raskolnikov Oluşturma zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 4, 2009 Not: Konumuz kurbanın kökeni olduğu için önce insan kurbanlarına ait detaylı anlatımlar olacak. Dayanamam diyen okumasın. Kurban nedir diye sorunca hemen İbrahim öyküsü anlatılır. Ortadoğu geleneğinde İbrahim biçiminde efsaneleştirilip kutsal kitaplara geçen kurban törenlerinin insan kurban etmeye dayanan bir kökeni olduğunu biliyoruz. Peki bu insan kurbanı törenleri nasıl olurdu ve niye yapılırdı? Kurban'ın kökenine ilişkin yapılan araştırmalar bizi tarım ve bereket tapımlarına götürüyor. İnsan kurban etme törenleri, oruç ve hasat törenleri ile yakından ilişkili. Tarımsal törenlerin Mısır, Suriye ve Mezopotamya'da doğup yayılmış olma ihtimali yüksek kabul ediliyor. Kuzey ve Orta Amerika'da, Afrika'nın bazı yerlerinde, Pasifik adaları ve Hindistan'da bazı kabilelerde de insan kurban edildiğine dair bilgiler var. İlkel insan onu çevreleyen güçlerin bir gün biteceği sıkıntısıyla yaşar. Binlerce yıl, kış gündönümlerinde güneşin tamamen söneceği, ayın bir daha çıkmayacağı, bitkilerin yokolacağı vb. korkularla yaşamıştır. Bu endişeler çok farklı kültürlerde yaşayan insanları ilk yada son ürünleri ve bunlarla birlikte temsili başka şeyleri bu güçleri kontrol eden kutsal güçlere sunmaya sevketmiş. Kurban törenleri hasat döneminde yapılır. Ayrıca ilk başaklar, son başaklar biçilmez, yada tarlada bırakılır, tohum ekenler kadın olur, hatta cinsel semboller kullanılır. Kurban, cinsellik, tarım ve bereket çok yakından ilişkilidir. Azteklerdeki Kurban törenlerinin nasıl yapıldığını anlatmakta fayda var. "Ekinler filizlenir filizlenmez, tarlaya "mısır tanrısını aramaya" gidilir, yani eve bir filiz getirilir ve ona sanki bir tanrıymış gibi yiyecek sunulur. Akşam olunca, bufiliz yiyecek tanrıçası Chikome-coatl'In tapınağına götürülür; tapınakta, genç kızlar toplanmışlar ve ellerinde, geçen yılın hasadından kalmayedi mısır koçanından oluşan, kırmızı kağıda sarılıp üzerine bitki özsuyu serpilmiş bir demek taşımaktadırlar... Bu tören, tanrıçaya övgüyü ve yeni yeni filizlenen ekinin kutsanmasını amaçlar ve bu törenlerde kurban söz konusu değildir. Ancak 3 ay sonra, ekin olgunlaştığında, yeni mısır tanrıçası Xilonen'i temsil edengenç kızın kafası kesilir; bu kurbandan sonra yeni mısır ürünü kutsal olmayan amaçlarla kullanılmaya başlanır; bunun işlevi, büyük olasılıkla, ilk ürün sungusudur. Altmış gün sonra, hasat bitince yine bir insan kurban edilir. Tanrıça Toçi'yi "annemiz" temsil eden bir kadının boynu vurulur ve derisi yüzülür. Rahip, bu deriyi giyer ve baldırdan alınan bir parça deri mısır tanrısı Cinteotl'un tapınağına götürülür; burada başka biri bu deriden kendine maske yapar. Birkaç hafta sureyle, bu rahip, gebe muamelesi görür; çünkü Toci, öldürüldüğünde oğlunda, yani kuru mısırda, tüm kış boyunca yiyecek olarak kullanılacak mısır tanelerinde yeniden doğar. Bu törenler boyunca, savaşçılar geçit yapar (Toci, pek çok Doğu bereket tanrıçası gibi, savaş ve ölüm tanrısıdır aynı zamanda) dans edilir ve sonunda, kral, peşinde tüm halkla, Toci'yi temsil eden kişinin kafasına eline ne geçerse atar ve geri çekilir. Toçi'nin günah keçisi olduğu ve toplumun tüm günahlarını üzerine aldığı anlaşılmaktadır; çünkü deriyi taşıma işini üstlenen kişi, deriyi sınırdaki bir şatoya taşır. ve burada deriyi kolları açık bir biçimde asar. Cinteotl'Un maskesini burada takar. Başka Amerika kabilelerinde örneğin Pavnilerde kurban edilen kızın gövdesi parçalanır ve parçaları tarlalara gömülürdü. Afrikalı bazı kabilelerde de cesedi parçalama ve parçaları ekili tarlalara savurma adeti vardı." (Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, sayfa 334-335) Tarım'la ilgili insan kurbanlarına Eliade'nin verdiği bir örneği daha alarak devam edeceğim. Çünkü bu örnekler bugün sürdürülen kurban geleneğindeki bir takım sembolizasyonlara da ışık tutuyor. Örnek çok yakın zamanlarda 19. yüzyılın ortalarında Bengal'de Khondların yaptığı törenlerden. İngiliz efendiler insan kurban etmeyi yasaklayınca Bengel'liler teke veya buffalo kurban etmeye başlamışlar Kurbanlar, yeryüzü tanrıçası Tari Pennu ya da Bera Pennu'ya adanır ve Meriah olarak bilinen kurban ya ailesinden satın alınır ya da kendileri de kurban olan anne ve babadan doğmuştur. Kurbanlar belli dönemlerdeki bayramlarda yada olağanüstü durumlarda gerçekleştirilir, ama kurbanlar her zaman gönüllüdür. Meriahlar, uzun yıllar boyunca mutlu bir biçimde yaşamışlardır ve kutlu varlıklar olarak görülürlerdi; diğer "kurbanlarla" evlenirler ve çeyiz olarak kendilerine bir toprak parçası verilirdi. Kurban töreninden on yada on iki gün önce, kurbanın saçları kesilir ve Khondların inanışlarına göre adak tüm insanlığın iyiliği için olduğundan kurban törenine isteyen herkes katılır. Tarifi imkansız bir orjiden(toplu seks) sonra -tarım ve doğanın üretkenliğiyle ilgili bayramların çoğunda rastlanan bir törendir bu- Meriah, tören alayıyla birlikte, köyden kurban töreni yerine götürülür; burası genelde balta girmemiş bir ormandır. Meriah, kurban edileceği yerde, eritilmiş yağla ve zerdeçalla ovulur ve çiçeklerle süslenir, Meriah tanrıyal özdeşleştirilmiş gibi görünmektedir; çünkü insanlar ona dokunmak için çevresine üşüşürler ve ona yönelik övgüleri tapınma sözlerinden ayırmak oldukça zordur. Halk, kurbanın etrafında müzik eşliğinde dans eder ve toprağa seslenir: "Sana adıyoruz bu kurbanı Tanrım! Bize hayırlı bir hasat, hayırlı bir hava ve sağlık ver!" Sonra kurbana seslenirler: "Seni satın aldık ama seni zorlamadık; şimdi geleneklerimize göre seni kurban ediyoruz, bunda bizim bir günahımız yoktur! Gece boyunca durdurulan orjiler, ertesi sabah yeniden başlar ve öğleye kadar sürer, sonra kurban törenine katılmak için herkes Meriah'ın etrafında toplanır. Kurban etme çeşitli biçimlerde olur: Afyonla uyuşturulan Meriah bağlanıp kemikleri kırılır yada boğulur yada parçalara ayrılır yada kor ateş üzerinde yavaş yavaş yakılır vb. Önemli olan törene katılan herkesin, bayrama temsilcilerini gönderen tüm kasabaların, kurban edilen gövdeden bir parça almasıdır. Rahip, özenle ayırdığı parçaları, kendi paylarını heyecanla bekleyen kasabalara gönderir ve onlar da aldıkları parçayı törenle tarlalara gömerler. Geri kalanlar, özellikle kafa ve kemikler, yakılır ve küller ekinlerin üzerine iyi bir hasat elde etmek için serpilir.(Eliade, agy, s.335-336) alıntı... aradım ki ben, bulamadım da... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
west Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2009 Çok açık ve açıklayıcı bir anlatım Teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.