nevermore Oluşturma zamanı: Mayıs 14, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 14, 2009 (düzenlendi) Saba Melikesi Belkıs, (Habeşçe Nigist Saba), günümüz Etiyopya veya Yemen'inin olduğu topraklarda hüküm sürdüğü farzedilen, tarih öncesi Saba Krallığı'nın (İbranice Sh'va veya Seba Arapça Saba veya Sebe,) hükümdarıdır. Modern arkeoloji bu krallığın mevcudiyeti konusunda şüphecidir. Kitabı Mukaddes'te kraliçenin isminden bahsedilmez. Habeş kültüründe "bu şekilde değil, böyle değil" gibi anlamlara gelen Makeda ismiyle anılır. İslam kültüründe Belkıs olarak bilinir. Ayrıca bazı kaynaklarda Lilith, Nikaule veya Nicaula (Nikola) olarak da geçer. Kitabı Mukaddes'e göre Eski Ahit'e göre Saba Kraliçesi İsrail Kralı Solomon'un bilgeliğini duydu ve onu sorularıyla test etmek amacıyla beraberinde baharat, altın ve değerli taşlardan müteşekkil birçok hediye ile yola çıktı (1. Krallar 10:1-13 ve 2. Tarihler 9:1-12 ). Kraliçe, Süleyman'ın bilgeliği ve serveti karşısında hayrete düştü ve Süleyman'ın tanrısına dua etti. Süleyman kraliçeye hediyelerle karşılık verdi ve "ne isterse alabileceğini" söyledi. Kraliçe zaten çok zengindi ve Süleyman'a hediye olarak 4,5 ton altın getirmişti (1. Krallar 10:10). Süleyman'ın Özdeyişlerinde Saba Kraliçesi ile Süleyman arasındaki ilişkiye dair bazı göndermeler vardır ve bunlar zaman zaman ikilinin birbirlerine aşık oldukları şeklinde yorumlanır. 1:5'teki bayan aşık şöyle der: "Siyahım ama alımlıyım." Daha sonraki dönemlerdeki Yahudi efsaneleri Yahudi tarihçi Josephus Antiquitiesde Saba Kraliçesi'nin öğrenmeye olan tutkusundan bahseder. Onu "Nikaule" olarak adlandırır. Muhtemelen bu ismi Herodotus'un Nitocris'ine benzeterek oluşturmuştur. Sonraki dönemlerdeki Yahudi efsaneleri daha öyküsel bir anlatımla ifade edilmişlerdir. Süleyman'ın kraliçeye "ne isterse alabileceğini" söylemesi aralarında cinsel bir ilişki olduğu şeklinde yorumlanmış, Saba Kraliçesi'nin testlerinden oluşan manilerin derlenmesi için büyük çaba sarfedilmiştir. Başka bir öyküye göre kraliçe geldiğinde Süleyman camdan bir köşkte oturuyordu. Suda olduğunu zanneden kraliçe eteklerini yukarı topladı. Kraliçenin tüylü bacakları Süleyman'ın hiç hoşuna gitmedi. Bu olay depilasyonun kökeni konusunda etimolojik bir öyküye dönüştü. Saba Kraliçesi bazı öykülerde Lilith olarak adlandırılmıştır. Günümüz Afrika kültüründe Afrikalı ve Afrika kökenli Amerikalı öğretim görevlileri, uzun süredir Saba Kraliçesi'nin "siyahî" kimliğinden soyutlanmaya çalışılmasından rahatsızlık duymaktadırlar. Saba Kraliçesi Kitabı Mukaddes'te bahsi geçen iki siyahi kraliçeden biridir. Diğer siyahi kraliçe Kandake'dir. Josephus, Saba Kraliçesi'nden "Mısır ve Habeşistan Kraliçesi" olarak bahseder. İlk papazlardan Origen ve Jerome onu, "Siyah Afrika milletlerinin kraliçesi" olarak tanımlamışlardır. Gerçekten de Strabo'ya göre Habeşistanlılar M.Ö. 2. yüzyılda doğu Afrika sahillerinde VE Arap sahil şeridinde yaşamışlardır. Ayrıca Homer şöyle demiştir: "Mısır'a komşu olan Etiyopyalılar ikiye ayrılır; bir kısmı Asya'da yaşar, diğerleri Libya'da yaşar. Aslında birbirlerinden hiçbir farkları yoktur". Birçok müslüman tarihçi eski çağlarda Arabistan'ın Habeşistan'ı da kontrol ettiğini ileri sürmüşlerdir. Aslında Etiyopya Arabistan'ın güney ucunu (bugünkü Yemen) kontrol altında bulundurmuştur. Mısır'ın güneyinde veya Afrika veya Arabistan sahil şeritlerinde yaşayan siyahi halkın tamamına Etiyopyalı denir. -------------------- İslam'a göre Saba (veya Sebe) Melikesi'nden Kuran'da Neml Sûresi 22 - 44. ayetlerde bahsedilir. Kuran'da melikenin ismi geçmez ama Arap kaynaklarında "Belkıs" olarak adlandırılır. Kuran'daki öyküsü Eski Ahit'tekine oldukça benzerdir. Hüdhüd kuşu, hayvanlarla konuşabilen Süleyman Peygamber'e Saba adlı bir ülkeye gittiğini ve oradaki halkın güneşe taptıklarını söyler. Süleyman melikeye kendisine itaat etmeye davet eden bir mektup gönderir. Melike adamlarına danışır. Onlar "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir, artık ne buyuracağını sen düşün" derler. Melike, elçileriyle Süleyman'a hediyeler gönderir. Süleyman hediyeleri küçümser ve Allah'ın kendisine çok daha iyilerini bahşettiğini söyler. Cinlerden biri gidip melikeyi getirebileceğini belirtir. Süleyman'ın bilgili adamlarından biri de "Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm" der. Bu zatın, Süleyman'ın veziri Âsaf bin Berhiyâ veya Hızır olduğu rivayet edilir. Kimin getirdiği belirtilmez. Melike gelince onun krallığının da Süleymanın ki gibi olup olmadığı sorulur. Melike aynı olduğunu söyler. Daha sonra Süleyman'ın camdan köşküne girince zemini su sanarak eteklerini toplar. Süleyman onun su değil billur olduğunu belirtir. Rivayete göre Süleyman Peygamber bilgisine çok güvenen melikeyi şaşırtmak için camdan zeminin altından su akıtmış ve içine balıklar koymuştur. Bunu yapmaktaki amacı melikenin bilgisini zorlamak ve onu ilahi irşadı kabule hazırlamaktır. Melike "Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleyman'la beraber âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" der ve İbrahim geleneğinden gelen tek tanrılılığı kabul eder. Bazı İslamî efsanelerde Belkıs'ın kocasının Yasir Yan'am olduğu, Belkıs'ın güneşin kız kardeşi olduğu ve babasının annesini kurtaran El Hadhad isminde bir cin olduğu söylenir. -------------------- Günümüz Arap kültüründe Bazı Arap akademisyenleri Saba Melikesi'nin eski Arap kaynaklarında anlatıldığı üzere Yemen'de değil, kuzeybatı Arabistan'da olduğunu düşünmektedirler. Kuzeybatı Arabistan'da, güneyli Arap krallıklarının kurduğu ticaret kolonilerinin olduğunu belirtmektedirler. Bazı modern arkeolojik kalıntılar bu kolonilerin varlığını doğrular niteliktedir ancak Saba Melikesi Belkıs'ın varlığına dair hiçbir kalıntı bulunmamıştır. Habeşistan kültüründe Habeşistan'daki kraliyet ailesi, soylarını doğrudan Süleyman'a ve Saba Melikesi Makeda'ya dayandırmaktadırlar. Makeda isminin kökeni kesin olmamakla birlikte başlıca iki görüş ileri sürülmektedir. Bunlardan birincisi Yeni Ahit'te bahsi geçen "Candace" isimli Habeş kraliçesinin isminin zaman içerisinde bozularak bu şekle dönüştüğüdür. Diğer bir iddia, bu ismin kökeninin Makedonya'lı Büyük İskender olduğu yönündedir.David Allen Hubbard, "The Literary Sources of the Kebra Nagast", doktora tezi ,Habeş efsanesi Kebra Negastın ('the Glory of Kings'), Makeda ve onun soyundan gelenleri anlattığı ileri sürülür. Kral Süleyman'ın Makeda'yı baştan çıkarttığı, ondan bir oğlu olduğu ve bu çocuğun ilk Habeş Kralı I. Menelik olduğu söylenir. Süleyman'ın Habeşistan Kraliçesi tarafından ziyaret edildiği iddiası, M.Ö. 1. yüzyıl Yahudi tarihçilerinden Flavius Josephus tarafından da desteklenir. Uzun yıllar boyunca modern Habeşistan halkının, İbranice konuşan güney Arabistanlıların, İbranice konuşmayan yerel Habeşistanlı halkla karışması sonucu ortaya çıktığı kabul edilmiştir. Gerçekte tarih öncesi Aksum Krallığı (Habeşistan Krallığı), 7. yüzyılda İslam'ın yükselişine kadar Yemen dahil güney Arabistan'ı kontrol etmiştir ve Tigrinya dili, Habeşistan dili gibi bu bölgede konuşulan dillerin hepsi İbranice kökenlidir. Habeşistan ve civar bölgelerinde tarih öncesi Arap toplumlarına dair kalıntılar bulunmakla beraber henüz Saba Melikesi öyküsünü doğrular hiçbir kanıta rastlanmamıştır. Ayrıca Saba'lı göçmenlerin modern Habeş Krallığı'nın oluşumunda rol aldığına dair bir kanıta da ulaşılmamıştır. Habeşistan'daki Saba etkileri modern yazarlar tarafından daha da fazla sorgulanmıştır. Bu etkinin sanılandan çok daha az olduğu, yüzyıl veya birkaç on yıl içerisinde kaybolduğu, muhtemelen Aksum eyaletleri veya D`mt medeniyeti ile askerî veya ticarî bir ortaklıktan öteye gitmediği iddia edilmiştir -------------------- Hıristiyan tefsirlerinde Saba Kraliçesi, Matta İncil'inde "Güneyin Kraliçesi" olarak geçer (12:42). Luka İncil'inde İsa, kendisini reddeden çağdaşlarını, Saba Kraliçesi'nin ve Ninevah'lıların yargılayacağını belirtir. Eski Ahit'teki Saba Melikesi öyküsünün tarihi ve metaforik boyutu, Hıristiyan tefsirlerinde özellikle vurgulanmıştır. Saba Melikesi hikayesi, bir Hıristiyan metaforu ve analoisi olarak nitelendirilir. Kraliçenin Süleyman'ı ziyareti, Kilise'nin İsa ile birleşmesi ile kıyaslanır ve metaforik bir ifadeyle Süleyman'ın 'Mesih' olduğu, Saba Melikesi'nin ise 'İsa'nın iradesine boyun eğen Yahudi halkı' olduğu belirtilir. Saba Kraliçesi'nin saflığı ve temizliği; 'Meryem'in habercisi' ve 'Mecusierin bebek İsa'ya getirdiği hediyeler ise (altın, buhur ve mür); Kraliçe'nin Süleyman'a götürdüğü üç hediyenin (altın, baharat ve değerli taşlar) birer yansıması' olarak tasvir edilir.Ortaçağ'daki tasvirler Ortaçağ sanatında Saba Melikesi'nin ziyareti, 13. yüzyıl Amiens Katedrali'nin girişindeki "Tanrı'nın Anasının Kapısı"nda resmedilmiştir. Bu eser, Mecusierin hediyelerine gönderme yapılan kapsamlı bir tasvirdir. http://www.mcah.columbia.edu/Mcahweb/facade/body.html, Site 20 Kasım 2006'da ziyaret edilmiştir. Strazburg, Rochester ve Canterbury gibi 12. yüzyıl katedrallerinde de kapı ve pencere süslemelerinde Saba Melike'sinden esinlenerek yapılmış elementler göze çarpmaktadır. Rönesans tasvirleri Boccaccio'nun "De Mulieribus Claris" (Ünlü Kadınlar Üzerine) adlı eseri Josephus'un izinden giderek Saba Melikesi'nden Nicaula ismiyle bahseder. Christine de Pizan'ın "The Book of the City of Ladies" (Hanımefendiler Şehri'nin Kitabı) bu geleneği devam ettirir. Piero della Francesca'nın 1466 yılında yaptığı Arezzo'daki Gerçek Çarmıh Efsanesi'ne dair duvar resimleri , Saba Melikesi'nin Süleyman'ı ziyareti konusunu işleyen iki panel içermektedir. Gerçek Çarmıh Efsanesi, Saba Melikesi'nin hayran kaldığı Süleyman'ın sarayının kirişleri ile İsa'nin gerildiği çarmıh arasında bir bağlantı kurmaktadır. Hieronymus Bosch'un 1510 yılında yaptığı "Mecusilerin Büyük Aşkının Üçlü Tablosu", rönesans sanatçılarının Saba Melikesi'nin ziyareti ile Mecusilerin ziyaretini karşılaştırdıkları metaforik yaklaşımın devamı niteliğindedir. Bosch, Saba Melikesi'nin ziyaretini, Mecusilerden birinin yakalığına işlemiştir.Web Gallery of Art, http://www.wga.hu/frames-e.html?/html/b/bosch/91adorat/01tripty.html, Site en son 20 Kasım'da ziyaret edilmiştir, 2006 Modern teoriler Saba Melikesi ile Süleyman'ın görüşmesinin nedeninin din, aşk, hayranlık vs. değil, ticaret olduğuna dair bir teori ileri sürülmüştür.Zira İncil'de Süleyman'ın Ezion-Geber'de bir deniz ticaret filosu oluşturduğu söylenir. Bu teoriye göre Süleyman önceleri kendisine aracılık eden güney Arabistan'daki Saba Krallığı'nı baypas ederek Doğu Afrika'ya rutin seferler düzenlemeye niyetlenmiştir. Popüler kültürde Saba Melikesi Britanya'da "Eğer (bu böyle ise), ben de Şeba Kraliçesi'yim" şeklinde halk arasında yaygın bir deyiş vardır. Bahsi geçen ifadeye inanılmadığını belirtir. Yine Birleşik Krallık'ta abartılı giyinmiş ya da kendini beğenmiş birisiyle dalga geçmek amacıyla söylenen "Kim olduğunu sanıyor, Şeba Kraliçesi mi?" şeklinde bir halk deyişi vardır. kaynak Mayıs 14, 2009 nevermore tarafından düzenlendi Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.