nevermore Oluşturma zamanı: Mayıs 12, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 12, 2009 Tiyatro tarihinin en görkemli sahne erotizmi hiç kuşkusuz Roma İmparatorluğunun son dönemlerine rastlayan Mimus oyunlannda görülmüştür. Chrysostomos adlı bir Romalı gözlemci bizlere Rorna’nın ünlü Mimus oyunlarını anlatırken şöyle diyor: “Mimus seyretmeye giden kimsede edep ahlak kalmaz!”. Mimus oyunlarının başlıca konuları eş aldatma ve hırsızlıktı. Kocasını aldatan orta sınıf ya da soylu genç kadınları oynayan kadın oyuncular olağanüstü derecede baştan çıkarıcı hünerlere baş vururlardı. Çok dekolte giysiler giyer, göz alıcı makyaj yapar ve çok iç gıcıklayıcı şarkılar söylerlerdi. Bu kadın oyuncuların varlığı mimus türünün halk arasında çok tutularak büyük başarı kazanmasına neden oldu. Bu yüzden bu oyunlar İ.Ö. 238 yılından başlayarak kutlanması gelenek olan Flora şenliklerinin kapsamına alındılar. Devlet koruması altında kutlanan bu şenlikler ilkbahar çiçeklerinin tanrıçası Flora adına düzenlenirdi. 28 Nisan - 3 Mayıs arası her yıl altı gün süreyle kutlanan şenlikte tanrıça Flora için kurulmuş olan bir tapmağın önünde mimus oyunları oynanırdı. İlkbahar coşkusunu dile getiren bu oyunlar, daha ilkel topluluklarca kutlanan bereket şenliklerinin cinsellik içeren havasını taşır ve dolayısıyla cinsel coşku aktaran sahnelere oldukça geniş ölçüde yer verirlerdi. http://www.kadinlarportali.com/wp-content/uploads/2009/02/roma-sahnesinde-cinsel-asirilik-202x300.jpg Mimus temsillerinin halk arasında en sevilen geleneksel numaralarından biri. seyirciyi oluşturan kalabalığın kadın oyunculardan hangisini beğenirse ondan tüm giysilerini üzerinden atmasını isteme hakkıydı. Zaten oldukça saydam kostümler içinde sahneye çıkan mimus sanatçıları çırılçıplak kalana dek soyunur ve oyun ya da danslarına böyle devam ederlerdi. Latince bu duruma “nudae saltabant” denilirdi. Mimus oyunlarının bu ölçüde heyecan uyandırması, bunların başka şenliklerde oynanan komedi ve trajedi türünden oyunlarda da “ara oyunu” olarak bölümler halinde temsil edilmesine yol açtı. Dans ve bale giderek bu türün vaz geçilmez bir öğesi haline geldi. Flüt, davul ve tef eşliğinde yapılan mitolojik, düşsel ya da “grotesk” konulu dans gösterileri de seyirci üzerinde büyük erotik çekicilik uygular oldu. Bu yukarıda anlatılan tiyatro türünün bir türevi de anlatım aracı olarak sadece dans ve jestleri kullanan pantomimdir. Pantomim sanatının kökeninde cinsel coşku gösterilerine yer veren orji törenleri yatar. Mısır’da Ptolomeus adındaki firavun zamanlarında ilk kez orjilerde pantomim gösterilerinin yer aldığı bildirilir. Roma İmparatorluğu döneminde de bu tür, bazı önde gelen pantomimciler sayesinde çok sevilir olmuş ve adeta bir doruk çağı yaşamıştır. Bu ünlü sanatçılar arasında en sevilenleri Pylades ile Bathyilus’tu. Pylades, trajik konulu pantomimlerle üne kavuşmuştu. Bathyllus ise mitolojik aşk öykülerini anlatan pantomimlcriyle bütün Romalı kadınları kendine âşık etmişti. En beğenilen parçası, Leda ile Kuğu kuşunun öyküsüydü. Tanrı Zeus’un kendisini bir kuğuya dönüştürerek çılgınca istediği güzeller güzeli Leda’ nın koynuna girişini anlatırken panto-mimci, hem Leda’yı hem de kuğu kuşunu ovnardı. Pantomim, Bizans’ta da erotik çekimi yüzünden çok sevilen bir tür oldu. Gezginci pantomimciler ülkenin her yanında gösteriler yaparak seyircileri hoşnut ettiler. Daha sonraları İmparator Büyük Jüstiyen ile evlenerek imparatoriçe olan Teodora’nın da Bizans’ın en ünlü panto-mimcilerinden olduğu söylenir. kaynak Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.