nevermore Oluşturma zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 22, 2009 SIFIR BOYUTU Sıfır boyutu Nokta’dır; sonsuz küçük yere sahiptir. Nokta, uzayda değil, sadece zaman içinde vardır. Geçmiş ve gelecek arasındaki anı, özneyi, sıfırı temsil eder. Potansiyelliği temsil eder, buna karşın diğer dört uzay boyutu gerçeği oluşturur. Sıfır boyutu doğal sayıların dünyasıdır. Konu olan nokta -an- Sıfıra -saf bilince- işaret eder. Sayıları doğal rakamlardır. (1-9) 9 doğal sayı, nitelik ve değişmezliğin temelidir. Tüm sayılar bu dokuz sayıya indirgenebilir. (365=14=5) Bu yüzden bilinç kazanmak, dokuz temel kriteri anlamak ve soyutlamak anlamına gelir. Bu dokuz kriter, Yahudi Kabalasında Tanrının 9 adı, Çinde ise Tao’nun dokuz formu olarak ortaya çıkar. BİRİNCİ BOYUT Birinci boyut Doğru’dur; sonsuz sayıda noktayı içine alır. Birinci boyut, geçici olarak, Geleceği temsil eder. Sıfır boyutundaki ‘an’lar, bir yörünge oluşturarak geleceği yaratır. Birinci boyut, tam sayıların dünyasıdır. Noktaların yani doğal sayıların hiçbir eki yoktur. Tam sayılar eksi ve artıyı 10’a kadar birleştirir ve sayı doğrusunu oluşturur. Tam sayılar yani belirsiz gelecekteki rota, ekleme yoluyla –ki bu duyu / düşünce temellidir, ve çıkarma yoluyla –ki bu ruh / yürek temellidir- oluşur. İKİNCİ BOYUT İkinci boyut, Düzlem’dir; ör. kare..Sonsuz sayıda düz doğruyu içerir. Zaman açısından İkinci Boyut Şimdiki Zamanı temsil eder. Birinci boyuttaki (Gelecekteki) anların yörüngesi bir yuvarlağı ya da devrimi andırır. İkinci boyutta Rasyonel sayılar vardır. Rasyonel sayılar 3 noktaya bağlıdır, düzlemde dikey ve yatay eksenlerle canlandırılır. Sayı düzlemi Pisagor geometrisinde de bilinmekte ve ‘Chi’ olarak adlandırılmaktaydı. Rasyonel sayılar pozitif alanda bölmeyle, ve negative alanda çarpmayla meydana gelir. Sıfır, Chi’nin merkezidir; Pisagorun izinden gidenler ve Platon tarafından Yaratıcı’nın aracı olarak kabul edilir. Sayı düzlemindeki alanlar yalnızca ilk 10 sayı içindeki kesirleri ve ürünleri kapsar. Bölme, düşüncenin temelidir; çarpma ise ruhun sinerjisi. ÜÇÜNCÜ BOYUT Üçüncü boyut, Katı Madde’dir, ör. küp. Sonsuz sayıda düzlemi (ya da kareyi) kapsar. Üçüncü Boyut, geçici olarak, Geçmişi temsil eder. İkinci Boyutun (Şimdiki Zamanın) yuvarlağı ekseni etrafında bir yarı zamanlık dönüş yapar ve Geçmişin küresini doldurur. Üçüncü Boyut Reel sayıların dünyasıdır. Reel sayılar sıfırdan başlar ve aynı sayısal değerin kesirlerini birleştirerek orantılar ve fonksiyonlar oluşturur. Orantılar devamlılığın ve harmoninin (uyumun) temelidir; aynı değer içindeki parçaları sıfırla birleştirir. Fonksiyonlar ise kesintilerin-devamsızlığın temelidir. Bedenlerin ilişki içinde oldukları ürünleri birleştirir. (bu ilişkiyi formulize eder.) Örneğin, atomu ele alırsak, elektron kabuklarını uzaklıkları merkez köşegen 1-4-9-16’nın aldığı değerleri takip eder, ve her bir kabuktaki muhtemel elektron sayısı –yani kapasite- 2-8-18-32 köşegenini izler. Ikinci boyuttaki rasyonel sayıların, sıfır ve birinci boyutlardaki tam ve doğal sayıların hepsi sayı doğrusu üzerinde sabit bir yere sahiptir. Buna karşılık, üçüncü boyuttaki reel sayılar tamamen farklıdır; sayı doğrusu üzerinde biryerlerde yer almalarına rağmen, burada sabit bir yere sahip değildirler. Batıda matematiği geliştirerek yüksek bir sanat haline getiren eski Yunanlılara göre, tüm sayıların sayı doğrusu üzerinde bir yerlerde sabit bir yeri olmalıydı. Sabit bir yeri bulunmayan Reel sayıların varlığından yalnızca Pisagorcular içinde bir kaç bilgin haberdardı ve bu bilgiyi gizli tutmaya yemin etmişlerdi. Bu, günümüzde Pisagor teoremi yardımıyla kolayca anlaşılabilir: Ckare=Akare+Bkare Pisagor teoremi rasyonel sayıları örnekler. Peki hem A hem de B 1’e eşit olduğunda ne olur? Bu durumda C, 2’nin kareköküne eşittir ki bud a irasyonel bir reel sayıdır. Bu sayı, hiçbir zaman tekrarlanmadan sonsuza dek gider: 1.41421..Bu, hiçbir zaman sonu gelmeyen bir sayıdır ve sayı doğrusu üzerinde belirli bir yeri yoktur. Sürekli devam eden fakat tekrarlanan, bu yüzden de sayı doğrusu üzerindeki yeri tam olarak belirlenebilen 0.3333333 gibi sonsuz bir rasyonel sayının aksine, bir reel sayının ancak yaklaşık yerini bilebiliriz. Reel sayılara Pi’yi (bir çemberin çevresinin çapına oranı) ve herhangi bir asal sayının karekökünü örnek gösterebiliriz. Bu reel sayıların hiçbir zaman sonu gelmez ve tekrarlanmaz. DÖRDÜNCÜ BOYUT Dördüncü boyut, uzay-zaman erimi-çeşitliliği, aslolan gerçekliktir. Dördüncü boyutta evrende bulunan sonsuz sayıda madde birbirleriyle zaman ve enerji yoluyla ilişki içindedir. Zaman alanında, Dördüncü Boyut üçüncü boyutun (geçmiş zamanın) hareketini devam ettirerek, kesirsel uzay-zaman erimini oluşturan bir dalga meydana getirir. HİPERKÜP http://img142.imageshack.us/img142/8845/hiperkpns7.png Dördüncü boyut geometric olarak fraktallar ve Hiperküple ifade edilir. Hiperküp, matematikte dördüncü boyutu iki boyutla temsil etmeye yarayan bir semboldür. Hiperküpün merkezinde öz-kişilik bulunur. Hiperküp, merkezinden uzanan 8 köşegenle evrendeki herşeyle ilişki kurar. Dördüncü boyuttaki sonsuzluk, ilişkilerdeki bu sonsuzlukta yatar. Bu, parça –fraktal ölçümleriyle ifade edilebilir; sonsuz küçükten sonsuz büyüğe, diğer boyutlara dikey olarak ve onların aralarındaki aralıkları ya da parçasal-fraktal boyutları kapsayarak. Bu ölçütler büyüklük açısından bir atomun boyutundan bir galaksinin boyutuna kadar uzanır. Hiperküp, merkez noktasını oluşturan 4 köşegenle kesilir. Bilinç halinde, merkez noktası kimliği ya da kişiliği-özü temsil eder. Bu dört köşegen sırasıyla, 1-5. Madde 2-6. Bilinç 3-7. Enerji 4-0. Kişilik Organizasyonunu temsil eder. Dördüncü boyut, karmaşık sayılar ve fraktalların dünyasıdır. Diğer boyutlardan farklı olarak, dördüncü boyut yaşadığımız gerçek dünyadır. Dördüncü boyut, İnsan ve Doğanın uzay-zaman erimini oluşturur; burada geri beslenmeye bağlı olarak sabit-kararlı bir değişim vardır. Mandelbrot’un da keşfettiği gibi, dördüncü boyut yalnızca ilk üç boyutu içermekle kalmaz, aralarındaki boşluklar ve aralıkları da –fraktal boyutları da- kapsar. http://www.seg.etsmtl.ca/colloque/images/hypercube.gif Alıntıdır. -------------------- konu aslında başka bölümlerede acılabilir durumda.. uygun görmezseniz tasıyabilirsiniz.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Typhon Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Konu hakkında bir bilgim yok ama bu bölümede uygun olmadığını düşünüyorum ve taşıyorum.Hatalı bir hareketse zaten supermod schizophrana düzenlemeyi yapacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heroali Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 vay canınına bilgilendirdiğin için saol yine cok güzel bir arastırmayla burada yayınlamıssın nevermore saol Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 çok güzel paylaşım olduğu kadar çok kısa paylaşım olmuş , teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chris Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 aydınlattığınız için teşekkürler sevgili nevermore gerçekten bilgilendirici bir başlık olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 çok güzel paylaşım olduğu kadar çok kısa paylaşım olmuş , teşekkürler uzun oldugunda da şikayet ediyorlar uzun diye ben tesekkür ederim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2009 okumayı sevmiyoruz ki.. haliyle uzun olmuş diye şikayet etmemiz normal.. paylaşım için teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2009 Evrenimizin üç boyutu konusunda çok az insanın bir çekincesi vardır. Bunlar uzunluk-genişlik ve yükseklik boyutlarıdır. 4.Boyut olarak zamanın söylenmesi bence uygun değil zira zaman tüm boyutların ötesinde ama hepsiyle ilişkili bir kavram. 4.Boyut büyüklük-küçüklük boyutu olmalı diye düşünüyorum, Matruşka bebekleri gibi. Evren evrenin içinde yani. Şimdi bizim gözlemlediğimiz evrene 0 evreni diyelim (0’ı referans noktası olarak aldığım için böyle isimlendirmeyi uygun buldum, isteyen buna başka isimler de verebilir). Sıfır evreninde her cismin bir büyüklüğü vardır ve algılar bu büyüklük çerçevesinde gelişir. Ancak bu büyüklükleri atom altına girecek kadar küçültür ya da bizler birer atom kadar olacak şekilde büyültürsek oluşacak yeni evrenlerin algılanmaları değişir. Şimdi sınırları Büyük Patlama ile çizilen bizim evrenimizin 1 evreninin bir atomu olduğunu düşünelim. Yeni evreni biz algılayamayız çünkü bizler 0 evreninde kapalıyız. Işığın bile kütlenin yanından geçerken büküldüğünü düşünecek olursak, evrende en uzak yıldıza çizeceğimiz doğrunun doğruluğu tartışılır hale gelir. 1 evreni bizim her yerimizdedir çünkü biz onun parçası oluruz. Yine -1 evreni ise atomun içi gibi çok küçük bir boyuttadır ve biz atomun içini nasıl göremiyorsak o evren de bizim algılarımızın dışındadır (en azından şimdilik) ama belki de bizler o evrenin her yerindeyiz (içimizdeki atomu düşünelim). Şimdi +1 ve -1 evrenlerinin de tıpkı bizim 0 evrenimiz gibi olduklarını düşünmememiz için bir neden yok. Aynen şu anda yaşadığımız gündelik hayatın bir benzeri hüküm sürebilir. Orada da 3 boyut olacaktır ancak bu boyutlar her evren için farklı büyüklük bölgelerinde olacaktır. Aralarındaki bağlantı bizim şu anda 4.boyut dediğimiz boyut indisinin değiştirilmesi ile olacaktır. Eğer biz kendi boyutlarımız 0 evrenimizin tamamını ve üzerini kapsayacak oranda büyütebilirsek belki de 1 evrenine oradan 2 evrenine geçmemiz mümkün olabilecektir. Ancak bunun korunum yasalarını ihlal etmeden nasıl gerçekleşeceğini öngörmek zor. 4.Boyut kavramını şu şekilde de düşünebiliriz: etrafımızdaki her şeyin boyutu iki katına çıksa (biz dahil) bu değişimi fark edebilir miyiz? Edemeyiz değil mi? Masamızdaki kalemi düşünelim. Bu kalem büyüse bize büyük görünür. Daha da büyüse bize çok büyük görünür. Çok daha büyüse ve biz bu kalemin içinde kalsak artık kalemin içinde olduğumuzu anlayabilir miyiz? Biz sadece ucunun bir parçasını bilebilsek kalanını bilemesek artık kalem olgusu bizim bilincimizin dışına çıkar. Bu örneğin tersini de düşünmek mümkün: kalemi o kadar küçültün ki gözünüzden kaybolsun (mikroskop yok kabul ediyoruz). Artık kalem sizin için bir noktadır ya da o bile değildir. Atomların dizilişi ile uzayımızda gezegenlerin dizilişini bir hayalinizde canlandırın. Birbirlerine analojik olarak benzemiyorlar mı? Belki de evren belli boyutta bir kendini katlıyor, tıpkı matruşka bebekleri gibi. Böylece “kendi büyük annesini öldüren çocuk” dilemması da (zamanda yolculukların karşılaştığı temel çelişki) ortadan kalkmış oluyor, çünkü evrenler aynı olmuyor... Doç.Dr. Osman Kaan EROL İTÜ Elektrik – Elektronik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2009 ortaokuldaki derslerimi hatırlattı bana, herşey noktadan oluşur doğru çizgisiyle noktalar birleşir doğrular birleşincede düzlem çıkar düzlemde elle tutulur bir biçim kazanınca nesne olur falan filan..boyutlarla onların ilişki içerisinde olduğunu ilk defa öğrendim.. 4. boyutuda umarım bir süre sonra görsel olarak izleyebiliriz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.