nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 14, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 14, 2009 Ev kadını mı? Bir feminist mi? Bir azize mi yoksa Tanrı´nın eşi mi? İkibin yıl önce Nasıra’lı Bakire Meryem bir kehanette bulundu; “Tüm nesiller kutsanmak için beni çağıracaklar”. Yaşamış ve yaşayan tüm kadınlar arasında en ölümsüz, en ünlü, en çok hürmet gören, en çok resmi yapılan ve saygı gören kişi, Hz.İsa’nın annesi Meryem´dir. İslam´ın kutsal kitabı Kuranı Kerim´de bile onun inancı ve iffeti övülür. Roma Katolik Kilisesi için Meryem Ana yalnızca "Tanrı’nın Annesi" değil, cennetin ve evrenin kraliçesi, bilgeliğin merkezi ve hatta kutsal ruhun eşidir. Ama artık Meryem Ana´yı feministler de savunuyor... Öte yandan Meryem Ana, tarihte en çok tartışılan kadındır. Protestanlar yüzyıllardır onun yüce biri olarak gösterilmesine karşı çıkıyorlar. Papa’nın Meryem Ana bildirileri, Vatikan ve Doğu Ortodoks Kilisesi arasında sorunlara neden oldu. Anlaşmazlığın temeli onun bakire kalıp, Hz.İsa’yı doğurabilmesiydi. Fakat Hz.İsa çarmıha gerildiği anda, insanlığın kurtuluşunu oğluyla paylaşmış olması onu bir anlamda dokunulmaz hale getiriyor. Yüzyıllardır Meryem Ana´nın durumu tartışılıp duruyor ve hala cevapsız sorular var. Hz.İsa’nın doğum nedeni tartışılırken, ona karşı duyulan yoğun sevgi, fikir ayrılıklarına rağmen Meryem Ana´yı daha da yüceltiyor. Çoğu genç olan milyonlarca insan, Meryem Ana´nın Kudüs´deki türbesine ve İzmir, Selçuk´daki Meryem Ana Evi´ne akın ediyor. Son birkaç yılda Kutsal Bakire’nin türbesine yapılan ziyaret sayısı inanılmazdı. Bir diğer açıdan bakıldığında, Meryem Ana adeta putlaştırılmış ve halk arasında moda haline gelmiştir. "Meryem Ana insan olmak istiyor..." Ne var ki, bu durum bazı din adamlarının canını sıkmakta. Meryem Ana çılgınlığı 1962-1965 arasında, yani II. Vatikan Konseyi´ne kadar çok yoğundu. Paris’li rahip Jacgues Fournier “bu tümüyle bir moda” demiş ve “şüpheciler” grubuna girmişti. Fakat geleneksel hiyerarşi, iddialar konusunda her zaman ihtiyatlıdır. Sadece sorguya ve meraka neden olmamak için bu yüzyılda sadece yedi Meryem Ana resmini kilise onayladı. Bu arada feministler, liberaller ve eylemciler Meryem Ana´nın pasif bir ev kadını gibi görünmesine, ya da tersine aile koruma mücadelecisi kimliğine büründürülmesine karşı çıkarak, yaşamını ve davranışlarını yeniden ele almaya başladılar. Bu gelişmelerden sonra San Francisco’lu bir rahibe olan Kathy Denison “Meryem Ana, insani bir varlık olmak istiyor” diyerek tartışmalara başka bir yön verdi. Tüm bu görüşlere rağmen, bir sürü insan Meryem Ana’yı ziyarete geliyor ve büyük olasılıkla 20.Yüzyıl Meryem Ana Yüzyılı olacak. İşte kanıtlar ve örnekler; * Fransa´da Lourdes’de bulunan Meryem Ana Mağarası´na gelen ziyaretçi sayısı, geçen iki yıla göre %10 artarak 5.5 milyona ulaştı. Burası yaşlılar ve hastalar için çekici olmasına rağmen, ziyaretçilerin yaş ortalaması 25 ve daha altıdır. Loic Bond adında bir spiker bir haber programında, gençlerin dans ettiklerini, şarkı söylediklerini, bağırarak dua ettiklerini ve çok mutlu olduklarını söylüyordu. * İrlanda’nın Knock kentinde 15 kişi, bir yüzyıl önce Meryem’i gördüklerini ilan ettiler. Olay 1979’da Papa II.Jean Paul’un türbeyi ziyaret etmesiyle büyüdü. Aynı yıl rağbet iki katına 1.5 milyona ulaştı. Hatta bu akın sayesinde Knock, 1986’da yeni bir hava alanına kavuştu. * Portekiz Fatima’da, Meryem Ana görüntülerinin bulunduğu sanduka 1917’den sonra 4.5 milyon ziyaretçi tarafından ziyaret edilmişti. Jean Paul II´nin ziyaretinden sonra ziyaretçi sayısı bir milyon arttı. * Hollanda, Czestochowa’da bulunan Meryem Ana türbesine gösterilen ilgi ise Fatima ve Lourdes’i geride bırakarak yılda beş milyon ziyaretçiye ulaştı. Papa burada 1979’da bir milyon katolik gence vaaz verdi. * Maryland, Emmitsburg’da katılım her yıl ikiye katlanıyor, ve şimdilerde 500.000’e ulaştı ve burası dünyadaki 43 Meryem Ana şehrinden en çok rağbet göreni oldu. Meryem Ana´yı görme enflasyonu! Meryem Ana’nın popüleritesi yeni şehirlerde de kendini gösteriyor. Örneğin, Yugoslavya’nın Medjugorje kentinde Meryem Ana’yı bir dağ köyünde gördüğünü söyleyen çok insan var. Özellikle altı tane ilahiyat öğrencisi, on yıl boyunca Meryem Ana’dan mesajlar aldıklarını ileri sürdüler. Buna karşın, Roma Katolik Kilisesi başrahibi Pavao Zanic, Meryem Ana’nın böyle bir mesaj vermiş olamayacağını söyledi. Ayrıca olayın turist çekmek için düzenlenmiş olabileceğini de belirtti. Vatikan yetkilileri şehire ziyaretçi turları düzenlemeyi bırakarak tepkisini gösterdi. Kutsal Bakire hakkında oluşan güncel efsaneler, Orta Amerika’dan, Slav tepelerine kadar birçok Hıristiyanı cezbetmeye devam ediyor. Örneğin, Nicaragua Devlet Başkanı Violeta Barrios küçük bir kent olan Cuapa’nın Meryem Ana tarafından ziyaret edildiğine inananlardan birisi. İddiaya göre, Meryem Ana kilise çalışanlarından birisine devamlı mesajlar iletiyor. 1981’de Managua’da yapılan bir ayinde 30.000 kişilik bir topluluk kutlamalar sırasında güneşin renk değiştirdiğini söylediler ve bu olayı Meryem Ana´nın ziyaretine bağladıklarını belirttiler. 1987’de Ukrayna’nın Hrushiw kentinde 12 yaşında bir çocuk ayin sırasında kilisenin üzerinde daireler çizen Meryem Ana´yı gördüğünü ve komünistler tarafından vurulduğunu söylüyordu. Daha yakınlarda Amerika’da da Meryem Ana´yı gördüğünü söyleyenler oldu. Denver yakınlarında “Mother Cabrini” türbesini ziyaret eden binlerce kişiye açıklama yapan rahibe Theresa Lopez, yedi hafta içinde sık sık Meryem Ana´nın ona göründüğünü ilan etti. Bu sırada kilise bir komisyon kurdu ve bu tür olaylar araştırılmaya alındı. Komisyonun işi çoktu zira Meryem Ana´yı gördüğünü söyleyenlerin listesi epey kabarıktı. California, Santa Ana´dan Meksikalı göçmen kadın Irma Villegas, 1991 Ekim´inden başlayarak mozaiklerin üzerinde yedi hafta süreyle her sabah yapılan ayinde Meryem Ana´yı gördüğünü ve ilişki kurduğunu söyledi; Villegas; "Meryem Ana bana halkla konuşmamı söyledi, ben de bunu yapıyorum."diyordu. 20.Yüzyıl sonlarında Meryem Ana´yı gördüğüne inanan bir grup insan Louisiana’da "Mir-Barış" adlı kulüp kurdu. Üyelerden birisi olan Mimi Kelly, grubun insanlık adına iyi şeyler yapmak isteyenlerin kararlılığıyla kurulduğunu söylüyordu. Medjugorje’de geçen Meryem Ana olayına inanan kalabalık bir grup, bu kulübün adı altında gazetelere binlerce mektup yazdılar ve birçok konferans düzenlediler. Ayrıca Yugoslavya’da bulunan 70 tane “ Meryem Ana telefon hattı" arayacak meraklıları bekliyor. Meryem Ana’yı gördüğünü ya da bir mesaj aldığını söyleyenler bu numarayı çeviriyorlar. Ayrıca son 16 aydır yaptıkları eylemlerde kullandıkları afişlerde Meryem Ana’nın “Sizlere, Tanrı’nın sizi sevdiğini söyüyor.” şeklinde slogonlar kullanıyorlar. 16 ay içinde Teksas´da bu sloganın yazılı olduğu 16.000 billboard asıldı. Papa, herşeye rağmen, olanlardan memnun, vatanı Polonya´da Meryem Ana sevgisi gittikçe artıyor; şimdiye kadar Meryem Ana figürü, Meryem Ana Evi´nden dolayı Müslüman Türkler, Kudüs nedeniyle de Museviler, İsveçli Lüteryanlar ve 1920´de de Sovyet Bolşevikler üzerinde etkili oldu. Şimdiki Rusya´da ise "Black Madonna" ikonunun bulunduğu kiliseler dolup taşıyor, üstüne üstlük komünizmin karşısında Meryem Ana kavramı birleştirici bir unsur aracı oluyor. Papa Jean Paul II, bu fırsatı iyi kullanıyor, cüppesine altın "M" arması diktirdi, birçok türbe ziyareti yaptı, adına dualar okuttu. 1981´de Vatikan´da Mehmet Ali Ağca tarafından vurulmasının 13 Mayıs´a yani Meryem Ana´nın Fatima´da üç çocuğa görünme olayının yıldönümüne raslamasının ilahi bir işaret olduğuna da inanıyor. Kutsal Anne, Komünizm düşmanı bir politikacı mı? Ayrıca dini bütün Avrupalıların komünizmden bu yolla uzak tutulduğu da kabul ediliyor ve Papa gibi daha birçok kişiyi de memnun ediyor. 1917´deki Fatima olayında Meryem Ana, kehanetlerde bulunmuştu, tanıklardan birisi olan şimdiki Rahibe Lucia´ya göre, Meryem Ana´nın önemli kehanetlerinin içinde Sovyet gücünün yokolacağı da vardı ve Lucia bizzat Papa´ya ve Vatikan üst düzeyine onun "Lekesiz Kalbi" tarafından Komünizm´in silineceğini özel olarak anlatmıştı. Sovyetlerin yıkımının 1984´de başlayacağını söyleyen Lucia yanılmamıştı çünkü aynı dönemde ortaya çıkan Mihail Gorbaçov´un yükselen gücü sonun başlangıcıydı. İnanılması güç ama bugün özellikle ABD´de hala birçok insan, Komünistlerin Hz.İsa´nın kutsal annesi tarafından yokedildiklerine inanıyor. Ayrıca daha önce geçen Meryem Ana´nın kilisenin üzerindeyken komünistler tarafından vurulduğunu söyleyen 12 yaşındaki çocuk öyküsü de, halkı uzun süre meşgul etti. Vurulma öyküsü, totaliter Sovyet hükümetine duyulan antipatiyi daha da arttırdı. Aslında, böylesine güçlü inançların yaşandığı toplumda Meryem Ana´nın yeniden canlandırılması bir dereceye kadar kabul edilebilir, fakat ondan gelen mesajlar olduğunu iddia etmek pek kabul edilebilir değildir. Vatikan bir ara Meryem Ana´nın bekareti ve anneliği simgelediğini beyan eden açık bir mektup yayımladı. Vatikan her kadının kendinde bulabileceği bu iki özelliğin Meryem’de olduğunun altını çizmiş oldu. Bunlar anti-komünist kişilikte oluşan aile kavramı koruyuculuğunun yanısıra bakirelik ve de annelikti. Ama Papa kadınların rahip olamayacaklarını da söylüyordu. “İsa, eğer kadınların rahip olmasını isteseydi, Meryem en başta gelirdi.” derken kadınlara, sırf Meryem Ana bir ev kadını olduğu için kariyerlerini bırakmamalarını da öğütlüyordu. Ve Papa Meryem’in itaatkarlığını ve fedakarlığını överken bunun erkek egemenliği yüzünden değil, Tanrı isteğiyle olduğunu belirtiyordu. Böylece Meryem Ana´nın ev kadınlığı ve kocasına hizmet etmesi ilahi bir göreve dönüştürülüyordu. Meryem Ana´ya yasaklar konmuştu! Fakat feministler kilisenin bu yorumundan hoşnut değildiler. Teoloji Profesörü Elizabeth Johnson, Meryem Ana´nın yücelirken pasifleştiğini, erkek egemen toplumda itaate ve bekarete mahkum edildiğini, seksin ona yasaklandığın söyledi. Feministler Meryem Ana´ya dünyevi varlığın unutturulduğu kanısındalar. Johnson ekliyordu; "Güncel cinsiyet hiyerarşisinin burada güçlü izleri görülüyor..." Farklı bir düşünce akımı daha var. Bu yeni akım Meryem Ana´yı, dünya anneliği görevini taşıyan sosyal bir yargıç olarak tanımlıyor ve erkeklerin egemenliğini kutsal bir görevle yıktığını düşünüyor. İngiltere’de bir rahibe olan Lavinia Byrne;” İsa çarmıha gerildiğinde tüm yandaşları kaçarken, o oğlunun yanındaydı” diyerek Meryem’i bir güç abidesi haline getiriyor ve ona güçlü kadın imajını veriyor ve ekliyor; "O, yaşamı boyunca oğlunu izledi ve onun felaketine katlanabildi." diyor. Fransız yazar Nicole Echivard’da aynı çizgiyi izleyerek; "Tanrı´nın Annesi imgesi, kadınların sevgi ve toplum için yaşamaları olgusundan kaynaklanır, bu imge güçten ve robotlaşmış bir kişilikten daha üstündür. Meryem Ana çoğu zaman çoğu zaman liberal, çoğu zaman nedenselcidir, en doğru kararları vermiştir ve tüm annelerden çok ötede olan bir sorumluluğu simgeler.." diye yazıyor. Bazılarına göre olayın politik yanı üzerinde de durulmalı. Roma Angelium Üniversitesi´den Prof.Mary O’Driscoll, “Meryem zulm edilenler ve fakirler için ayaktadır” derken Magnificant´da (Meryem Ana’nın ilahisi Luka İncili 1) Tanrı´nın hamile Meryem için söylediklerini hatırlatıyor; ”Kudret, Tanrı´nın tahtından indirilmiştir ve düşük seviyelerdekiler için yükseltilmiştir; açlığı güzel şeylerle doldurdu ve zenginliği boşluğa yolladı”. Bu tür revizyonist yorumlar aslında Vatikan’a karşı değildir. 1974’de Papa VI Paul, Meryem Ana´yı şöyle tanımlıyordu; "Acıyı ve yoksulluğu, göç ve sürgünü bilen deneyimli, sabırlı ve hoşgörülü bir kadın ve o gücün anasıdır" ve Jean Paul II’de aynı şeyleri söylüyor ve; "Saf ve tüm sevgi için kendini kurban etmek; en büyük acıların üstesinden gelme yeteneği, sınırsız sadakat ve yorulmaz bir görev aşkı; işte Meryem Ana budur..." diyordu. Fakat bütün bunlar tutucu kilisenin ve yandaşlarının görüşleri diğer bazı görüşleri ve gerçekleri; peki ya karşıda neler var? * Bakire gebelik Matta ve Luke İncilleri, Meryem Ana´nın bir bakire olduğunu ve Hz.İsa’nın mucizevi bir şekilde babasız doğduğunu anlatırlar. Hatta daha eski yazıtlarda bu inanç doğrulanır. Hıristiyanlık bu inanç üzerinde ısrarlıdır. Fakat bazı liberal Katolik bilginler ve aynı paraleldeki Protestan düşünürler bu edebi gerçek anlatımında kuşkulular. Rahip Raymond Brown, ABD´de İncil aracılığıyla yol göstererek, soruna “çözülemez” tanımını getirerek bir nevi tabu oluşturuyor. Ama tartışmalar durmuş değil; Detroit Üniversitesi’den teolog Jane Schaberg tutucu inançları küçümsüyor, evlenmemiş Meryem Ana´nın Yusuf’la nişanlanmasına rağmen başka bir adamdan hamile kaldığını ve onun özgür bir kadın olduğunu iddia ederek; "erkeklerle ilişkisi var şeklinde tanımlanamaz ve asla yıpratılamaz." diyor. * Ebedi bakirelik 15 yüzyıl öncesinden kalan bir Katolik ve Ortadoks inancına göre Meryem Ana herzaman bakiredir. Bunun anlamı, Yusuf’la hiç seks yapmadığı ve İncil’de yazdığı gibi İsa’nın kardeşlerinin aynı zamanda onun kuzenleri olduğu demektir. Bu inanç rahipler ve rahibeler için bekaret geleneğini sağlamlaştırır. Ama Protestanlar için bu böyle değildir, onlar rahip ve rahibelerin bakire kalmak zorunda olmadıklarını savunurlar. Ayrıca liberal katolikler de, seksin kilise için ayıp sayılmaması gerektiği görüşündeler. Teolog Ranke-Heinemann Meryem Ana´dan normal annelik ve seksüellik hakkının çalındığını belirtiyor ve "Bu olay canavarca uydurulmuş nörötik bir seksüel fantazidir..." diyerek sert bir çıkış yapıyor. Heinemann´a Vatikan´ın cevabı belli; "Kilisenin seksle ilgili bir sorunu yok, bunu dünya biliyor." * Günahsız gebelik Bu görüşe göre Meryem Ana günahsızdır yani doğduğu gibi saftır, inanç 1854 yılına kadar Katolik kilisesi tarafından bir dogma olarak sunuldu. Kimsenin Meryem’in gebeliği hakkında söz söyleme yetkisi yoktu ve Meryem Ana mükemmel bir yaşam sürdürmüştür. Fakat protestanlar buna da şiddetle karşı çıkıyorlar; Hz.İsa´dan başka kimsenin günahsız olamayacağını ve Meryem Ana´nın da insani günah işlemiş olmasının gerektiğini söylemekteler. Yazar Marina Warner, "Bakire Meryem Miti ve İnancı" adlı kitabında böyle bir inanç yüzünden Meryem Ana´nın insan ırkından dışlandığını belirtiyor. Ayrıca Meryem Ana´nın tüm insanlıktan ayrılan bir durumu sokulması Hz.İsa’nın dinsel gücünü de tehlikeye atabilir. Tartışmalar sürüyor, birçok kişi günahı yalnızca Tanrı’nın belirleyebileceğini görüşünde. Meryem Ana´nın günah işlemiş olması Hz.İsa’nın peygamberliğine gölge düşürmez, deniyor. Protestan kilisesi bir dizi açıklama yaptı, onlara göre, Meryem Ana´yı bir azize olarak göstermek ve onu nerdeyse Tanrılaştırmak veya ona "Tanrı´nın Annesi" demek kilisenin sığınmak zorunda kaldığı bir olgudan başka birşey değildir. Peki, acaba gerçekten yaşadı mı? Şimdi herkes Meryem Ana´nın rolünü tartışıyor. Katolik ve Lutheran kiliseler Meryem Ana´nın Hz.İsa’ya ortak konuma gelmesinden rahatsızlar, çünkü hiçbir insan Hz.İsa’ya ortak olamaz. Bu durumda Katolikler, Meryem Ana´yı aziz bir anne ve hizmetkar olarak göstererek, onu dinin yayılması için oğluna ortak olma konumudan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Fakat feministler, Meryem Ana´nın Tanrı’nın hizmetçisi ve yıpranmış bir anne olarak yorumlanmasının yanlış olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre Meryem, özgür ve cesur bir kadındı, oğlunun savaşına yardım eden tek kişiydi ve belki de bakire değildi. Bu durumun farkına varan bazı din bilimciler Meryem Ana´nın bu imaj içinde varolmasının popülaritesini artırdığını düşünüyorlar. Ateist bilimin manşetinde ise şöyle yazıyor; Meryem Ana diye bir insan yaşamış değil, ortada çok eski pagan inançlarından gelip, Hıristiyanlığı etkileyen bir ana tanrıça saplantısından başka birşey yok. Hatta, bu konuda BBC´de her iki dinin en üst düzey uzmanlarının katıldığı bir dizi tartışma yapıldı; konu, gerek Hz.İsa´nın, gerekse de Meryem Ana´nın yaşayıp yaşamadıklarıydı. Ama bu başka bir yazının konusu... Önemli bir görüş de Berkeley Üniversitesi profesörlerinden Dr.Sandra Schneiders´den geliyor; "Bu ölü bir dalganın yükselişine benziyor, tanrıça tanımlamaları, ilahi feminenlik ünvanları, erkek bir tanrıya benzerlik gibi şeyler geçmişte kaldı. Meryem Ana´nın popülaritesinin gittikçe artmasının bütün bunlarla hiç ilişkisi yok. Musevi-Hıristiyan inancı sadece erkekler içindir ve burada ilahi feminizm ağlayışının dışarı sızabileceği küçücük bir çatlağa raslayamazsınız." İnsanlık bazen Meryem Ana´ya ağlıyor, bazen onunla övünüyor. Meryem Ana, ya güçlü bir kadın ya da aciz bir ebebeyn; Fedakar bir anne veya bir savaşçı veya bağımsız ya da acılar içinde yaşamış bir kadın; bütün bunlar batı uygarlığının çizdiği kalıplar ve Meryem Ana batı dünyasının önemli bir parçası. Milyonlarca insan onunla ilgili gizemi çözmeye çalışıyor. Bu kadar farklı düşünce ve inanç arasında tek bir ortak nokta var; herkes Meryem Ana´nın kutsal bir anne olarak görevini yaptığını tartışmasız kabul ediyor. kaynak Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 hristiyanların anne diye betimledikleri kişi olsada her zaman cinsel yönden sapkın bir portrede çizer.. meryem ananın avrupa pagan kültüründe bu kadar yer alması onun şöhretini kazanmasına sebep olan şeydir herhalde.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 meryem ana deyince, zihnimdeki çağrışımlar:, saf, temiz, masum, utangaç ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Alias Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 ''Ana''haricinde Dönemin şart ve kurallarına göre yaşamış Birilerine göre İdol Bazılarına göre Kötü Sanırım bana göre '' ? '' çünki kafamdaki soru işaretlerini gideremedim halen. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Gavriel Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2009 meryem'e gökerin kraliçesi ünvanını paganizmden geldiği söylenir ayrıca artemis yerine 12 yıldızdan tacı ile meryem'in geçtiği iddalar arasında yazıyı daha önce okumuştum.paylaşım için teşekkürler birde utangaç masum temiz vb...anlamları dışında bazılarına göre tanrı'nın en sağlam rakibi =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emirhancan Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Ev kadını mı? Bir feminist mi? Bir azize mi yoksa Tanrı´nın eşi mi? nedemek bu ya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.