nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 13, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 13, 2009 3. boyuttan 4. ve 5. boyutlara doğru ilerlerken hayatımızda ve realitemizde pek çok değişiklikler oluyor. Bu değişiklikler ilk etapta yaşamımıza zorluklar getiriyor. Bunlardan bir tanesi DOĞRU kavramıdır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu zihinlerimizle ayırd etmeye alışmış olan bizler, bunun sadece 3. boyutta kaldığını, aslında herkesin farklı bir doğrusu olabileceğini öğreniyoruz. Doğrunun sadece 1 tek olduğunu, ama sonsuz sayıda aynı doğruya varacak yol olabileceğini algılamaya başlıyoruz. Bu, farklı bakış açılarına sahip olanlarımızı yargılayarak ?hatalı? damgası basmamızı engelliyor. Oysa biz, bir başkasını yargılayarak, kendi duruşumuzu ve seviyemizi tespit ediyorduk. İkinci değişiklik, serbest bırakmaktır. Başka birinin seçimine saygı duyabilmeyi, onu olduğu gibi sevip destek verebilmeyi, yargılamamayı ve kendimize bağımlı hale getirmeye çalışmamayı gerektirir. Ve üçüncüsü OLMAK tır. Genelde zihin ve egomuz birşeyleri yapmak ile ilgilenir. Bu egomuza tatmin verir. Oysa yeni enerjide, 4. boyutta yapmak yoktur sadece olmak vardır. Kendimizi akışa bırakmak vardır. Akış bize zaten çekim yasasını bilinçaltımızla birlikte harekete geçirterek isteklerimizi oldurur. Ama akışta bizi zorlayan kısır döngüler varsa, onları, ancak bilinçaltımızı temizleyerek, korkuları saf sevgiye dönüştürerek değiştirebiliriz. İşte o zaman birşeyler yapmak yerine sadece OL mak bizi cennete götürür. Çünkü esas olan, bedenli haldeyken, dünyada yaşarken akışa kendimizi bırakarak evrenin bize herkesin en yüksek hayrına olacak şeyleri getirmesine izin veririz. Genişleriz. 3. BOYUTUN ÖZELLİKLERİ 3. Boyutun en belirgin özelliği ?AYRILIK? bilincidir. Yüce Yaradan, kuldan ayrıdır ve kullarının hata yapması durumunda onları cezalandırır. Bilinçaltımızda bunu tutarken, kendimizi başkalarından da ayırırız. Kişiliğimizin ve varlığımızın herkesden farklı ve ayrı olduğunu düşünür ve bundan egomuzu besleriz. Yargılama, suç ve ceza kavramları ile hareket ederiz. 3. boyut deneyimlerinin gerçekleşmesi için ayrılık bilinci zorunluydu. 4. boyuta doğru ilerlerken, 3. boyuttaki kurallar artık geçerli olamayacaktır. Çünkü artık ayrılık değil BİR lik bilinci geçerlidir. Ayrılık bilincinin yerini birlik bilincine terk etmesi, en çok ikili ilişkilerde bizleri zorlamaktadır. Pek çoğumuz, ilişkilerimizde kendimizi bir çıkmazın içinde bulduk ve kökten bir değişim yaşamak zorunda olduğumuzu hissettik. 3. boyuttan 4. boyuta geçişin başlangıç noktası ve bu işe en uygun deneyim, aşk ve ikili ilişkiler konusunda olacaktır. AYRILIK BİLİNCİNİN ÖZELLİKLERİ Gizlilik: Sevdiğiniz kişiden gizli olarak birşeyler yapmak, sadece sizi onunla tam ve bütünlük içinde bir doyum yaşamaktan uzaklaştırmaz, ayrıca kendinizi de kendi Tanrısallığınızdan ve 4. ve 5. boyuttaki bilincinizden ayırır. Gizlilik, gerçek ve saf sevgiden değil, içimizdeki korkulardan kaynaklanır, Koşullu Sevgi: Eşinizi ya da hayatınızdaki insanı sadece sizin şahsi ihtiyaçlarınızı karşılıyorsa seversiniz. Bu ihtiyaç sadece maddi anlamda olmak zorunda değildir. Örneğin aklımızdaki ?ilişki? kavramına uygun davranamayan ama sizi gerçekten seven birine sevgi duyamayız. Ya da, kendi değer duygumuzu pohpohlayarak artıracak birini daha çok severiz, eğer karşımızdaki bunu bir şekilde keserse, dengemiz bozulur ve bizi sevmediğini düşünürüz. Ve biz de kendi sevgi ve duygularımızı ona akıtmayı keseriz. İlişkiyi sadece ayrılık gözlüğünün ardından değerlendirebiliriz. Beklentiler: Aşık olup ilişkiye başlayabilmemiz için, o kişinin aklımızdaki beklentileri karşılayacak biri olması gerekir. Ve o kişiyi bu beklentileri gerçekleştirmesi için zorlarız. Manipülasyon: Her insan, karşısındakinden beklediğini alabilmek için onu buna zorlayacak yöntemlere başvurur. Bunlardan bazıları bilinçsizce yapılır. Kontrolcülük: Bu da aslında evrene güven duymamaktan kaynaklanır. Yüce Yaradanın kendimizden ayrı olduğunu düşündüğümüz için, isteklerimizi bize verip vermeyeceğini bilmemek, emin olamamak, başka bir insanın daha iyi bir ilişki sunabileceğine güvenememek ve sınırlılık içinde elimizdekini kendi alanımızda tutabilmek için onu çeşitli yöntemlerle kontrol etmektir. Kontrolcülük öylesine ince bir zekayla yaptığımız birşeydir ki, zihnimiz ve egomuz bunu saf sevgi ya da koşulsuz sevgi maskesi arkasına saklar. Bazen çocuğumuza bile aşırı sevgi verip onu manevi baskıyla kendi alanımızda kendimize bağımlı tutmayı isteyebiliriz. 4. BOYUT İLİŞKİLERİ 4. Boyut artık BİR olma temeline dayandığı için, 3. boyutta var olan bir ilişki içindeysek, bilincimiz 4. boyuta genişlediğinde, ilişkimizin de değişmesi gerekecektir. Eğer değişemiyorsa, sıkıntı yaratacak, yollar eninde sonunda ayrılacaktır. Dürüstlük: Gizlilik yerine dürüstlük ön planda olacaktır. Çünkü artık yargılama yoktur. Maskeler ardına saklanmak yoktur. Duyguları saklama ihtiyacı yoktur. Değersizlik duygusu yoktur. Dolayısıyla korku yoktur. Bu aynı zamanda kendi kendimize de gerçekten dürüst davranmamızı gerektirir. Fakat geçiş döneminde her iki boyutun da özellikleri tarafından bombardımana tutulduğunuzu hissedersiniz. Bu neredeyse kaçınılmazdır. Çünkü bir ayağınız 3. boyutta kalmış, diğeri kendini 4. boyuta kondurmuştur bile. Ve çekim hyasası gereği, kendi gelişiminizin hızında, kendi özellikleriniz doğrultusunda, ilişkiniz size AYNAlık görevi yapar. Bu da size acı verebilir. Eğer zihninizle 4. boyutta olmaya ÇALIŞIRSANIZ, bu size acı verecektir. Ancak 4. boyutu hissedip gerçekten kendi içinizde oturtabilirseniz acı çekmezsiniz. Bu da bilinçaltınızdaki yokluk, sınırlılık bilincinin ve korkularınızın temizlenmesi ile olacaktır. Bu geçiş dönem Boyunca birşeyler yapmaya ya da olmaya çalışmayın. Sadece akışta kalın. Zaten evren size doğru deneyimleri getirecektir. İzin vermek: Eşinizi değiştirmeye çalışmaz, ona kendi istediği gibi özgür olabilme hakkını verirsiniz. Buna izin vermek, ona güvenmeyi, dolayısıyla kendinize ve evrene tam ve koşulsuzca güvenebilmeyi gerektirir. Koşulsuz Sevgi: Partnerinizi koşulsuzca sevebilmek, onun size yaptığı herşeyi tepkisizce sineye çekmek demek değildir. Bunun üzerine basmak isterim. Çünkü ilişkiler üzerine çalıştığım pek çok hanımda bunu gözlemliyorum. Partnerinizin size söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyorsa, sadece onun mutluluğu ya da istekleri gerçekleşiyorsa, o zman sizin kendinizi sevmeniz engelleniyor demektir. Oysa sizin başka birini sevmeden önce kendinizi koşulsuzca sevebilmeniz gerekmektedir. Koşulsuz sevgi demek, bir insana bedeninizi ne olursa olsun açmak demek te değildir. Ama karşınızdakini değiştirmeye çalışmadan, kendi enerji alanınızdan enerji çaldırmadan, yani size kendinizi kötü ya da negatif hissettirmeden, onu olduğu gibi sevebilmektir. Gitmek isterse özgür bırakmaktır. Ama onu öfke yerine sevgiyle uğurlayabilmektir. Bu alanda örnekler çoğaltılabilir. Son olarak özlü bir sözü aktarmak istiyorum Gerçek aşkın başlangıcı, sevdiklerimizin olduğu gibi kalmalarına izin verebilmekle olur. Aksi halde, sevdiğimiz kişi, bizim aynadaki kendi yansımamızdan başkası olamaz. DİĞER BOYUTLAR 3. boyutun artık fiziksel bedenlerimizin olduğu ve yaşamımızı sürdürdüğümüz realiteden oluştuğunu artık biliyoruz. İnanç kalıplarımız, duygu ve düşüncelerimiz tarafından yaratılır. 3. ve 4. boyutlar ayrılık bilincinin devam edebildiği yegane boyutlardır. 4. boyutta ayrılık bilinci artık kişiye acı vermeye başlar ve değişim kaçınılmaz olur. Duygularımızın, düşüncelerimizin ve inançlarımızın patronu olduğumuz gün 4. boyutun geçiş kapısını bulduk demektir. 5. boyuta genişleyebildiğimizde, herşey aynı kalacaktır ama bizim bakış açımız ve odak alanımız değişecektir. Kendimiz ve bilincimiz üzerinde masterlik yapmaya başladığımızda, çekim yasası ve enerji üzerinde de masterlik yapabilecek halde olacağız. 6. boyut, DNA kodlarının oluştuğu boyuttur. Sözler değil, renkler ve seslerin enerjisiyle çalışır. Geçmiş şimdi ve gelecek aynı anda var olur. Bilincimizi bu boyuta geçici olarak genişletebiliriz. Bunu derin meditasyon yaparak başarabiliriz. Ve DNA mızı yeniden kodlayabilmek, bedenimizi şifalandırabilmek mümkün olabilir. 7. boyut kendimizi birey olarak algılayabileceğimiz son boyutturç Bundan sonra grup bilinci çalışmaya başlayacaktır. Bu boyutta saf ışık, kutsal geometri ve saf yaratım yasasından oluşuruz. 8. boyutta, dünya üzerinde çalışmakta olduğumuz enerji grubumuza ait oluruz. Gruğ bilinci başlar. 9. boyutta, grup bilinci, gezegenler, yıldız ve güneş sistemleri ile bağlanırlar. Ben bunların hepsiyim b ilinci gelişir. 12. boyut, Tanrısal bilincin olduğu alandır. Bunun ötesinde ne olduğu hakkında bilgi bulunmuyor. Thomas Merton orjinal site için ismin üzerine tıklayabilirsiniz.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 10 ve 11. boyut nerede? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2009 hiç dikkatimi çekmemişti hakkaten nerde 10. ve 11. boyut Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.