Rimmon Oluşturma zamanı: Haziran 24, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 24, 2009 (düzenlendi) *Nigra et Amara Gecenin ilerleyen saatleri için kendime bir görev kağıdı yazdırma düşüncesi sinsice aklımın arka odalarına süzüldüğünde saat henüz 12 bile değildi. Doğruldum, odamda duran yılan figürlü kamayı inceledim bir süre gün batımından bu yana yaklaşık 4 saattir yarı çıplak bir vaziyette yattığım yerden tavanı seyrediyor ve manzaranın ruh halime eş zamanlı olarak uyumlanmış değişkesine hayret ediyordum. Bir yalnızlar yerleşkesi olarak boş-beyaz tavan biz kaybedenler için paha biçilemez bir oyun sahasıdır, bunu herkes bilir… Kalkıp kamayı kavradım ve kestim bileklerimi, sonra kollarımı yukarı doğru kaldırdım ve tarihin o unutulmaz sahnesiyle özdeşleşmiş buldum kendimi: **“Elohi! Elohi! Lema şebaktani?” Şüphesiz tanrının beni terk ettiği koca bir yalandı, ama biraz daha bekleseydim yapacaktı bunu, o yüzden, kendim için bir şey yaparmış gibi onun için bir şey yaptım ve onu terk ettim. Kendime tanrılar büyüttüğüm gecelerimi düşündüm kan dirseklerimden halıya damlarken. İsa ah tanrı aşkına İsa… Dinler ve peygamberler konuşulduğunda çenem bir hayli düşüyor, kusuruma bakmayın ama İsa’yı başındaki dikenli taç ve sırtındaki kırbaç yaralarıyla bu sözleri söylerken gözümün önüne getirdim bir an ve güldüm, doyasıya güldüm hem de… Bilmiyorum belki de ben İsa olmadığım için bana komik geldi ama değişmez bir gerçek vardı ikimiz de ölüyorduk ve korkarım o, bu konuda benden birkaç bin yıl öndeydi. İşte bu canımı sıkacak kadar gerçekti. Ölümümü erteledim, ucuz kara filmlerden esinlenilmiş siyah deri ceketimi giyip sokağa çıktım. İnsanlar bir yerlere gidiyor, insanlar bir yerlerden gidiyor, manasız yer değiştirmelerin yol açtığı bir anlık cezbe kapılmışlık duygusuyla kendimi kıtalar arası bir uçakta, adıma düzenlenmiş bir kılıç kuşanım seremonisinde buldum. Uçaklar ah zaman ve mekandan bağımsız, ahlaksız demir yığınları… Bu eski söylence tamamlandığında kılıcımı çektim, semadaydık, iyi kötünün parıldayan semasıydı ve kılıcın ışıltılı keskinliğinde her şey ötekisiyle, her şey zıttıyla durmadan yer değiştirerek beni inanılmaz yorucu bir şekilde kendi gerçekliğimi gerçellemeye itiyordu. Uçağın kapısını açıp, kendime kendimi unutuşumu unutturabileceğim bir bar bulma ümidiyle aşağıya süzüldüm. ***Te fabula narratuf… Gece yarısı, düşüş… Benim zamanım, benim olayım… Bu gece geç kalacağımdan korkan kutup yıldızını selamladım…Zira biricik lanetlenmiş olan gezegenimizin kendine başka bir uydu daha almış olmasının küskünlüğü ayı suskunlaştırmıştı, bilirsiniz eski dostlar böyle yitirilir hep. Klasik bir aldatılma hikayesi ve ardından gelen iş bitirici altın vuruş… Ama meleklerin uyuşturucusu gibi gezegenlerin uyuşturucusu da bizimkinden çok daha farklıdır… İndim ve bardaki fahişeye kendisiyle sevişmemi öngören bir görev kağıdı yazdıran yalnızlığımı acz içinde izledim bir süre. Kim ne derse desin haziran sıcağında üzerinizde inleyen bir kadının baskısı ve sıcaklığı verdiği keyif bakımından kesinlikle boş-beyaz tavan fenomeninin yanına bile yaklaşamaz. Bir viski aldım sonra ve sonrası, sonrası yok artık… Bileklerimin yarım bıraktıkları kanama görevlerine geri dönme kararlarıyla birlikte her şey kararmaya başladı. Ama merak etmeyin ölmeden önce viskimi bitirecek kadar zamanım olmuştu… ****Qui animam corporiper vitia conturbationesque commiscent utrinque quod habet utile ad vitam necessarium demoliuntur, animamque lucidam ac nitidam carnalium voluptatum limo perturbant, et corporis munditiam atque nitorem hac ratione miscentes, inutile hoc ad vitae officia ostendunt. _____________________________________________________________________________ *Kara ve Acı **Hz. İsa’nın çarmıhta söylediğine inanılan Aramice söz “Tanrım beni neden terk ettin?” ***(Gece ve düşüş) Bana senden söz eder Haziran 25, 2009 Rimmon tarafından düzenlendi 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 ****Her kim ruhunu kusurlar ve düzensizliklerle karıştırırsa yaşam için yararlı ve gerekli olan ne varsa bozulur, berrak ve düzenli (olan) ruh kösnül etin çamuruna bulaşır ve bedenin arılığı ve düzenliliği bozulur ve yaşamsal görevler için yararsız hale gelir 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 bir kıtabını elimde bulursam hıc sasırmıyacagım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Al benden de o kadar ve özellikle bu yazı cidden çok şaşırttı. Bu nasıl bir anlatım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Bir yalnızlar yerleşkesi olarak boş-beyaz tavan biz kaybedenler için paha biçilemez bir oyun sahasıdır. güzel bi betimleme... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Eğer bir kitabımı elinizde bulursam benim çok şaşıracağım kesin Beğenmenize sevindim arkadaşlar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nickmickyok Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 Ben ciltletecegim onun yazılarını sasırmayın bence de;) Sen de sasırma:p Ama daha önce "Rim'in Sözlüğü" adlı nadide bir eser için TDK'dan izin mi alsam? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 İlgimi çekti tebrikler sıcak bir yaz gecesi;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2009 Sıcak bir yaz gecesi dedin de, aklımda dönüp duran bir cümle var sabahtan beri, bari yazayım da kurtulayım; "Bir tanrıtanımazın yaz gecesi sevişmesi gibi sesin, yaz gecesi gibi sıcak, sevişmek kadar tutkulu... Bense gün sökümünün derinlikerinde derimi yüzerken, yüzüme kapanan her kapının yüzümde bıraktığı izlere hiç dokunmuyorum. Ama sesin, sesin bir yaz gecesi gibi sıcak ve karanlık, kesiyor yüzümü..." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.