar yardimciligi, basmufettislik gibi gorevlerde bulundu. Siir Kitaplari: Adamin Biri (1946), Ruzgar (1949), Ataturk Kurtulus Savasi'nda (1952), Yeseren Otlar (1954), Sut (1965), Siirler (1969), Turk Mavisi (1973), Sikinti ve Umut (1977), Yangin (1980), Butun Siirleri (1982), Guz Turkuleri (1992). ``1940-1950 siir kalabaliginda ozgun konulari ve sesleriyle cok dikkat cekmis, halk nazmini yenilestiren dikkatli bicimleri, yasaminin anilariyla yuklu duyarligi, yurt gerceklerini dile getiren tanikligiyla onem kazanmistir... Kulebi'nin siiri, genclikteki ictenligini yitirdikce sakinislara duser, gercegi eksik verdikce de sesini zayiflatir, yurekten ve ulkuden yoksun bir ustalik, isine devam ederse de etkili bir verimlilige ulasamaz dogallikla.'' (Rauf Mutluay, 1973) Ahmet Necdet, Modern Turk Siiri Yonelimler, Tanikliklar, Ornekler -------------------- bi de bu var,küçükken okur okur dururdum:) KUŞUN HİKAYESİ Evin önünde hark vardı, Harkın önünde alçacık köprü, Köprünün üstündeki çocuklar Hayalet gibi bir kuş gördü. Eğilip baktık tahtalar arasından Uzaklardan gelme bir garip kuş. Kuzgun gibi,balıkcıl gibi birşey, Köprünün altına yorğun düşmüş. Kutupların,denizlerin,romanların, Sihrini taşıyordu. Biz ona bakıyorduk, o bize Korkusuyla karanlık ormanların. Kimimiz deynekle dürte dürte... Kimimizde kaynar su döktük, İşedik bir güzelce üstüne, Garip kuşu öldürdük. Yaralı bir gemi gibi yüze yüze Köprünün dışına çıktı. Vura vura eğlendik, Attık birbirimize. Uzaklardan gelme garip kuş Mürekkep rengi gözlerinle Artık dünyamızı göremezsin! Bağrışmamız gitmez kulaklarına, Yaprakların arasında güneşe karşı Çiftleşemezsin. Dişiysen yumurtlayamazsında! Böyle deyip kuşun dört yanında Akşama kadar hora teptik İnsan olduğumuzu iyice Garip kuşa öğrettik 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 ANLARSIN Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun Kanatlarımız dokunarak uçalım İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın Cahit Külebi BİR UMUT Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin, Yitirmişsin ne varsa birer birer. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Onlar da nerdeyse gitti, gider. Dost bildiğin insanların yüzleri Aynalar gibi kapkara. Suyu mu çekilmiş bulutların Dönmüşsün kuruyan ırmaklara. Taşlara düşen saat gibi Ne artı ne eksi. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Hikaye hepsi.. Cahit Külebi -------------------- BİLİNMEYEN O ki bardağa dökülen şaraptır (Bal yoğunluğundadır, sıcaktır, ışıktır). O ki sabah erken bir bahçedir (Çayır kokusudur, serinliktir, muttur). O ki esen yeldir kar erirken (Çiğdemdir, ağaç çiçeğidir, okşayıştır). O ki içilen sudur kana kana (Özlemdir, doymayıştır, kardeştir). O ki bir yüce ırmaktır akar (Ürküntüdür, baş dönmesidir, gidiştir). O ki maviliği belirsiz denizdir (Buğulanmadır, düştür, sevmekte ölümdür). O ki bir ince kızdır ak tenli (Yaşamdır, umuttur, gözyaşıdır). Cahit KÜLEBİ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun Kanatlarımız dokunarak uçalım İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın en yaralandığım zamanlarda bir dost bulamadığımda okuduğum şiirdir bu. ve hep acıtır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Şubat 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 10, 2008 SEN YOKKEN Sen yokken gittim Korkularımın üstüne Hiç ardıma bakmadım Gümüş şiirler yazdım sen yokken Çok yangın çıktı yüreğimde Küllerini bile savurmadım Irak denizlerin fırtınasıydım Uzak iklimlerin sert rüzgarları Kulaçlarken denizinde gurbeti Kanlı savaşlarım, Belalı sevdalarım olmadı hiç Ama hep sustum, Hep ağladım, hep yandım sen yokken. Bekliyorum dönüşünü yeniden, Bir gelsen, Hayatın önünden alsan beni Bir gelsen, Sellerin önünden alsan beni Bir gelsen, Ölümlü düşlerimden alsan beni. Çok durdum güneşe karşı bir başıma Savrulurdum rüzgarlarında sensizlik denizinin Sen yokken, Az dolaşmadım gönlümün kuytularında Üşüyen karanfilim şimdi buruşuk parmaklarda Bir kırağı ayazıydım gecenin kollarında Zifirlerinde sadece ben üşürdüm. Hiç aldırmadım esen rüzgara Hiç dinlenmiş bir yürekle çıkmadım ortaya Yinede hiç yıkılmadım giden trenlerin ardından Ama bütün yangınlar beni yaktı önce Hep ortasında kaldım vurgunların Vurgun nedir ki? deme Bir babanın serzenişi nasılsa öyle Bayrakları indirilmiş, Bozguna uğramış bir hisardım sen yokken Hep sustum, Hep yandım, hep ağladım sen yokken. Bir gelsen, Yangınlardan alsan beni, Bir gelsen, Dünyalarımdan alsan beni, Bir gelsen, Şafaksız gecelerden alsan beni, Ama ne zaman gelsen, Akşam kızılı gözlerimle bulacaksın beni. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Çok sevdiğim bir şairdir...Her şiirinde kendimden bir parça bulurum... MASALDAKİ YALNIZLIK Ben yalnızlığı, Gökte uçar gördüm. Ben yalnızlığı, Garip nacar gördüm. Ben yalnızlığı, Gelip geçer gördüm. Cahit KÜLEBİ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2009 ZERDALİ AĞACI Havalar güzel gidiyor Sen de çiçek açtın erkenden Küçük zerdali ağacım, Aklın ermeden. Bak kurt gibi kalın yapılı Görmüş geçirmiş ağaçlara Küçük zerdali ağacım, Pişman olursun sonra. Şimdi okşar da hafif hafif Bir gün yerden yere çalar rüzgâr Küçük zerdali ağacım, Bakma güzel gitsin havalar. Sallansın dalların çocuklar gibi Bakma güneş ısıtsın varsın Küçük zerdali ağacım, Sonra donarsın. Zemheride bahar mı olur Akşamları seyret anlarsın Sakın erkenden çiçek açma Küçük zerdali ağacım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mart 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 30, 2009 SEVDA Bildim ki yalnız nasibim sen, Ekmeğim senden gelirmiş İnsan uyuyabilirmiş izin verirsen. Dolaşamıyorum sokakta Rüzgarlarla serinlenemiyorum Esneyip gerinemiyorum Upuzun yatamıyorum parkda Bir mavi balon mudur bu yaz İçi sevda dolu yolculuk Kurtar beni artık ey çocuk Dişleri papatyadan beyaz Cahit Külebi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Papus Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 CEBECİ KÖPRÜSÜ Cebeci köprüsünün üstü Karınca yuvasına benziyor. Hamallar, körler, topallar Oturmuş nasibini bekliyor. Cebeci köprüsü yüksek, Altından tren geçiyor. Ya benim aklımdan geçenler? Kimse bilmiyor. Şu dünya güzelim dünya Tıkır tıkır işliyor, İnsanlar insanlar insanlar Neden böyle çekişir durur? Aklım ermiyor. Cebeci köprüsünün korkulukları Kara boyalı. Daha böyle köprülerden geçersin çok Cahit Külebi! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.