Kinyas Oluşturma zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 10, 2009 http://3.bp.blogspot.com/_g39mZKqfLYU/RwUDpMMLMhI/AAAAAAAAAbo/VeocvlMxlDw/s400/a14425_anne.jpg Auschwitz'den Sonra Öfke, kara bir orak gibi, kuşatır beni. Her gün, bir Nazi götürürdü, sabah saat 8'de, bir bebeği ve kahvaltı için hafif ateşte pişirdi tavasında. Ve ölüm bakar ilgisiz bir gözle ve kazır tırnak diplerindeki kiri. İnsan şeytandır, Bağırırım avaz avaz. İnsan bir çiçektir yakılmamalı, Bağırırım avaz avaz. İnsan çamurlara bulanmış bir kuştur, Bağırırım avaz avaz. Ve ölüm bakar ilgisiz bir gözle ve kaşır kıçını. İnsan minik pembe ayakları ile, olağanüstü parmakları ile bir tapınak değildir ama bir keneftir. Bağırırım avaz avaz. İnsan, bir daha asla bardak kaldırmasın. İnsan, bir daha asla kitap yazmasın. İnsan, bir daha asla ayakkabısını giymesin. İnsan, bir daha asla gözlerini açmasın bu tatlı Temmuz gecesinde. Asla.Asla.Asla.Asla.Asla. Bağırırım avaz avaz bütün bunları. Yalvarırım Tanrı işitmesin beni. Sözcükler Sözcüklere dikkat edin, olağanüstü olanlarına bile. Çünkü olağanüstü için yapabileceğimizin en iyisini yaparız, kimi zaman sözcükler arı gibi sokarlar ve bir öpücük bırakırlar iğne yerine. Parmaklar gibi değerli olabilir sözcükler Ve kaya gibi güvenilirdir sözcükler kıçınıza sokarsınız onları. Ama hem papatyalar hem de bereler gibi olabilirler. Yine de severim sözcükleri. Tavandan düşen güvercinlerdir sözcükler. Dizlerimde oturan altı kutsal portakaldır onlar. Sözcükler ağaçlardır, yaz'ın bacakları, Ve güneş, ve onun tutkulu yüzü. Ne var ki sözcükler sıklıkla yanıltır beni. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, Bir sürü öyküler, betimlemeler, atasözleri, vb. Ama sözcükler yetersiz kalır, yanlış olanları gelip öper beni. Kimi zaman uçarım bir kartal gibi ama bir çalıkuşunun kanatlarıyla. Yine de sözcüklere dikkat etmeye ve kibar olmaya çalışıyorum. Sözcüklere ve yumurtalara özenle dokunmalı. Bir kez kırıldılar mı olanaksızdır. Onarılmaları. Böyle Birisi Dışarı çıktım cin çarpmış büyücü gibi, uğursuzluk tutkunu, gece daha yürekli; şeytanı düşleyerek, yaptım tersliğimi kır evlerinin üstünden, ışıktan ışığa; kimsesiz şey, on iki parmaklı akıl fukarası. Böyle bir kadın tam kadın değildir. Ben böyle birisi oldum. Sıcak mağaralar buldum ağaçlar arasında, tavalar, oymalar, raflarla doldurdum gömme dolaplar, ipekler, bir sürü öte beriyle; akşam çorbası pişirdim kurtlar ve periler; yola getirdim yoldan çıkmışı. Böyle bir kadın yanlış anlaşılır: Ben böyle birisi oldum. Arabana bindim, arabacı. çıplak kollarımı salladım geçtiğimiz köylerde, son ışıklı yolları keşfederek; hayatta kaldım ateşinin hala kalçalarımı ısırdığı yere ve tekerlerin döndükçe kaburgalarımın kırıldığı. Böyle bir kadın ölmekten utanmaz. Ben böyle birisi oldum. Yıldızlı Gece “Bu beni dehşetli bir ihtiyaçtan alıkoymuyor – hadi söyleyeyim –dinden dinden. Sonra gece dışarı çıkıp yıldızları resmediyorum” Van Gogh'un kardeşine bir mektubundan Şehir yerinde değil, sıcak gökyüzünde boğulan bir kadın gibi yükselip kayan karaşın bir ağaç dışında Şehir sessiz, kaynıyor gece onbir yıldızla Ah! yıldızlı yıldızlı gece! Ben böyle ölmek istiyorum Hareket halinde. Her biri canlı Ay bile esniyor turuncu rengiyle sürmek için çocukları, bir tanrı gibi, gözünden Yaşlı ve esrarlı bir yılan yıldızları yutuyor Ah! yıldızlı yıldızlı gece! Ben böyle ölmek istiyorum: Atılıp kollarına gecenin canavarının O büyük ejderha tarafından yutularak Hayatımdan kopmak istiyorum, izsiz işaretsiz Ne bir dans Ne bir ağlama. Anne Sexton 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Atılıp kollarına gecenin canavarının O büyük ejderha tarafından yutularak Hayatımdan kopmak istiyorum, izsiz işaretsiz Ne bir dans Ne bir ağlama. Çok güzel... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.