Jump to content

Kargo Kültleri


boogee

Önerilen Mesajlar

Sosyal antporolojide özel olarak Mali-nezya´da, batı kültürüyle

temastan sonra ortaya çıkan dini hareketlere ve batı tek­nolojisini

büyü yardımıyla elde etmeçabalarına kargo kültleri adı verilir.

Genel an­lamıyla ise, ilkel toplulukların sömürge döneminde, görünüşte maddi

servet ve teknik araçlara, gerçekteyse statü ve ikti­dar elde etmeye

yönelik girişimlerine bu ad verilir. Sosyal değişmeye cevap olarak

ortaya çıkan kargo kültleri, muhtemelen sözkonusu toplumlarda modern

anlamda­ki ilk sosyal kurumlardır.

Kargo kültleri terimi 1935´lerden itiba­ren Yeni Gine ve

Malinezya´daki sömür­ge karşıtı hareketleri tanımlamak amacıy­la

kullanılmıştır. Terim, Pidgin (Fiji) dilin­de "kargo" (yük)

kelimesinin bozulmuş, şekli olankago´âangelmektedir. Bu hare­ketler

önceleri batılı antropologlarca "akıldışı", "histeri belirtileri" ve

"çılgınlık" olarak nitelenirken, 1950´lerden sonra onların Batı

toplumuyla vuku bulan "travmatik bir kültür temasına verilmiş akli

bir cevap" olduğu öne sürülmüştür. Bu hare­ketler ve âyinler, Batılı

zihniyet ve mantı­ğa taban tabana zıt geleneksel bir odak­tan

kaynaklanan kendilerine özgü bir mantığa sahiptirler. Dolayısıyla,

batı kül­türü ve tekniğinin (ve askeri gücünün) isti­lasına uğrayan

ülkelerde baş gösteren Ba­tı karşıtı hareketlerin bir türü

sayılabilir­ler. Fakat onlar siyasi olmaktan çok dini-kültürel bir

yapıya sahiptirler.

Kargo kültlerinin "nasıl" ve "neden" orta­ya çıktıkları konusuna

geçmeden önce on­ların başlıca özelliklerini görelim:

a) Kargo kültleri çoğunlukla bir peygam­ber tarafından kurulur ve yönetilir.

b) Peygamberlerin çoğu, sıradan eğitil­memiş insanlardır.

c) Kargo kültlerinin tamamı Avrupalı bir iz taşırlar. Çünkü onlar

kendilerine mahsus ayin ve inançlara sahiplerse de "ordu", "hükümet"

ve "büro" gibi batılı ku­rumların ele geçirilmesini

amaçlamakta­dırlar.

d) Yeni batılı inançlar eski yerel inanç­lar üzerine aşılanmıştır.

e) Hepsi de çok yakın bir gelecekte ve maddi bir şekil altında

milenyum´un, ya­ni bin yılının kendilerine dünyada bir cen­net

getireceğine inanır. Bu inanç, dünya­nın sonu ile ilgili diğer bir

inançla birleşir. Dünyanın sonu Avrupalıların da sonu ola­caktır. O

gün siyahlar beyaz, beyazlar si­yah renge dönüşecek ve

ekonomik sosyal siyasi konumları yer değiştirecektir.

f) Kültler daima evler, jet uçakları ve ha­vaalanlarının yapımı gibi

organize edil­miş sosyal faaliyetlerle karakterize edil­miştir.

g) Bu kültler hemen daima ekonomik bakımdan az gelişmiş, yalnız

yaşayan, siya­sal bir lidere sahip olmayan ve beyazların yönetimine

başlangıçta şiddetli bir direniş göstermeyen bölgelerde ortaya

çık­maktadır.

h) Hemen daima yerlilerin misyonerlerce Hristiyanlaştınldığı

yerlerde kendisini göstermiştir.

Kargo kültleri neden ve nasıl ortaya çık­mıştır?

Neden ortaya çıkmıştır sorusuna şöyle cevap verilebilir: Beyaz Avrupalılar

kendilerinden çok uzakta ve çok farklı di­namikleri olan bir topluma

egemen olu­yorlar ve kendi değerlerini, yaşama biçim­lerini, idari ve

hukuki kurumlarını orada yerleştirmek istiyorlar. Yerli halk bu

dü­zenlemelere "muhtaç" ve aşağı bir ırk ola­rak görüldüğünden,

beyazların elindeki servet, teknik imkânlar ve askeri silahlan

siyahlarla paylaşması düşünülemez. Yerli­lerin kafasında teknolojik donanım ve ikti­dar, beyazlarla özdeşleşmiş, kendilerinin bunlara sahip olmaları ise tamamen üto­pik bir hedef durumuna gelmiştir.

Yukarı­da sayılan özelliklerinden ötürü, batılı ha­yat tarzının

doğurduğu sorunları kendi so­runları olarak benimseyip onlara çözüm

getirecek sosyal kurumlardan, örneğin ku­rumlaşmış bir bilgi

geleneğinden, yoksun olduklarından bu toplumlar, beyazlarla

aralarındaki uçurumu kapatmak, onların tekelindeki maddi güç ve

servetten istifa­de etmek ve onların meşru statülerini ele geçirmek

için çok farklı bir yol seçiyorlar.

Batılıların ellerinde gördükleri bu ürünle­rin radyo, telsiz, otomatik tabanca vb. hangi sosyo-ekonomik zeminde, kendile­rinden ne kadar farklı bir dünya

görüşü al­tında geliştirildiğini göremediklerinden, bu cihazlara

bakışları bilimsel/deneysel değil, mitolojik/dini bir forma

bürünmüş­tür. Bildikleri tek açıklama formu mitolo­jik/dini form olan

yerliler, bu cihazlar ve zenginliği, bugün azgelişmiş ülkelerin

yap­tığı gibi, ekipman sağlanması, eğitimin

yaygınlaştırılması, kaynak yaratılması gi­bi deneysel/bilimsel yoldan

değil, büyüsel/dini yoldan elde etmeye çalışmışlar­dır. Bu amaçla

örneğin, mekanik aletle­rin tahtadan taklitlerini yapıp dua oku­mak ya

da ayin yapmak suretiyle "kargo" ların mucizevi bir şekilde

kendilerine ulaş­masını beklemişlerdir.

Peki kargo neden bu kadar önemli ol­muştur yerli halk için? Zira onlar

beyazla­rın zenginliğinin ve teknik cihazlarının ok­yanustan büyük yük

gemileriyle geldiğine şahit olmuşlardır. Durum basit olarak şöyle

tasarlanabilir. Yerliler beyazları ku­lübelerinde boş boş otururken

(fakat ken­dileri çalışmak zorundadırlar) ve ellerin­deki kutuya bir

şeyler söylerken görmek­tedirler. Derken kısa bir süre sonra bir ge­mi

ya da uçak çıkagelmekte ve "kargosu­nu beyazlara teslim etmektedir.

Batılılar gibi rasyonel bir açıklama formuna sahip olmayan

Malinezyalılar, kulübede gör­dükleri adamın kutuya dua benzeri bir

şeyler söylediğine ve bu suretle büyü yap­tığına kanaat getirmekte,

bunun üzerine onlar da büyü yaparak gemiler ve uçaklar dolusu kargonun

kendilerine ulaşacağına inanmaktadırlar.

Kargo kültleri çok genel bir anlamda ba­tıya karşı protesto, yani

milliyetçilikle ve mülenatyanizm ile akraba sayılabilir. Bu en geniş

anlamında Kızılderililerin ataları­nın ruhlarını yardıma çağırdıkları

Haya­let Dansı ve İslâm´daki Mehdilikle bazı paralellikler

gösterir.

Konunun, tarih için­de Batıyla sık sık temas etmiş bulunan

İs­lâm toplumları ve özellikle Türkiye için ne önem arzettiği

sorulabilir haklı olarak. Bununla birlikte kargo kültlerinin

tekno­lojik araçlara "ataları tarafından torunları kullansın diye

cennette imal ettikleri" ken­dilerinden ve onları Batılıların

gaspettiği görüşüyle, modernizmin etkisindeki müs-lümanlar teknolojik buluşların Kuran' da yer aldığı, ya da onların peygamberler ta­rafından kurulup

insanlara bırakıldığı, fa­kat zamanla bu mirasın Batıhlarca çalındı­ğı

gibi görüşleri arasındaki çarpıcı benzer­lik gözden kaçırılmamalıdır.

 

Kargo kültle­ri, son üçyüz yıldır batılı olmayan toplum­ların

karşılaştığı toplum ve kültür değiş­mesi sorunlarından biridir.

Bununla bera­ber bazı kendine has özellikleri

Malinowski´nin,yapısal-işlevsel açıklamalarına bağ­lanmış olan sosyal

antropolojide geniş tar­tışmalara ve sorunlara yol açmıştır.

 

---Alıntı---

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...