AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2010 Çok güzel bir araştırma olmuş. Ellerine sağlık Manje_Loa... İntihar birçoğumuzun aklından belli dönemlerde geçmiştir mutlaka... Hayatımın en korkunç dönemi olarak adlandırabileceğim dönemde benim de aklıma sürekli gelip gidiyordu açıkçası... Hatta ergenlik döneminde -itiraf ediyorum dikkat çekmek istediğim dönemlerdi- annemin uyku haplarıyla deneme yapmışlığım bile var... Ancak bu denemelerde dahi bilinç altı sonuca ulaşmak istemiyor... Çünkü insanın kendisine zarar verebilmesi çok zor... Sürekli zarar görmemek için çabalayan insanın kendisine zarar verebilmesi için gerçekten çok farklı bir boyuta geçmiş olması gerektiğine inanıyorum... Çünkü içine baktığında insan hep umut etmeye yönelir... Sorunlar... Sorunlar... Bunlar zaten hep vardı ve hep olacak... İnsanın kendisini mutsuz eden şeylerden uzaklaşması gerek. Nitekim bunalım dönemi aşmamın en büyük yardımcısı ailemle yaşadığım problemlere bir son vererek evden ayrılmam oldu... Mutsuz eden şeylerden uzaklaşınca tabii ki de ha deyince herşey düzelmiyor. Yine büyük çabalar, büyük emekler harcıyor insan. Zor dönemlerde etrafında gerçekten kendisini dinleyecek, anlayacak kimseyi bulamıyor. Hatta hayatındaki kötü günleri anlatarak belki güçsüz görünmek istemiyor, belki de bu kötülükle diğerlerinin içine yaydığı sıkıntıdan utanıyor... Ama alınan kararlarla yüzleşip sonuçlarına katlanıp bir de devam edilebiliyorsa, işte o zaman insan kendisini gerçekten değerli hissediyor. Geriye dönüp "ben neler yapmışım" diyebiliyor. Sanırım bu nedenle evden ayrıldığım günden beri hiç intiharı düşünmedim. Aksine, daha da güçlü tutunuyorum hayata... Evden ayrıldığımda yanımda bir bavul eşyam vardı. Tüm ailem sırtını dönmüştü. Hiç ama hiç kimse yoktu etrafımda... Bana elini uzatan, evini açan bir dostumdan başka... Ailemin evinde kaldığım ve maddi anlamda yediğimin önünde olduğu, yemediğimin arkamda kaldığı ancak manevi anlamda kendimi anlamlandıramadığım dönemin aksine, maddi anlamda uzunca bir süre sürünmeme rağmen manevi anlamda çok mutluydum. Yaklaşık 1 sene kadar ailemle aramı da düzeltemedim. Ama bazı şeyler bağırarak, kavga ederek sürekli mücadeleyle alınmıyor... Yıllar geçti... Rutubetli berbat evler geçti hayatımdan... Hayat bir şeyler alırken benden, bir şeyler vermesini de bildi. En çok da huzur verdi. Çünkü özgürlüktü benim yaşamdan beklediğim en önemli unsur. Aç martılar kadar özgürdüm sonuçta Ve hala... Şimdi mi? Ailemle yavaş ve mesafeli bir şekilde yeniden görüşmeye başladık... Sonra bu mesafeler kapandı. Çünkü ne olursa olsun aile insana düşman değildir. Yaptıkları kendi doğrularıydı sadece... Benim de doğrularımın olabileceğini anladılar... Hatta çok sonra "iyi ki taşınmışsın evden" dedikleri dahi oldu Şimdi evlilik hazırlıkları yapıyorum uzunca süredir birlikte yaşadığım erkek arkadaşımla... Her şeyimizi kendimiz yapıyoruz. Çünkü öğrendik insanın kendisinin yaptığının ne değerli olduğunu... Sürekli borca batıp çıkıyoruz. Aç kalmıyoruz, açıkta kalmıyoruz... Ay sonunu da getiremiyoruz ama... Ama huzurluyuz. Çünkü kendi ellerimizle inşa ettik varımızı yoğumuzu. Ve insan anlıyor... Hayat bir şeyler alırken, durmadan bir şeyler öğretiyor insana... Hayat bir şeyler alırken, mutlaka bir şeyler veriyor insana... Ve ben pişman değilim. İyi ki bunalım dönemlerimde intiharı ciddi anlamda gerçekleştirmemişim. Yoksa gücümü hiç fark edemeyecektim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
persephone Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 okumak isteyene ,intihar: kandökücü tanrı..kişisel fikrim..diğerlerini tamamen dışarda bırakan tek bireysel eylem olduğu gerçeğini ne istatistikler ne de şiirsel söylemler değiştirir. zaten neliği üzerine söyle(ye)necek olanı dışarda bıraktığı için kuru istatistikler ötesinde gerçek bir şey söylemek mümkün değil..her bireyin seçimi ve yaşamı ne kadar öznelse ölümünün bu biçimi de kat be kat öznel sanırım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bloodsucker countess Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2010 Hayat aslında yaşamaya değmeyecek kadar saçmadır sonuna kadar katıldıgım tek soz:) kesinlikle katılıyorum felsefi olarak insan yaşamak için dogar yasamalıdır denmiş bende farklı bir yonden parmak degınmek ıstıyorum acı cekıyorsak hayat bıze ıstedıklerımızı vermıyorsa ve sonunda zaten oylede boylede olucegımızı bılıyorsak neden hayatın acısına katlanmak zorunda bırakalımkı kendımızı...neden olumle sonlanacagını bıldıgımız halde cabalayalım neden zengın olmak ıcın cabalayalım zaten sonucunda olum yokmu ....yanı butun hayatta kalmak ıcın cabaladıgımız seyler son bulmıcakmı ? bence aksine her insan yasamak için dogmaz ...her insan ölebilmek için dünyaya gelir...her canlı yasamı tadacaktır denmezde her canlı olumu tadacaktır denir.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paperina Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Schopenhauer, Kant’a göre daha çok taviz verir. Ona göre, kişi intihar etme hakkına sahiptir; ama bu, boş ve aptalca bir şeydir. İntihar, kişinin doğaya sorduğu bir sorudur: Ölümün ötesinde ne var? Kendilerini öldürenler sadece acı çeken bedenlerinin acısına son verebilirler; sonsuz sürekliliklerine engel olamazlar. Schopenhauer gerçekten çok doğru laf etmiş. Sonuçta intiharı çektiğimiz acıdan kurtulmak adına yaparız ama ölümün ardında ne kadar inançlarımız olsa da hep acaba diye sorarız kendimize, bir bilinmezlik vardır. Schopenhauer bedenin acısı evet son bulur demiş. Ruhun acısının biteceğini ya da devam edeceğini bilemeyiz. İnançlı insanlar için bu son değildir ama inançsız bir insan için bir de şöyle olur: ölümden sonraya inanmıyordur ama ve iki şekilde de son olacağını düşünebilir ama bence ne olursa olsun ortada bir bilinmezlik olduğu sürece ölüm sonrası her zaman bir merak olacaktır aynı inançlı kişinin bile sorgulaması gibi inançsız bir kişi de sorgulayacaktır. İntihar durumuna gelen bir kişi büyük ihtimal tanrı ile olan inancını sorgulayıp o an ruh acısını beden acısını düşünecek akıl sağlığında değildir zaten. Ama bu biraz kolaya kaçmak gibi, bir insan öncelikle hayatta niçin varım, amacım ne, ne yapmam gerek gibi şeylerle kendini sorgulamamı ve bir takip amaçlar edinmeli, bu amaçlar başka insanlar için saçma da olabilir ama önemli olan senin için ne olduğudur. Eğer bir amaç ya da neden bulamazsak kendimiz için o zaman hayatta boşluğa düşeriz ve her şey çok saçma gelir. Anlamsızlaşan hayat bizi depresyona götürür yaşadığımız sorunlarla birlikte ve bu da intihara neden olabilir. Bir de 3) Kronik hastalıklarda; ölümün yaşama tercih edileceği durumlarda, şu cümleden ötenazinin tartışma temeli buraya mı dayanıyor bilmiyorum ama buna gittiğini düşünüyorum. Bu konuda bir şey diyemiyorum gerçekten yıllarca yatakta kıpırdamadan yatmak kolay bir olay değil. Ama öte yandan kendi elinde hayatına son vermek isteyerek, bilinmezliğe yol almak. O yatakta bir amaç edinmek de zor. Zaten halen daha günümüzde ötenazinin yasallığı ve etikliği tartışıyor. Bununla ilgili iki çok güzel film tavsiye edebilirim: Mar Adentro ve You Don't Know Jack Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moonrise Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2011 benim için çok uzak bi olay kendime aşık birisi olarak canım çok tatlıdır benden uzak olsun =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2011 7-8 ay önce kalkıştığım bi olay. o an can acısı yok hiç bir düşünce yok.. sadece boş boş bakınıyosun etrafa. sonra bi an geliyo ki heey bi dk böyle değil bu şekilde bitmemeli en azından senin yüzünnden(ya da sizin yüzünüzden) kendime bunu yapmamalıyım hadi toparlan nefes al hayatında sana değer verenleri düşün. annen napardı seni böyle görse? ya baban? kardeşin?(ablam şu şekilde öldü mü dedirticeksin kendine? bu onun için bi utanç olmiicakmı?) kendine gel neefes al. sil gözlerini.. yıka kollarını.. sar güzelce.. ve 1 ay boyunca uzun kollu şeyler giy ne kadar boşlukta olsanızda hiç birşey sizden kıymetli değil. hayatın eksi yönlerini değil artılarını görmeyi deneyin. daha iyi hissediceksiniz.. BİTTİ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xian Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2011 Bence intiharın çok ciddi 1 sebebi olabilir. Anne dırdırı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sosyopat Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 20, 2011 Bence saçma birşey intihar etmek. İnsan niye kendini öldürdün ki ? Kötü bile olsa senin hayatın istediğin gibi kullanabilirsin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.