Doğal Olmayanın Avcıları Var mı?

Arkadaşlar sitenizde uzun süredir üye olmadan, yazıları takip ediyorum. Oldukça bilgili arkadaşlarımız mevcut sitede. Sorum öncelikle bilgi sahibi olan arkadaşlarıma;

Bir çok farklı olay, ve yaşam forumu olduğunu düşünüyor ve inanıyorsak; bunların iyi ve kötü olanları mevcut. Şimdi gelelim asıl soruya; avcılar hakkında bilgisi olan var mı? Nedir? Nasıl gelişirler? Normal insan görünümünde olabildikleri ancak, kimi yoğun enerjiler sayesinde bir çok şeye nüfuz ettiklerini biliyorum fakat, bilgim yalnızca bununla sınırlı. Ayrıca, bu konu ile ilgili olanlar varsa, özel mesajla ulaşabilirler mi?

bir örnek vereceğim;

Geçmişte kişisel olarak çok fazla zararını gördüğüm bir insanla aramda bir bağ oluştuğunu seziyordum. Bu öyle bir bağdı ki; çoğu zaman şimdiki zamanda yaşadığım her kötü anda geçmişte yaşadığımız bir an/anı canlanıyordu hafızamda. ilk önceleri buna pek aldırış etmedim. Ancak kendimi ne zaman zayıf ve güçsüz hissetsem, ne zaman ağır bir rahatsızlığa yakalanıp yatağa düşsem; aynı şey oluyordu. Sürekli aklımda o. Deli bir çekim gücü, sanki birazdan kalkıp ona gideceğim. Önceleri bunun, ona karşı olan kızgınlığımın ya da nefretimin sebep olduğu bir şey sanıyordum. Öyle garip bir şeydi ki bu; ona olan geçmişte ki aşkım artık inanılmaz bir ızdırap haline geliyor; içimi acıtıyor ve kiminle yakınlık kursam sanki ona benzemeye başlıyordu. Sonuçta bana ciddi zararlar vermişti ve buna yol açan yine benim zayıflığımdı. Aslında olacakları bilerek, hiç bir şeye müdahale etmeyişim beni suçlu yapıyordu. Herşey inanılmaz bir hızla kötüye gitmeye başladığında bunu, henüz çok küçükken yaşadığımı hatırladım. aslında mistik, ya da görülmeyen bilimin açıklayamadığı hiç bir şeye inanmazdım. Taa ki içimde bulunan ışık açığa çıkana kadar. İçimde farklı bir canlının yaşadığını keşfetmem uzun bir süre sonra oldu. Bu öyle bir şeydi ki; gece istediğim an istediğim yerde bulunabiliyordum. Hatta bunu okuyan kimilerinin aklından geçeceği gibi; psikolojik tedavi görmek üzere, doktora bile gittim. Sonuçta hiç bir rahatsızlığımın olmadığı anlaşılıyordu. Normalde bu tip bir durum şizofreni tanısı gerektirebilir. Ancak gerçeklikten kopuş hiç yoktu. Sorun varolan durumun beni rahatsız etmesiydi çünkü anlam veremiyordum. Her neyse, paranormal olaylarla ilgilenen birilerini arasamda bulamadım. Açıkca konuyu konuşacak kimse yok; İçten bir duyguyla birini çağırıyorsun, geliyor. Hayalini kurduğun şeyler bir bir gerçekleşiyor... Bir gece yarısı herşey netleşmeye başladı. Gördüğüm şey kesinlikle rüya değildi. O an benimle birlikte olan arkadaşım; benimle aynı boyuta geçip, aynı yeri, aynı insanları, aynı renkleri görmeyi başarmıştı. Orası daha önce hiç görmediğim bir yer olmasına rağmen, sanki sürekli orada yaşamışcasına bildiğim bir yerdi. Duvarlar, perdeler... O günden sonra hiç bir şey artık belirsiz değildi.

Zihinsel yolculuklarımdan birinde, sırf rahatsızlık vermek amacıyla onca acı çektiren insanın yanına gitmeye karar verdim. Aslında bu benim için sadece bir hayaldi. Yani nasıl söyleyeyim; gözlerim açıkken çıktığım bir yolculuk. Ona ilk defa bu kadar yaklaşmışken, içinden gri, iğrenç sesli, kanatları neredeyse örümcek ağını andıran, yüz ifadesi sadece iki üç karanlıktan oluşmuş bir yaratıkla karşılaştığımı hatırlıyorum. Neden bilmiyorum iç sesim bu yaratığı bilincimden ayrı olarak aşağılıyordu. Duyduğum ses bana ait ama düşünce benim olmayacak denli farklı. Benim hayalim ve farklı bir düşünce; Zavallı yaratık, siyah olamayacak kadar aşağılıksın... Bir rengin bile yok, yaşam adına....

Bana inanılmaz bir güçle saldırdığını hatırlıyorum. O yaratık üzerime yapışmış ve gitmiyordu. Aslında benden ve öfkemden fazlasıyla korktuğunu biliyorum. Daha sonra hatırladığım bir şey oldu. Tam o saldırı anında aklıma gelen; ben bu saldırıyı tanıyordum. Bu yaratığı tanıyordum. Daha önce karşılaşmıştım onunla. Hatta bir internet sitesinde onun çizimlerini bile gördüm daha sonra. Bir şekilde benim düşüncesizce yaptığım davranış o kadının yaşamında bir değişime yol açtı. O yaratığı yendiğimi biliyorum. O geçmişimde ki kadın, bir şeyin tesiri altındaydı. Önce o tesirden kurtuldu. Şimdi, şu an hayatında bir boşluk yaşasa da hayatında daha olumlu gelişmeler olduğunu biliyorum. En azından artık daha güzel insanlarla arkadaşlık kurduğunu biliyorum. Ortak arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla daha düzgün bir yaşamı var. Ancak şimdi farkettiğim bir şey var. O tip bir yaratık, tek değil. O kadar çok bilinçli ve bilinçsiz çağrı alıyorum ki; çoğu zaman hayatımda hiç tanımadığım insanların yanıbaşında onlara yardım ederken buluyorum kendimi. Bazen içimde bir şeyin tüm gücüyle beni elde etmeye çalıştığını farkediyorum. Zayıf düştüğüm an, etrafımda ki hiç kimseye güvenmeyen, inanılmaz öfkeli, sinirli, hiç bir şeye saygı duymayan bir şey haline dönüştüğümü hissediyorum. Bir kaç kez cesaret edip kendi içime girmeyi başardığımda gördüğüm şey çok garipti.

içimde kırmızı ve mavi bir şey vardı. yarısı kırmızı yarısı mavi. bir tür demon tasviri gibi. Tuhaf... Git gide değişik bir forma büründüğümü sezinliyorum. Bilmiyorum. Hiç bir adres, güvenilir kişi tanımıyorum. Bir forum ve okuyan bir kaç kişi. Ben her çağrıya giderken, çağrımı duymayan ve bana yardım edebilecek biri vardır belki diye... Ama artık gerçekten yorulmaya başladım. Çünkü içimde iki çizginin korkunç bir mücadelesi var. Evet bir çok şeye müdahale edebiliyorum, üstelik çoğunlukla benim dışımda olan herşeye karşı inanılmaz bir güçle karşı koyabildiğimi biliyorum. Ama en büyük zayıflık kişinin kendi içinde. ve artık ne yapmam gerektiğini bilemiyorum...

Nereye gidersem gideyim, bir şekilde, bir etkiye sahip bireylerin hislerinin zayıfladığını görüyorum. Öyle ki bende ne olduğunu ancak bir başkasına karşı, sahip olduğu enerjiyi uygulamaya çalıştığında anlayanlar olduğunu söyleyebilirim. Ne kadar doğru ne kadar yalan bilemiyorum, insanlara dokunarak sahip olduğu enerjiyi gördüğünü iddia eden biri bende hiç bir şey olmadığını söylüyordu. Ancak, dönüp bunu arkadaşında ve kendisinde uyguladığında da hiç bir şey hissedemediğinde benden hızla uzaklaşmayı tercih etmişti... Kim bilebilir belki enerjisini çektiğimi düşünüyordu. Ancak, enerji emme durumu söz konusu değil, bu benim geliştirdiğim bir korunma kalkanıydı. Uğraştığım ve savaştığım şey, bir insanın içinde varolan enerjiden çok daha fazlası ve bir insana zarar veremeyecek kadar, insanım hala. Umuyorum ki konu anlaşılmıştır... Atladığım detaylar olabilir. Ama bildiğim tek şey bunu öğrenmem gerektiği...

Bilmiyorum gecenin bu saatinde, yalnızca cevap arıyorum. Aslında hiç düşünmemiştim bu şekilde. Bir umut belki burada bir bilen vardır... Yaşadığım şeyin basit bir şey olmadığını biliyorum. Umarım bir bilen ve ya nerede araştırmam gerektiği konusunda bir fikri olan çıkacaktır.

Bu apayrı bir şey de buna benzer şeyleri yaşayan tanıdıklarım var. Korkutuyor mu bu durum ? Birde şu üzerine atlayan şeyin resmedildiğini söylemişsin. Görebilir miyim ?

bende öyle düşünüyorum ama belli olmaz. hayat emin olmadığın bir konuda emin konuşmamayı öğretti. ama büyük bir oranla arkadaşımız edebiyatçı. birinci neden monkeybusiness ın da dediği gibi noktalna ve virgülüne kadar her şeye çok dikkat etmiş olması ikinci neden olayın belli bir plan dahilinde yani giriş-gelişme tarzı yazılması üçüncğ nedende son olarakta monkeybusiness verdiği cevaba geri cevap vermemesi

Bu durumun korkutması söz konusu değil, çünkü bir çok kişinin yaşadığı astral yolculuğun bir farklı durumu sanki. Bazen ürktüğüm oluyor. Çünkü çoğunlukla saldırılara açık bir konumda yaşıyorsun. Yani ne zaman saldırı altında olduğun şüpheli. Korkutucu olmaktan çok yorucu bir durum. Önceleri alıştığımı düşündüm. Ancak karşılaştığım son bir kaç şey ve hislerimin giderek çok daha güçlü bir hal alması gerçekten rahatsız edici. Şöyle bir şey söyleyeyim, kesin ve net bir şey yok, biri size yalan söyledi. Ve bu yalan aslında önemsiz. Ancak bunu hissettiğiniz an içinizde ki öfke inanılmaz bir hal alıyor ve bunu o kişiye karşı duyduğunuz öfkeden anlıyorsunuz. Bir şekilde o yalanı ortaya çıkarmak, karşınızda ki kişiyi kırmamak, ona yıkıcı davranmamak zorundasınız. Çünkü herkes mutlaka bir şekilde bir yalan söyler... Gibi... bir çok örnek mevcut... Ve son bir şey daha; şüpheyle yaklaşılmasını anlıyorum az önce Gunduzgezen, arkadaşımın yazdığı yorumu okudum. Şimdi ben bu edebiyatçı yorumuna karşılık keskin bir yanıt vermek istiyorum; birincisi Türkçe kullanmaya ve doğru kullanmaya özen gösteriyorum. İkincisi; yardımcı olamayacak olan arkadaşlarımı açıkca ve dostça uyarıyorum, konuyu dağıtmayalım. Nihayetinde dikkat çekmeye çalışıyor olsam bile, umursamazsın olur biter. Amacım hele bu saatte, bir forumda ucuz bir tartışma çıkarıp eğlenmek değildir. Edebiyatçı olsaydım edebiyat sitesinde, deneme adı altında yazardım. Ben yaşadıklarımı yazdım.

http://media.photobucket.com/image/grey%20witch/jacecaldon/sith_witch.jpg bunun biraz daha grisi ve suratı olmayanını düşünürsen yakalamış olursun.

insan boyutunda mı ve de bu resim gibi detaylı mı görüyorsun yoksa detaysız dumanlı gibi mi ?

Bunun tam olarak cevabını nasıl verebilirim bilmiyorum. Aslında, sanıyorum ki insana en çok korktuğu biçimiyle gözüküyor. İnsan boyutunda mı değil mi? Bu gerçekten karmaşık, çünkü bir şekilde öfke boyutuyla ele alalım. Gördüğümde anladığım şey başıma gelen hiç bir şey nedensiz değildi. Ve bu iğrenç şey yüzünden geliyordu. İnanılmaz kızgındım. Ufaldı. Çok hızlı ufaldı. Ancak Ufalması güçsüzleştiği anlamına gelmiyordu. Eski sevgilimi boşveriyorum. Bir şekilde etki etmeye başladığı insan, nedensiz olarak bir nefret nöbetine tutuluyor. Herşey çok güzel giderken bir anda ilişkiler bozuluyor. Kişi kötü bir ruh haline bürünüyor. Ve en çok sevdiği şeye, kişiye, nesneye yönelen giderek artan bir nefret ortaya çıkıyor. Öyle ki, şu anki sevgilime, benden nefret ettiği bir anı kollayarak neden diye sorduğumda affallamıştı. Aynaya bakıp bana olan öfkesini sürekli kustuğunu söylediğini bilirim. Eni konu benzer bir yaratığa rastladığımı ve yeniden bir yok oluş yaşadığını biliyorum... Ayrıca; kendi içimde bir karanlık olduğunu da tahmin etmek zor değil. Bir çeşit doğal olarak avcıya dönüştüğümü hissediyorum. Bu elimde değil. Sadece merak ettiğim, böyle bir şey yaşamış olan var mı? Böyle bir konu var mı? Daha önce olmuş mu? Yoksa ben ve yaşadıklarıma şahit olan bir kaç kişi, akıl hastasıyız ve hayallerde yaşıyoruz. Bu yaratığa gelince, dumansız ve detaylı... Kanatımsı şeylerin iğrençliği ve kirliliği hala hafızamda. Kollarının altında yırtık tüle benzer, örümcek ağı gibi bir şey vardı. En net gördüğüm oydu.

Bir çeşit doğal olarak avcıya dönüştüğümü hissediyorum. => bu yazdığın cümle avcının avı ne tam olarak ? Psikolojik birşey olabilir bence farklı farklı psikologlara görünmen gerekir.

Bu avcılıktan kastım; fiziksel bir durum değil. Yani tamamen düşünsel, Burada ki av; insanın içinde olmayan, insana ait olmayan, kötü frekanslar yayan herşey. Bunları yok edebiliyorum.

Bilime inanan biri olarak ilk işim psikolog ve psikiyatra gitmek oldu. Hatta beyin tomografisinden tutun, envayi çeşit teste dahi girdim. Başka bir rahatsızlığın ortaya çıkışı(psikolojik değil) sonucu apayrı bir tedaviyle iyileşmek bir yılımı aldı. Sonrası malum. Normalim. Hatta bir rahatsızlık olduğu konusunda ısrarcı davrandım. Taa ki sevgilimle aynı rüyayı görüp, aynı anda birbirimizi arayana kadar. Tek başıma yaşamıyorum bunu. Bir kaç arkadaşım, ben ve sevgilim bir çok örnek yaşadı. Yani tek başıma yaşamış olsam, psikoloğa gitmekle kalmaz hastaneye yatacağım. Bilmiyorum. Hiç başka bir evde uyuyan birinin, telefonu kapalı olduğu halde uyandırıldığını gördün mü? Ama dedim ya, zaten bilimsel (yani tıbbi) olan herşeyi denedikten sonra artık gerçeğe aranıyorum. Bilen kimse yoksa üyeliğimi sürdürmeyi de düşünmeyeceğim zaten...

Yalnızca konuşarak, dokunarak, bir çok huzursuzluğu giderebildiğimi biliyorum. İyi olan hiç bir şeyle sorun yaşamadığımı biliyorum. İyi olanı hissettiğimi biliyorum... İçinde kötülük olanın yapabileceklerini hissettiğimi biliyorum. Bilmediğim şey ne olduğu...

arkadaşım bu saatte üyeler uyurken sana yardımcı olamazlar kalsın.İlk andan beri obsesyon mu acaba diye sordum kendi kendime... ve bir yazı buldum bence bunun tamamını iyice okumalısın...

Obsesyon tedavisinde nefesin gücü

Yaklaşık onbeş sene önce nefes ve şifa teknikleriyle olan ilgimin yüzeysel ve öğretiye dönüşmediği senelerde; kendimi, halk arasında cin ve peri tabir edilen varlıklar tarafından rahatsız edildiğini ifade eden insanları kurtarmaya adamıştım. Bilinmeyene olan ilgim nedeniyle bu konuya o derece kendimi kaptırmıştım ki, Şişhane meydanı Aslan handaki elektronik müzik aletleri dükkanım akşam belli bir saatten sonra çarpılmış, uğramış obsede olmuş bir çok insanla doluyordu ve konuyla ilgimi bilen yakınları tarafından birşeyler yapmam ve hastalarıyla ilgilenmem için baskı altına alınıyordum. Adeta modern cinci hocalık yapıyordum yani.

Elimden geleni yapıyor ve birçok obsedenin içinde bulunduğu durumun farkına varmasına kısmende olsa iyileşmesine katkı sağlıyordum. Yaptığın şey neydi? diye sorarsanız, ben bir seviyeden bilinçli üfürükcülük yapıyordum. Yaptığım şeyin üfürükcülük olduğunu çok seneler sonra farkına varım tabii. Bunu nasıl yapıyordum? sorusuna birçok kutsal metin, mantra ve zikirle oluşturduğum formpanseler vasıtasıyla kişinin enerji bedeni üzerinde çalışıyordum diyebilirim. Bu oluşturduğum güç o kadar kuvvetlenmişti ki, oluşturduğum enerjiyi görüyor ve istediğim yere düşünce gücümle kanal edebiliyordum. Havada serbest dolaşan Pranayı rahatsız kişinin üzerinde arı sürüsü gibi topluyor ve bir süre sonra kişinin bilincinin çökmesini temin ederek içerdeki parazit varlığın kendini ifade etmesi için uygun ortam sağlıyordum. Parazit varlık; ya geçişi yapamamış dünyaya bir sebepten bağlı veya gerçekten

öldüğünü bilmeyen, öldüğüne inanmak istemiyen bedensiz varlıklardan veya yer varlığı dediğimiz düşük enerjiler, arşetipler ve formpanselerden oluşuyordu. Her biri bilinçli olan bu varlıkları ikna etmeye çalışarak uygunsuz beraberliği sona erdirmeye çalışıyordum. İkna edebildiklerim çoğunlukla aydınlanmaları na vesile olduğumun farkına vararak, özür diliyerek ve teşekkür ederek enerjisini ve bedenini kullandıkları insandan ayrılıyorlardı. Bir çoğunu ikna ederken birçoğunuda neden İkna edemediğimin çok daha sonra farkına vardım. Onlar oluşturdukları kendi realitelerinde otomatik eşleşiyor ve birbirlerini çekiyorlardı. Rahatsız eden ve rahatsız edilen her biri birbirinden şikayet etse ve bir diğerini şikayet etsede ve birbirlerinden kurtulmak isteselerde, bu olmıyordu yani ayrılamıyorlardı . Çünkü kader programları, şeçimleri, yarattıkları realiteler onları inanılmaz uyum ve anlaşma içinde tutuyor

ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlıyordu.

Birçok obsede eden varlık neden rahatsız ediyor ve istenmediğin halde buna devam ediyorsun? sorusunu sorduğumda; o beni yıllarca çağırdı, bütün dileği, arzusu ve bütün duaları kendisine yardımcı bir rehber, ruh varlığı, melek aramakla geçiyordu, İstek ve dualarını duydum ve ben geldim diyerek kendince haklılıklarını ve ilişkinin uygunluğunu savunuyorlardı . Dünya dışı bir çok uzay varlığıda bu duaları işittiği ve kendince uygun bir ortam oluştuğu ve kendi deneyim ve araştırmaları için izin verilmiş olarak kabul ettiğini ifade ediyordu.

Bana gelenler rahatsızlıkları son haddine gelenler ve somut olarak rahatsızlıkları gözlenenlerdi. Oysa ben biliyorum ki çevremdeki bir çok varlık esaret altında. Üstelik bir başka bilinç tarfından rahatsız edildiklerinin, kullanıldıkları nın farkında bile değiller. Kendi arzuları dışında bir çok şeçimler yaptıklarını, içlerinde gelen negatifi disipline edemediklerini ve bir başka canlıya fizik duygu ve düşünce bedenleriyle hizmet verdiklerini anlayamıyorlar. Bunun farkına varanlarda bir çok işlerinde birbirlerini karşılıklı kullandıkları, bilgi aldıkları hatta medyomik celse düzenledikleri için faydalı bularak hatta ilahi bir yardım kabul ederek bu ilişkiyi sürdürüyorlar. ( yüksek seviyeli eğitici ve farkındalık kazandırıcı bilgilendirmeleri kast etmiyorum )

Aslında evrende hata yok, yanlış yok. Gelişmenin, aydınlanmanın bir çok yolu ve yöntemi var. Birçoğumuz zor ve acılı yolları şeçsekte varacağımız nokta bir. Bu yoluda onlardan bir tanesi olarak kabul ediyorum. Ama daha kolay ve daha keyifli bir aydınlanma yolculuğu için gücünüzü, varlığınızı, kimliğinizi kimseye teslim etmememiz gerektiğini ifade etmeliyim..

Gücü bir başkasında aramayın. Melek veya uzaylı varlıklardan yardım talebinde bulunmayın. Kendinizce avantaj sağlayacağınız, kısa yollar ve karanlık yollar arayışında olmayın. Böyle bir arayışın içine bir şekilde girmişseniz, kendi başınıza çıkamıyor ama çıkmak istiyorsanız güç aldığınız enerjileri bırakın, kendinize ve içinize dönün. ( nefesinize dönün)

Farkına vardığının veya farkında olmadığınız obsesyonlardan kurtulmanın en iyi yolu kendinizi farkındalık, bilinç ve enerjisel açıdan yükseltmektir. Realitenizi ( anlayış seviyenizi) yükseltiğiniz de obsesyon iki nedenden ötürü biter. Birinci neden; enerjisel yükseldiğinizde düşük bir varlıkla olan çekimsel enerji sona erer. İhtiyaçlar biter ve obsede eden varlık artık kullanamadığı ve uıygun bulmadığı insanı terk eder. İkinci neden; enerjisel yükseliş esnasında bazen obsede eden varlıkta yükselir. Obsede eden varlığında bilinç ve farkındalık seviyesi yükselmesi, ihtiyaçlarının büyük bölümü karşılanması ve yaptığı işin uygunsuzluğunun farkına varması nedeni ile kullandığı insanı terk eder.

Üzerinde bu tür zorluklar algılayan, iradesi dışında yönlendirildiği ve kullanıldığını hisseden, kader formatlarında devamlı zorluğu ve olumsuzluğu deneyimleyenlerin içinde bulundukları durumdan kurtulmalarını n en kısa ve emin yolu kendilerini yükseltecek nefeslerine yönelmeleridir.

Nefes çalışmaları çok eskiden beri bilinen çalışmalardır. Bu çalışmalar havvas adıyla bilinir. Bu tür obsesyonları sonlandırmaya çalışan bütün cinci hocalar bilmedikleri bir şekilde nefesi kullanırlar. Tevrat, incil, kuran veya devalar gibi kutsal metinleri kişinin üzerine okuyarak tedavi ettiklerini düşünürler. Oysaki okunan şey önemli değil, havanın kendisinde saklı olan yaşam enerjisinin ( prana ) ilgili kişinin aurasına ( enerji bedenine ) transferi çok önemlidir. Annelerinizin veya büyük annelerinizin dua ederek ve kendşlerince kutsal buldukları metinleri okuyup yüzünüze üflemelerinin ve sizin esneyerek veya göz yaşı dökerek rahatlamanızın mantığıda budur.

Üflenen hava ile bir çok kristalleşmiş kalıplar, bağlar dağıtılır ve çözülür. Özellikle holotropik çalışmalarda bu enerji artışı çok kolay oluşturulur.İstenmeyen bütün manyetik enerjiler dağılır. Kişiyi tutuklu yapan içki, sıqara ve kumar vs..gibi bütün bağımlılıklar çözülür. Kaderi bağlayan manyetik bağlar açılır. Kişinin hayatında hızla değişmeler gözlenir. Çoktan beri istediği şeyler hemen oluşmaya, işleri açılmaya, yaşadığı zorluklar yaşamından çekilmeye, hayatı kolaylaşmaya ve keyif verici olmaya başlar.

İhtiyacınız olan enerji; damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur ( oksijen olarak/ yaşam enerjisi olarak/ chi olarak/ prana olarak ). Enerjinizi yükseltmek için dışarıdaki bütün tesirlerden uzaklaşarak, içinize ve kendinize dönün. İhtiyacınızın olan gücün potansiyel olarak sizde mevcut olduğunu bilerek, nefesinizle ve nefes çalışmalrıyla olan ilginizi çoğaltın. sevgilerimle. ..

mustafa kartal

Yaşadıklarını tekrar düşün... Obsesyonun birçok çeşidi olabilir... Umarım bir nebze yardımcı olur

nefert kardeşim sen burdakilerden daha bilgili görünüyorsun. bedensiz varlıklarla ilgili konuya attığın mesajı gördüm. bu kadar şey bilen insan kendi rahatsızlığıyla ilgili nasıl olupda tatmin edici bir cvp bulamıyor anlamadım. bunu eleştirmek için yazmadım. ciddiyim.

işte bu da bir şey teşekkür ederim. Ancak obsesyon; kişinin kendi içinde var olan bir şey. Bu benim içimde değil. Dışımda. Ve çağırmadım. Obsesyon yaşayan insanların içindeki varlıkla ilgili bir sorun olabilir. Yani bu benim içimde olsa, sorun çözülmüştü. Ama değil. Biraz daha derin düşünmeliyim. Belki başka yanıtlarda olacaktır. Ama önerin gerçekten faydalı... Bilgili görünmek, evet bilgiyi nereden sağladığınla ilgili, bilgili görünüyor olabilirim. Çünkü bir çok yerde okuyoruz. Kendi tecrübelerimiz olabiliyor. Herkesin olabiliyor. En basiti belgesel izleyebiliyoruz. Ancak yaşadığımı açıklayabilen kesin bir şey bulamadım. Ne yaşadığımı araştırırkende hasbelkader bazı şeyleri öğrendim. Bilgili değilim aksine, çok cahilim...

Üyeler uyuyor evet. Elbet uyanırlar. Birinin ilgisini çekerde bir bilgi sunarsa mutlu olurum

ayakları ters mi ?

Yok , bu bir hayal gibi. Ama gerçekliği etkiliyor. Ya nasıl diyeyim? Onu bir varlık olarak görmeli miyiz? Hayır. Bu bir yaşam formu değil çünkü; bu bir insanın içinde var olan şey. Onu etkiliyor. Ama ne bilmiyorum. Sadece görüyorum. Tek bir şeyden bahsetmiyoruz. Yani; bilmiyorum... Ayakları ters değil. Ya da anlatılan bir şey gibi de değil. Cinsiyeti yok. Ya da ne bileyim incir ağacı altında falan yaşamıyor. En azından din kitaplarında anlatılmış bir şey gibi durmuyor.

işte bu da bir şey teşekkür ederim. Ancak obsesyon; kişinin kendi içinde var olan bir şey. Bu benim içimde değil. Dışımda. Ve çağırmadım. Obsesyon yaşayan insanların içindeki varlıkla ilgili bir sorun olabilir. Yani bu benim içimde olsa, sorun çözülmüştü. Ama değil. Biraz daha derin düşünmeliyim. Belki başka yanıtlarda olacaktır. Ama önerin gerçekten faydalı... Bilgili görünmek, evet bilgiyi nereden sağladığınla ilgili, bilgili görünüyor olabilirim. Çünkü bir çok yerde okuyoruz. Kendi tecrübelerimiz olabiliyor. Herkesin olabiliyor. En basiti belgesel izleyebiliyoruz. Ancak yaşadığımı açıklayabilen kesin bir şey bulamadım. Ne yaşadığımı araştırırkende hasbelkader bazı şeyleri öğrendim. Bilgili değilim aksine, çok cahilim...

Üyeler uyuyor evet. Elbet uyanırlar. Birinin ilgisini çekerde bir bilgi sunarsa mutlu olurum

sana bir soru daha sorayım. ben sen bu mesajı ilk yazdığında okumuştum ve bnm yazdığım mesajla ilgili herhangi bir cevap yoktu. zaten mesajlar üst üste gelmiş ikimizde aynı anda atmışız, atış zamanlarından da belli olacağı gibi. sonradan bnm yazdığım mesaja cvp verip yazını değiştirmişsin ama yazını değiştirdiğine dair mesajının tam altında niye "değiştirilmiştir" ibareli yazıyı göremiyorum.? sanki hiç değiştirimemiş gibi.dikkatimi çekti. belki bende eksik okumuş olabilirim ama genede belirtim dedim....

Bundan 3 Yıl Önce Lisede 3-4 Arkadas Bir Grup Kurmustuk "Supernatural Hunters" diye amacımız macera.o sıralar amasyadaydık ailemiz.kasabada terk edilmis büyük bir ev vardı konak gibi.macera iste orda garip seyler ariyicaktik grup olarak.iste aradaslar evlerinden kameralar termal kameralar filan bulduk evin salonuna mutfagına 2. katındaki salonuna sabah yerlestirdik ama korka korka sonra çıktık video kaydı yapıp.ertesi sabah geldik eve korka korka girdik kameraları aldık kosarak cıktık dısarıda videoyu izledik videoda arada bir kameranın onunden seffaf birsey geciyordu sonra bunu yakınlastırdık inanılmaz ama 55-60 yasınlarında üsütnde köylü elbisesi olan bir adam oldugunu anladık ama seffaf oldugu için tam seçemiyorduk. iste korktuk kasetini aldık bunun kaset bir arkadasımda kalıyordu sabah uyandıgında arkadas kasetin yanik birsekilde bulmus.

gerçekle - rüya arasında sıkışmış gibi hissediyor insan.. hatta bazen kafayı yediğini düşünmeye başlıyorsun... her yaşanandan sonra içindeki enerji emiliyormuş gibi yorgun ve bitkin uyanıyorsun.. zorla sana birşeyler yaptırmaya çalışıyorlar.. tanımadığın kişiler üzerine yoğunlaşmak gibi.. ve sürekli önüne koyup okuman için zorladıkları kalın kitap..

şahsen unutmayı tercih ediyorum.. yaşanmamış saymayı.. sadece bilinçaltımın bir oyunu olduğunu.. sanırım zamanla kendimi kandırmayı da başarabildim..

artık sorun yok..

Nefert eğerki sorununa bir çözüm bulursan benide bilgilendir bende buna benzer şeyler yaşıyorum fakat benim sorunum ruhumla yani o o beni istemiyor ve kzıyor biliyorum deli diyeceksiniz ama o gittiği zamanlar yada bana kızıp saldırdığı anlarlada resim çizemiyorum çizme yetim kalkıyor ortadan ve ben resim okulunda okuyan biriyim sanki kötü bir olay yaşadığımda geçmişime dair hemen o geliyor aklıma ve daha niceleri..Ve sadece ruhumla değil bu çatışmam geçmişten birileriyle birşeyle..

bende onu diyecektim. belki ruhunla değil başka birşeyle veya başka bir varlıkla çatışıyorsundur. çünkü senin anlattığın şeye benzer durumlar yaşadım ama senin kadar somut değildi tabii...

Ama ruhum olduğunu belirtiyor yani öyle davranıyor ve ruhum gibi içimde sanki istediği zamanda terk ediyor beni umursamıyor ..Ve zayıf noktalarımı biliyor belkide psikolojik bir rahatsızlığım vardır ama onun sayesinde resim çiziyorum bana ilham veriyor .

Bu avcılıktan kastım; fiziksel bir durum değil. Yani tamamen düşünsel, Burada ki av; insanın içinde olmayan, insana ait olmayan, kötü frekanslar yayan herşey. Bunları yok edebiliyorum.

nefert kullandıgın şu cümleden görülüyorki ; asıl avcı olan sensin.tabi biz bunlara aracı diyoruz. kötü frekansları aslında yok etmiyorsun sadece iletiyorsun

nereye.. seni secen varlıga... kim bu varlık yada ne diyeceksin...

kendini kurye olarak düşün bir patronun var ve sana baska birine iletilmesi için bir paket veriyor... ama asıl patron paketi iletecegin kişi yani senin müşteri sandigın kişi..

bu durum neden başına geldi veya nasıl kurtulursun o kısmıda sana özel olarak anlatırım ...

korkU filmi gibi..kendi içinde olmadığından eminsen silahlanmaktan başka yolun yok gibi görünüyor

Bu avcılıktan kastım; fiziksel bir durum değil. Yani tamamen düşünsel, Burada ki av; insanın içinde olmayan, insana ait olmayan, kötü frekanslar yayan herşey. Bunları yok edebiliyorum.

nefert kullandıgın şu cümleden görülüyorki ; asıl avcı olan sensin.tabi biz bunlara aracı diyoruz. kötü frekansları aslında yok etmiyorsun sadece iletiyorsun

nereye.. seni secen varlıga... kim bu varlık yada ne diyeceksin...

kendini kurye olarak düşün bir patronun var ve sana baska birine iletilmesi için bir paket veriyor... ama asıl patron paketi iletecegin kişi yani senin müşteri sandigın kişi..

bu durum neden başına geldi veya nasıl kurtulursun o kısmıda sana özel olarak anlatırım ...

bu konu hakkında banada özel mesaj atarsan sevinirim. merak ettiğim bir konu var.

başlık yazı düşünceler hepsi birer muamma... tamam çok kötü olabilirim şu an ama bu nedir bu nasıl bi konu olmuş böyle kendimden bile tiksindim. Gündüz gezen sende buraya yazacağına özel mesaj atsana !? Aynen şöyle bağırman anlamına geliyor bu "biz özel bişi konuşuyoz millet ama siz görmesiniz"

ne alakası var monkeybusiness. adama nasıl özel mesaj atıcam. profili kapalı. yoksa senin düşündüğünü bende düşündüm tabii ki. yoksa aklına farklı bir neden gelmesin..