Typhon Oluşturma zamanı: Mayıs 12, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 12, 2009 Kainatın başlangıcı ve yıldızların oluşumunu incelemek amacıyla perşembe günü Fransız Guyanası'ndan iki uydu fırlatılacak. http://www.veteknoloji.com/resimler/haberdetay/uzay-teleskop-1.jpg Planck uydusu, kainatın ilk evresini daha iyi anlamaya çalışırken, Herschel gözlemevi de yıldızların oluşumunu inceleyecek. Kourou uzay üssünden Ariane-5 roketiyle uzaya gönderilecek uydular, uzak evrenin ilk zamanki şartlarını mercek altına alabilmek için Dünya'dan 1,5 milyon km uzakta Güneş'in aksi istikametinde "mevzilenecek." Bu sayede Dünya'nın gölgesi üzerlerine düşmeyecek ve mutlak sıfıra (eksi 273 santigrat derece) yakın ortamda çalışacak son derece hassas cihazları, Dünya'nın gölgesi veya sıcaklıktan menfi yönde etkilenmeyecek. Uzay teleskobu Hubble ise gölge ve sıcaktan olumsuz etkilenmişti. 3,5 metre çapında aynası bulunan Herschel uydusu, gerek çok uzaktaki yıldızlara, gerekse "yakınlardaki" molekül bulutlarına bakarak, genç yıldızların oluşumunu anlamaya çalışacak. Paris'teki Astrofizik Enstitüsü Müdürü Laurent Vigroux, "Yıldızlararası bulutun yıldızları nasıl oluşturduğunu pek iyi bilmiyoruz. Sıcaklıkları 50 kelvin dereceyi (eksi 223 santigrat derece) geçmeyen bu toz parçacıklarını göremiyoruz" dedi. Herschel'deki üç cihaz, en az enerji yayan en soğuk gök cisimlerini tespit edebilmek için kızılötesi ışınımları inceleyecek. Bu cihazların sağlıklı çalışabilmesi için soğuğun mutlaka gerekli olduğunu belirten uzmanlara göre, cihazlar çalışırken ısınınca kendileri de ışın yayıyor ve ölçümler bu yüzden şaşıyor. Herschel'e en az üç yıl ömür biçiliyor. Bu süre zarfında dünyanın dört bir yanından birçok astronom, Herschel'in yollayacağı bilgilerden yararlanacak. Planck uydusu ise, kainatın "Büyük Patlama"yla doğumundan yaklaşık 380 bin yıl sonra yayılan ilk "fosil" ışınları incelemekle görevli. Bu ışınımdaki dalgalanmaları milyonda bir derece hassasiyetiyle tespit edebilecek kapasiteye sahip Planck, "kozmik ışınım haritasını" çıkaracak. Harita; evren geometrisi, evrenin genişleme hızı ve nihayetinde evrenin kendi üzerine muhtemel çöküşü (Büyük Çöküş), karanlık maddenin tabiatı ve miktarı gibi konuların daha iyi anlaşılmasına imkan verecek. 450 YILLIK BİLGİYİ BİR YILDA TOPLAYACAK 15 ay ömür biçilen Planck, "kozmoloji ve temel fizik arasında" görev yapacak. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı (ESA) arasındaki yakın işbirliğiyle üretilen Planck, selefi WMAP'ın ancak 450 yılda toplayabileceği bilgiyi bir yıl içinde toplayacak. MALİYET 1,6 MİLYAR AVRO Bu araştırma, toplam 1,6 milyar avroya mal olacak. Modern kozmolojinin önde gelen isimlerinden Georges Lemaitre'in "dünyaların doğumuyla kaybolan parıltı" olarak tanımladığı kozmik ışınımın, kainatın dünü ve yarınını aydınlatacağı düşünülüyor. Uzmanlara göre, artık soğuyarak "fosilleşen" ve aslında bütün uzayı dolduran bu ışıma, "kainatın gençlik döneminin silinmez nişanesini" oluşturuyor. Büyük Patlamadan hemen sonra evren çok yoğun ve çok sıcaktı. İlk fotonlar (ışık tohumları) maddeyle dur durak bilmeden çarpışarak etkileşim halindeydi. Elektronlar oluşum halindeki ilk atomlarla birleşince madde ve ışık ayrıldı, kainat saydam hale geldi. Ve böylece serbest kalan ilk fotonlar, başlangıç özelliklerini muhafaza ederek galaksiler arası boşluğa serbestçe yayıldı. Evren genişlerken fotonların dalga boyu arttı, sıcaklıkları ise düştü. Yaklaşık 3 bin santigrat derece sıcaklıkla yayılmaya başlayan fotonların sıcaklığı, bugün mutlak sıfırın sadece 2,7 kelvin derece üzerinde. Bu sıcaklıktaki dalga boyu, cep telefonları veya TV yayınlarında kullanılan Hertz dalga boyuna yakın. Bu da, herhangi bir kanala ayarlanmamış TV ekranındaki karlanmanın, kozmik ışımadan kaynaklandığı anlamına geliyor. Fosil ışınımı, zaten 1965 yılında, bir telefon şirketinde çalışan iki araştırmacı, anten ayarlamaya çalışırken tesadüfen bulmuştu. Araştırmacılar, 13 yıl sonra Nobel ödülüyle taltif edilmişti. Kozmik ışınımı ilkin COBE, sonra da WMAP uyduları mercek altına almıştı. Planck, kozmik ışımayı çok daha hassas cihazlarla inceleyecek üçüncü uydu oluyor. (Kaynak: http://www.gazeteport.com.tr/DUNYA/NEWS/GP_455113 ) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 12, 2009 Hem insan hemde ışık hızında dalga olabilirmiyiz? günümüz bilim adamlarına göre bu çok düşük bir ihtimal değil, olasılığı SIFIR olarak değerlendiriliyor. bir kayıt edici makinadaki; ayna vücudumuzdaki tüm moleküler değerleri parçalara ayırarak kaydedip, öngörülen farklı zaman ve mekanda tekrar birleştirilebimesi düşüncesi fantastik bilim kurgu filmi olmaktan öteye gidemesede, Zaman yolculuğunu imkansız değil, başlangıç sürecinde mantık yürütme aracı olarak değerlendirebiliriz ki, bunun zamanın mekanlı mekansız boyutluluğunu anlamakla ilgili olduğunu düşünüyorum. Bir başlangıç varsa kaçınılmaz olan bir son vardır. dikkat ettiğimizde bing bang teorik düşünce sistemi, başlangıç olarak değerlendirilmesi yoktan var oluşçuluğu değil, bilinemeyen karanlık maddeden evrimleşmesiyle güneş sistemlerinin gezegenlerin oluşumları ve genişleme etkisi yönünden değerlendirilmeye çalışılıyor. Ne kadar uzağa gidersek o kadar çok bileliriz, görüşüne tam olarak katılmıyorum ne kadar uzağa gidebiliriz evrende dünyanın toplu iğnenin ucu kadar yer tutmadığını ve malesef onunda üzerinde olan bizlerin dünyanın elips oduğuna tam delili ancak uydu yolu ile henüz verebilmişken, hangi araçla kaç milyon yıl sonra kendi galaksimizi keşfedeceğiz kaldı ki evrende ne kadar galaksi olduğunun saptana bilindiğini dahi düşünmüyorum. Bunun daha farklı bir yolu olmalı diye düşünüyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.