Xian Yanıtlama zamanı: Mayıs 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 5, 2012 Johnny Depp'in büyük hayranı olduğumdan 6-7 kez izledim, süper bir filmdir Tourist. http://www.imdb.com/title/tt1243957/ Hikaye, kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir turist, Frank (Depp)’in etrafında şekilleniyor. Olağanüstü bir kadın olan Elise (Jolie)’nin yoluna çıkmasıyla işler değişir. Ancak Elise’nin onunla karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken aslında etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 Son çıkan filmlerden ; The Last Future. Kıyametten Sonra olarak çevirilmiş. Film tam bir vakit kaybı izlemeyin. Hiç hayal ettiğiniz gibi bir konu çıkmıyor karşınıza. Dünya son bulmuş kabilelere ayrılmış ama siz o kabilelerden birindeki mağara yaşantısını görüyorsunuz. Mutantlar saldırıyor ama mutantlar da yüzüklerin efendisindeki urukaylar gibi mubarek... tamam Sean Bean oynuyor da bu kadar da olmamalı. Tavsiyem hiç bulaşmayın. Intruders. Davetsiz Müsafir olarak çevrilmiş. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Mükemmel bir gerilim filmi. Sonunda eeee yani dedirtiyor ama filmi kapatıp da yattıktan sonra gece su içmek ya da wc ye gitmek isterseniz gayri ihtiyari gideceğiniz yere kadar olan kısmı lunapark gibi aydınlattırıyor insana Bir de çok yeni değil lakin Antonio Banderas ' ın The Skin I Live In filmi var. İçinde yaşadığım deri olarak çevrilmiş dilimize. Mükemmel bir film daha karşımızda. Antonio bir kazada ağır yaralanan karısını iyileştirmek için uğraşan bir doktordur. Fakat karısı ölür. Biri de gelir kızına tecavüz eder ve kız da intihar eder. Sonra bu adamı bizim Banderas bulur..... gerisini anlatmıyayım çok enteresan ve güzel bir film. (tükkkana gideyim bakayım neler gelmiş yenilerden izliyeyim ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 içinde yaşadığım deriyi merak ediyorum finaller bitsin izlicem:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Aslında çok yeni değil 1-2 hafta oldu tezgahlara düşeli ama yeni izledim. (uzakdoğulu biri olunca afişte ancak psikolojimi izlemek için hazırlayabiliyorum ) The Warrior's Way. Savaşçı'nın Yolu olarak dilimize çevrilmiş. İki kabile birbirlerinden yaşayan hiç kimseyi bırakmayana kadar öldürmek için yemin etmişlerdir. Herkesi de öldürür daha filmin başında. Fakat kundaktaki küçük bebeği öldüremez. İçindeki bir şeyler savaşçının bu bebeği öldürmesine izin vermez. Hayattaki , nefes alan son düşmanının canını bağışlayarak kendi kabilesinin öldürülmesi gerekenler listesinin başına kendisini geçirmiştir. Artık tek çare uzaklaşmaktır. Küçük bebeği de alarak kaçar ve macera de böylece başlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Film Amerikan yapımıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
COOLMISTER BLONDEATH Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 http://www.dreadcentral.com/img/news/jul09/shrine.jpg The Shrine (Mabet) mükemmel bir film... http://www.hdfilmizlefull.net/afis/The_Shrine-hd.jpg http://www.divxfilmizle.net/wp-content/uploads/2012/02/mabed.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sting Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Stigmata Konusu; Vatikan bir iddiayı araştırmak üzere Brezilya'nın bir köyüne bir rahip Andrew Kiernan'ı ( Gabriel Byrne) gönderir. İddiaya göre, bir İsa heykelinin gözlerinden kan akmaktadır. Rahip iddiaları araştırıken, aynı anda Amerikanın bir bir şehrinde başka bir ilginç olay gelişir: Frankie Paige isimli bir kadının (Patricia Arquette) vücudunda garip yaralar ortaya çıkar. ve Stigmata teşhisi konur.. İsa zamanından günümüze bir takım mesajlar gelmektedir. Rahip iki olayı biribiriyle ilişkilendirip araştırırken bu arada 1900 yıllık inancını sorgular. Oldukça güzel filmdi tavsiye ederim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2012 melankoli kadar saçmasapan bi film görmedim izledim. acayip sıkıcı. olay baştan sona kadar düğünde geçiyo ve o düğün bitmek bilmiyo.. kızın babası 2 hatunla,kızın annesinin olduğu masada cilveleşiyo.. kız desen düğünün ortasında kalkıp duş alıyo.. bide 2011 cannes film festivali en iyi kadın oyuncu seçilmiş asıl kızımız.. TAM Bİ VAKİT KAYBI! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mona Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2012 Lars von Trier izleyici ile dalga geçmiş gibi , yoksa akıllı yönetmendir . Zannımca Charlotte Gainsbourg'ya da çok çirkin olduğu için iyi oyuncu deniyor . Hele kadının kocasına john john diye seslenirkenki çıkardığı tını aylardır kulaklarımı tırmalıyor . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2012 hugo cabret fantastik türde sevenlere tavsiye edilebilcek bi film.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2012 hugo cabret fantastik türde sevenlere tavsiye edilebilcek bi film.. bir ara izleyeyim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
COOLMISTER BLONDEATH Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2012 http://www.diccionariosdigitales.net/CARATULAS/%5BRec%5D%201%20(2007).jpghttp://www.tersninja.com/wp-content/uploads/2010/03/rec-2-balaguero.jpg rec (kayıt) ölüm çığlığı serisinin 1. ve 2. filmi kült filmler listesine girmişti...şimdi serinin 3. filmi genesis geliyor ve bizde merakla bekliyoruz.. http://www.dreadcentral.com/img/news/mar12/rec3.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dawnofrelic Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Hangi birini değerlendireyim. En sondan başlayalım ufak ufak. Patlak sokaklar: Gerzomat Türk filmi niteliğinde ki Amerikan özentiliğini tii'ye almaya çalışan ancak bunu hiç bir şekilde beceremeyen saçma sapan bir film. The Avengers Abartıldığı kadar olmasa da görsel olarak iyi bir filmdi. Konu biraz vasat kalmış açıkçası. Avengers'ın orjinal konusuna biraz uzak. Birçok ünlü ismi bir arada görebilirsiniz. Hulk rolünde Edward Norton ya da ilk filmde oynayan Eric Bana olsaydı daha etkileyici olurdu sanırım. Mark Rufallo'nun oyunculuğunu pek beğenmedim. Konuya gelecek olursak, kahramanlarımız kötü Tanrı Loki'ye karşı güçlerini birleştirir ve Loki'nin etkisi altına alıp elindeki gücü kullanarak farklı boyutlara kapı açmayı sağlayan makinesini yoketmeye çalışırlar. Ancak kapı açılır ve farklı boyutta ki düşmanlar dünyayı istila etmeye başladığı anda hep birlikte karşı koymaya çalışırlar... 7/10 (oda görsellerden) Paris'te Gece Yarisi - Midnight in Paris Oyunculuğunu her zaman beğendiğim Owen Wilson'dan yine güzel bir film. Bu tip oyunculardan çok fazla bir beklenti içine girerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Ancak günü iyi bir şekilde geçirmek gibi bir hedefiniz var ise Owen Wilson gibi oyuncuların oynadığı filmler birebirdir. Hele ki arada Marley & Me gibi bazı filmler çıkarda beklentilerinizi aşarsa çok daha mutlu olursunuz. Filmin konusuna gelelim. Film Fransa'ya babasının iş ortaklığını fırsat bilerek peşlerine takılan iki nişanlının hikayesi. Yazar olan Gil (Owen Wilson) son derece popüler senaryolar yazmasına rağmen mutlu değildir ve klasik edebi bir eser yazmaya başlamıştır. Ancak kimseye bu konuda güvenmediği için nişanlısı Inez'e dahi okutmaz. Paris'i çok seven Gil bu konuda nişanlısı ile fikir ayrılıklarına düşer ve farklı şeyler yapmaya başlarlar. Bir gece Gil Paris sokaklarında dolaşırken bir araba yanına yanaşır ve onu alarak bambaşka bir dünyaya götürür. 1920'lerin Paris'ine... Burada birçok ünlü yazar ve ressam ile tanışarak onlardan fikirler alır ve eserini tamamlamaya çalışır. Bir yandan da nişanlısı ile arasında ki farklılıkları görmeye başlar... Siz iyisimi okumayın bu tanıtımı. Konuyu anlattım tamamen. Gizemli Adaya Yolculuk 2 - Journey 2: The Mysterious Island Cüssesine rağmen eğlenceli filmlerde de rol alan Dwayne Johnson'dan yine eğlenceli bir film. Jules Verne'in eserlerinden alıntılarla yolaçıkılan macerada Hank (Dwayne Johnson) üveyoğlunun aldığı bir sinyalin peşine düşmek istemesi sonucunda onun güvenini kazanmak için peşine takılır. Sinyali 2 sene önce kaybolan dedesinin gönderdiğine inanan Sean üveybabasının da yardımıyla koordinatları hesaplar ve gizemli adaya yolculukları başlar... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Khuizo Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Shawshank Redemption dün ilzedim süper bir filmdi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 RANGO animasyon sevenler için iyidir,güzeldir. bi de jonny deep amca seslendirmiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2012 RANGO animasyon sevenler için iyidir,güzeldir. bi de jonny deep amca seslendirmiş Çok sevimlidir. İzlenir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mavi siyah Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2012 Dün gece biraz eğleneyim diye film izleyeyim dedimdi. Aslında bunun için yanlış bir film seçmişim. Filmin suçu yok aslında, benim kötü seçimim. Yok yok film kötü değildi lakin eğlendirmedi, hayli üzdü ve psikolojimi bozdu. Dramdı ama nasıl bir dram... Eski bir film, bu zamana kadar görmemiş olmam benim şanssızlığım dikkatsizliğim. Herşeye rağmen iyi ki izledim diyorum, izlemeyen varsa bence izlesin. Filmin ismi Sleepers( Kardeş Gibiydiler), 1996 yapımı bir film. Konusu: 1960'larda Hell's Kitchen'da büyüyen Shakes, Michael, John ve Tommy adındaki 4 çocuk, eşek şakası yaparken yaşlı bir adamın yaralanmasına neden olurlar. New York'taki Wilkenson Center'da 1 yıla yakın hapsolan 4 arkadaş, buradaki gardiyanların kötü muamelesine maruz kalır. Burada dayak yiyen, onurları zedelenen ve cinsel istismara uğrayan bu 4 arkadaş 13 yıl aradan sonra, Wilkenson Center ve gardiyanlarından intikam alma fırsatını yakalar. Burada çıkardığım sonuç, küçükken gördüğünüz muamele ileriki yaşamınızı büyük ölçüde etkiliyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
why Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2012 Dün gece biraz eğleneyim diye film izleyeyim dedimdi. Aslında bunun için yanlış bir film seçmişim. Filmin suçu yok aslında, benim kötü seçimim. Yok yok film kötü değildi lakin eğlendirmedi, hayli üzdü ve psikolojimi bozdu. Dramdı ama nasıl bir dram... Eski bir film, bu zamana kadar görmemiş olmam benim şanssızlığım dikkatsizliğim. Herşeye rağmen iyi ki izledim diyorum, izlemeyen varsa bence izlesin. Filmin ismi Sleepers( Kardeş Gibiydiler), 1996 yapımı bir film. Konusu: 1960'larda Hell's Kitchen'da büyüyen Shakes, Michael, John ve Tommy adındaki 4 çocuk, eşek şakası yaparken yaşlı bir adamın yaralanmasına neden olurlar. New York'taki Wilkenson Center'da 1 yıla yakın hapsolan 4 arkadaş, buradaki gardiyanların kötü muamelesine maruz kalır. Burada dayak yiyen, onurları zedelenen ve cinsel istismara uğrayan bu 4 arkadaş 13 yıl aradan sonra, Wilkenson Center ve gardiyanlarından intikam alma fırsatını yakalar. Burada çıkardığım sonuç, küçükken gördüğünüz muamele ileriki yaşamınızı büyük ölçüde etkiliyor... Demek suskunlar bu filmden çalıntı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Demek suskunlar bu filmden çalıntı bende okuyunca bunu düşündüm...en son içinde yaşadığım deriyi izledim..değişik ve güzel bir film.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mavi siyah Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Demek suskunlar bu filmden çalıntı Evet uyarlama bir yapımmış Suskunlar:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cyllwen Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Evet uyarlama bir yapımmış Suskunlar:thumbsup: Hollywood'un yaptığı; uyarlamadır, (her zaman olmasa da) senaryoya sadık kalmaktır. Türkiye'de olunca o uyarlama değil, çalıntı oluyor malesef. Filmler değil de özellikle dizileri bölüm bölüm kopyalıyorlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mavi siyah Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Hollywood'un yaptığı; uyarlamadır, (her zaman olmasa da) senaryoya sadık kalmaktır. Türkiye'de olunca o uyarlama değil, çalıntı oluyor malesef. Filmler değil de özellikle dizileri bölüm bölüm kopyalıyorlar. Bir iki bölümünü izledim dizinin ama çok da fena değil. Sadece biraz dram fazla abartılıyor dizi versiyonunda o kadar. Filmde de var ama bu şekilde değil. Nasıl anlatsam kadınların akşam çekirdek çitlerken ağlayabileceği şekilde bir dram bu. Aşk faktörü biraz abartılıyor, pembe diziye kaydırmışlar sanki biraz. Filmde o kadar belirgin değil. Ben ne olacağım diye haykıran bir kız yok mesela filmde. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cyllwen Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Bir iki bölümünü izledim dizinin ama çok da fena değil. Sadece biraz dram fazla abartılıyor dizi versiyonunda o kadar. Filmde de var ama bu şekilde değil. Nasıl anlatsam kadınların akşam çekirdek çitlerken ağlayabileceği şekilde bir dram bu. Aşk faktörü biraz abartılıyor, pembe diziye kaydırmışlar sanki biraz. Filmde o kadar belirgin değil. Ben ne olacağım diye haykıran bir kız yok mesela filmde. Türk dizilerinin ortak özelliğidir zaten, bütün karakterlerin mi hayatı darmadağın, ağlamaklı olur... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
komuro Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Aslında çok yeni değil 1-2 hafta oldu tezgahlara düşeli ama yeni izledim. (uzakdoğulu biri olunca afişte ancak psikolojimi izlemek için hazırlayabiliyorum ) The Warrior's Way. Savaşçı'nın Yolu olarak dilimize çevrilmiş. İki kabile birbirlerinden yaşayan hiç kimseyi bırakmayana kadar öldürmek için yemin etmişlerdir. Herkesi de öldürür daha filmin başında. Fakat kundaktaki küçük bebeği öldüremez. İçindeki bir şeyler savaşçının bu bebeği öldürmesine izin vermez. Hayattaki , nefes alan son düşmanının canını bağışlayarak kendi kabilesinin öldürülmesi gerekenler listesinin başına kendisini geçirmiştir. Artık tek çare uzaklaşmaktır. Küçük bebeği de alarak kaçar ve macera de böylece başlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Film Amerikan yapımıdır. Geçen yıl izlemiştim ben bu filmi hoşuma gitmişti adını unutmuşum afişi görünce hatırladım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mavi siyah Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Türk dizilerinin ortak özelliğidir zaten, bütün karakterlerin mi hayatı darmadağın, ağlamaklı olur... Hikaye acıklıydı ama Aşk işi fazla bozmuş bence ya ben intikam istiyorum vahşet istiyorum. Burnu akan ağlayan bir kız değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2012 BAY HİÇKİMSE çok ciddi tavsiye edilesi filmdir:clapping: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.