nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 2, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 2, 2009 İnisiyenin kozmik yükselişini tamamlaması veya Mesih düzeyine ulaşması karanlık yanını veya içindeki tahrip eden veya tahrip olanı kabul etmesi ve kucaklamasını gerektirir. Her birimiz birçok enkarnasyonumuzda yıkan ve yıkılan, kabul edilen ve reddedilen, kullanan ve kullanılan saygı duyulan ve küçük görülen, yargılayan ve yargılanan, sevilen ve nefret edilen, olduk. Koşulsuz sevgi bu kutuplar arasındaki orta yolu bulur, sevgi ve nefretin birleşmesini görür. Kişinin kendi yıkma, küçük görme, yargılama, nefret etme, kullanma ve reddetme eğilimleri kucaklanınca, bu karanlık yan ve davranışlarını sergileyen diğerlerini de kucaklama ve şefkat duyma olanağı sağlar. Kendi karanlık yanınızı kucaklayıp affetmekle böyle davranışları sergilemekte geçmişte kalır. Kişinin kendi karanlık yanını baskılaması, insanlıkta duyguların tümüyle ifadesini sınırlayan bir imaj yada maske yaratma ihtiyacı doğurdu. Bir imaj yada maskenin ne olduğunun farkında olmayanlar için, O, içerdeki ruhu veya gerçek kişiliği gizleyen sahte kişiliktir. Sahte kişiliğin bir örneği, devamlı sevecen görünen ama öfkesini ve şiddetini içinde gizleyen biridir. Bir imaj kullanmak baskılanan duyguların sebebidir. İmaj sadece acı, öfke ve korku deneyimini sınırlamaz, sevgi sevinç ve kutlama deneyimini de sınırlar. İmajla yaşama devam etmenin sonucu sık sık ayrılık, sıkıntı yanlızlık ve alışkanlık (müptelalık)'lardır. Mesih düzeyine gelirken yükseliş süreci sırasında, tüm imajlar ve maskeler dereceli olarak dökülür. Bu yeni bir canlılık ve yaratıcı ifadeyle sonuçlanan tüm duyguların bütünüyle ifadesine izin verir. Bu sevinç ve kutlama deneyimini kucaklama yeteneğiyle birlikte, acı, öfke ve korkuyu hissetme ve uzaklaştırma yeteneğine götürür. Kalp şakrasının koruyucu zırhı imaj veya maskeyle birlikte bırakılır. Neredeyse doğumdan itibaren genetik yapımızın enerjisel modeline işlenmiş acı tabakaları vardır. Bu tabakalar iki insanın gerçekten ilişki kurmasına ve yakınlığı deneyimlemesine izin vermezler. Acı tabakaları yükseliş süreci boyunca bırakılırken, kalp açılarak yeni ve yüksek bir yakınlık ve birlikte yaşama deneyimine izin verir. İki veya daha fazla kalp bu şekilde bağlandığında, yeni bir ilişki formu kadar sevgi üzerine kurulu yeni bir toplum anlayışı da mümkün hale gelir. Açık bir kalp aynı zamanda doğa ve Tanrı ile yaşama deneyimine izin verir. İki Mesih düzeyine ulaşmış kişi arasında yeni bir yakın ilişki şekli oluşur. Yükseliş öncesi ilişki deneyimi kutupluluk ve zıtlıklar üzerine kuruludur. Eşler birbirlerini zıt oldukları için çekerler ve bu aslında kutupluluk içinde enerjiyi dengede tutmak için gereklidir. Bu zıtlık ilişkide uyumsuzluk da yaratır, çünkü eşler birbirlerini anlayamazlar. Bunun iyi bir örneği mantıksal, analitik erkeğin yüksek düzeyde sezgisel ve duygusal dişiye çekilmesi ve bunun patlayıcı bir ilişkiyle sonuçlanmasıdır. Böyle bir çift Mesih düzeyine ulaştığında, her birindeki erkek ve dişi dengelenir. Dişi kendi analitik ve mantıksal yeteneklerini bütünlerken, erkek de kendi sezgisel ve duygusal yeteneklerini bütünler. Bu birbirlerini gerçekten anlayan eşitler arasındaki yeni bir ilişki formuyla sonuçlanır. Öfke, bu tarihsel dönüm noktasında, gerçeklik planınızda hala gerekli bir duygu ve Mesih düzeyine ulaşmış biri de zaman zaman öfkeyi deneyimleyecektir. Kişi bir imaj neticesinde öfkesini bastırdığında bu hapsedilmiş öfkenin şiddet ve pasif-agressif davranış şeklinde salıverilmesiyle sonuçlanır. İnisiye kendi öfkesini hissettiğinde kendisiyle temasa geçebilecek herkesle arasına uygun sınırlar koyarak öfkesini uygun ve şiddet dışı bir şekilde kullanabilir. Mesih düzeyine ulaşmada her türlü tapınma ve başkalarınca tapınma gereksinimi aşılmalıdır. Spiritüel yoldakilerde fiziksel yada iç plandaki öğretmenlerini yüceltme ve onları mükemmel ve herşeyi bilir olarak görme eğilimi vardır. Şimdiki liderlik sisteminin tuzağı da kitlelerin tapınmasına duyulan aşktır. Tapınma aşıldığında bu, inisiyenin fiziksel ve fiziksel olmayan realite planlarındaki herkesle eşitlik hissini bedenlemesine izin verir. Eşitlik durumu Tanrı ile birlikte yaratmada hayatidir. Tanrı ile birlikte yaratma bir geri-besleme sistemine benzer. İnisiye fiziksellikten ve onun tezahür ettirilen zamanından destek verirken, Tanrı ve üstadlar Form ve Zamanın dışından destek verirler. Geri-beslemenin her iki yanı da birlikte-yaratım sürecinde eşit ağırlık taşır. Tapınma, mükemmelliğe inancın bir sonucudur. Kişilikteki imaj mükemmellik inancından oluşturulur. Mükemmellik diye bir şey yoktur. Bir çok kanal 5. boyutun bir mükemmellik durumu olduğunu belirten bilgiler getirdiler. Size haberlerimiz var! "Yıldız Savaşları" gerçek ve 5. boyut varlıkları birbirleriyle çok uzun süredir savaşıyorlar. Bu bilim adamlarınızın keşfettiği birçok kara deliğin nedeni. Her kara delik tahrip edilen bir gezegen veya yıldızın sonucu. Savaşlar bir sona vardı bununla birlikte Dünya'da olduğu gibi galaksilerarası deneyimde de yeni bir ortaklık ve işbirliği anlayışı gerçekleşiyor. Yeniden hepimiz birlikte şifa buluyoruz. Tapınmayı aşmaya ek olarak Mesih düzeyine erişmiş birey gerçeğin tüm ifadelerinin geçerli olduğunu ve başkalarını kendi gerçeklik deneyimlerine sahip oldukları için kınamamayı öğrenir. Gerçek çok yüzlü bir elmas gibidir. Her insan, insanlık deneyiminde gerçeğin bir yüzünü elinde tutar. Tüm insanlar gezegendeki her bireysel gerçeği kapsayan bir gerçeği birlikte yaratırlar. Hiç bir gerçek diğerinin üstünde değildir ve tüm gerçekler birleşik bütünü oluşturmak için gereklidir. İnisiye başkalarının gerçeğine, deneyim ve kendini ifadesine saygı duyarken, Dünya'daki kendi ruh amacı ve gerçeğine de saygı duymayı öğrenir. Mesih düzeyine ulaşmış inisiye gerçek--zaman da yaratır. Bununla kastettiğimiz şey inisiyenin 12.inisiyasyondan önce yaratmada deneyimlediği zaman gecikmesinin ortadan kalkmasıdır. Yükselişten önce herhangi bir deneyimin fiziksel planda yaratılması için, deneyimin 8 farklı realite planında artarda yaratılıp sonra fizikselliğe getirilmesi gerekiyordu. 9. inisiyasyondan önceki ortalama bir insan için bu 8 realite planından fiziksel plana yaratılım süresi 10 yıldır. Yükseliş süreci sırasında bu sekiz realite planı 2 planda birleştirilir. Fiziksel araç ve fiziksel olmayan (nonfiziksel) araç veya Işık-beden. Mesih düzeyindeki birey 8 realite planını baypas ederek (uğramadan) iç-planda yaratımına başlar ve sonra çok kısa bir zaman aralığında onu fiziksel plana getirir. Yaratımdaki zaman gecikmesinin ortadan kalkmasına bağlı olarak Mesih düzeyli inisiye her ortaya çıkardığı şeyin arkasındaki niyet ve motivasyonun bilincinde olmalıdır. Kanalımızın keşfettiği gibi, temas ettiği her kişi veya eğitim verdiği her grupla niyet edilen uyum, neşe ve birlik, onun gittiği her yerde devamlı olarak zevkli bir deneyim yaratma etkisine sahip. Mesih düzeyli kişi ortaya çıkarma ile ilgili sınırlılıklarını aşar. 7 ışının her birini bedenleyerek birey bir projenin doğuşunu sağlayabilir (1. Işın), Projeye yapı verebilir (2. Işın), Projeye bilgelik verebilir (3. Işın), Projeye uyum verebilir (4. Işın), Projeye tutku ve yaratıcılık verebilir (5. Işın), Projeye vizyon verebilir (6. Işın), Projeye bilgi verebilir (7. Işın), Mesih düzeyli kişi Dünya'daki ruh amacını yerine getirmek için gerekli tüm yetenek ve kişilik özelliklerini kucaklayabilir. Ruh amacı inisiye ile birlikte evrim geçirir. Ruh amacı hiçbir zaman durağan ve kesin değildir. Ruh amacı neyin inisiyeye neşe (sevinç) getirdiği üzerine temellenmiştir. Tanrı ve insan vecit hali (coşkunluk) frekansından başka bir frekansta birlikte yaratamazlar. Kanalımız kursuna katılanlara varlıklarının en neşeli durumlarına geçmelerini sağlayan çabaları bulmalarını, o zaman Dünya'daki ruh amaçlarını keşfetmeye başlayacaklarını öğretiyor. Coşkunluk halinde koşulsuz sevgi vibrasyonu gerçekten titreşir. Coşkunluk frekansı, ne yaptıklarına bağlı olmadan inisiyenin kontakt kuduğu her bir kişide en büyük etkiye sahiptir. Birinin değer kazanabilmesi için önemli birşey başarması veya dünyada başarılı olması gerektiğine inanmak insan doğasıdır. Size gezegeninizin şu andaki titreşimsel hizmetlilerinin yunuslar ve balinalar olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Yunuslar ve balinalar frekansı dünyada Tanrı ile birlikte tutarlar. Balinalar ve yunuslar bir coşkunluk halinde var olurlar ve büyük şirketler kurma, ün ve şans arama, dünyayı yönetme veya insanların başarılı olmak saydıkları birçok diğer deneyime ihtiyaç duymazlar. Ancak yunuslar ve balinalar insanların başlangıçta yapması niyet edildiği şeyde başarılı oldular ve bunu vecit halindeyken yapıyorlar. Sık sık kanalımız dünyadaki ruh amacını öğrenmek isteyen inisiyelere bilgi veriyor (kanallıkla). Biz burada size şunu söylemek için bulunuyoruz ki Dünya'daki her bir insanın ruh amacı ona coşkunluk veren her şeyi yapmasıdır. Böylece her insan, insanlık için niyet edildiği gibi Dünya'nın vibrasyonel (titreşimsel) hizmetlisi olur. -------------------- daha detaya inmek isterseniz http://www.gnoxis.com/forum/spirituel-yukselis-32721.html bu konuyada bakmanızı tavsiye ederim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2009 teşekkürler nevermore. Bilginin ışığında sancıların yerini coşkuya bırakmasıyla pek çok konuda tıkanıklıklara çözümler ve düzenlemeler öngörmesi ve sağlıklı yaşam enerjisinin her bir halkasıyla geçiş farklılıklarını gözlemlemek, güzel bir gündoğumuna farkındalıkla uyanarak her bir anını hissederek yol almaktır. Sürekliliğinde zıtlıkların konumu farkedilerek enerjiyi bütünlemesine keşf edilir. niyetlerimiz kendini ifade edebilme özgürlüğüne kavuşur baskılardan zıtlıklardan uzak olan benim isteklerim onun, onun istekleri benimdir. ortaya çıkan bu müthiş enerji yaşamın ana kaynağını olulşturur. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Dünya'daki her bir insanın ruh amacı ona coşkunluk veren her şeyi yapmasıdır. Böylece her insan, insanlık için niyet edildiği gibi Dünya'nın vibrasyonel (titreşimsel) hizmetlisi olur. :)yani varoluş amacımızı bulmak durumundayız ,eğer 'gerçekten' bir işe yaramak istiyorsak... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cobra Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Dünya'daki her bir insanın ruh amacı ona coşkunluk veren her şeyi yapmasıdır. Böylece her insan, insanlık için niyet edildiği gibi Dünya'nın vibrasyonel (titreşimsel) hizmetlisi olur. :)yani varoluş amacımızı bulmak durumundayız ,eğer 'gerçekten' bir işe yaramak istiyorsak... Biri varoluş amacını bulsa da diğer insanlara da söylese olmaz mı Şaka bir yana her insanın varolma amacı farklı mı, sonuçta herkes dünyaya katkısı olacak "seçilmiş" biri değil. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 evet farklı...o yüzden herkes kendi yaşam amacını bulmak için enerji harcamalı yani düşünmeye bile üşeniyorsak pes!!! -------------------- ayrıca herkes seçilmiş biri potansiyelinde;) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Insan olarak seçilmiş olduğumuzun farkına varmaliyiz aslında Ama büyük hayalkırıklığına uğrattığımız evren bizler arasında seçim yapmıyor , seçimin parçası olan biziz.. Seçilmişler arasından 'seçilmiş 'olmak için ise sadece nefes almak yetmiyor.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 hatta öyle seçilmişiz ki istersek makroyu bile yönetebiliriz! o kadar yani! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Yönetebiliriz ama birlikte hareket etmek gerekirmi ? Mesela bütün çinliler aynı anda zıplasa deprem yaratabilirmi ?, evet yönetebiliriz , makronun kendisi bile olabiliriz bence , , Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 evet önce geçilmesi gereken aşamalar var mesela güneşteki kara noktalar insanlıktaki karanlıklardır. insan kötüyle olan mücadeleyi bırakıp ona teslim oldukça makro da şaşmış enerjilere gark olur...dolayısıyla insan da... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Bir şey okudum , negatif enerjileri emerek hapsedebiliriz . Böylece onlarla zaman kaybetmek savaşmak , savaşırken ürettiğimiz negatif enerjinin yaratıcısı olmak gibi doğaya aykırı kozmosun pekde onaylamadığı durumlardan kaçınabilirmisiz. Yazının tamamını çevirince ekleyeceğim ama tamda senin yazdığına paralel nitelikte geldi. Yani diyor ki , negatif enerjileri kendi haline bırakın , bırakın sizinle olsunlar, ama onları hapsetmeyi öğrenin (basit bir şekilde şöyle sanırım ,yaşadığımız kötü bir olayı kabullenin ama peşinden gitmeyin ah vah yapmayın ) Böylece kabullenme bilinci pozitif olarak negatif enerjinin çıkış durumunu unutturmasada varlığını sürdürmeyi engelleyecek bir nevi hapsedecek . . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 tamam bekliyorum...geçen verdiğim linki de okuyacaktın steiner onu da unutmadım:p bu konuyla ilgili olarak da şunu söyleyebilirim kısaca: negatifi kabul edersek farkına varmış oluruz ve farkında olduğumuz hiçbir şey bizi kontrol altına alamaz; tabii ana şart gene rolde burada da 'biz istemezsek!' Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.