nickmickyok Yanıtlama zamanı: Mart 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 22, 2007 günlük olayların göremediğimiz yüzlerini anlatıyor ve gayet de başarılı bence;).... yaşamımız hüzün doluysa bunu açığa vurmak mı suç revenge:) -------------------- Beyaz Adam Beyaz adam küçücüktü ilk geldiğinde ve oturmaktan bütün kemikleri sızlıyordu büyük teknesinde Beyaz adam kızılderililerin sunduğu yiyeceklerle beslenip topraklarına uzandığında büyüdü bulutlar arasında barış içinde yaşayan manitu yerine tapmamızı istediği de işkence görüp çarmıha gerilen bir ölüydü Beyaz adam özgürlük adına dev bir kadın heykeli dikti doğu denizinin kıyısına ve her gece altında dans ettiğimiz yıldızları bayrak diye tutsak etti bir bez parçasına Beyaz adam özgürlük gibi adaleti de bir kadın heykeliyle simgeledi ama elinde terazi tutan zavallı kadın gözleri bağlı olduğu için kendisine tecavüz edenin kim olduğunu göremedi... Sunay Akın -------------------- At Kokusu Son evi gösterin bana İstanbul'da vapur sesinin duyulduğu ki kapısını çalıp söyleyeyim içindekilere daha çok kedi yavrusu ezilsin diye eski iskeleleri sahil yoluyla ayırdıklarını denizden Karşılığında ben de size kanaryası ölüp kuaför salonuna dönüşmeyen kaç mahalle berberinin kaldığını söylerim ya da kaç fötr şapkanın tutsak olduğunu köhne bir konağın askısında Kaç faytoncunun artık taksicilik yaptığını da bilirim ama söylemem onu da siz bulun dikiz aynasına takılı boncuklardaki at kokusundan Sunay Akın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nickmickyok Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2007 Telaşlı Penguen Askımız bitti yureğim burkularak söylüyorum bunu cünkü bir yangın kovasının icindeki durgun suda beyaz bir kelebeğin bogulması gibi garip oldu sonu Aşk ki ay değil günes tutulmasıdır diyordum dudak büküyordun bana oysa ilkokul bahçesindeki cocuklar ellerindeki isli camların ardından gülüyorlardı sana İnanmamıstın askın bir elbise hırsızı olduğuna ama köşesinde kedinin uyuduğu bir yatakta çırıl çıplak bırakmıstı her ikimizi de Giderken bir buzdağı gibiydin sıcak sulara doğru yüzen ve doruğunda bir çıft bale pabucunun asıldıgını soyluyordu eteklerindeki telaşlı penguen Bakakaldım bindiğin taksinin ardından onlar ki her mevsim sarı birer sonbahar yaprağıdır terk ettiğin kentin sokaklarında rüzgarla savrulan Sunay Akın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2007 evet bence de seviye anlamında yaşamdan dakikalar adlı program kalbur üstü bir program ve tabi ki sunay akın'a ayrı bir yer acmak gerekiyor. o programdan bir alıntı ile arkadaşları nasıl bir program oldugu konusunda fikir sahibi etmek isterim. (...ve sunay akın o güzel hitabı ile anlatmaya başlar) yıl 1900 lü yılların başıdır. fransa'da teknolojinin son harikası olan ucağın tanıtımı için her ülkeden temsilciler cagrılıp izlenmesi istenmiştir. devrin önemli şahsiyetlerinde osmanlı paşası Ali Rıza paşa ve genc yaveri de davetlidir. ucak ilk kalkısını yapar ve izleyenler hayran kalır. pilot ikinci kalkış için arkasındaki boş yere gönüllü ister. bu binen için ilk olacaktır. tarihe gececektir. paşanın yaveri atılır. kıyafetleri giyer ama paşanın içine doğan his yaveri engeller. onu kolundan tutar ve "gitme evlat" der. yaver sıkılır ama emir paşadandır, dinler. derken ucak havalanır bir manevra esnasında havada patlar ve iki kişide hayatını kaybeder. paşa kabarmıştır. yaverine muzaffer komutan edası ile bakar. yaver ise başı önde mahcuptur. ve ilginç olan şudur ki o gen yaver mustafa kemal atatürk'tür... çok güzel bir alıntı yapmışsın saol.Kendisinden de dinlediğim bu olay gerçekten çok anlamlı saolasın hatırlattın için;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.