Rimmon-ex Oluşturma zamanı: Şubat 2, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 2, 2007 Lucius Annaeus SENECA (İÖ 4 - İS 65) İspanya' nın Cordoba (Kortoba) kentinde doğdu, Roma'da öldü. Marcus Annaeus Seneca adlı varlıklı bir kişinin oğluydu. Gençliğinde Roma' ya giderek dönemin ünlü düşünürleri olarak bilinen, Stoacı Attalus, Pythagorasçı Fabianus ve Sotio' dan felsefe ve retorik okudu. Bir süre avukat olarak çalıştı, Quaestor oldu, senato üyeliğine seçildi, derin bilgisi, etkili konuşmaları nedeniyle büyük ün sağladı. Claudius' un karısı Messalina'nın kıskançlığını üzerine çekince 41' de Korsika' ya sürüldü. 49' da Agrippa' nın aracılığıyla sürgünden Roma' ya dönerek Neron' u eğitmekle görevlendirildi. Neron imparator olunca Seneca' yı da 57' de konsül seçti. Seneca 62' de saraydan ayrılarak içine kapalı bir yaşam sürmeye başladı. Neron, onu, kendisine karşı gizli ayaklanma düzenleyenlerle işbirliği içinde olmakla suçladı, kendi kendini öldürmesini buyurdu. Seneca bu buyruğa uyarak damarlarını kesti ve kanının akışına baka baka öldü. Şiir, tiyatro, mektup türünde değişik yapıtlar ortaya koyan Seneca, felsefe tarihinde, Roma Stoası ya da Yeni Stoa denen öğretinin üç kurucusundan ilki olarak değerlendirilir. Ondan sonra Epiktetos ve Marcus Aurelius gibi filozofların geliştirdikleri bu öğreti insanın bir istenç varlığı olduğu görüşüne dayanır. Seneca' nın başlıca özelliği, düşüncelerinin us ilkelerine ve istence dayanmasına karşın, yer yer derin duygusallıkla kaynaşmasıdır. Bu tutumundan dolayı da, kimi felsefe tarihçileri, onu kendi kendisiyle çelişki içinde bulunmakla suçlamıştır. Seneca için insanın başlıca davranış ilkesi istençtir, ancak insanın bir de duygu yanı vardır, onu da istencin ışığında görmek gerekir. Doğa olaylarının açıklanışında Aristoteles' in geliş*tirdiği ve az çok gözleme dayanan yöntemi benimseyen Seneca bir takım gizli güçlerin varlığına da inanır. Ona göre doğa olaylarının nedenleri doğaldır, ancak bunların birer "belirti" olabileceği de gözden uzak tutulmamalı*dır. Bu da bütün doğal nedenlerin Tanrı' dan kaynaklan*ması sonucudur. Ancak.Tanrı' ya bağlanan nedenler tikel değil tümeldir. Sözgelişi kuşa uçma, balığa yüzme yeteneği veren Tanrı' dır. Oysa kuşun kanadını çırpması, balığın yüzgeçlerini oynatması gibi tikel olgular tanrısal varlıkla ilgili değildir. Çünkü Tanrı bütün evreni, bütün varlık türlerini kapsayan evrensel bir "doğa yasası"dır, her nesne, her oluş bu yasaya dayanır. Tanrı' yla ilgili bütün kişisel işlemler, bu doğa yasası gereği bir yazgıya bağlıdır. İnsanın dine bağlılığını göstermek için "kurban" keserek kan dökmesi gereksizdir. Dine bağlılığın temeli kan dökmek değil sevgidir. Bu sevgi doğaya egemen olan tanrısal yasayı kavramayı, bütün olayların arkasında tanrısal erkin bulunduğunu görmeyi sağlar. Felsefenin mantık, ahlak ve fizik olmak üzere üçe ayrılması gereğini savunan Seneca, genellikle yaşamı kuramsal görüşlere değil yönlendirici bir yönteme bağlar. Mantığı da usa dayalı bir felsefe olarak niteler. Ona göre filozofun görevi insanları yetiştirmek, düşkünlükten, sıkıntıdan kurtarmak için eğitmektir. Seneca'ya göre tin, kimi bilgelerin sandıkları gibi tinsel ve soyut bir varlık değil "çok ince öğelerden kurulmuş bir nesnedir". Ölüm bir yokluk değil, başka nitelikler taşıyan bir yaşama dönüştür, ölümsüzlüğe kavuşmaktır. Çünkü insanda tanrısal bir töz vardır, ölen onun görüntüsüdür. Bu nedenle insan, yaşama "ara veren", başka bir varlık ortamına geçiş olan ölüm karşısında sarsılmamalıdır. Gövdenin dağılması tinin ölümsüz kaynağına dönerek yaşamını sürdürmesini sağlar. Seneca' ya göre, ahlak soyut bir bilgi dalı değil yaşamın içindedir, insan davranışlarının, eylemlerinin kaynağıdır. Kişiye nasıl davranacağını, ne gibi bir yöntem benimseyeceğini gösteren doğadır, bu nedenle ahlaklı yaşamak doğayı izlemektir (naturam sequi). Bunu da ancak erdemle donatılmış bilge kişi başarabilir. Çünkü bilgenin erdemi, özgür istencidir. Toplum yaşamı da bilgece bir anlaşıya, erdeme göre düzenlenme*lidir. YAPITLARI (başlıca): Oyunlar: Tragödische Schriften, (ö.s.), 1924, ("Tiyatro Yapıtları")\Hercules Furens, ("Öfkeli Hercules"); Troades, ("Troyalılar"); Medea, (Medea, 1954); Thyestes, ("Thyesces"); Phaedra; Oedipus, ("Oedipus"); Apocolocyntesis şive Ludus de Morte Claudü, (İmparator Claudius' un Kabaklaşması, 1947). Felsefe: Philosophische Schriften, (ö.s.), 4 cilt, 1924, ("Felsefe Yazıları"); Quaestiones Naturalis, ("Doğa İncelemeleri"); DeClemcntia, ("Acıma Üstüne"); De Beneficiis, ("İyilikler Üstüne"); Consolatio, 3 cilt ("Avunmalar"); De Brevitate Vitae, ("Yaşamın Kısalığı Üstüne"); De Tmnquilitate, ("Tinin Dinginliği Üstüne"); Epistulae Morales ad Lucilium, ("Luçullus'a Ahlak Mektupları"); KAYNAK: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi Anadolu Yayıncılık Cilt: 9 Fasikül: 89 İstabbul - 1985 SENECA'NIN HAZİN SONU İmparator Caligula ölünce, kendisinde halka hizmet etmek için politika hayatına yeniden atılma hevesleri uyandı; bu suretle biri ken*disine onur kapılarını açan felsefe, diğeri mut*luluğu için uğursuz sonuçlar doğuran politika gibi iki tutku arasında çırpındı durdu. Bir okul açarak stoacılığı yaymaya çalıştı ve bu doktrinle yakından, uzaktan ilgili eserler yaz*dı; bazı hileli yollara baş vurarak Kastor ol*du; Germanicus' un kızı Julie ile seviştiği, hat*ta zina etliği söylendi ve bu iftira yüzünden imparator Clodius tarafından Korsika' ya sü*rüldü. O zaman sarayda egemen olan Messalina idi. Seneca, evvelâ bu cezaya metanetle dayandı; Korsika' dan Roma' da bulunan an*nesi Helvia' ya stoacı duygularla süslü olan teselli mektuplarını yazdı. Bu eserin adı, Consolation' dur. İki yıl sonra da kendisine onur veren ilkelerden vazgeçerek Clodius' ün yakın*larından ve azatlılarından Polybe' ye bir mek*tup yolladı ki, bunda hem bu bakana, hem de İmparatora karşı kendisini pek küçülten bir dalkavukluk yapıyor ve bağışlanması için yalvarıyordu. Bu utandırıcı istek sonuçsuz kaldı. Ancak beş yıl sonra, İmparatoriçe Agrippa tarafından milâdın 47. yılında Roma' ya çağrı*larak, Pretörlüğe atandı. Bu kadının amacı, tanınmış bir yazarı korumak suretiyle kendi*ni halka sevdirmekti. Seneca, bir taraftan da Agrippa' nın oğlu Neron' u yetiştirmekle görev*lendirildi. Artık o, bu suretle saray gözdelerin*den olmuş ve Clodius' ün ölümünden (54) son*ra da sarayda itibarını korumayı bilmişti. Bu ölüm dolayısıyla Neron' un selefi hakkında okuyacağı onur söylevini yazan ve Clodius' ü iki kez (anıtlaştıran Seneca olduğu gibi, eski kinin etkisi altında onun aleyhinde Apokolokyntoris başlıklı bir yergiyi (hicviye) yazan da Seneca' dır. Daha sonra Ncron'a başbakan olan bu fi*lozof, imparatora iyilik, merhamet telkin etmeye çalışmış, aynı telkinleri yapmakta olan imparatoriçenin içişleri bakanı ve imparator danışmanı Burrhus' le birlikte, bu amaçta ba*şarılı olduklarını sanmışlardı. Seneca, Neron' un tahta çıkışının ikinci yılımda yayımladığı De Clementia' sıyla onu tanrılaştırdı; fakat Britanicus' ün öldürülmesi üzerine aldandığını anladı. Bununla birlikte gerek iktidar hırsıyle, gerek Burrhus' ü yalnız bırakmamak için, sa*raydan ayrılmadı. Bir aralık bu sadık dostu, bir takım haksız suçlarla itham edildi. Seneca, onu cesaretle savunarak Neron' un güvenini tekrar kazanmasına hizmet etti. Tarih, bu iki devlet adamının iyi niyetlerini onaylar; fakat elbirliğiyle yaptıkları cinayetlerden dolayı da suçlu görür. Seneca, kendi gidişindeki ve önerilerindeki perhiskarlıktan vazgeçmiş olmakla da eleştirilir (Tacitus, Annales, Yiv. XIII; eh. II ve XII). O, Neron' un bir baba katili olmasının önüne geçememekle ve imparatoriçe Agripine' i öldürtmek için imparator huzurun*da Burrhus' ten, askerleri bu işe memur edip etmeyeceğini sormak ve evvelce kendisini ko*rumuş olan bu kadını öldürtmeye girişmekle de suçlandırılır (adı geçen eser. Iiv. XIV, ch. XII). Nitekim bu cinayet tutsaklara (köle) yaptırılmış ve Seneca, Senato' ya Neron' u annesini öldürtmekte haklı gösteren bir söylev yazmıştır. Bunun üzerine halk Seneca' dan nefret elti. Ken*disi de Neron' dan ciddî öğütlerini dinleme*meye başladığı için soğudu. Burrhus ölünce imparatorun yanına birtakım alçak tutsaklar sokuldu. Seneca, bunlarla anlaşmamak onuru*nu taşır. Bir filozof için oldukça çok olan serveti yüzünden kendisine hücumlar da baş*lamıştı. Bunun üzerine Neron' dan bütün ser*vetini de alarak sarayı terk etmesi için izin istedi. Neron, bunu reddetti; fakat bir takım tatlı sözlerle onda güven uyandırdı ise de Se*neca, lüksünden vazgeçti ve çiftliğine çekildi. Orada ikinci karısı Paulinc' le birlikte yaşama*ya başladı. Sarayın ve devlet adamlarının hi*le ve cinayetle dolu bir döneminde Neron, bir suikast girişimini vesile yaparak kuşkulandığı kimseleri ortadan kaldırmaya karar ver*di. Seneca, bir kaç arkadaşıyla Roma yakınla*rındaki çiftliklerinden birindeyken bir saray subayı, kendisine damarlarını açarak ölmeyi emreden bir ferman getirdi. Ölümü hor gör*me hususunda o denli güzel ve çok yazmış olan filozof, kendi öleceğini düşünmemişti. Vasiyetnamesini yazmak istediyse de izin ve*rilmedi. Dostlarına: "Pekala, mademki sizin sadakat ve vefanızı ödüllendirmeme izin veril*miyor, size kendi hayatımın örneğini miras bırakıyorum" dedi. Bundan sonra gövdesini dört yerinden yardı; karısı, kocasının cezasına ortak olmak istedi; Seneca buna önce engel olmak istediyse de, kadın, ölümün bir hak ve iyilik olduğunu savununca, filozof, bu me*tin ve sadık iradeye baş eğmek zorunda kaldı. (Alıntıdır) Seneca, bu yüce saatte, stoacılığı yalanlamadı; ıstıraplar içinde sükûnetle felsefesel sohbetler yaptı ve tüm belâgatiyle bir söylev yazdırdı. Tacit zamanında elden ele dolaşmış olan bu söylev kaybolmuştur. Seneca' nın ihtiyarlık ve perhizkârlığı yüzünden kanı pek yavaş akıyordu; çektiği acıları karısının görmemesi ve onun da çekeceği acılara ken*disi tanık olmamak için, genç kadını yanın*dan uzaklaştırttı; daha çabuk ölmek için bir de zehir aldığı halde, yine ölçmediği için ken*disini sıcak bir banyoya götürmelerini istedi; isteği yerine getirildi, orada sıcak buharla bo*ğularak son nefesini verdi. Karısının yaraları, Neron' un emriyle sarıldı; fakat o da iki yıl sonra öldü. Seneca, öldüğü zaman 64 yaşın*daydı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2007 Çok az şeye sahip olan insan değil, asıl çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir. Biz fani yaratıklar, ne kadar çılgınız. İnsanlar arasında Tanrın seni görüyormuş gibi yaşa. Tanrıya dua ederken de insanlar seni dinliyormuş gibi dua et. Çoğu zaman düzenli olan şey niteliktir, nicelik değil. İnsan, mantıklı düşünen bir hayvandır. Sen, bir adam kendisi övüldüğü zaman, bunu nasıl karşıladığına dikkat edebilirsen, her adamın karakterini keşfedebilirsin. Bütün sanat doğanın bir taklididir. Büyüklük tepelerine giden yollar inişli, çıkışlıdır. Hiçbir şey bilmemektense, lüzumsuz şeyleri bilmek bile faydalıdır. Zaman hakikatleri bulur. Büyük bir servet, büyük bir köleliktir. İyi işleyen bir dimağ, bir imparatorluğa sahip demektir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Bir mektubunda şöyle nasihat veriyor Seneca , Vaktinden önce mutsuz olma , başında dolandığını sanıp korktuğun felaketler belki hiç gelmeyecek , hiç olmazsa şimdiye kadar gelmedi o halde kimi korkularımız bize gerektiğinden fazla acı veriyor kimiside hiç gerekmediği halde acımızı ya büyütüyoruz yada vaktinden önce acı çekiyoruz yada acıyı kendimiz yaratıyoruz. Seneca bu sözlerinde duygusal ve zihinsel etkinllikler planından hareket eden zanlarla , zehaplara kapılarak alışılagelmiş kayıtlarla hareket eden cevheri otomasyon bilincininden çok güzel bir örnek vermiş bizlere. Seneca kazandığı edinimlerle felsefeyi hayatına geçirmiş ve bu felsefeyi hiç bir şart ve koşul altında etkilenmeden her an ve her durumda da gerektiği şekilde uygulamıştır. Ölüm Seneca'ya göre yok oluş değildir , başka nitelikler taşıyan bu başkalaşım yeni bir hayattır , O bedenin bir kabuk olduğu bilincindedir ölüm ise burada bedenlenen varlığın kendi planına geri dönmesidir Senecaya göre . Onun ölüm hakkında söylediklerine bir göz atalım o zaman onu daha iyi anlayacağız. "Ölüm bazen ceza , bazen bir armağan , çoğu zamanda bir lütuftur." "Ne olursa olsun ölüm gelmekte acele eder , Utançtan kızarmıyormusunuz , bu kadar çabuk olan bir olaydan , uzun süredir korku duyuyorsunuz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Ahlaki Mektuplar ı okuyorum, şu sıralar kitaba vakit bulamadım gerçi ama genel temasıyla bana uymayan pek bir iyimser gördüğüm kişidir kendisi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2009 Seneca'ya ilgi duyan herkesin Tarık Günersel'in önceki yıllarda sıraselvilerdeki arama tiyatrosunda sergilenen neron ile agripina isimli oyununu seyretmesini şiddetle öneririm... Ulvi Alacakaptan eşsiz bir oyunculuk örneği sergileyerek Seneca'yı gerçekten yaşatmıştı bana... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.