Jump to content

Sen...


Rimmon

Önerilen Mesajlar

Yitik dimağımda adı konulmamış bir karanfille betimledim seni. Alabildiğine sessizdi çığlıkların, uğulduyordun, duyulmazlıktan geliniyordu sesin. Ve ben kendimi, seninle tanıdım. Yapamayabileceklerimin zahmetsizce gerçek kılınabilmesi ihtimaliydin. Zırh kuşanımlarıma tutkundun, uyançlarıma payidar...

Birden izlerin silinmesi telaşı sardı beni, kendimi buluşumu kaybettim ben gitme ihtimalinin varlığıyla ve kendimi kaybetmek pahasına kendimi buluşuma sığındım. Varılacak bir durak değil istediğim, yaşananlarla kendini gerçekleyecek bu derme çatma yol sadece.

Kelimelerim rüyalarımdan fırlayan karman çorman imgelere tutsak, sürgün ediyorum gözyaşlarımı, aklımı başıma hapseden varlığını reddederek seninle bir olamayacak kadar da talihsizim. Artık evrenin bilinmez cazibesine kestirilemez gözlerle, sağır ağızlarla değil arı bir umursamazlıkla bakıyorum, görmüyorum, görmüyorsun…

Gözlerin, kötücül bir yasak çiğnemeyle bilinmez ateşler yakıyorlar çığlık çığlığa. Çatık kaşlı bir zemheri yılın artakalan günlerini kovalarken zamana mıhlanıp kalmış melankolik ve sorgusal haykırışlarımı bir kenara atıyorum.

Ellerimde bir gül var şimdi, protestoların sonuna kadar havada tutacağım onu ve zamanı geldiğinde de fırlatıp atacağım. Zaman beni geçiyor, ben okunamayasıca şiirler ve kör rediflerle, bitmek tükenmek bilmez kutsal sözler ve hoyrat bakışlarla sarmalıyorum zamanı. Bir mücadeledir bu, adı telaffuz edilemeyen bir lütufkârlıktır. Zaman havada asılı duran bir meydan okumadır.

Mezar taşlarında kendi adımı arıyor gözlerim, bir eksiklik var, sen benim eksikliğimi taşıyorsun dünyada ve bütün ekseriyetinle gecede bin kez tecelli edebilecek denli de cüretkârsın. Kızmıyorum, korkmuyorum, beynimin bilinmez kıvrımlarına çarpıp sana geri dönüyor sesin. Yankım oluyorsun, yankın oluyorum ve çarpıp birbirimize geri döneceğimiz bir duvar arıyoruz şimdi. Hiçbir duvar konmamış özgürlüğümüzün önüne, git gide uzaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz…

Sürgüne gönderdiğimde yüreğimi, henüz gençti ay. Ve şimdi döndüm. Eski püskü bir güneşle, yırtık bulutların kapladığı bir gökyüzü karşılıyor çiçek bozuğu benliğimi. Bir çınarın tek başınalığını tüketiyorum seninle, bensizliğimle… Suskunluğun, bilinen ve bilinmeyen, adı konulmamış, adsız kalmaya yazgılı bütün korkaklıklarımla, acemice çizdiğim sınırları zorluyor şimdileri. “Şimdi”leri tüketiyoruz.

Tiyatral bir vurdumduymazlıkla yanlış bir durakta inmem işten bile değildi. Birden kelimelerin aşkınlığını anlamlandırmakta yetersiz kaldıkları hınçla hınca hınç bir dolulukla;

Yanlış bir durakta öylece iniverdim sana…

Sana zamanın ve mekânın ötesinden öylece bakıverdim…

06:08:2008

Çarşamba

19.35

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biz'ken geçmiş zamanda, bir parçami kopartıp alan da sendin.cok uzun bir süre sen demedim bize.cok uzun süre sen demedin bize.Oysa ben bizken,sen hep sen'din.Geçmiş zaman tadında tekrar yaşamakdansa biz'i, sen; sen olarak kal.Ben bir müddet daha biz'in sonsuz halinde avunmayi düşlüyorum..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında herşey çok basittir, onunla birlikteyken de yalnızsınızdır sadece bunu kabul edemez, kendinizi avutursunuz. Sonra o gider, size uzaktan bakmak kalır, çoğu zaman yarım yamalak, sahtekarlığı paçalarından akan veda cümleleri eder ve şöyle demek istersiniz; "Sen hiç gelmemiştin ve şimdi de gitmiyorsun". Kabullenemezsiniz, kabullenemezsiniz çünkü farkında olmasanız da O'nu O'nsuz yaşamaya alışmışsınızdır, o gider, siz bakarsınız, O'nun üstüne biçtiğiniz rolü, bütün çirkinliğini gizleyen hayallerinizi düşünürsünüz, o sadece gider, gitmek O'nun tabiatıdır...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

... ve , umutlarımın kabuslarına dönüştüğünü söyleyen sen...

Kapıma geldiğinde bakmadım yüzüne..

Gittiğinde yüreğim de gitti peşinden..

Çok taze bu yara.. başım ağrıyor... öyle sensizim ki içtiğim biradan zevk alamaz oldum..

Sen işte, tüm arabesk cümlelerin başına oturttuğum sen..

Şimdi .. Hay ben SEN'in...........................

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yüzüne bakmadım çünkü bir yüzün yoktu, çünkü yüzün yerinde benim özene bezene yerleştirdiğim gri bir kılıf vardı.. Hem ihtiyacım da yoktu yüzüne bakmaya, ezberlemiştim gözlerini, yanılsamam olmuştun, ben bütün gerçekliğimle karşında -ürkekçe de olsa- dururken giden bir yanılsama olmuştun ve ben yorgundum artık, bir defa daha gölgemi kovalayamayacak kadar yorgundum... Ve seninle öğrendim ben, her karanlığın gölgem olmadığını, ben seninle öğrendim, insanların içindeki bütün ışığı nasıl kaybettiklerini, ben seninle öğrendim, çocukken neden yere çarpıp kırılan oyuncağımdan kopan bütün parçaları toplamak istediğimi...

 

Terry Jacks-if you go away...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

En güzel günlerimin

üç mel'un adamı var:

Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye

en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını

yer yer tırnaklarımla kazıdım

hatıralarımın camını..

En güzel günlerimin

üç mel'un adamı var:

Biri sensin,

biri o,

biri ötekisi..

Düşmanımdır ikisi..

Sana gelince...

Yazıyorsun..

Okuyorum..

Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,

insanın

bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..

Ne yazık!..

Ne kadar

beraber geçmiş günlerimiz var;

senin

ve benim

en güzel günlerimiz..

Kalbimin kanıyla götüreceğim

ebediyete

ben o günleri..

Sana gelince, sen o günleri -

kendi oğluyla yatan,

kızlarının körpe etini satan

bir ana gibi satıyorsun!.

Satıyorsun:

günde on kaat,

bir çift rugan pabuç,

sıcak bir döşek

ve üç yüz papellik rahat

için...

En güzel günlerimin

üç mel'un adamı var:

Biri sensin,

Biri o,

biri ötekisi...

Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...

Sana gelince...

Ne ben Sezarım,

Ne de sen Brütüssün...

Ne ben sana kızarım

ne de zatın zahmet edip bana küssün..

Artık seninle biz,

düşman bile değiliz..

 

http://www.siirperisi.net/images/sair.gifNAZIM HİKMET

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

En güzel günlerimin

üç mel'un adamı var:

Biri sensin,

biri o,

biri ötekisi..

Düşmanımdır ikisi..

Sana gelince...

Yazıyorsun..

Okuyorum..

Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,

insanın

bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..

Ne yazık!..

 

vay be =) birini hatırlattı bana =)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

...

yatağını çıyanlarla süslerdi.

akşamları yatmadan bir ikisini atıştırırdı.

tehlikeli kesikti.

tehlikeli kesikler gibi sevişirdi.

eve bir giyotin almak isterdi hep.

fazla arkadaşlar için.

fazla gözyaşları için.

fazla laubalilikler için.

islamiyet'ten önce Kabe'de duran üç puttan

biri oydu, biri ben.

öbürkünden arada bir şifreli mektuplar alırdık.

mektuplara gülerdik biz. mektuplara gülmekle geçerdi vaktimiz.

mutluyduk.

cahildik ve bununla mutluyduk.

 

Suçu benim üstüme at: Biz, biraraya geldiğimizde anlamlı bir kelime oluşturan iki heceydik -- bunu itiraf etmem.

Suçu benim üstüme at: Evet, aramızda kronolojik bir sıralama vardı duygular açısından. Şiddetin yolaçtığı her türlü maceraya düşkündü o. Yara kabukları biriktirirdi. Açıksözlülük biriktirirdi -- ağzımdan alamazlar. SUÇU BENİM ÜSTÜME AT. SUÇ BENİ BAĞLAMAZ. SUÇ BANA ÇARPMAZ...

--------------------

(küçük iskender-monolog maketi)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...