Rimmon Oluşturma zamanı: Temmuz 7, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 7, 2009 Yitik dimağımda adı konulmamış bir karanfille betimledim seni. Alabildiğine sessizdi çığlıkların, uğulduyordun, duyulmazlıktan geliniyordu sesin. Ve ben kendimi, seninle tanıdım. Yapamayabileceklerimin zahmetsizce gerçek kılınabilmesi ihtimaliydin. Zırh kuşanımlarıma tutkundun, uyançlarıma payidar... Birden izlerin silinmesi telaşı sardı beni, kendimi buluşumu kaybettim ben gitme ihtimalinin varlığıyla ve kendimi kaybetmek pahasına kendimi buluşuma sığındım. Varılacak bir durak değil istediğim, yaşananlarla kendini gerçekleyecek bu derme çatma yol sadece. Kelimelerim rüyalarımdan fırlayan karman çorman imgelere tutsak, sürgün ediyorum gözyaşlarımı, aklımı başıma hapseden varlığını reddederek seninle bir olamayacak kadar da talihsizim. Artık evrenin bilinmez cazibesine kestirilemez gözlerle, sağır ağızlarla değil arı bir umursamazlıkla bakıyorum, görmüyorum, görmüyorsun… Gözlerin, kötücül bir yasak çiğnemeyle bilinmez ateşler yakıyorlar çığlık çığlığa. Çatık kaşlı bir zemheri yılın artakalan günlerini kovalarken zamana mıhlanıp kalmış melankolik ve sorgusal haykırışlarımı bir kenara atıyorum. Ellerimde bir gül var şimdi, protestoların sonuna kadar havada tutacağım onu ve zamanı geldiğinde de fırlatıp atacağım. Zaman beni geçiyor, ben okunamayasıca şiirler ve kör rediflerle, bitmek tükenmek bilmez kutsal sözler ve hoyrat bakışlarla sarmalıyorum zamanı. Bir mücadeledir bu, adı telaffuz edilemeyen bir lütufkârlıktır. Zaman havada asılı duran bir meydan okumadır. Mezar taşlarında kendi adımı arıyor gözlerim, bir eksiklik var, sen benim eksikliğimi taşıyorsun dünyada ve bütün ekseriyetinle gecede bin kez tecelli edebilecek denli de cüretkârsın. Kızmıyorum, korkmuyorum, beynimin bilinmez kıvrımlarına çarpıp sana geri dönüyor sesin. Yankım oluyorsun, yankın oluyorum ve çarpıp birbirimize geri döneceğimiz bir duvar arıyoruz şimdi. Hiçbir duvar konmamış özgürlüğümüzün önüne, git gide uzaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz… Sürgüne gönderdiğimde yüreğimi, henüz gençti ay. Ve şimdi döndüm. Eski püskü bir güneşle, yırtık bulutların kapladığı bir gökyüzü karşılıyor çiçek bozuğu benliğimi. Bir çınarın tek başınalığını tüketiyorum seninle, bensizliğimle… Suskunluğun, bilinen ve bilinmeyen, adı konulmamış, adsız kalmaya yazgılı bütün korkaklıklarımla, acemice çizdiğim sınırları zorluyor şimdileri. “Şimdi”leri tüketiyoruz. Tiyatral bir vurdumduymazlıkla yanlış bir durakta inmem işten bile değildi. Birden kelimelerin aşkınlığını anlamlandırmakta yetersiz kaldıkları hınçla hınca hınç bir dolulukla; Yanlış bir durakta öylece iniverdim sana… Sana zamanın ve mekânın ötesinden öylece bakıverdim… 06:08:2008 Çarşamba 19.35 4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2009 Şu an yazmya hazırlanıyorum...Ve sen ve sen in için een körelmiş cümlelerimi, en lal olmus betimlemelerimi süzüyorum küçük hapishanemde..Kalemim silik yazsa da seni öldürmeyecek rüyalarımdan .. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Sen dediğin anlatılmıyor vesselam... Anca böyle -di'li geçmiş zamanda yer bulabiliyor yazılarda... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blueboy Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Suskunluğun, bilinen ve bilinmeyen, adı konulmamış, adsız kalmaya yazgılı bütün korkaklıklarımla, acemice çizdiğim sınırları zorluyor şimdileri. “Şimdi”leri tüketiyoruz. Buraya bayıldım.Gerçekten çok güzel.Teşekkürler:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Biz'ken geçmiş zamanda, bir parçami kopartıp alan da sendin.cok uzun bir süre sen demedim bize.cok uzun süre sen demedin bize.Oysa ben bizken,sen hep sen'din.Geçmiş zaman tadında tekrar yaşamakdansa biz'i, sen; sen olarak kal.Ben bir müddet daha biz'in sonsuz halinde avunmayi düşlüyorum.. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Sen... Sadece üç harf ama evrenin gizi barınıyor içinde. Sadece üç harf... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Sen ağlama ey Sevgili! Gözyaşların süzülüyor biliyorum... Ağlayan bir kız gördüğümde dayanamam ey Sevgili! Bedenim yeni doğmuş olsada duygularım eski bir lahit e benzer .. Okunması zor senin için çevrilen zamana 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Aslında herşey çok basittir, onunla birlikteyken de yalnızsınızdır sadece bunu kabul edemez, kendinizi avutursunuz. Sonra o gider, size uzaktan bakmak kalır, çoğu zaman yarım yamalak, sahtekarlığı paçalarından akan veda cümleleri eder ve şöyle demek istersiniz; "Sen hiç gelmemiştin ve şimdi de gitmiyorsun". Kabullenemezsiniz, kabullenemezsiniz çünkü farkında olmasanız da O'nu O'nsuz yaşamaya alışmışsınızdır, o gider, siz bakarsınız, O'nun üstüne biçtiğiniz rolü, bütün çirkinliğini gizleyen hayallerinizi düşünürsünüz, o sadece gider, gitmek O'nun tabiatıdır... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2009 ... ve , umutlarımın kabuslarına dönüştüğünü söyleyen sen... Kapıma geldiğinde bakmadım yüzüne.. Gittiğinde yüreğim de gitti peşinden.. Çok taze bu yara.. başım ağrıyor... öyle sensizim ki içtiğim biradan zevk alamaz oldum.. Sen işte, tüm arabesk cümlelerin başına oturttuğum sen.. Şimdi .. Hay ben SEN'in........................... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Yüzüne bakmadım çünkü bir yüzün yoktu, çünkü yüzün yerinde benim özene bezene yerleştirdiğim gri bir kılıf vardı.. Hem ihtiyacım da yoktu yüzüne bakmaya, ezberlemiştim gözlerini, yanılsamam olmuştun, ben bütün gerçekliğimle karşında -ürkekçe de olsa- dururken giden bir yanılsama olmuştun ve ben yorgundum artık, bir defa daha gölgemi kovalayamayacak kadar yorgundum... Ve seninle öğrendim ben, her karanlığın gölgem olmadığını, ben seninle öğrendim, insanların içindeki bütün ışığı nasıl kaybettiklerini, ben seninle öğrendim, çocukken neden yere çarpıp kırılan oyuncağımdan kopan bütün parçaları toplamak istediğimi... Terry Jacks-if you go away... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
artemiss Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, biri o, biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var; senin ve benim en güzel günlerimiz.. Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri.. Sana gelince, sen o günleri - kendi oğluyla yatan, kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!. Satıyorsun: günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz papellik rahat için... En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.. http://www.siirperisi.net/images/sair.gifNAZIM HİKMET 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
TaiNTeD_LoVe Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, biri o, biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. vay be =) birini hatırlattı bana =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 ... yatağını çıyanlarla süslerdi. akşamları yatmadan bir ikisini atıştırırdı. tehlikeli kesikti. tehlikeli kesikler gibi sevişirdi. eve bir giyotin almak isterdi hep. fazla arkadaşlar için. fazla gözyaşları için. fazla laubalilikler için. islamiyet'ten önce Kabe'de duran üç puttan biri oydu, biri ben. öbürkünden arada bir şifreli mektuplar alırdık. mektuplara gülerdik biz. mektuplara gülmekle geçerdi vaktimiz. mutluyduk. cahildik ve bununla mutluyduk. Suçu benim üstüme at: Biz, biraraya geldiğimizde anlamlı bir kelime oluşturan iki heceydik -- bunu itiraf etmem. Suçu benim üstüme at: Evet, aramızda kronolojik bir sıralama vardı duygular açısından. Şiddetin yolaçtığı her türlü maceraya düşkündü o. Yara kabukları biriktirirdi. Açıksözlülük biriktirirdi -- ağzımdan alamazlar. SUÇU BENİM ÜSTÜME AT. SUÇ BENİ BAĞLAMAZ. SUÇ BANA ÇARPMAZ... -------------------- (küçük iskender-monolog maketi) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.